2020

Selam arkadaşlar, bu siteyi uzun zamandır takip eder ve çoğu hikayeleri severek okurum. Benim de başımdan geçen ve halen devam eden bir olayı sizinle paylaşmak istedim. İsmim Zeliha, 29 yaşında, 1,68 boyunda ve 60 kiloda, kapalı bir bayanım. Kapalı derken, kocamın zoruyla kapandım. Bir kızım var 10 yaşında. Sezeryanla olduğu için başka çocuk istemedim. Kocam zorlasa da, ben hep karşı çıktım, bir daha çocuk yapmadım.


Kocam fabrikada vardiyalı bir işte çalışır. Kazancı fazla olmadığı için maddi durumumuz da pek iyi değil, ama geçinip gidiyoruz işte. Kocamla malesef monoton bir hayatımız var. Kendisi 1,70 boyunda ve 95 kiloya yakın. Kendine hiç bakmaz. Ne giyinmesini bilir, nede kadın ruhundan anlar. Ama sorsanız yatakta ondan iyisi yok. Yatakta ise 5 dakika bile sürmez ilişkimiz, sonra da, "Bu kadar uzun kimse yapamaz, benim kıymetimi bil!" diye övünür. İnanın 11 senelik evliliğimde bir kez olsun seksten zevk almadım. Ne doğru dürüst öpüşmesini bilir, nede başka yerlerimi öper sever. Bir kez başka kadınlardan duyduğum için ben ona oral yapmaya niyetlendim, bana söylemediği laf, etmediği hakaret kalmadı. "Öyle şeyleri orosbular yapar, yarın birgün benim de sana yapmamı beklersin!" falan filan...

Bir gün bizim oturduğumuz mahallede bir müstakil ev satıldı. Alan kişiler Türk olduğu için çok sevindim. İnşallah iyi insanlar olur da en azından komşuluk yaparız diye ümit ettim. İsimlerini sonradan öğrendiğime göre, Jale ve Hakan isminde evli bir çift imiş alanlar. Durumları çok iyiye benziyordu, adamın makam arabası gibi koskocaman bir arabası, hanımında da son model bir Jip vardı. Taşınırlarken ben kocama, "Bir hayırlı olsun ve hoşgeldin diyelim, çay, kurabiye, börek falan yapıp yanlarına gidelim. Malum adamlar sabahtan beri taşınmayla uğraşıyorlar!" dedim. Kocam başta mırın kırın etse de razı oldu ve gittik. Jale hanım ve kocası Hakan çok ama çok iyi insanlara benziyorlardı, öyle havalı falan hiç değiller, aksine çok mütevazi idiler. Bize karşı da çok iyi davrandılar ve teşekkür ettiler.

İki gün sonra Jale hanım elinde benim bıraktığım tepsi ve çantayla kapımı çaldı. Güzel bir çiçek almış ve çantayı da çukulata ile doldurmuştu. Jale hanıma, "Neden zahmet ettin, ne gerek vardı..." diyerek içeri buyur ettim ve akşama kadar oturduk, sohbet ettik, çay kahve içtik. O günden sonra çok samimi olduk. Kocam, Hakan'ı beğenmese de ziyaretlerine kocamla beraber gidip gelmeye başladık. Kocam sanırım Hakan'ı kıskanıyordu. Hakan 1,80 boylarında ve çok atletik bir vücuda sahipti. Genelde çok dar gömlek veya tişört giyerdi. Adamdın vücudunda yağ denen bir şey yoktu nerdeyse. Hakan'ın birkaç tane Süpermarketi varmış ve yanında nerden baksan 35-40 kişi çalışıyormuş.

Bir akşam yine onlara oturmaya gitmiştik. Sohbet esnasında konu işten güçten açılınca, Jale bana, "Sen neden çalışmıyorsun Zeliha, eve katkın olur ve en azından evde boş oturmazsın!" dedi. Kocam hemen atladı, "Gerek yok, ben çalışıyorum! Hem kapalı olduğu için ona iş vermezler!" dedi. Jale de kocama, "Eğer isterse bizim Markette kasada çalışabilir. Hem ben de sürekli Marketteyim, beraber gider geliriz, gözün arkada olmaz!" dedi. Akşam evimize dönünce kocamı yalvar yakar ikna etmeye çalıştım. Sonuçta ayda 1.400 Euro maaş alacağım için ikna oldu. Dünyalar benim olmuştu.

Birkaç gün sonra işe başladım. Kızım okula gittiği için sabah 8'den 16'ya kadar çalışıyordum. İşi çok çabuk öğrendim, kasa işi çok kolaydı ve 2 aya kalmadan neredeyse herşeyi biliyor ve her işe yardım ediyordum. Jale ile de çok yakın arkadaş olmuştuk. Birgün sabah yine Jale'nin arabası ile işe giderken, konu evlilikten, mutluluktan açıldı ve sonunda sekse geldi. Jale bana, "Seks hayatınız nasıl gidiyor Şekerim?" diye sorunca ben, "Ehh işte, öyle böyle idare ediyoruz!" diyerek geçiştirdim. Ama o anlatırken ağzım açık kaldı. Kocası ile yaptıklarını anlatırken hem gözünün içi gülüyor, hemde ara sıra kasığını tutup, "Sorma, benimki akşamdan sevişmeye bir başladı mı, sabah saat 3'e 4'e kadar yapar. Aramızda kalsın, Hakan'ınki oldukça büyük, bazen karnıma ağrılar girer, bazen de yürümek bile zor gelir, resmen yürüyüşüm değişir. Üstelik beni yalayarak 1-2 kez Orgazm etmeden asla girmez bana!" dediğinde bende film koptu. "Yalar mı? Nasıl yalar?" diye sorduğumda, Jale başladı gülmeye ve "Nasıl yalayacak, amımı götümü, her tarafımı yalar! Hele bazen 69 oluruz, bu en sevdiği pozisyon, işte o zaman yarım saate yakın o beni, ben de onunkini yalarım!" demez mi. O gün iş yerinde çalışırken aklım başımda değildi, sürekli Jale'nin anlattıklarını düşünüyordum.

Pazartesi sabah birlikte işe gitmek için yine Jale'nin arabasının yanına indim. Jale evden çıktığında yürüyüşü değişmişti, resmen bacakları ayrık ayrık ve zorla yürüyordu. Bana gülümseyip, "Günaydın!" dedi. Arabaya otururken altına küçük bir yastık koyunca, "Hayırdır ne oldu, hasta mısın, istersen sen gelme ben otobüsle giderim!" dedim. Jale, "Yok canım birazdan geçer popomun sızlaması, dün gece Hakan yine coştu ve son olarak arkadan yaptı, oranın da hastası, girince çıkmak bilmiyor!" dedi ve güldü. "Arkadan derken?" diye sorunca, "Ahh Zeliha, sen de bu yaşına gelmişsin, genç kız gibi soru soruyorsun. Arkamdan yaptı, yani götümden sikti, şimdi anladın mı?" dedi. Ben şaşkınlıkla, "Gerçekten mi?" diye sorunca, "Niye inanmıyorsun kız, kocan seni hiç arkadan yapıyor mu?" dedi. Ben de nasıl oldu bilmem ama, "Bırak arkadan yapmayı, önden bile doğru dürüst yapmaz!" dedim. "İlahi Zeliha, tam bir alemsin valla!" dedi ve gülüştük, devam ettik yolumuza.

O günden beri ailecek bir araya gelmelerimizde gözüm hep Hakan'ın önüne kayıyordu. Pantolonun önü öyle şişkin duruyordu ki, içim bir tuhaf oluyordu. Ama Hakan'ın da ara sıra bana baktığını yakalamıştım. Utanıp başka yere baksam da, genelde mutfağa gidip gelirken götüme baktığını hissediyordum. Günlerim artık daha bir değişik geçiyordu, kocamı aldatmak asla aklımdan geçmiyordu, ama kaçamak bakışlarla halen Hakan'ın önüne bakmaya devam ediyordum. Ve hayaller kuruyordum...

Yaz tatili vakti geldi. Ben Markette işe başlamadan çok önce kocam çalıştığı Fabrikadan 3 haftalığına izin almıştı, birlikte Türkiye'ye gidecektik. Ama şimdi benim durum değişmişti. Markette herkes eski çalışanlar olduğu için millet izinini ayarlamış, ama bana izin yoktu. Samimiyetimizi kullanıp özel bir muamele de istemedim. Hakan abi de, "Zeliha, söz, seneye yaz tatilinde sana 4 hafta izin vereceğim, bize yardımcı oldun bu sene, ben de unutmam bu iyiliğini!" dedi ve teşekkür etti. Ben artık kocama, "Siz bensiz gidin memlekete!" demek zorunda kaldım. Kocamla kızımı taksiye bindirdik ve havaalanına gittiler. Akşam Türkiye'den aradı kocam ve "Bizi merak etme, sen kendine dikkat et, biz babamlarla iyiyiz burda!" dedi.

Ertesi sabah işe giderken, Jale, "Kızımla 2 hafta okulu ile tatile gidiyoruz. Velilerden iki kadın da gitmesi lazımmış, ben de bu sene tatile gidemiyorum diye kabul ettim! Zeliha bak buralar sana emanet. Hakan yemek ve çamaşır işinden anlamaz, ben sana bir anahtar vereyim, bizim eve de bakar ol, ama lütfen kızma ve sana 1 maaş da ikramiye verelim, yoksa Hakan kabul etmez!" dedi. Ben, "Seve seve yaparım, ikramiyeye ne gerek var!" desem de, Jale ısrar edince extra maaşı kabul ettim.

Bir gün sonra Jale'yi kızı ile havaalanına Hakan abi götürdü. Hakan abi genelde akşamları eve saat 19-20 arası gelirmiş, ben de o gün işten çıktım doğru Hakan abilere geçtim. Evi toparladım, bir güzel de yemek hazırladım. Masayı hazırladım ve çıktım. İkinci gün yine mesaiden sonra onların eve gittim, yemek yaptım, masayı hazırladım, tam çıkmak üzereyken Hakan abi erkenden geldi. "Zeliha dünkü yemek harika idi, ellerine sağlık, ben alışkın değilim öyle güzel yemeklere, Jale pek anlamaz, bak beni şişmanlatacaksın onlar gelene kadar!" diye takıldı.

"Afiyet olsun!" deyip çıkacakken, "Zeliha nereye? Otur, beraber yiyelim, sen de yalnızsın ben de, bir tencere yemeği kim yiyecek?" diye ısrar edince, birlikte yemeyi kabul ettim. Yemek yerken Hakan abiyi Jale aradı, yarım saat konuştular. Yemekten sonra Hakan abi, "Zeliha oldu olacak bir de çay demle de içelim!" deyince, kıramadım çayı da demledim. Tam çaylarımızı salona götürmüştüm ki kocam aradı. Hakan abiye sessiz olmasını işaret edip, telefonu açtım. Kocam, "Nerdesin?" diye sorunca, "Evdeyim!" dedim. Kısa bir konuşmadan sonra kapattı telefonu. Hakan abi gülerek, "Niye burda olduğunu söylemedin Zeliha?" dedi. Ben de, "Neme lazım, yanlış anlar, bana kızar!" dedim. "Zeliha bozulma ama senin kocan biraz yabani! Birbirinizden ayrısınız ve seninle 1 dakika bile konuşmadı ve ilk sorduğu şey de 'Nerdesin?' oldu!" dedi. "Aman Hakan abi, bu böyle gelmiş, böyle gider, malesef değişmez, haklısın kocam odunun teki!" dedim.

Çaylarımızı içerken Hakan abi, "Ben üzerime rahat bir şey giyeyim, oturur sohbet ederiz, nasıl olsa artık arayan soran olmaz!" dedi. Üzerine bir tişört ve spor pantolonu ile geldi içeriye. Ama eşofman tarzında giydiği şey çok ince olduğu için önündeki şişkinlik çok net görünüyordu. Sohbete başladık, çay kahve derken saat 22:00 olmuştu. Ben artık gitmek için müsade istedim. Hakan abi, "Zeliha yarın Pazar iş yok, otur. Hem uykun gelince geç misafir odasında yat. Korkacak bir şey yok, yabancı mıyız?" deyince ben gaza geldim, "Yoo niye korkayım, korkmuyorum, ama ben gideyim!" dedim. Hakan abi, "Bak sen de ben de yalnız oturmaktansa sohbet ederiz biraz daha!" diye ısrar edince kıramadım.

Ben gitmekten vazgeçince, Hakan abi kilere indi ve bir şişe beyaz Şarapla yukarı geldi tekrar. "Zeliha hiç Şarap içtin mi?" dedi. "Hayır içmedim, hem alkol günah degil mi?" dedim. "İlahi Zeliha, Şarap alkol değil ki, üzüm suyu. Gel felekten bir gün çalalım, aramızda kalır, söz! Jale bunu çok sever, ama eğer sen yok ben içemem, bana ağır gelir diyorsan, içme!" dedi. O sırada yine gaza geldim, "Jale içiyorsa bana niye ağır gelsin ki, tamam içelim!" dedim. Kalktı slow bir müzik açtı ve iki bardak getirdi. İkimize de yarımşar kadeh doldurdu (Şarap öyle içilirmiş sonra öğrendim) ve sohbete koyulduk yine...

Üçüncü kadehten sonra başımın döndüğünü hissettim, vücudumun heryerini ateş basıyordu sanki. Hakan abi de, "Bak yanakların kızardı, istersen fazla içme!" dedi. Ben de gülerek, "Haklısın, her tarafımı ateş bastı, nasıl üzüm suyuysa bu Şarap!" dedim. O sırada Hakan abi, "Dur ateşine bir bakayım!" diyerek karşı koltuktan kalktı, yanıma oturdu. Elinin dışı ile yanaklarıma temas edip, "Valla haklısın, yanakların ateş gibi yanıyor resmen!" dedi ve güldü. Sonra da, "Biliyor musun, yanakların kızarınca daha tatlı oldun!" deyince utandım, yüzümü çevirdim. Hakan abi, "Utanacak bir şey yok Zeliha, gerçekten güzel oldun, zaten güzel bir kadınsın, ama böyle daha güzel oldun! Ama istersen eşarbını ve üzerindeki ceketini çıkar, yoksa havale geçireceksin!" deyip gülümsedi.

Eşarbı çıkardım, saçlarımı serbest bıraktım (Saçlarım nerdeyse kalçalarıma kadar uzundur). Sonra ceketi de çıkardım. Altımda sıfır kollu ve daracık tişört olduğunu unutmuşum. Göğüslerim oldukça büyük ama dik olduğu için, Hakan abi, "Offf Zeliha, böyle bir güzelliği neden saklıyorsun?" dedi. Ben yine utanıp, "Aman, sanki güzel olsam ne olacak, kıymetini bilen olmadıktan sonra!" dedim. O sırada Hakan abi saçlarımı kafamdan aşağı ta kalçalarıma kadar okşayıp, "Bu güzelliğin kıymetini bilmeyeni vurmak lazım, nasıl bilmez ahmak kocan?" dedi. Eli kalçamın üzerinde kaldı. Kalçamı okşamaya başlayınca, "Hakan abi yapma lütfen..." diyerek döndüm. O sırada yanağımdan öyle sıcak öptü ki, bir tuhaf oldum. Bir yandan hoşuma gitmişti, bir yandan da, "Abi yapma lütfen..." demeye devam ediyordum.

Boynumu, boğazımı öpmeye, kulak mememi emmeye başladı. Sonra kulağıma, "Şarap da aramızda kalacak, bu yaptıklarımız da, ben artık dayanamıyorum, lütfen kırma beni Zeliha!" dedi. Bedenim titriyordu resmen. Ağzım, "Yapma!" dese de, içimden devam etmesini umuyordum. Yavaşca arkamdan tişörtümü çıkarttı ve hemen sütyenimi de açtı, önüme geçti. Ben, "Abi yapma..." dedikçe göğüslerimi ve meme uçlarımı emiyordu. Bacak aram resmen ıslanmıştı, ne oluyordu bana, arzularıma karşı koyamıyordum...

Salondaki koltukları çok genişti, yatak gibiydi nerdeyse. Beni yatırdı ve eteğimle külotumu çıkarttı. "Yapma abi..." desem de, bacak arama yumulmuştu bile. Ordan sonra bende Film koptu. Amımı öyle bir yalıyordu ki, dilini içine sokarak, am dudaklarımı tek tek emerek, klitorisimi dudaklarının arasında sıkıştırıp sündürerek. Bana birden bir titreme geldi, ölüyorum sandım ve amımdan resmen sular akmaya başladı. Orgazm dedikleri bu olsa gerek. İnanın yarım saate yakın yaladı amımı ve o yarım saatte 3 kez Orgazm oldum. Bulutlarda uçuyordum resmen. 11 yıllık evliydim, ama bu duyguyu daha önce hiç yaşamamıştım.

Sonunda doğruldu, beni kucağına aldı ve ikinci kata çıktık. Ben kucağında, bir yandan dudaklarımı emiyor, bir yandan merdiven çıkıyordu. Bu nasıl bir adam böyle diye düşünürken yatak odasına geldik. Koskoca bir yatakları vardı, yatırdı beni. Ve önümde soyunmaya başladı. Boxerini çıkarınca nerdeyse dilimi yutuyordum. Aman Tanrım, o nasıl bir yaraktı öyle, uzunluğu nerdeyse bileğim kadar ve başı kalın mı kalın. Jale demek ki, "Hakan'ınki oldukça büyük!" derken abartmamıştı.

Hakan yarağını ağız hizama getirip, "Şimdi de senin hünerlerini görelim bakalım!" diye dudaklarımın arasına doğru dayadı. Sıra bende idi, beni böyle dili ve ağzı ile 3 kez Orgazm eden adama mümkün mü yok demek. Yarağını yalamaya başladım. Ama kafası bile ağzıma sığmıyordu, zorlanıyordum iyice. Acemice ve korku içinde elimden geldiği kadar yaladım...

10 dakika geçmeden, Hakan, "Şimdilik yeter bu kadar! Şimdi de amının hünerlerine bir bakalım!" deyip yarağını ağzımdan çekti. Yatağa yanıma sırtüstü uzanıp, "İlk seferinde gel sen üzerime canım!" dedi. (Kocam beni sikerken hep altına alırdı). Üzerine çıktım, am dudaklarımla Hakan'ın göbeğine yapışmış yarağı üstünde ileri geri giderek, am sularımla resmen yıkadım yarağını. En sonunda yarağı başından tutup ıslak amımın ağzına yerleştirdim. Amım o kadar ıslak olmasına rağmen sırf o kocaman başını içime alana kadar öldüm nerdeyse. Ama Hakan hiç alttan hareket etmiyor, "Aşkım sen kendin ayarla, yavaş yavaş. Hepsi girince biraz acır belki, ama sonra alışırsın!" diyordu. Ona söylemesi kolay, o yarak sonuçta bana giriyordu. Amım yırtılıyor sandım, ama sonunda yarısını almıştım ve artık durmak niyetim de yoktu. Biraz daha, biraz daha derken sonunda taşaklarına kadar oturdum. Yarağını sanki midemde hissediyordum. Yarağı komple içimde iken hiç kımıldamadan, 10 dakikaya yakın sadece öpüştük. Sonunda dayanamadım ve hafiften kalkıp oturmaya başladım...

Tanrım bu ne güzel bir şeydi böyle, amımın duvarlarında kalın yarağının damarlarını hissediyordum. Amım yarağına alıştıkça alıştı ve benim hareketlerim de daha bir serileşti. Gittikçe hızlanan bir tempoyla kalkıp oturuyordum artık. Kocamdan alışık olduğum için bitecek korkusu ile, bir ara çok hızlanmışım. Hakan, "Aşkım acele etme, daha sabaha kadar vaktimiz var, sabaha kadar o senin, elinden alan yok, tadını çıkar!" demesi ile yavaşladım.

15-20 dakika sonra Hakan beni üzerinden indirip altına aldı, bacaklarımı omzuna attı. Yarağını amıma tek seferde köküne kadar sokunca tekrar yırtılıyorum sandım. O esnada öyle bir bağırmışım ki, nerdeyse tüm mahalleyi ayağa kaldıracaktım. Hakan, "Aşkım sakin ol, adam öldürüyorum sanacaklar!" diye güldü. "Gülme aşkım, o yarak sana girse ölürsün valla!" dedim. Ufak ufak hızlanarak pompalamaya başladı. Artık Orgazmlarımı saymaktan vazgeçmiştim. Ama bende tam yine bir titreme başladığında Hakan iyice hızlandı. Ben yeniden Orgazm olurken Hakan da boşaldı. (Kocamla hiçbir zaman aynı anda boşalmamıştım). İçime Hakan'ın dölleri bahçe hortumundan akar gibi akıyordu. Birbirimize kenetlendik ve içimden çıkmadan beni üstüne aldı.

İyice yorulmuş ve mayışmıştım. Hakan altımda ve yarağı içimde, bir saate yakın uyumuşum. Hakan'ın alttan amıma pompalamasıyla uyandım. Dudaklarına dudaklarımı verip öpüştükten sonra, "Sen nasıl bir insansın böyle, halen mi sikiyorsun beni?" demem gülüp, "Evet, doyamıyorum sana!" dedi ve beni üstünden indirdi. Beni dört ayak pozisyonuna alıp arkama geçti. Yine sikecek diye beklerken, başladı hem amımı hem götümün deliğini yalamaya. Böyle bir zevk yok dünyada, perişan oldum.

Sonunda götümün deliğine okkalı bir tükürük bırakıp, o koca yarağını götüme dayadı. Niyetini anlamıştım, götten sikecekti beni. Telaşla, "Hakan yapma kurban olayım, oraya girmez, ölürüm valla, hem ordan daha hiç yapmadım!" desemde, Hakan'ı durdurmak imkansızdı.

Ama ne kadar denediyse de girmedi. Komodinden kreme benzer bir şey aldı ve bu sefer hem yarağını, hem götümün deliğini kremledi. "Aşkım kasma kendini, ben bu götü sikmezsem uyuyamam, kasarsan acır, serbest bırak kendini!" dedi. En sonunda yarağının kafasını götüme öyle bir geçirdi ki, dudağımı ısırdım, gözümden yaş geldi. Hakan, "Bak aşkım kafasını aldın işte, gerisi kolay!" dese de ben ölüyordum acıdan. Yarağının kafası götümde hareketsiz beklerken bir yandan da amımı okşamaktan alamıyordu kendini. Amımı okşadıkça ben gevşedim ve sonunda milim milim de olsa, o koca yarağı götüme tam almıştım. Yavaş yavaş acı geçti ve o koca yarak götüme girip çıktıkça resmen zevk almaya başladım. Tabii amımı da sürekli okşamaya devam etti. Yarım saate yakın götümü sikti ve en sonunda içime boşaldı. Yarağını götümden çıkarmadan yan yatırdı beni, 66 pozisyonunda arkamdan bana sarıldı ve uykuya daldık...

Sabah bir uyandım ki, o koca yarağı halen götümde. Yavaşça kendimi çekip yataktan kalktım. Duşa gidecektim, ama yürümekte zorlanıyordum. Jale'nin yürüyüşünün bazen neden öyle değiştiğini şimdi çok iyi anlıyordum. Duşumu yaptım. Kahvaltıyı hazırladım ve Hakan'ı uyandırdım. Yüzünde bir gülümsemeyle beni öptü ve "Aşkım harikaydın dün gece! Artık bizimkiler gelene kadar buradasın, hiçbir yere göndermem seni!" dedi...

O günden beri artık sikişmeden duramıyoruz. Fırsat buldukça, arabada, depoda, bazen de Otelde beni sikmeden bırakmıyor. Seni çok seviyorum koca yaraklım ve o yaraksız yaşamak istemiyorum!


Merhabalar, ben İstanbul'dan Meltem, 25 yaşında, 1.65 cm boyunda, 55 kilo, kapalı bir bayanım. Hikayemin başladığında evlyidim ve evliliğim iyi gitmiyordu, hatta kocamla yataklarımızı bile ayırmıştık. Bir gün evde boş boş oturuyordum, sıkıntıdan patlamak üzereydim. Öylesine TV'de kanalları gezerken bir müzik kanalında kaldım ve o güne kadar hiç ilgimi çekmeyen kanala ismini yazan ve numaralarını bırakan kişileri okumaya başladım. Onlarca insan biraz kendinden bahsedip numaralarını yazmışlar. O sırada can sıkıntımın çözümün bulmuştum: İstanbul dışından birini arayıp, biraz makara yapacaktım. Öyle de yaptım, birine çağrı attım. Aradan 2 dakika geçmeden beni aradı ve hikayem burada başladı.

Bir anda o aradığım numarayı telefonumda görünce, nedenini bilmediğim bir heyecen kapladı içimi. Açıp açmamakta kararsız kaldım, sonunda merakım ağır bastı ve açtım, "Efendim?" dedim. Karşımdaki ses, "Kiminle görüşüyorum?" deyince, ne söyleyeceğimi bilemedim ve "Yanlış oldu, kusura bakmayın!" deyip kapattım. Ama içim içimi yiyordu. Karşımdaki ses o kadar sempatikti ki, dayanamadım 3 dakika sonra tekrar çağrı attım. Tekrar beni aradığında açtım ve az önceki davranışım için özür diledim ve konuşmaya başladık.

İsminin Mehmet olduğunu ve Balıkesir'de yaşadığını söyledi. 27 yaşında, 1.79 boyunda, 65 kiloda, sempatik, güler yüzlü olduğunu belirtti. Güvenlik görevlisiymiş. Nasıl bir iliski beklediğimi sordu. Ben de, "Sadece canım sıkıldığı için çağrı attım, başka bir amacım yok!" dedim. İlerleyen dakikalarda Mehmet evli olduğunu söyledi. Ben de ona karşı yalan söyleyemiyordum. Yüzünü görmediğim, hiç tanımadığım bir kişiye ufaktan ufaktan ısınmaya başlamıştım. Benim de evli olduğumu, ancak kocamla anlaşamadığım için ayrı yataklarda yattığımızı söyledim. Ve bu şekilde tanışmayla başlayan konuşmamız tam 3 saatten fazla sürdü. Zamanın nasıl geçtiğinin farkında değildik ikimiz de. Ancak telefonu kapatmak zorundaydım, akşam oluyordu ve kocam gelmek üzereydi. Müsade isteyip, bu gece fırsat bulursam çağrı atacağımı söyleyip kapattım.

Yemek hazırlarken kocam geldi. Yemek yedik. Bulaşıkları yıkadım. Biraz TV seyrettik. Kocam eve herzaman yorgun geldiği için, biraz TV seyrettikten sonra yatmaya gitti. Benim de beklediğim buydu. Biraz derin uykuya dalmasını bekledim ve Mehmet'e çağrı attım. Aradı, tekrar konuşmaya başladık. Saatler ilerledikçe konu yavaş yavaş sekse gelmeye başladı. Bunun farkındaydım, ama kendimi Mehmet'e karşı frenleyemiyordum. Ne olacaksa olsun deyip, kendimi olayın akışına bıraktım ve artık telefonda sex yapmaya başladık. O kadar azdırıcı konuşuyordu ki, sanki telefonda değil de yanımdaydı. Adeta beni telefonda sikiyordu, her konuşmamızda mutlaka orgazm oluyordum.

Bu şekilde günler günleri, haftalar haftaları, aylar da ayları kovaladı ve aradan 6 ay geçti. Ama içim dışım tamamen Mehmet olmuştu, her fırsatta telefonda konuşuyor ve mesjlaşıyorduk, internette chat yapıyorduk. Birgün bana, artık daha fazla dayanamayacağını, yıllık izine ayrılıp, 10 günlüğüne İstanbul'a yanıma gelmek istediğini söyleyince, dünyalar benim oldu. 6 aydan beri telefonda konuşup, sadece internetten tanıdığım sevgilimi sonunda gerçekten görüp tanıyacaktım. Ancak onun otel odalarında kalmasına gönlüm razı olmadı. Aklıma biricik arkadaşım Serpil geldi. Serpil dul bir kadındı ve tekbaşına yaşıyordu, Mehmet onun evinde kalabilirdi.

Hemen Serpil'i aradım ve durumu anlattım. Serpil direkt, "Canım benim, gelsin, istediği kadar kalabilir!" dediğinde, sevincim bin kat daha arttı. Böylelikle ev işini de halletmiştim, hemen Mehmet'i aradım ve Serpil'de istediği kadar kalabileceğini söyledim. O da bu habere çok mutlu oldu.

Aradan 3 gün geçti ve sabırsızlıkla beklediğim sevgilim bu gece gelecekti. Balıkesir'den yola çıkarken beni aradı ve "4 saat sonra yanındayım aşkım, artık bu hasret bitecek ve 10 gün boyunca unutamayacağın anlar yaşatacağım sana!" diyordu. Hemem kocamı aradım ve 9-10 gün Serpil'de kalacağımı söyledim. Kocam herzamanki gibi, "Umurumda değil, istersen hiç gelme!" dedi. Bu şekilde cevap beklediğim için hiçte garipsemedim, zaten formalite icabı söylemiştim :)) Hemen birkaç parça giysi aldım yanıma ve uçar adımlarla Serpil'e koştum. Hazırlanmaya başladım, makyajımı yaptım, üzerime dizimin 4 parmak üzerine gelen siyah eteğimi ve beyaz gömleğimi giydim, türbanımı yaptım, üzerime ince bir tunik aldım. Serpil'le birlikte gidecektik Beşiktaş'a Mehmet'i karşılamaya. Serpil de hazırlandı, o da benim kadar güzel ve alımlı olmuştu. Beklenen saat geliyordu, artık aşkımı karşılamaya gidebilirdik.

Serpil'le Besiktaş'a indik ve bir cafeye girdik. Mehmet gelinceye kadar bir kahve içip heyecanımı dindirmem gerekliydi. Derken telefonum çaldı, sevgilim arıyordu, açtım. "Ben indim, Barbaros meydanında deniz kenarında bekliyorum!" dedi. Heyecanım hafiften azalmışken yine tavan yaptı, "Tamam 5 dakika içinde oradayız!" dedim ve hemen hesabı ödeyip çıktık ve Barbaros meydanına gittik. Mehmet arkası bize dönük, bankta oturmuş, bir sigara yakmış, denizi seyrediyordu. Heyecandan ölmek üzereydim, ayakta duramıyordum, Serpil bu durumu farketti ve hemen koluma girdi. Sakin adımlarla arkasından yavaşca yaklaşıp ön tarafına geçtim ve Final anı...

Mehmet'i görünce nutkum tutuldu, o kadar yakışıklı ki, tarif edemem. "Merhaba ben Meltem!" der demez hemen ayağa kalktı ve birbirimize sarıldık. Sanki senelerdir tanışıyormuşuz ve uzun zaman sonra tekrar buluşmuşuz gibi birbirimizi bırakamıyorduk. Serpilin, "Piişşttt ben de burdayım, beni unuttunuz!" sözüyle ayrıldık ve Serpil'i tanıştırdım. Sonra hiç vakit kaybetmeden atladık Serpil'in arabaya, yola koyulduk. Biran önce eve gitmek için sabırsızlanıyorduk. Arabada biraz sohbet ettik. Yarım saat sonra sokağın başına geldiğimizde, bizi beraber görmemeleri için Mehmet'i indirdik. Ben Serpil'le, Mehmet de arkamızdan apartmana girdik. Hep beraber asansöre bindik ve Serpil'in daireye çıktık.

İçeriye girip, Serpil kapıyı kapatır kapatmaz, hemen sevgilimin üzerine atlayıp, "Tekrar hoşgeldin aşkım!" deyip dudaklarına yapıştım. Serpil'in yanımızda oluşuna aldırmadan uzun uzun ateşli bir şekilde öpüştük. O kadar arzulu ve tatlı öpüyordu ki, beni kendimden geçirmeye yetmişti. Serpil'in götüme şaplak atmasıyla kendime geldim. Serpil, "Mehmet kendi evinde gibi rahat hisset kendini canım, geç istediğin yere otur. Müsadenizle ben üzerimi değiştireyim..." diyerek odasına gitti. Biz de salona kanepeye geçip oturduk. Gözlerimizi birbirimizden alamıyorduk. Az önceki ateşli öpüşme beni kendimden geçirmiş ve amım ıslanmıştı. Ama acelemiz yoktu, daha önümüzde tüm gece vardı.

Serpil çok rahat bir kadın olduğu için, dizlerinin üzerinde bir şort ve sıfır kol bir tişörtle geldi, Mehmet'e, "Tekrar hoşgeldin!" diyerek karşımıza oturdu. Kısa bir sessizliğin ardından ben Mehmet'e, "Ya aşkım sormayı unuttum, ne içersin? Soğuk sıcak?" dedim. Bir bardak meyva suyu istedi. Hemen kalktım, mutfağa gidip hepimize birer bardak meyva suyu koydum ve salona geri geldim. Baktım Serpil ve Mehmet muhabbete başlamışlar konuşuyorlardı. Servisi yaptıktan sonra ben de katıldım muhabbete, konuşmaya devam ettik. Muhabbet koyu olduğundan vaktin nasıl geçtiğini anlamadık.

Bu arada karnım acıkmaya başladı. Mehmet'e, "Aşkım sen acıkmadın mı yaa? Ben acıktım! Sen üzerini değiştir, biz Serpil'le birşeyler hazırlayalım, yiyelim!" dedim. Mehmet Serpil'e, "Bir mahsuru yoksa ben bir duş almak istiyorum, yol beni biraz yordu." dedi. Serpil, "Aşk olsun canım yaa, kendi evin gibi rahat ol!" dedi ve biz mutfağa, sevgilim de duşa girdi. Serpil de gerçekten benimkini çok yakışıklı bulmuş ve onun da benim gibi dibi düşmüştü.

Biz mutfakta uğraşırken sevgilim duşunu alıp, üzerinde bir şort ve tişörtle mutfağa yanımıza geldi, bana arkadan sarılarak, "Kolay gelsin aşkım!" diyerek boynumdan öptü. Benim oramdan çok zevk aldığımı ona daha önce telefonda söylemiştim. "Sabırsızlanma aşkım, daha önümüzde koskoca 10 gün var, biraz bekle, önce yemek yiyelim!" dedim. Oturduk yemek yedik, biraz daha sohbet ettik. Serpil, "Arkadaşlar ben yatıyorum, siz ister oturun, ister yatın!" diyerek yanımızdan ayrıldı. Ben de, "Aşkım sen salona geç, ben masayı toplayıp geliyorum!" dedim. Masayı toparladım, salona geçtim.

Serpil elinde nevresim ve bir yastıkla geldi. "Napıyorsun kız?" dedim. Serpil, "Misafiri kanepede yatıracak halim yok ya, yatak odası sizin, ben burada yatarım!" dedi. Bütün çabalarıma rağmen, "İtiraz istemiyorum!" diyerek salonda yatacağını söyledi ve "Artık siz de yatın, çok geç oldu!" dedi. Tam biz yatakodasına giderken arkamızdan, "Fazla ses çıkarmayın, gerçi uyanmam, ama uyanırsam benim de canım ister!" dedi ve kahkahayı patlattı. Biz de sevgilimle gülüşerek, sarmaş dolaş yatak odasına girdik.

Kapıyı kapatır kapatmaz yine aynı şekilde ayakta öpüşmeye ve yiyişmeye başladık. Ama bu sefer ellerimiz de boş durmuyor, birbirimizin vücudunu keşfediyordu. Bir yandan öpüşüyor bir yandan birbirimizi soyuyorduk. Kısa sürede ikimiz de çırılçıplak kaldık. Yatağa geçme vakti geldi ve lambayı kapatıp, duvar dibindeki kırmızı spot ışıkları açtım. Serpil zevkine düşkün olduğu için özel yaptırmıştı bunları. İçerisi loş ışıkla tam bir fantazi odası olmuştu.

Hemen yatağa geçtik ve kaldığımız yerden öpüşmeye devam ettik. Mehmet'in üzerine çıkmıştım ve yarağını amıma sürttürüyordum. Onu dudaklarından başlayarak aşağı doğru yalaya yalaya yarağına indim ve elime alıp başladım yalamaya. Yarısını bile ağzıma almakta zorlanırken kendimi alıştıra alıştıra daha fazlasını almaya çalışıyordum. Kısa bir süre sonra 69 olduk, birbirimizi birer aç kurt gibi yalıyorduk. Amımı okadar güzel ve profesyonelce yalıyordu ki, bu işi çok iyi biliyordu. Kimbilir bu güne kadar kaç tane kadınla birlikte oldu, ama artık hiç birşey umrumda değildi. Artık beraberdik ve bu anın tadını çıkarmalıydık.

Sevgilim amımı ve götümü yalarken, ben de yarağını yalıyor, biryandan da zevkten inliyordum. Daha fazla dayanamadım, kasılarak, titreyerek ve bağıra bağıra boşalmaya başladım. Sevgilim benim boşalacağımı anladığı anda amımın tamamını ağzının içine almış, içine çekiyordu. Hayatımda ilk defa bu kadar siddetli ve zevk alarak boşaldım. Gerçekten işini çok iyi biliyordu sevgilim. Bütün am sularımı temizlemiş, halen yalamaya devam ediyordu. Ben de onun yarağını yalamaya devam ediyordum, ama onun daha boşalmaya niyeti yoktu. Üstünden yavaşca doğruldum ve ona doğru döndüm. Elime yarağını alarak vıcık vıcık amıma sokmaya başladım. Amım nekadar ıslak da olsa, yarağı büyük olduğu için almam kolay olmuyordu. Alıştıra alıştıra yavaşca üzerine oturuyordum. Biraz canım yanıyordu, ama aldığım zevk acıyı biraz olsun bastırıyordu. Acı ve zevki beraber yaşamak çok güzel bir duyguydu.

Artık yarısından fazlası girmiş ve kalanı halen amımın duvarlarını zorlaya zorlaya giriyordu. Biryandan içime alırken, bir yandanda ufak ufak hareketlerle oturup kalkıyordum. Zevkten ölmek üzereydim, çığlık atmamak için alt dudağımı ısırıyordum. Sonunda tamamı içimdeydi artık. Kısa bir süre hareketsiz kaldıktan sonra hafif tempoyla oturup kalkmaya devam ettim. Sonra da hızlanmaya başladım. Duyduğum acı yerini tamamen zevke bırakmış, ikimiz de bulutların üzerinde uçuyorduk.

Bu pozisyonda bir süre sikiştikten sonra artık üstte durmaktan yoruldum ve sevgilimle yer değiştirdik. Ben sırtüstü yattım, sevgilim bacaklarımı omuzuna aldı ve bir seferde amıma geçirdi. Elimde olmadan öyle bir bağırdım ki, salonda yatan Serpil mutlaka duymuştur. Bu pozisyonda sevgilimin hareketleri daha sert olmaya başladı. Amımı hızlı hızlı sikerken, göğüslerimi de yoğuruyordu. Yaklaşık 15 dakika da bu şekilde siktikten sonra artık sonunda boşalacaktı. Kendini kontrol etmesini çok iyi biliyordu. Ben de gelmek üzereydim, ikimiz de inleyerek aynı anda boşaldık. Sevgilim döllerini amımın içine akıttı ve yarağı amımın içindeyken üzerime uzandı kaldı. Ter su içinde kalmıştık.

Bir süre üzerimde yattıktan sonra kalktı. Ben de hemen amıma bir peçete koydum, dölleri her yere akmasın diye ve doğru banyonun yolunu tuttum. Peşimden sevgilim de geldi ve bana banyoda arkadan sarılarak teşekkür etti. Ben de ona daha bunun bir başlangıç olduğunu söyleyince, ikimiz de gülüştük. Bu arada sesimize Serpil uyanmış, uyku sersemi kalkmış, sesimize doğru gelmişti. Serpil banyoda bizi o şekilde çıplak görünce, üçümüz de afallamıştık. Serpil özür dileyerek salona döndü. Biz de temizlenip hemen tekrar yatak odasına geçtik, birbirimize sarılarak birer sigara yaktık.

Tabi 6 ayın hasreti hemen öyle bir kerede bitmez. Uzun zamandan beri yarak yüzü görmüyordum zaten ve Mehmet'le tanıştığımızdan beri kendimi parmaklamaktan bıktım. Artık bu yarağın tadını çıkarmamın zamanı geldi. Sigaralarımız bitti ve yine öpüşmeye başladık. Bu sefer yine sevgilim benim üstüme çıktı ve dudaklarımdam kulak memelerime, oradan boynuma aşağı yalayarak göğüslerime indi ve göğüslerimin uçlarını dişleyerek emmeye başladı. Bu arada elleri boş durmuyor, ıslanan amıma 2 parmağını sokup çıkartıyordu. Göbeğimi yalaya yalaya amıma indi. Bacaklarımı iyice açtırdı, bir yandan klitorisimi emiyor, bir yandan da parmaklarını sert bir şekilde amıma sokuyordu.

Artık inlemelerim bağırışlara dönüştü ve Serpil'in içeride oluşuna aldırış etmeden çılgınlar gibi sevişiyorduk. Bir süre daha bu şekilde parmakladıktan sonra daha fazla dayanamadım ve tekrar kasılarak boşalmaya başladım. Sevgilim durdurak bilmeden beni zevkin doruklarına çıkarıyordu. O koca yarağı busefer götümde istiyordum ve "Götümü sik aşkım, orospun yap beni!" demeye başladım. Gerçektende ağzımdan istem dışı çıkmış kelimelerdi bunlar. Mehmet benim bu şekilde konuştuğumu duyduktan sonra, sanki benden bu kelimelerin çıkmasını beklermiş gibi, o da başladı, "Sikeceğim tabi amına soktuğumun orospusu! Amını da sikeceğim götünü de! Bundan sonra benim orospum olacaksın!" gibi argo kelimeler kullanmaya başladı. Bu şekilde küfürlü konuşması okadar çok hoşuma gitti ki, aldığım zevk bir kat daha arttı.

Serpil daha önce bana, çekmecede kayganlaştırıcı krem olduğunu ve kullanabileceğimi söylemişti. Çekmeceyi açtım, kayganlaştırıcı kremi aldım, Mehmet'e verdim ve önüne dörtayak domaldım. Kayganlaştırıcıyı götüme bolca sürüp, götüme başparmağını sokmaya başladı. Ben de, "Hadi aşkım yarağını sok götüme, götümden sik beni, parçala götümü!" diyerek onu gaza getiriyordum.

Bir süre sonra başparmağını götümden çıkardı ve 2 parmağını soktu götüme. Derken götümdeki parmak sayısı 3 oldu. Parmaklarını götüme deli gibi sokup çıkarıyordu. Bu arada götüm de iyice kıvama gelmişti, "Yeter aşkım, yarağını götümde hissetmek istiyorum!" dedim. Mehmet daha fazla dayanamayarak yarağının kafasını da biraz yağlayıp, amımın dudakları arasından kaydırarak yavaşca götümün ağzına getirdi. Kendimi kasmamam gerektiğini, kasarsam daha çok acıyacağını söyleyerek beni motive ediyordu.

Yavaş yavaş, milim milim götüme girmeye başladığında, ben zevkten kudurmak üzereydim. Kendimi ne kadar sıkmamaya çalışsam da, kocam götümü anca 3 yada 4 sefer sikmiştir ve yarağı Mehmet'in yarağından çok daha ufak olduğundan kendimi azda olsa kasıyordum. En sonunda tamamı götümdeydi. Yavaş hareketlerle gidip geliyordu. Bir zaman sonra zevk almaya başlayınca, ben de götümü yarağına bastırıyor, köküne kadar girmesine yardımcı oluyordum. Mehmet kendinden geçmiş, bana küfürler yağdırırken, ben de ona küfürlerle karşılık veriyordum. Mehmet hızlı hızlı götüme pompalarken, bir eliyle de amımı okşuyor ve orgazm olmamı sağlıyordu. Götümü yaklaşık yarım saat siktikten sonra götüme boşaldı. Yarağını götümden çıkardığında hemen döndüm yarağını ağzıma aldım, yarağında kalan dölleri bir güzel emip yuttum.

Biraz dinlenip, birer sigara içtikten sonra Mehmet beni kucaklayıp doğru banyoya götürdü. Birlikte duş aldık çıktık, üzerimizi giymeden yatağa girdik, birbirimize sarılıp oynaştık. Gözlerimiz kapandığında gün ağarmak üzereydi.

Bir ara gözlerimi açtığımda saat öğleden sonra 5 olmuştu. Açlıktan karnım zil çalıyordu. Kalktım, sutyen ve külot giydim ve odadan çıktım. Yürümekte zorluk çekiyordum. Salondan sesler geliyordu. Baktım Serpil TV seyrediyordu. Beni görür görmez gülerek, "Tünaydın kız orospu, gece neydi öyle yaa? Hem kendiniz uyumadınız, hem beni uyutmadınız! Sabaha kadar sizin sikişmelerinizi dinledim!" dedi. Ben de, "Bundan sonra biraz daha az ses çıkartırız! Kızım ne yapayım yaa, kocaman yarağı var, almak zor oluyor!" dedim.

Serpil yine gülerek, "Valla gece sizin sesinizi duyduktan sonra çok canım cekti yaa, nerdeyse yanınıza gelecektim, kendimi zor tuttum!" dedi. Ben de, "Gelseydin ya kız, grup yapardık! Madem canın çekti, neden gelmedin kızım? Valla bana uyardı!" dedim ve beraber gülmeye başladık. Serpil, "İlk gece sizi rahat bırakmak istedim, hem biz bu şekilde konuşuyoruz da, bakalım Mehmet isteyecek mi beni?" dedi. Ben de, "Orası kolay kızım yaa, sen biraz sonra şöyle bir yarım saatliğine falan dışarı çık, ben ağzını ararım, seni nasıl bulduğunu falan sorarım, ona göre ayarlarız birşeyler!" dedim. Serpil, "OK! Zaten markete gidecektim!" dedi.

Ben mutfağa gidip yiyecek birşeyler hazırladım, sonra da üzerimi giyinip, Mehmet'i uyandırdım, birlikte atıştırmak için. Serpil yanımıza geldi ve "Mehmet, ben markete gidiyorum, bir ihtiyacın var mı?" diye sordu. Bizimki de, "Ya sigaram bitti, hem senin için bir mahsuru yoksa bira da alır mısın?" dedi. Serpil, "OK!" deyip çıktı. Ben de bizimkinin ağzını aramaya başladım, "Eee aşkım, Serpil'i nasıl buluyorsun? Güzel kız değil mi?" dedim. "Valla aşkım böyle bir arkadaşın olduğu için çok şanslısın! Çok iyi, temiz kalpli, gerçekten güzel ve alımlı bir kız!" dedi. Benim kıskanç olmadığımı bildiği için bu şekilde herşeyi rahat rahat konuşabiliyordu.

"Biliyor musun, bütün gece sesimizden uyuyamamış!" deyince, "Hadi be, tühh yaa, desene daha ilk geceden rahatsız ettik kızı!" dedi. Ben de, "Yok aşkım yaa rahatsız olmamış da, sadece bir ara canı çok istemiş! Aşkım, mesela biz sevişirken yanımıza gelse, bizimle sevişmek istese, o anda ne yaparsın?" dedim. Bizimki, "Valla nerden bileyim aşkım, seninle telefonda 6 aydan beri konuşuyoruz, senin huyunu suyunu biliyorum, ama Serpil'i daha dün gece tanıdım. Bilmem ki nasıl olur? Ayrıca bu sana karşı yanlış bir hareket olmaz mı?" dedi. Gerçekten sevgilimin bu cevabını takdir ettim, "Valla bana uyar aşkım, eğer sen de istersen, Serpil'i de aramıza alalım!" dedim. O da, "Sen bilirsin aşkım!" diyerek topu bana attı. "Serpil gelmek üzeredir, sen salona geç, ben bulaşıkları makinaya atıp geliyorum!" dedim.

Az sonra Serpil marketten döndü, biraz sebze meyve almış, birkaç tane bira, bir karton da sigara almış. Sigarayı ve biraları salonda oturan Mehmet'e verdi, sebze meyvelerle mutfağa yanıma geldi. Bana göz kırparak, "Ne oldu? Ağzını aradın mı? Ne diyor?" diye sordu. Ben de gülerek, "Hadi iyisin orospu, o iş tamam!" dedim. Serpil, "Ben ozaman üzerimi değiştireyim! Gel bana yardımcı ol kız, ne giyeyim?" dedi. Birlikte yatakodasına gittik, Serpil dolaptan iççamaşırlarını çıkardı bana gösterdi. Ben de, "Pembe tanga külot takımını giy!" dedim. Yanımda soyunup, söylediğim takımı giydi. Üzerine de kısa bir etek ve bol bir askılı giydiğinde, gerçekten çok sexy olmuştu. Götüne bir şaplak atıp, "Seni azgın orospu seni, tam sikilmelik oldun!" dedim, gülüştük.

Mutfağa gidip meyve tabağı ve çerezleri ayarladık, salona geçtik. Bizimki Serpil'i görünce, "Oooo, bu ne Serpil yaa? Özel bir gün mü bugün?" dedi. Serpil de, "Yok yaa, senin için giyindim!" dedi, oturdu. Ben de üzerimi değiştirip geleceğimi söyledim. Şimdi hazırlanma sırası bendeydi. İçeri geçtim, Serpil'in iççamaşırlarından bir tane tanga takım da kendime seçtim, giydim. Üzerine de sadece çok kısa ve bol bir şort giydim, şort ve sutyenle salona çıktım.

Bizimkiler biraları açmışlar içmeye başlamışlardı bile. Beni o şekil gören Serpil, "Bu ne kız, üzerini giymeyi unutmuşsun!" deyip güldü. Ben de, "Yok kızım yaa, unutmadım, hava zaten sıcak, evde de bir sevgilim, bir sen varsın, sizden mi utanacağım?" dedim ve oturdum. Hemen bir bira da bana açıp verdiler. Üçümüz birlikte hem içiyor, hem sohbet, muhabbet, gırgır yapıyorduk. Derken Serpil hafif hafif amını götünü bizimkine sergilemeye başladı. Ben Serpil'e göz kırparak, "Bu ne kızım yaa, amın götün meydanda, kıçında etek var mı yokmu belli değil, bari üzerindekileri çıkar da rahat ol!" dedim. Serpil de, "Tamam hayatım, seni mi kıracağım!" diyerek eteğini ve askılıyı çıkardı. Bizimkinin gözleri fal taşı gibi açıldı. Önüne baktım, yarrağı çoktan çadırı kurmuştu.

Ben rahat dururmuyum, hemen kalktım, ben de şortumu sutyenimi çıkardım ve bizimkinin kucağına bıraktım kendimi, dudaklarına ateşli bir öpücük kondurdum ve yarağını acuçlayarak, "Yarağın taş gibi olmuş aşkım, yoksa Serpil'le sevişmek mi istiyorsun?" dedim. Mehmet de, "Sadece Serpil'le değil, ikinizle de istiyorum!" dedi ve film orda koptu. Serpil hemen geldi ve yapıştı bizimkinin dudaklarına. Bir Serpil öpüyor, bir ben, deliler gibi öpüşüyoruz. Mehmet'in de bir eli Serpil'in amında, bir eli benim amımdaydı.

Oradan kalktık yatak odasına geçtik. Mehmet sırt üstü uzandı yatağa. Serpil'le birlikte üzerimizde kalanları da soyunup, Mehmetin şortunu çıkardık, birimiz yarağını birimiz taşaklarını yalıyoruz. Serpil hemen bizimkime amını döndü ve onlar 69 oldular. Mehmet Serpil'in amını yalarken beni de ihmal etmiyor, hem amımı hem götümü parmaklıyordu. 3 kişi grup daha harika oluyormuş. Birbirilerini yaladıktan sonra Serpil hemen yatağa uzandı ve bacaklarını açtı, "Hadi erkeğim gir içime!" demeye başladı. Ben de, "Hadi aşkım sik şu orospuyu da aklı başına gelsin! Amını götünü sik parçala orospunun!" dedim. Mehmet Serpil'in bacak arasında yerini aldı ve yarağını bana biraz yalattıktan sonra 3 hamlede Serpil'in amına kökledi. Serpil kaçmaya çalışıyor, ama bizimki tutmuş bir kere, bırakır mı, seri bir şekilde sikmeye başladı. Serpil çığlık üstüne çığlık atıyor, ama dinleyen kim!

Kısa bir süre sonra Serpil, "Hadi aşkım, kökle, hızlı hızlı sik, parçala heryerimi, bu amım da götüm de feda olsun sana!" demeye başladı. Serpil Mehmet'e bunları söylerken, bir eli de benim bacaklarımda dolaşıyordu. Birden bacağımdan tuttu, beni kendine doğru çekip, "Gel kız, amını yalamak istiyorum senin!" dedi. Serpil'in bu isteği ilk baştan tuhaf geldi bana, daha önce hiç böyle bir yaklaşımda bulunmamıştı. Mehmet de ordan, "Yalayın birbirinizi orosular!" deyince, amım Serpil'in ağzına gelecek şekilde çıktım üstüne ve Serpil yalamaya başladı. Aman Tanrım, bu ne güzel birşeydi, daha ilk dil darbesinde beni uçurmaya yetti. Mehmet Serpil'in amından çıkıp benim götüme girmeye başladı. Dün gecekinden daha rahat ve zorlanmadan almıştım. Mehmet beni götümden sikerken, Serpil'in ve benim dudaklar birleşmiş, lezbiyenler gibi birbirimizi somurup duruyorduk. Mehmet daha fazla dayanamayıp götümün içine patladı.

Yatakta uzanmış, biz sigara içerken, Serpil daha doymamış olmalı ki, Mehmet'in inik yarağını ağzına almış, kaldırmaya çalışıyordu. Tabi bu arada bir eli de benim amımdaydı. Serpil en sonunda emeline kavuştu, Mehmet'in yarağını kaldırdı ve yarağın kafasına bolca tükürüp, hemen üstüne oturdu ve zıplamaya başladı. Az önce amına ilk kez alırken bağıran Serpil, şimdi zevk çığlıkları atıyordu. Biraz sonra Mehmet bunu üstünden kaldırıp önüne domalttı. Şimdi götten sikilme sırası Serpil'deydi. Serpil götten sikileceğini anlayınca çekmeceden kaydırıcı kremi çıkartıp verdi bana, ben de kremi götüne güzelce yedire yedire sürdüm. Aşkım yarağını Serpil'in göt deliğine dayadı, hafif bastırıp çekiyor, fakat sokmuyordu. Serpil yalvarmaya başladı, "Hadi daha fazla delirtme beni, sok şunu götüme, sik parçala götümü!" diye. Aşkım da yavaşca sokmaya başladı. Soktukça Serpil inliyor, çığlıklar atıyordu. Sonunda hepsini götüne almayı başardı...

Sevgilim buraya tatile gelmişti, ama onu daha çok yoruyorduk. 10 gün boyunca, üçümüz birlikte yedik içtik, dinlendik ve sikiştik. Ve ayrılık vakti geldi, aşkım memleketine geri döndü. Ama biz Serpil'le karar vermiştik, aşkımı buraya alacaktık. Burada ona bir iş ayarladık ve tekrar çağırdık. Mehmet karısından boşanıp geldi. Şu anda burada özel kişilerin koruması olarak, düzgün bir maaşla çalışıyor. Ben de kocamdan boşandım ve üçümüz Serpil'in evinde yaşamaya başladık. Mehmet en sonunda bana evlenme teklifi yaptı. Çünkü yeni kayınvalidem torun sevmek istiyormuş.

Mehmet'le evlendim ve şu anda 7 aylık hamileyim. Şu günlerde ben sikişemiyorum, ama kocam, ben ve Serpil çok mutluyuz. En azından gözüm arkada kalmıyor, acaba başka kadınlara gidiyor mu diye düşünmüyorum. Nasılsa evde her daim emrine amade Serpil var. Hem başka kadınlara gidiyorsa da yarağı sağolsun, kocama tüm amlar feda olsun!

  


Arkadaşlarımın İnternet tutkusunu duyduktan sonra ben de kendime bir bilgisayar alarak, yalnızlığın vermiş olduğu can sıkıntısını İnternette gidermeye başladım. İnternette Sörf yaptıkça, birçok sayfalara girdim ve tabi ki sex sayfalarına da. Kaymak Gibi 31Seks Hikayeleri sitesini keşfettiğimden beri hergün düzenli okuyorum. Başkalarının seks hikayelerini okudukça tahrik oluyorum, bu yüzden ben de size bir hikayemi anlatmaya karar verdim. Benim adım Özge, 26 yaşında, eşinden ayrılmış, dul bir bayanım. Çocuğum yok ve şu anda yalnız yaşıyorum. Eşimle ayrılırken mal paylaşımına gittik ve sahibi olduğumuz mağaza eşime kalırken, yazlık ev ile kullandığımız araba benim oldu. Size anlatacağım hikaye de yazlık evimin olduğu yerde geçiyor.


Yazlıktayken, genelde komşum Aylin ve erkek arkadaşı Tayfun ile zaman geçiririm. Aylin'le çok sıkı bir arkadaşlığımız var. Aylin çok zeki biri ve Tayfun gibi bir erkek arkadaşı olduğu için de çok şanslı bir kadın. Tayfun ise başarılı bir sunucu ve TV programcısıydı. Yakışıklı ve esprili biri. Açıkçası Aylin'i çok kıskanıyordum. Tayfun'un güzel bir teknesi vardı, her hafta Cuma yazlığa gelir ve Cumartesi günü sabahtan hep beraber balığa çıkardık. Tayfun bu hobiyi bana ve Aylin'e de aşılamıştı. Hafta içi Tayfun olmadığından, Aylin'le ben hep gezer tozardık, genelde seks konularını konuşur, gülüşürdük. Aylin Tayfun'la yatakta yaptıklarını anlatır ve arada bir bana, "Sen nasıl dayanıyorsun kızım erkeksizliğe? Bir yıl yarak yemeden durulur mu?" diye takılırdı.

Geçen yaz yazlığa gittiğimde, Aylin'le Tayfun'un ayrıldıklarını duydum. Ama yine de bu yaz birlikte kullanacaklardı yazlığı. Aylin Tayfun'u geri kazanmak için peşinden koşuyordu. Çünkü Tayfun vazgeçilecek bir erkek değildi. Cuma günü Aylin bana, annesinin hastalandığını ve İzmire gitmesi gerektiğini söyledi, "Tayfun bu akşam yazlığa gelecek, yemek konusunda ona yardımcı olursan sevinirim. Elinden geldiğince de göz kulak ol, neme lazım başkasıyla falan takılır, onu elimden kaçırmak istemiyorum!" dedi. Ben de, "Sen merak etme!" dedim. Akşam Aylin İzmire gittikten 2 saat sonra Tayfun geldi. Ben de onların yazlıkta güzel bir yemek hazırlamakla meşguldüm. Tayfun'un haftasonları Rakı içtiğini bildiğim için, birkaç da meze hazırladım. O gün üzerimde bir mini etekle tişört vardı ve içime sütyen takmamıştım. Tayfun ile hem sohbet ediyor, hem de masayı kuruyordum. Masaya eğildiğim zaman Tayfun gözlerinin göğüslerimde olduğunu farkettim. Doğru söylemek gerekirse bu oldukça hoşuma gitmisti.

Yemeğe oturduk ve ben de onunla beraber iki kadeh Rakı içtim. Sohbetimiz dönüp dolaşıp, ilişkilerden açılmış, konu benim yalnızlığım üzerinde yoğunlaşmıştı. İçkinin de etkisiyle açık açık konuşmaya başlamıştık. Tayfun bana, yalnız yaşamanın hoş olmadığını, 26 yaşında güzel bir kadının seks yaşamının olmamasının kötü olduğunu filan söyledi. Ben de, "Evet haklısın, ama herşey senin yüzünden, eğer erkek arkadaş edineceğim zaman seni kriter olarak göz önünde tutmasaydım, şimdiye çoktan birini bulmuştum!" dedim. Tayfun bu sözden çok memnun olmuş, bana daha bir alıcı gözle bakmaya başlamıştı. Yemeğimiz bitmiş, bu arada saat te epeyce ilerlemişti. Ben sofrayı kaldırarak, artık gitmem gerektiğini söyledim. Cumartesi beni tekneyle balık avlamaya davet etti. Ben de kabul edip, sabah buluşmak üzere sözleşip ayrıldım oradan.

Sabah olunca bikinimi giydim ve üzerime de çok kısa olan mini eteğimi giydim. Beraberce tekneye binip açıldık. Tayfun'un teknesi aslında mini bir yat gibiydi. Bir kabini, iki yatağı vardı ve hatta küçük bir buzdolabı bile vardı. Sakin bir koyda demir attık. Öğlene doğru balık avlamaktan canım sıkılmıştı ve güneşten de pişmiştim. Denize gireceğimi söyledim ve teknenin suya inen merdivenlerine yöneldim. O anda aklıma denize üstsüz girmek geldi. Tayfun'a bir sakıncası olup olmadığını sorduğumda, memnun olmuş bir ifadeyle, "Hayır, hiç sakıncası yok, zaten ıssız bir koydayız, nasıl olsa kimse göremez!" dedi. Bikinimin üstünü çıkarıp suya bıraktım kendimi. Tayfun'un beni görebileceği yerlerde yüzmeye çalışıyordum. Amacım tabi ki Tayfun'un ilgisini daha fazla çekmekti...

Bir süre sonra Tayfun'a seslendim, "Su harika, sen de gelsene!" dedim. Tayfun, "Tamam, ama ben de altsız yüzeceğim!" deyip, mayosunu çıkarınca, biraz şaşırmış ve biraz da heyecanlanmıştım. Yaklaşık 1 yıldır yarak görmemiştim. Tayfun çırılçıplak suya atlayarak yanıma kadar yüzdü ve "Haydi sen de altını çıkar, nasıl olsa kimseler yok!" dedi. Ben de, "Çılgınsın sen!" diyerek, bikinimin altını çıkarıp tekneye fırlattım. İkimiz de çırılçıplak, uzunca bir süre yüzüp, şakalaştık. Arada bir bana sarılıyor, yüz yüze geliyorduk, göğsü göğüslerime, siki de göbeğime değiyordu. Artık ikimiz de rahat hareket etmeye başlamıştık...

Daha sonra ilk kendime gelen ben oldum ve "Hadi çıkalım artık, ben acıktım!" dedim. Tekneye önce ben çıkarken, hareketlerimi ağırdan alıp, alttan beni seyretmesine imkan verdim. Tekneye çıktığımızda bana vücudumun çok güzel olduğunu söyledi. Teşekkür ettim. Üzerimize hiçbir şey giymeden, dolaptan yiyecekleri çıkardık, iki tane de soğuk bira açtık. Masada çırılçıplak bir vaziyette yemeğimizi yeyip biralarımızı yudumlamaya başladık. İkinci biralarımızı içerken Tayfun oturduğu yerden kalkıp, yanıma geldi oturdu. Siki kalkmıştı ve ben heyecanla sikine bakıyordum. Gülerek sikini tuttu ve "Onu çok azdırdın güzelim!" dedi. O mu beni, ben mi onu azdırdım bilemem ama, daha fazla dayanamayıp, sikini elime aldım ve aşağı yukarı sıvazlamaya başladım...

O da göğüslerimi okşarken ateşlice öpüşmeye basladık. Daha sonra boynumu öpüp yaladı, oradan da göğüslerimi yalamaya, emmeye başladı. Elimdeki siki taş gibi olmuş, damarları atıyordu. Tayfun bir elini de amıma götürüp okşayınca, benim nefes alış verişlerim hızlanmaya başlamış, hafif hafif inliyordum. Tayfun ayağa kalkıp, "Haydi kamaraya girelim!" dedi, elimden tutarak beni kamaraya çekti. Yatağa yatırıp bacaklarımı iki yana ayırdı, amıma yumuldu. Amımı yalayıp, diliyle amımı sikerken, bir parmağı da arka deliğimin girişini zorluyordu. Ben de onun sikinin tadına bakmak istiyordum, üzerine çıkıp, 69 pozisyonuna geçerek, o muhteşem sikini aç kalmışçasına emmeye başladım. Bir aşağı, bir yukarı sikini ağzıma alırken, taşaklarını da okşamam çok hoşuna gitmişti. O da dilini amıma, bir parmağını da götüme sokup çıkarıyordu...

Daha fazla dayanamadım, ona yalvararak, "Lütfen, sikini istiyorum amıma!" dedim. Beni serbest bırakınca, yüzüm ona dönük vaziyette sikinin üzerine oturdum. Zaten kayganlaşmış amıma bir oturuşta girivermişti siki. Uzun bir süre üzerinde oturup kalktım. Sikini sonuna kadar içime alıyordum, o da göğüslerimi sıkıp okşuyor ve alttan sikini amıma bastırıyordu. Çok geçmeden titremelerle Orgazm olmaya başladım. O kadar harikaydı, o kadar uzun bir Orgazmdı ki, anlatamam.

Daha sonra beni yatırıp, o üstüme geçti. Hem amımı sikiyor, hem de göğüslerimi yalıyor, beni zevkten çıldırtıyordu. Tayfun hareketlerini hızlandırınca boşalacağını anlayıp, "Lütfen içime boşalma hayatım!" dedim, çünkü hamile kalmaktan korkuyordum. Zaten onun da öyle bir niyeti yokmuş, boşalacağı an içimden çıkıp, başucuma doğru geldi ve "Hadi bebeğim aç ağzını!" dedi. Niyetini anlamıştım, döllerinin tadına baktırmak istiyordu. Bunu eski kocam da severdi. Alışık olduğum için ağzımı açıp, ellerimle de kalçalarını okşayarak boşalmasını bekledim. Siki elinde birkaç 31 hareketi yaptıktan sonra inleyerek döllerini ağzımdan içeri fışkırtmaya başladı. O kadar çok boşalmıştı ki, resmen ağzım dolmuş, döller dudaklarımın kenarlarından dışarıya taşmıştı. Hepsini yutmak zorunda kaldım. Ardından sikini ağzıma sokup çıkararak kalan son damlaları da temizletti bana. Çok hoşuma gitmişti, ama halen azgındım.

Tayfun yanıma uzandı ve birbirimize sarılıp dinlenmeye koyulduk. Bundan sonra erkeksiz değildim, istediğim zaman beni yatağa atacak birisini bulmuştum. Bu arada konuşuyorduk. Tayfun'un anlattığına göre, Aylin hiçbir zaman ağzına boşalmasına izin vermiyormuş. Ayrıca Aylin, Tayfun'un anal seks isteklerine her zaman ters cevap vermiş. Aylin bana bunlardan hiç bahsetmemişti, böyle bir erkeğin isteklerini nasıl karşılamaz anlayamadım. Ben daha önce mutsuz bir evlilik geçirdiğim için iyi erkeğin değerini bilirim. O yüzden ona arka deliğimi de tatma fırsatını verecektim. Dudaklarından öperek, boynunu boğazını yaladım, ordan göğüs uçlarını, ardından göbeğini, ordan taşaklarına geçip yalamaya başladım. Tayfun'un siki çoktan hareketlenmişti. Taşaklarını yalamaya devam ederken, bir elimle de sikini aşağı yukarı çekiyordum. Siki iyice kalktıktan sonra, "Götümü sikmek istiyor musun?" dedim.

"Deli misin, istemez miyim hiç?" diyerek, sevinçle hemen yerinden doğruldu. "Ama ilk olacak...!" dedim ve domaldım. "Tamam aşkım!" diyerek kalçalarımı iki eliyle ayırıp, arasına yumuldu. Diliyle bir amıma, bir götümün deliğine darbeler atıyor, arada bir dilini götüme sokmaya çalışıyordu. Daha sonra bir parmağını götüme sokup çıkarmaya başladı. Göt deliğimin yavaş yavaş genişlediğini hissediyordum. Ardından ikinci parmağını da sokup çıkarmaya başladı. Bu bana biraz acı veriyordu, ama arada bir söylediği tatlı sözler beni tekrar motive ediyordu. Bir süre parmaklarıyla girip çıktıktan sonra, genişleyen göt deliğime sikini dayadı ve yavaş yavaş ittirmeye başladı. Sikinin başı girince çok acımıştı, bir süre öyle beklemesini söyledim. Biraz bekledi ve ben, "Tamam, devam et!" deyince, kalanını da sokup, kenetlendi arkama. Biraz da öyle bekledikten sonra götüme girip çıkmaya başladı. İlk başlarda acı vermesine rağmen, alıştıktan sonra ben de zevk almaya başlamıştım.

Götüme hızlı hızlı girip çıkmaya devam ederken, bir ara beni kendine doğru çekip doğrulmamı sağladı ve bir eli göğüslerime, diğeri de amıma yöneldi. Bir anda üç hassas noktamın uyarılması benim Orgazm olmama yetmişti. O da bir süre sonra inleye inleye götüme boşaldı ve siki ininceye kadar da götümü sikmeye devam etti. Daha sonra toparlandık. Tayfun teknede duş alırken, ben hemen denize atladım ve biraz serinledim. Denizden çıktığımda, Tayfun biralarımızı yenilemişti. O gün teknede akşama kadar çırılçıplak kaldık. Sarmaş dolaş oturup sohbet ettik, öpüştük, elleştik, seviştik ve sikiştik. Akşam beni yazlığa bırakırken, bu yaşadıklarımızı Aylinin bilmemesi konusunda ikimiz de hemfikirdik. Yazlıktan ayrılırken bana bu güzel gün için teşekkür etti. Ben de ona tabiki.

Aradan çok zaman geçmesine rağmen birdaha görüşemedik ve mesajlarıma da cevap vermiyordu. Yayınlarını dinlerken sesini duyup kendimi tatmin ediyordum. Sonunda dayanamadım ve birgün stüdyosuna gittim. Bana, artık ciddi ilişkiler yaşamak istediğini, ama Aylinle arkadaş olduğum için bunun benimle olamayacağını, çok üzgün olduğunu ve bundan sonra bir daha öyle birşey yaşayamayacağımızı söyledi. Üzüldüm, ama onun bu kararına da saygı duydum.

 


Slm arkadaşlar, adım Albüke, 18 yaşındayım. İstanbul Sarıyer'de oturuyorum. Uzun boyluyum. Vücut ölçülerim ise 99-62-93 ve kızıl saçlıyım. Oldukça sex düşkünü bir kızım. Sex delisiyim de diyebilirim. Fırsat buldukça (hemen hemen her gün) mastürbasyon yapıp boşalıyorum. Sexe meraklı olduğum gibi, sikilmeye de bir hayli meraklıydım. Biriyle ilişkiye girip, o zevki yaşamak istiyordum. Yaşadım da. Ben Lise 2'ye giderken sınıftan arkadaşım Samet bana mesaj attı bir gün. Samet oldukça yakısıklı biridir, çok tatlı şerefsizzz. Normal havadan sudan konuşuyorduk, ama inanın konunun sekse gelmesi için elimden gelen herşeyi yaptım, ki zaten ben Sameti tanıdığımdan beri arzuluyordum. Konuştukça anladım ki, onun da bana karşı hisleri varmış.


Sametle aynı sınıfta olduğumuzdan dolayı onu görünce utanıyordum, arkadaşlarımın da öğrenmesinden de korkuyordum. Ama sadece telefonda konuşmuştuk bu konuları ve faaliyete geçmemiştik. Bana ders esnasında sürekli bakıyordu ve baştan aşağı süzüyordu. Bunun farkındaydım ve ben de orospuluk yapıp sürekli ellerimi göğüslerimde dolaştırıp ona bakardım, dudaklarımı ısırırdım. Gömleğimin ilk 3 düğmesi hep açık olurdu, bilerek eğilirdim, göğüslerimi görsün diye. Övünmek için demiyorum, ama oldukça dik ve büyük göğüslere sahibim. Bu konuda oldukça şanslıyım. Tabi Samet te bunu fırsat bilir, bakmamazlık etmezdi. Orospuluğum tutmuştu birkere, mutlaka kendimi samete siktirecektim. Ama hiç (ilişkiye girelim) diye birşey demedim, ondan bekledim. O da dayanamadı ve mesaj attı. Mesajda, "Okul çıkışı sınıfta ol!" diyordu. Kızarkadaşım Duyguyu eve yolladım ve ben Sameti beklemeye başladım...

Geldi. O kadar güzel kokan parfümü vardı ki anlatamam. Kokuyu aldığım an, 'Tanrım sana geliyorum!' dedim içten içe. O nasıl kokudur, muhteşemdi, beni benden aldı. Ben kokusundan sarhoş olmuşken, çok güzel olduğumu söyledi ve dudaklarıma yapıştı. Sınıfta deliler gibi öpüşüyorduk. İçeriye birinin girmesi an meselesiydi. Ama hiçbir şey umrumuzda değildi. Okulda olduğumuzdan dolayı sadece öpüşmekle yetindik tabi. Ama isteseydi okulda bile verirdim, o derece azmıştım.

Aradan baya bir zaman geçti, biz sürekli kaçamak yapıp buluşuyorduk. Ama sadece öpüşüyorduk. Adamda tık yok abi, ilerisine gitmiyor. Ben de, "Ben sikilmek istiyorum!" da diyemiyorum. Neyse, biz Lise 3'e geçtik, bu sürede aramız oldukça açılmıştı. Ben sikilmenin derdinde yanıyordum, ama Samet beni hiç umursamıyordu. Taki biz arkadaşım Duyguyla okuldan çıkmış eve giderken, arkadaşı Selimle önüzümü kesene kadar. Samet benim koluma girdi, Selim de Duygunun koluna. Samet, bu sefer gerçekten beraber olmak istediğini, onların evinin bugün boş olduğunu, gidip gidemeyeceğimi sordu. Bende azgınlık tavan yapmış zaten, bu fırsatı kaçırırmıyım? Direkt kabul ettim ve eve koşa koşa gittim. Bir güzel duş aldım, güzel iç çamaşırlarımı, jartiyerimi giydim. Boy aynasında kendime bakarken, 'Tam sikilmeliksin haa!' dedim kendi kendime :))

Neyse ben Sametin evinin adresini mesajla öğrendim ve yola koyuldum. Ama öyle bir heyecan basmış ki beni, anlatılacak gibi değil. Geldim evlerine, hiç abartmıyorum parfümünün kokusunu apartmanın ilk girişinde aldım. Ben yine kendimden geçtim tabii. Zar zor toparladım kendimi, girdim içeri. Önce oturduk, biraz konuştuk. Bu arada sınıftaki tüm erkeklerin beni sikmek istediklerini öğrendim. Bu duruma çok şaşırmamıştım, çünkü her erkeğin sikmek isteyeceği güzel bir kızım. Samet te beni çok kıskandığını falan söylemişti. Gerçi ben de onu kıskanıyordum, başka bir kızın yanında görmeye tahammül bile edemiyordum. Hangi kızla konuşursa, gidip o kızın gözünü oyasım gelirdi...

Neyse, bu bana yaklaşmaya başladı. Ben birden yapıştım dudaklarına, öyle sömürüyordu ki dudaklarımı, acemi olmadığı belliydi. Dudaklarım morardı hatta. Ben Sameti, o da beni bir güzel soyduk ve bu benim boynumdan aşağı gögüslerime inmeye başladı. Öyle bir zevk alıyordum ki, anlatamam. Amıma geldi, yalamaya başladı, dilini öyle güzel kullanıyordu ki, diliyle bile sikti amımı. Amımın içini dışını heryerini emdi. Tabi ben hafiften inliyordum, zaten kokusu beni iyice tahrik etmişti, uçuyordum havalarda. Daha fazla dayanamayıp, sarsıla sarsıla boşaldım ağzına. Artık sıra bendeydi. Aldım sikini ağzıma ve yalamaya başladım. Sik yalamakda üstüme yoktur diyebilirim, ki bunu Sametten de anlamıştım, çocuk zevkten yerinde duramıyordu. O da fazla dayanamayıp ağzıma boşaldı...

Bakire olduğumu bildiği için götten girmek istedi. Zaten ben de götten istiyordum. Götten sikilmenin tadını yaşaycaktım birazdan, dileğim gerçekleşecekti. Hazırlıklıydım, ben önce onun sikini kremledim, o da benim götümü. Domaldım, arkama geçti, sikini götüme dayadı. Derken birden yüklendi. Götüm o kadar dar olmasına rağmen sikinin başı kolayca girdi, ama yaşadığım acıyı anlatamam. Bir çığlık attım, sanırım evin her köşesinde yankılandı sesim, gözyaşlarım akmaya başladı. Baktı, acıya daha fazla dayanamadım, çıkardı. Çıkardığı gibi ağzıma aldım, boşalttım onu. Götten sikmeyi de birdakine bıraktı. Ben ona okadar, "Devam et!" dememe rağmen, acı çekmeme dayanamadı. Bu arada, Sametin yarrağı öyle çok büyük değil, ama oldukça kalındır.

Biz böyle 7-8 kere buluşmuşuzdur, ama ilk kez uzun süreli olarak ve tam anlamıyla götten sikişmeyi amcamların evinde yaptık. Yapalı da ardan bir gün geçti, hemen sizlere anlatmak istedim. Çünkü zevkten 4 köşe değil 4.000 köşe olmuştum, o derece yani. Neyse, Sametlerin ev boşalmıyor bir türlü, bizimkisi boş oluyor, ama ona da ben cesaret edemiyorum. Benim annemle babam hastanede çalışırlar, babam doktor, annem hemşiredir, haftada 4 gün ev boş olur. Bir erkek kardeşim var, o da PC'nin başından kalkmaz zaten. Her neyse, benim yine kaltaklığım tutmuş, ille de siktirecem kendimi diye yanıyorum. Sürekli pørnø pørnø sıkıldım ve sonunda canıma tak etti, karar verdim, Sameti ben eve atacaktım bu sefer. Şanstan amcamlar da İzmire gitmişleridi. Onların ev bizim hemen alt katımız. Samete haber verdim, seve seve kabul etti. Arkadaşım Duyguyu da ayarladım, gözcülük yapacak, birileri gelirse bize haber verecekti. Ben yine hazırlandım, amcamların evinde bekliyoruz Duyguyla. Samet geldi, biz direkt yatakodasına geçtik, salonda bekleyen Duyguyu da tembihledim, "Birşey olursa mutlaka haber ver!" diye.

Biz içeri geçer geçmez hemen beni soymaya başladı. Soyarken bana, "4 haftadır boşalmıyorum!" dedi. "Dalga mı geçiyon yawru sen, nasıl dayandın?" deyince, "Sana sakladım aşkım!" dedi. Hemen yapıştım kenetlendim dudaklarına. Tamamen soymuşuz birbirimizi. Önce amımı yalamaya başladı, tabi ben yine uçuyorum havalarda. Sonra ben onunki yaladım 69 pozisyonunu da da denedikten sonra. Ve büyük an geldi. Duygudan krem istedim, getirdi kapıdan verdi. Tabi Duygu bizi görmüyor, ama olacaklardan haberi vardı. Hatta bir ara Samete, "Grup istersen yaparız, hazır Duygu da var!" dedim, gülüştük bir an :))

Kremi ben Sametin sikine bir güzel sürdüm, o da benim götüme sürdü, yedirdi. Önce parmağını soktu götüme, götümü biraz parmakladı. Sonra sikini dayadı göt deliğime ve yüklendi. Başı girene kadar acı çektim, hemde çok, ama inanın bana, tatlı bir acıydı. Acıdan ölsem de umurumda değildi. Bendeki bu sikilmek merakı kimsede yoktur eminim. Neyse, birden sikini kökledi götüme, taa taşaklarına kadar soktu. Gözlerimi kapadım, çarşafı yırttım resmen, o nasıl acıdır, o nasıl zevktir! Bildiğiniz uçuyorum havada. "Devam et erkeğim, süpersinnnn!" diye inliyordum. Samet sikini başına kadar yavaşça çıkarıyor, sonra birden sertçe köklüyordu. "Daha hızlı, daha hızlı!" dememle, artık hızlı hızlı pompalamaya başladı. Kasıkları popoma hızlı hızlı çarptıkça 'Şap şup, şap şup!' sesler çıkarıyordu. Samet götümü sikerken ben de amımla oynayıp mastürbasyon yapıyordum. Kaç defa Orgazm oldum hatırlamıyorum. Çok pozisyonda denedik, her defasında daha değişik zevk aldım. Ve sonunda götümün derinliklerine boşaldı, Sametim aşkım...

Amcamların evini de cenabet ettik, ama olsun, aldığım zevke değer. Sonunda tam anlamıyla götten sikiştim ya, artık fırsat bulduğumuz her an sikişeceğiz. Samet seni çok seviyorum! Sikkk beni erkeğim! Sadece götten de olsa seninim :))

Benim götten sikilme hikayem de bu arkadaşlar, umarım zevkle okumuşsunuzdur! Hepinizi öpüyorum!


 Almanyadan Merhabalar, ismim Serpil, 39 yaşındayım ve evliyim. Samimi olduğumuz, aile dostumuz, Oktay abimiz bir akşam bize yemeğe gelmişti. Karısı ve çocukları Türkiyeye izine erken gittiğinden, Oktay abi yalnız kalmış, 2 hafta sonra o da peşlerinden gidecekti. Oktay abileri ailece çok severdik, onlar da bizlerden memnun olduklarından, genellikle boş zamanlarımızı beraber değerlendirirdik. O akşam havadan sudan sohbetlerle yemeğimizi yedik, ardından erkekler bira aldılar, ben de onlara 1-2 bardakla eşlik ettim. Ama dikkatimi çekti, kocamın tavırları biraz değişikti bu akşam, taa ilk başından pek anlam veremedim.


İlerleyen saatte, TV'den gelen müziğe eşlik etmek için, kocam beni dansa kaldırdı. Daha sonra lavaboya gitme bahanesiyle Oktay abiye yerini bıraktı. Böylelikle şimdi Oktay abinin kollarındaydım ve (uygun bir şekilde) dans ediyorduk. Az sonra kocam gelip, birden arkamdan bana sarılıp, sonra da Oktay abiyi bana doğru belinden çekti. Şimdi ikisinin arasına Preslenmiş kalmıştım. "Napıyorsun aşkım?" diyerek tepkimi gösterdim. Oktay abi de gerilmişti, fakat kocam ikimizi de adeta kelepçelemiş, pis pis sırıtıyordu. Bunla da kalmamış, birde kulağımın altından boynumu öperek yalıyordu. Şimdi Oktay abinin de tavrı değişmiş, pantolonunun önü kabarmaya başlamıştı, bacak arama yapışık olduğundan bunu hissediyordum. Artık o da pişkince davranıp, diğer taraftan boynumu öpüyordu...

Tuhaf tuhaf hisler içindeydim, sıcak beynime vurmuştu, kocam kıçıma yapışmış, Oktay abi de kabarmış sikiyle yukarı aşağı sürtünerek, pantolon üzeri amıma masaj yapıyordu. 10 dakika kadar böyle devam ettik, artık ben de tüm çekingenliğimi atmış, kendimi olanlara bırakmıştım. Oktay abi arasıra boynumdan yukarı çıkıp dudaklarıma yakın öpüp, hatta bazen dudaklarıma dudağıyla dokunuyordu. Kocamın ne yapmaya niyeti olduğunu anlamasam da, galiba amacına ulaşmıştı ki, Oktay abiye, "Karım sana emanet Oktay!" deyip masaya döndü. Oktay abi de beni elimden tutup yatakodamıza götürdü. Beynim tilt olmuştu, itiraz bile etmeden kuzu kuzu gitmiştim.

Odaya girince kapıyı kapatıp, yine dans eder gibi birbirimize sarıldık, ama busefer dudaklarımız kenetlenmiş, ağzımız açılmış, dillerimiz karşılıklı dans edip yalaşıyorlardı. Oktay abinin elleri tişörtümün içine dalmış, memelerimi südyenimin üstünden mıncıklıyordu. Oktay abi her hareketi bilinçli hatta ustaca olarak tişörtümü başımdan sıyırıp, südyenimin kopçasını çözüp, iki eliyle dolgun memelerimi avuçlamış, uçlarını emiyordu. Ben de onun gömleğinin düğmelerini çözmüş, vücudunu okşamaktaydım. Ardından taytımı aşağı sıyırdı, sadece külotumla kalmıştım. Beni yatağa yatırdı, kendisi de soyunup üstüme çıktı. Dudaklarımız tekrar buluşmuş, zevkle öpüşüyorduk...

Dudaklarımı bırakıp boynuma indi, buharlı nefesini tenimde hissediyordum. Dudaklarını çok ustaca kullanırken, tenime baskısı ne çok, ne az, tam orta kıvamdaydı. Ordan omuzuma geçti. Kollarımı yukarı kaldırıp koltuk altımı emerken, balık etli olduğumu, tenimi emmekten çok zevk aldığını söylüyordu. Ben artık tüm kadınlığımla teslim olmuştum Oktay abiye, daha önce hiç yaşamadığım zevklerle tanışıyordum. Koltuk altımdan bukadar zevk alacağımı hiç düşünmemiştim. Dudakları ordan tekrar memelerimle buluşup, memelerimi yalayıp okşadıktan sonra aşağıya yöneldi. Külotumu ağzıyla kapıp aşağıya çekerken, ben de kalçamı kaldırmış külotsuz kalmama yardımcı oluyordum. Tamamen savunmasız kalmıştım...

Külotumu çıkarıp kenara bıraktıktan sonra, ayaklarımdan öperek yukarıya doğru çıktı. Diz kapağımın içine gelmiş, lop etli yerlerini ağzında vakumluyordu. Bacaklarımın iç kısmından yukarı doğru gelip amıma kavuştu dudakları. Amımın sağ kanadıyla bacak arasına yapışmış, sülük gibi emiyordu. Bitmek üzereydim, yatakta kıvranıyordum. Bir kadına ancak bukadarı yaşatılır diye düşünürken, Oktay abi ordan sağa kayıp, amımın dudaklarının çevresinde diliyle daireler çizerek beni uçuruyordu. Dilini mükemmel kullanıyordu, içime dalıp dalıp, çıkarıp, ardından amımı tamamen ağzına alıp, sularımı içine çekiyordu. Ard arda Orgazmlar yaşıyor ve artık içimde istiyordum, kadının zevki için çok uğraşan bu adamı...

Yavaş yavaş üstüme çıkıp, bacak arama yerleşti. Kulak mememi öperek kulağıma, "Serpil sikimi tut amına yerleştir!" dedi. Kalın sikini kavrayıp, amımın ortasına yerleştirdim, mantar gibi başını içime almış, gerisini istekle bekliyordum. "Serpil, kadınım olmaya hazırmısın?" diye sordu. "Hazırım Oktay abi, herşeyimle al beni, senin olmak istiyorum!" diye cevapladığımda, sikini girebildiği kadar amcığıma kökledi. Offff neydi bu, nebiçim bir zevkti bu? Beynimde şimşekler çaktı. İçimde bir müddet böyle kaldıktan sonra, tamamen dışarı çıkmadan tekrar çekip, amıma yeniden gömdü. Yavaş yavaş gidip, sert hamlelerle geri geliyordu. Ben de ritmine uyup, o çekerken kalçamı gerileyip, o basarken ben de kalçamı ileri sürüp, gümleyerek buluşmamıza yardımcı oluyordum...

Böylesini ilk kez yaşıyordum, içimde değişik ritimde gelip gitmesi mi, yoksa kulağıma, "Hadi kadınım, bırak kendini, zevkin doruğuna çıkalım, patlat Orgazmını, sana zevk verdiğimi duymak istiyorum!" gibi cümlelerı fısıldaması mı daha çok tahrik ediyordu emin değildim. Herşeyi unutmuş, Dünyada sadece Oktay abiyle ben ve çılgın sevişmemiz vardı sanki. Defalarca üst üste boşalıyordum. Kendisi de artık gelmek üzereydi, iki eliyle alttan kalçalarımı sıkıca avuçlamış, nefes alışverişi hızlanmış, alnında ter boncukları birikmiş, içimde daha hızlı gidip geliyordu. "Hadi erkeğim sen de patlat içime, yıkıl kal üstüme!" dediğimde, "Oohhhhh!" diyerek, sıcak spermlerinin içime boşaldığını son uzun bir titremeyle hissetmiştim. Bana muhteşem seksi yaşatan Oktay abi, üstümde 1-2 dakika yığılıp kaldı. Sonra yanıma uzanıp beni kendine çekti. Başımı göğsüne koyup sarıldım. Bitkin, ama çok mutlu bir şekilde, 15-20 dakika dalmışım...

Oktay abinin kıpırdamasıyla uyandığımda, "Ben artık gideyim, bu geceyi asla unutamayacağım, çok mutlu ettiniz beni!" deyip, giyindi ve beni öperek odadan ayrıldı. Yorganı üstüme çekip doğruldum. Dış kapı kapandıktan sonra kocam içeri girip yanıma oturdu. Yüzüne bakamıyordum, "Neden yaptın bunu?" diye sorduğumda, "Sevgili karıcığım seni çok seviyorum, sensiz bir hayat düşünemiyorum, ameliyatımdan sonra sana yatak odamızda hiç yeterli olamıyordum, senin de seksi zevkle yaşadığını biliyorum, başka birine yenik düşmendense, güvendiğim Oktay abimize seni teslim etmek benim için daha cazip geldi!" dediğinde, gözyaşlarımı tutamayarak, beni bukadar çok seven kocama sarıldım :)