Articles by "Kocamı Aldattım"
Kocamı Aldattım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Slm. ben Selma, 24 yaşında, bakımlı, oldukça güzel sayılan, evli bir kadınım. Türkiyede kocamla görücü usulu ile evlendik ve Almanyaya gelin geldim. Şu anda 2 yaşında bir çocuğumuz var. Kocam 35 yaşında ve kendine ait işyeri var, kardeşiyle beraber çalışıyorlar. Önceleri kocamla sex hayatımız muhteşemdi. Söylemesi ayıp, her akşam yatmadan önce sikişirdik ve sabah kalktığımızda sikişmeden işine gitmezdi. O beni, ben onu doyururdum. Son bir senedir kocam bana karşı çok soğuk davranmaya başladı, artık benden zevk almıyor gibi geliyordu bana. Ne zaman sikişmek istesem, şuram ağrıyor, buram ağrıyor gibi bir bahane uyduruyor, beni ihmal ediyordu. Çoğu zaman kendi kendimi tatmin ediyordum, ama bu bana yetmiyordu. İçimde kocamın sikini hissetmeye alışmıştım.
Son bir senedir, işlerinden dolayı devamlı seyhat etmeye başlamıştı kocam. En azından ben öyle zannediyordum. Taki yanında çalışan, bebek yüzlü, taş gibi sekreter kızı görünceye kadar. Kocam beni sekreteriyle aldatıyor diye şüphelenmeye başladım. Fakat yüzde yüz emin değildim, işin gerçeğini kocamın kardeşinden, yani kaynımdan öğrenmeye karar verdim. Kaynım daha bekar, 18 yaşında ve gerçekten yakışıklı bir delikanlı. Yine haftasonu, yine kocam evde yok, tabiki işi gereği seyahatte. Sekreteriyle kimbilir nasıl sikişiyorlardır şimdi, nasıl yalıyordur bebek gibi sekreterinin taze amını. “Oğlum ateşlendi, doktora götürelim.” diye kaynıma telefon ettim ve gelmesini söyledim. Kaynım da “Hemen geliyorum yenge.” deyip kapadı telefonu.
Kayınım 5 dakika geçmeden geldi, ama içkili idi. “Ne oldu yenge?” deyince “Çocuğun ateşi vardı, korktum doktora gideriz diye aradım.” dedim. “Tamam yenge, hemen.” dedi. O sırada oğlum uyuyordu, ateşine baktım, “Uyumuş, biraz bekleyelim, ateşi de hafif düşmüş gibi.” dedim. “Tamam yenge.” dedi geçti koltuğa oturdu. Konuşmaya başlamıştık, ben direk konuya girdim, “Abin beni aldatıyor!” dedim. Kaynım “Olur mu yenge, hayır yok öyle birşey.” falan dediyse de, ben zarf attım, her şeyi bildiğimi söyledim. Biraz daha üsteleyince kayınım ağzından baklayı çıkardı, “Valla anlamıyorum abimi yenge, evde mis gibi karısı varken, yapmaması lazım ama yapıyor işte…” dedi. “Ne zamandır aldatıyor abin beni?” dedim, “O kızı sekreter olarak işe aldığından beri…” dedi.
“Peki ben ne olacam? Ben de kadınım, benim de isteklerim var. Valla birini bulup, ben de abini aldatacam.” dedim. Kayınım şok olmuştu, “Sen ne diyorsun yenge? Kendinde misin?” deyince, ben de, “Evet, gayet kendimdeyim. Benim neyim eksik? Abin sekreteriyle gününü gün ederken, ben nolucam? Biliyormusun, abin bana yaklaşmayalı dört ay oldu. Yani tam dört aydır sikmedi beni!” dedim. Kayınım ben öyle açık konuşunca biraz utandı ve başını önüne eğdi, “Yenge valla kafam almıyor, harika bir kadınsın, hiç bir erkek sana hayır diyemez, neden abim böyle ben de bilmiyorum.” dedi. Ben ağlamaya başladım. Kayınım yanıma geldi oturdu, “Yenge ağlama.” deyip başımı omzuna dayadı, saçlarımı okşamaya başladı. Vücudunun sıcaklığını almıştım, mis gibi parfüm ve erkek kokusu beni delirtiyodu.
Bir an gözüm kaynımın pantolonuna takıldı, siki kalkıyordu. Dayanılmaz bi şekilde tahrik olmuştum, amımın suyu nerdeyse dışarı akcaktı. Kaynımla birden göz göze geldik ve ardından dudaklarına yapıştım. Kaynıma, “Beni eller sikeceğine senin sikmeni istiyorum!” dedim. Kaynım titriyor, kekeleyerek, “Yenge… Abime karşı ayıp olur…” diyordu sadece. Kayınımın konuşmasına fırsat vermeden, “Sus ne olur, amcığım yanıyor zaten. Hadi yengenin ateşini söndür!” diyerekten deli gibi öpüyordum kaynımı. Kayınım iyice mayışmıştı. Elimi fermuarına atıp pantolonundan sikini çıkardım ve hemen ağzıma aldım. Kaynımın yarağı yaladıkça büyüyordu. Deli gibi yalıyordum. Kaynım artık bırakmıştı kendini, elini memelerime attı ve “Biliyormusun yenge, seni sikmeyi nezamandan beri istiyordum, gözüm hep sende olurdu. Abim seni nasıl sikiyor diye düşünürdüm hep.” dedi. Ben de, “Yengen kurban olsun sana, al işte düşünme, sik beni, seninim, koçum benim…” diye kaynımı kendime çektim.
Kaynım eşofmanımı yırtarcasına çıkardı. Külodum amcığımın sularından iyice ıslanmıştı. Külodumu da çıkardı ve dilini gömdü alev gibi yanan amcığıma. Delice yalıyordu amcığımı. Ben de kayınımın saçlarını okşuyordum. Kayınım diliyle harikalar yaratıyor, inletiyordu beni. Çocuk inlemelerimi duyabilir ve uyanabilirdi. Kaynımın dilini amcığımdan zor ayırabildim, bırakmak istemiyordu yalamayı. “Hadi canım, yatak odasına geçelim.” dedim. Beni kucakladığı gibi yatak odasına götürdü. Yatağa uzatmıştı beni ve kendisi soyunuyordu karşımda. Güçlü omuzları, atletik yapısı vardı kaynımın. Soyunup yanıma gelince, ben hemen sikini kaptığım gibi emmeye, yalamaya başladım. Kayınım iyice kendinden geçmiş, gözlerini kapatarak, “Yenge sen bir harikasın… Yengem benim, seni seviyorum. Ohhhhh…” diye sesler çıkarıyordu.
Kaynımın siki iyice kıvama gelince önüne domaldım. Ben gözlerim kapalı, kaynım sikini sokacak amcığıma diye beklerken, kaynım yine ağzını gömmüştü amcığıma. Harika birşeydi bu, fakat daha fazla dayanamıyordum, “Sok canım, lütfen sikini sok artık, yengen yanıyor, sokta bitsin bu işkence!” dedim. Kaynım arkamda yerini aldı, sikini amcığıma yavaşca itekledi. Sikinin başı amcığıma girince, elimde olmadan, “Ohhhh…” demişim. Sikilmeyi özlemişti amcığım. Çok mutluydum. Kaynım yüklenmeye başlayınca iyice çıldırıyordum artık. Kaynım deli gibi sikiyordu beni. Kaynım amcığımı siktikçe, benim inlemelerim ve kalçama değen taşşak sesleri yatak odasında yankılanıyordu. Amımın suları akıyor, peş peşe orgazm oluyordum. Kaynım iyice hızlanmıştı, “Yenge geliyorum…” deyince, “Boşal koçum, sırtıma boşal!” dedim. Kaynım sikini amcığımdan çıkarmasıyla, kalçama, belime ve sırtıma fışkırttırması bir oldu. Bacakları titriyodu, boşalması bir iki dakika kadar sürdü.
Ben hemen duşa koştum, temizlenip geldim, kayınımın yanına uzandım. Kaynım sigara yakmıştı, sigarası elinde, tavana bakıyordu. Kaynımı dudaklarından öptüm ve “Hoşuna gitti mi? Beğendin mi?” dedim. “Beğenmek ne kelime yenge, bayıldım. Çok tatlı amcığın var, yalamaya doyamadım yenge.” diyerek öpüyordu beni. Sigarası bittikten sonra kaynımın baş ucuna geçtim, yüzüne çömelerek am ve göt ağzına gelecek şekilde verdim. Kaynım deliriyor, amcığımı ve göt deliğimi kemiriyordu. O gece sabaha kadar deli gibi sikiştik kaynımla.
Artık kocam beni aldatıyor diye hiç üzülmüyorum. Kocam nezaman sekreteriyle seyhate gitse, hemen kaynımı çağırıyorum ve sabahlara kadar çılgınlar gibi sikişiyorum. Kocam da sekreteriyle ne hali varsa görsün, genç kaynımla sikişmek fazlasıyla yetiyor bana.

Selam arkadaşlar, bu siteyi uzun zamandır takip eder ve çoğu hikayeleri severek okurum. Benim de başımdan geçen ve halen devam eden bir olayı sizinle paylaşmak istedim. İsmim Zeliha, 29 yaşında, 1,68 boyunda ve 60 kiloda, kapalı bir bayanım. Kapalı derken, kocamın zoruyla kapandım. Bir kızım var 10 yaşında. Sezeryanla olduğu için başka çocuk istemedim. Kocam zorlasa da, ben hep karşı çıktım, bir daha çocuk yapmadım.


Kocam fabrikada vardiyalı bir işte çalışır. Kazancı fazla olmadığı için maddi durumumuz da pek iyi değil, ama geçinip gidiyoruz işte. Kocamla malesef monoton bir hayatımız var. Kendisi 1,70 boyunda ve 95 kiloya yakın. Kendine hiç bakmaz. Ne giyinmesini bilir, nede kadın ruhundan anlar. Ama sorsanız yatakta ondan iyisi yok. Yatakta ise 5 dakika bile sürmez ilişkimiz, sonra da, "Bu kadar uzun kimse yapamaz, benim kıymetimi bil!" diye övünür. İnanın 11 senelik evliliğimde bir kez olsun seksten zevk almadım. Ne doğru dürüst öpüşmesini bilir, nede başka yerlerimi öper sever. Bir kez başka kadınlardan duyduğum için ben ona oral yapmaya niyetlendim, bana söylemediği laf, etmediği hakaret kalmadı. "Öyle şeyleri orosbular yapar, yarın birgün benim de sana yapmamı beklersin!" falan filan...

Bir gün bizim oturduğumuz mahallede bir müstakil ev satıldı. Alan kişiler Türk olduğu için çok sevindim. İnşallah iyi insanlar olur da en azından komşuluk yaparız diye ümit ettim. İsimlerini sonradan öğrendiğime göre, Jale ve Hakan isminde evli bir çift imiş alanlar. Durumları çok iyiye benziyordu, adamın makam arabası gibi koskocaman bir arabası, hanımında da son model bir Jip vardı. Taşınırlarken ben kocama, "Bir hayırlı olsun ve hoşgeldin diyelim, çay, kurabiye, börek falan yapıp yanlarına gidelim. Malum adamlar sabahtan beri taşınmayla uğraşıyorlar!" dedim. Kocam başta mırın kırın etse de razı oldu ve gittik. Jale hanım ve kocası Hakan çok ama çok iyi insanlara benziyorlardı, öyle havalı falan hiç değiller, aksine çok mütevazi idiler. Bize karşı da çok iyi davrandılar ve teşekkür ettiler.

İki gün sonra Jale hanım elinde benim bıraktığım tepsi ve çantayla kapımı çaldı. Güzel bir çiçek almış ve çantayı da çukulata ile doldurmuştu. Jale hanıma, "Neden zahmet ettin, ne gerek vardı..." diyerek içeri buyur ettim ve akşama kadar oturduk, sohbet ettik, çay kahve içtik. O günden sonra çok samimi olduk. Kocam, Hakan'ı beğenmese de ziyaretlerine kocamla beraber gidip gelmeye başladık. Kocam sanırım Hakan'ı kıskanıyordu. Hakan 1,80 boylarında ve çok atletik bir vücuda sahipti. Genelde çok dar gömlek veya tişört giyerdi. Adamdın vücudunda yağ denen bir şey yoktu nerdeyse. Hakan'ın birkaç tane Süpermarketi varmış ve yanında nerden baksan 35-40 kişi çalışıyormuş.

Bir akşam yine onlara oturmaya gitmiştik. Sohbet esnasında konu işten güçten açılınca, Jale bana, "Sen neden çalışmıyorsun Zeliha, eve katkın olur ve en azından evde boş oturmazsın!" dedi. Kocam hemen atladı, "Gerek yok, ben çalışıyorum! Hem kapalı olduğu için ona iş vermezler!" dedi. Jale de kocama, "Eğer isterse bizim Markette kasada çalışabilir. Hem ben de sürekli Marketteyim, beraber gider geliriz, gözün arkada olmaz!" dedi. Akşam evimize dönünce kocamı yalvar yakar ikna etmeye çalıştım. Sonuçta ayda 1.400 Euro maaş alacağım için ikna oldu. Dünyalar benim olmuştu.

Birkaç gün sonra işe başladım. Kızım okula gittiği için sabah 8'den 16'ya kadar çalışıyordum. İşi çok çabuk öğrendim, kasa işi çok kolaydı ve 2 aya kalmadan neredeyse herşeyi biliyor ve her işe yardım ediyordum. Jale ile de çok yakın arkadaş olmuştuk. Birgün sabah yine Jale'nin arabası ile işe giderken, konu evlilikten, mutluluktan açıldı ve sonunda sekse geldi. Jale bana, "Seks hayatınız nasıl gidiyor Şekerim?" diye sorunca ben, "Ehh işte, öyle böyle idare ediyoruz!" diyerek geçiştirdim. Ama o anlatırken ağzım açık kaldı. Kocası ile yaptıklarını anlatırken hem gözünün içi gülüyor, hemde ara sıra kasığını tutup, "Sorma, benimki akşamdan sevişmeye bir başladı mı, sabah saat 3'e 4'e kadar yapar. Aramızda kalsın, Hakan'ınki oldukça büyük, bazen karnıma ağrılar girer, bazen de yürümek bile zor gelir, resmen yürüyüşüm değişir. Üstelik beni yalayarak 1-2 kez Orgazm etmeden asla girmez bana!" dediğinde bende film koptu. "Yalar mı? Nasıl yalar?" diye sorduğumda, Jale başladı gülmeye ve "Nasıl yalayacak, amımı götümü, her tarafımı yalar! Hele bazen 69 oluruz, bu en sevdiği pozisyon, işte o zaman yarım saate yakın o beni, ben de onunkini yalarım!" demez mi. O gün iş yerinde çalışırken aklım başımda değildi, sürekli Jale'nin anlattıklarını düşünüyordum.

Pazartesi sabah birlikte işe gitmek için yine Jale'nin arabasının yanına indim. Jale evden çıktığında yürüyüşü değişmişti, resmen bacakları ayrık ayrık ve zorla yürüyordu. Bana gülümseyip, "Günaydın!" dedi. Arabaya otururken altına küçük bir yastık koyunca, "Hayırdır ne oldu, hasta mısın, istersen sen gelme ben otobüsle giderim!" dedim. Jale, "Yok canım birazdan geçer popomun sızlaması, dün gece Hakan yine coştu ve son olarak arkadan yaptı, oranın da hastası, girince çıkmak bilmiyor!" dedi ve güldü. "Arkadan derken?" diye sorunca, "Ahh Zeliha, sen de bu yaşına gelmişsin, genç kız gibi soru soruyorsun. Arkamdan yaptı, yani götümden sikti, şimdi anladın mı?" dedi. Ben şaşkınlıkla, "Gerçekten mi?" diye sorunca, "Niye inanmıyorsun kız, kocan seni hiç arkadan yapıyor mu?" dedi. Ben de nasıl oldu bilmem ama, "Bırak arkadan yapmayı, önden bile doğru dürüst yapmaz!" dedim. "İlahi Zeliha, tam bir alemsin valla!" dedi ve gülüştük, devam ettik yolumuza.

O günden beri ailecek bir araya gelmelerimizde gözüm hep Hakan'ın önüne kayıyordu. Pantolonun önü öyle şişkin duruyordu ki, içim bir tuhaf oluyordu. Ama Hakan'ın da ara sıra bana baktığını yakalamıştım. Utanıp başka yere baksam da, genelde mutfağa gidip gelirken götüme baktığını hissediyordum. Günlerim artık daha bir değişik geçiyordu, kocamı aldatmak asla aklımdan geçmiyordu, ama kaçamak bakışlarla halen Hakan'ın önüne bakmaya devam ediyordum. Ve hayaller kuruyordum...

Yaz tatili vakti geldi. Ben Markette işe başlamadan çok önce kocam çalıştığı Fabrikadan 3 haftalığına izin almıştı, birlikte Türkiye'ye gidecektik. Ama şimdi benim durum değişmişti. Markette herkes eski çalışanlar olduğu için millet izinini ayarlamış, ama bana izin yoktu. Samimiyetimizi kullanıp özel bir muamele de istemedim. Hakan abi de, "Zeliha, söz, seneye yaz tatilinde sana 4 hafta izin vereceğim, bize yardımcı oldun bu sene, ben de unutmam bu iyiliğini!" dedi ve teşekkür etti. Ben artık kocama, "Siz bensiz gidin memlekete!" demek zorunda kaldım. Kocamla kızımı taksiye bindirdik ve havaalanına gittiler. Akşam Türkiye'den aradı kocam ve "Bizi merak etme, sen kendine dikkat et, biz babamlarla iyiyiz burda!" dedi.

Ertesi sabah işe giderken, Jale, "Kızımla 2 hafta okulu ile tatile gidiyoruz. Velilerden iki kadın da gitmesi lazımmış, ben de bu sene tatile gidemiyorum diye kabul ettim! Zeliha bak buralar sana emanet. Hakan yemek ve çamaşır işinden anlamaz, ben sana bir anahtar vereyim, bizim eve de bakar ol, ama lütfen kızma ve sana 1 maaş da ikramiye verelim, yoksa Hakan kabul etmez!" dedi. Ben, "Seve seve yaparım, ikramiyeye ne gerek var!" desem de, Jale ısrar edince extra maaşı kabul ettim.

Bir gün sonra Jale'yi kızı ile havaalanına Hakan abi götürdü. Hakan abi genelde akşamları eve saat 19-20 arası gelirmiş, ben de o gün işten çıktım doğru Hakan abilere geçtim. Evi toparladım, bir güzel de yemek hazırladım. Masayı hazırladım ve çıktım. İkinci gün yine mesaiden sonra onların eve gittim, yemek yaptım, masayı hazırladım, tam çıkmak üzereyken Hakan abi erkenden geldi. "Zeliha dünkü yemek harika idi, ellerine sağlık, ben alışkın değilim öyle güzel yemeklere, Jale pek anlamaz, bak beni şişmanlatacaksın onlar gelene kadar!" diye takıldı.

"Afiyet olsun!" deyip çıkacakken, "Zeliha nereye? Otur, beraber yiyelim, sen de yalnızsın ben de, bir tencere yemeği kim yiyecek?" diye ısrar edince, birlikte yemeyi kabul ettim. Yemek yerken Hakan abiyi Jale aradı, yarım saat konuştular. Yemekten sonra Hakan abi, "Zeliha oldu olacak bir de çay demle de içelim!" deyince, kıramadım çayı da demledim. Tam çaylarımızı salona götürmüştüm ki kocam aradı. Hakan abiye sessiz olmasını işaret edip, telefonu açtım. Kocam, "Nerdesin?" diye sorunca, "Evdeyim!" dedim. Kısa bir konuşmadan sonra kapattı telefonu. Hakan abi gülerek, "Niye burda olduğunu söylemedin Zeliha?" dedi. Ben de, "Neme lazım, yanlış anlar, bana kızar!" dedim. "Zeliha bozulma ama senin kocan biraz yabani! Birbirinizden ayrısınız ve seninle 1 dakika bile konuşmadı ve ilk sorduğu şey de 'Nerdesin?' oldu!" dedi. "Aman Hakan abi, bu böyle gelmiş, böyle gider, malesef değişmez, haklısın kocam odunun teki!" dedim.

Çaylarımızı içerken Hakan abi, "Ben üzerime rahat bir şey giyeyim, oturur sohbet ederiz, nasıl olsa artık arayan soran olmaz!" dedi. Üzerine bir tişört ve spor pantolonu ile geldi içeriye. Ama eşofman tarzında giydiği şey çok ince olduğu için önündeki şişkinlik çok net görünüyordu. Sohbete başladık, çay kahve derken saat 22:00 olmuştu. Ben artık gitmek için müsade istedim. Hakan abi, "Zeliha yarın Pazar iş yok, otur. Hem uykun gelince geç misafir odasında yat. Korkacak bir şey yok, yabancı mıyız?" deyince ben gaza geldim, "Yoo niye korkayım, korkmuyorum, ama ben gideyim!" dedim. Hakan abi, "Bak sen de ben de yalnız oturmaktansa sohbet ederiz biraz daha!" diye ısrar edince kıramadım.

Ben gitmekten vazgeçince, Hakan abi kilere indi ve bir şişe beyaz Şarapla yukarı geldi tekrar. "Zeliha hiç Şarap içtin mi?" dedi. "Hayır içmedim, hem alkol günah degil mi?" dedim. "İlahi Zeliha, Şarap alkol değil ki, üzüm suyu. Gel felekten bir gün çalalım, aramızda kalır, söz! Jale bunu çok sever, ama eğer sen yok ben içemem, bana ağır gelir diyorsan, içme!" dedi. O sırada yine gaza geldim, "Jale içiyorsa bana niye ağır gelsin ki, tamam içelim!" dedim. Kalktı slow bir müzik açtı ve iki bardak getirdi. İkimize de yarımşar kadeh doldurdu (Şarap öyle içilirmiş sonra öğrendim) ve sohbete koyulduk yine...

Üçüncü kadehten sonra başımın döndüğünü hissettim, vücudumun heryerini ateş basıyordu sanki. Hakan abi de, "Bak yanakların kızardı, istersen fazla içme!" dedi. Ben de gülerek, "Haklısın, her tarafımı ateş bastı, nasıl üzüm suyuysa bu Şarap!" dedim. O sırada Hakan abi, "Dur ateşine bir bakayım!" diyerek karşı koltuktan kalktı, yanıma oturdu. Elinin dışı ile yanaklarıma temas edip, "Valla haklısın, yanakların ateş gibi yanıyor resmen!" dedi ve güldü. Sonra da, "Biliyor musun, yanakların kızarınca daha tatlı oldun!" deyince utandım, yüzümü çevirdim. Hakan abi, "Utanacak bir şey yok Zeliha, gerçekten güzel oldun, zaten güzel bir kadınsın, ama böyle daha güzel oldun! Ama istersen eşarbını ve üzerindeki ceketini çıkar, yoksa havale geçireceksin!" deyip gülümsedi.

Eşarbı çıkardım, saçlarımı serbest bıraktım (Saçlarım nerdeyse kalçalarıma kadar uzundur). Sonra ceketi de çıkardım. Altımda sıfır kollu ve daracık tişört olduğunu unutmuşum. Göğüslerim oldukça büyük ama dik olduğu için, Hakan abi, "Offf Zeliha, böyle bir güzelliği neden saklıyorsun?" dedi. Ben yine utanıp, "Aman, sanki güzel olsam ne olacak, kıymetini bilen olmadıktan sonra!" dedim. O sırada Hakan abi saçlarımı kafamdan aşağı ta kalçalarıma kadar okşayıp, "Bu güzelliğin kıymetini bilmeyeni vurmak lazım, nasıl bilmez ahmak kocan?" dedi. Eli kalçamın üzerinde kaldı. Kalçamı okşamaya başlayınca, "Hakan abi yapma lütfen..." diyerek döndüm. O sırada yanağımdan öyle sıcak öptü ki, bir tuhaf oldum. Bir yandan hoşuma gitmişti, bir yandan da, "Abi yapma lütfen..." demeye devam ediyordum.

Boynumu, boğazımı öpmeye, kulak mememi emmeye başladı. Sonra kulağıma, "Şarap da aramızda kalacak, bu yaptıklarımız da, ben artık dayanamıyorum, lütfen kırma beni Zeliha!" dedi. Bedenim titriyordu resmen. Ağzım, "Yapma!" dese de, içimden devam etmesini umuyordum. Yavaşca arkamdan tişörtümü çıkarttı ve hemen sütyenimi de açtı, önüme geçti. Ben, "Abi yapma..." dedikçe göğüslerimi ve meme uçlarımı emiyordu. Bacak aram resmen ıslanmıştı, ne oluyordu bana, arzularıma karşı koyamıyordum...

Salondaki koltukları çok genişti, yatak gibiydi nerdeyse. Beni yatırdı ve eteğimle külotumu çıkarttı. "Yapma abi..." desem de, bacak arama yumulmuştu bile. Ordan sonra bende Film koptu. Amımı öyle bir yalıyordu ki, dilini içine sokarak, am dudaklarımı tek tek emerek, klitorisimi dudaklarının arasında sıkıştırıp sündürerek. Bana birden bir titreme geldi, ölüyorum sandım ve amımdan resmen sular akmaya başladı. Orgazm dedikleri bu olsa gerek. İnanın yarım saate yakın yaladı amımı ve o yarım saatte 3 kez Orgazm oldum. Bulutlarda uçuyordum resmen. 11 yıllık evliydim, ama bu duyguyu daha önce hiç yaşamamıştım.

Sonunda doğruldu, beni kucağına aldı ve ikinci kata çıktık. Ben kucağında, bir yandan dudaklarımı emiyor, bir yandan merdiven çıkıyordu. Bu nasıl bir adam böyle diye düşünürken yatak odasına geldik. Koskoca bir yatakları vardı, yatırdı beni. Ve önümde soyunmaya başladı. Boxerini çıkarınca nerdeyse dilimi yutuyordum. Aman Tanrım, o nasıl bir yaraktı öyle, uzunluğu nerdeyse bileğim kadar ve başı kalın mı kalın. Jale demek ki, "Hakan'ınki oldukça büyük!" derken abartmamıştı.

Hakan yarağını ağız hizama getirip, "Şimdi de senin hünerlerini görelim bakalım!" diye dudaklarımın arasına doğru dayadı. Sıra bende idi, beni böyle dili ve ağzı ile 3 kez Orgazm eden adama mümkün mü yok demek. Yarağını yalamaya başladım. Ama kafası bile ağzıma sığmıyordu, zorlanıyordum iyice. Acemice ve korku içinde elimden geldiği kadar yaladım...

10 dakika geçmeden, Hakan, "Şimdilik yeter bu kadar! Şimdi de amının hünerlerine bir bakalım!" deyip yarağını ağzımdan çekti. Yatağa yanıma sırtüstü uzanıp, "İlk seferinde gel sen üzerime canım!" dedi. (Kocam beni sikerken hep altına alırdı). Üzerine çıktım, am dudaklarımla Hakan'ın göbeğine yapışmış yarağı üstünde ileri geri giderek, am sularımla resmen yıkadım yarağını. En sonunda yarağı başından tutup ıslak amımın ağzına yerleştirdim. Amım o kadar ıslak olmasına rağmen sırf o kocaman başını içime alana kadar öldüm nerdeyse. Ama Hakan hiç alttan hareket etmiyor, "Aşkım sen kendin ayarla, yavaş yavaş. Hepsi girince biraz acır belki, ama sonra alışırsın!" diyordu. Ona söylemesi kolay, o yarak sonuçta bana giriyordu. Amım yırtılıyor sandım, ama sonunda yarısını almıştım ve artık durmak niyetim de yoktu. Biraz daha, biraz daha derken sonunda taşaklarına kadar oturdum. Yarağını sanki midemde hissediyordum. Yarağı komple içimde iken hiç kımıldamadan, 10 dakikaya yakın sadece öpüştük. Sonunda dayanamadım ve hafiften kalkıp oturmaya başladım...

Tanrım bu ne güzel bir şeydi böyle, amımın duvarlarında kalın yarağının damarlarını hissediyordum. Amım yarağına alıştıkça alıştı ve benim hareketlerim de daha bir serileşti. Gittikçe hızlanan bir tempoyla kalkıp oturuyordum artık. Kocamdan alışık olduğum için bitecek korkusu ile, bir ara çok hızlanmışım. Hakan, "Aşkım acele etme, daha sabaha kadar vaktimiz var, sabaha kadar o senin, elinden alan yok, tadını çıkar!" demesi ile yavaşladım.

15-20 dakika sonra Hakan beni üzerinden indirip altına aldı, bacaklarımı omzuna attı. Yarağını amıma tek seferde köküne kadar sokunca tekrar yırtılıyorum sandım. O esnada öyle bir bağırmışım ki, nerdeyse tüm mahalleyi ayağa kaldıracaktım. Hakan, "Aşkım sakin ol, adam öldürüyorum sanacaklar!" diye güldü. "Gülme aşkım, o yarak sana girse ölürsün valla!" dedim. Ufak ufak hızlanarak pompalamaya başladı. Artık Orgazmlarımı saymaktan vazgeçmiştim. Ama bende tam yine bir titreme başladığında Hakan iyice hızlandı. Ben yeniden Orgazm olurken Hakan da boşaldı. (Kocamla hiçbir zaman aynı anda boşalmamıştım). İçime Hakan'ın dölleri bahçe hortumundan akar gibi akıyordu. Birbirimize kenetlendik ve içimden çıkmadan beni üstüne aldı.

İyice yorulmuş ve mayışmıştım. Hakan altımda ve yarağı içimde, bir saate yakın uyumuşum. Hakan'ın alttan amıma pompalamasıyla uyandım. Dudaklarına dudaklarımı verip öpüştükten sonra, "Sen nasıl bir insansın böyle, halen mi sikiyorsun beni?" demem gülüp, "Evet, doyamıyorum sana!" dedi ve beni üstünden indirdi. Beni dört ayak pozisyonuna alıp arkama geçti. Yine sikecek diye beklerken, başladı hem amımı hem götümün deliğini yalamaya. Böyle bir zevk yok dünyada, perişan oldum.

Sonunda götümün deliğine okkalı bir tükürük bırakıp, o koca yarağını götüme dayadı. Niyetini anlamıştım, götten sikecekti beni. Telaşla, "Hakan yapma kurban olayım, oraya girmez, ölürüm valla, hem ordan daha hiç yapmadım!" desemde, Hakan'ı durdurmak imkansızdı.

Ama ne kadar denediyse de girmedi. Komodinden kreme benzer bir şey aldı ve bu sefer hem yarağını, hem götümün deliğini kremledi. "Aşkım kasma kendini, ben bu götü sikmezsem uyuyamam, kasarsan acır, serbest bırak kendini!" dedi. En sonunda yarağının kafasını götüme öyle bir geçirdi ki, dudağımı ısırdım, gözümden yaş geldi. Hakan, "Bak aşkım kafasını aldın işte, gerisi kolay!" dese de ben ölüyordum acıdan. Yarağının kafası götümde hareketsiz beklerken bir yandan da amımı okşamaktan alamıyordu kendini. Amımı okşadıkça ben gevşedim ve sonunda milim milim de olsa, o koca yarağı götüme tam almıştım. Yavaş yavaş acı geçti ve o koca yarak götüme girip çıktıkça resmen zevk almaya başladım. Tabii amımı da sürekli okşamaya devam etti. Yarım saate yakın götümü sikti ve en sonunda içime boşaldı. Yarağını götümden çıkarmadan yan yatırdı beni, 66 pozisyonunda arkamdan bana sarıldı ve uykuya daldık...

Sabah bir uyandım ki, o koca yarağı halen götümde. Yavaşça kendimi çekip yataktan kalktım. Duşa gidecektim, ama yürümekte zorlanıyordum. Jale'nin yürüyüşünün bazen neden öyle değiştiğini şimdi çok iyi anlıyordum. Duşumu yaptım. Kahvaltıyı hazırladım ve Hakan'ı uyandırdım. Yüzünde bir gülümsemeyle beni öptü ve "Aşkım harikaydın dün gece! Artık bizimkiler gelene kadar buradasın, hiçbir yere göndermem seni!" dedi...

O günden beri artık sikişmeden duramıyoruz. Fırsat buldukça, arabada, depoda, bazen de Otelde beni sikmeden bırakmıyor. Seni çok seviyorum koca yaraklım ve o yaraksız yaşamak istemiyorum!


 Almanyadan Merhabalar, ismim Serpil, 39 yaşındayım ve evliyim. Samimi olduğumuz, aile dostumuz, Oktay abimiz bir akşam bize yemeğe gelmişti. Karısı ve çocukları Türkiyeye izine erken gittiğinden, Oktay abi yalnız kalmış, 2 hafta sonra o da peşlerinden gidecekti. Oktay abileri ailece çok severdik, onlar da bizlerden memnun olduklarından, genellikle boş zamanlarımızı beraber değerlendirirdik. O akşam havadan sudan sohbetlerle yemeğimizi yedik, ardından erkekler bira aldılar, ben de onlara 1-2 bardakla eşlik ettim. Ama dikkatimi çekti, kocamın tavırları biraz değişikti bu akşam, taa ilk başından pek anlam veremedim.


İlerleyen saatte, TV'den gelen müziğe eşlik etmek için, kocam beni dansa kaldırdı. Daha sonra lavaboya gitme bahanesiyle Oktay abiye yerini bıraktı. Böylelikle şimdi Oktay abinin kollarındaydım ve (uygun bir şekilde) dans ediyorduk. Az sonra kocam gelip, birden arkamdan bana sarılıp, sonra da Oktay abiyi bana doğru belinden çekti. Şimdi ikisinin arasına Preslenmiş kalmıştım. "Napıyorsun aşkım?" diyerek tepkimi gösterdim. Oktay abi de gerilmişti, fakat kocam ikimizi de adeta kelepçelemiş, pis pis sırıtıyordu. Bunla da kalmamış, birde kulağımın altından boynumu öperek yalıyordu. Şimdi Oktay abinin de tavrı değişmiş, pantolonunun önü kabarmaya başlamıştı, bacak arama yapışık olduğundan bunu hissediyordum. Artık o da pişkince davranıp, diğer taraftan boynumu öpüyordu...

Tuhaf tuhaf hisler içindeydim, sıcak beynime vurmuştu, kocam kıçıma yapışmış, Oktay abi de kabarmış sikiyle yukarı aşağı sürtünerek, pantolon üzeri amıma masaj yapıyordu. 10 dakika kadar böyle devam ettik, artık ben de tüm çekingenliğimi atmış, kendimi olanlara bırakmıştım. Oktay abi arasıra boynumdan yukarı çıkıp dudaklarıma yakın öpüp, hatta bazen dudaklarıma dudağıyla dokunuyordu. Kocamın ne yapmaya niyeti olduğunu anlamasam da, galiba amacına ulaşmıştı ki, Oktay abiye, "Karım sana emanet Oktay!" deyip masaya döndü. Oktay abi de beni elimden tutup yatakodamıza götürdü. Beynim tilt olmuştu, itiraz bile etmeden kuzu kuzu gitmiştim.

Odaya girince kapıyı kapatıp, yine dans eder gibi birbirimize sarıldık, ama busefer dudaklarımız kenetlenmiş, ağzımız açılmış, dillerimiz karşılıklı dans edip yalaşıyorlardı. Oktay abinin elleri tişörtümün içine dalmış, memelerimi südyenimin üstünden mıncıklıyordu. Oktay abi her hareketi bilinçli hatta ustaca olarak tişörtümü başımdan sıyırıp, südyenimin kopçasını çözüp, iki eliyle dolgun memelerimi avuçlamış, uçlarını emiyordu. Ben de onun gömleğinin düğmelerini çözmüş, vücudunu okşamaktaydım. Ardından taytımı aşağı sıyırdı, sadece külotumla kalmıştım. Beni yatağa yatırdı, kendisi de soyunup üstüme çıktı. Dudaklarımız tekrar buluşmuş, zevkle öpüşüyorduk...

Dudaklarımı bırakıp boynuma indi, buharlı nefesini tenimde hissediyordum. Dudaklarını çok ustaca kullanırken, tenime baskısı ne çok, ne az, tam orta kıvamdaydı. Ordan omuzuma geçti. Kollarımı yukarı kaldırıp koltuk altımı emerken, balık etli olduğumu, tenimi emmekten çok zevk aldığını söylüyordu. Ben artık tüm kadınlığımla teslim olmuştum Oktay abiye, daha önce hiç yaşamadığım zevklerle tanışıyordum. Koltuk altımdan bukadar zevk alacağımı hiç düşünmemiştim. Dudakları ordan tekrar memelerimle buluşup, memelerimi yalayıp okşadıktan sonra aşağıya yöneldi. Külotumu ağzıyla kapıp aşağıya çekerken, ben de kalçamı kaldırmış külotsuz kalmama yardımcı oluyordum. Tamamen savunmasız kalmıştım...

Külotumu çıkarıp kenara bıraktıktan sonra, ayaklarımdan öperek yukarıya doğru çıktı. Diz kapağımın içine gelmiş, lop etli yerlerini ağzında vakumluyordu. Bacaklarımın iç kısmından yukarı doğru gelip amıma kavuştu dudakları. Amımın sağ kanadıyla bacak arasına yapışmış, sülük gibi emiyordu. Bitmek üzereydim, yatakta kıvranıyordum. Bir kadına ancak bukadarı yaşatılır diye düşünürken, Oktay abi ordan sağa kayıp, amımın dudaklarının çevresinde diliyle daireler çizerek beni uçuruyordu. Dilini mükemmel kullanıyordu, içime dalıp dalıp, çıkarıp, ardından amımı tamamen ağzına alıp, sularımı içine çekiyordu. Ard arda Orgazmlar yaşıyor ve artık içimde istiyordum, kadının zevki için çok uğraşan bu adamı...

Yavaş yavaş üstüme çıkıp, bacak arama yerleşti. Kulak mememi öperek kulağıma, "Serpil sikimi tut amına yerleştir!" dedi. Kalın sikini kavrayıp, amımın ortasına yerleştirdim, mantar gibi başını içime almış, gerisini istekle bekliyordum. "Serpil, kadınım olmaya hazırmısın?" diye sordu. "Hazırım Oktay abi, herşeyimle al beni, senin olmak istiyorum!" diye cevapladığımda, sikini girebildiği kadar amcığıma kökledi. Offff neydi bu, nebiçim bir zevkti bu? Beynimde şimşekler çaktı. İçimde bir müddet böyle kaldıktan sonra, tamamen dışarı çıkmadan tekrar çekip, amıma yeniden gömdü. Yavaş yavaş gidip, sert hamlelerle geri geliyordu. Ben de ritmine uyup, o çekerken kalçamı gerileyip, o basarken ben de kalçamı ileri sürüp, gümleyerek buluşmamıza yardımcı oluyordum...

Böylesini ilk kez yaşıyordum, içimde değişik ritimde gelip gitmesi mi, yoksa kulağıma, "Hadi kadınım, bırak kendini, zevkin doruğuna çıkalım, patlat Orgazmını, sana zevk verdiğimi duymak istiyorum!" gibi cümlelerı fısıldaması mı daha çok tahrik ediyordu emin değildim. Herşeyi unutmuş, Dünyada sadece Oktay abiyle ben ve çılgın sevişmemiz vardı sanki. Defalarca üst üste boşalıyordum. Kendisi de artık gelmek üzereydi, iki eliyle alttan kalçalarımı sıkıca avuçlamış, nefes alışverişi hızlanmış, alnında ter boncukları birikmiş, içimde daha hızlı gidip geliyordu. "Hadi erkeğim sen de patlat içime, yıkıl kal üstüme!" dediğimde, "Oohhhhh!" diyerek, sıcak spermlerinin içime boşaldığını son uzun bir titremeyle hissetmiştim. Bana muhteşem seksi yaşatan Oktay abi, üstümde 1-2 dakika yığılıp kaldı. Sonra yanıma uzanıp beni kendine çekti. Başımı göğsüne koyup sarıldım. Bitkin, ama çok mutlu bir şekilde, 15-20 dakika dalmışım...

Oktay abinin kıpırdamasıyla uyandığımda, "Ben artık gideyim, bu geceyi asla unutamayacağım, çok mutlu ettiniz beni!" deyip, giyindi ve beni öperek odadan ayrıldı. Yorganı üstüme çekip doğruldum. Dış kapı kapandıktan sonra kocam içeri girip yanıma oturdu. Yüzüne bakamıyordum, "Neden yaptın bunu?" diye sorduğumda, "Sevgili karıcığım seni çok seviyorum, sensiz bir hayat düşünemiyorum, ameliyatımdan sonra sana yatak odamızda hiç yeterli olamıyordum, senin de seksi zevkle yaşadığını biliyorum, başka birine yenik düşmendense, güvendiğim Oktay abimize seni teslim etmek benim için daha cazip geldi!" dediğinde, gözyaşlarımı tutamayarak, beni bukadar çok seven kocama sarıldım :)

Selam arkadaşlar, ben Denizliden Aysel. 30 yaşında, kumral, 1.72 boyunda, dik memeli, ince belli, dolgun kalçalı, arkadaşlarımın dediğine göre güzel ve çekici bir kadınım. Kocamla 9 yıllık evliyiz ve 2 çocuk sahibiyiz. İkimiz de bir Bankada çalışıyoruz. Ben muhasebe bölümünde çalışıyorum, kocamla da bu sayede tanışıp evlendik ve kocamla halen aynı bankada çalışmaktayız. Kocamla evlenmeden önce, başka erkeklerle (amıma yarak girmesi hariç) sexin her türlüsünü yaşadım, oral sex, anal sex, yani yarağın her türlüsünü yedim. Ama evlendikten sonra sadece kocamın kadını oldum. Kocamın hakkını yememek lazım, kocam da iyi sikicidir yani, yarağa doyduğum için gözüm dışarda olmadı hiç. Kocamla haftanın 3 günü kesin sikişiriz. Kocamın yarağı da büyük ve kalındır, onu yalamaya bayılırım, kocam da benim amımı götümü yalamaya bayılır. Ben çok isterik bir kadınım, yarak diye ölürüm, sabah uyanınca çoğu zaman kocamın yarağı kalkık olur ve ben o yarağı önce yalar sonra çıkarım üstüne. Önce amcığımın keyfi yerine gelir, sonra kahvaltı yapar ve işyerine gideriz.
Sex hayatımız böyle harika devam ederken, birden kocamda bana karşı bir ilgisizlik başladı. Benimle eskisi gibi ilgilenmiyor ve sikmiyordu. Sikişsek bile yalandan yapıyordu. Ben her sikişmemizde hem amdan sikilmek, hemde götten sikilmek isterim, yani iki deliğim de dolsun isterim. Fakat kocam amımı sikse götümü sikmiyor, götümü sikse amımı sikmiyordu. Kocamdaki bu durgunluğu anlayabilmiş değildim, soruyordum, “Sendeki bu degişim ne?” diye, ama birşey de anlatmıyordu. Derken bizim yıllık izin zamanımız gelmişti. Ama tatile nereye gideceğimiz konusunda bir fikrimiz yoktu. Kocam, Karadenizde bulunan amcasının oğlu Muhsinin çiftligine gitmeyi teklif etti, ben de kabul ettim. Zaten amcasının oğlu devamlı bizleri davet ederdi ve ‘Bir gelmediniz buralara!’ diye dert yanardı hep…
Kocam ve çocuklarla arabamıza atlayıp Karadenizin yolunu tuttuk. Muhsinin çiftliğine vardık. Muhsin ve karısı Hacer bizi güleryüzle karşıladılar, bize kalacağımız yeri gösterdiler. Bize kalmamız için verdikleri yer iki odalı bir evdi, bir odada çocuklar, bir odada da biz kalıyorduk. Çalışan insanlar için tatil sikişmek demektir. Ama vardığımızın 4. günü olmuştu ve kocam beni daha hiç sikmemişti. Ben de üstüne gitmiyordum, düzelir diye, ama tık yoktu. Buna keza, Amcasının oğlu Muhsin ise beni her gördüğünde, sikecek gibi bakıyordu. Ben de ister istemez etkileniyordum bu durumdan. Ben de onu iyice azdırmak için dar Tayt giyiyordum, amım götüm meydanda idi yani. Bir seferinde Muhsinin karısı Hacerle sohbet ederken, Hacer kocasından dert yanmaya başladı, kocasının özellikle şu günlerde hergün sikişmek istediğinden, kendisinin ise akşama kadar hayvanlara baktığı için yorulduğunu, bu yetmezmiş gibi bir de kocasının hergün sikişmek istediğinden bahsetti. Ben olayı anlamıştım, Muhsin beni görüp siki kalkıyordu ve hırsını karısından alıyordu…
Hacer böyle anlatırken amım sulanmıştı, artık ben de Muhsinle sikişmek, amımın yangınını söndürmek istiyordum. Artık her fırsatta Muhsine frikik vermeye, amımı götümü göstermeye başlamıştım. Muhsin de anlamıştı benim yarak için yandığımı. Ben Muhsinle baş başa kalmak için fırsat kollarken, birgün Hacer köyde düğün olduğunu ve oraya yardıma gideceğini söyledi ve bana, “Sen de gel!” dedi, ben ise yorgun olduğumu söyledim ve gitmedim. Hacer benim çocukları alıp gitti. Kocam ise arabanın Radyatörünün delik olduğunu farketmiş, Muhsine “Nerede yaptırabiliriz?” diye sormuştu. Muhsin de, “Şehre gitmek gerek…” dedi. Kocam da, “Ben yaptırıp geleyim ozaman!” diyerek, o da gitti. Ve biz koca çiftlikte Muhsinle baş başa kaldık. Benim o gün üzerimde ince bir tişört ve altımda ise bir Tayt vardı, içinde külodum da yoktu, Tayt rahat oluyor diye külot giymiyordum.
Bu fırsatı değerlendirmeliydim, ne yapsam da kendimi Muhsine siktirsem diye düşünürken, Muhsin, “Aysel gel sana çiftliği gezdireyim!” dedi. Çiftliği gezerken, Muhsin, “Bayanlar önden!” diyerek, ben önde yürüyor, o arkamdan geliyordu. Ben de yürürken inadına götümü kıvırıyordum ve Muhsinin ağzının suyu akıyordu. Çaktırmadan bakıyordum, siki de kalkmıştı, ama bir türlü bana asılmıyordu. Koyunların otladığı arazinin çitine yaslanmış bakarken, ben artık dayanamadım, Muhsine kalkmış sikini işaret ederek, “Bunun derdi ne?” dedim. Muhsin de, “Onun derdi sensin Aysel!” diyerek bana sarıldı ve dudaklarımız birleşti. Deli gibi yiyişiyorduk. Muhsin elini Taytımın arkasından içine soktu, götümü avuçlayıp okşayarak, “Orusbu, geldiğinden beri altına külot ta giymiyorsun!” dedi. Ben de, “Senin için Muhsinim!” dedim ve elimi pantolonunun önüne atarak yarağını avuçladım. Muhsin etrafa baktı ve “Seni hemen burda sikerdim Orusbu, ama köylülere falan yakalanırız, hadi eve gidelim de rahat rahat sikeyim!” dedi. Eli Taytımın içinde, götümü parmaklaya parmaklaya eve gittik…
Eve girer girmez, daha salondayken, bir çırpıda soyunduk ve ben hemen Muhsinin önüne çöküp, taşaklarını avuçladım, yarağını yalamaya emmeye ve ısırmaya başladım. Muhsin beni kucakladığı gibi yatakodasına götürdü, yatağa uzattı ve 69 olduk. Ben Muhsinin yarağını emerken, o da benim amımı yalıyordu, hemde ne yalama, resmen yiyordu amımı. Bu şekilde 15 dakika falan yaladık birbirimizinkini. Sonra ben sırtüstü yattım ve bacaklarımı ayırdım, yarağını amıma soksun diye. Ama Muhsin ağırdan alıyor sokmuyordu, yarağını amıma sürtüyor beni daha da çıldırtıyordu. Yarağını yakaladığım gibi soktum amıma ve Muhsin de kökledi. Amım tam anlamıyla dolmuştu, “Amın nekadar darmış Orusbum!” dedi. Ben de, “Amcaoğlun nezamadır sikmiyor ki!” dedim. Muhsin deli gibi pompalamaya başladı amıma. Bir süre sonra da bu şekilde içime boşaldı. Dölleri yakmıştı içimi…
Biraz dinlendik temizlendik ve yine oynaşmaya başladık. Muhsin, “Bu sefer seni götünden sikmek isterim!” dedi. Ben de, “Amım da götüm de sana feda olsun Muhsinim, neremden sikmek istiyorsan sik!” diyerek domaldım. Muhsin arkama geçti ve aynı anda hem amımı hem götümü yalamaya başladı, bu benim en sevdiğim yalanma şekli idi. Arada dilini götüme sokuyor, Büzüğümü emiyordu, ben de elimle amımı ve Klitorisimi okşuyordum. Sonra “Islat şunu Orospu!” diyerek yarağını ağzıma verdi. Yarağını bir güzel yaladım. Ben yarağını yalarken Muhsin de götümü parmaklıyor, Büzüğümü genişletiyordu. “Yeter bukadar!” diyerek arkama geçti ve amıma yarağını birden soktu. Amımın içinde biraz oynatıp, yarağını amımın sıvılarıyla yağladıktan sonra, amımdan çıkarıp götüme dayadı ve yavaş yavaş köküne kadar soktu götüme. Özlemiştim götüme yarak girmesini, “Sert sik erkeğim, götten sert sikilmeyi severim!” dedim. Bunun üzerine Muhsin saçlarımdan asılarak sert sert götüme pompalamaya başladı. Canım yanıyordu, ama sert sikilmek hoşuma da gidiyordu. Muhsin derdimi anlamıştı, götümü tam istediğim gibi, çok güzel sikiyordu. Bir yandan da, “Böyle am göt sikilmez mi Gavat!” diye kocama küfürler ediyordu. Rahat yarım saat sikti götümü ve götüme boşaldı…
Toparlandık. Ben tuvalete gittim, amımı götümü yıkadım, üzerimi değiştirdim ve bir etek giydim, tabi altıma yine külot giymedim. Geldim, sohbet etmeye başladık. Muhsin bana, karısının kendisine yetmediğini, bir daha evleneceğini falan anlattı. Bu arada kocamın şehirden gelmesi yakındı, kocama telefon açtım, Radyötörü yaptırdığını ve yolda olduğunu söyledi. Kocam gelmeden Muhsin beni bir daha sikmek istediğini söyledi. Ben de, “Yakalanmayalım?” dedim. “Yakalanmayız merak etme, sen şu Pencereye domal, yolu gözle!” dedi. Pencereyi açıp domaldım, dışarıyı seyrediyordum, gelen giden var mı diye. Muhsin de arkama çöktü, eteğimi belime toplayıp amımı götümü yalamaya başladı. Her nekadar hoşuma gitse de fazla vaktimiz yoktu, “Bırak yalamayı da, nereme sokacaksan sok şu yarağını Şerefsiz!” dedim…
Şerefsiz demem Muhsini kızdırmıştı galiba, yarağını götüme öyle bir soktu ki, canım yandı. Canım yansa da kökleye kökleye, pompalaya pompalaya muthiş sikiyordu götümü. Fakat biraz önce 2 kez boşaldığı için bir türlü boşalmıyordu, habire pompalıyordu. “Çabuk boşal, kocam geliyor!” dedim. Araba toz çıkarıyordu, geldiği yoldan belli oluyordu. Kocamın geldiğini duyunca, Muhsin götümü daha sert sikmeye başladı. Ben yalvarıyordum, “Yakalancağız, çıkar artık!” diye. Ama Muhsin yarağını götümden çıkarmış, bu sefer de amıma köklemişti. Beni kasıklarımdan tutarak amıma habire pompalıyordu. Tam kocam bahçeye arabayı park ettiğinde, Muhsinle aynı anda boşaldık. Amımın içi yine dölle dolmuştu. Muhsin kocama görünmeden fermuarını çekip mutfağa kaçtı, ben de eteğimi düzelttim ve kocama el salladım. Kocam arabadan indi ve “Aysel, Alış-Veriş te yaptım, gel taşımama yardım et!” dedi. Ben de, “Geldim kocacığım, geldim!” dedim. (Hem de ne biçim gelmiştim!). Hemen koştum dışarıya, kocama yardım etmeye. Ama amımdan Muhsinin dölleri akıyordu…
Ve tatilimiz bitene kadar Muhsinle fırsat buldukça Çiftlikte sikiştik. Artık her yıl tatile Karadenize, Muhsinin Çiftliğine gidiyoruz!

Slm, ben Sinem. 6 yıllık evliyim, 27 yaşındayım, 1.72 boyunda, esmer ve balık etli biriyim. Zihinsel özürlü kaynımla aramda geçen bir seks hikayemi paylaşmak istiyorum, çünkü kimseye anlatamıyorum ve içimde de tutmak ağır geliyor bana. Hikayem bundan 2 sene önce Mayıs ayında geçiyor. Kocamla beraber memleketlerine (Anadolu’nun şirin bir köyüne) tatile gittik. Köyde yaşayaşan kaynanam, kayınbabam ve kocamdan küçük olan zihinsel özürlü kaynım (İlhan), geleceğimizden haberleri olduğu için baya hazırlık yapmışlar, bizi bekliyorlardı. Gittiğimizde yoğun bir ilgi, bir alaka, utandırmışlardı beni. Hele kaynım, “Yengem geldi, yengem geldi!” diye diye ortalığı velveleye vermişti. Doğrusu bu ilgi çok hoşuma gitmişti. Yemekler yenildi, çaylar kahveler içildi, sohbetler edildi. Derken, kocamla ben yorgunluktan mahf olmuştuk, yatmak için izin isteyip, odamıza gittik, yattık uyuduk.
Sabah temiz havanın etkisiyle erkenden uyandım. Pencereden baktığımda kayınım İlhan hayvanları dere kenarına götürüyordu. Ben de üstümü giyinip dışarı çıktım. Kaynanam inekleri sağmış, sütü kaynatmak için ateşe koymuştu. Beni görünce gülerek, “Güzel gelinim uyandın mı, günaydın!” dedi. “Günaydın anneciğim!” deyip, ateşin önünde muhabette koyulduk. Kaynanam, maddi manevi bazı sıkıntılarının olduğunu anlatıyordu. Ben de, “Maddi sıkıntılar halledilir de, manevi sıkıntı nedir anneciğim?” dedim. Başladı anlatmaya, “Biz yaşlandık, kızlar uğramaz oldu, siz İstanbul’da, biz burda kala kaldık öyle. İlhanın durumunu biliyorsun, gitmediğimiz doktor kalmadı, ama hiçbir faydası yok. Geçim kaynağımız hayvanlar, onlar da bakım ister, yaşlandık artık bakamıyoruz, İlhan da anlamıyor, hayvanları suya götürürüyor hepsi o kadar!” dedi, sonra, “Neyse… Hadi gel bir çay koyalım, kahvaltı yaparız!” dedi ve kalktık hazırlık yapmaya başladık. Kocam da uyanmış elini yüzünü yıkadıktan sonra sofraya geldi. Kahvaltıdan sonra kocama, “Biraz gezelim tarlalarda falan…” dedim. Kabul etti ve bahçeye indik. Dalından domates salatalık yemek kadar lezettli bir şey daha yoktu. Çok hoşuma gitmişti…
Akşam olmuştu, ama benim içim de kaynıyordu, temiz hava ve organik yiyecekler bende adeta Afrodizyak etkisi yapmıştı ve canım öylesine sex istiyordu ki, anlatamam. Yatağa girer girmez, ben hemen yapıştım kocamın dudaklarına ve sevişmeye başladık. İkimizin de Orgazm olduğu güzel bir sikişmeden sonra, gayet huzurlu bir şekilde yattık, uyuduk.
Sabah yine erkenden uyandım. Yıkanmak için banyoya girdim. Kimse uyanmadan yıkanmalıydım, çünkü köy hali, derme çarpma bir banyoları vardı. Eskiden orası mutfakmış, ama sonra etrafını hasırlarla kapatarak banyo yapmışlar. İşin açıkcası insanı bu tedirgin ediyordu. İyi ki ani su ısıtıcıları vardı, su ısıtmak zorunda kalmamıştım. Hemen aceleyle soyunup suyun altına girdim. 2 dakika sonra sanki bir gölge görmüş gibi oldum, sağa sola baktım, birşey göremedim. Kim ola bu saate deyip devam ettim, banyomu yapıp, hızlıca giyinip yattığımız odaya gittim. Ama banyonun ordan bir takım sesler duydum. Merak ettim, pencereden baktım. Bir de ne göreyim, kaynım İlhan banyo yaptığım yerin arka tarafından çıkıyor. Birden afalladım, ne yapacağımı şaşırdım kaldım. Beni mi röntgenlemişti? Nasıl olurdu böyle birşey? Öğleden sonra banyo yaptığım yerin arka tarafına gidip baktım. Gerçekten oraya konulan buğday torbalarının hemen yanında, bir parmak genişliğinde bir aralık vardı. Artık hiç şüphem kalmamıştı, kaynım beni dikizlemişti. Utana sıkıla geri geldim. Herkes dışardaydı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Kaynıma da kızamıyordum, 24 yaşında genç bir erkekti, belki zihinsel olarak eksikti, ama o da bir erkekti, onun da cinsel ihtiyaçları vardı. Onun için kızmadım ve kimseye de birşey söylemedim.
Aradan birkaç gün geçmişti ve İlhan’ın bana bakışları çok değişmişti. Bunun farkındaydım, ama ne yapabilirdim ki? Ne diyebilirdim ki? Daha doğrusu sonuçta deliydi. Gece olmuş ve herkes uyuyordu, benim ise uykum kaçmıştı. Uyumaya çalışıyordum, ama uyuyamıyordum. Kocam horlamaya başlamıştı bile. Birden dış kapının gıcırdamasını duydum, doğrulup ön cepheye baktığımda, İlhan’ı banyonun arkasına giderken gördüm. Ne yapıyor bu deli bu saate orda? diye bakmaya devam ettim. Merak işte, yatıp uyusana, sana ne? Ama dedim ya merak işte, beni rahat bırakmadı, peşinden yavaşça dışarı çıkıp, çitlerin aralıklarından baktığımda, adeta şok olmuştum. İlhan donunu indirmiş 31 çekiyordu. Hemen ordan ayrılmak istedim, hatta iki adım geri attım, ama yine vaz geçtim, biraz daha seyretmek için geri döndüm, daha dikatli bakmaya başladım. İlhan tam karşımda yan durmuş, hızlı hızlı 31 çekiyordu. Biraz daha bekledim ve İlhan kasıla kasıla boşalmaya başladı. Ama asıl şoku işte ondan sonra yaşadım, sikindeki kalan dölleri temizlemek için döndüğünde, avlunun ışığı yarağını tam aydınlattı ve ben hayatımda gördüğüm en büyük ve kalın yarağı gördüm. Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı ve gözlerimi yarağından ayıramıyordum, dehşet bir şeydi, gerçekten inanılmazdı. İnternette çok yarak gördüm, ama böylesini hiçbir yerde görmedim. İlhan donunu çekerken ben de hemen geri içeriye girdim. Odaya geldiğimde kocam halen horluyordu. Hemen sırtımı ona dönüp uyumaya çalıştım, ama İlhan’ın yarağı bir türlü aklımdan çıkmıyordu.
İlerleyen günlerde İlhan’ın yarağı adeta beynimde saplantı haline gelmişti. Tanrım, nasıl bir şeydi o yarak öyle? Bir kadın nasıl içine alabilir onu? diye her düşündüğümde sırılsıklam oluyordum. Ama kocama birşey belli etmiyordum, sadece hemen odama girip kapıyı kilitleyip, İlhanın yarağını düşünerek masturbasyon yapıyordum.
Günlerden Çarşambaydı, akşam üstüydü, evin telefonu çaldı. Telefonu kocam açtı. Tedirgin bir sesle, “Ne zaman oldu, nasıl oldu? Yaşıyorlar mı?” diye konuşunca, herkes, “Kine ne oldu?” diye ayağa fırladı. Kocam, “Tamam geliyoruz!” deyip telefonu kapattı. Hepimiz merakla ne olduğunu beklerken kocam anlattı: Amcaları tarladan gelirken traktörün romorkü devrilmiş ve amcaları altında kalmış. Durumu çok ağırmış, kan da lazımmış. Kocam, “Hemen hazırlanıp çıkalım!” dedi. Ben de hazırlanmak istedim tabi, ama kocam, “Senin ve İlhan’ın gelmesine gerek yok, biz gideriz! Duruma göre sana haber veririm!” dedi. “Hayır, ben de geleceğim!” dedim, “Olmaz!” deyip kestirip attı. Kocama gizlice, “Kendine gel, ben burada yalnız kalamam, korkarım!” dedim. Kocam da, “Korkma, birşey olmaz. Hem İlhan burda ya!” dedi ve aceleyle çıktılar. Gidecekleri köy traktörle yarım saat sürüyordu, binip gittiler…
Gece saat 23:00’e geliyordu, daha haber almamıştım. Patlamak üzereydim ki, evin telefonu çaldı. Hemen fırladım açtım. Arayan kocamdı, “Bu gece gelemiyoruz, durumu çok ağır, tıp fakültesine havale ettiler ve oraya gidiyoruz!” dedi. “Peki ne zaman geleceksiniz?” dedim. “Bilmiyorum, belli değil!” dedi. “Bari annem gelsin!” dedim. “Annem de yengemlerde, gelen giden çok, yengem ilgilenecek durumda değil!” dedi. “Tamam!” deyip kapattım telefonu. İlhan yere uzanmış Televizyon seyrediyordu, dünyadan haberi yoktu. Bana dönüp, “Annemler gelmiyorlar mı?” dedi. “Hayır!” dedim. Hiç konuşmadan tekrar filmi seyretmeye devam etti. Ben divanda oturdum, düşünüyordum. Saat baya geç olmuştu, “İlhan yatağına geçip yat istersen!” dedim. Hiç konuşmadan kalktı ve yerine geçti, gömleğini ve kot pantolonu çıkararak, sadece donuyla ve atletiyle yatağa uzandı, üstünü örtmeden. Ve o dev yarak donunun içinde, karşımda öylece duruyordu. İnik hali bile çok büyüktü…
Ben de orda divanda uzandım, ama uykum gelmiyordu, gözüm hep ondaydı. İçimi karışık duygular kaplamıştı, amım ıslanmış ve istemsiz hareketler yapıyordum, elim çoktan pijamamın içinde amıma varmıştı bile. İki parmağımı amımın içine sokup çıkarıyordum. Birden İlhan’ın bana baktığını gördüm, kaşıyormuş gibi yapıp elimi çektim hemen. İlhana baktım, bu sefer o sokmuştu elini donuna ve gözlerimin içine bakarak yarağıyla oynuyordu. “Napıyorsun İlhan, çek elini ordan!” diye bağırmışım. Hemen elini çekip bakışlarını kaçırdı. Sonradan üzüldüm çocuğa bağırdım diye ve telafi etmek için onunla konuşmaya başladım. Kısa cevplar veriyor, gözünü benden kaçırıyordu…
“İlhan seninle bir şey konuşamam lazım!” dedim. “Nedir yenge?” dedi ve bana baktı. “İlhan sen neden evlenmiyorsun?” dedim. “Babam erken diyor!” dedi. “Erken değil, tam evlenecek yaşta bir erkeksin ve evlenmem lazım!” dedim. “Babam kimse seni almaz diyor!” dedi. “O yüzden mi 31 çekiyorsun?” dedim. Bakışlarını kaçırdı ve cevap vermedi. “Ben seni geçen gün gördüm, banyonun arkasında 31 çekerken!” deyince, “Yalan söylüyorsun!” deyip, birden doğrulup oturdu. Ödüm koptu biran, birşey yapacak diye. “Hayır, yalan söylemiyorum gördüm, 31 çekiyordun!” diye tekrarlayınca, “Babama söyleyecekmisin?” dedi. “Söyleyim mi?” dedim. “Hayır söyleme, babam beni dövüyor!” dedi. “Daha önce dövdü mü?” dedim. “Evet, bir kere tarlada yakaladı ve çok dövdü!” dedi.
Bunları konuşurken amım nasıl karıncalanıyordu anlatamam. Şeytan dürtüyordu, işte sana fırsat, değerlendir diyordu. “Peki söylemeyeceğim, ama karşılığında senden bir şey isteyecegim, sen de onu yaparsan kimseye söylemem, yoksa abine de, babana da söylerim!” dedim, ama yüreğim kalbimden çıkacak gibiydi, nefes alamıyordum, boğazım düğümleniyordu, daha şimdiden içimi suçluluk duygusu kaplamıştı. İlhan, “Nedir yenge?” deyip kalktı, pantolonunu giymeye çalıştı. “Hayır giyinme, banyo yapmanı istiyorum, çok kötü kokuyorsun. Ama önce içerden sana temiz iç çamaşır alalım!” deyip dolaba yöneldim, ona bir külot ve atlet çıkardım, “Hadi bakalım, şimdi doğru banyoya!” dedim. “Yıkanınca babama demiyecek misin?” dedi. “Önce seni bir yıkayalım, sonra konuşuruz!” dedim ve banyoya girdik.
Atletini çıkartıp attı oraya, suyu kıvamına getirip donla altına girdi. Ben ona bakıyorum. Tamamen ıslanınca yarağı olduğu gibi yapıştı dona, bütün hatlarıyla görünüyordu. “Donunu da çıkar, seni lifleyeceğim!” dedim. Hiç itiraz etmeden çıkardı. Aman Tanrım, bu ne ya? dedim kendi kendime. Yarağı kıllı, kirli, ama kocaman bir şeydi! İlhanı lifleyip iyicene yıkadım. Arada elim kazayla değiyor gibisinden yarağına elliyorum. Ve yarak kısa sürede kalkmaya, uzamaya ve kalınlaşmaya başladı…
Kendime inanmıyordum, hayatımda hiç kocamı aldatmamıştım, fakat şimdi öz kardeşiyle aldatmanın planlarını yapıyordum. Yarağını tutup, “İlhan bu neden böyle oldu?” diye sert çıkmaya başladım. “Bilmiyorum yenge, annem yıkayınca da oluyor!” demez mi! “Nasıl bilmiyorsun?” dedim. “Bilmiyorum işte, sorma bana!” dedi. “Peki 31 çekmesini nasıl öğrendin?” diye sordum. “Asım öğretti!” dedi. Asım komuşlarıymış, ama evleri biraz uzaktaymış. “Peki, hiç bir kadınla yaptın mı o işi?” dedim. “Hayır yapmadım!” dedi. “Nasıl yapılacağını biliyormusun?” dedim. “Bilmiyorum!” dedi. “Peki ben sana öğretsem, kimseye söylermisin?” dedim. “Hayır söylemem!” dedi. “Bak ama, eğer söylersen, ben de senin 31 çektiğini babana söylerim. Askerlere de söylerim, seni ceza evine atarlar!” dedim. “Yok valla söylemem!” dedi. “Peki!” dedim. İlhanı kurulayıp çıktık. Dış kapıyı kilitleyip, yattığım odaya geçtik…
Ben de soyunup, yatağa sırtüstü yattım ve “Bak İlhan, bir kadın yapmak için, öncelikle onu yalaman gerekiyor!” dedim. Geldi elimi kolumu yalamaya başladı. “Oraları değil, burayı yalayacaksın!” diyerek amımı gösterdim ve “Aynı köpeğin su içtiği gibi, dilini amımın içinde gezdirmen lazım!” dedim. Hiç beklemeden yumuldu amıma ve yalamaya başladı. Ben zevkten uçmak üzereydim. Başından tutup amıma bastırdım, “Daha hızlı yala! Daha hızlı!” diye diye şidetli bir şekilde orgazm olup boşaldım. Ama ne boşalma, anlatılamaz! İlhan halen yalamaya devam ediyordu. “Yeter bukadar! Şimdi de senin sırtüstü yatman lazım!” dedim. Dediğimi yaptı. Yarağını elime alıp sıvazlamaya başladım. Ama avucuma sığmıyordu ki, içime nasıl girecekti? Nasıl alabilirdim içime onu? Hem almak için sabırsızlanıyordum, hemde bana bir şey olur diye çok korkuyordum. Bütün cesaretimi toplayıp, ata biner gibi üstüne diz çöktüm. O sadece olacakları bekliyordu. Elimi bolca tükürükleyip yarağının başını iyice ıslattım. Benimki zaten ıslak olduğu için, yarağının gövdesinden kavrayıp yavaşca amıma sürtmeye başladım. Yok böyle bir delilik ya, kendime inanamıyorum, zevkten uçuyordum adeta.
Biraz zorladıktan sonra yavaş yavaş amımın dudaklarını gerildiğini hissettim. Ve biraz sonra daha şidettli bir acı ile durdum, kafası içimdeydi. Ama içimden çıkarmak istemiyordum, hepsini almayada korkuyordum. O an aklıma çantadamki nemlendirici krem geldi ve “Sen kıpırdama!” dedim, gidip getirdim ve yarağına baştan aşağıya iyice sürmeye başladım. Sonra yine yarağını amıma almayı denedim. Bu defa biraz daha rahat oluyordu galiba. Biraz daha, biraz daha derken içimde yer kalmadığını anladım, inanılmaz zorluyordu rahmimi. Ama daha hepsi girmemişti, elimi attığımda daha 3 parmak kadarı dışarda duruyordu. Ben ise kıpırdamaya korkuyordum. Biraz o şekilde git gelden sonra inanılmaz bir orgazm daha yaşadım. Yarağına da alışmaya başlamıştım, artık yavaş yavaşta olsa oturup kalkabliyorum. Benim sıvımın ve kreminde etkisiyle, yarak içimde kayıyordu adeta. Sonra hızlanmaya başladım. Yarak beni zorluyordu, ama istiyordum da…
Bir süre sonra ayağa kalkıp, “İlhan, sen hiç sikişen eşek gördün mü?” diye sordum. “Gördüm!” dedi. “Beni o eşek gibi sik! Yarağına bolca tükür ama!” dedim ve ellerimle duvara dayanıp domaldım. İlhan yarağını tükürükleyip arkadan amıma girmeye çalışıyordu. Ve işte kafası içimdeydi, ama birden öyle bir abandı ki, gözlerim karardı ve istemeden de olsa bastım çığlığı. İlhan sesimden korkup durdu. Kendime geldiğimde, “Tamam devam et, ama yavaş yavaş!” dedim. Dediğim gibi yavaşça gidip geliyordu, ama ben zor duruyordum ve tutunduğum duvardaki beyaz alçıyı söküyordum. Kendimi geriye ittirerek, tamamını içime almak istiyordum. Sonunda taşaklarının kalçalarıma çarptığını hissedince daha çok hızlandım. O da aynı anda hızlanmaya başlamıştı…
Korunmuyordum ve içime boşalmaması gerekliydi. Ama iş işten geçmişti, son darbelerdi, ben kopmuştum, hiçbir şey umrumda değildi ve aynı anda boşaldık. Duvara tutunmaktan kollarımda derman kalmamıştı, aşağıya kayarak dizlerimin üzerine çöktüm, İlhan da yarağını çıkarmadan benimle birlikte kaydı ve üstüme yığıldı kaldı. İçime öyle bir boşalmıştı ki, yarağı içimde olduğu halde etrafından dölleri süzülüyordu. Yarağı kendiliğinden küçülüp amımdan çıkınca, İlhan ayaga kalktı ve “Bu 31 çekmekten daha güzeldi, bundan sonra bana hep sen öğret yenge!” dedi. “Peki, ama kimsenin bilmemesi lazım, yoksa abin seni öldürür!” dedim. “Ben kimseye söylemem, ama sen de söyleme!” dedi. “Tamam! Hadi gel yanıma uzan!” dedim. Gelip yanıma uzandı. Hiç kıpırdamadan ytaıyordu. Elimi inmiş yarağına atıp biraz okşayıp sevdikten sonra, yarağı yine kazık gibi oldu. “İlhan bir daha sikmek istermisin?” dedim. “Evet yenge, hadi yapalım!” dedi. O gece sabaha kadar 4 kere siktirdim kendimi İlhana.
Ertesi gün telefonun sesiyle uyandığımda, saat ögleden sonra 16:00’yı geçiyordu. Hemen fırladım telefonu açtım. Kocam arıyordu, “Niye açmıyorsun telefonu, nerdesin, 1 saaten fazladır arayıp duruyorum!” dedi. Ben de, “Bütün gece uyuyamadım, sabah ta erken kalktım, uykusuz olduğum için divanda uyuya kalmışım!” demek zorunda kaldım. “İlhan napıyor, orda mı?” dedi. “Nerde bilmiyorum, sabah hayvanları saldı sonrada eve gelmedi, ben de kapıyı kilitleyip uyudum. Amcanın durumu nasıl?” dedim. “Bilmiyoruz, daha bir gelişme yok, yoğun bakımda olduğu için içeriye almıyorlar, sadece yaşadıgını biliyoruz!” dedi. “Ee, gelmeyecekmisin?” diye sordugumda, “Sanırım gelemiyoruz!” dedi. Üzülmüş gibi yapıp (içimden baya sevinmiştim), geçmiş olsun dileyip telefonu kapatım. Sonra dışarıya çıkıp İlhana seslendim, ama ses yoktu, nerde olduğunu da bilmiyordum.
Banyoya gidip duş alıp pencerenin karşısına oturdum ve İlhanın gelmesini bekledim. Saat 19:00 olmuştu, ben yemekle uğraşırken kapının zorlandığını duydum. “Kim o?” diye sorduğumda, İlhan, “Ben geldim yenge, kapıyı aç.” dedi. Açtım ve “Nerdesin sen?” diye kızdım. Hiç konuşmadan içeriye girdi, “Ben acıktım!” dedi. Dünden beri hiçbir yememişti garibim. “Nerdeydin?” dedim, “Hayvanlarla beraberdim, onları otlattım, şimdi hepsini götürüp ahıra soktum!” dedi. Ben de gülerek, “31 de çektin mi?” dedim. “Hayır artık yapmıyacağım onu, seninle daha güzel oluyor!” dedi. Gülerek, “Bak seeen, neden daha güzel? dedim. “İşte sen çok güzel kokuyorsun!” dedi. Yemeğini koydum, yemek yedikten sonra çay içtik, “Hadi yatalım!” dedim. “Tamam!” dedi ve yatağına doğru gitti. Onu bu gece de istiyordum, hemde daha çok. “İlhan, yine yanımda yatmak istermisin?” dedim. Kafasını sallayarak, “Evet yenge!” dedi. İçimi yine bir heycan sarmıştı. “Tamam, o zaman benim odaya gidelim!” dedim.
İkimiz de çırıl çıplak soyunarak yorganın altına girdik. Elimi yarağına attım ve okşamaya başladım. Yarağı hareketlenmeye başlamıştı. Ağzıma almak istiyordum, ama hayatımda hiç yapmadığım için tiksiniyordum. İnternette hep görüyordum, hep ağızlarına alıyorlardı, ama cesaret edemedim, biliyorum midem kaldıramzdı. Okşamaya devam ettim, taş gibi olmuştu elimde. Bu sefer ben sırtüstü yatarak bacaklarımı iki yana actım ve üstüme çıkmasını söyledim. Bacaklarımın arasında yerini almıştı, fakat bir şey yapamıyordu. Yine ben yarağını kavrayarak amıma sürtmeye başladım. Sırıl sıklam olmuştum ve zevk sularımla yarağını ıslatıyordum. Öyle içime girmeyeceğini bilgidiğim için yine avucuma tükürükleyip onun yarağını iyicene ıslattım ve yavaşca içime girmesini söyledim, “Sakın zorlama, ben dur deyince de dur!” dedim. “Tamam yenge!” dedi. Eliyle yarağını tutarak içime sokmaya çalışıyordu, ama başaramıyordu. Ona yardım edip bacaklarımı iyicene açıp havaya kaldırdım ve elimi yandan uzatıp yarağını tutup amımın hızasına getirip, tam deliğime denkledim, “Şimdi yavaşça gir!” dedim…
Dediğimi yaptı. Yarağının başı içimdeydi ve dün geceki kadar canım yanmamıştı. Biraz daha girdi, “Dur!” dedim. İçim yanmaya başlamıştı ve amımın duvarını zorluyordu yine. Biraz bekledikten sonra ellerimi kalçasına atıp sıkıca tutarak kendi kalçalarımı oynatmaya ve yarağını içime almaya çalışıyordum. Çoğunu almıştım. Zaten ıslanmıştım onun da etkisiyle daha da kayıyordu içime ve sonuda nihayet yine kasıklarımız birleşmişti. Tamamı içimdeydi ve benim gözlerim kapanmış, nerdeyse dudaklarımı koparıyorudum ısırmaktan. Onu serbest bıraktım ve “Şimdi istedigin gibi yapabilirisin!” dedim. İçime sokup çıkarmaya başladı. Kafasına kadar çıkarıp, dibine kadar sokuyordu. Her girdiğinde ben yine uçuyordum. Tamemen içime girmesi için bacaklarımı iyicene havaya kaldırıp yanlara doğru açtım. İlhan kudurmuştu, deli gibi girip çıkıyordu. Ben kaç kere boşaldım bilmiyorum. Nefes alışları hızlanmıştı. Onun boşalmasını istemiyordum, daha da hızlanmasıyla onu içimden çıkardım…
Zavallı yüzüme öyle mazlum mazlum bakıyordu ki, sanki ‘Neden?’ diye sorar gibiydi. “Çok yoruldum, biraz bekle!” dedim. Yarağı dimdik duruyordu, inmesin diye biraz okşadım. Yine onu içimde istiyordum, ama domalacaktım, o şekilde daha iyi sikiyordu. Önünde domaldım ve arkama geçmesini istedim. Diz çöküp tekrar sikini tükürükleyip içime öyle bir girdi ki, gerçekten bayılacağım sandım. Hem acı, hem zevk ikisi biraradaydı. Bu sefer bütün kontrol ondaydı ve istedigi gibi sikecekti. İlhan sanki az önce onu yarı yolda bıraktığım için intikam alır gibi, beni sıkıca belimden kavrayıp sert ve hızlı bir şekilde sikmeye başladı. Ben yine doruktaydım. İlhanın nefes alışları hızlanmıştı ve son hamlesini yaptığında, içimde bir yerlerin yırtıldığını hisettim, ama aldığım o zevk bana hiçbir şeyi umursatmıyordu. Dölleriyle yine içimi doldurmuştu. Ben uzanınca, yarağı içimdeyken o da üstüme yığıldı kaldı. Biraz dinlendikten sonra hemen banyoya gittim. İçimdeki dölleri çıkarmak için çömeldiğimde, döllerle karışık biraz da kan aktığını gördüm. Elimi amıma attığımda, amımın kıç tarafına yakın yerinde çok kötü yanan bir bölge hissetim. Amımı yırtmıştı, ama beni de dünyanın en mutlu kadını yapmıştı.
Ertesi gün kaynanam eve gelmişti. Ondan sonraki gün de, amcalarının komadan çıktığını ve hayati tehlikeyi atlatığını ögrendik. Çok sevinmiştik. Kocam da eve gelmişti. O gece kocam benimle sikişmek istiyordu, ama amımın genişliğini hisetmesinden korktuğum için yalan söyledim, “Sen gittiğin gün adet oldum, daha iki gün yok sana birşey!” dedim. İki gün geçmişti ve amım normalleşir gibi olmuştu ve kocamla sikişebilirdim artık. Kocam, “Bu gece çok ateşlisin! O kadar sulandın ki, içine girip çıkarken hissetmiyorum bile!” dedi. Kocamın üzerine çıkıp, onu kudurttum. “İn, boşalıyorum!” demesine rağmen daha çok hızlanıp, kocamın içimde boşalmasını sağlamıştım. Artık her şey tamamdı, İlhandan hamile kalsam da, kocam kendisinden olduğunu sanacaktı. 3 gün sonra İstanbul’a döndük.
Şimdi nur topu gibi bir oğlum var :))

Selam, ben Aydın’da yaşıyorum. Adım Reyhan, 39
yaşındayım, balık etli ve beyaz tenliyim. Yaz dönemi bizim
oralarda düğün zamanıdır. Kocam Aydın’ın bir ilçesindendir.
Halası telefonla arayarak yakın akrabalarının düğünü
olduğunu söyledi. Kocam işi gereği zaman zaman il
dışına çıkıyordu. Halasına, kendisinin düğüne
gelemeyeceğini, ancak beni göndereceğini
söyledi.
Düğün günü kocamın halasına gittim. Giderken
dizimin bir karış üzerinde siyah bir etek, topuklu ayakkabı
giymiştim. İçime de tanga külot giymiştim. Yaz olduğu için çorap giymemiştim. Gece 23:00 sıralarında düğünden halaların
evine döndük. Kapıyı halanın kocasının ilk
evliliğinden olan üvey oğlu Engin açmıştı.
Kapının ağzında beni baştan
aşağı süzerek, “Ooo Reyhan sen de mi geldin?” diye
sordu. “Evet düğün için geldim, yarın gideceğim!”
dedim. Engin’i çok fazla gözüm tutmazdı. Hatta çok fazla sevmezdim. Beni ne zaman görse becerecekmiş gibi bakardı, ben
de bundan çok rahatsız olurdum.
Hala yaşlı olduğu için yatmak için yerlerimizi
hazırladı ve kendi yattı. Ben de üzerimi değiştirip
yattım, ama hava çok sıcaktı uyuyamadım. Engin’den
çekindiğim için gecelik giymemiştim,
eşofmanlarla yatmıştım, fakat sıcağa
dayanamadım. Nasıl olsa yatmıştır diye halanın gençliğinden
kalan ince geceliği giydim. Halanın boyu
benden kısa olduğu için gecelik zar zor kalçalarımı
kapatmıştı. Rahat olur diye sütyenimi de
çıkartmıştım. Hala salonda yer ayarlamıştı.
Balkon kapısından balkona geçtim. Balkonda divan vardı, duvara
sırtımı verip divana ayaklarımı uzatıp bir sigara
yaktım.
Keşke kocam da yanımda olsaydı,
şimdi burada kaçamak yapardık diyerek düşündüm. Kocamla nezamandır
sikişmemiştim, amım yanıyordu. Bir
elimle de bacaklarımı okşamaya başladım. Yavaş
yavaş hoşuma gitmeye başlamıştı. Sigarayı
söndürdüm. Bir elimle göğüslerimi okşarken, bir elimi de amıma kaydırdım. Önce külodun üzerinden
okşarken, daha sonra külodumu kenara çekip parmaklarımı amıma sokup çıkarmaya başladım. Bir
elimle de bızırımı okşuyordum. Kendimden geçmek üzereyken mutfaktan bir ses geldi. Telaşla
üzerimi düzeltmeye çalıştım, ama zaten gecelik
kısaydı. Bacaklarımı divandan aşağıya
uzattım ama bacaklarım ve göğsümün yarısı
meydandaydı. Bir süre bekledim mutfağın
ışığı açılmadı, bulaşıklar
kaymıştır diye düşündüm. Bir taraftan da acaba gören olmuş
mudur diye içim içimi yiyordu.
Yatmak için salona gittim. Bir süre sağa sola
döndüm, ama içimdeki sıkıntıdan uyuyamadım. Elimi yüzümü
yıkamak için banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra banyodan
çıkarken Engin’in kapısı açıldı ve kapıda
karşılaştık. Bana, “Sen de mi uyuyamadın?”
dedi. “Evet ama şimdi yatıyorum!” diyerek hızlı
bir şekilde oradan uzaklaşmaya çalıştım. Engin’in beni gecelikle görmesini istemedim. Salona gidip, salonun
kapısını kapattım.
Ama sıkıntım daha da
artmıştı. Hava almak için tekrar balkona çıktım. Bir
süre sonra mutfağın ışığı yandı. Engin
elinde su bardağı ile balkona çıktı. “Su içip
yatacağım, sen de içermisin?” dedi. Teşekkür ederek
istemedim. Tam giderken bana, “Reyhan odama
gelirsen sana bir şey göstermek istiyorum!” dedi ve odasına gitti.
Ben de içeri salona girdim. Salonda bir süre
oturduktan sonra (Acaba beni gördü de o şekilde
fotoğrafımı mı çekti?) diye düşündüm. Kafamın
içerisinde bu düşünce iyice büyümüş, merak halini
almıştı. Kafamı kemiren bu düşünceden
sıyrılmak için Engin’in odasına gitmeye karar verdim…
Engin’in kapısını çaldım ve izin
alarak girdiğimde şok olmuştum. Engin’in üzeri
çıplaktı, altındaki kısa şortu da dizlerine kadar
indirmiş, yarağına 31 çekiyordu. Sinirlenmiştim, “Bunun için mi beni çağırdın?”
dedim. “Hayır, kızma, bak ben film
seyrediyorum, seni balkonda izledim, daha çabuk rahatlarsın diye senin de
seyretmeni istedim!” dedi. Engin benle yaşıttı
ve halen evlenmemişti. Odasına Avrupa yayınlarını alan uydu yayını çektirmiş, bir seks
kanalını izlediğini gördüm. Televizyonda iki adam
bir kadını ortalarına almış, biri sikiyor, diğeri
ağzına veriyordu. Evde kocam olmadığı zamanlarda
bilgisayardaki seks filmlerini izleyerek masturbasyon yapıyordum. Demek ki bunların kanalı da varmış diye
düşündüm. Engin, “Bunu beğenmediysen başka kanallar da var!”
dedi. Yaklaşık on kanal dolaştı, hepsinde de Hardporno
filmler vardı. Lezbiyenler, zenciler, gruplar, götünü siktirenler…
Benim ağzım açık dikildiğimi
gören Engin, “Gel yanıma otur ayakta kalma, merak etme bir şey
yapmam!” dedi. Benim gözüm televizyonda kalmıştı. Bana,
“Kapıyı kapatır mısın ses gidiyor, istemiyorsan
gidebilirsin!” dedi. Kapıyı kapatıp Engin’e doğru döndüğümde, gözüm Enginin yarağına
takıldı. Kocamınkinden kalın ve biraz daha uzundu. Eliyle
ovuşturuyordu. Kafası kocaman olmuştu. “Lütfen otur, rahat
ol!” dedi. Yatağın kenarına emanet bir şekilde
oturdum. “Hangisi kalsın?” dedi. “Bilmem...
dedim. Transa girmiş gibiydim, gözüm bir
televizyonda, bir Engin’in yarağındaydı. “Amatörleri
açalım!” dedi. “Nasıl?” diye sordum. “Normal
insanlar çektiklerini gönderiyor, onlar da yayınlıyor!” dedi ve
amatör kanalı açtı.
Kanalda bir kadını bir erkek sikiyordu, diğer
adam da seyrediyordu. “Bak görüyor musun
pezevengi, karısını siktiriyor, kendi de seyrediyor!” dedi.
Televizyondan gelen inleme sesleri odayı dolduruyordu. Bir tarafta da Engin
kısık sesle küfürlü konuşuyordu, “Ulan şimdi burada
olacaksın, amına nasıl geçirirdim, hadi
yavrum benimkini de yala, yavrum sendeki göte girmeyen erkek adam değil,
götüne koyayım, ağzına akıtayım,
yarağımı amına sokayım, orospum, kaltağım
hadi beni boşalt!” gibi laflar ediyordu duyabildiğim kadarıyla
Bir
ara bana, “Rahat olsana, arkana yaslan!” dedi. Dediğini
yaptım, şimdi hem Enginin yarağını ve 31 çekmesini hem
de televizyonu görebiliyordum. Engin’in küfürlü konuşmalarından
etkilenmeye başlamıştım. Sanki bana söylüyor gibi hissetmiştim. Engin’in yarağı taş gibi olmuştu,
iyice irileşmişti. Kendini biraz arkaya verip hırlayarak göbeğine doğru fışkırarak boşaldı.
Dölleri neredeyse gögüslerine kadar gelmişti. “Reyhan ben işimi
hallettim, üzerimi temizleyim, sen de işini rahat gör!” dedi.
Şortunu sıyırıp çıkardı.
Çırılçıplak kalmıştı. İlk defa Engin’e
alıcı gözle bakıyordum. İri yapılı bir erkekti,
kocam biraz zayıftı hep şişmanlamasını isterdim.
Çok heyecanlanmıştım. Elimi amıma götürdüm vıcık vıcık
olmuştu. Engin’e, “İşini halledememişsin seninki halen
canlı!” dedim. O da, “Ne yapsın zavallı, ne
zamandır bir amcık sikemedi!” dedi. “Neden?” dedim. “Para
yok ki kerhaneye gidelim!” dedi.”Sen hep kerhaneye mi gidiyorsun? Normal birini sikmedin mi?”
dedim. “Hayır, bu yarak orospu amından başka am görmedi ki!”
dedi. Bu arada amımı okşuyordum. Bir anda boşalmaya
başladım. Boşalırken inlerim ve bazen de kısık
çığlık atarım, çok dolu olduğum anda da kendi kendime (Yarak
istiyorum, sikilmek istiyorum!) diye inlerim. İstemdışı
yine aynısı oldu. Engin bana, “Ne o, rahatladın mı?”
dedi. “Boşaldım, ama rahatlamadım!” dedim. “Devam
et o zaman, ben banyoya gidiyorum!” dedi. Kumandayı yanıma
bırakmak için bana yaklaştığında yarağı
nerdeyse ağzıma değecekti…
Tam bu sırada (benim şu anda da hayret ettiğim bir şeyi
yaparak) Engin’in yarağını elime alıp ağzıma
götürdüm ve kafasını emmeye başladım. Engin hayret içinde
bana bakıyordu. Yarağının kafası kocamandı. Ağzımın
içinde Engin’in yarağı tekrar canlanlanmaya başladı. Yarağın
kafası ağzımda, gövdesi elimde idi, emerken elimle de yarağına
31 çekiyordum. Yarağının kafasını ağzımdan
çıkardım ve Engine, “Bu akşam senin karın olmak
istiyorum!” dedim. Artık ok yaydan çıkmıştı. “Sen
siktirdikten sonra bence sorun yok, sonra pişman olmayasın bak!”
dedi. “Hayır olmam kocacığım, bu akşam sen ne
istersen o olacağım, yeter ki beni sik!” dedim. “Olur
yavrum, benim yarak ne zamandır sikecek am arıyordu. Sen iste, ben
seni darmadağın ederim!” dedi. “Hadi dağıt beni
erkeğim!” dediğimde, iki eliyle kafamı tutup
yarağını boğazıma kadar dayayıp
ağzımın içine sokup çıkarmaya başladı.
Nefes
almakta zorlanıyordum Engin azgınca ağzımı sikiyordu. Elimle
bacaklarından itip ağzımı kurtardım, “Yavaş
ol boğulacağım, bana bırak ben ağzıma alayım!”
dedim. Ben emdikçe Engin boğa gibi böğürüyordu, “Ooohh Reyhaaan
süper, hadi yavruumm dibine kadar!” diyordu. Yarağı
ağzımdan çıkardım ve “Bana da az önce filmdeki
kadına söylediklerini söylesene!” dedim. “Olur anam, sen devam
et, mahvettin beni!” dedi. Yarağı elime alıp
taşaklarını ve kasıklarını yalarken, Engin de, “Yıllardır
seni sikmek için bekliyordum, seni gördükçe akşamları seninle 31
çekiyordum, amına girip seni sikiyordum, taşaklarıma kadar sana
geçiriyordum!” diyordu.
Ona,
“Engin beni yalarmısın?” dedim. Engin de, “Yalamak ne
kelime, am sularından şerbet yapar içerim!” dedi. Sırtüstü
yatağa uzandım, ağzını amıma dayayıp beni
yalamaya başladı. O beni yalarken en az iki kere
boşalmıştım. Dizlerinin üzerine kalkıp
bacaklarımı havaya kaldırdı, amımda götümde apaçık
ortaya çıkmıştı. “Sana öyle bir yarak
tattıracağım ki, hayatın boyunca unutmayacaksın,
amını darmadağın edeceğim senin!” diyerek
yarağını amıma dayayıp yüklendi. Amımın
sulanmış olmasına rağmen kocaman yarağı amımı yırtarcasına taşaklarına
kadar içime girdi. Amım Engin’in yarağını kılıf
gibi sarmıştı.
Engin hızlı bir şekilde üstümde
hoplarcasına amıma girip çıkıyordu.
Engin beni siktikçe zevkin doruklarına
çıkıyordum. Sanki dünya ile irtibatım kopmuştu. “Hadiii sik
beni, geçir bana erkeğiiim, bu gece senin orospun
oldum, sik beni, orospu yap beni!” diye inliyordum. Hızımı
alamadım ve “Üstüne çıkmak istiyorum!” dedim. “Olur
bebeğim, nereye istiyorsan oraya çık!” dedi. Engini
yatırıp üstüne oturdum. Elime yarağını alıp amıma dayadım ve yavaş yavaş üstüne
oturmaya başladım. Taşaklarına kadar yarağı
içimdeydi. Hareketlerimi hızlandırmaya başladım. Zevkten
kuduruyordum. Oturup kalkarken Engin’in taşaklarını
kalçalarımda, götümde hissediyordum.
Kaç kere boşaldığımı hatırlamıyorum bile. Üste olduğum için benim
döllerim Engin’in taşaklarına kadar sızmıştı.
Yarağı da taşakları da vıcık vıcık
olmuştu. Engin de ellerini göğüslerime atmış,
göğüslerimi sıkıştırıyor, ovuşturuyor,
gazete kağıdı gibi büzüştürüyordu. Bir taraftan canım
yanarken bir taraftan acayip zevk alıyordum. Engin, “Senin gibi bir
karı sikmedim şimdiye kadar, süper bir
şeymisin sen!” diyordu. Ben de, “Devam et erkeğim, devam et
kocacığım, ben de şimdiye kadar böyle bir yarak yemedim.
Daha da sok, daha da sokkk!” diyerek inliyordum.
Engin ellerini kalçalarıma kaydırdı
ve oğuşturmaya başladı. İyice de sertleşmişti.
Son noktaya geldiği belliydi. Elleriyle kalçalarımı ayırmış
ve hızlı bir şekilde amıma girip
çıkarken inliyor, hırlıyordu, “Iııığğğhhh,
oğğğhhşşş, ıhhhmmğğğhhh!”
diye. Okadar hızlanmıştı ki,
ıslak taşakları kalçalarıma vururken dalganın
kıyıya vurduğu gibi sesler geliyordu. Farkında olmadan
kalçalarımdan güç alıyordu ve zevkin doruklarına
yaklaştıkça elleri ile kalçalarımı biraz daha
ayırıyordu, götümün ayrılacağını
düşündüm bir ara. Engin içime öyle bir tazyikle patladı ki, amımın içi Engin’in dölleri ile dolmuştu.
Engin’le hayvan gibi sikişmiştik. İkimiz de birbirimizi
perişan etmiştik.
Engin’in üzerinden kalkarken içimi dolduran döller aşağıya
doğru süzülmeye başladı. Elimle yere
dökülmesin diye amımı kapattım. Elimde
bir avuç dolusu döl vardı ve halen sızmaya devam ediyordu. Tam bu
sırada Engin bana, “Ne o, yutacak mısın onları?”
dedi. Aslında aklımdan geçmiyordu. Çünkü şimdiye kadar
kocamın döllerini ağzıma almamıştım. “Bilmem...” dedim. Engin de, “Seninkileri
ben çok sevdim, sen de onların tadına bak
istersen!” dedi. Engin bana çok güzel bir gece
yaşatmıştı ve şimdiye kadar bu kadar güzel
sikilmemiştim. Ona ödül olacağını
düşünerek avucumdaki dölleri göğüslerime, boynuma, kalçalarıma
ve bacaklarıma sürmeye başladım. O kadar çoktu ki her tarafıma yetmişti. Avucumda son
kalanları da yalayarak ağzıma aldım. Çok tuzlu ve keskin
kokulu idi. Avucumda döl kalmayıncaya kadar avucumu yalayıp dölleri
yuttum ve “Seninki de çok güzelmiş!” dedim.
Engin yattığı yerden elini uzatıp, “Gel yanıma!”
dedi. Yanına uzandım. Çok hoşuma giden, ama kocamın çok
fazla yapmadığı bir şeyi yapmaya başladı. Bana
sarılıp beni sevmeye başladı. Hiç
beklemiyordum ve çok hoşuma gitmişti. Hem beni
seviyor, hem de bana, “Yıllardır seni sikmek istiyordum,
rüyalarımı süslüyordun, bana bunu yaşattığın için
çok teşekkür ederim!” diyordu. Bu son hareketleri beni
tamamen koparmıştı. Çünkü kocamdan bu
davranışları görmemiştim. Ben de Engin’e
bana yaşattığı gece için ve gösterdiği incelik için
teşekkür ederken, bir taraftan da göğsü ve karnı ile oynuyordum.
Elim yarrağına gitti, daha kendini
bırakmamıştı. Elime alıp okşamaya
başladım. Engine, “Gerçekten kocam olmak ister misin?”
dedim. “İsterim, ama nasıl olacak?” dedi. “Sen hiç göt
siktin mi?” dedim. “Bir kere kerhanede siktim, ama hiçbir şey
anlamadım!” dedi. “Beni götten siker
misin?” dedim. “Peki daha önce siktirdin mi?” dedi. “Birkaç
kere kocamla denedik, ama acıyınca siktirmedim.
Eğer sen istersen ilk sen sikeceksin ve kocam olacaksın, ister misin?”
dedim. “İstemezmiyim mi yavrum, kalçalarına hastayım zaten!” dedi. Kendimi Engin’in büyüsüne
kaptırmıştım, ama Engin’in kalın yarağı amıma zor girerken götüme nasıl girecekti. Bir
kere yola çıkmıştım ve bu sefer götümü siktirecektim,
kararlıydım. Kerhanedeki orospu siktirdiyse, o koca yarağı götten
yedi ise, ben de götüme alabilirdim, ben de o yarağı yiyebilirdim.
Çünkü Engin bunu hak etmişti.
Engin’e krem olup olmadığını sordum. “Var, ama banyoda!”
dedi. Ben de hiç düşünmeden çırılçıplak odadan
çıktım, önce tuvalete girdim. Daha sonra banyodan kremi alıp
odaya girdim. Engin ayaktaydı. Uzattığım kremi elimden alıp,
“Teşekkür ederim, hiç böyle bir şey beklemiyordum!” diyerek
dudaklarıma yapıştı. Emerek dudaklarımı öpüyordu.
Ben de karşılık verdim ve bir süre ateşli bir şekilde
öpüştük. Sonra elimden tutup beni yatağa
çıkardı ve dört ayağımın üzerine domalttı.
İri elleriyle kalçalarımı ayırdı. Önce
kalçalarımı öpüp yaladıktan sonra tersten amımın
üzerinde dilini dolaştırmaya başladı. Yine mest
olmuştum. Bir anda irkildim, amımı
yalayan dili şimdi göt deliğimde geziniyordu. İlk defa biri
götümü yalıyordu. Arada da kalçalarıma ufak ısırıklar
atıyordu.
Birden parmağı götümde dolanmaya
başladı ve yavaş yavaş götüme baskı yapıyordu.
Parmağını yarısına kadar götüme sokmuştu. Bir
taraftan da, “Kendini bana bırak, hiç acıtmadan
götünü sikeceğim, oradan da sana zevk almasını
öğreteceğim!” diyordu. Parmağını ortasına
kadar götüme sokup çıkarıyor bir taraftan da deliğimin etrafını
yalıyordu. Parmağın götümden çıktığını hissetim.
Başımı arkaya çevirdiğimde, Engin ayağa
kalkmıştı, krem kutusundan bolca kremi
aldığını gördüm. “Şimdi götünü
yağlayacağım, hiçbir acı
hissetmeyeceksin!” dedi.
Engin önce kremi göt deliğimin etrafına sürdü ve az önce götümü
parmakladığı parmağı ile götüme girmeye
başladı. Az öncekinden daha rahat giriyordu parmağı ve daha
derine. Parmağının tamamını götüme sokup
çıkarmaya başladı. Götüm parmağına
alışmıştı derken birden götümün
zorlandığını hissetim. Bu sefer iki
parmağını birden sokmaya çalıştı. Onu da içime
almıştım. Parmakların yarıdan fazlası götüme
girip çıkıyordu. Yatağa paralel durmamı söyledi. Öyle
yaptım, bir taraftan götümü iki parmağıyla yağlarken, bir
taraftan da yarağını ağzıma verdi. Ben Engin’in
yarağını emerken, götüm de parmaklarına
alışmıştı. İşi
biliyordu. “Nereden öğrendin göt sikmeyi?” dedim. “Filmlerden!
Bir gün senin götünü sikersem diye!” dedi.
Bu arada ben de Engin’in yarağını
ağzımla ve elimle güzelce kaldırdım. Tekrar önünde
domalttı. Bu sefer yarağını yağlamaya
başladı. Taşaklarına kadar yağladıktan
sonra kutudan aldığı bolca kremi alıp götümün içine
parmakları ile pompalamaya başladı. Götümde vıcık
vıcık krem olmuştu. Sonunda Engin götüme girecekti ve beni götveren yapacaktı. Biraz stresli idim ve kendimi
sıkıyordum. Engin kalçalarımdan tutup beni sabitledi, “Fazla
hareket etme ve kendini sıkma, bana bırak
kendini!” dedi.
Taş gibi ve dimdik yarağını kalçalarımın
arasında sürtmeye başladı. Götüme sokacak diye beklerken,
yarağın amıma girdiğini hissetim.
Bir taraftan amı sikerken bir taraftan da
parmağını götüme sokuyordu. Bir süre amımı
sikmeye devam etti. Yine mayışmaya başlamıştım ve
götümün sikileceğini unutmuştum. Tam bu sırada Engin seri bir
hareketle parmağını götümden çıkarıp
yarağını götüme dayadı ve ani ve sert bir hareketle
yüklendi. Engin’in kocaman yarağının kafası götümü
yırtarak götümden içeri girmişti. O anda kalbimin ağzımda
attığını hissetim. Attığım
çığlığı halen duyabiliyorum, “Aaağğğhhhhh,
ayyyyyy!” diye. İstem dışı
yaraktan kurtulmak için kendimi ileri doğru çektim, ama Engin iki eliyle
kasıklarımdan beni kendine doğru çekince
yarağının yarısı götüme girmişti. Menge gibi
elleriyle kasıklrımdan beni
sabitlemişti ve kaçamıyordum.
“Tamam yavrum, bu kadardı, sık
dişini, götüne girdim!” diyordu. Ama tansiyonum yükselmiş gibi
beynim zonklarken, sesini arka fondan geliyormuş gibi duyuyordum. Engin
bira daha yüklenince, “Uyyy, offf, aayyy, aağğhh,
Engin erkeğim kocacığım, dağıldım,
yırtıldım, çok acıyooor, ağğğhhhh!” diye inlemelerim
eşliğinde Engin götüme gidip gelmelerini yapıyordu. Bir anda
durdu, “Reyhan yeter bağırma, bak götünün içindeyim!” dedi.
“Hepsi girdi mi?” dedim. “Evet hepsi götünde, sakin ol
şimdi, bundan sonra zevk alacaksın!” dedi ve yavaş
hareketlerle götümün içinde gidip gelmeye devam etti. Ara da bir hepsini
çıkarıyor, nefes almamı rahatlamamı sağlıyor,
daha sonra tekrar sokup çıkarmaya devam ediyordu. Bir süre sonra götüm
uyuşur gibi olmuştu. Enginin yarağına
alışmıştı. Kendimi iyice serbest bıraktım.
Artık Engin amıma girer gibi rahat hareket
ediyordu. Engin’in büyük zevk aldığı her halinden belliydi,
kasıklarımı ve kalçalarımı sıkmaktan neredeyse
moraracaklardı. Ben de Engin’in ritmine uymuştum.
Engin yarağını götümden
çıkardı ve beni sırtüstü
yatırıp, bacaklarımı havaya kaldırdı.
Yarağını götüme dayayıp içine girdi. Şimdi rahat
alabiliyordum götüme. Engin bir taraftan götümü sikerken bir taraftan da
göğüslerimi okşuyor, sıkıyor, “Reyhan hoşuna
gidiyor mu?” diye soruyordu. “Evet, değişik bir duygu, ama amımdan aldığım zevk kadar değil!”
dedim. “Alışınca daha çok zevk alacaksın!” diyerek
götüme pompalamaya devam etti. 15 dakika siktikten sonra yarağını
götümden çıkardı ve döllerini fışkırtmaya
başladı. Göğüslerime kadar
fışkırmıştı yine bir avuç dolusu. “Ufff, nasıl
fışkırdı öyle!” dedim. “Senin gibi bir yavruyu
sikipte fışkırmadan olmaz ki!”
dedi. Bunları konuşurken ben Engin’in döllerini göğüslerime ve
göbeğime sürmeye devam ediyordum. Yine avucumda kalanları yalayarak
yuttum.
Engin’e, “Erkeğim benim, güçlü kocacığım, ne zaman
sikin kalkarsa bende indirebilirsin. Ne zaman ararsan, amım,
götüm, ağzım, her tarafım yarağına amade! Ama başka
karıları sikersen, hele kerhane orospularını sikmeye
gidersen çok bozulurum! Sen iste, ben senin için orospuluk bile yaparım!”
dedim. “Merak etme karıcığım sen benim küçük
orospumsun, sen varken başka orospuyu sikermiyim hiç!” dedi ve
dudaklarıma yumuldu. Uzunca öpüştük.
Gün ağarmak üzere idi, “Hala birazdan kalkar!”
dedim. Giyinmek için iç çamaşırımı elime
aldığımda, Engin, “Bırak Reyhan bana hatıra kalsın!” dedi. Zaten bir tek tanga külodum
vardı, onu da Engin’e bırakıp, üzerime geceliği alıp
çıktım.
Kahvaltıdan sonra Engin beni uğurlarken,
“Çantana bak, sana bir hediyem var!” dedi. Ordan ayrılıp kendi
evime gidince çantama baktım, bir CD vardı. Meğer Engin
akşam yaptıklarımızı kamerayla
kaydetmiş. Oturup seyrettiğimde hayretler içinde
kalmıştım. Hem yaptıklarıma, hem söylediklerime. Ama hiçbir
şey şu gerçeği değiştirmedi: Engin benim kocam ve
tokmakcım olmuştu. Ben de onun karısı ve biricik orospusu. Engin’le
halen her fırsatta sikişiyorum!