Articles by "Kocam Beni Siktirdi"
Kocam Beni Siktirdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


 Almanyadan Merhabalar, ismim Serpil, 39 yaşındayım ve evliyim. Samimi olduğumuz, aile dostumuz, Oktay abimiz bir akşam bize yemeğe gelmişti. Karısı ve çocukları Türkiyeye izine erken gittiğinden, Oktay abi yalnız kalmış, 2 hafta sonra o da peşlerinden gidecekti. Oktay abileri ailece çok severdik, onlar da bizlerden memnun olduklarından, genellikle boş zamanlarımızı beraber değerlendirirdik. O akşam havadan sudan sohbetlerle yemeğimizi yedik, ardından erkekler bira aldılar, ben de onlara 1-2 bardakla eşlik ettim. Ama dikkatimi çekti, kocamın tavırları biraz değişikti bu akşam, taa ilk başından pek anlam veremedim.


İlerleyen saatte, TV'den gelen müziğe eşlik etmek için, kocam beni dansa kaldırdı. Daha sonra lavaboya gitme bahanesiyle Oktay abiye yerini bıraktı. Böylelikle şimdi Oktay abinin kollarındaydım ve (uygun bir şekilde) dans ediyorduk. Az sonra kocam gelip, birden arkamdan bana sarılıp, sonra da Oktay abiyi bana doğru belinden çekti. Şimdi ikisinin arasına Preslenmiş kalmıştım. "Napıyorsun aşkım?" diyerek tepkimi gösterdim. Oktay abi de gerilmişti, fakat kocam ikimizi de adeta kelepçelemiş, pis pis sırıtıyordu. Bunla da kalmamış, birde kulağımın altından boynumu öperek yalıyordu. Şimdi Oktay abinin de tavrı değişmiş, pantolonunun önü kabarmaya başlamıştı, bacak arama yapışık olduğundan bunu hissediyordum. Artık o da pişkince davranıp, diğer taraftan boynumu öpüyordu...

Tuhaf tuhaf hisler içindeydim, sıcak beynime vurmuştu, kocam kıçıma yapışmış, Oktay abi de kabarmış sikiyle yukarı aşağı sürtünerek, pantolon üzeri amıma masaj yapıyordu. 10 dakika kadar böyle devam ettik, artık ben de tüm çekingenliğimi atmış, kendimi olanlara bırakmıştım. Oktay abi arasıra boynumdan yukarı çıkıp dudaklarıma yakın öpüp, hatta bazen dudaklarıma dudağıyla dokunuyordu. Kocamın ne yapmaya niyeti olduğunu anlamasam da, galiba amacına ulaşmıştı ki, Oktay abiye, "Karım sana emanet Oktay!" deyip masaya döndü. Oktay abi de beni elimden tutup yatakodamıza götürdü. Beynim tilt olmuştu, itiraz bile etmeden kuzu kuzu gitmiştim.

Odaya girince kapıyı kapatıp, yine dans eder gibi birbirimize sarıldık, ama busefer dudaklarımız kenetlenmiş, ağzımız açılmış, dillerimiz karşılıklı dans edip yalaşıyorlardı. Oktay abinin elleri tişörtümün içine dalmış, memelerimi südyenimin üstünden mıncıklıyordu. Oktay abi her hareketi bilinçli hatta ustaca olarak tişörtümü başımdan sıyırıp, südyenimin kopçasını çözüp, iki eliyle dolgun memelerimi avuçlamış, uçlarını emiyordu. Ben de onun gömleğinin düğmelerini çözmüş, vücudunu okşamaktaydım. Ardından taytımı aşağı sıyırdı, sadece külotumla kalmıştım. Beni yatağa yatırdı, kendisi de soyunup üstüme çıktı. Dudaklarımız tekrar buluşmuş, zevkle öpüşüyorduk...

Dudaklarımı bırakıp boynuma indi, buharlı nefesini tenimde hissediyordum. Dudaklarını çok ustaca kullanırken, tenime baskısı ne çok, ne az, tam orta kıvamdaydı. Ordan omuzuma geçti. Kollarımı yukarı kaldırıp koltuk altımı emerken, balık etli olduğumu, tenimi emmekten çok zevk aldığını söylüyordu. Ben artık tüm kadınlığımla teslim olmuştum Oktay abiye, daha önce hiç yaşamadığım zevklerle tanışıyordum. Koltuk altımdan bukadar zevk alacağımı hiç düşünmemiştim. Dudakları ordan tekrar memelerimle buluşup, memelerimi yalayıp okşadıktan sonra aşağıya yöneldi. Külotumu ağzıyla kapıp aşağıya çekerken, ben de kalçamı kaldırmış külotsuz kalmama yardımcı oluyordum. Tamamen savunmasız kalmıştım...

Külotumu çıkarıp kenara bıraktıktan sonra, ayaklarımdan öperek yukarıya doğru çıktı. Diz kapağımın içine gelmiş, lop etli yerlerini ağzında vakumluyordu. Bacaklarımın iç kısmından yukarı doğru gelip amıma kavuştu dudakları. Amımın sağ kanadıyla bacak arasına yapışmış, sülük gibi emiyordu. Bitmek üzereydim, yatakta kıvranıyordum. Bir kadına ancak bukadarı yaşatılır diye düşünürken, Oktay abi ordan sağa kayıp, amımın dudaklarının çevresinde diliyle daireler çizerek beni uçuruyordu. Dilini mükemmel kullanıyordu, içime dalıp dalıp, çıkarıp, ardından amımı tamamen ağzına alıp, sularımı içine çekiyordu. Ard arda Orgazmlar yaşıyor ve artık içimde istiyordum, kadının zevki için çok uğraşan bu adamı...

Yavaş yavaş üstüme çıkıp, bacak arama yerleşti. Kulak mememi öperek kulağıma, "Serpil sikimi tut amına yerleştir!" dedi. Kalın sikini kavrayıp, amımın ortasına yerleştirdim, mantar gibi başını içime almış, gerisini istekle bekliyordum. "Serpil, kadınım olmaya hazırmısın?" diye sordu. "Hazırım Oktay abi, herşeyimle al beni, senin olmak istiyorum!" diye cevapladığımda, sikini girebildiği kadar amcığıma kökledi. Offff neydi bu, nebiçim bir zevkti bu? Beynimde şimşekler çaktı. İçimde bir müddet böyle kaldıktan sonra, tamamen dışarı çıkmadan tekrar çekip, amıma yeniden gömdü. Yavaş yavaş gidip, sert hamlelerle geri geliyordu. Ben de ritmine uyup, o çekerken kalçamı gerileyip, o basarken ben de kalçamı ileri sürüp, gümleyerek buluşmamıza yardımcı oluyordum...

Böylesini ilk kez yaşıyordum, içimde değişik ritimde gelip gitmesi mi, yoksa kulağıma, "Hadi kadınım, bırak kendini, zevkin doruğuna çıkalım, patlat Orgazmını, sana zevk verdiğimi duymak istiyorum!" gibi cümlelerı fısıldaması mı daha çok tahrik ediyordu emin değildim. Herşeyi unutmuş, Dünyada sadece Oktay abiyle ben ve çılgın sevişmemiz vardı sanki. Defalarca üst üste boşalıyordum. Kendisi de artık gelmek üzereydi, iki eliyle alttan kalçalarımı sıkıca avuçlamış, nefes alışverişi hızlanmış, alnında ter boncukları birikmiş, içimde daha hızlı gidip geliyordu. "Hadi erkeğim sen de patlat içime, yıkıl kal üstüme!" dediğimde, "Oohhhhh!" diyerek, sıcak spermlerinin içime boşaldığını son uzun bir titremeyle hissetmiştim. Bana muhteşem seksi yaşatan Oktay abi, üstümde 1-2 dakika yığılıp kaldı. Sonra yanıma uzanıp beni kendine çekti. Başımı göğsüne koyup sarıldım. Bitkin, ama çok mutlu bir şekilde, 15-20 dakika dalmışım...

Oktay abinin kıpırdamasıyla uyandığımda, "Ben artık gideyim, bu geceyi asla unutamayacağım, çok mutlu ettiniz beni!" deyip, giyindi ve beni öperek odadan ayrıldı. Yorganı üstüme çekip doğruldum. Dış kapı kapandıktan sonra kocam içeri girip yanıma oturdu. Yüzüne bakamıyordum, "Neden yaptın bunu?" diye sorduğumda, "Sevgili karıcığım seni çok seviyorum, sensiz bir hayat düşünemiyorum, ameliyatımdan sonra sana yatak odamızda hiç yeterli olamıyordum, senin de seksi zevkle yaşadığını biliyorum, başka birine yenik düşmendense, güvendiğim Oktay abimize seni teslim etmek benim için daha cazip geldi!" dediğinde, gözyaşlarımı tutamayarak, beni bukadar çok seven kocama sarıldım :)

 

Slm, ben Ayşen. Adana’da oturuyorum. 30 yaşında, 1.75 boyunda, 100-65-90 ölçülerinde, sarışın, yeşil gözlü, 60 kiloda, bir bakanın dönüp bir daha baktığı, alımlı ve çekici biri olduğum kadar, yatakta da ateşli bir kadınımdır. Evliyim ve ev kadınıyım. Kocam Levent 32 yaşında, 1.80 cm boyunda, 80 kiloda, beyaz tenli, oldukca kalın bir siki olan, yatakta en soğuk kadını bile ateşleyebilecek kadar sekste başırılı bir erkektir. Mutlu ve huzurlu bir evliliğimiz var. Seks hayatımız da bir o kadar güzel, çünkü sınırları aştık, tabuları yıktık.


Nasıl mı yıktık? Eşim yani Levent’le bir gün uydu yayınlarından şifresi kırılan seks kanallarını izliyorduk. Filmin birinde, bir kadın 2 Biseksüel ve bir Aktif erkek grup seks yapıyordu ve kadını üç erkek te defalarca sikiyordu. Aşka geldik kocamla sevişmeye başladık. Sevişme esnasında kocama, “Bir kadın bu kadar erkeğe nasıl dayanabiliyor?” diye sordum. Kocam da, “Bilmem, o kadınına göre değişir...” dedi. “Doğrusu ben de öyle sikilmek isterdim...” dedim. Kocam da, “Sen bana yetmiyorsun ki, okadar erkeğe nasıl yeteceksin?” dedi. Ben de, “Bilmem, denemek lazım...” dedim ve o günlük bu konu kapandı.

Ama bu fikir bende bir takıntı halini aldı ve ilerleyen zamanlarda kocamın o kalın siki artık bana yetmemeye başlamıştı, çünkü kafamda o filimdeki sikilen kadın ve erkeklerin kocamınkinden daha kalın sikleri vardı. Ve kocamla her yatmamda filimdeki o kalın yaraklı erkeklerin beni siktiğini hayal ediyordum. Birgün tüm cesaretimi toplayıp kocama, “Böyle bir şeyi biz de bir kere yapabilirmiyiz?” diye sordum. Kocam da, “Bakıyorum da aklın o filme gitti. Bu kadar istekli olma, bak harbiden getiririm öyle birini, sonra dayanamazsın ve pişman olursun...” dedi.

Ben de, “Harbiden getir, sen getirdiğine pişman olmayacaksan ben hiç olmam!” dedim. “Tamam ohalde, müsait bir zamanda birini eve getireyim ve deneyelim!” deyince bende merak ve sabırsızlık başladı, “Nasıl olacak? Kimi bulacaksın? Ben öyle küçük sikli erkek istemem, itici olmayacak, çekici olmalı, vücudunda kıl olmayacak, siki en az seninki kadar olmalı ki zevk almalıyım...” dedim. Kocam da, “Harun nasıl?” diye sordu.

Harun dediği kişide 24 yaşında, 1.80 boyunda, sarışın ve Pasif bir erkek. Ama gerçek bir kadından daha güzel vücut hatlarına sahip biri. Bu güne kadar sikini görmedim, ama kocamın dediğine göre kocamınkinden hem kalın, hem 2 - 3 cm daha uzunmuş. Buna rağmen Pasif olan, cinsel tercihini Pasiflikten yana kullanan yakışıklı bir çocuktu Harun. Açık sözlü bir gençtir, birkaç kez kendisine neden bu Pasifliği seçtiğini sorduğumda, kadınlardan pek zevk almadığını, erkeklerin kendisini daha mutlu ettiğini, yeterli parası olsa ameliyatla kadın olmak istediğini söylemişti.

Kocam anal seks yapmayı çok sever, ama 7 yıllık evliliğimiz müddetince kocam beni anal yoldan ilişkiye hiç zorlamadı, çünkü siki kalın olduğu için daha ilk denememizde canım yanmıştı ve vazgeçmiştik. Kendisi anal seks isteğini Harunla gideriyordu ve bunu bana anlatmıştı daha önceleri. Harun, her önüne gelenle ilişkiye girmeyecek kadar da ihtiyatlı ve tedbirli biriydi. Ancak kocamla yattığını benim bildiğimi bilmiyordu.

Kocam bana Harun’u söylediğinde, Harun’un kadınlardan zevk almadığını, erkeklerle daha mutlu olduğunu anlattığını söyledim. Kocam, “Merak etme ben onu siker sikini kaldırırım, sonra devreye sen girersin...” dedi, gülüştük ve nasıl olacağını planlamaya çalıştık. Artık gündemimizde sürekli Harun’la grup yapma fikri vardı. Ve birkaç gün sonra kocam bana, “Bu işi bu haftasonu yapacağız, Harunu ayarladım...” dediğinde, ‘beni biriyle paylaşma’ fikrinden ne kadar heyecanlandığı ve Pasif te olsa bir erkekle sevişmemi seyretmekten alacağı zevk, gözlerinden okunuyordu.

Haftasonunu iple çekmeye başladım ve Cuma günü gelip çatmıştı, banyoya girdim koltuk altlarımı ve amımın kıllarını bir güzel ağda ile temizledim, tertemiz bir şekilde banyodan çıktım. Amcığımın dış dudakları akşamı düşünmemle birklikte şişmeye kabarmaya başlamıştı. Vücut hatlarımı ortaya koyan dekolte bir kıyafet giydim. Yemek masasını hazırladım ve kocama telefon açtım, hazır olduğumu söyledim. Kocam da Harunla konuştuğunu, her şeyin yolunda gittiğini, birazdan evde olacaklarını söyledi. Telefonda kocamla konuşurken sulanmaya ve amımla oynamaya başlamıştım. Telefonu kapattığımda birkez boşalmıştım bile.

Yarımn saat sonra kocam Harun’la birlikte geldi. Kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu, o gün Harun’u daha farklı bir şekilde görmüştüm. Ben kocamın dudağına Hoşgeldin öpücüğü kondurdunca, Harun, “Ben de isterim!” demez mi? Bir öpücükte Harun’un dudağına kondurdum ve yemeğe geçtik. Bir an önce yemek faslının bitmesini ve sevişmeye geçmek için sabırsızlanıyordum. Yemeği nasıl yedik, masayı nasıl topladım, ben bile şaştım...

Sonra üçlü kanepeye, ortada ben, sağımda kocam, solumda Harun olacak şekilde oturduk. Kocam yavaş yavaş beni kendine doğru çekip dudaklarımı öpmeye, boynumu ve kulak memelerimi yalamaya, bir yandandan da o diri ve iri gögüslerimi okşamaya başladı. Elini aşağıya doğru, mini eteğimin altına sokup amımın üzerinde parmaklarını gezdirmeye başladı. Sonra başımı hafifçe eliyle aşağı, sikine doğru bastırdı. Koltuktan kalktım, kocamın önüne diz çöküp fermuarını açtım. Siki kazık gibi olmuştu, sikini çıkarıp yalamaya başladım. Göz ucuyla kocama baktığımda, Harunu kendine çekmiş, dudak dudağa öpüşüyorlardı...

Kocam az sonra Harun’a, “Hadi bakalım karıma yardım et, sen de marifetini göster!” dedi. Harun da yanıma diz çöktü. Harun’a bakarak, kocamın sikini kökünden kavrayıp, "Buyur!" dedim. Harun önce başına küçük bir öpücük kondurduktan sonra yavaş yavaş başını ağzına sokup çıkarmaya başladı. Her seferinde biraz daha fazlasını ağzına alıyordu, üç-beş sefer sonra kocamın sikini köküne kadar ağzına alıp çıkarıyordu. Ben de bu arada boş durmadım, Harun’un gömlek düğmelerini çözüp gömleğini çıkardım. Atletik, biçimli ve kılsız bir vücudu vardı. Erkek olmasına rağmen göğüs uçları bir kadının göğüs ucu kadar iri ve sertti ve göğüs uçlarında halka takılıydı.

Gömleğini çıkardıktan sonra Harun’un ensesini ve kulak memesini yavaş yavaş öpücük yağmuruna tutmuş, ıslak ıslak öpüyordum. Harun da arada bir dudağımdan öpüyor, ama fazla ileri gitmiyordu. Elimi pantolonunun kemerine attığımda, Harun dizlerinin üzerine doğruldu, kemerini çözüp pantolonunu aşağıya doğru sıyırdım. Altında tanga vardı ve kalçaları bir kadın kalçası gibi toplu ve yukarı kalkıktı. Harun tangası ile kalmış, kocam ise çırıl çıplak soyunmuştu. Benim üzerimde mini etekli bir elbise vardı. Amım ise sulanmaktan vıcık vıcık olmuştu. Harun’un siki inik olmasına rağmen yılan gibi sarkıyordu ve kalındı. Kalkınca ne hale gelecekti merak ediyordum.

Kocam ayağa kalktı ve beni de kaldırdı. Ayakta kocamla öpüşmeye başladık. Kocam dudaklarımı bir vantuz gibi emiyor, göğüslerimi her zamankinden daha farklı ve hoyratça sıkıyor, kalçalarımı mıncıklıyordu. Bu arada Harun, kocamın sikini ağzına alıp yalamaya devam ediyor ve bir an evvel sikilmek için sabırsızlanıyordu.

Kocam bir çırpıda elbisemi çıkarıp attı. Sütyen takmadığım için göğüslerim fora olmuş, üzerimde sadece külodum kalmıştı, ama o da amcığımın suyundan sırıl sıklam olmuştu. Arkama geçti, Harun’a, “Bak bakalım Harun’cuğum, hiç böyle diri ve dolgun göğüs gördün mü?” dedi. Göğüs uçlarım iri birer fındık büyüklüğüne erişmişti, arkamdan göğüslerimi avuçlayarak, Harun’a, "Yalamak istermisin?" dedi. Harun da sanki ilk kez bir çıplak bir kadın görüyor gibiydi ve ‘acaba yapabilirmiyim’ dercesine kocama aptal aptal bakıyordu.

Ben de, “Hadi Harun'cuğum, bu fırsat bir daha eline geçmez bak, bir dokun bakalım!” dedim. Harun çekinerek ellerini göğüslerimin üzerine koydu, yavaş yavaş gezdirmeye başladı. Sonra birden eğilerek sağ göğsümü yalamaya, hafif hafif küçük dişler atmaya başladı. Diğer eliyle de arkamda duran kocamın sikini avuçluyordu.

Kocam beni kanepeye oturttu, bacaklarımı araladı ve Harun’a, “Hadi bakalım, sana tam bir Bursa şeftalisi veriyorum, yala. Yala ki ben de seni daha bir keyifle sikeyim!” dedi. Harun çekinerek önüme diz çöktü. Yavaş yavaş dudaklarını sulanmış amcığımın üzerinde gezdirmeye başladı. Kocam çoktan Harun’un arkasında yerini almıştı. Kocam sikini tükürükleyip Harun’a öyle bir dayandı ki, bir anda hepsini Harun’un götüne soktu. O acıyla Harun amıma daha da yumuldu.

Kocam Harun’un götünü sikerken, Harun da dilini amımın içine sokup sokup çıkarıyor, “Bir kadının am suyu bu kadar mı leziz olurmuş Tanrım, ben cennete mi düştüm?” diyor, gözlerimin içine bakarak amcığımı yalıyor, vantuz gibi emiyor, amımın dudaklarına ısırıklar atıyor, parmağını sokuyor, parmaklarına bulaşan amımım suyunu göğüs uçlarıma sürüyor, göğüslerime sürdüğü am suyumu yalıyor, bir yandan da kocamın altında, “Hadi erkeğim, kökle, daha hızlı sok, hadi durma devam et...” diyerek zevkten çığlıklar atıyordu...

Bir erkek hemcinsi tarafından sikilmekten bu kadar mı zevk alırmış... Harun kocamın altında, benden bile ateşli bir şekilde kıvranıyor, kendini kocama teslim ediyordu. Kocam da Harun’a yüklendikçe yükleniyor, artık sikini tamamen çıkarıp tekrar hepsini birden hızlıca Harun’un götüne sokuyordu. Harun, kocamın her darbesiyle amımı biraz daha çok emmeye dilini daha çok sokmaya başlamıştı, dili alev alev yanıyor, ammın içini kavuruyordu, kaç kez boşaldım hatırlamıyorum...

Derken kocam bir anda sikini Harun’un götünden çıkarıp, döllerini benim ağzıma, yüzüme, göğüslerime ve amcığıma yağmur gibi boşalttı. Ağzımın içine gelenleri yuttum. Harun dudaklarımdan başlayarak kocamın döllerini yalamaya başladı. Bir yandan kocamın döllerini yalıyor, bir yandan da dudaklarımı emiyordu. Vücudumun üst tarafında kocamın ne kadar dölü varsa hepsini yalayarak yuttu, sadece amcığımın üzerinde biraz kalmıştı. Harun benim yere uzanmamı istedi ve yerde ikimiz 69 olduk...

Harun amımın üzerindeki kocamın döllerini yalarken, ben de Harun’un yeni yeni kalkmaya başlayan sikinin başını ağzıma aldım. Yavaş yavaş sikinin başını yalıyor, ağzıma sokup çıkarıyordum. Harun’un siki kocamın sikinden biraz daha kalındı ve uzundu da. En az 20 dakika Harun’un sikini yaladım, artık sertleşmişti ve ağzıma sığmamaya başlamıştı. Beni Harun’la o pozisyonda izleyen kocamın siki yeniden sertleşmişti ve üstümde bulunan Harun’un götüne tekrar sikini sokup çıkarmaya başlamıştı, bir yandan da, “Haruncuğum, seni öyle bir sikeceğim ki, sikini kazık edeceğim...” diyordu.

Harun’u kocamın tekrar sikmeye başlaması ve benim de Harun’un sikini yalamam, Harun’u tam kıvamına getirmişti. Kocam ikinci kez boşalmak üzereydi, sikini Harun’un götünden çıkardı ve Haruna, "Aç ağzını!" dedi. Harun dizlerinin üzerine doğruldu ve kocam tüm döllerini Harun’un ağzına boşalttı. Harun ağzına akıtılan döllerin bir kısmını yuttu, bir kısmını da amımın içine tükürdü ve bir anda bacak arama girip yerini aldı...

Harun’la göz göze geldik, bana, “Hadi sikimi kendi elinle amına yerleştir!” dedi. Harun’un sikini kavradım, amımın deliğine başını dayadım, “Hadi sok!” dedim. Amımın içine kocamın döllerini tükürmesine rağmen ilk başta zorlandım, çünkü sikinin başı yumruk gibiydi. Biraz zorlayarak başı amıma girmişti. Girmişti girmesine, ama benim de içim yanmıştı, sanki amım yırtılmış gibiydi...

Harun yavaş yavaş amıma sokmaya başladığında, bir yandan da, “Tanrım, bu ateş gibi, sanki fırına girdim...” diyordu. Harun yavaş yavaş tempolu git gellerle sikini köküne kadar amcığıma sokmuştu. Sonunda git gelleri hızlanmaya başladı. Harun beni sikerken, ben de Harun’un uçlarında halka takılı o irileşmiş göğüs uçlarını emiyor, vücuduna tırnaklarımı geçiriyordum. Bacaklarımı Harun’un beline doladım, artık Harun’un altındaydım ve o kocaman kalın yaraklı Pasif’e kendimi siktiriyordum. Kocam da sigarasını yakmış bizi izliyordu...

Tırnaklarımla Harun’un sırtını kanatmıştım. Harun o kocaman sikini amıma gömerken bir yandan göğüslerimi ısırıyor, emiyor ve mıncıklıyordu. En çok sevdiğim pozisyonlardan biriydi sikilirken göğüslerimin emilmesi. Harun belki yarım saatten fazla beni sikiyordu, ama bir türlü boşalmıyordu. Boşalamayışının nedeni hep sürekli sikilmesiydi. Ama benim hoşuma gidiyordu kalın ve amcığımı dolduran bir yarak tarafından sikilmek...

Bir 10 dakika kadae daha siktikten sonra, “Hadi söyle güzelim, nerene boşalayım? Söyle hadi, geliyorum...” diye inlemeye başladı. “Nereme istersen orama boşal!” dedim. “O zaman al eline ve ağzına götür, döllerimi sana içirmek istiyorum, yutmanı istiyorum!” dedi ve sikini amımdan çıkarttı. Hemen sikini elime tutarak ağzıma götürdüm. Harun’un dölleri kocamın döllerinden hem fazlaydı hemde biraz daha koyuydu, hepsini ağzıma boşalttı ve bende iştahla yuttum.

Harun, “7 yıldır hep sikilmenin verdiği zevki yaşadım, ilk kez siktim ve bir kadın siktim. Sikmek te, sikilmek kadar güzelmiş!” dedi, amıma bir öpücük kondurup kocamın önüne gitti ve kocamın sikini yalamaya başladı. Ben temizlenmek için banyoya gittim. Banyodan çıkıp geldiğimde kocamla Harun deliler gibi sevişiyorlardı, ben de aralarına katıldım.

Harun kalçalarımı okşamaya ve parmağını göt deliğime sokmaya çalıştı, ama ben, “Hayır! Kocam bile onu yapmıyor, senin yapmana müsade etmem!” dedim. Kocam da, “Bugün her şey serbest, bırak yapsın...” dedi. Harun bana, “Götünü alıştaracağım ve sen de benim kadar zevk alacaksın, canın yanmayacak!” dedi ve el çantasından pembe bir küçük kutu çıkardı. Vazelinle karıştırılmış bebe yağı varmış içinde. Başımı koltuğa koyup domalttı beni ve arkama geçti...

Karışımı parmağına sürüp, önce göt deliğimin etrafını okşamaya, masaj yapmaya başladı. Göt değilimin etrafı bir anda serinledi, sanki buz koymuş gibi oldu. Sonra parmağını soktu ve parmağını sonuna kadar sokup çıkartmaya başladı. Gerçekten de acı duymamıştım. Daha sonra göt deliğimde ikinci bir parmak daha hissetmeye başladım, Harun iki parmağını göt değilime sokup çıkarıyordu. Derken parmağını üçledi ve az sonra baş parmağı hariç tüm parmakları göt deliğimin içine girip çıkıyordu...

Yarım saat kadar bu şekilde uğraştıktan sonra kocamı çağırdı ve “Açılışı sen yap!” dedi. Kocamın sikini biraz yaladıktan sonra karışımı kocamın sikine de sürdü. Kocam önce yavaş yavaş başını sokmaya çalıştı ve başı rahatlıkla girmişti. Derken sikinin yarısına kadarını rahatlıkla aldım ve canım yanmadı. Ancak biraz daha yüklenince canım yanmıştı. Kocam tamamen içimden çıktı, Harun göt deliğimin içine tükürdü ve yine o karışımdan sürdü, kocam tekrar soktu sikini götüme ve yavaş yavaş git gel’ler yapmaya başladı...

Harun da götümün yanaklarını ayırarak kocama yardım ediyor ve yarısına kadar götüme girip çıkan kocamın sikine tükürüyordu. Harun’un kocama, “Hadi, şimdi!” dediği bir anda kocam götüme öyle bir yüklendi ki, sanki götüm yırtılmıştı. Kocam sikini köküne kadar götüme sokmuş, taşakları amıma değmişti! Kocam öylece biraz durduktan sonra, sikini yavaş yavaş çıkartıp sokmaya başladı. Artık kocamın kalın siki götüme tümüyle girip çıkıyordu. Diğer yandan Harun kocama asistanlık yapmayı bırakmış, benimle ilgileniyordu. Amcığımla oynuyor ve göğüslerimi emiyordu.

Epeyce bir süre götümü siken kocam artık inlemeye ve iyice hızlanmaya başladı, boşalmak üzereydi. Harun kocama, “Götünün içine boşalarak çık!” dedi. Kocam Harunun dediği gibi götümün içine boşalarak çıkmaya başladı. Götüme ilk döllerini boşalttığında sanki içime hava vermişlerdi. Kocam sikini götümden çıkarıp döllerininin kalan kısmını göt deliğimin etrafına boşalttığı anda, Harun arkamda yerini almıştı bile. Kalkmama fırsat vermeden o kalın sikini bir anda öyle bir kökleyişle götüme sokmuştu ki, bayılacak gibi olmuştum. Sadece, “Ne olur yeter, çıkart, dayanamıyorum!” diyebildim.

Ama Harun, “Kocan da benim götümü siken ilk erkekti ve acımasızca sikmişti. Sen de benim ilk kadınımsın, bana sikme zevkini sen yaşattın. Artık kocanın beni her sikmesinin ardından ben de seni sikeceğim!” diyerek götümü sikmeye devam etti. Harun’un götümü sikmesi kocamınkinden daha uzun sürmüştü. Bacakalarım sızlamaya başlamıştı, dermanım kalmamıştı. Sonunda Harun da tüm döllerini götümün içine boşaltmış ve içimden çıkmıştı. Ben yerimden kalkamayıp koltuğun dibine yığılmıştım...

Sonra üçümüz birlikte güzel bir banyo yaptık ve tekrar salona geldik. Götümün üzerine oturamıyordum, ama değmişti, iyi sikilmiştim. Sadece, beni sandeviç yapmadılar, ama onuda yapacağız. Kocam yanıma uzanarak, hoşuma gidip gitmediğini, pişmanlık duyup duymadığımı sordu. Ben de pişman olmadığımı, aksine çok mutlu olduğumu söyledim. Bana, “Bundan sonra Harunu da aramıza alıp üçlü bir hayat sürelim mi?” diye teklifte bulundu. Ben de, “Nasıl istersen öyle olsun...” dedim.

2 yıldır üçlü bir hayat sürüyoruz. Kocam işe gittiği zaman Harun’la sikişiyorum, kocam geldiği zaman da, ilk önce Harun’u sonra da beni sikiyor...

Şu an 3 aylık hamileyim, ama kocamdan mı, yoksa Harun’dan mı bilmiyorum. Hep birlikte, doğacak çocuğumuz erkek olursa, acaba ilerde Harun gibi pasifliği mi seçecek, merak ediyoruz.

 

Selam seks seven arkadaşlar. Buradaki Seks Hikayelerini okudukça kendimden geçiyorum ve sürekli amım ıslanıyor. Ben de bir hikayemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Adım Eylül, 29 yaşında, orta boylu, balık etli, alımlı, erkekler tarafından beğenilen, çok seksi ve evli bir kadınım. Kocam kamu sektöründe çalışıyor. 7 yıldır evliyiz. Ben gözü yüksekte olmayan, var olanla sürekli yetinmesini bilen bir kadınım. Kocamı ve çocuklarımı çok seviyorum, asla gözüm dışarda olmaz. Ama kocam sürekli başka kadınlar peşinde koşan, aldığı maaşı karı kıza harcayan birisi. Sürekli borç içinde yaşar ve bunu da asla kendine sorun etmez. Evlendiğimiz günden beri bu böyle. Güya çok severek, daha doğrusu kocam bana deliler gibi aşık olarak evlendik. Seks konusunda sınırsız bir kadınım, seksi çok seviyorum, ama asla kocamı aldatmadım. Çünkü seksi kocamla yapmayı çok seviyorum. Kocam da benimle sikişmeye bayılır. Bazen bana, “Sen pørnø yıldızlarına beş çekersin!” der, ama karı kızdan da asla vazgeçmez.
Zaten bakkala çakkala yeterince borcumuz vardı, birde bunun üstüne, abimin bana emanet olarak bıraktığı 16 tane Cumhuriyet altını vardı, kocam bunları fark edince, ağzımdan girip burnumdan çıktı, “Kredi borcunu ödeyecem ve her ay bir tane Cumhuriyet altını yapacam!” dedi ve hepsini elimden aldı. Ama 2 yıl oldu, tek bir tane bile yapmadı. Abimle bir ara sohbet ederken, abim, “Ben bir işyeri açmayı düşünüyorum!” dediğinde, sanki ensemden kaynar sular döküldü. Abim işyeri açarsa, mutlaka emanet verdiği altınları isteyecekti…
Ne halt yiyecem şimdi diye kocamla konuştum, ama kocamın umurunda bile olmadı. Günlerce kara kara düşündüm, çare bulamadım. Bir gün nette bir sosyal paylaşım sitesinde, fabrikatör olduğunu söyleyen 36 yaşında bir beyle tanıştım. Benden E-Mail adresi istedi, “Webcamda görüşelim!” dedi. E-Mail adresimi verdim. Çünkü adamın çok zengin olduğunu öğrendiğim anda, kocamın yediği altınları tekrar nasıl yerine koyacağım sorununa kafamda bir çözüm bulmuştum. Eğer bu fikrim gerçekleşirse, hem zevk alacaktım, hem borçları ödeyecektim. Bu düşünceyle Webcamı açtım. Ve Webcamı açmamla birlikte adamın aklını da başından aldım :))
Tanıştık. Adamın adı Emir imiş, İzmir’e 55 km uzaklıkta ilçede oturuyormuş. Biraz Webcamda Chat yaptıktan sonra beni çok beğendiğini söyledi ve benden Telefon numaramı istedi. Tabi önce kendimi naza çektim, sonra Telefon numaramı verdim. Hemen aradı, konuştuk. Birkaç gün sürekli aradı ve konuştuk. En sonunda benimle birlikte olmak istediğini söyledi. Ben de, “Olurdum ama şu sıralar moralim çok bozuk!” dedim. “Neden bozuk söyle, derdin nedir? Bu dünyada halledilmeyecek birşey yok!” dedi. Ben de durumu açık açık söyledim. “Kafana taktığın şeye bak! Para hiç sorun değil, sana 16 değil 26 Cumhuriyet altını feda olsun, yeter ki benim ol!” dedi. “Tamam!” dedim, kabul ettim…
Kocam görevi nedeniyle 3 günde bir eve gelirdi. Emir’le akşam saat 21:00’de anlaştık, çocukları uyuttuktan sonra onu eve alacaktım. Bu arada, biri 7 yaşında ve diğeri 21 aylık, 2 oğlum var. Onları uyuttum. Emir dışarda iki dakikada bir arıyor, “Heyecandan ölmek üzereyim, çocuklar uyumadı mı?” diye soruyordu. Ne yalan söyleyim, benim de kalbim yerinden fırlayacak gibi olmuştu, amımın suyu akmış külotumu ıslatmıştı. Ve nihayet beklenen an geldi, Emir elinde hediye paketiyle içeri girdi, içeri girmesiyle de hoyratça dudaklarıma yapışması bir oldu. İkimiz de ayakta kendimizi kaybettik, deliler gibi öpüşüyorduk. Ben dayanamadım elimi Emir’in sikine attım, pantolon üzerinden hem okşuyor, hemde deliler gibi öpüşüyorduk…
Emir de dayanamadı, direk üstümü, yani tişortümü çıkardı, sütyenimin kopçasını açıp, deliler gibi memelerimi emmeye başladı. Ben de kemerini çözüp pantolonunu dizine kadar indirdim. Siki baksırın içinde çadır kurmuş ve bir an önce çıkarılmayı bekliyordu. Hiç bekletmeden baksırını da çıkardım, önünde diz çöktüm ve deliler gibi yalamaya başladım. Taşaklarının tümünü ağzıma alıp hafif dişliyordum. Emir kendinden geçmiş bir şekilde, “Orospuuuu, tam bir fahişe gibi sevişiyorsun!” diyerek hırıltıyla ağzıma boşaldı. Yutabildiklerimi yuttum, geri kalanı çenemden, memelerimin ortasından, göbeğime kadar süzüldü. Emir hemen çekyatın üstüne yığıldı…
Benim amım vıcık vıcık olmuştu, amımın suyunu parmaklarımla alıp Emir’in inmiş sikine sürüp sıvazlıyordum. Çok geçmeden siki yine taş gibi oldu ve ben daha fazla dayanamayıp direk üstüne çıkıp, sikini amıma yerleştirdim ve deliler gibi zıplamaya başladım. Emir de kendinden geçmiş bir halde, “Oohhh orospum, horozun seni sikmeye, parçalamaya geldi!” diyerek alttan pompalıyordu. Sonra beni üstünden indirdi, yere uzandırıp misyoner pozisyonda bacaklarımı açıp, direk amıma soktu. Amım çok dardır, iki doğumumu da sezeryanla yaptım. Zaten çatı darlığı da olduğu için amım kız amı kadar dardır. Misyoner pozisyonda çok fazla git gel yapmadan Emir içimde patladı. Sikini çıkardığında kan olmuştu. Emir şok olmuştu. Peçeteyle silerken, “Evli olduğunu bilmesem, bakiresin derdim!” dedi.
Anlayacağınız Emir’in siki kocamınki kadar büyük olmamasına rağmen, neden bilmiyorum ama fena yırtmıştı beni. Ama ben zevkten kendimi kaybettiğim için hiç acı hissetmedim. Çırıl çıplak birbirimize sarılarak biraz uzandık. Ama emir zevkten ağzı kulaklarında, hayran hayran bana bakıyordu. Ben de elimi sikine attım, okşayıp tekrardan sertleştirmeye çalışıyordum. Çünkü daha beni domaltarak sikecekti. Telefonda söylemiştim, benim en çok sevdiğim, dizlerimin bağı çözülen tek pozisyon domaltılarak sikilmek diye.
Nihayet Emir’in siki tekrar taş gibi oldu. “Yat aşağı orospuuuu!” diyerek, beni yatırdığı gibi bacaklarımı ayırdı ve amıma yumuldu, yalamaya başladı. Amımın tümünü ağzına alıp, deliler gibi emiyordu ve beni delirtiyordu. O bana orospu dediği için, ben de, “Ohhh! Ne güzel yalıyor pezevengim!” diyor, hemde inliyordum. Emir, “Pezevengin şimdi yine amını yırtacak orospu, hemde domaltarak!” diyerek beni 4 ayak pozisyona getirdi. Sikini hiç ıslatmadan, zaten yalanmaktan ve suyumun akmasından amım vıcık vık olmuştu, direk taş gibi sertleşmiş sikini arkadan amıma geçirdiği gibi kökledi…
Ben uçmuştum artık, kendimi kaybetmiştim, “Sik beni orospu çocuğu, erkek gibi sik, piç kurusu, pezevenk seni!” diyerek onun beni dahada sert sikmesi için gaza getiriyordum. O da, “Sikiyorum işte orospu! Sen sikişe doymuyorsun, aslında sana 4-5 beş yarak aynı anda koyulması gerekiyor, ancak ozaman doyarsın, fahişeee!” diyerek, gittikçe dahada sert sikerek, beni deli ediyordu. Orgazm üstüne orgazm yaşadım, kaç defa boşaldım bilmiyorum. Sonunda Emir de daha fazla dayanamayıp içimde patladı…
O gece, Emir beni sabaha kadar defalarca sikti. Sabah çocuklar uyanmadan da gitti. O gittikten sonra ben duşumu aldım, biraz uyuyacaktım ki, aklıma bana getirdiği hediye paketi geldi. Hemen açtım baktım. Harbiden de, 16 değil, tam 26 tane Cumhuriyet altını vardı. Tabii hemen altınları sakladım, kocamın eline geçerse yine satıp yer diye. Emir’le halen ilişkimiz devam ediyor, kocamınsa hiçbir şeyden haberi yok. Emir bana söz verdi, “Parayı asla kafana takma, maddi olarak her türlü destekte bulunacağım sana!” dedi. Ve bu sözünü de tuttu, çocuklarım adına açtığı hesaba her ay yüklü bir miktar para yatırıyor. Kocamı çok seviyorum, ama kocam çok hovarda, asla benim ve çocuklarımın geleceğini düşünmez. Napayım, ben de böyle bir yol buldum. Üstelik Emir çok güzel beceriyor beni, hem de tüm ihtiyaçlarımı karşılıyor, bana değer veriyor.
Emir’in bir fantazisi var, sürekli, “Seni o boynuzlu kocanın yanında sikmek için neler vermezdim!” deyip duruyor. Şu anda bilmiyorum ama, belki ilerleyen zamanlarda bu fantazisi gerçekleşir. Çünkü kocam da grup sekse biraz meyilli, birkeresinde benimle sevişirken, “Şimdi başka bir erkek daha olsa da, aynı anda seni becersek, ne güzel olurdu!” demiş ve inanılmaz bir biçimde boşalmıştı. Sonra da o konuyu birdaha açmamıştı. Bundan yola çıkarak, belki ilerleyen zamanlarda onu da aramıza alırız diye düşünüyorum.

 

Kocam, görevi gereği 1
yıllığına başka bir şehire gitmişti.
Normalde 3 ayda bir gelecekti, ancak 6 ay olmuştu ve izin
alamadığından gelememişti. Yani kocamla 6 adır
sikişmemiştim ve amımı
parmaklamaktan da bıkmıştım. Kocamla sık sık
telefonda görüşüyor, bazen telefon seksi yapıyorduk. Bir gün kocama,
“Parmaklar yetmiyor, amım sikilmek istiyor,
ne yapacağım?” dedim. Kocam da, “Pornofilm seyret, amına patlıcan falan sok!” demişti. Ben
de kızımı okula gönderdikten sonra bilgisayarı açıyor,
bir iki saat porno film seyredip masturbasyon yapıyordum. Birkaç sefer de
patlıcan soktum amıma, ama gerçek yarak gibi
olmuyordu. Artık bunlar beni kesmiyordu, bazen rüyalarımda başka
adamların beni siktiğini görüyordum. Ancak bundan bile utanıyor,
suçluluk duyuyordum.
Kocama, rüyamda başka
erkeklerin beni siktiğini söyleyince, kocam heyecanlanmış
olmalı ki, ogünden sonra her telefon
görüşmemizde bana rüya görüp görmediğimi soruyordu. Ben de kendisine
kızıyordum. Çünkü rüyamda birkaç kez de kocamın başka
kadınları siktiğini görmüştüm ve o halde bile kocama
telefonda çok kızmıştım, sanki gerçekten yapmış
gibi. Kocam bana telefonda sürekli, “Rahat ol, fantazi yap, neden
hoşlanıyorsan onu düşün!” diyordu. Yine bir seferinde bana,
“Bul birini, siktir kendini, sonra ben gelince de grup yapalım!”
dediğinde şok olmuştum. Daha sonraki görüşmelerimizde kocam
bu söylediğini sıklaştırmaya başladı. Bu sebepten
dolayı rüyalarımda iki erkeğin arasında
siktiştiğimi bile görmeye başlamıştım. Bu
rüyaları kocama anlatıyordum ve kocamın üstelemeleri de devam
ediyordu. Ben de her seferinde, “Sen beni orospu
mu yapmak istiyorsun?” diye tersliyordum kocamı. Bu
sıkıntılar içerisinde amım iyice
kızışmış, resmen yarak yemek için kudurur
olmuştum. Ama duygularımı bastırıyordum, sadece
rüyalarımda bazı şeyleri yaşıyordum…
Annem diyaliz hastasıydı ve hafta da 3 gün diyaliz merkezine
gidiyordu. Teyzemle de ben, sırayla anneme
bakıyorduk. Sıra bana geldiği bir gün, diyaliz merkezinde sigara
içmek için dışarı çıkmıştım. Yanıma
diyaliz merkezinin şöförü geldi, “Kocanız burada değilmiş,
öyle mi?” diye sordu. Ben de biraz şaşırmış bir
şekilde, “Evet, siz nerden biliyorsunuz?” dedim. Adam,
“Geçen teyzenizle konuşurken söyledi!” dedi. Adam benle
konuşmak için çeşitli bahaneler ile sorular sorup duruyordu, ben de
kısa cevaplarla geçiştirmeye çalışıyordum. Hareketlerinden
rahatsız olmuştum, adam yılışık bir şeydi. O
gün ne zaman sigara içmeye çıktıysam, adam yanıma gelip
konuşmaya çalıştı. Akşam eve döndüğümde, telefonda kocama bu olayı
anlattım. Kocam da, “Adam sana resmen sarkmış, hazır
bulmuşken vurdursaydın ya!” dedi. “Saçmalama!” dedim,
sinirlenmiştim kocama.
Diyaliz merkezine daha sonraki
gidişimde de adam yanıma gelip çay ikram etti. Adam birtürlü
peşimi bırakmıyordu. Birden kocamın söyledikleri
aklıma geldi, ama kendi kendime (Saçmalama kızım, kendine gel!)
dedim. O günün akşamı yorgunluktan erken
yattım. Adamla o kadar ilgilenmediğim halde, o gece rüyamda
adamın beni minibüsle ormanlık bir alana götürüp, evire çevire
siktiğini gördüm. Sabah uyandığımda kendime
kızıyordum, ama gördüğüm rüya da aklımdan çıkmıyordu.
Sanki gerçekten yaşamış gibiydim.
Annem bir gün arayla diyalize
giriyordu. Sıra yine bana geldiğinde tekrar diyaliz merkezine gittim.
Genelde rahat giyinmeyi severim. Yeni moda olan
taytlardan bir iki tane almıştım, giderken onlardan birini
giydim, üzerine de uzun kazak türü bir şey giydim. Önceleri alışamasam
da, kocamın telkinleriyle pantolon veya benzeri şey giydiğimde
tanga külot giymeye başlamıştım. O gün de
taytımın altına tanga giymiştim.
Yine sigara içmek için dışarı çıktığımda,
hava iyi olduğu için üzerimde ceketim yoktu. Adam yine yanıma gelip
çay teklif etti. Ben de ısrarından bıktığımdan,
bu sefer, “Olur!” dedim. Adam gitti çay alıp yanıma geldi.
Çaylarımızı
içerken adama, “Benden ne istiyorsun, neden bu
kadar ilgileniyorsun benimle?” diye sordum, amacım son noktayı
koymaktı. Ama adam son noktayı koydu ve “Güzel bir kadınsınız, uzun zamandır yalnız
kalmanız zor olmuyor mu?” diye sordu. Ben onu mat etmek isterken, o
beni mat etmişti. “Size ne bundan?” dedim, ama aklıma geçen
gördüğüm rüya geldi. Bir anda vücuduma ateş basmıştı, amım da sulanmaya başlamıştı. Adam
konuşuyordu, ama ne dediğini anlamıyordum, çünkü gözümün önüne
adamın beni ormanda sikişi geliyordu. Adamın bana bakarak
gülümsediğini gördüm, “Neden gülüyorsun?” dedim. Adam da,
“Bu kadar utanmana gerek yok, rengin değişti birden, benden
sır çıkmaz!” diyerek cebinden bir kağıt
çıkardı ve elimden boş çay bardağını
alırken, elime kağıdı tutuşturdu, gitti.
Kağıtta, “İhtiyacın olduğu zaman ara,
hazırım!” notuyla beraber telefonu da yazıyordu. Ne
yapacağımı bilemedim
kağıdı elimde buruşturup içeri girdim, o telaşla
atacak yer bulamayınca ceketimin cebine koydum.
Anneme bakmak için memleketten öbür teyzemin de gelmesiyle, yaklaşık
bir ay sıra bana gelmeyecekti. Bu süre içerisinde
yılışık servis şoföründen de kurtulmuş olurum
diye düşündüm. Aradan bir hafta geçmişti. Yine
çırılçıplak soyunup bilgisayarın başına geçtim ve
porno film izleyerek, amıma patlıcan sokarak
masturbasyon yaptım. İki kere
boşalmıştım, ama ateşim sönmemişti. Kocamın
son siktiğinden beri 8 ay geçmişti ve artık sikilmek
istiyordum. Amım müthiş bir şekilde kaşınıyordu.
Birden telefon çaldı. Arayan teyzemdi, anneme yazılan ilacın
adını soruyordu. Ben de doktorun yazdığı
kağıdı cebime koyduğumu hatırladım ve dolaptan
ceketi çıkarıp ceplerini karıştırırken teyzemin
istediği kağıdı buldum, tabii ki
adamın bana verdiği kağıdı da…
Teyzeme ilacın adını söyleyip, telefonu kapattıktan sonra,
adamın verdiği kağıdı atacaktım ki, kağıdı açıp tekrar okudum. Birden amımın karıncalandı. Halen
çırılçıplaktım. Elimi amıma
götürdüm tuhaf bir şekilde ıslandığımı hissetim.
Salonda divana uzandım. Adamın beni ormanda siktiği rüyayı
düşünerek, tekrar amımı okşamaya
başladım. Yalan yok, o anda adamın gelip beni sikmesini
arzuladım ve bu düşünceler ile orgazm olmaya başladım. Daha
da ateşlenmiştim. Bir an aklımdan,
(Adamı çağırayım da beni güzelce
bir siksin, bağıra bağıra bir boşalayım!)
düşüncesi geçti. Not kağıdı sehpanın üzerinde
duruyordu. Kağıda bakarken kocamın söyledikleri aklıma
geldi. Gerçekten birine siktirsem ne yapardı acaba? Kocamı aradım
ve bunu sordum. O da bana, “Valla hiç durma, çağır adamı,
siktir kendini!” dedi. Beklediğim cevap bu değildi, yine
kızmaya başlamıştım. Kocam ise, “Aşkım,
beyninle değil, amının sesiyle
düşün! Eğer o adam da seni sikmek istiyorsa, hiç düşünme,
yap!” dedi. Ben de, “Sen kaşındın, görürsün sen!”
dedim, sinirle telefonu kapattım. Kocam belli ki
benim böyle bir şey yapamayacağımı düşünüyordu.
Kafam
karmakarışıktı, biraz da kocama kızgınlıkla
nispet yapmak için telefonumu aldım, adamın numarasını çevirdim. İki kere
çaldıktan sonra korkup heyecanlandım ve kapattım. Unuttuğum
bir şey vardı, telefon numaram karşı tarafa
düşmüştü. Birkaç dakika sonra benim telefonum çaldı. Adam
arıyordu, ama açmadım, birkaç kere çalıp kapandı. Ben ne
yaptım diye pişmanlık içindeydim. Kalkıp giyindim.
Gün içerisinde telefonum birkaç kez daha çaldı, ama yine açmadım.
Akşam
akrabalarım oturmaya gelmişti. Bu yüzden de geç
yatmıştım. Tam uykuya dalacakken, adamdan bir mesaj geldi.
Benden hoşlandığını, benimle beraber olmak istediğini,
bana güzel dakikalar yaşatacağını falan bunun gibi
şeyler yazıyordu. Devam eden günlerde bu tür
mesajlar gelmeye devam etti. En son mesajında, eğer cevap vermezsem,
evime geleceğini yazmıştı. Sağolsun teyzemin
boşboğazlığı sayesinde adam oturduğum siteyi
biliyordu, ama apartmanı ve dairemi bilmiyordu. Sağa sola sorar diye
korktum ve “Ara beni!” diye mesaj attım. Aradı. Ona, bir
hata yaptığımı, böyle bir şeyin mümkün
olamayacağını söylesem de, beni dinlemedi, “En azından
telefonda görüşelim!” dedi. Ne görüşeceğimizi sordum.
“Birbirimizi yakından tanıyalım!” dedi.
Kızımın okulda olduğu saatlerde arıyordu hep.
Bir seferinde bana,
“Telefon seksi yapalım mı?” diye sordu. “Nasıl
olacak?” dedim sanki
bilmiyormuşum gibi, ama böyle bir şeyi bekliyordum. “Merak etme
güzel olacak! Sen beni getireceksin, ben seni!” dedi.
Konuşmalarıyla sanki yanımdaymış gibi beni soyuyordu,
ben de dediğini yapıyordum. “Sıra sende!” dedi, ben de
onu telefonda soydum. Birden amımın sesi ağır bastı ve
havaya girdim, telefonda seks yapmaya başladık. Türkçe pornolar
seyrederken küfürlü konuşmalardan etkilendiğimi fark etmiştim.
Adam da bu moda girmişti, bana, “Amını
yalayacağım. Göğüslerini emeceğim. Domaltıp amına
taşaklarıma kadar geçireceğim yarağımı!”
gibi laflar dedikçe, benim de elim amımın derinliklerine daha çok
giriyordu. Ben de ona, “Sok erkeğim, domaltıp sik beni,
yarağını amımda istiyorum! Ağzımı sik,
yarağını boğazıma kadar alacağım!”
derken, adamdan hırıltılar ve iniltiler duyuyordum. Adam,
“Çok iyisin yavrum, acayip boşaldım! Sen ne yaptın?”
dedi. Ben de boşalmıştım, hem de üç kez. Adamla telefonda
karı koca olmuştuk. Bu telefon görüşmelerimiz ilerleyen günlerde
devam etti, hemen hemen her gün telefonda seks yapıyorduk.
Bir gün kocam bana sürpriz yaparak, haber vermeden
çıktı geldi. Nasıl sevindiğimi anlatamam, ilk işim
yarağının tadını almak oldu. Uzun süredir
sikilmemiştim. Resmen kocamın sikini amım yutmuştu. Kocamla
ateşli bir sikişten sonra, dinlenirken konuşuyorduk. Kocama
olanları anlattım. Ben anlattıkça kocamın sikinin tekrar
kalktığını gördüm ve busefer daha şehvetli bir
şekilde sikti beni. Sonra da, “Bu anlattıkların fantazi
miydi, yoksa gerçek mi?” diye sordu. Ben de gerçek olduğunu,
adamın yarın sabah tekrar arayacağını söyledim.
Ertesi sabah kızı okula gönderdik. Adam, hergün
yaptığı gibi, saat 10:00 civarı beni aradı. Telefonu
açmadan, kocama çok heyecanlı olduğumu söyledim. Kocam ise,
“Heyecanlanmana gerek yok, herzaman ne yapıyorsan
aynısını yap! Yalnız ben de
konuştuklarınızı duymak istiyorum, telefonun hoparlörünü
aç!” dedi. Dediğini yaptım, ama önce tutuk konuşmaya
başladım, ancak ilerleyen zamanda tutukluğumu üzerimden
attım. Soyunmuştum ve adamla telefonda karşılıklı
masturbasyon yapıyorduk. Bu arada kocam da yanımda kalkık
yarağını çıkarmış sıvazlıyordu. Adam
telefonda inleyip hırlamaya başlayınca, kocam da daha fazla
dayanamadı, ayağa kalktı, göğsüme ve karnıma
doğru döllerini fışkırtmaya başladı. Kocamın
sıcak döllerini hissedince ben de boşaldım. Adam ise telefonda
halen, seni şöyle sikeceğim, böyle domaltacağım diye
anlatıyordu. Kocam yanıma oturdu ve yarağını
sıvazlamaya devam etti. Bir süre sonra adam da
boşalmıştı. Telefonu kapattık.
Kocam birşey demeden
dudaklarımdan öptü ve beni divana yatırdı, yeniden
kalkmış yarağını amıma
geçirdiği gibi beni sikmeye başladı. Nasıl şehvetli
sikiyordu ama! Üstelik bu sefer kolay boşalmıyordu da, yarım
saatir sikiyordu. Ben ise bitmiştim, 3-4 kere
orgazm olmuş, pestil gibiydim. Kocam beni domalttıp son vuruşu
yaptı ve yarağını götüme geçirdi. Normalde acıyan götümden zevk almaya
başlamıştım, aynı zamanda da amımı
ovuşturuyordum. Sonunda kocam döllerini götümün derinliklerine doğru fışkırtmaya başladı. Götümün
içinde kocamın sıcak döllerini hissedince, ben de son bir defa
boşaldım. Kocam yarağını götümden çıkarınca,
ikimiz de divanın üzerine yığıldık, birbirimize
sarıldık ve o şekilde yatarken uykuya dalmışız.
Kapı zili ile uyandık. Apar topar giyindik. Kız okuldan
gelmişti.
Kocam daha sonra bana, “Adam hergün arıyor mu?” diye sordu. Ben
de, “Hemen hemen hergün!” dedim. “Peki hiç gerçekten
sikiştiniz mi?” diye sordu. “Hayır, sadece telefonda
yaptık!” dedim. “Peki hiç istemedin mi?” diye sordu.
“İstedim, ama korktum, yapamadım!” dedim. “Peki ben
gitmeden yapmak ister misin?” dedi. “Ben adamla sikişirken sen de yanımda olacaksan,
isterim!” dedim. Kocam da, “Ben yatakodasında
saklanırım!” dedi.
Ertesi gün adam aradığında, onu eve çağırdım.
Adam sevinçten havaya uçacaktı nerdeyse, “Yarım saat sonra
ordayım!” dedi ve kapattı. Saat 10:30 gibi kapı çaldı.
Heyecandan titriyordum. Etekboyu diz üstüne gelen mevsimlik bir elbise
giymiştim. Altımda tanga külot vardı, sütyen de
giymemiştim. Kapıyı açtım, adam içeri girdi, salona davet
ettim. Kanepeye yan yana oturduk. Bir şey içip içmeyeceğini sordum.
“Gerek yok!” dedi ve beni kendine doğru çekip, dudaklarıma
yapıştı. Bir eliyle de etiğimin altından
bacaklarımı okşuyordu. Eteğim belime kadar
sıyrılmıştı. Divanın üzerine doğru beni yatırdı,
bacaklarımı öpmeye başladı. Yukarıya doğru
çıktı. Dudakları ve dili tangamın önünde dolaşıyordu.
Tangamı yana çekti ve ağzını amıma dayadı. Bu
beni bitiren bir hareketti. Elimle başını amıma
bastırıyordum. Bir süre sonra inleyerek boşaldım.
Adam beni doğrulttu, boynumu ve
omuzlarımı öpmeye başladı. Beraber ayağa kalktık.
Üzerimdeki elbiseyi sıyırıp ayak bileklerime bıraktı.
Tekrar öpüşmeye başladık. Boynumu ve kulak memelerimi
yalıyordu. Daha sonra bir elini kalçalarıma götürdü ve sıkmaya
başladı. Bir taraftan diğer eliyle göğsümün birini
sıkarken, diğerini emiyordu. Acayip olmuştum. Sonra
aşağıya inip, kasıklarımı öperek tangamı
çıkardı. Adamın karşısında
çırılçıplak kalmıştım. Ayağa kalktı ve
“Sıra sende!” dedi. Ben de adamın boynu öperek
gömleğini çıkardım. Vücudunu öperek atletini çıkardım.
Bir süre öpüştük, daha sonra beni omuzlarımdan bastırıp
önüne diz çöktürdü. Elim fermuarının üzerindeydi. Yarağı
taş gibi olmuştu. Fermuarını ve kemerini açtım,
pantolonunu aşağıya doğru sıyırdım. Bacaklarını
öperek yukarı doğru çıktım. Külodunu aşağıya
doğru sıyırken kasıklarını öpmeye
başladım…
Adamın yarağı dimdik önümde
duruyordu, kocamınki kadar kalındı, ama biraz daha uzundu. Elime
alıp sıvazlarken, aynı zamanda da taşaklarını
yalıyordum. Taşaklarını emmeye başladım.
Yarağı taş gibi olmuştu. Taşaklarından
yarağının kafasına doğru dilimle hareketler yapmaya
başladım. Bir taraftan onu seyrediyordum. Gözlerini
kapatmış inliyordu. En sonunda yarağının
kafasını ağzıma aldım ve emmeye başladım.
İki eliyle başımı yarağına
bastırıyordu. Bir süre kafasını emdikten sonra
boğazıma kadar sokup çıkarmaya başladım. Ben de
yalamaktan hoşlanmıştım ve tekrar amım
sulanmıştı. Adamın sikini ağzıma sokup
çıkartırken adamın yarağının iyice
sertleştiğini ve damarlarının dışarı
çıktığı hissetim. Boşalacaktı. Ağzıma
boşalmaması için ağzımdan çıkarttım ve elimle 31
çekmeye başladım. Bir anda inleyerek ve
hırıltılarla boynuma ve göğüslerime doğru
fışkırtmaya başladı döllerini…
Sonra divana oturdu. Ben vücudumdaki dölleri temizlemeye
çalışırken, “69 yapalım!” dedi. Kendi
sırt üstü yere uzandı, ben de tersten üzerine oturdum. O benim amımı yalarken, ben de onun
yarağını yalıyordum yeniden. Bu sefer
parmaklarını da kullanıyordu. Yarağı tekrar
kalkınca kalçalarıma vurup beni üzerinden kaldırdı. Bu
sefer o yerde sırt üstü yatarken, beni yarağının üzerine
oturttu. Kocaman yarağını sulanmış amım
bir anda içine aldı. Taşaklarını kalçalarımda
hissediyordum. Elleriyle kalçalarımdan tutmuştu. Çılgın
gibi üzerine oturup kalkıyordum. Bir süre bu şekilde devam ettikten
sonra ona, “Hadi sırtüstü yatır beni!” dedim. Beni
sırtüstü halıya yatırıp, bacaklarımı koltuk
altlarına aldı. Yarağını amıma
dayadı ve ilk hamlesinde amıma girdi. Üzerime abanınca,
bacaklarımı havaya kaldırıp beline doladım. Amım
bütün yarağını kavramıştı. Bir taraftan
öpüşüyor, bir taraftan göğüslerimi sıkıyordu. Hareketleri
hızlanmıştı. Ben kaçıncı sefer
boşaldığımı bilmiyordum.

Telefonda hep beni
domaltacağını söylerdi. “Domalayım mı?”
dedim. Adam üzerimden kalkıp beni domalttı. Tekrar amıma
girip, gidip gelmeye başladı. Bu pozisyonda da
boşalmıştım. Amımı sikerken biryandan da
kalçalarımı oğuşturuyordu. Bir ara baş
parmağının birinin göt deliğimde
dolaştığını hissetim ve “Oradan olmaz!”
dedim. “Olur olur, zaten götten vermişsin, bir de ben gireyim, korkma
acıtmam!” dedi. Götümün deliğini bir
süre tükürüğü ile okşadı, sonunda amımdan
çıkardığı yarağını götüme dayadı. Kocam
bir gün önce siktiğinden götüm açılmıştı.
Yarağı da amımın sularıyla
sırılsıklam olduğu için, ilk yüklenmesinde
kafasını götüme soktu. O anda hem benden, hem adamdan inleme sesi
çıktı. Yarağını geri çekip, tekrar yüklenince götüm
adamın yarağının hepsini içine aldı. Bu sefer
taşaklarını amımda hissediyordum.

Yaklaşık 15-20 dakika
götümü siktikten sonra, yarağını götümden çıkarıp
kalçalarıma doğru fışkırtmaya
başladı. Ben de elimle adamın döllerini kalçalarıma
sürüyordum. Fazlalıkları da göğüslerimi
okşayarak göğüslerime sürdüm. Adam bir süre yerde uzandıktan
sonra kalkıp giyinmeye başladı, ben de çıplak olarak divana
oturdum. Adama, “Muradına erdin mi?” dedim. “Çok
güzeldi!” diyerek gelip dudaklarımdan beni öptü. Külodumu giymeden
elbisemi üzerime geçirdim ve adamı yolcu ettim.

Adam gittikten sonra,
kocamı saklandığı yatakodasından
çağırdım. Halen heycandan tüm vücudum titriyordu. Kocam bana
sarılıp dudaklarımdan öptü ve hoşuma gidip gitmediğini
sordu. “Doğrusunu istersen çok hoşlandım, ama umarım
başımıza iş açmayız!” dedim. “Birşey
olmaz merak etme!” dedi. Kendisi de bizi
seyrederken iki kere boşalmış, “Sana bir sürprizim
var!” dedi. Ben de, “Yeter artık, sürpriz falan
istemiyorum!” dedim. Ama kocam salondaki dolaba doğru
gitti ve elinde bir kamerayla geldi. “Sakın bizi çektiğini
söyleme!” dedim. “Evet, çektim!” dedi. Oturup bilgisayara
bağladık ve seyretmeye başladık. Önce utandım, ama
sonra ilk porno filmimi seyrederken kendimi porno yıldızı gibi
hissettim. Tabii filmi izledikten sonra da çılgınca
sikiştik
Ben Fulya, 27 yaşında, evli bir bayanım. Herşey eşimle sevişirken eşimin kurduğu fantazilerden sonra oldu. Eşim sevişirken hep (bir Masörün benim çıplak vücuduma masaj yaparak beni okşadığını ve sonra da siktiğini) hayal ettiğini söylerdi. Eşimin fantazisini denemek için yanıp tutuşuyordum.
Birgün tanınmış bir otelin saunasına gittim. Giysilerimi çıkartıp üzerime bir havlu alıp, masaj odasına girdim. İçerdeki masör yatağı gösterdi ve ben yüzüstü uzandım. Üzerimde sadece kalçalarımı örten bir havlu vardı ve ben ilk kez bir erkeğe masaj yaptıracağım için heyecanlıydım. Masör yavaş yavaş omuzlarımdan başlayıp aşağılara doğru inmeye başladı. Elleri vücudumda dolaştıkça ben ıslanıyordum. Sonra, “Müsadenizle…” diyerek havluyu kaldırdı. Erkekleri baştan çıkaran geniş ve çıkık kalçalarım tamamıyle meydandaydı. O an masörün yüzünü görmeyi çok istiyordum ama dönüp bakamadım.
Genç masör sırtımı ve bacaklarımı ovdukça ben eriyordum. Öylesine tahrik olmuştum ki amımın suları yatağı ıslatmıştı. Kalçalarımı hafifçe yukarı kaldırarak bacaklarımı biraz araladım. Biliyordum ki şimdi bacak aramdan amımı rahatca görebiliyordu. Elleri bacaklarımı ovarken arada bir parmağı amıma değiyordu. Çıldıracaktım… Beni sikmesini çok istiyordum ama kafamdaki baskı beni engelliyordu.
Masajdan sonra kremleme faslına geçti. Sırtımı ve bacaklarımı güzelce kremledi. Kremi vücuduma yayarken yandan göğüslerime dokunuyor, bacak aramdan amımı parmaklıyordu. Bir ara, biraz elimde olmadan biraz da bilinçli bir, “Ohhhhh!” çektim. Masör, “Memnun musunuz?” diye sordu. “Harika!” dedim. “Hoşunuza gidiyor mu?” dediğinde, “Evet, durma!” dedim. “Dilerseniz dönün, vücudunuzun önünü de kremleyeyim!” dedi. Artık ne baskı ne de başka birşey umurumda değildi. Döndüm, sırtüstü uzandım. Şimdi tertemiz amım ve göğüslerim gözlerinin önündeydi. Üzerime atlamamak için nasıl sabrettiğine şaşıyordum. Ama yarağının patlamak üzere olduğu shortundan açıkça belli oluyordu…
Omuzlarımdan başlayarak aşağılara inmeye başladı. Sanki masajın bir parçasıymış gibi göğüslerimi ovalıyor beni çıldırtıyordu. Amıma yaklaştığında bacaklarımı iki yana ayırdı. Bir an üzerime uzanıp beni sikeceğini düşündüm. Ama genç masör ustalıkla işine devam ediyor ve bacaklarıma krem sürmeye devam ediyordu. Elleri apışaramda dolaşırken amımdan akan sular dikkatinden kaçmadı ve “Çok güzel bir teniniz ve vücudunuz var.” demekten kendini alamadı. İçimden (Salak oğlan, elinin altındayım siksene beni!) diyordum. Apış aramdaki parmaklar amımı yoklayıp dururken “Şimdi duşa geçebilirsiniz.” dedi…
Delirmiştim adeta ve sikilme hayalim suya düşmüştü. Üzerime havluyu almadan, çırılçıplak bir şekilde masadan kalktım ve müthiş kalçalarımı sallayarak duşa yürüdüm. Kendimi ılık suyun altına bıraktığımda su adeta ateşle buluşuyordu. Elim amıma gitti, yanıyordum. Birden duşun kapısı açıldı. Genç masör çırılçıplak kapıdaydı. Demek ki beni aşırı dercede azdırmakmış amacı. Yeni görüyormuş gibi vücudumu süzüyordu. Kapıda beni süzerken gözlerim patlayacakmış gibi duran muhteşem yarağına ilişti. Gerçekten çok güzel biçimli bir yarağı vardı ve bu yarak içime girmeliydi.
Usulca yaklaştı ve vücudumu okşamaya başladı. Dayanamadım ve dudaklarına yapıştım. Kırk yıllık sevgilimle öpüşüyor gibiydik. Öpüşürken elleri vücudumun her yerini okşuyor, yarağı amıma çarpıp duruyordu. Birden arkamı çevirdi ve beni domalttı. Yarağını göt deliğime dayayarak usulca içeri itti. Koca yarak götümün derinliklerinde kaybolmuştu. Ritimle pompalıyordu götümü ve tahmin edemiyeceğim kadar zevk alıyordum. Çok geçmeden götümün derinliklerine fışkırdı. Demek ki çok doluydu. İçimden çıktı, yarağını yıkadı ve beni elimden tutarak dışarı çıkardı. Menileri götümden çıkyor ve bacaklarımdan süzülüyordu.
Beni kibarca az önceki masaj masasına yatırdı, bacaklarımı açtı ve başını bacak arama sokarak amımı yalamaya başladı. Aman tanrım olamazdı böyle zevk. Şiir gibiydi adeta. Dilini amımın içine sokuyor, klitorisimi hafifce dişliyor ve bir eliyle de göğüslerimi okşuyordu. “Yarağını yalamak istiyorum.” dedim. Sırt üstü uzanarak beni ters şekilde üzerine aldı, 69 olduk. Domalmış kalçalarımın arasından şişmiş amımı emip yalarken, o muhteşem yarağı da ağzımı doldurmuştu. Yarağını o kadar iştahla emip yalıyordum ki, arada bir inlemeleri geliyordu kulağıma. Benim yakışıklı genç masörüm amımı diliyle sikerken iki kez boşaldım…
Şimdi artık bu harika yarağı amıma almak istiyordum. Kalktım ve yarağı şefkatle okşayarak amıma yerleştirip kendimi üzerine bıraktım. Ohhh… İnanılmazdı ve ben adeta uçuyordum. Harika yarak amımı pompalarken üzerine eğildim ve dudaklarına yapıştım. Hem dudaklarımı harika öpüyor, hem de amımı harika sikiyordu. Yarağı amımın içindeyken iki kez daha boşaldım. Artık elimi oynatacak halim kalmamıştı… Duşumu aldım, o sevgili dudaklarına öpücük kondurarak teşekkür ettim ve havluya sarılarak giyinmek üzere soyunma odasına geçtim.

Sevgili kocama beni bu mükemmel şeye fantazileriyle ittiği için içimden teşekkürler ediyordum. Sexi çok seviyordum ve artık tabularımdan, zihnimdeki baskılardan kurtulmuştum. Cinsel özgürlük beni bambaşka yapmıştı. Çok sık olmasa da daha sonra farklı kişilerle farklı ilişkiler de yaşadım. İnanırmısınız, bu ilşkiler sonrası kocamla seks ilişkim bile daha güzelleşti. Yaşasın özgürlük, yaşasın cinsel arzular! 

 Patron o iki Nijeryalı’nın ağarlanması işini bana yüklediğinde, doğrusu biraz canım sıkılmıştı ilk başta. Çünkü normalde tatilim başlamak üzereydi ve karımla birlikte iki haftalık bir süreyi, kafamıza göre eğlenerek geçirmek için, Mikonos’da yer ayırtmıştım. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Çaresiz havaalanına gidip onları karşılayarak başladım işe.

Zencilerin yaşını tahmin etmek her zaman zordur. Bu sefer de öyle oldu benim için. Uçaktan inen iki kişi, bizim firmaya mal satacak olan Nijerya firmasının üst düzey yöneticileriydiler. Çok şık giyinmişlerdi.İkisinin de tenleri neredeyse siyahtı tabii. İkisinin de kıvır kıvır ve kısa kesilmiş saçları vardı. İkisinin de vücutları sırım gibiydi. Hatta boyları bile, neredeyse aynıydı. İkisi de, dev gibiydiler. Birinin adının Diop, öbürününkinin ise Geile olduğunu orada öğrendim.

Onları alıp, önceden yer ayırttığımız The Marmara Oteli’ne götürdüm. Akşam olmak üzereydi. Plana göre, otelin terasındaki restoranda, birlikte yemek yiyecektik o akşam. Ama aklım karımdaydı bu arada. Tatilin gecikmesi yüzünden zaten son derece bozuktu. Bu nedenle, o akşam onu da yemeğe getirmeyi kararlaştırmıştım. Yemekten sonra da, adamlardan kurtulup bir yerlere eğlenmeye gideriz diye düşünüyordum. Bir kaç saat sonra buluşmak üzere sözleşip arabaya atladım ve doğruca eve gittim.

Karım yatak odasında giyinmekle meşguldü içeri girdiğimde. Bara gidip, ona ve kendime birer viski hazırladım. Aynı anda da salona geldi karım. Onu gördüğüm anda, her zaman olduğu gibi sikim kalkmaya başladı yine. Başka türlü olmasına da imkan yoktu zaten.

Gümüş rengi parlak ve incecik kumaşı kaygan bir giysi geçirmişti sırtına. İncecik askılar tutuyordu giysiyi. Kolları, omuzları ve memelerinin üstüne kadar göğsü meydandaydı. İri birer portakal büyüklüğündeki memelerin tüm hatları belli oluyordu kumaşın altından. Meme uçlarını, ince kumaşı birer düğme gibi kabartmıştı. Giysi, karnına ve kalçalarına sıkı sıkı yapışıyor, incecik belini ve sonra birden genişleyen kalçalarını, insanın gözüne sokuyordu sanki. Hafifçe bollaşan eteği dizlerinin biraz üstünde bitiyordu. O başdöndürücü güzellikteki çıplak bacakları, aklımı başımdan almıştı yine. Ayaklarındaki alabildiğine yüksek topuklu dekolte ayakkabıların bantları, giysisiyle aynı renkteydi. Onların ayağından çıkmasına engelleyen bir parmak kalınlığındaki bilek bağları yüzünden, bir kısrak gibi görünüyordu gözüme.

Yanıma gelip viski bardağını elimden aldı ve geri dönüp salonun ortasına yürüdü yine. Kalçalarının incecik kumaşın altında kımıl kımıl oynayarak çalkalanması, sikimin kazık gibi kesilmesine yetti de arttı bile. Külotu olmadığını biliyordum. Hiç bir zaman ne sutyen, ne de külot giymezdi zaten.

– “Biraz aşırı olmamış mı kıyafetin…” diye sordum ona.

– “Kusura bakma ama, senin misafirlerin yüzünden keyfimi daha fazla kaçırmak niyetinde değilim…”

Sesimi çıkarmadım. Haklıydı. Bir yıldır bu tatili bekliyordu o da. Şimdi gidemediğimiz için kızgındı ve tepkisini, böyle aksilik yaparak gösteriyordu işte. Evden çıkıp arabaya bindik. Levent’ten Taksim’e gitmek yarım saatimizi aldı. Doğru terasa çıktık karımla. Telefon edip Nijeryalı misafirlerimizi de yukarı çağırdım. Beklemek için bara gidip, taburelere oturduk ve aperatif niyetine, birer viski söyledik kendimize.

Yaklaşık beş dakika sonra, birlikte geldiler Nijeryalı’lar. Onlara el salladığımı görünce de, doğruca bara yöneldiler. İkisinin de gözü, daha ilk andan itibaren karıma dikilmişti. Haklıydılar tabii. Yütsek bar taburesinin üstünde bacak bacak üstüne atıp otururken, eteği iyice sıyrılmıştı karımın. Bembeyaz bacakları, tüm baştan çıkarıcılığıyla meydandaydılar. Onları tanıştırdım. Sonra da, birer viski söyledim zencilere de. Sohbete koyulduk.

Yaklaşık yarım saat sonra, karımın onlardan hoşlandığı yargısına varmaya başlamıştım. Nijeryalılar ise karımın içine düşmüşlerdi adeta. Oturduğumuz taburelerin önünde ayakta duruyorlardı ikisi de. Bu yüzden karımla ben de, yüzümüzü onlara doğru dönmüştük. Böylece karımın bacakları adamların gözüne girmiş oluyordu adeta. İkisinin de gözlerinin, karımın üstünde dolaştığını, saçının telinden ayak parmaklarının ucuna kadar, vücudunun her yerinde gezindiğini görebiliyordum. Birden bu durumun bana müthiş bir heyecan vermekte olduğunu farkederek şaşırdım. Öyle ya, normalde bundan rahatsız olmam gerekirdi.

Sonra bizim için hazırlanan masaya geçip yemek faslına başladık. En köşedeki masayı seçmiştim. Boğaz manzarasını engellememek için, cam tarafına iskemle konmamıştı. Dördümüz de, yarım daire biçimindeki büyük kanapede oturuyorduk. Bir uca Nijeryalı’lardan biri oturmuş, onun yanına karım geçmiş, sonra da öbür Nijeryalı oturmuştu. Ben de öbür uçtaydım.

Yemek süresince, yine büyük ilgi gösterdiler karıma zenciler. Onlar akla gelebilecek her konuda konuşuyor, karım ise genelde Nijerya, Afrika ve oradaki yaşamla ilgili şeyler soruyordu. Beni biraz devre dışı bırakmış gibiydiler ama aldırmıyordum. Onun yerine, içimdeki heyecanı kontrol etmeye çalışıyordum sürekli. Nijeryalı’ların karıma bakışları ve davranışları, onların ne düşündükleri hakkında en ufak bir kuşkuya yer bırakmayacak kadar açıktı benim için. Acaba karım da farkında mıydı bunun? Kendini konuşmalara kaptırdığı ve mutlu olduğu açıkça belliydi.

Yemek bittiğinde, üç şişe şarap tüketmiştik. Yaşadıklarım, sikimin alabildiğine kalkmasına neden olmuştu ve buna hala şaşıyordum. Ama kalktığımızda her şeyin biteceğini düşünerek üzülmeye de başlamıştım. Sonra birden çözüm yolunu buluverdim ve hepsine birden, terasın öbür tarafındaki gece kulübüne geçmeyi önerdim. İlk kabul eden karım oldu. Zenciler de, ona katıldılar hemen. Hesabı ödeyip masadan kalktık ve gece kulübüne doğru yürümeye başladık.

Karım en önde yürüyordu ve onu arkadan seyretmek, benim için olduğu gibi, Nijeryalı’lar içinde de büyük bir zevk oluyordu tabii. Otururken hafifçe terlemiş olmalıydı ki, eteği şimdi kalçalarına yapışmış, hatta biraz aralarına girmişti. Kalçaları, attığı her adımda, müthiş bir baştan çıkarıcılıkla çalkalanmaktaydılar. Birden, onun durumun farkında olduğunu ve hatta gayet bilinçli hareket ettiğini anladım. Bu da, heyecanımın bir anda ona katlanmasına neden oldu yalnızca. Sikim zonklamaya başlamıştı artık. Elimi pantolon cebime sokup, durumu gizlemeye çalıştım.

İçeri girdiğimizde boş masalar vardı ama, karım doğru bara yürüdü ve hepimiz onu izledik tabii. Sonra, yüksek bar taburelerinden birine çıkıp oturdu. Bacaklarını gözümüze sokmuştu yine. Viskilerimizi ısmarladım. Bu arada zencilerin kendi dillerinde konuşmaya başlamışlardı. Ne söylediklerini elbette ki anlamıyordum ama, nedense karım hakkında konuştuklarından emindim. Arasına ondan yana bakışlar atmalarıydı beni böyle düşündüren. Durumu fırsat bilip, ben de karımla konuşmaya başladım.

– “İyi misin bebeğim..?”

– “Oh çok iyiyim… Çok eğleniyorum…”

– “İyi… Buna sevindim işte…”

– “Ya sen..?”

– “Ben de eğleniyorum… Daha doğrusu, eğlenmek değil tam da, değişik bir şey işte… Ama keyifli oluğunu itiraf etmem lazım…”

Bir an öyle gözgöze bakıştık karımla. Acaba ne anlatmak istediğimi anlamış mıydı? Ama Nijeryalı’lar daha fazla konuşmamıza izin vermediler. İlgileri yeniden karıma yönelmişti. Tıpkı yemekten önce olduğu gibi, ikimiz oturuyorduk, zenciler ise önümüzde ayakta duruyorlardı. Konuşurken, viskileri peşpeşe yuvarlamayı da sürdürdük tabii.

Karımın sarhoş olmaya başladığını görebiliyordum. Fazla içki kaldırmazdı zaten. Ama beni bundan daha çok ilgilendiren, içkinin onun üstünde bir çeşit afrodisyak etkisini yaptığını bilmemdi. Şimdi de, çalan müziğin hızlı ritmine kendini kaptırmış, oturduğu taburenin üstünde sallanmaya başlamıştı. Geile, fırsatı hemen değerlendirdi ve onu dansa davet etti. Hemen kabul etti karım. Zencinin önünde piste doğru yürürken, kalçaları daha çok çalkalanmaya başlamıştı sanki.

Sohbete, Diop’la devam ettim ben de. Ama göz ucuyla piste, daha doğrusu zenciyle dansetmekte olan karıma bakıyordum. Müzik hızlıydı. Karım güzel ansederdi zaten. Geile ise, çok güzel dansediyordu doğruyu söylemek gerekirse. Tüm zenciler gibi, vücudu, müzik ve ritimle yoğrulmuştu sanki. O böyle olunca, karım da iyice kaptırdı kendini tabii. Sonuçta ortaya, yalnız benim değil, hemen herkesin seyrettiği müthiş bir şov çıkıverdi.

Uzun uzun dansettiler. Sonra tuvalete gitme ihtiyacını hissettim birden. Yerimden kalkıp dışarı çıktım. Geri dönmem, yaklaşık beş dakikalık bir zaman aldı. Tekrar içeri girdiğimde ilk dikkatimi çeken, müziğin yavaşlamış olması oldu. Piste baktığımda, karımla Geile’nin hala orada olduklarını gördüm. Ama işler epey değişmişti şimdi. Nijeryalı iki koluyla karımın benine sarılıp onu iyice kendine çekmişti. Karım da, kendini onun kollarına tümüyle bırakmış görünüyordu. Tüm vücudu, zencinin dev gibi vücuduna yapışmıştı. Bir anda kalktı sikim. Sonra bara göz attım. Diop da, oturduğu yerden onları seyrediyordu. Beni görmemişti. Bir adım geri atıp, onunla aramıza bir sütun soktum. Sonra tüm dikkatimi karımla Geile’ye verdim.

Tuvalete gitmek için salondan çıktığımda müthiş güzel dansediyordular. Şimdi ise yaptıkları dans olmaktan çok uzaktı. Olup biteni tam anlamıyla kelimelere dökmek gerekirse, zencinin karımı ayakta siktiğini söyleyebilirdim yalnızca. Karımın bundan müthiş memnun olduğunu da görebiliyordum. Gözlerini kapamıştı. Başı, Geile’nin ancak boynunun hizasına geliyordu. Orada öyle durup, iki parça boyu hafif hafif salınışlarını izledim. Sikim zonklamaya başlamıştı yine. Tanrım ne oluyordu bana böyle. Ayı gibi bir zenci, gözlerimin önünde karıma sarılmış, büyük bir olasılıkla iyice kalkmış sikini onun vücuduna yaslamış, ayakta sikiyordu gözlerimin önünde. Ve ben buna kızacak yerde tahrik oluyordum.

Sonra müzik yeniden hızlandı. O zaman ayrıldılar birbirlerinden. Bara doğru yürümeye başladıklarında, ben de yürüdüm. Yarı yolda karşılaştık. Geile’nin pantolonunun önündeki kabarıklık, gözden kaçacak gibi değildi. Tanrım, kocaman bir siki vardı herifin. Bu benim daha da çok heyecanlanmama neden oldu nedense. Bir taraftan da karımın yanaklarının kızarkmış olduğunu görebiliyordum. O da heyecanlanmıştı. Ama bu normaldi. Dakikalardır bu dev gibi zencinin kollarında erimiş, görünüşü bile müthiş o kocaman sikin vücuduna yaslandığını hissetmişti.

Birlikte bara döndüğümüzde, Diop hemen Geile’yle konuşmaya başladı yine. Karım da tekrar tırmandı yüksek bar taburesinin üstüne. Bunu yaparken, bacakları bir an için de olsa iyice aralandı ve gözlerim müthiş bir şeyi yakaladı. Bacaklarının iç tarafları ıslanmıştı. Bir zevk dalgasının karnımın içini sarmasına neden oldu bu durum. Tanrım, amının suları akmıştı bacaklarına.

Geile’nin Diop’a neler anlattığını bilmiyordum tabii. Ama bir şeyler anlattığı kesindi. Çünkü müzik yeniden yavaşa döndüğü anda, karımı dansa kaldırıverdi. Ne olacağını merak ediyordum ama, yanıt almak için fazla beklemem gerekmedi. Daha ilk anda sarılıverdi Diop karıma. O da, hiç itiraz etmeden bıraktı kendini. Az önce, müthiş tahrik olarak seyrettiğim şeyler, bir kez daha tekrarlanmaya başladı.

Gece kulübünün kapanma saati gelene kadar kaldık orada. Tüm bu süre zarfında, tek bir yavaş müzik seansını bile oturarak geçirmedi karım. Ya Geile, ya da Diop onu piste sürüklediler her seferinde. Karımın defalarca ayakta sikildiğine tanık oldum o gece. Üstelik her seferinde, bir öncekinden bir adım ileriye gidiyordu işler. Her seferinde biraz daha çok sikişe benziyordu yaptıkları. Sonlara doğru, Nijeryalı’ların elleri de devreye girmeye başladı. İri, kapkara eller, karımın vücudunda dolaşmaya başladı.

Heyecanım her seferinde biraz daha artıyor, karım her geri döndüğünde onun yanaklarının biraz daha kızarmış olduğunu görmek ise bu tırmanışın on kez daha hızlanmasına neden oluyordu. Ama sonunda gece kulübün kapandı ve çaresiz kalktık. Nijeryalı’lar, bizimle birlikte aşağı, lobiye kadar indiler. Ama orada vedalaştık ve karımla garaja inip arabaya bindik.

Eve kadar konuşmadık ikimiz de. Düşüncelere boğulmuştum. Karımın da öyle olduğundan kuşkum yoktu. Hiç beklenmedik bir biçimde ve zamanda, müthiş şeyler yaşamışık ikimiz de. Şimdiye kadar hiç olmamış şeyler. Hatta olabileceğini aklımızın köşesine bile getirmediğimiz şeyler. Şaşkındım doğrusu. Bütün bunlara kızmak yerine müthiş tahrik olmaktı beni şaşırtan. Karım da şaşkındı anladığım kadarıyla. Onun da, gece boyunca müthiş tahrik olduğu kesindi. Ve şimdi benimle başbaşa kalınca, bu durumun şaşkınlığını yaşıyor olmalıydı.

İşin garibi, bunları düşünürken, sikimin biran için bile inmemiş olmasıydı. İnmek ne kelime, sanki giderek daha çok kalkıyordu. Eve ulaştığımızda, karım önde ben arkada, doğruca salona girdik. Karım barın önüne gitti. Arkadan ona sokulup sarıldım. Kazık gibi kesilmiş sikimin kalçalarına dayandığını hissettiği anda döndü karım. Kolları boynuma dolandı ve bir anda, müthiş bir hırsla öpüşmeye başladık. Karnını sikimin üstüne bastırmış, kalçalarının hafif hafif oynatmaya koyulmuştu. Onu belinden tutup kaldırdım ve barın önündeki yüksek tabureye oturttum. Birbirimizin gözlerinin içine baktık.

– “Hoşuna gitti mi bu gece bebeğim…” diye sordum sonra da.

– “Ohhh evet sevgilim… Herşey çok güzeldi…”

– “Bence de öyle…”

Elimi karımın bacaklarının arasına soktum. Bu temas, onun dizlerini iyice aralamasına neden oldu. Eteği kalçalarına kadar sıyrılmıştı şimdi. Bacaklarının arası, sırıl sıklam ıslak ve yapış yapıştı. Oraları okşamaya başladım.

– “Hoşuna gittiğini görebiliyorum…” dedim.

– “Ohhhh…”

– “Zenciler acayip, değil mi..?”

– “Ohhh evet…”

– “Neredeyse sikeceklerdi seni bebeğim…”

Birden donup kaldı karım. Bu kadar açık konuşmayı beklemiyordu her halde. Elimi biraz daha yukarıya çıkardım bacaklarının arasında, Vücudu titredi.

– “Ohhh…” dedi sonra da.

– “Acayip şeyler yaptılar sana…”

– “Ohhh evet sevgilim… Evet… Neredeyse sikeceklerdi beni… İkisi de sikmek istiyordu beni…”

– “Çok tahik oldum biliyor musun..?”

– “Farkındayım sevgilim… Ohhh farkındayım…”

– “Bana hiç aldırmadılar bile…”

– “Ohhh sikmek istiyorlardı beni sevgilim… Ohhhh beni sikmek istiyorlardı… Sikleri kocamandı ikisinin de… Tanrım, ne kadar kocamandı hem de…”

Parmaklarım amına ulaştığında şaşırdım. Kelimenin tam anlamıyla vıcık vıcıktı. Orta parmağımı, alabildiğine açılmış dudakların arasından içine kaydırdım. Tüm vücudu, daha da şiddetle titredi karımın. Bir eliyle omuzumu, öbürüyle kolumu tuttu. Sonra birden beli geliverdi. Şimdi tepeden tırnağa sarsılıyordu.

Elimi çekip, biraz kendini toplamasına izin verdim onun. Bu arada titreyen parmaklarla pantolonumun önünü açıp sikimi çıkardım dışarı. Ateş gibi yanıyor, zonkluyordu sikim. Karımın gözleri bu durumu yakaladı sonra. Yavaşça aşağı kaydı tabureden. Elini uzatıp sikimi tuttu.

– “Ohhh ne güzel kalkmış…” diye mırıldandığını duydum.

Parmakları sikimin çevresine dolanmıştı. Eli hareketlendi. Sonra yavaşça önünde diz çöktü. Şimdi dibinden tutmuştu sikimi. Dilini uzatıp zonklamakta olan başını yaladı. Elektrik çarpmış gibi oldum. Ağzı açıldı ve o güzelim dudakları dilinin yerini aldı. Tanrım, fırın gibiydi ağzının içi. Başını ileri bastırdı ve sikim neredeyse gırtlağına kadar girdi. Artık kendimi tutamıyordum. Birden top gibi patladım. Tüm gece boyu taşaklarıma dolup onları şişiren bellerim, ağzının içine fışkırmaya başladı. Büyük bir hırsla emiyordu karım. O emdikçe de, ben daha çok fışkırtıyordum sanki. Sonra onun da tekrar beli gelmeye başladı. Zevkten gözlerim kararıyordu. Düşmemek için tabureye tutunmak zorunda kaldım.

İkimiz de kendimizi topladığımızda, yatak odasına gittik. Kısacık bir süre sonra, çırılçıplak, yatağın üstündeydik. Sikim yine kazık gibiydi. Daha yeni belimi getirmiş olmam, hiç bir anlam taşımıyordu benim için. Peşpeşe iki kere getirmiş olan karım da benden farklı değildi. Birbirimizi okşuyor, ulaşabildiğimiz her yeri öpüyorduk. İkimiz de doymamıştık. Doyacak gibi de görünmüyorduk.

– “Onların beni sikmek istemeleri çok mu hoşuna gitti..?” diye sordu birden karım.

– “Çok…” dedim, “Acayip tahrik oldum biliyor musun..? Seni öyle dansla karışık kasnakladıklarında, neredeyse belim geliyordu…”

– “Ohhh anlat n’olur… Güzel mi görünüyordu..?”

– “Müthişti… Öyle ayakta sikiyorlardı seni… Ama sen de ayakta veriyordun…”

– “Ohhh evet sevgilim… Ayakta verdim onlara… İkisine de ayakta verdim… Ohhhhh…”

– “Hoşuna gitti mi bebeğim..?”

– “Ohhh hem de nasıl sevgilim… İkisiyle de belim geldi biliyor musun..? O kocaman siklerini karnıma dayadıklarında öyle tahrik oldum ki, ikisiyle de belim geldi… Belimi getirdiler…”

Artık dayanamıyordum. Dizlerimin üstünde doğrulup karımın bacaklarının aasına girdim. Biran önce sikmek istiyordum onu. Onun da benden aşağı kalır bir yanı yoktu bu arada. Bacakları bir anda belime dolandılar. Topuklarıyla kalçalarıma bastırıp beni kendine çekti.

– “Sik beni…” diye inledi sonra da, “Ohhh sik beni sevgilim… Sok sikini bana… Ohhh hadi n’olurnsun… Sik beni…”

Bundan başka bir istediğim yoktu zaten. Sikimin başı amının dudaklarına değdiğinde, sanki ateşe değmiş gibi oldu. Tek bir hamlede, dibine kadar geçirdim. Bu da onun, sarsıla sarsıla belini getirmesi için yeterli oldu. Sonra sikmeye aşladım onu. Müthiş bir hırsla karşılık veriyordu karım. Kolları ve bacaklarıyla, sımsıkı sarılmıştı bana. Vücutlarımız yapışıktı. O kütür kütür memeleri göğsümde ezilmişti. Ağızlarımız, birbirlerinden hiç ayrılmamak istiyormuş gibi kenetlenmişti. Kalçaları altımda, yukarı aşağı, sağa sola çalkalanıyor, amı sikimi sanki koparmak istermiş gibi sıkıyordu. Çılgın gibi sikişiyorduk. Öylesine müthişti ki, fazla dayanamadım. Belimi, amının en dibine fışkırtmaya başladığımı hissetiğinde o da kendini tutamadı daha fazla. Birlikte bulutların üstüne uçup gittik. Gözlerim kararmıştı.

Tekrar kendime gelmeme, kasıklarımdan başlayıp vücuduma yayılan ateş neden oldu. Yatakta sırtüstü yatıyordum. Karım ise bacaklarımın arasında dizlerinin üstünde duruyordu. Sikim ağzındaydı. Gözleri kapalı, zevkle emiyordu sikimi. Manzara o kadar tahrik ediciydi ki, karımın ağzının o inanılmaz sıcaklığıyla birleştiğinde, sikimin bir anda çatlayacak kadar kalkmasına neden oluverdi. Kısacık bir süre içinde iki kere belim gelmişti ama, işte bir anda yeniden kalkmıştı sikim.

Karım, istediği sonucu elde etmenin mutluluğu yüzünden okunarak doğruldu sonra. Ağzının yerini şimdi eli almıştı. Gözgöze geldik tekrar. Yüzünde öyle bir ifade vardı ki, seyretmeye doyamıyordum. Sonra ata biner gibi üstüme çıktı. Artık daha da vıcık vıcık bir hale gelmiş olan amı, sikimi bir anda yutuverdi. Öylece oturdu.

– “Çok güzelsin bebeğim…” dedim ona.

– “Ohhh…”

– “Çok da azgınsın…”

– “Evet sevgilim… Ohhh evet… Hep o zenciler yüzünden…”

– “Ama sen de onları mahvettin bu arada bebeğim…”

– “Ohhh evet… Siklerini kaldırdım…. Ah sevgilim bir bilsen ne kadar büyüktü ikisinin de siki…”

– “Belli oluyordu bebeğim…”

– “Şimdi ne yapıyorlardır acaba..?”

– “Ben onların yerinde olsaydım, seni düşünüp otuzbir çekerdim…”

– “Ahhh böyle şeyler söyleme sevgilim… Fena oluyorum…”

– “Neden..? Hoşuna gitmiyor mu..? Düşünsene onların odalarında yatağa yatıp, o kocaman siklerini okşayarak otuzbir çektiklerini… Seni hayallerinde sikerek otuzbir çektiklerini düşün onların bebeğim…”

– “Ooouuuvvv…”

3 Ayda 7 cm Penis Geliştirme – Erken Boşalma ve Ereksiyon Problemine Son

Beli geliyordu karımın. Kalçaları üstümde delicesine hareketler yapıyor, vücudu sarsılıyordu. Durulması uzun zaman aldı. Başı önüne düşmüştü. Onu yeniden ateşlemek için kalçalarımı yukarı kaldırıp bastırmam yetti yine de. Yeniden hareketlendi. Şimdi bacaklarından güç alarak sikimin üstüne oturup kalkıyordu. Amı bir nehire dönmüştü sanki. Sonra birden doğruldu. Sikim çıktı amından. Elini getirip onu yeniden tuttu ve biraz geriye kaydırıp, götünün küçük deliğine dayadı. Tam gözlerimin içine bakarak, yavaş yavaş oturmaya başladı yine. Her yer am sularıyla o kadar kayganlaşmıştı ki, yağ gibi kayıyordu sikim götünün içine. Yüzü zevkle çarpılmış, dudakları aralanmıştı.

Onun, götünden sikilmeyi ne kadar çok sevdiğini bildiğim için, hiç şaşmıyordum buna. Ama bu gece, her zamankinden daha değişikti nedense. Her zamankinden fazla zevk alıyordu karım. Dibine kadar aldı sikimi içine. Sonra yine hareketlendi kaçları. Sikim götüne girip çıkıyordu artık.

– “O zenciler…” dedi sonra da, “O zenciler, acaba götümü de sikmek istemişler midir sence sevgilim…?”

– “Bilmem…”

– “Mutlaka istemişlerdir bence… Ohhh mutlaka… O kocaman siklerini götüme de sokmak istemişlerdir… Ohhhhh…”

Şimdi hareketleri daha da hızlanmıştı. Hızla oturup kalkıyordu sikimin üstüne. Götü inanılmaz kasılmalarla açılıp kapanıyor, sikimi sanki sağıyordu Sikilmeye hiç doymayacak gibiydi bu akşam. O iki Nijeryalı zenci, karımı bir sikiş makinesine çevirmiştiler. Ellerimi uzatıp, kütür kütür memelerini avuçlarıma aldım. Ne kadar zevk aldığı, yüzünden açıkça belli oluyordu.

– “Ohhhh çok güzel sevgilim… Ohhh çok güzel… Ohhhhh… Ohhhhh…. Ahhh sikilmeye doyamıyorum… Çok güzel sevgilim… Ohhhhhh…”

Yine tutamadım kendimi. Belim, götünün derinliklerinde fışkırmaya başladı. Aynı anda karım da belini getirmeye başladı. Ama hareketleri durmamıştı. Hala sikimin üstüne oturup kalkıyor, sikimi bir en ucuna kadar içinden çıkarıyor, bir en dibine kadar kaybediyordu. O küçük deliğinin kasları öyle bir tempoyla açılıp kapanıyor, sıkışıp gevşiyordu ki, tohumlarımı, içimde bir damla bile kalmamacasına sağıyordu. Sonra göğsüme yığıldı. Sikim hala götünün içindeydi. Öylece uyuyakaldık.

Sabah gözlerimi açtığımda, hala uyuyordu karım. Onu uyandırmadan, sessizce kalktım yataktan. Duş yapıp giyindim ve yine sessizce çıktım evden. Son kez baktığımda, hala uyuyordu.

Gün işle dolu geçti. Ama zencileri otellerinden aldığım ilk andan itibaren, gece olanların dışında hiç bir şey kalmamıştı kafamda. Bereket ki, Nijeryalı’lar, neredeyse tüm gün boyunca patronla birlikteydiler. İş konuşacakları öğlen yemeğine de birlikte gitmişlerdi zaten. Akşam saatleri yaklaşırken, odamda yalnız başıma oturmuş, gece olanları düşünüyordum yine. Herşeyin özetini tek kelimeyle yapmak istediğimde, “müthiş” diyebiliyordum yalnızca. Aslında bir değil bir kaç müthiş birden vardı olayda. Karımın, tüm güzelliği ve çekiciliğiyle zencileri alabildiğine tahrik etmiş olması müthişti. Onların da karımı, gece kulübünün pistinde neredeyse sikmiş olmaları müthişti. Karımın bütün bu olanlardan inanılmaz biçimde tahrik olup, yorulmak bilmeyen bir sikiş makinesi haline dönüşmesi müthişti. Ama en müthiş olan benim duygularımdı. Olayın içindeki herkesten çok ben tahrik olmuştum. Nijernyalı’lar karımı sikebilmek için delirirlerken, ben onlardan da fazla delirmiştim neredeyse.

Sonra karımı alıp gitmiş ve iki Nijeryalı’yı, sikleri ellerinde, öylece bırakmıştım orada. İşin ilginci, şimdi bundan müthiş bir pişmanlık duymamdı. Eğer karımı gerçekten sikebilselerdi, daha da müthiş olacaktı her şey. Gözlerimi kapadığımda, onların simsiyah tenleriyle karımın beyazlığının neden olduğu kontrastı görebiliyordum neredeyse. Sikim yine kalkıp kazık gibi kesilmiş, neredeyse patlama noktasına gelmişti. Bir şeyler yapmak istiyordum. Zamanı geri getirmek, elbette ki mümkün değildi. Ama yeni bir şans yaratmak mümkündü elbette ki. Yalnız acele etmem gerekiyordu. Bir gün sonra gidiyordu zenciler.

Tam bunları düşünürken, sekreterim patronun telefonda olduğunu haber verdi. Yalnızca, Nijeryalı’larla bu akşam da ilgilenmem gerektiğini ve sabah da onları havaalanına götürmek zorunda olduğumu hatırlatmak için arıyordu. Telefonu kapattığım anda, kafamın içinde bir lamba yanıverdi birden. Yeni bir şans yaratmanın yolunu bulmuştum işte. Zencilere, karımı sikebilmeleri için, karıma, onlara verebilmesi için, bana da, bu işte nereye kadar gidebileceğimi ölçmek için bir şans yaratacaktım. Telefonu tekrar kaldırıp evi aradım.

– “Bebeğim…” dedim sonra da cevap veren karıma, “Divan’ı arayıp, dört kişilik yemek ısmarla eve… Geile ve Diop, bu akşam konuğumuz olacaklar…”

Birden bir sessizlik oldu telefonun öbür yanında. Karımın kafamdan geçenleri anladığına emin oldum bu nedenle. Ne söyleyeceğini bilemiyordu her halde.

– “Duyuyor musun bebeğim..?” diye üsteledim.

– “Duyuyorum da…”

– “Eeee…”

– “Emin misin..?”

– “Onları alıp eve yemeğe getireceğime eminim tabii… Buna çok sevineceklerine de eminim ayrıca…”

– “Ama…”

– “Ondan sonrasını bilmiyorum bebeğim…”

– “Peki…”

– “Tamam… Güzel bir şeyler seç olur mu..?”

– “Yemek için yani değil mi..?”

– “Yemek için de…”

Yine bir sessizlik oldu telefonun diğer ucunda. Ne söylemek istediğimi anlamaya çalıyor gibiydi sanki. Ona biraz yardımcı olmam gerekiyordu galiba.

– “Şimdi iyisi mi sen, bir kadeh bir şey içip biraz keyiflen önce…” dedim, “Böylece her şey daha iyi olur bana kalırsa… Hadi bebeğim…”

– “Peki…” dedi yine karım, ama telefonu kapatmadan da ekledi, “Eminsin değil mi..?”

– “Saat sekiz gibi görüşürüz…”

Telefonu kapadığımda, kalbim küt küt atıyordu. Şimdi önümde yaklaşık dört saatlik bir bekleme süresi vardı. Ama bu bana çok uzun görünüyordu nedense. Tanrım, nasıl vakit geçirecektim.

Saat yediye gelirken, Geile ve Diop’la birlikte ofisten çıktık. Onlara, akşam yemeğini evde yiyeceğimizi, arabada söyledim. Normalde, hiç bilmedikleri bir kente gelmiş iki insanın fazla hoşuna gitmemesi gereken bir durumdu bu. Ama önce yanımda oturan Diop’un gözlerinin parladığını farkettim, sonra da, dikiz aynasından Geile’nin ağzının kulaklarına vardığını. Herifler, karımla bir kez daha biraraya gelebileceklerini öğrenince, uçmuşlardı. Üstelik bu seferki buluşmanın kalabalık bir otelde değil, evimde gerçekleşecek olması da, onları memnun etmişti tabii. İşi saflığa vurup, hiç bir şey anlamamış gibi, arabayı kullanmayı sürdürdüm. Bir süre sonra, aralarında konuşmaya başladılar. Yine bir kelimesini bile anlamıyordum. Ama konunun karım olduğuna, adım gibi emindim nedense.

Önce otele gittik ve üstlerini değiştirdiler Nijeryalı’lar. Geri geldiklerinde, doğrusu şaşırdım biraz. İkisi de, memleketlerinde giyilen türden entariler giymişlerdi. Rengarenk, kumaşı incecik ve bol entariler. Tekrar arabaya binip eve yollandık. İki katlı villayı beğendiklerini söylediler. Aslında pek yeni değildi ama, böyle müstakil bir evde oturmak hoşuma gidiyordu. Arabayı garajın önüne çektim.

Karım kapıyı açtığında, küçük bir şok yaşadım. Ona telefonda “iyi bir şeyler seçmesini” söylerken, yemeğin yanısıra üstüne giyeceklerini ima etmiştim gerçi ama, bu kadarını da beklemiyordum doğrusu. Küçük beyaz benekleri olan incecik siyah krep jarseden yapılma bir giysi geçirmişti sırtına. Uzun bir atlet fanilasına benziyordu giysi. İçinde hiç bir şey olmadığını anlamamak için, eşek olmak lazımdı. Eteği, kalçalarını ancak örtüyor, bacaklarını olduğu gibi meydanda bırakıyordu. Ayakları da çıplaktı. Sikim bir anda kalktı yine.

Geile’yle Diop da tokat yemiş gibiydiler. Üçümüz birnden orada öylece durmuş, tam bir afet görünümündeki karımı seyrediyorduk yalnızca. İlk hareketlenen o oldu ve kenara çekilip bizi içeri davet etti. Sonra da önümüze düşüp, salona doğru yürüdü. Giysinin incecik kumaşı, o baştan çıkarıcı yusyuvarlak kalçalarının arasına girmişti. Onun kararını vermiş olduğunu anladım. Yarattığım bu şansı kullanmaya çalışacağı açıktı.

Hep birlikte bara gittik. Zenciler, barın önündeki koltuklara oturdular. karım da bar taburelerinden birine. Bense barın arkasına geçip, hepimize içki hazırlamaya koyuldum. Geile ile Diop, yine kendi dillerinde konuşmaya başlamışlardı.

– “Müthişsin…” dedim karıma.

– “İyi seçmişim değil mi..?”

– “Hem de nasıl… Herifler yemek yerine seni yemeği tercih edebilirler…”

– “Ben de yemek yerine başka şeyler yemeyi tercih edebilirim pekala…”

– “Öyle mi..? Ne mesela..?”

– “Sik sevgilim… Simsiyah, koskocaman zenci siki…”

– “Eğer böyle konuşursan, belim gelebilir…”

– “Ama ne yapabilirim ki..? İstiyorum işte…”

– “Duyduğuma göre, yemek üstüne daha iyi gidiyormuş o dediğin…”

– “Şaka yaptım zaten sevgilim… Önce yemek yiyeceğiz tabii… Ama sana son bir defa daha sormak istiyorum… Eminsin değil mi..?”

– “Neden soruyorsun bunu sürekli olarak bebeğim..? Emin olduğumu söyledim ya sana…”

– “Soruyorum… Çünkü şu anda bile öyle bir bakıyorlar ki bana, sanki her an sikebilirler beni… Çünkü sikecekler beni sevgilim… Çünkü onlara vereceğim… Çünkü kendimi onlara siktireceğim… Çünkü sen de seyredeceksin beni ikilirken… Çünkü kocaman, simsiyah zenci siklerini sokacaklar içime…”

– “Sus n’olur bebeğim… Gerçekten pantolon değiştirmek istemiyorum…”

Bereket ki, Diop o anda girdi devreye ve karıma birşeyler sordu İngilizce. Böylece ben de biraz rahatladım. Yoksa gerçekten belim gelebilirdi. Barın arkasında kalmayı yeğledim. Pantolonumun önü böyle çadır gibi kabarmışken, dışarı çıkmak istemiyordum. Benim yerime, karım verdi adamların viskilerini. Bunu yapabilmek için tabureden inmiş, sonra da geri dönüp tekrar oturmuştu. Bütün bunlar olurken nasıl bir manzara sergilediğini, onlara neler gösterdiğini görememiştim doğal olarak. Ama Geile’nin de, Diop’un da yüzleri, karımın onları iyice çarpmış olduğunu belli ediyordu.

Viskiler bittikten sonra, hep birlikte bahçedeki masaya geçtik. Zenciler, kare masada karşılıklı oturdular. Bu durumda, karımla ben de karşılıklı oturacaktık. Onlara rakı içmeyi önerdim. Türkiye’ye gelip de, rakı içmeden geri dönmek olmazdı yani. Ama asıl niyetim başkaydı tabii. Kafalar ne kadar iyi olursa, işler o kadar kolaylaşır diye düşünüyordum.

İki saate yakın sürdü yemek. Karım arada bir kalkıp mutfağa, bir şeyler getirmeye gidiyordu. Her gidişinde arkadan, her geri dönüşünde de önden görüntüsü, zencilerin de, benim de aklımıza başımızdan alıyordu. Masaya oturduğunda da, üçümüzde gözlerimizi giysisinin incecik kumaşın altından tüm hatlarıyla belli olan memelerinden alamıyorduk bir türlü.

Rakıyı zencilere idareli veriyordum. Onların zilzurna sarhoş olmalarını istemiyordum ne de olsa. Yalnızca biraz kafayı bulmalarını sağlamaktı niyetim. Bense, onlara göstere göstere, bol bol içiyordum. Elbette ki, benim içkiye ne kadar dayanıklı olduğumu bilmiyorlardı. İlerleyen saatlerde onları karımla başbaşa bırakmak gerekirse, bunun için en iyi yolun sarhoş olup bayılmış numarası yapmak olacağını düşünmüştüm.

Karım tekrar mutfağa gidip tatlı ve kahve getirmişti bu arada. Tatlı servisini yaptı. Sonra fincanlarımıza kahve doldurdu. Tam gözlerimin içine bakıyordu. Sanki bir şeyler anlatmak istiyordu ve ben anlamıyordum.

– “Biliyor musun sevgilim…” dedi birden, yüzünde çok sıradan birşey söylediğini düşündürecek bir gülümsemeyle, “İkisi de, sana çaktırmadan bacaklarımı okşuyorlar şu anda… Biri bir bacağımı, öbürü de öbür bacağımı…”

Yine taş gibi kesildi sikim. Ağzım o kadar kurumuştu ki, bir şey söyleyemedim ona. Yalnızca başımı salladım aptal aptal. Kafamı, masadan kalkana kadar da toplayamadım.

Sonra yeniden salona, barın önüne döndük. Karım taburenin üstündeki yerini aldı hemen. Ben de, herkese birer bardak rakı daha dolurdum. Ama bu sefer barın arkasında kalmak istemiyordum. Oradan, karımın zencilere seyrettirdiklerini göremiyordum çünkü. Herkese içkisini verip zencilerin yanına, koltuklardan birine oturdum ben de.

Manzara müthişti. Bacak bacak üstüne atmıştı karım. Bir ayağının parmaklarını, taburenin ayak dayama demirine basmıştı. Öbür ayağı ise havadaydı. Bacakları, kalçalarına kadar meydandaydılar. Giysinin eteği iyice sıyrılmıştı oturduğunda. Yaklaşık iki metre ötemizde, inanılmaz bir baştan çıkarıcılıkla oturmuş konuşuyor, bir şeyler anlatıyordu sürekli. Çenemi tutup, seyretmeye başladım. Aradabir, çaktırmadan zencilere de bakıyordum tabii. İlk kez içtikleri rakı nedeniyle, ikisi de umursamaz bir havaya girmişlerdi şimdi. Beni neredeyse tümüyle devre dışı bırakmışlardı yine. Bir taraftan karımla konuşuyor, bir taraftan da, onu gözleriyle sikiyorlardı.

Karımın görüntüsü, gerçekten de sik kaldırıcıydı. Çaktırmadan baktığımda, iki Nijeryalı’nın siklerinin de kalkmış olduğunu görebiliyordum. Giydikleri bol entariler nedeniyle pek o kadar göze batmıyordu bu ama, yine de belliydi. Benim durumum ise perişandı. Onların sikleri, yalnızca karımı seyrederken kalkmıştı, benimki ise hem karımı, hem de onları seyretmekten.

Oturduğum yerden karıma baradağımla, bana bir rakı daha vermesini işaret ettim. Barın arkasına geçebilmek için tabureden öyle bir indi ki, soluk alamadım neredeyse. Eteğinin arakısı, neredeyse beline kadar sıyıldı aşağı kayarken. Çıplak kaçı, omduğu gibi meydana çıktı, kısa bir an için de olsa. Sonra doldurduğu bardağı getirip bana verdi ve bize sırtını dönüp, kalçalarını çalkalayarak yeniden taburesine gitti. Şimdi babak bacak üstüne atmamış, iki ayağının parmak uçlarıyla, ayak dayşama yerine basmıştı. Dizleri birbirinden biraz aralık duruyordu. Nijeryalı’lar, şidi onun bacaklarının arasında eriyip gitmiştiler sanki.

– “Bacaklarını biraz daha aralarsan amın görünecek bebeğim…” dedim karıma, Türkçe konuşarak.

– “Biliyorum sevgilim…”

– “Ama benim yanımda sana bir şey yapabileceklerini sanmıyorum… Bir kadeh daha içip, sarhoş olmuş numarasıyla içeri gitmeyi planlıyorum… Tamam mı bebeğim..?”

– “Sen gider gitmez bunların beni sikeceğini biliyorsun değil mi sevgilim..?”

– “Hiç kuşkum yok…”

– “Seyredecek misin..?”

– “Seyredemezsem deliririm her halde…”

– “Kızmıyorsun bana değil mi..?”

– “Kızmak mı..? Neden..?”

– “Kendimi bu zencilere siktirmek istediğim için işte…”

– “Tabii ki kızmıyorum bebeğim… Seni çok seviyorum…”

– “Ben de seni sevgilim…”

3 Ayda 7 cm Penis Geliştirme – Erken Boşalma ve Ereksiyon Problemine Son

Geile ile Diop da, bizim konuşmamızı fırsat bilmiş, yine kendi aralarında bir konuşmaşa dalmışlardı. Tüm dikkatlerinin yeniden karıma yönelmesi için, onun bardağına uzanmak bahanesiyle biraz kımıldanması ve böylece bacaklarının daha da aralaması, yetti de arttı bile. Gerçekten de amı görünüyordu şimdi. İkisi de, huzursuz huzursuz kımıldandılar oturdukları koltuklarda. Rakımı kafaya diktim ve boş bardağımı havaya kaldırarak, bir tane daha istedim karımdan.

Bu sefer yerinden kalkıp barın arkasına geçmedi. Taburenin üstünde sırtını bize döndü ve iki ayağıyla taburenin ayak dayama yerine basıp ayağa kalktı. Sonra da, bar tezgahının üstünden arkaya doğru eğildi bardaklarla rakı şişesine uzanabilmek için. Bir an için heyacandan öleceğimi sandım. Böyle eğildiğinde, eteği kalçalarının üstüne kadar sıyrılmıştı ve çıplak kıçı, olduğu gibi meydandaydı. Sonra tepeleme doldurduğu bardağı bana getirmek için indi tabureden. Muzip gözlerle bakıyordu gözlerimin içine.

– “Müthişsin…” dedim ona, “Bu son yaptığın gerçekten müthişti…”

Yalnızca gülümsedi bana. Yanaklarının kızarmıştı. Onun da gittikçe daha çok heyecanlandığını farkediyordum. Ama asıl heyeanlanan bendim tabii. Öyle ki, zencilere bakıp, nasıl tepki verdiklerini izlemeyi bile unutmuştum heyecandan. Ama, onların da beni tümüyle unuttukları açıktı. Diop’un entarisinin önünde, akıl almaz büyüklükte bir kabarıklık meydana gelmiş olduğunu görebiliyordum. Geile ise öne eğilip dirseklerini duzlerine dayamıştı. Bu tek nedeninin, kalkmış sikini gizlemek olduğuna emindim.

Karım taburesine dönmüştü bu arada. Yeniden bacak bacak üstüne atarak oturdu. Üçümüz birden, yine onu seyretmeye başladık. Salonun havası, binlerce voltluk bir elektrikle dolmuş gibiydi artık. Harekete geçmenin zamanı gelmişti galiba. Bardağımı zencilere doğru kaldırıp, yine kafaya diktim. Biraz hayretle seyrediyorlardı beni. Rakının gücünü hissetmişlerdi şimdiye kadar. İkisi de, tam istediğim gibi, hafifçe kafayı bulmuştular. Benim, onların üzerinde böylesine etki yapan bir içkiyi peşpeşe kafama dikmeme şaşmaları normaldi. Gözlerindeki ifadeden, ne zaman yığılıp kalacağımı merak ettiklerini anlayabiliyordum. Hatta bakışlarında, merakın da ötesinde bir şeyin varlığını farkediyordum. Bu da istekti. Bir an önce bayılıp, devreden çıkmamı istiyordu Nijeryalı’lar.

Onlara fazla eziyet etmezsem iyi olacaktı. Boş bardağı yanımdaki küçük sehpanın üzerine bıraktım ve ve koltukta geriye kaykıldım. Şu andan itibaren sarhoş rolündeydim artık. Bu arada karım da rahat durmuyordu. Biraz önce bana rakı doldurmak için yaptığı numarayı, bu sefer kendi bardağını doldurmak bahanesiyle yapıyordu yine. Çıplak kalçaları, yeniden gözümüzün önündeydiler. Tabure üstünde yüzünü tekrar bize döndüğünde ise, dizleri birbirinden alabildiğine aralıktı ve amının dudaklarının alabildiğine şişmiş ve açılmış olduğunu bile gördük.

Büyülü havayı ben bozdum. Önce koltuktan kalkmaya çalıştım, sonra da bunu becerememişim gibi, gerisin geriye oturdum. Zencilerin gözleri parlamıştı.

– “Bir sarhoş oldum galiba…” dedim, kelimeleri yaya yaya, “Kusura bakmazsanız, gidip biraz uzanmak istiyorum…”

Kusura bakmayacakları kesindi. Bu arada karım da kalkıp yahıma gelmişti. Kolumdan tutup kalkmama yardımcı oldu. Birlikte üst kata, yatak odasına doğru yürüdük. Ama sarhoşluğum, salondan çıkar çıkmaz bitti tabii. Yatak odasının kapısında durup, birbirimizin gözlerine baktık karımla. İçerden, zencilerin sesleri geliyordu. Elimi uzatıp, karımın eteğinin altına soktum ve amını avuçladım. Tanrım, ateş gibi yanıyordu. Vıcık vıcık sulanmıştı.

– “Çok istiyorsun değil mi bebeğim..?” dedim ona, “Çok istediğin belli oluyor…”

Parmaklarımın temasıyla, daha da sulanmıştı amı sanki. Kalçaları, elinde değilmişcesine, ileri geri oynuyordu.

– “Ohhh evet sevgilim…” dedi, “Evet çok istiyorum…”

– “O zaman hadi git içeri bebeğim… İçeri git ve o çok istediğin şeyi elde et…”

– “Beni sikecekler sevgilim…”

– “Biliyorum bebeğim… Seni sikecekler…”

– “Senin de seyretmeni istiyorum sevilim… Hiç bir ayrıntısını kaçırmadan, nasıl sikildiğimi seyret istiyorum… O iki ayı gibi zenci beni sikerken seyret istiyorum…”

– “Söyledim ya, kaçırmaya asla niyetim yok bebeğim…”

– “Tamam o zaman… Gidiyorum aşağıya…”

– “Güle güle bebeğim…”

– “Seni çok seviyorum…”

Sonra arkasını döndü ve merdivenlere yürüdü karım. Ayakkabılarımı çıkarıp, ben de arka merdivenden hızla indim aşağıya. Onları seyredebileceğim en iyi yerin mutfak olduğunu biliyordum. Kocaman bir servis penceresi vardı mutfağın ve tüm salonu görüyordu. O kadar acele etmiştim ki, karım salona gelemeden ben oraya ulaşmıştım bile. Sonra o da geldi. Zenciler hala koltuklarda oturuyorlardı. Onların önünden geçip, neredeyse tüm gece boyu üstüne oturup şov yaptığı tabureye gitti yine. Ve öyle bir oturdu ki, Diop’un ağzından inlemeyle karışık bir hırıltı çıkmasına neden oldu. Yine bir ayağının parmakları taburenin ayak dayama yerindeydi. Öbür ayağı ise aşağı sarkıyordu. Dizlerinin arasındaki açıklık, en az otuz santim kadar vardı. Böyle oturunca, eteği beline kadar sıyrılmıştı ve amı, en ince ayrıntısına kadar meydandaydı şimdi.

Acaba, iki Nijeryalı’dan hangisi sikecekti önce karımı. Büyük bir merakla bakliyordum. Sonra Diop’un yerinden kalktığını gördüm. Dev gibi vücuduyla ayakta duruyordu şimdi. Entarisinin önünde, büyük bir çadır oluşmuştu. Bir kaç adımda karıma ulaştı. Bir elini doğrudan, onun aralık bacaklarının arasına uzattı. Kapkara ve kocaman eli, karımın dizinin iç tarafını tuttu. İşte başlamıştı seyretmek için büyük istek duyduğum sikiş.

Zencinin elinin teması, karımın vücudunun sarsılmasına neden olmuştu. Ama asıl tepkisi dizlerini daha da aralamak, kendini Nijeryalı’nın önünde tümüyle açmak oldu. Gözgözeydiler Diop’la. Sonra zenci eğildi ve yüzünü karımınkine yaklaştırdı. İkisinin de ağızları açıldı. Öpüşmeye başladılar. Zencinin, eli hızla yukarı çıkıyordu. Karımın elektrik çarpmış gibi titremesinden, sonunda o kapkara uzun parmakların amına ulaştığını anladım.

Gördüklerim başımı döndürmüştü. Bir gece önceden beri içimde kabarmakta olan bir yasak istekti, karımın bu iki Nijeryalı zenci tarafından sikilmesi. İşte şimdi de gerçekleşmek üzereydi. Sikim, tüm yaşamım boyu setleşmediği kadar sertleşmiş, kelimenin tam anlamıyla kazık gibi olmuştu. Titreyen parmaklarımla pantolonumun önünü çözüp, sikimi dışarı çıkardım.
Bu arada Geile’yi unutmuş olduğumu, ancak onun da karımın yaına sokulduğunu gördüğümde farkettim. Onun da entarisinin önünde, akıl almaz büyüklükte bir kabarıklık oluşmuştu. Bir elini uzatıp karımın alabildiğine açık bacaklarının iç taraflarını okşamaya başladığını gördüğümde, birden gerçek kafama dank etti. Tanrım, benim sandığım gibi birer birer değil, ikisi birden sikeceklerdi karımı. O kadar çok heyecanlanmıştım ki, neredeyse belim gelecekti.

Diop, arkadaşının geldiğini görünce, elini çekti karımın amından. Onun yerine, bir memesini avuçladı ve mıncıklamaya başladı. Geile de taburenin önünde eğildi ve elinin yerini, bir anda dudakları aldı. Simsiyah başı, karımın bembeyaz bacaklarının arasına girmiş, kasıklarına gömülmüştü. Gerçi göremiyordum ama, herifin kalın ve kara dudaklarının, karımın amının şişmiş ve açılmış dudaklarına yapıştığına emindim. İp kopmuştu artık. Bundan sonra olacakları kimse engelleyemezdi. Bulunduğum yerden ortaya çıkıp, onları vazgeçirmeye çalışsam bile, bunu başaramazdım. Doğruyu söylemek gerekirse, böyle bir niyetim de asla yoktu. Aksine, büyük bir heyecanla, olacakları bekliyordum.

Karım, iki kolunu da Diop’un boynuna dolamış, kendini tümüyle bırakmıştı. Kelimenin gerçek anlamıyla emişiyorlardı. Sonra Diop biraz doğruldu. Şimdi ağızları birbirinden kopmuştu. Ellerini uzatıp, karımın giysisinin askılarını düşürdü zenci. Bir süredir mıncıklamakta olduğu o güzelim memeler, şimdi çıplak kalmıştı. Gözleri kapalı başını arkaya attı karım. Ağzından küçük bir inleme kaçırdı. Sonra o kapkara eller, birer pençe gibi kavradı memelerini. Birden bütün vücudunun sarsılmaya başladığını gördüm. Tanrım belini getiriyordu. Nijeryalı’ların biri memelerini okşar, öbürü de amını yalarken, belini getiriyordu.

Geile doğruldu. Bulunduğum yerden onu yandan görüyordum. Üstündeki entarinin önü, akıl almaz bir biçimde çadırlaşmıştı. Sonra iki eliyle entarisinin eteklerini tuttu ve başından sıyırıp çıkardı. Tanrım, içine hiç bir şey giymemişti zenci. Ayaklarındaki sandaletler dışında, çırılçıplaktı şimdi. Tüm vücudu, sırım gibi adeleliydi. Teninin siyahlığı, ona daha da müthiş bir görüntü veriyordu sanki. Ama aslında, bunların hiç birinin önemi yoktu. Çünkü Nijeryalı’nın asıl göz alan, asıl şaşırtan özelliği, inanılmaz büyüklükteki sikiydi. En az yirmibeş santim uzunluğunda ve inanılmayacak kadar kalın bir şeydi bu. Sünnetliydi ve başı, kapkara bir mantar gibi kocamandı. Bir asi gibi baş kaldırmış, bir çelik yay gibi yukarı kıvrık duruyordu.

Manzaraypı karım da görmüştü bu arada. Gözlerinin parladığını, yüzünde bir maske gibi duran sikilme isteğinin daha da arttığını farkediyordum. Acele hareketlerle tabureden indi ve Geile’nin önünde çömeldi. Sağ elini uzatıp o kapkara, koskocaman zenci sikini, dibinden tutmuştu. Sonra başı öne uzandı, ağzı açıldı ve dudakları, Nijeryalı’nın kapkara sikinin o koskocaman başı üstüne kapandılar bir anda. Gözlerini kapayıp, ağzındaki siki emmeye başladı karım.

Sikim öyle bir hale gelmişti ki, neredeyse pantolonumu yırtacaktı. Çaresiz fermuarımı indirip dışarı çıkardım. Ama elimi değmeye korkuyordum. Belim her an gelebilirdi. Gözlerimi yeniden içeriye çevirdim.

Geile, iki eliyle karımı omuzlarından yakalamış, sikini ağzına sokup çıkarıyordu. Tanrım, ağzından sikiyordu karımı. Öylesine büyüktü ki siki, kalçaları her seferinde hırsla ileri gelmesine rağmen, yarısı bile girmiyordu karımın ağzına. Müthiş bir manzaraydı gözlerimin önündeki. Karımın beyazlığı ile Geile’nin siyahlığı arasındaki kontrast, inanılmaz derecede tahrik ediciydi. Ama bundan da tahrik edici olan, karımın yüzündeki ifadeyi seyretmekti. Onun kendinden geçmiş olduğunu görebiliyordum.

Sonra gözlerim, Diop’a takıldı. Bu arada o da entarisini çıkarmış ve tıpkı Geile gibi, ayaklarındaki sandaletler dışında çırıl çıplak kalmıştı. O da, arkadaşı gibi, kaslı ve kapkara bir vücuda sahipti. Onun da siki kocamandı. Hatta Geile’ninkinden bile daha kocaman. Gelip arkadaşının yanında durdu.

Karım gözlerini açtı o anda ve onu bekleyen ikinci siki de gördü böylece. Gözlerinin bir kez daha parladığını farkettim. Elini uzatıp, Diop’un sikini tuttu sonra da. Parmakları, o akıl almaz büyüklükteki kapkara, kocaman sikin çevresine dolanmıştı. Başını Geile’nin sikinden uzaklaştırıp Diop’unkine yöneldi. Dudakları bu sefer, başka bir Nijeryalı sikinin üstüne kapandılar.

Artık sırayla, değiştire değiştire emiyordu zenci siklerini. Kelimenin tam anlamıyla uçtuğunu görebiliyordum. Ben de ondan farklı bir durumda değildim bu arada. Karım, gözlerimin önünde, birbirinden büyük, kapkara sikler emiyordu ve bunu, inanılmaz derecede tahrik edici buluyordum. Tüm yaşamım boyunca tahrik olmadığım kadar tahrik olmuştum. Bir taraftan da, Nijeryalı’ların ne kadar dayanabileceklerini merak etmeye başlamıştım. İki günden beri tahrik ediyordu karım onları. Bu süre içinde siklerini durmadan kaldırmıştı. Eğer onlardan birinin yerinde ben olsaydım, şimdiye kadar çoktan belimi getirmiş olurdum. Karımın ağzının ne kadar becerikli olduğunu çok iyi biliyordum.

Ama fazla beklememe gerek kalmadı. Birden Geile’nin homurdandığını duydum. Siki, neredeyse yarıya kadar karımın ağzındaydı. Sonra kalçaları titremeye başladı. Tanrım belini getiriyordu. Tohumlarını, karımın ağzına fışkırtıyordu zenci. O koskocaman, kapkara sikinden fışkıran zenci tohumlarını onun ağzına dolduruyordu. Karımın vücudu da sarsılmaya başlamıştı. Bir kez daha belini getiriyordu o da. Ama buna rağmen emmeyi bırakmıyordu. Yanakları içeri çökmüş, ağzındaki zenci sikini hırsla emiyor, içini boşaltıyordu.

Geri çekildiğinde, dudaklarının bellerle ıslanmış olduğunu farkederek, büsbütün heyecanlandım. Ama Diop, bu akıl almaz güzellikteki manzarayı fazla seyretmeme izin vermedi. Karımın boşalan ağzına, kendi sikini soktu bir anda. Kalçaları ileri geri hareketlendiler. Sikini, büyük bir hırsla o güzelim ağza sokup çıkarmaya başladı. Sonra tüm vücudunun kasılydığını gördüm. Şimdi de o getiriyordu belini. Şimdi de o fışkırtıyordu tohumlarını, karımın hırsla emen ağzına. Kendimi daha fazla tutamadım. Elimi değmeye kortuğum sikim, birden canlandı sanki. Belim gelmeye başladı. Tohumlarım, mutfağın duvarına fışkırıyordu. Gözlerim karardı.

Tekrar içeri bakabildiğimde, daha da müthiş bir manzarayla karşılaştım. Karım, elleriyle dizlerinin üstünde duruyordu. Diop da, onun önünde diz çökmüş ve kocaman sikini tekrar ağzına sokmuştu. Geile ise karımın arkasına geçmişti. Kapkara elleriyle onun kalçalarını kavrayıp birbirinden ayırmış ve başını, o müthiş baştan çıkartıcı yuvarlakların arasına gömmüştü. Doğrusu, şu anda onun yerinde olmak isterdim. Ağzının altındaki hazinelerin ne kadar güzel, ne kadar çıldırtıcı olduğunu, benden iyi bilen kimse olamazdı bu dünyada. O, bir resim kadar güzel küçük amın dudakları şişip açılmış olmalıydı şimdi. Tıpkı bir ağız gibi. Geile’nin dilinin oralarda dolaştığını düşünmek bile, çıldırtıcı bir düşünceydi. Burnu da, karımın kalçalarının arasındaydı zencinin. Orada da, başka bir güzellik yatıyordu. Pembe, küçük ve inanılmayacak kadar duyşarlı göt deliği.

Nijeryalı’nın karımı yalarken çıkardığı şapırtımlı sesleri duyabiliyor ve bundan son derece tahrik oluyordum. Karım ise zevkten mahvolmuş gibiydi. Giysisi şimdi belinde toplanmış, adeta bir kuşağa dönüşmüştü. Vücudu kıvrılıp bükülüyor, beli aşağı çöküyor, kalçaları iyice yükseliyordu. Ağzında da Diop’un kocaman, kapkara siki vardı. Seyretmekte olduğum şey, itiraf etmeliyim ki, beklediğimden de müthişti.

Sonra Geile’nin başını karımın kalçaları arasından çekip doğrulduğunu gördüm. Şimdi onun arkasında, dizlerinin üstünde duruyordu. Siki, ilk gördüğüm andaki büyüklük ve sertliğindeydi yine. İyice sokuldu karıma. Elini getirip sikini biraz aşağı eğdi ve önündeki muhteşem yuvarlakların arasına soktu. Karımın tüm vücudunun titrediğini gördüm. Nijeryalı’nın o kocaman sikinin başı, amının dudaklarına değmiş olmalıydı. Bütün gün aklımı kurcalayan, delicesine istediğim şey gerçekleşiyordu artık. Kocaman sikli bir zenci, karımı sikmek üzereydi.

Geile, simsiyah elleriyle karımı belinden tutmuştu şimdi. Sonra kalçaları hareketlendiler. Küçük küçük hareketlerle, sikini, önünde açılmış bekleyen o güzelim ama bastırıyordu. Yine alabildiğine tahrik olmuştum. Sikim zonkluyordu. Karımın amına girmeye çalışan bu kapkara zenci siki öylesine büyüktü ki, o küçük deliğe sığabileceğini sanmıyordum. Ama yanıldığım kesindi. Çünkü Geile’nin kalçalarının her ileri hareketinde, sikinin bir bölümün daha giriyordu karımın içine. Sonunda Nijeryalı’nın karnı, karımın kıçının o baştan çıkartıcı yuvarlaklarına değmeye başladı. Tanrım, hepsini sokmuşu zenci. O kapkara, koskocaman sikinin tamamını, karımın küçük amına geçirmişti.

Sonra sikmeye başladı.

Kapkara elleriyle karımın incecik belini kavramıştı Nijeryalı. Bir taraftan kalçalarını ileri geri hareket ettirerek sikini sokup çıkarıyor, öbür taraftan da, güçlü elleriyle onun tüm vücudunu ileri geri oynatarak, hareketlerinin boyunu büyütüyordu. Müthiş bir manzara vardı gözlerimin önünde. Karım dizleriyle ellerinin üstünde durmayı sürdürüyordu. Başını biraz kaldırmış, dudaklarını, Diop’un o akıl almaz büyüklükteki kapkara sikinin üstüne kapamıştı. Bir taraftan zenci, kapkara sikini onun ağzına sokup çıkarırken, bir taraftan da Geile, her dibine kadar geçirişinde karımın tüm vücudunu ileri itiyor ve arkadaşının sikinin de karımın ağzına daha çok girmesine neden olarak, ortaya, seyrine doyum olmayacak bir gösteri çıkarıyordu.

İnanılmaz derecede tahrik olmuş, gözlerimi ayıramadan seyrediyordum olup bitenleri. Karım sikilmek istemişti. Ben de onun sikilmesini ve bunu seyretmeyi istemiştim. Ama galiba ikimiz de, bu kadarını beklememiştik. İki simsiyah, dev gibi zenci, aynı anda sitkiyorlardı işte karımı. Biri amından, öbürü ağzından. Onu ortalarına almışlar, biri sikini amına, öbürü de ağzına sokup çıkarıyordu. Koskocaman, kapkara zenci sikleri, aynı anda hem amına, hem ağzına girip çıkıyordu. Seyretmeye doyamıyordum. Bir taraftan da, karımın ne kadar büyük bir zevk almakta olduğunu görerek, büsbütün tahrik oluyordum. Kelimenin tam anlamıyla uçmuştu karım. Dün akşamdan beri tahrik oluyordu ve sonunda istediğini elde etmişti. Sikiliyordu. Tanrım, hem de ne biçim sikiliyordu.

İki koskocaman, kapkara zenci siki, karımın vücuduna piston gibi girip çıkıyordu. Nijeryalı’lar, onu ortalarına almışlar, iki tarafından sikiyorlardı. Birden fazla müthiş şey, aynı anda gerçekleşiyordu. Karımın vücudunun beyazlyığı ile zencilerin tenlerinin simsiyah rengi öylesine tahrik edici bir kontrast yaratıyordu ki, tek başına bu bile müthişti. Heriflerin siklerinin boyutları da müthişti. Ama en müthişi, karımı kullanış biçimleriydi. Durumu tanımlayabilecek başka bir kelime bulamıyordum doğrusu. Karımı kullanıyordu Nijeryalı’lar.

Bir taraftan da gözlerimi karımın dalga dalga bükülüp kıvranan vücudundan alamıyordum. İnanılmaz oranda zevk aldığı açıktı. Eğer ağzı da sikle dolu olmasa, zevk çığlıkları atacağı kesindi. Gözleri açıktı gerçi ama, iyice kaymıştılar. Amına girip çıkmakta olan kara sikin onu uçurduğunu görebiliyordum. Ağzını da bir am gibi yapmıştı sanki. Diop, kelimenin gerçek anlamıyla ağzından sikiyordu onu. Seyretmeye doyamıyordum. Sikim, tekrar çatlayacak hale gelmişti. Vücudunun sarsılmalarından, karımın belini getirdiğini anlayarak, daha da heyecanlandım. Sonra bir daha getirdi. Peşinden de bir daha.

Sonra Diop’un ağzından bir nara çıktığını duydum. Kıçının yanakları titriyordu. Tanrım, bellerini karımın ağzına fışkırtıyordu zenci. Tohumlarını, ikinci kez kadınımın midesine akıtıyordu. Neredeyse aynı anda Geile’de homurdanmaya başladı. O da getiriyordu belini. Zenci tohumları, karımın amının en dibinde fışkırıyordu. Dizlerim titremeye başlamıştı. Düşmemek için duvara tutundum. Gözlerim, karımın, iki zencinin arasında dalga dalga sarsılan vücudunun hareketlerine kilitlenmişti. Birden belim geldi.

Kendimi alabildiğine yorgun hissediyordum. İçerdekilerin de, benden pek farkı yoktu galiba. Karım halının üstünde yatıyordu. Geile ve Diop da, yorgun yorgun oturuyorlardı. Sessizce yürüyüp, merdivenlerden tekrar üst kata çıktım. Yatak odasına gidip soyundum. Artık çırıl çıplaktım ve kendimi böyle daha rahat hissediyordum. Sikim, iki kez belimi getirmiş olmama rağmen hala inmemişti. Tuvalete girip, biraz da zorlukla işedim. Sonra da yine sessizce aşağı mutfağa indim tekrar. Salona baktığım anda gözüme çarpan manzara, sikimi tekrar zonklamaya başlattı. Diop, karımı altına almış sikiyordu.

– “Ohhh sik beni…” diye inledi karım İngilizce, “Sik beni hadi… Ohhhh sik…”

Zenci, o akıl almaz güzellikteki bacaklarını kollarıyla destekleyip, göğsüne bastırmış, onu neredeyse ikiye katlamıştı. Kocaman, kapkara siki, karımın alabildiğine açılmış amına, bir piston gibi girip çıkıyordu. Müthiş bir manzaraydı yine. Kanımın tekrar tutuştuğunu hissediyordum. Diop’un vücudundaki tüm kaslar gerilmiş, şişmişti. Hırsla sikiyordu karımı. Sanki, iki geceden beri durmadan tahrik etmiş olduğu için cezalandırıyordu onu. Karımsa, kelimenin tam anlamıyla zevkten mestolmuş bir haldeydi. O koskocaman, kapkara zenci siki amına girip çıktıkça, tüm vücudunu dalga dalga kıvranıyordu.

Yine büyülenmiş gibi seyrediyordum. Geile de, onların biraz ötesinde yere oturmuş, tıpkı benim gibi seyrediyordu. Siki tekrar kalkmış, kocaman olmuştu. Sonra doğrulup dizlerinin üstünde yürüyerek, karımın başına doğru sokuldu ve sikini, onun zevkten çarpılmış yüzüne sürmeye başladı. Şimdi daha da müthiş bir manzara çıkmıştı ortaya. Karımın dilini uzatıp, biraz önce amına girip çıkan, tohumlarını rahminin ağzına boşaltan o kapkara zenci sikini yalamaya başladığını gördüm. Bu, Geile’nin heveslenmesine neden oldu yalnızca. Bir eliyle sikini tutup, kocaman bir mantara benzeyen başını, karımın dudaklarına sürmeye başladı bu sefer de.

İki Nijeryalı, tekrar karımın başına çökmüşlerdi işte. Biri onu inanılmaz bir hırsla sikiyor, diğeri de, sikini ağzına sokmaya çalışıyordu. Ama karım kendini, amına girip çıkmakta olan zenci sikinin verdiği zevke öylesine kaptırmıştı ki, ağzına girmeye çalışanla fazla ilgilenemiyordu. Elini uzatıp Geile’nin sikini tuttu ve sıvazlamaya başladı.

– “Sik beni…” diye inledi sonra da, “Ohhhh sik beni… Ohhhhh…”

3 Ayda 7 cm Penis Geliştirme – Erken Boşalma ve Ereksiyon Problemine Son

Yine İngilizce konuşuyordu. Sonra birden tüm vücudunun kasıldığını gördüm. Yine beli geliyordu. Daha fazla tutamamıştı kendini. Geile de onun bu durumunu farketmişti tabii. Diop’a birşeyler söyleyip geri çekildi ve yine yere oturup seyretmeye başladı. Bir taraftan da, artık kazık gibi olmuş sikini sıvazlıyordu.

Her geçirişinde, sanki karımı yere çiviliyordu Diop. Hareketleri, daha da hızlanmıştı artık. Bu da, karımın peşpeşe belini getirmesine neden oluyordu yalnızca. Vücudunun kasılmaları, artık hiç bitmiyordu. Durmadan belini getiriyordu kadınım. Ağzından zevk çığlıkları kaçırmaya başlamıştı. Birden Diop’un narası karıştı onun çığlıklarına. Köküne kadar geçirmişti sikini karımın amına. Tohumlarını, kadınımın amının en dibine fışkırtıyordu Nijeryalı.

Bir süre öylece kaldılar. Sonra Diop yavaşça çıkardı sikini karımın amından. O kapkara, koskocaman zenci siki, şimdi üstüne bulaşan sıvılarla pırıl pırıl parlıyordu. Yere oturdu. Neredeyse aynı anda da, Geile’nin tekrar ayaklandığını gördüm. Karımın yanına sokulup, iri ve kapkara elleriyle onu kalçalarından tutup, yan çevirdi halının üstünde. Yorgun bir kediye benziyordu karım. Yalnızca mırıldandığını duydum. Geile, onun üstteki bacağını dizinden büküh, karnına bastırmıştı. Sonra parmaklarını önünde apaçık durmakta olan o güzelim ama götürüp oynumayu başladı. Vıcık vıcık olmalıydı kadınımın amı. İki Nijeryalı da bellerini fışkırtmışlardı içine. Geile’nin uzun orta parmağı, kayboldu. Sonra çıkarıp biraz geriye götürdü ve karımın götüyle oynamaya başladı. Tanrım, sikilme sırası, karımın küçük götüne gelmişti işte. Kocaman, kapkara bir zenci sikinin o küçücük deliğe gireceğini düşünmek bile, inanılmayacak kadar tahrik edici geliyordu bana.

Karım da, Geile’nin parmağının ilk temasıyla birlikte çıldıracak gibi olmuştu. Onun götünden sikilmeyi ne kadar sevdiğini, o küçük deliğinin ne kadar büyük bir zevk merkezi olduğunu, benim kadar iyi bilen kimse olamazdı bu dünyada. Tam göremiyordum gerçi ama, o pembe deliğin, Nijeryalı’nın parmağı değdiği anda bir çiçek gibi açıldığından emindim. Üstelik, dün gece bana, “kendini götünden de siktirmek istediğini” açıkça belli etmişti.

Geile de durumu anlamıştı tabii. Sikini dibinden tutup karıma sokuldu. Tanrım, bu kadar büyük bir şey, nasıl girecekti o küçücük deliğe. Ama ne Geile’nin, ne de karımın buna aldırdığı bile yoktu. Nijeryalı, sikinin başını götüne dayadığında, karımın tüm vücudunu yeniden sarsılmaya başladı. Zenci daha sokmadan getiriyordu belini. Bundan daha açık bir davet olamazdı. Geile bastırmaya başladı. O koskocaman, kapkara Nijeryalı siki, yavaş yavaş giriyordu karımın götüne.

– “Iıımmmnnnhhh…” diye inledi kadınım, “Ohhhhhhhh…”

Belim yine gelmek üzereydi. Tüm gücümü kullanarak, kendime hakim olmaya çalışıyordum. Karım, gözlerimin önünde götünden sikilirken, bu çok zordu ama, elimden geleni yapıyordum. Gözlerim, karımın götüne girmekte olan simsiyah sike kilitlenmişti sanki. Yarısından çoğunu sokmuştu zenci.

– “Ohhhh götüme sokuyor…” dedi birden karım, “Ohhhh götüme sokuyor sevgilim… Kocaman sikini götüme sokuyor… Ohhh çok güzel sevgilim… Ohhh çok güzel… Ohhhhh…”

Bu sefer Türkçe konuşuyordu ve hitap ettiği bendim. Nijeryalılar, elbette ki onun söylediklerini anlamıyorlardı. Ama ben anlıyordum ve kadınımın ağzından çıkan her söz, sanki beynime işliyor, küçük patlamalara neden oluyordu. Bu arada Geile, yavaş yavaş pompalamaya, sikini karımın götüne sokup çıkarmaya başlamıştı bile. Her sokuşunda, o kocaman siki daha çok giriyordu. Sonunda, dibine kadar geçirdi.

Karımın vücudunu yine sarsılmaya başlamıştı. Bir kez daha getiriyordu belini. Ama Geile buna aldırmıyordu bile. Sokup çıkarmayı, o güzelim götü sikmeyi sürdürüyordu. Bunu nasıl başardığına şaşırıyordum. Karımın götü, böyle beli geldiğinde bir mengene gibi sıkışır, insanın sikini ezerdi çünkü. Ama Nijeryalı, buna tınmıyordu bile. Sikiyor, sikiyor, sikiyordu. Sonra halının üstüne yan yatıp, karımın arkasına geçti. Şimdi, adeta gaddarcasına sikiyordu. O koskocaman, kapkara sikinin, karımın götüne bir piston gibi girip çıktığını, tüm ayrıntılarıyla görebiliyordum. Müthiş tahrik edici bir manzaraydı bu. O küçücük göt deliği, içindeki zenci sikini sımsıkı sarmıştı. Kısa bir süre önce, iki zencinin de peşpeşe siktiği amı ise, susamış bir ağız gibi açıktı. İçinden sızan beller, baş döndürücü bir manzara çıkarıyordu ortaya.

Diop’un siki de, yeniden kalkmıştı bu arada. Tıpkı benim gibi, o da gözlerini bu akıl almaz gaüzellikteki manzaraya dikmiş, hiç bir ayrıntıyı kaçırmadan seyrediyor ve bir taraftan da sikini sıvazlıyordu. Geile’nin hareketleri müthiş hızlanmıştı artık. Sikini karımın götüne sokuyor, çıkarıyor, sokuyordu.

Birden Diop’un ona, anlamadığım bir şeyler söylediğini duydum. Geile, karıma sımsıkı sarılıp, sırtüstü yuvarlandı. Şimdi onun üstündeydi karım. Bacakları, zencinin iki tarafındaydı. İki elini halıya dayamış ve vücudunun üst kısmını geriye vermişti. Manzara yine müthişti. O koskocaman, kapkara sik, dibine kadar girmişti götüne. Amı, daha da açılmıştı şimdi. Sonra Diop’un ayaklanıp, onlara sokulduğunu görerek iyice heyecanlandım. Karım, zevkten kısılmış gözlerle yaklaşan Nijeryalı’ya bakıyordu. O da, ben de, ne olacağını anlamıştık artık. Diop sikini, karımın amına sokacaktı. Öbür zencinin siki, dibine kadar götüne girmişken, o da amına sokacaktı. Tanrım, kulaklarım uğulduyordu. Heyecanımı tanımlayacak kelime bile bulamıyordum. Karımın, şimdiye kadar öyle bir şey yaşamadığını biliyordum. Ben de öyle.

Yapılabildiğini bildiğimiz, ama asla yaşamadığımız bir şeyi yaşamak üzereydik ikimiz de.

Diop dizlerinin üstünde iyice sokulmuştu şimdi karıma. Geile’nin bacakları, onunkilerin arasında kalmıştı. Artık karımın yüzünü göremiyordum. Zencinin simsiyah ve kaslı sırtı, görüşümü kapamıştı. Sonra iki eliyle karımın bacaklarını yakalayıp kaldırdı Diop. Kapkara sikinin, kadınımın vıcık vıcık amına değmeye başladığını gördüm. Tek bir hamlede, dibine kadar zoktu Nijeryalı. O kocaman sikini, köküne kadar geçirdi bir anda. Şimdi iki sik birden vardı karımın içinde. İki tane, koskocaman, kapkara zenci siki. Biri amında, öbürü götünde.

– “Ahhhhhh çok güzellll…” diye inlediğini duydum kadınımın, “Ohhhhh müthiş… Ohhhhh… Ahhh sevgilim, müthiş bir şey bu… Ohhhhh içim sik doldu sevgilim… Ahhh içim sik doldu… Kapkara zenci sikleriyle doldu içim… Ohhhh çıldırtıcı bir şey bu… Müthiş bir zevk sevgilim… Ohhh müthiş… Müthiş… Ohhhhhhh…”

Yine Türkçe konuşuyordu. Yine benim için çıkıyordu bu sözler ağzından. Kulaklarımdan başlayan bir ateş beynime yayılıyordu sanki. Ve bu ateş orada, gözlerimden gelen başka bir ateşle buluşup, dev bir orman yangınına dönüşüyordu. Manzara, tek kelimeyle müthişti. İki tane kocaman kapkara zenci, karımı aralarına sıkıştırmış sikiyorlardı. Biri amından, öbürü götünden. Koskocaman, kapkara zenci sikleri, amına ve götüne, birer piston gibi girip çıkıyordu.

Üçü de, uçup gitmiş gibiydiler. İnanılmaz bir tempo ve hırsla sikişiyorlardı halının üstünde. Karımın, kelimenin tam anlamıyla mahvolmuş, kendini inanılmaz bir zevkin pencesine kaptırmış olduğunu görebiliyordum. Aızandan küçük çığlıklar çıkıyordu. Vücudu dalga dalgaydı. Hayal bile etmediği bir biçimde sikiliyordu. İçine girip çıkmakta olan Nijeryalı sikleriyle, delirmişti sanki. Durmadan belini getirdiğini görebiliyordum. Altındaki Geile’nin üstüne iyice uzanıp kendini bırakmış, bacaklarını havaya kaldırıp dizlerinden bükerek yukarıya çekmiş, amını Diop için olabildiğince açmıştı. Zenciler onu sikerken, siklerini amına ve götüne sokup çıkarırken, taşakları birbirine çarpıyordu. Her ikisi de homurdanıyordu.

Üstelik bu sefer ikisi de uzun süre dayanacak gibi görünüyordu. Vücutlarının hareketlerinden, onların da müthiş bir zevk almakta olduklarını görebiliyordum. İki günden beri onları sürekli tahrik eden, durmadan siklerini kaldıran bu güzel ve baştan çıkarıcı kadını aralarına sıkıştırmış sikiyor ve bundan büyük bir zevk alıyorlardı.

Sikim sanki patlayacak gibi olmuştu. Bu gece başladığından beri, her an biraz daha tahrik olduğumu farkediyordum. İnanılmaz şeyler yaşıyordum ve bundan asla şikayetçi değildim. Karımın şikayetçi olmasının söz konusu bile olamayacağını ise açıkça görebiliyordum. Bu arada Nijeryalı’ların mutluluğu ise tartışılmazdı tabii. Karım onları iki gün boyunca alabildiğine tahrik etmişti ve şimdi ikisi birden sikiyorlardı onu.

Karım, her geçen an biraz daha uçuyordu almakta olduğu zevkten. Vücudu dalga dalgaydı. Biri amına, öbürü götüne girip çıkmakta olan kapkara kocaman zenci sikleriyle büyülenmiş gibiydi. Ağzından, kimi zaman çığlık, kimi zaman inleme biçiminde çıkan sesler bile. tek başına insanın aklını başından almaya yetecek kadar tahrik edici ve şehvet doluydu.

– “Ohhh sevgilim…” dedi birden Türkçe, “Görüyorsun değil mi nasıl sikiyorlar beni… Ohhhh görüyorsun değil mi..? Bak nasıl sikiyorlar karını… Ohhhhh…. Ohhhhhh… Ohhhhhh… Ohhhhh… Sikiyorlar beni sevgilim… Amımı götümü sikiyorlar… Ohhhhh beni sikerek öldürüyorlar sevgilim… Ohhhhh çok güzel… Ohhhhh… Ohhhh… Bir bilebilsen ne kadar çok zevk alıyorum… Ohhhh delireceğim şimdi sevgilim… Ohhhh delireceğim…. Ohhhhh…”

Belim her an gelebilirdi. Bütün gücümle kendimi tutmaya çalışıyor, onlarla birlikte getirebilmek için beklemeye çalışıyordum. Sanki bir rüya aleminde gibiydim.

Zenciler, sikiyor, sikiyor, sikiyorlardı. Zaman geçtikçe de, daha hırsla sokup çıkarmaya başlamışlardı karıma. Üstelik şimdi müthiş bir de uyum sağlamışlardı aralarında. Diop o kocaman sikini karımın amına dibine kadar sokarken, Geile, en ucuna kadar götünden çıkarıyor, sonra o geçirirken, Diop çıkarıyordu. Sanki belleri hiç gelmeyecekmiş gibiydi.

Ama ben tam bunu düşünürken müthiş bir şey oldu. İki Nijeryalı birden, aynı anda fışkırtmaya başladılar karımın içine. Ağızlarından, hayvansı homurdanmalar çıkıyordu. Diop’un kıçının kapkara yanakları açılıp kapanıyor titriyordu. İkisi de, o kapkara, kocaman siklerini olduğu gibi sokmuşlardı karıma. Biri götünün en dibine, öbürü rahminin ağzına tohumlarını fışkırtıyordu. Karım ise az önce bana söylediği gibi delirmişti adeta. İnanılmaz çığlıklar atıyor ve çırpınıyordu iki kapkara vücudun arasında. Kendimi bıraktım ben de. Tohumlarım, kalın sütunlar halinde fışkırmaya başladı. Gözlerim kararıyordu.

Tekrar içeriyi seyredebilecek kadar kendimi topladığımda, karım da Nijeryalı’lar da halının üstünde yatıyorlardı. Galiba her şey bitmişti. Beklemeye başladım. Bir süre sonra karım ayaklandı ve doğruca bara gidip, herkese rakı doldurdu bir kez daha. Sonra gelip yine yere, iki zencinin arasına oturdu. Bardaklarını tokuşturup kafalarına diktiler. Karım bardağını yere koydu ve elini uzatıp Geile’nin sikini okşamaya başladı.

Yeni bir heyecan dalgası vücudumu sarmaya başlamıştı bile. Demek ki, bitmemişti daha. En azından karım bitmesini istemiyordu. İnce ve uzun, bembeyaz parmakları, Geile’nin kapkara sikinin çevresine dolanmış, yukarı aşağı oynuyordu. Böyle inik haliyle bile, muhteşemdi zencinin siki. Bir süre sonra da yavaş yavaş büyümeye başladı. Bu karımın ona daha fazla ilgi göstermesine neden oldu tabii. Nijeryalı’nın kasıklarına doğru eğildiğini gördüm. Ağzını açtı ve dudakları elinin yerini aldılar. Şimdi giderek büyümekte olan simsiyah zenci sikini, yumuşak hareketlerle ağzına sokup çıkarmaya başlamıştı.

Başının her aşağı yukarı hareketinde, ağzına girip çıkmakta olan o kopkara sikin biraz daha büyüdüğünü görebiliyordum. İlk başlarda, Nijeryalı’nın kasıklarına kadar inebiliyordu karımın dudakları. Ama şimdi buna yapamaz hale gelmişti. Yeniden kocaman olmuştu zencinin siki. Diop ise elinde rakı bardağıyla sırtını koltuklardarn birine yaslamış, olup biteni seyrediyordu. Onun siki de kalkıyordu tekrar. Şimdi iyice emin olmuştum. Bu iki dev zenci, karımı bir daha sikeceklerdi. Kalbim, tekrar boğazımda atmaya başlamıştı.

Bu arada karım, Geile’yi göğsünden itip, halıya sırtüstü yatırmıştı bile. Sonra ata biner gibi, üstüne çıktı onun. Bir elini bacaklarının arasından getirmiş ve zencinin o inanılmaz büyüklükteki sikini sımsıkı tutmuştu. Kalçalarını biraz indirip, sikin kocaman başını amının dudaklarına dayadı. Sonra da oturuverdi üstüne. İçim titreyerek, Nijeryalı’nın kapkara sikinin karımın amının derinliklerinde kayboluşunu seyrettim. Manzara müthişti.

Karım, başını arkaya atmış, tüm vücudu titreyerek oturuyordu, içindeki zenci sikinin üstünde. Yine beli geliyordu. Sonra kalçaları yavaş yavaş hareketlendiler. Oturup kalkmaya başladı. Artık, Nijeryalı’nın o kapkara, koskocaman sikinin, amına girip çıktığını görebiliyordum. Bu o kadar tahrik ediciydi ki, kafayı yiyebilirdim o anda. Öte yandan karımın da tıpkı benim gibi kafayı yemek üzere olduğunu görebiliyordum. Müthiş zevk aldığı açıkça belliydi. Kalçalarının hareketleri giderek hızlanıyordu. Sonra ayaklarını yere basıp, ellerini Geile’nin göğsüne dayadı. Şimdi daha da hızla oturup kalkıyordu zencinin sikinin üstüne. O koskocaman sik, amından en ucuna kadar çıkıyor, sonra taşaklarına kadar giriyordu tekrar. Ama fazla sürdüremedi bunu. İnleyerek, bir kere daha belini getirmeye başladı. Dizlerini yere dayayıp, göğsüne uzandı Nijeryalı’nın. Vücudu hala sarsılıyor, titriyordu. Sonra başını çevirip Diop’a baktı. Tabii ben de.

Öbür Nijeryalı’nın siki de, şimdi alabildiğine kalkmıştı. Bunu görmek beni heyecanlandırdı gerçi ama, asıl karım heyecanlanmıştı.

3 Ayda 7 cm Penis Geliştirme – Erken Boşalma ve Ereksiyon Problemine Son

– “Ohhhh gel…” dedi İngilizce, “Gel n’olur… Hadi gel sikini götüme sok… Ohhhh hadi… İstiyorum…”

Diop’un davetiyeye ihtiyacı yoktu tabii. Bir anda ayaklanıverdi. sonra da arkadan sokuldu karıma. Gözleri, önündeki bembeyaz, yusyuvarlak kalçalara kilitlenmişti sanki. Dizlerini büküp eğildi. Sikini dibinden tutup aşağı bastırmıştı. O inanılmaz büyüklükteki kapkara sikin başı götüne değdiğinde delirecek gibi oldu karım. Kalçaları havalandı. Şimdi Geile’nin sikini, en ucuna kadar çıkarmıştı amından. Tüm benliğiyle, götüne girecek ikinci siki beklediğini anlayabiliyordum.

Fazla beklemesi gerekmedi. Diop bastırmaya başladı. Siki, hiç zorlanmadan, yağ gibi kayıyordu karımın küçük götüne. Taşaklarına kadar sokmadan da durmadı Nijeryalı. Bunu yaparken karımın kalçalarını aşağı bastırmış ve Geile’nin sikinin de, dibine kadar amına girmesine neden olmuştu.

Karım konuşamıyordu bile. Yalnızca inliyordu. Tüm vücudu sasılmaya başlamıştı yine. Bir kere daha geliyordu beli. Aynı anda da, zenciler onu sikmeye başladılar. Biri alttan, biri üstten pompalıyordu yine. O koskocaman, kapkara zenci siklerinden biri amına, biri götüne girip çıkıyordu karımın. Seyrine doyum olmayacak bir manzaraydı bu. Kelimenin tam anlamıyla sikiliyordu karım.

– “Ohhhhh bunlar beni sikerek delirtecek sevgilim…” diye Türkçe inlediğini duydum, “Ohhhh delirtecekler beni sevgilim… Böyle sikilmek insanı delirtir… Ohhhhh çok güzel… Ohhhh tanrım… Ohhhhh… Ahhhhh… Çok güzel… Çok güzel sevgilim…. Ahhhhhh… Ahhhhh… Sikiyorlar beni… Ahhhh sikiyorlar… Sikiyorlar… Sikiyorlar… Ahhhhh… Karını sikiyorlar sevgilim… İkisi birden… Ohhhh ikisi birden… Ohhhhh… Ohhhhh… Ohhhh…”

Üçünün de hareketleri, giderek hızlanıyordu. Özellikle Diop, kedini iyice kaptırmıştı. Sikini karımın küçücük götüne öylesine büyük bir hırsla sokup çıkarıyordu ki, her geçirişinde hem onu, hem de en alttaki Geile’yi, yere yapıştırıyordu sanki. Ama Geile’de, hiç yılmadan aşağıdan bastırıyor ve o koskocaman sikini, karımın amına, akıl almaz bir hırsla sokup çıkarıyordu. Bunların doğal sonucu ise karımın, tıpkı söylediği gibi zevkten delirmesiydi. İki simsiyah, sırım gibi Nijeryalı’nın arasına sıkaşan belbeyaz ve başdöndürücü vücudunu, dalga dalga sarsılıyor, titriyor, çırpınıyordu. Sürekli beli geliyordu artık. Çığlık çığlığaydı.

Zenciler, inanılmayacak kadar uzun siktiler bu sefer karımı. Gerçi zaman mavramını yitirmiştim ama, en az yarım saat sürmüş olmalıydı bu müthiş sikiş. Üçü de ter içinde almışlardı. Nijeryalı’ların vücutları, pırıl pırıl parlıyordu. Karımın amından sürekli akan kaygan am suları da, alttaki Geile’nin taşaklarını sırıl sıklam ıslatmıştı. Siki girip çıkarken, şakırtılı sesler çıkarıyordu artık. Sanki her geçen an, biraz daha müthişleşiyordu her şey. İki kapkara zenci, kocaman sikleriyle, karımı sikiyor, sikiyor, sikiyorlardı.

Sonra, yine müthiş bir zamanlamayla, ikisi de belini getirmeye başladı. Koskocaman, kapkara bir zenci siki karımın amında, biri de küçücük götünde fışkırıyordu yine. Bu, karımın ağzından şimdiye kadarkilerin hepsinden daha yüksek bir çığlık çıkmasına neden oldu. Tüm vücudu önce kasıldı. Sonra da birden boşandı. Njeryalı’ların arasında, bir torba gibi yığılıp kaldı. Ama onlar, bir süre daha siktiler karımı. O kocaman sikleri, içleri tümüyle boşalana kadar, karımın amıyla götüne girip çıkmayı sürdürdü. Sonunda, herkes hareketsiz kaldı.

Yaklaşık bir yarım saat boyunca, erkes hareketsiz kaldı. Ben de kımıldayamıyordum yerimden. Bir ara kolumdaki saate baktım. İkiyi geçiyordu. Nijeryalı’lar, sabah ülkelerine döneceklerdi. Bir süre sonra ikisi de ayaklandılar. Entarilerini giyip hazırlanmaları çok kısa sürdü. Sonra karım telefon edip, taksi çağırdı onlara.

– “Müthiş bir kadınsın…” dedi Geile, “Keşke yarın gitmiyor olsaydık… Henüz doyamadım sana…”

– “Ama önümüzdeki ay yine geleceğiz…” diye ekledi Diop, “Hem de bu defa üç kişi olacağız…”

Taksi gelmişti. Hep birlikte kapının önüne kadar gittiler. Orada, karımı aralarına sıkıştırıp uzun uzun öptüler ikisi de. Sonra da, çıkıp gittiler. Mutfaktan fırlayıp, bir anda karımın yanına gittim. Bir süre öyle karşılıklı durup, birbirimize baktık. Yüzünde müthiş yorgun ve müthiş tahrik edici bir ifade vardı.

– “Sevgilim…” dedi.

Sesimi çıkarmadan elinden tuttum ve salona, az önce iki dev zenci tarafından sikildiği yere götürdüm onu. Yüzyüze durduk. memelerinde, oynunda ve hatta yüzünde kurumuş beller vardı. Sikim yine patlama noktasına gelmişti onu seyrederken. Elimi uzatıp, yanağını okşadım.

– “Hoşuna gitti mi bebeğim..?” dedim.

– “Ohhh sevgilim… Siktiler beni… Ohhhh siktiler karını sevgilim… Çok güzeldi… Çok hoşuma gitti… Ya sen..? Senin de hoşuna gitti mi, beni sikilirken seyretmek..?”

– “Çok…” dedim, “Hem de çok…”

– “İki sik birden yemek, aynı anda hem amımdan, hem de götümden sikilmek çok müthişti sevgilim… Şimdiye kadar hiç bu kadar büyük zevk almamıştım… Ohhhh çok güzeldi…”

Elimi uzatıp bacaklarının arasına soktum. Kasıkları vıcık vıcık bel içindeydi. Götünün normalde küçücük olan deliği, açılıp genişlemişti. Parmağımı adeta yuttu. Elinden çekip yere oturdum. İki Nijeryalı’nın, biraz önce, zevkten inlete inlete, bağırta bağırta, zevk çığlıkları attırarak siktikleri yerde, şimdi de ben sikecektim karımı.