Articles by "Aldatma"
Aldatma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

  


Arkadaşlarımın İnternet tutkusunu duyduktan sonra ben de kendime bir bilgisayar alarak, yalnızlığın vermiş olduğu can sıkıntısını İnternette gidermeye başladım. İnternette Sörf yaptıkça, birçok sayfalara girdim ve tabi ki sex sayfalarına da. Kaymak Gibi 31Seks Hikayeleri sitesini keşfettiğimden beri hergün düzenli okuyorum. Başkalarının seks hikayelerini okudukça tahrik oluyorum, bu yüzden ben de size bir hikayemi anlatmaya karar verdim. Benim adım Özge, 26 yaşında, eşinden ayrılmış, dul bir bayanım. Çocuğum yok ve şu anda yalnız yaşıyorum. Eşimle ayrılırken mal paylaşımına gittik ve sahibi olduğumuz mağaza eşime kalırken, yazlık ev ile kullandığımız araba benim oldu. Size anlatacağım hikaye de yazlık evimin olduğu yerde geçiyor.


Yazlıktayken, genelde komşum Aylin ve erkek arkadaşı Tayfun ile zaman geçiririm. Aylin'le çok sıkı bir arkadaşlığımız var. Aylin çok zeki biri ve Tayfun gibi bir erkek arkadaşı olduğu için de çok şanslı bir kadın. Tayfun ise başarılı bir sunucu ve TV programcısıydı. Yakışıklı ve esprili biri. Açıkçası Aylin'i çok kıskanıyordum. Tayfun'un güzel bir teknesi vardı, her hafta Cuma yazlığa gelir ve Cumartesi günü sabahtan hep beraber balığa çıkardık. Tayfun bu hobiyi bana ve Aylin'e de aşılamıştı. Hafta içi Tayfun olmadığından, Aylin'le ben hep gezer tozardık, genelde seks konularını konuşur, gülüşürdük. Aylin Tayfun'la yatakta yaptıklarını anlatır ve arada bir bana, "Sen nasıl dayanıyorsun kızım erkeksizliğe? Bir yıl yarak yemeden durulur mu?" diye takılırdı.

Geçen yaz yazlığa gittiğimde, Aylin'le Tayfun'un ayrıldıklarını duydum. Ama yine de bu yaz birlikte kullanacaklardı yazlığı. Aylin Tayfun'u geri kazanmak için peşinden koşuyordu. Çünkü Tayfun vazgeçilecek bir erkek değildi. Cuma günü Aylin bana, annesinin hastalandığını ve İzmire gitmesi gerektiğini söyledi, "Tayfun bu akşam yazlığa gelecek, yemek konusunda ona yardımcı olursan sevinirim. Elinden geldiğince de göz kulak ol, neme lazım başkasıyla falan takılır, onu elimden kaçırmak istemiyorum!" dedi. Ben de, "Sen merak etme!" dedim. Akşam Aylin İzmire gittikten 2 saat sonra Tayfun geldi. Ben de onların yazlıkta güzel bir yemek hazırlamakla meşguldüm. Tayfun'un haftasonları Rakı içtiğini bildiğim için, birkaç da meze hazırladım. O gün üzerimde bir mini etekle tişört vardı ve içime sütyen takmamıştım. Tayfun ile hem sohbet ediyor, hem de masayı kuruyordum. Masaya eğildiğim zaman Tayfun gözlerinin göğüslerimde olduğunu farkettim. Doğru söylemek gerekirse bu oldukça hoşuma gitmisti.

Yemeğe oturduk ve ben de onunla beraber iki kadeh Rakı içtim. Sohbetimiz dönüp dolaşıp, ilişkilerden açılmış, konu benim yalnızlığım üzerinde yoğunlaşmıştı. İçkinin de etkisiyle açık açık konuşmaya başlamıştık. Tayfun bana, yalnız yaşamanın hoş olmadığını, 26 yaşında güzel bir kadının seks yaşamının olmamasının kötü olduğunu filan söyledi. Ben de, "Evet haklısın, ama herşey senin yüzünden, eğer erkek arkadaş edineceğim zaman seni kriter olarak göz önünde tutmasaydım, şimdiye çoktan birini bulmuştum!" dedim. Tayfun bu sözden çok memnun olmuş, bana daha bir alıcı gözle bakmaya başlamıştı. Yemeğimiz bitmiş, bu arada saat te epeyce ilerlemişti. Ben sofrayı kaldırarak, artık gitmem gerektiğini söyledim. Cumartesi beni tekneyle balık avlamaya davet etti. Ben de kabul edip, sabah buluşmak üzere sözleşip ayrıldım oradan.

Sabah olunca bikinimi giydim ve üzerime de çok kısa olan mini eteğimi giydim. Beraberce tekneye binip açıldık. Tayfun'un teknesi aslında mini bir yat gibiydi. Bir kabini, iki yatağı vardı ve hatta küçük bir buzdolabı bile vardı. Sakin bir koyda demir attık. Öğlene doğru balık avlamaktan canım sıkılmıştı ve güneşten de pişmiştim. Denize gireceğimi söyledim ve teknenin suya inen merdivenlerine yöneldim. O anda aklıma denize üstsüz girmek geldi. Tayfun'a bir sakıncası olup olmadığını sorduğumda, memnun olmuş bir ifadeyle, "Hayır, hiç sakıncası yok, zaten ıssız bir koydayız, nasıl olsa kimse göremez!" dedi. Bikinimin üstünü çıkarıp suya bıraktım kendimi. Tayfun'un beni görebileceği yerlerde yüzmeye çalışıyordum. Amacım tabi ki Tayfun'un ilgisini daha fazla çekmekti...

Bir süre sonra Tayfun'a seslendim, "Su harika, sen de gelsene!" dedim. Tayfun, "Tamam, ama ben de altsız yüzeceğim!" deyip, mayosunu çıkarınca, biraz şaşırmış ve biraz da heyecanlanmıştım. Yaklaşık 1 yıldır yarak görmemiştim. Tayfun çırılçıplak suya atlayarak yanıma kadar yüzdü ve "Haydi sen de altını çıkar, nasıl olsa kimseler yok!" dedi. Ben de, "Çılgınsın sen!" diyerek, bikinimin altını çıkarıp tekneye fırlattım. İkimiz de çırılçıplak, uzunca bir süre yüzüp, şakalaştık. Arada bir bana sarılıyor, yüz yüze geliyorduk, göğsü göğüslerime, siki de göbeğime değiyordu. Artık ikimiz de rahat hareket etmeye başlamıştık...

Daha sonra ilk kendime gelen ben oldum ve "Hadi çıkalım artık, ben acıktım!" dedim. Tekneye önce ben çıkarken, hareketlerimi ağırdan alıp, alttan beni seyretmesine imkan verdim. Tekneye çıktığımızda bana vücudumun çok güzel olduğunu söyledi. Teşekkür ettim. Üzerimize hiçbir şey giymeden, dolaptan yiyecekleri çıkardık, iki tane de soğuk bira açtık. Masada çırılçıplak bir vaziyette yemeğimizi yeyip biralarımızı yudumlamaya başladık. İkinci biralarımızı içerken Tayfun oturduğu yerden kalkıp, yanıma geldi oturdu. Siki kalkmıştı ve ben heyecanla sikine bakıyordum. Gülerek sikini tuttu ve "Onu çok azdırdın güzelim!" dedi. O mu beni, ben mi onu azdırdım bilemem ama, daha fazla dayanamayıp, sikini elime aldım ve aşağı yukarı sıvazlamaya başladım...

O da göğüslerimi okşarken ateşlice öpüşmeye basladık. Daha sonra boynumu öpüp yaladı, oradan da göğüslerimi yalamaya, emmeye başladı. Elimdeki siki taş gibi olmuş, damarları atıyordu. Tayfun bir elini de amıma götürüp okşayınca, benim nefes alış verişlerim hızlanmaya başlamış, hafif hafif inliyordum. Tayfun ayağa kalkıp, "Haydi kamaraya girelim!" dedi, elimden tutarak beni kamaraya çekti. Yatağa yatırıp bacaklarımı iki yana ayırdı, amıma yumuldu. Amımı yalayıp, diliyle amımı sikerken, bir parmağı da arka deliğimin girişini zorluyordu. Ben de onun sikinin tadına bakmak istiyordum, üzerine çıkıp, 69 pozisyonuna geçerek, o muhteşem sikini aç kalmışçasına emmeye başladım. Bir aşağı, bir yukarı sikini ağzıma alırken, taşaklarını da okşamam çok hoşuna gitmişti. O da dilini amıma, bir parmağını da götüme sokup çıkarıyordu...

Daha fazla dayanamadım, ona yalvararak, "Lütfen, sikini istiyorum amıma!" dedim. Beni serbest bırakınca, yüzüm ona dönük vaziyette sikinin üzerine oturdum. Zaten kayganlaşmış amıma bir oturuşta girivermişti siki. Uzun bir süre üzerinde oturup kalktım. Sikini sonuna kadar içime alıyordum, o da göğüslerimi sıkıp okşuyor ve alttan sikini amıma bastırıyordu. Çok geçmeden titremelerle Orgazm olmaya başladım. O kadar harikaydı, o kadar uzun bir Orgazmdı ki, anlatamam.

Daha sonra beni yatırıp, o üstüme geçti. Hem amımı sikiyor, hem de göğüslerimi yalıyor, beni zevkten çıldırtıyordu. Tayfun hareketlerini hızlandırınca boşalacağını anlayıp, "Lütfen içime boşalma hayatım!" dedim, çünkü hamile kalmaktan korkuyordum. Zaten onun da öyle bir niyeti yokmuş, boşalacağı an içimden çıkıp, başucuma doğru geldi ve "Hadi bebeğim aç ağzını!" dedi. Niyetini anlamıştım, döllerinin tadına baktırmak istiyordu. Bunu eski kocam da severdi. Alışık olduğum için ağzımı açıp, ellerimle de kalçalarını okşayarak boşalmasını bekledim. Siki elinde birkaç 31 hareketi yaptıktan sonra inleyerek döllerini ağzımdan içeri fışkırtmaya başladı. O kadar çok boşalmıştı ki, resmen ağzım dolmuş, döller dudaklarımın kenarlarından dışarıya taşmıştı. Hepsini yutmak zorunda kaldım. Ardından sikini ağzıma sokup çıkararak kalan son damlaları da temizletti bana. Çok hoşuma gitmişti, ama halen azgındım.

Tayfun yanıma uzandı ve birbirimize sarılıp dinlenmeye koyulduk. Bundan sonra erkeksiz değildim, istediğim zaman beni yatağa atacak birisini bulmuştum. Bu arada konuşuyorduk. Tayfun'un anlattığına göre, Aylin hiçbir zaman ağzına boşalmasına izin vermiyormuş. Ayrıca Aylin, Tayfun'un anal seks isteklerine her zaman ters cevap vermiş. Aylin bana bunlardan hiç bahsetmemişti, böyle bir erkeğin isteklerini nasıl karşılamaz anlayamadım. Ben daha önce mutsuz bir evlilik geçirdiğim için iyi erkeğin değerini bilirim. O yüzden ona arka deliğimi de tatma fırsatını verecektim. Dudaklarından öperek, boynunu boğazını yaladım, ordan göğüs uçlarını, ardından göbeğini, ordan taşaklarına geçip yalamaya başladım. Tayfun'un siki çoktan hareketlenmişti. Taşaklarını yalamaya devam ederken, bir elimle de sikini aşağı yukarı çekiyordum. Siki iyice kalktıktan sonra, "Götümü sikmek istiyor musun?" dedim.

"Deli misin, istemez miyim hiç?" diyerek, sevinçle hemen yerinden doğruldu. "Ama ilk olacak...!" dedim ve domaldım. "Tamam aşkım!" diyerek kalçalarımı iki eliyle ayırıp, arasına yumuldu. Diliyle bir amıma, bir götümün deliğine darbeler atıyor, arada bir dilini götüme sokmaya çalışıyordu. Daha sonra bir parmağını götüme sokup çıkarmaya başladı. Göt deliğimin yavaş yavaş genişlediğini hissediyordum. Ardından ikinci parmağını da sokup çıkarmaya başladı. Bu bana biraz acı veriyordu, ama arada bir söylediği tatlı sözler beni tekrar motive ediyordu. Bir süre parmaklarıyla girip çıktıktan sonra, genişleyen göt deliğime sikini dayadı ve yavaş yavaş ittirmeye başladı. Sikinin başı girince çok acımıştı, bir süre öyle beklemesini söyledim. Biraz bekledi ve ben, "Tamam, devam et!" deyince, kalanını da sokup, kenetlendi arkama. Biraz da öyle bekledikten sonra götüme girip çıkmaya başladı. İlk başlarda acı vermesine rağmen, alıştıktan sonra ben de zevk almaya başlamıştım.

Götüme hızlı hızlı girip çıkmaya devam ederken, bir ara beni kendine doğru çekip doğrulmamı sağladı ve bir eli göğüslerime, diğeri de amıma yöneldi. Bir anda üç hassas noktamın uyarılması benim Orgazm olmama yetmişti. O da bir süre sonra inleye inleye götüme boşaldı ve siki ininceye kadar da götümü sikmeye devam etti. Daha sonra toparlandık. Tayfun teknede duş alırken, ben hemen denize atladım ve biraz serinledim. Denizden çıktığımda, Tayfun biralarımızı yenilemişti. O gün teknede akşama kadar çırılçıplak kaldık. Sarmaş dolaş oturup sohbet ettik, öpüştük, elleştik, seviştik ve sikiştik. Akşam beni yazlığa bırakırken, bu yaşadıklarımızı Aylinin bilmemesi konusunda ikimiz de hemfikirdik. Yazlıktan ayrılırken bana bu güzel gün için teşekkür etti. Ben de ona tabiki.

Aradan çok zaman geçmesine rağmen birdaha görüşemedik ve mesajlarıma da cevap vermiyordu. Yayınlarını dinlerken sesini duyup kendimi tatmin ediyordum. Sonunda dayanamadım ve birgün stüdyosuna gittim. Bana, artık ciddi ilişkiler yaşamak istediğini, ama Aylinle arkadaş olduğum için bunun benimle olamayacağını, çok üzgün olduğunu ve bundan sonra bir daha öyle birşey yaşayamayacağımızı söyledi. Üzüldüm, ama onun bu kararına da saygı duydum.

Selam arkadaşlar, ben Denizliden Aysel. 30 yaşında, kumral, 1.72 boyunda, dik memeli, ince belli, dolgun kalçalı, arkadaşlarımın dediğine göre güzel ve çekici bir kadınım. Kocamla 9 yıllık evliyiz ve 2 çocuk sahibiyiz. İkimiz de bir Bankada çalışıyoruz. Ben muhasebe bölümünde çalışıyorum, kocamla da bu sayede tanışıp evlendik ve kocamla halen aynı bankada çalışmaktayız. Kocamla evlenmeden önce, başka erkeklerle (amıma yarak girmesi hariç) sexin her türlüsünü yaşadım, oral sex, anal sex, yani yarağın her türlüsünü yedim. Ama evlendikten sonra sadece kocamın kadını oldum. Kocamın hakkını yememek lazım, kocam da iyi sikicidir yani, yarağa doyduğum için gözüm dışarda olmadı hiç. Kocamla haftanın 3 günü kesin sikişiriz. Kocamın yarağı da büyük ve kalındır, onu yalamaya bayılırım, kocam da benim amımı götümü yalamaya bayılır. Ben çok isterik bir kadınım, yarak diye ölürüm, sabah uyanınca çoğu zaman kocamın yarağı kalkık olur ve ben o yarağı önce yalar sonra çıkarım üstüne. Önce amcığımın keyfi yerine gelir, sonra kahvaltı yapar ve işyerine gideriz.
Sex hayatımız böyle harika devam ederken, birden kocamda bana karşı bir ilgisizlik başladı. Benimle eskisi gibi ilgilenmiyor ve sikmiyordu. Sikişsek bile yalandan yapıyordu. Ben her sikişmemizde hem amdan sikilmek, hemde götten sikilmek isterim, yani iki deliğim de dolsun isterim. Fakat kocam amımı sikse götümü sikmiyor, götümü sikse amımı sikmiyordu. Kocamdaki bu durgunluğu anlayabilmiş değildim, soruyordum, “Sendeki bu degişim ne?” diye, ama birşey de anlatmıyordu. Derken bizim yıllık izin zamanımız gelmişti. Ama tatile nereye gideceğimiz konusunda bir fikrimiz yoktu. Kocam, Karadenizde bulunan amcasının oğlu Muhsinin çiftligine gitmeyi teklif etti, ben de kabul ettim. Zaten amcasının oğlu devamlı bizleri davet ederdi ve ‘Bir gelmediniz buralara!’ diye dert yanardı hep…
Kocam ve çocuklarla arabamıza atlayıp Karadenizin yolunu tuttuk. Muhsinin çiftliğine vardık. Muhsin ve karısı Hacer bizi güleryüzle karşıladılar, bize kalacağımız yeri gösterdiler. Bize kalmamız için verdikleri yer iki odalı bir evdi, bir odada çocuklar, bir odada da biz kalıyorduk. Çalışan insanlar için tatil sikişmek demektir. Ama vardığımızın 4. günü olmuştu ve kocam beni daha hiç sikmemişti. Ben de üstüne gitmiyordum, düzelir diye, ama tık yoktu. Buna keza, Amcasının oğlu Muhsin ise beni her gördüğünde, sikecek gibi bakıyordu. Ben de ister istemez etkileniyordum bu durumdan. Ben de onu iyice azdırmak için dar Tayt giyiyordum, amım götüm meydanda idi yani. Bir seferinde Muhsinin karısı Hacerle sohbet ederken, Hacer kocasından dert yanmaya başladı, kocasının özellikle şu günlerde hergün sikişmek istediğinden, kendisinin ise akşama kadar hayvanlara baktığı için yorulduğunu, bu yetmezmiş gibi bir de kocasının hergün sikişmek istediğinden bahsetti. Ben olayı anlamıştım, Muhsin beni görüp siki kalkıyordu ve hırsını karısından alıyordu…
Hacer böyle anlatırken amım sulanmıştı, artık ben de Muhsinle sikişmek, amımın yangınını söndürmek istiyordum. Artık her fırsatta Muhsine frikik vermeye, amımı götümü göstermeye başlamıştım. Muhsin de anlamıştı benim yarak için yandığımı. Ben Muhsinle baş başa kalmak için fırsat kollarken, birgün Hacer köyde düğün olduğunu ve oraya yardıma gideceğini söyledi ve bana, “Sen de gel!” dedi, ben ise yorgun olduğumu söyledim ve gitmedim. Hacer benim çocukları alıp gitti. Kocam ise arabanın Radyatörünün delik olduğunu farketmiş, Muhsine “Nerede yaptırabiliriz?” diye sormuştu. Muhsin de, “Şehre gitmek gerek…” dedi. Kocam da, “Ben yaptırıp geleyim ozaman!” diyerek, o da gitti. Ve biz koca çiftlikte Muhsinle baş başa kaldık. Benim o gün üzerimde ince bir tişört ve altımda ise bir Tayt vardı, içinde külodum da yoktu, Tayt rahat oluyor diye külot giymiyordum.
Bu fırsatı değerlendirmeliydim, ne yapsam da kendimi Muhsine siktirsem diye düşünürken, Muhsin, “Aysel gel sana çiftliği gezdireyim!” dedi. Çiftliği gezerken, Muhsin, “Bayanlar önden!” diyerek, ben önde yürüyor, o arkamdan geliyordu. Ben de yürürken inadına götümü kıvırıyordum ve Muhsinin ağzının suyu akıyordu. Çaktırmadan bakıyordum, siki de kalkmıştı, ama bir türlü bana asılmıyordu. Koyunların otladığı arazinin çitine yaslanmış bakarken, ben artık dayanamadım, Muhsine kalkmış sikini işaret ederek, “Bunun derdi ne?” dedim. Muhsin de, “Onun derdi sensin Aysel!” diyerek bana sarıldı ve dudaklarımız birleşti. Deli gibi yiyişiyorduk. Muhsin elini Taytımın arkasından içine soktu, götümü avuçlayıp okşayarak, “Orusbu, geldiğinden beri altına külot ta giymiyorsun!” dedi. Ben de, “Senin için Muhsinim!” dedim ve elimi pantolonunun önüne atarak yarağını avuçladım. Muhsin etrafa baktı ve “Seni hemen burda sikerdim Orusbu, ama köylülere falan yakalanırız, hadi eve gidelim de rahat rahat sikeyim!” dedi. Eli Taytımın içinde, götümü parmaklaya parmaklaya eve gittik…
Eve girer girmez, daha salondayken, bir çırpıda soyunduk ve ben hemen Muhsinin önüne çöküp, taşaklarını avuçladım, yarağını yalamaya emmeye ve ısırmaya başladım. Muhsin beni kucakladığı gibi yatakodasına götürdü, yatağa uzattı ve 69 olduk. Ben Muhsinin yarağını emerken, o da benim amımı yalıyordu, hemde ne yalama, resmen yiyordu amımı. Bu şekilde 15 dakika falan yaladık birbirimizinkini. Sonra ben sırtüstü yattım ve bacaklarımı ayırdım, yarağını amıma soksun diye. Ama Muhsin ağırdan alıyor sokmuyordu, yarağını amıma sürtüyor beni daha da çıldırtıyordu. Yarağını yakaladığım gibi soktum amıma ve Muhsin de kökledi. Amım tam anlamıyla dolmuştu, “Amın nekadar darmış Orusbum!” dedi. Ben de, “Amcaoğlun nezamadır sikmiyor ki!” dedim. Muhsin deli gibi pompalamaya başladı amıma. Bir süre sonra da bu şekilde içime boşaldı. Dölleri yakmıştı içimi…
Biraz dinlendik temizlendik ve yine oynaşmaya başladık. Muhsin, “Bu sefer seni götünden sikmek isterim!” dedi. Ben de, “Amım da götüm de sana feda olsun Muhsinim, neremden sikmek istiyorsan sik!” diyerek domaldım. Muhsin arkama geçti ve aynı anda hem amımı hem götümü yalamaya başladı, bu benim en sevdiğim yalanma şekli idi. Arada dilini götüme sokuyor, Büzüğümü emiyordu, ben de elimle amımı ve Klitorisimi okşuyordum. Sonra “Islat şunu Orospu!” diyerek yarağını ağzıma verdi. Yarağını bir güzel yaladım. Ben yarağını yalarken Muhsin de götümü parmaklıyor, Büzüğümü genişletiyordu. “Yeter bukadar!” diyerek arkama geçti ve amıma yarağını birden soktu. Amımın içinde biraz oynatıp, yarağını amımın sıvılarıyla yağladıktan sonra, amımdan çıkarıp götüme dayadı ve yavaş yavaş köküne kadar soktu götüme. Özlemiştim götüme yarak girmesini, “Sert sik erkeğim, götten sert sikilmeyi severim!” dedim. Bunun üzerine Muhsin saçlarımdan asılarak sert sert götüme pompalamaya başladı. Canım yanıyordu, ama sert sikilmek hoşuma da gidiyordu. Muhsin derdimi anlamıştı, götümü tam istediğim gibi, çok güzel sikiyordu. Bir yandan da, “Böyle am göt sikilmez mi Gavat!” diye kocama küfürler ediyordu. Rahat yarım saat sikti götümü ve götüme boşaldı…
Toparlandık. Ben tuvalete gittim, amımı götümü yıkadım, üzerimi değiştirdim ve bir etek giydim, tabi altıma yine külot giymedim. Geldim, sohbet etmeye başladık. Muhsin bana, karısının kendisine yetmediğini, bir daha evleneceğini falan anlattı. Bu arada kocamın şehirden gelmesi yakındı, kocama telefon açtım, Radyötörü yaptırdığını ve yolda olduğunu söyledi. Kocam gelmeden Muhsin beni bir daha sikmek istediğini söyledi. Ben de, “Yakalanmayalım?” dedim. “Yakalanmayız merak etme, sen şu Pencereye domal, yolu gözle!” dedi. Pencereyi açıp domaldım, dışarıyı seyrediyordum, gelen giden var mı diye. Muhsin de arkama çöktü, eteğimi belime toplayıp amımı götümü yalamaya başladı. Her nekadar hoşuma gitse de fazla vaktimiz yoktu, “Bırak yalamayı da, nereme sokacaksan sok şu yarağını Şerefsiz!” dedim…
Şerefsiz demem Muhsini kızdırmıştı galiba, yarağını götüme öyle bir soktu ki, canım yandı. Canım yansa da kökleye kökleye, pompalaya pompalaya muthiş sikiyordu götümü. Fakat biraz önce 2 kez boşaldığı için bir türlü boşalmıyordu, habire pompalıyordu. “Çabuk boşal, kocam geliyor!” dedim. Araba toz çıkarıyordu, geldiği yoldan belli oluyordu. Kocamın geldiğini duyunca, Muhsin götümü daha sert sikmeye başladı. Ben yalvarıyordum, “Yakalancağız, çıkar artık!” diye. Ama Muhsin yarağını götümden çıkarmış, bu sefer de amıma köklemişti. Beni kasıklarımdan tutarak amıma habire pompalıyordu. Tam kocam bahçeye arabayı park ettiğinde, Muhsinle aynı anda boşaldık. Amımın içi yine dölle dolmuştu. Muhsin kocama görünmeden fermuarını çekip mutfağa kaçtı, ben de eteğimi düzelttim ve kocama el salladım. Kocam arabadan indi ve “Aysel, Alış-Veriş te yaptım, gel taşımama yardım et!” dedi. Ben de, “Geldim kocacığım, geldim!” dedim. (Hem de ne biçim gelmiştim!). Hemen koştum dışarıya, kocama yardım etmeye. Ama amımdan Muhsinin dölleri akıyordu…
Ve tatilimiz bitene kadar Muhsinle fırsat buldukça Çiftlikte sikiştik. Artık her yıl tatile Karadenize, Muhsinin Çiftliğine gidiyoruz!

Selam, ben Aydın’da yaşıyorum. Adım Reyhan, 39
yaşındayım, balık etli ve beyaz tenliyim. Yaz dönemi bizim
oralarda düğün zamanıdır. Kocam Aydın’ın bir ilçesindendir.
Halası telefonla arayarak yakın akrabalarının düğünü
olduğunu söyledi. Kocam işi gereği zaman zaman il
dışına çıkıyordu. Halasına, kendisinin düğüne
gelemeyeceğini, ancak beni göndereceğini
söyledi.
Düğün günü kocamın halasına gittim. Giderken
dizimin bir karış üzerinde siyah bir etek, topuklu ayakkabı
giymiştim. İçime de tanga külot giymiştim. Yaz olduğu için çorap giymemiştim. Gece 23:00 sıralarında düğünden halaların
evine döndük. Kapıyı halanın kocasının ilk
evliliğinden olan üvey oğlu Engin açmıştı.
Kapının ağzında beni baştan
aşağı süzerek, “Ooo Reyhan sen de mi geldin?” diye
sordu. “Evet düğün için geldim, yarın gideceğim!”
dedim. Engin’i çok fazla gözüm tutmazdı. Hatta çok fazla sevmezdim. Beni ne zaman görse becerecekmiş gibi bakardı, ben
de bundan çok rahatsız olurdum.
Hala yaşlı olduğu için yatmak için yerlerimizi
hazırladı ve kendi yattı. Ben de üzerimi değiştirip
yattım, ama hava çok sıcaktı uyuyamadım. Engin’den
çekindiğim için gecelik giymemiştim,
eşofmanlarla yatmıştım, fakat sıcağa
dayanamadım. Nasıl olsa yatmıştır diye halanın gençliğinden
kalan ince geceliği giydim. Halanın boyu
benden kısa olduğu için gecelik zar zor kalçalarımı
kapatmıştı. Rahat olur diye sütyenimi de
çıkartmıştım. Hala salonda yer ayarlamıştı.
Balkon kapısından balkona geçtim. Balkonda divan vardı, duvara
sırtımı verip divana ayaklarımı uzatıp bir sigara
yaktım.
Keşke kocam da yanımda olsaydı,
şimdi burada kaçamak yapardık diyerek düşündüm. Kocamla nezamandır
sikişmemiştim, amım yanıyordu. Bir
elimle de bacaklarımı okşamaya başladım. Yavaş
yavaş hoşuma gitmeye başlamıştı. Sigarayı
söndürdüm. Bir elimle göğüslerimi okşarken, bir elimi de amıma kaydırdım. Önce külodun üzerinden
okşarken, daha sonra külodumu kenara çekip parmaklarımı amıma sokup çıkarmaya başladım. Bir
elimle de bızırımı okşuyordum. Kendimden geçmek üzereyken mutfaktan bir ses geldi. Telaşla
üzerimi düzeltmeye çalıştım, ama zaten gecelik
kısaydı. Bacaklarımı divandan aşağıya
uzattım ama bacaklarım ve göğsümün yarısı
meydandaydı. Bir süre bekledim mutfağın
ışığı açılmadı, bulaşıklar
kaymıştır diye düşündüm. Bir taraftan da acaba gören olmuş
mudur diye içim içimi yiyordu.
Yatmak için salona gittim. Bir süre sağa sola
döndüm, ama içimdeki sıkıntıdan uyuyamadım. Elimi yüzümü
yıkamak için banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra banyodan
çıkarken Engin’in kapısı açıldı ve kapıda
karşılaştık. Bana, “Sen de mi uyuyamadın?”
dedi. “Evet ama şimdi yatıyorum!” diyerek hızlı
bir şekilde oradan uzaklaşmaya çalıştım. Engin’in beni gecelikle görmesini istemedim. Salona gidip, salonun
kapısını kapattım.
Ama sıkıntım daha da
artmıştı. Hava almak için tekrar balkona çıktım. Bir
süre sonra mutfağın ışığı yandı. Engin
elinde su bardağı ile balkona çıktı. “Su içip
yatacağım, sen de içermisin?” dedi. Teşekkür ederek
istemedim. Tam giderken bana, “Reyhan odama
gelirsen sana bir şey göstermek istiyorum!” dedi ve odasına gitti.
Ben de içeri salona girdim. Salonda bir süre
oturduktan sonra (Acaba beni gördü de o şekilde
fotoğrafımı mı çekti?) diye düşündüm. Kafamın
içerisinde bu düşünce iyice büyümüş, merak halini
almıştı. Kafamı kemiren bu düşünceden
sıyrılmak için Engin’in odasına gitmeye karar verdim…
Engin’in kapısını çaldım ve izin
alarak girdiğimde şok olmuştum. Engin’in üzeri
çıplaktı, altındaki kısa şortu da dizlerine kadar
indirmiş, yarağına 31 çekiyordu. Sinirlenmiştim, “Bunun için mi beni çağırdın?”
dedim. “Hayır, kızma, bak ben film
seyrediyorum, seni balkonda izledim, daha çabuk rahatlarsın diye senin de
seyretmeni istedim!” dedi. Engin benle yaşıttı
ve halen evlenmemişti. Odasına Avrupa yayınlarını alan uydu yayını çektirmiş, bir seks
kanalını izlediğini gördüm. Televizyonda iki adam
bir kadını ortalarına almış, biri sikiyor, diğeri
ağzına veriyordu. Evde kocam olmadığı zamanlarda
bilgisayardaki seks filmlerini izleyerek masturbasyon yapıyordum. Demek ki bunların kanalı da varmış diye
düşündüm. Engin, “Bunu beğenmediysen başka kanallar da var!”
dedi. Yaklaşık on kanal dolaştı, hepsinde de Hardporno
filmler vardı. Lezbiyenler, zenciler, gruplar, götünü siktirenler…
Benim ağzım açık dikildiğimi
gören Engin, “Gel yanıma otur ayakta kalma, merak etme bir şey
yapmam!” dedi. Benim gözüm televizyonda kalmıştı. Bana,
“Kapıyı kapatır mısın ses gidiyor, istemiyorsan
gidebilirsin!” dedi. Kapıyı kapatıp Engin’e doğru döndüğümde, gözüm Enginin yarağına
takıldı. Kocamınkinden kalın ve biraz daha uzundu. Eliyle
ovuşturuyordu. Kafası kocaman olmuştu. “Lütfen otur, rahat
ol!” dedi. Yatağın kenarına emanet bir şekilde
oturdum. “Hangisi kalsın?” dedi. “Bilmem...
dedim. Transa girmiş gibiydim, gözüm bir
televizyonda, bir Engin’in yarağındaydı. “Amatörleri
açalım!” dedi. “Nasıl?” diye sordum. “Normal
insanlar çektiklerini gönderiyor, onlar da yayınlıyor!” dedi ve
amatör kanalı açtı.
Kanalda bir kadını bir erkek sikiyordu, diğer
adam da seyrediyordu. “Bak görüyor musun
pezevengi, karısını siktiriyor, kendi de seyrediyor!” dedi.
Televizyondan gelen inleme sesleri odayı dolduruyordu. Bir tarafta da Engin
kısık sesle küfürlü konuşuyordu, “Ulan şimdi burada
olacaksın, amına nasıl geçirirdim, hadi
yavrum benimkini de yala, yavrum sendeki göte girmeyen erkek adam değil,
götüne koyayım, ağzına akıtayım,
yarağımı amına sokayım, orospum, kaltağım
hadi beni boşalt!” gibi laflar ediyordu duyabildiğim kadarıyla
Bir
ara bana, “Rahat olsana, arkana yaslan!” dedi. Dediğini
yaptım, şimdi hem Enginin yarağını ve 31 çekmesini hem
de televizyonu görebiliyordum. Engin’in küfürlü konuşmalarından
etkilenmeye başlamıştım. Sanki bana söylüyor gibi hissetmiştim. Engin’in yarağı taş gibi olmuştu,
iyice irileşmişti. Kendini biraz arkaya verip hırlayarak göbeğine doğru fışkırarak boşaldı.
Dölleri neredeyse gögüslerine kadar gelmişti. “Reyhan ben işimi
hallettim, üzerimi temizleyim, sen de işini rahat gör!” dedi.
Şortunu sıyırıp çıkardı.
Çırılçıplak kalmıştı. İlk defa Engin’e
alıcı gözle bakıyordum. İri yapılı bir erkekti,
kocam biraz zayıftı hep şişmanlamasını isterdim.
Çok heyecanlanmıştım. Elimi amıma götürdüm vıcık vıcık
olmuştu. Engin’e, “İşini halledememişsin seninki halen
canlı!” dedim. O da, “Ne yapsın zavallı, ne
zamandır bir amcık sikemedi!” dedi. “Neden?” dedim. “Para
yok ki kerhaneye gidelim!” dedi.”Sen hep kerhaneye mi gidiyorsun? Normal birini sikmedin mi?”
dedim. “Hayır, bu yarak orospu amından başka am görmedi ki!”
dedi. Bu arada amımı okşuyordum. Bir anda boşalmaya
başladım. Boşalırken inlerim ve bazen de kısık
çığlık atarım, çok dolu olduğum anda da kendi kendime (Yarak
istiyorum, sikilmek istiyorum!) diye inlerim. İstemdışı
yine aynısı oldu. Engin bana, “Ne o, rahatladın mı?”
dedi. “Boşaldım, ama rahatlamadım!” dedim. “Devam
et o zaman, ben banyoya gidiyorum!” dedi. Kumandayı yanıma
bırakmak için bana yaklaştığında yarağı
nerdeyse ağzıma değecekti…
Tam bu sırada (benim şu anda da hayret ettiğim bir şeyi
yaparak) Engin’in yarağını elime alıp ağzıma
götürdüm ve kafasını emmeye başladım. Engin hayret içinde
bana bakıyordu. Yarağının kafası kocamandı. Ağzımın
içinde Engin’in yarağı tekrar canlanlanmaya başladı. Yarağın
kafası ağzımda, gövdesi elimde idi, emerken elimle de yarağına
31 çekiyordum. Yarağının kafasını ağzımdan
çıkardım ve Engine, “Bu akşam senin karın olmak
istiyorum!” dedim. Artık ok yaydan çıkmıştı. “Sen
siktirdikten sonra bence sorun yok, sonra pişman olmayasın bak!”
dedi. “Hayır olmam kocacığım, bu akşam sen ne
istersen o olacağım, yeter ki beni sik!” dedim. “Olur
yavrum, benim yarak ne zamandır sikecek am arıyordu. Sen iste, ben
seni darmadağın ederim!” dedi. “Hadi dağıt beni
erkeğim!” dediğimde, iki eliyle kafamı tutup
yarağını boğazıma kadar dayayıp
ağzımın içine sokup çıkarmaya başladı.
Nefes
almakta zorlanıyordum Engin azgınca ağzımı sikiyordu. Elimle
bacaklarından itip ağzımı kurtardım, “Yavaş
ol boğulacağım, bana bırak ben ağzıma alayım!”
dedim. Ben emdikçe Engin boğa gibi böğürüyordu, “Ooohh Reyhaaan
süper, hadi yavruumm dibine kadar!” diyordu. Yarağı
ağzımdan çıkardım ve “Bana da az önce filmdeki
kadına söylediklerini söylesene!” dedim. “Olur anam, sen devam
et, mahvettin beni!” dedi. Yarağı elime alıp
taşaklarını ve kasıklarını yalarken, Engin de, “Yıllardır
seni sikmek için bekliyordum, seni gördükçe akşamları seninle 31
çekiyordum, amına girip seni sikiyordum, taşaklarıma kadar sana
geçiriyordum!” diyordu.
Ona,
“Engin beni yalarmısın?” dedim. Engin de, “Yalamak ne
kelime, am sularından şerbet yapar içerim!” dedi. Sırtüstü
yatağa uzandım, ağzını amıma dayayıp beni
yalamaya başladı. O beni yalarken en az iki kere
boşalmıştım. Dizlerinin üzerine kalkıp
bacaklarımı havaya kaldırdı, amımda götümde apaçık
ortaya çıkmıştı. “Sana öyle bir yarak
tattıracağım ki, hayatın boyunca unutmayacaksın,
amını darmadağın edeceğim senin!” diyerek
yarağını amıma dayayıp yüklendi. Amımın
sulanmış olmasına rağmen kocaman yarağı amımı yırtarcasına taşaklarına
kadar içime girdi. Amım Engin’in yarağını kılıf
gibi sarmıştı.
Engin hızlı bir şekilde üstümde
hoplarcasına amıma girip çıkıyordu.
Engin beni siktikçe zevkin doruklarına
çıkıyordum. Sanki dünya ile irtibatım kopmuştu. “Hadiii sik
beni, geçir bana erkeğiiim, bu gece senin orospun
oldum, sik beni, orospu yap beni!” diye inliyordum. Hızımı
alamadım ve “Üstüne çıkmak istiyorum!” dedim. “Olur
bebeğim, nereye istiyorsan oraya çık!” dedi. Engini
yatırıp üstüne oturdum. Elime yarağını alıp amıma dayadım ve yavaş yavaş üstüne
oturmaya başladım. Taşaklarına kadar yarağı
içimdeydi. Hareketlerimi hızlandırmaya başladım. Zevkten
kuduruyordum. Oturup kalkarken Engin’in taşaklarını
kalçalarımda, götümde hissediyordum.
Kaç kere boşaldığımı hatırlamıyorum bile. Üste olduğum için benim
döllerim Engin’in taşaklarına kadar sızmıştı.
Yarağı da taşakları da vıcık vıcık
olmuştu. Engin de ellerini göğüslerime atmış,
göğüslerimi sıkıştırıyor, ovuşturuyor,
gazete kağıdı gibi büzüştürüyordu. Bir taraftan canım
yanarken bir taraftan acayip zevk alıyordum. Engin, “Senin gibi bir
karı sikmedim şimdiye kadar, süper bir
şeymisin sen!” diyordu. Ben de, “Devam et erkeğim, devam et
kocacığım, ben de şimdiye kadar böyle bir yarak yemedim.
Daha da sok, daha da sokkk!” diyerek inliyordum.
Engin ellerini kalçalarıma kaydırdı
ve oğuşturmaya başladı. İyice de sertleşmişti.
Son noktaya geldiği belliydi. Elleriyle kalçalarımı ayırmış
ve hızlı bir şekilde amıma girip
çıkarken inliyor, hırlıyordu, “Iııığğğhhh,
oğğğhhşşş, ıhhhmmğğğhhh!”
diye. Okadar hızlanmıştı ki,
ıslak taşakları kalçalarıma vururken dalganın
kıyıya vurduğu gibi sesler geliyordu. Farkında olmadan
kalçalarımdan güç alıyordu ve zevkin doruklarına
yaklaştıkça elleri ile kalçalarımı biraz daha
ayırıyordu, götümün ayrılacağını
düşündüm bir ara. Engin içime öyle bir tazyikle patladı ki, amımın içi Engin’in dölleri ile dolmuştu.
Engin’le hayvan gibi sikişmiştik. İkimiz de birbirimizi
perişan etmiştik.
Engin’in üzerinden kalkarken içimi dolduran döller aşağıya
doğru süzülmeye başladı. Elimle yere
dökülmesin diye amımı kapattım. Elimde
bir avuç dolusu döl vardı ve halen sızmaya devam ediyordu. Tam bu
sırada Engin bana, “Ne o, yutacak mısın onları?”
dedi. Aslında aklımdan geçmiyordu. Çünkü şimdiye kadar
kocamın döllerini ağzıma almamıştım. “Bilmem...” dedim. Engin de, “Seninkileri
ben çok sevdim, sen de onların tadına bak
istersen!” dedi. Engin bana çok güzel bir gece
yaşatmıştı ve şimdiye kadar bu kadar güzel
sikilmemiştim. Ona ödül olacağını
düşünerek avucumdaki dölleri göğüslerime, boynuma, kalçalarıma
ve bacaklarıma sürmeye başladım. O kadar çoktu ki her tarafıma yetmişti. Avucumda son
kalanları da yalayarak ağzıma aldım. Çok tuzlu ve keskin
kokulu idi. Avucumda döl kalmayıncaya kadar avucumu yalayıp dölleri
yuttum ve “Seninki de çok güzelmiş!” dedim.
Engin yattığı yerden elini uzatıp, “Gel yanıma!”
dedi. Yanına uzandım. Çok hoşuma giden, ama kocamın çok
fazla yapmadığı bir şeyi yapmaya başladı. Bana
sarılıp beni sevmeye başladı. Hiç
beklemiyordum ve çok hoşuma gitmişti. Hem beni
seviyor, hem de bana, “Yıllardır seni sikmek istiyordum,
rüyalarımı süslüyordun, bana bunu yaşattığın için
çok teşekkür ederim!” diyordu. Bu son hareketleri beni
tamamen koparmıştı. Çünkü kocamdan bu
davranışları görmemiştim. Ben de Engin’e
bana yaşattığı gece için ve gösterdiği incelik için
teşekkür ederken, bir taraftan da göğsü ve karnı ile oynuyordum.
Elim yarrağına gitti, daha kendini
bırakmamıştı. Elime alıp okşamaya
başladım. Engine, “Gerçekten kocam olmak ister misin?”
dedim. “İsterim, ama nasıl olacak?” dedi. “Sen hiç göt
siktin mi?” dedim. “Bir kere kerhanede siktim, ama hiçbir şey
anlamadım!” dedi. “Beni götten siker
misin?” dedim. “Peki daha önce siktirdin mi?” dedi. “Birkaç
kere kocamla denedik, ama acıyınca siktirmedim.
Eğer sen istersen ilk sen sikeceksin ve kocam olacaksın, ister misin?”
dedim. “İstemezmiyim mi yavrum, kalçalarına hastayım zaten!” dedi. Kendimi Engin’in büyüsüne
kaptırmıştım, ama Engin’in kalın yarağı amıma zor girerken götüme nasıl girecekti. Bir
kere yola çıkmıştım ve bu sefer götümü siktirecektim,
kararlıydım. Kerhanedeki orospu siktirdiyse, o koca yarağı götten
yedi ise, ben de götüme alabilirdim, ben de o yarağı yiyebilirdim.
Çünkü Engin bunu hak etmişti.
Engin’e krem olup olmadığını sordum. “Var, ama banyoda!”
dedi. Ben de hiç düşünmeden çırılçıplak odadan
çıktım, önce tuvalete girdim. Daha sonra banyodan kremi alıp
odaya girdim. Engin ayaktaydı. Uzattığım kremi elimden alıp,
“Teşekkür ederim, hiç böyle bir şey beklemiyordum!” diyerek
dudaklarıma yapıştı. Emerek dudaklarımı öpüyordu.
Ben de karşılık verdim ve bir süre ateşli bir şekilde
öpüştük. Sonra elimden tutup beni yatağa
çıkardı ve dört ayağımın üzerine domalttı.
İri elleriyle kalçalarımı ayırdı. Önce
kalçalarımı öpüp yaladıktan sonra tersten amımın
üzerinde dilini dolaştırmaya başladı. Yine mest
olmuştum. Bir anda irkildim, amımı
yalayan dili şimdi göt deliğimde geziniyordu. İlk defa biri
götümü yalıyordu. Arada da kalçalarıma ufak ısırıklar
atıyordu.
Birden parmağı götümde dolanmaya
başladı ve yavaş yavaş götüme baskı yapıyordu.
Parmağını yarısına kadar götüme sokmuştu. Bir
taraftan da, “Kendini bana bırak, hiç acıtmadan
götünü sikeceğim, oradan da sana zevk almasını
öğreteceğim!” diyordu. Parmağını ortasına
kadar götüme sokup çıkarıyor bir taraftan da deliğimin etrafını
yalıyordu. Parmağın götümden çıktığını hissetim.
Başımı arkaya çevirdiğimde, Engin ayağa
kalkmıştı, krem kutusundan bolca kremi
aldığını gördüm. “Şimdi götünü
yağlayacağım, hiçbir acı
hissetmeyeceksin!” dedi.
Engin önce kremi göt deliğimin etrafına sürdü ve az önce götümü
parmakladığı parmağı ile götüme girmeye
başladı. Az öncekinden daha rahat giriyordu parmağı ve daha
derine. Parmağının tamamını götüme sokup
çıkarmaya başladı. Götüm parmağına
alışmıştı derken birden götümün
zorlandığını hissetim. Bu sefer iki
parmağını birden sokmaya çalıştı. Onu da içime
almıştım. Parmakların yarıdan fazlası götüme
girip çıkıyordu. Yatağa paralel durmamı söyledi. Öyle
yaptım, bir taraftan götümü iki parmağıyla yağlarken, bir
taraftan da yarağını ağzıma verdi. Ben Engin’in
yarağını emerken, götüm de parmaklarına
alışmıştı. İşi
biliyordu. “Nereden öğrendin göt sikmeyi?” dedim. “Filmlerden!
Bir gün senin götünü sikersem diye!” dedi.
Bu arada ben de Engin’in yarağını
ağzımla ve elimle güzelce kaldırdım. Tekrar önünde
domalttı. Bu sefer yarağını yağlamaya
başladı. Taşaklarına kadar yağladıktan
sonra kutudan aldığı bolca kremi alıp götümün içine
parmakları ile pompalamaya başladı. Götümde vıcık
vıcık krem olmuştu. Sonunda Engin götüme girecekti ve beni götveren yapacaktı. Biraz stresli idim ve kendimi
sıkıyordum. Engin kalçalarımdan tutup beni sabitledi, “Fazla
hareket etme ve kendini sıkma, bana bırak
kendini!” dedi.
Taş gibi ve dimdik yarağını kalçalarımın
arasında sürtmeye başladı. Götüme sokacak diye beklerken,
yarağın amıma girdiğini hissetim.
Bir taraftan amı sikerken bir taraftan da
parmağını götüme sokuyordu. Bir süre amımı
sikmeye devam etti. Yine mayışmaya başlamıştım ve
götümün sikileceğini unutmuştum. Tam bu sırada Engin seri bir
hareketle parmağını götümden çıkarıp
yarağını götüme dayadı ve ani ve sert bir hareketle
yüklendi. Engin’in kocaman yarağının kafası götümü
yırtarak götümden içeri girmişti. O anda kalbimin ağzımda
attığını hissetim. Attığım
çığlığı halen duyabiliyorum, “Aaağğğhhhhh,
ayyyyyy!” diye. İstem dışı
yaraktan kurtulmak için kendimi ileri doğru çektim, ama Engin iki eliyle
kasıklarımdan beni kendine doğru çekince
yarağının yarısı götüme girmişti. Menge gibi
elleriyle kasıklrımdan beni
sabitlemişti ve kaçamıyordum.
“Tamam yavrum, bu kadardı, sık
dişini, götüne girdim!” diyordu. Ama tansiyonum yükselmiş gibi
beynim zonklarken, sesini arka fondan geliyormuş gibi duyuyordum. Engin
bira daha yüklenince, “Uyyy, offf, aayyy, aağğhh,
Engin erkeğim kocacığım, dağıldım,
yırtıldım, çok acıyooor, ağğğhhhh!” diye inlemelerim
eşliğinde Engin götüme gidip gelmelerini yapıyordu. Bir anda
durdu, “Reyhan yeter bağırma, bak götünün içindeyim!” dedi.
“Hepsi girdi mi?” dedim. “Evet hepsi götünde, sakin ol
şimdi, bundan sonra zevk alacaksın!” dedi ve yavaş
hareketlerle götümün içinde gidip gelmeye devam etti. Ara da bir hepsini
çıkarıyor, nefes almamı rahatlamamı sağlıyor,
daha sonra tekrar sokup çıkarmaya devam ediyordu. Bir süre sonra götüm
uyuşur gibi olmuştu. Enginin yarağına
alışmıştı. Kendimi iyice serbest bıraktım.
Artık Engin amıma girer gibi rahat hareket
ediyordu. Engin’in büyük zevk aldığı her halinden belliydi,
kasıklarımı ve kalçalarımı sıkmaktan neredeyse
moraracaklardı. Ben de Engin’in ritmine uymuştum.
Engin yarağını götümden
çıkardı ve beni sırtüstü
yatırıp, bacaklarımı havaya kaldırdı.
Yarağını götüme dayayıp içine girdi. Şimdi rahat
alabiliyordum götüme. Engin bir taraftan götümü sikerken bir taraftan da
göğüslerimi okşuyor, sıkıyor, “Reyhan hoşuna
gidiyor mu?” diye soruyordu. “Evet, değişik bir duygu, ama amımdan aldığım zevk kadar değil!”
dedim. “Alışınca daha çok zevk alacaksın!” diyerek
götüme pompalamaya devam etti. 15 dakika siktikten sonra yarağını
götümden çıkardı ve döllerini fışkırtmaya
başladı. Göğüslerime kadar
fışkırmıştı yine bir avuç dolusu. “Ufff, nasıl
fışkırdı öyle!” dedim. “Senin gibi bir yavruyu
sikipte fışkırmadan olmaz ki!”
dedi. Bunları konuşurken ben Engin’in döllerini göğüslerime ve
göbeğime sürmeye devam ediyordum. Yine avucumda kalanları yalayarak
yuttum.
Engin’e, “Erkeğim benim, güçlü kocacığım, ne zaman
sikin kalkarsa bende indirebilirsin. Ne zaman ararsan, amım,
götüm, ağzım, her tarafım yarağına amade! Ama başka
karıları sikersen, hele kerhane orospularını sikmeye
gidersen çok bozulurum! Sen iste, ben senin için orospuluk bile yaparım!”
dedim. “Merak etme karıcığım sen benim küçük
orospumsun, sen varken başka orospuyu sikermiyim hiç!” dedi ve
dudaklarıma yumuldu. Uzunca öpüştük.
Gün ağarmak üzere idi, “Hala birazdan kalkar!”
dedim. Giyinmek için iç çamaşırımı elime
aldığımda, Engin, “Bırak Reyhan bana hatıra kalsın!” dedi. Zaten bir tek tanga külodum
vardı, onu da Engin’e bırakıp, üzerime geceliği alıp
çıktım.
Kahvaltıdan sonra Engin beni uğurlarken,
“Çantana bak, sana bir hediyem var!” dedi. Ordan ayrılıp kendi
evime gidince çantama baktım, bir CD vardı. Meğer Engin
akşam yaptıklarımızı kamerayla
kaydetmiş. Oturup seyrettiğimde hayretler içinde
kalmıştım. Hem yaptıklarıma, hem söylediklerime. Ama hiçbir
şey şu gerçeği değiştirmedi: Engin benim kocam ve
tokmakcım olmuştu. Ben de onun karısı ve biricik orospusu. Engin’le
halen her fırsatta sikişiyorum!

 Selam ben Frankfurt’tan Cansu. Şu anda 18 yaşındayım, 1.65 boyunda, 60 kiloda ve esmerim. Ablam geçen sene evlendi. Ablamın kayınpederi Kaya amca, 53 yaşında olmasına rağmen, yaşından çok genç gösteriyor, çok yakışıklı ve çok da karizmatik biridir, vücudu çok kaslı. Anlayacağınız herşeyiyle dört dörtlük bir erkek. Kaya amcayı gören her kadının amının suyunun akacağından eminim. Kaya amcayı ilk gördüğümde ona aşık oldum, ama bu aşkımı hiç söyleyemedim kendisine.

Geçen sene, bir akşam, annem mutfakta fısıldaşarak telefonla konuşurken kulak misafiri oldum. Baktım canımlı aşkımlı konuşuyor, gizlice dinlemeye başladım. Telefonda konuştuğu kişi babam olamazdı, çünkü babam salonda oturuyordu. Ayrıca annem babama canım aşkım demez, çünkü babamı sevmez orospu. İyice kulak verdim, konuştuğu kişi artık kimse, onu eve davet ediyordu, “Sabah saat 7:30’da herkes gidiyor, evde tek ben kalıyorum, yarın gel, hem kahvaltı yaparız, hemde pezevenk kocamın yatağında sikersin beni!” diyordu. Çok sinir olmuştum, ama sesimi çıkarmadan dinledim. Karşıdakinin ne dediğini bilmiyorum, ama annem, “Tamam canım, tamam aşkım, tamam sikicim, yarın sabah bekliyorum!” dedi, telefonu kapattı.
Ertesi gün okula gider gibi evden çıktım, bir apartman ilerde beklemeye başladım. Yarım saat falan sonra Kaya amcayı bizim evin ilerisindeki fırına girerken gördüm. Önce anlam veremedim, niye ta buraya fırına geliyor ki diye düşünürken, Kaya amca elinde birşeylerle çıktı fırından. Ama arabasını orada bıraktı, bizim eve doğru yürümeye başladı. Olamaz dedim, annemin sikicisi Kaya amca olamazdı! Ama malesef ta kendisiymiş, gitti bizim binaya girdi. O an dünyam yıkıldı. Arkasından yürüdüm, eve gidip onları rezil edecektim. Binaya girdim, evimizin kapısına kadar vardım, sonra vazgeçtim. Çünkü onları rezil etmekle elime birşey geçmezdi. Hatta annemin canına bile minnet olurdu, babamdan boşanmak için bahane arıyordu zaten orospu. Olan bana olurdu, Kaya amcayı kaybederdim. Onu kaybetmek istemiyordum, onu gerçekten çok seviyordum ve aşıktım ona.
Tekrar binadan çıktım, ne yapacağımı düşünmeye başladım ve biraz daha bekleyip, tam onlar sikişmeye başlayınca girmeye karar verdim. Yarım saat kadar dışarda dolaştım ve sessizce eve girdim. Annemgilin odasının kapısı yarım açıktı ve acayip inleme sesleri geliyordu. Sessizce kapıya iyice yaklaştım. Kaya amca sırtüstü yatmış, annem yarağının üstüne oturmuş, üstünde deli gibi zıplıyordu, acayip sesler çıkarıyordu. Bir ara annem, “Aşkım orospunu altına alda sik!” dedi. Kaya amca, “Tamam!” deyince annem üstünden indi. Aman Tanrım o da neydi öyle? Kaya amcada öyle bir yarrak varmış ki, bana küçük dilimi yutturdu. Annemin o kocaman yarrağı içine aldığına inanamadım, çünkü annem minyon tipli, ufak tefek bir kadın. Kaya amca annemi altına aldı, o kacaman yarrağını annemin amına dayadı ve öyle bir girdi ki, annem derin bir, “Oohhhh!” çekti. Annem bu arada Kaya amcanın altında kayboldu gitti.
Kaya amca annemin amına öyle bir pompalıyordu ki, o pompaladıkça benim de amımdan sular yürüdü. Pantolonumun içine elimi soktum, külotum su gibi olmuştu. Başladım amımla oynamaya. Fazla dayanamadım, elektrik çarpmış gibi oldum, orgazm oldum, kendimden geçtim. Annemin çığlıklarıyla kendime geldim. Annem, “Aşkım çıkma, içimi döllerinle doldur sikicim!” diye bağırıyordu. Kaya amca da acayip sesler çıkararaktan annemin içine boşalmaya başladı. Boşaldıktan sonra annemin üstüne hareketsizce yığıldı kaldı. Tabi ben de hemen kendi odama girdim. Kapıyı hafif açık bıraktım ki odamdan onları gözetleyecektim.
Birkaç dakika sonra Kaya amca annemi kucağına almış, yarrağı halen annemin amının içinde banyoya girdiler. Banyonun kapısını kapatmışlardı. Biraz sonra su sesi geldi, ben de odamdan çıkıp, banyonun anahtar deliğinden baktım. Annem Kaya amcanın yarrağını yıkıyordu. Yarağı inmişti, ama inik haliyle bile çok büyüktü. Anlayacağınız gözüm baya korktu. Yıkanmaları bitip te kurulanmaya başladıklarında, ben tekrar odama geçtim, beklemeye başladım.
Biraz sonra banyodan çırılçıplak çıktılar, tekrar yatak odasına geçtiler. Ben de ne yapacağımı düşünmeye başladım. Aklıma bir cinlik geldi, onlar tekrar sikişmeye başlayınca, sessizce kapılarına gidip, bir şekilde kendimi Kaya amcaya gösterecektim. Bir süre odamda bekledim ve annemgilin odadan tekrar inleme sesleri gelmeye başlayınca hemen kapılarının kenarına yanaştım, baktım. 69 pozisyonuna geçmişler, Kaya amca alttan annemin amına yumulmuş, iştahla yalıyordu. Annem de Kaya amcanın o kocaman yarrağını iki eliyle tutmuş, aynı iştahla yalıyordu, ama ağzı yırtılacak gibiydi. O koca yarrak annemin ağzına zor giriyordu, yinede annem byük bir zevkle yalıyordu.
Tabi bu ara ben de boş durmuyordum, kendimi annemin yerinde hayal ederekten elim amımda deli gibi mastürbasyon yapıyordum. Onlar halen birbirlerini yalıyorlardı, ama ben bu arada yine orgazm oldum. Ama ne orgazm, hiç bu kadar zevkli orgazm olmamıştım, kalbim duracak gibiydi. Annemlerin ahlamaları ohlamaları yine birbirine karışmış vaziyetdeydi. Annem, “İçime gir aşkım, dayanamıyorum!” diyordu. Kaya amca da, “Gireceğim orospu, daha senin götüne de gireceğim!” diyordu. Annem, “Gir ekeğim gir, istediğin yerden gir, deliklerimin hepsi sana kurban olsun!” diyordu. Ama ben annemin o kocaman yarrağı götten albileceğini hiç tahmin etmiyordum, çünkü amına ve ağzına alırken okadar zorlanan biri, ufacık götüne nasıl alacak diye düşünüyordum.
Bu arada annem yine Kaya amcanın o koca yarrağının üstüne oturdu ve zorlana zorlana köküne kadar içine aldı, biraz bekledikten sonra kalkıp oturmaya başladı. O koca yarrak annemin amında bir görünüyor bir kayboluyordu. 10 dakika kadar böyle sikiştiler, sonra Kaya amca anneme, “Domal da sikeyim!” dedi. Annem Kaya amca ne derse yapıyordu, yatağın kenarına köpek gibi dörtayak domaldı. Kaya amca tam yataktan doğrulduğunda, benimle göz göze geldi ve dondu kaldı. Ben hemen kenara çekildim. Ne yapacak diye beklerken, Kaya amca anneme, “Bekle, ben bir tuvalete gidip geliyorum!” dedi ve yanıma geldi. Bir eliyle ağzımı kapattı ve kolumdan tuttuğu gibi beni de banyoya götürdü, “Eve ne zaman geldin?” dedi. “Hep burdaydım!” dedim. “Sessizce çık git, kimseye birşey söyleme, ne istersen vereceğim!” dedi. Ben de, “Seni istiyorum!” deyince, çok şaşırdı. “Şimdi git, bu meseleyi sonra dışarda konuşuruz!” dedi.
Yarrağı halen kalkıktı, “Ozaman bir kere yalayım!” deyip elime aldım, ama elime sığmıyordu. Önüne çömelip ağzıma almaya çalıştım, başı ağzıma zor sığdı. Başını emmeye başladım. Okadar güzeldi ki, saatlerce emebilirdim. Fakat Kaya amca, “Yeter bukadar, hadi git şimdi!” deyip kaldırdı. “Hayır, kalıp annemin götünü siktiğini görmek istiyorum!” dedim. Yarrağı halen elimdeydi, “Klozete doğru tut şunu da işeyim bari, annen şüpehelenmesin!” dedi. Yarrağını klozete doğru nişan aldırdım ve Kaya amca işemeye başladı. İşemesi bitince, “Peki izle, ama annene yakalanma, sonra hemen çık git!” dedi ve sifonu çekip banyodan çıktık. Kaya amca annemin yanına gitti, peşinden ben de gittim, kapının yakınında bekledim…
Annem bu arada herhalde pozisyonunu bozmuştu ki, Kaya amca yeniden domalmasını söyledi. Annemin beni görmemesi için uygun pozisyon ayarlıyordu. Anneme, “Kafanı yastığa göm iyice… Hah, işte böyle!” dedi. Bu aynı zamanda benim izlemem için işaretti. Kapıya yanaştım iyice. Kaya amca annemin arkasına geçti, yarrağını annemin amına aşağı yukarı sürtmeye başladı, sonra amına girdi. Önce yavaş yavaş, sonra hızlı hızlı sikmeye başladı. 5 dakika kadar amını siktikten sonra yarrağını annemin amından çıkardı, bana doğru göstererek yarrağının kafasını tükürükleyip sıvazladı. Benim elim yine amımdaydı. Kaya amca sonra annemin göt deliğine de bolca tükürük bırakıp, o kocaman yarrağını annemin götüne dayadı. Annem, “Yavaş gir aşkım, canımı acıtma! Götümü nezaman siksen, bir hafta götümün üstüne oturamıyorum!” dedi. O da, “Tamam acıtmam, kendini sıkma yeter!” diyordu.
Annemi belinden tuttu ve yüklenmeye başladı. Herhalde başı girdi ki, annem bastı feryadı. Kaya amca bana bakaraktan, “Tamam aşkım kafası girdi, zor kısmı geçti!” dedi. Kaya amca yine yüklendi. Annemden boğuk boğuk sesler çıkmaya başladı, ama bu arada Kaya amca yarrağının yarısından fazlasını sokmuştu annemin götüne. Sokarken de habire bana bakıyordu. Derken kalanını da birden kökledi. Annem, “Biraz bekle aşkım, çok acıdı!” diye inledi. Kaya amca biraz bekledi, bu arada da elinin birini annemin amına attı ve oynamaya başladı. Annem bu sefer zevkten inliyordu. Kaya amcanın yarrağı annemin götüne girip çıkmaya başladığında, annem, “Sik götümü aşkım, dağıt!” diyordu. Kaya amca 20-25 dakika anneme götten pompaladı, sonra böğürerek içine boşaldı. Ama bu arada ben de bittim. Kaya amca eliyle bana git işareti yaptı. Sessizce evden çıktım, yine az ilerdeki apartmanın orada oyalanmaya başladım.
Ben evden çıktıktan yarım saat kadar sonra Kaya amca da çıktı. Ben biraz yürüdüm, arkamdan arabayla geldi, yanıma durdu, “Bin hadi!” dedi. Arabaya bindim, hareket ettik, mahalleden uzaklaştık. Epeyce bir süre ikimizden de çıt çıkmadı. Bu arada şehir dışına çıkmıştık, otobanda yol alıyorduk. Sessizliği ben bozdum, “Nereye gidiyoruz?” dedim. “Bilmiyorum, gidiyoruz işte…” dedi. “Gidiyoruz işte olmaz, çek bir yere, konuşacağız!” dedim. Otobandan ayrılıp bir orman yoluna saptı ve parkedecek yer aramaya başladı. “Annemi yatakta sikiyorsun, beni ormanda mı sikeceksin?” dedim. “Ne sikmesi, sadece konuşacağız! Hem sen benimle böyle konuşmaya utanmıyormusun?” dedi. “Sen annemi sikmeye utanmıyorsun da, ben böyle konuşmaya niye utanayım? Konuşacak birşey yok, annemi siktiğin gibi beni de sikeceksin, ben de sikilmek istiyorum!” dedim.
Kaya amca arabayı kuytu bir yere çekip, kontağı kapattı ve “Saçmalama! Olmaz öyle şey!” dedi. “Ama ben istiyorum!” deyip dudaklarına yumuldum. İlk başta tepkisiz kaldı, ama sonradan o da karşılık verdi ve dudaklarıma öyle bir yapıştı ki, heyecandan heryerim zangır zangır titriyordu. Deli gibi öpüşmeye başladık, dillerimiz birbirine dolanıyordu. Elleri de boş durmuyordu, tişörtümü yukarı sıyırmış, memelerimi birer birer okşuyordu. Ordan elinin biriyle pantolonumun düğmesini çözdü. Sonra elini içeri soktu ve ıslanmış külotumun üstünden amımı okşamaya başladı. Ben tamamen kendimden geçtim, bulutların üstündeydim sanki. Ben de Kaya amcanın fermuarını açtım, elimi içeri soktum ki, yarrağı demir gibi olmuştu, sıvazlamaya başladım. Ama bu arada ben kendimi daha fazla tutamadım, titreye titreye orgazm oldum, nefesim kesildi, Kaya amcanın kucağına yığıldım kaldım. 10 dakikada ancak kendime geldim, nefes alışverişim düzeldi.
Kaya amca, “Mutlu oldun mu şimdi?” diye sordu. “Hemde çok! Nezamandır hayalini kurduğum yarrak şuan elimde, bundan daha büyük mutluluk olamaz!” dedim. Kaya amca çenemden tutup başımı kaldırdı ve “Hadi sen de beni mutlu et! Elindekini ağzına al da, ben de mutlu olayım!” dedi. Hemen yarrağını pantolondan çıkardım, ama yarrağı öyle olmuştu ki, kafası şişmiş mosmor olmuş, tüm damarları belli oluyordu. Yarrağını biraz sıvazladım, sonra bir elimle orta yerinden tuttum, eğildim kafasına öpcükler kondurdum. Sonra dondurma yalar gibi kafasını yalamaya başladım. Ağzıma almak istiyordum, ama kafası şişkin olduğu için ağzıma sığmıyordu. Biraz uğraştım, zorlana zorlana ağzıma aldım. Sırf kafası ağzımı doldurdu, o şekilde kafasını emmeye başladım. Ama tadı güzeldi, 20-25 dakika kadar yaladım, emdim…
Kaya amca başıma bastırmaya başladı. Boğulacak gibi oluyordum. Bu arada kasılmaya başladı, meğer boşalacakmış. Ağzıma öyle tazzikli boşalıyordu ki, döllerinin çoğu direk boğazımdan mideme indi. Ağzım da doluydu, yarrak ağzımdan çıkınca tükürürüm diye düşünürken, kafamı bastırıp, “Yut hepsini, yut!” dedi, mecburen yuttum. Yarrağını ağzımdan çıkardığında kafasında halen döl vardı, “Yarrağımın kafasını yala, temizle!” dedi, güzelce yaladım, temizledim…
Bu sefer ben Kaya amcaya sordum, “Mutlumusun?” diye. “Evet, dünyanın en mutlu erkeğiyim, çünkü son bir senedir seni çok arzuluyordum!” dedi. Bunu duyunca benim mutluluğum bir kat daha arttı, önce dudağına, sonrada yarrağının kafasına güzel birer öpücük kondurdum. O da beni öptü. Sonra üstümüzü başımızı toparlayıp konuşmaya başladık. Ona, “Madem beni arzuluyordun, annemi niye siktin?” dedim. “Anneni sikmeye başladığımda sen daha küçüktün!” dedi. “Annemi ne zaman sikmeye başladın ki?” dedim. “Ablana söz kestikten 2 ay sonra anneni sikmeye başladım!” dedi. Yani hemen hemen 3 senedir annemi sikiyormuş. Haklıydı, o zaman benim yaşım çok küçüktü. “Şimdi ne olacak peki?” dedim. “Anneni bırakamam, çok üzülür! Seninle ancak annenin haberi olmadan buluşuruz!” dedi, ben de kabul ettim.
Kaya amcayı çok seviyorum, ne derse yaparım, yeter ki beni bırakmasın, onun ikinci değil üçüncü karısı olmaya bile razıyım!

 1994 yılının Ağustosunda kendi evime taşındıktan sonra kısa sürede okul telaşına düşmüştüm. İlk birkaç ay, tanıdık çok olsa da üniversite hayatına ve yalnız yaşamaya alışmakla geçmişti. Çevre edinmekte hiçbir zaman sıkıntım olmamıştı ve zaten liseden bir arkadaşım benimle aynı okuldaydı. Kısa sürede samimi olduğumuz 5 kişi daha eklendiğinde grubumuza, aslında daha sonra gelecek zamanlarda neler yaşayabileceğimiz baştan belliydi. Ben zaten zırdelinin tekiydim! Liseden arkadaşım Aslı da benden pek farklı değildi. Onunla birlikte daha lise zamanlarımızda yaptıklarımız sayesinde, yaşıtlarımız arasında pekte iyi olmayan kendimizce bir ün edinmiştik bütün Ankara’da. Ama diğerlerinin de eklenmesiyle zıvanadan çıkacağımız günler başlamıştı. Benim ve Aslı’nın üstüne; Fatoş, Pelin, Funda, Burçin ve Ebru da eklenmişti. Her biri birbirinden deli, hatta bir araya geldiğinde birbirini daha beter yoldan çıkaran 7 kız! Ve o dönem tam Club zamanlarıydı. Kısacık, hatta kalça hizasında giyilen etekler, transparan elbiseler, uçuk makyajlar, saçma sapan tavırlar zamanı…

Kısa sürede lisede edindiğimiz ünün üstüne, yeni eklenenler ile birlikte daha da beter bir ün edinmiştik. Fakat yaşadığım ilk saçmalık onlardan bağımsız, hatta okulla bile alakası olmayan, evimde yaşadığım bir olaydı. Geçen birkaç ay sonunda, evime gelip ortalığı toparlamaktan sıkılan annem; apartman görevlisin eşinin evlere temizliğe gittiğini öğrenmişti. Evim, genelde bütün toplanmaların ve partilerin merkezi olduğundan, ortalık inanılmaz derecede dağılıyordu ve annemin geldiği günler onun hoşuna gitmeyecek şeyleri baştan biraz toparlasam bile, genelde annemin, (Kızım bu ne hal!) tarzında kınayan bakışlarıyla karşılaşıyordum. Böylece kadının, haftanın 2 hatta bazı zamanlar 3 günü evime temizliğe gelmesine karar verdi annem. Ve kısa sürede, benim sorumsuzluklarımdan dolayı kadına evin bir anahtarının verilmesi kararlaştırıldı!
Bu kararın üstünden çok uzun bir süre geçmeden saçmalıklar başladı zaten. İlginç ve anlam veremediğim bir durumu fark etmem çok zaman almadı; hem temiz hem kirli iç çamaşırlarımda zaman zaman bir nem veya kaskatı kesilmiş bazı kısımlar oluyordu, çoğunlukla da tam vajinamın denk geldiği bölgede. İlk zamanlar pek umursamadım. Nemin; kirlidekilerdeki külotlarımda benden kalan, temizler içinde de yıkamadan kalan bir şey olduğunu düşündüm safça. Külotlarımdaki katılığı ise; kirlilerde yine kendi akıntılarımdan kaynaklanan bir şey diye açıklasam da, temizlerde ne olabileceğini tahmin edemiyordum hiç bir şekilde. Hemen hemen bütün iç çamaşırlarım bu halde olduğundan, kendimce yaptığım bu saf açıklamaları gerçek varsayarak kullanıyordum yinede.
Fakat bu durum neredeyse 1 ay kadar devam edince ciddi anlamda meraklanmaya başladım ve aklımdan bir sürü olmadık senaryo geçmeye başladı. Aklımdan geçen bir senaryonun, o anda olasılığı en düşük olduğunu düşünsem de, aslında doğru olduğunu uzun ve zahmetli bir yoldan öğrendim. Mesele basitti aslında; birinin iç çamaşırlarımla haşır neşir olduğu hemen hemen şüphe götürmeyecek bir gerçekti ve külotlarımdaki nemin ve katılığın, aslında ‘Sperm!’ olduğu konusunda neredeyse emindim. Fakat ilk zamanlarda şüphelendiğim isimler; evime gelen arkadaşlarımdı. Durumun aslında ne kadar farklı olduğunu, kurduğum bir sistem sayesinde anladım…
O zamanlar, şimdiki gibi Hardiskli kameralar yoktu ve küçük kasetlere çekim yapılıyordu. Bende de bu basit kameralardan birisi vardı ve bunu, evde verdiğim birkaç parti sırasında odama kurmuştum. Fakat kasetli sistem olduğundan en fazla 2 saatlik çekim yapabiliyordu bu kameralar. Yinede, bu partiler sırasında kimseyi yakalayamamıştım. Fikrimi değiştirip; kamerayı, okula gitmeden önce kurmaya başladım bende. Yinede bu şekilde bile, aslında gerçekten ne olduğunu görmem yaklaşık 2 hafta almıştı kameranın yetersiz çekim süresi yüzünden.
Okuldan eve döndüğüm bir gün, o sıralar rutin olarak yaptığım şekilde; kırmızı şarabımı açıp, başka hiç bir şeyle ilgilenmeden kasedi başa sarıp izlemeye başladım. Boş odamı izlemeye alıştığımdan hızlı bir şekilde ileri sararak seyrediyordum. Kameranın zamanı, hemen hemen bir saati gösterdiği sırada hızlı sarmada gördüğüm şey, yudumladığım şarabı, eve taşınırken aldığım koko halıma saçmama neden oldu neredeyse. Eve temizliğe gelen kadının kocası, yani apartman görevlisi, yani daha da kaba bir tabirle kapıcı, odama girmişti! Kamera ekranından seyrettiğim siyah beyaz görüntülerde adam odama girdikten sonra gayet rahat hareketlerle dolabımı açıyor, sonrasında yurtdışından özenerek aldığım bazı özel iç çamaşırlarımla birlikte yatağıma geçip pantolonunu ve külotunu çıkarıyor, sonrasında iç çamaşırlarımı değiştirerek; birini koklarken, diğerini eliyle penisine sürterek mastürbasyon yapıyordu!
Şok olmuş durumdaydım. Gördüklerime kesinlikle inanamıyordum. Fakat içimdeki o Nemfoman anında tepki vermişti. Kameradaki görüntüler daha sona gelmeden durdurdum ve adamın elinde tanıdığım, Paris’ten aldığım; kenarları beyaz dantelli, tamamı tül transparan olan siyah tangamı bulmak için odama gittim. Çekmeceleri biraz karıştırdığımda külotumu, arkalara tıkıştırılmış halde buldum. Ve tam olması gereken yerde, yani vajinamın denk geldiği yerde, nemden biraz daha fazlası vardı. Saydam bir şekilde adamın spermlerini görebiliyordum. Sanırım artık ne olduklarını, şüphem kalmadığı için daha rahat tanıyordum. Önce yavaşça parmağımla dokusunu hissettikten sonra yaklaşarak keskin kokusunu içime çektim. İtiraf etmeliyim ki baştan çıkarıcıydı. Daha fazlası için cesaret ederek dilimin ucuyla tadına baktım. İlk algıladığım; tuzlu ve ekşi tadıydı. Bu, anında bacak aramın karıncalanmasına neden oldu. Neredeyse günlük ped kullanmamı gerektirecek kadar ıslandığım sırada, hızlı bir kararla altımdaki külotumu çıkarıp elimdekini geçirdim altıma ve iyice vajina dudaklarımın arasına çektim. Zevkten neredeyse başım dönerken içeri geçerek, şarabımı bir dikişte bitirdim ve kadehimi neredeyse görgüsüzlük sayılabilecek kadar tekrar doldururken kameradaki donmuş görüntüyü tekrar başlattım…
Tahmin ettiğim gibi kapıcı şu anda altımda olan külotuma titreyerek boşalıyordu. Adam boşalırken, ben de elimi bacak arama götürerek külotumdaki ıslaklığı iyice içime bastırdım ve aldığım zevk gözlerimi kapatmama neden oldu. Bu iğrenç adam külotlarımı kullanarak bana sahip oluyordu aslında! Benim bilgim ve isteğim dışımda dolaylı yolla olsa da benimle birlikte oluyor, aslında bir nevi tecavüz ediyordu bana haftalardır. Bunun düşüncesi daha da ıslanmama neden oldu ve daha sert bir içkiye ihtiyacım olduğuna karar verdim. Bir elim hala külotumdaki ıslaklığı içime doğru bastırırken kamerayı yine durdurdum ve açık mutfağın, solana bakan tarafındaki tezgahın üzerinde dizilmiş olan içki şişeleri içinden Tekila’yı bulup çıkardım. Yanında küçük bir shot bardağı da alıp hemen kameranın karşısına geçtim yine…
Ama yeterli değildi. Olanları daha büyük görmek istiyordum ve hiç üşenmeden tekrar yerimden kalkarak, uzun zamandan beri arayıpta bulamadığım kameranın TV ara kablosunu aramaya başladım. Şanslı bir şekilde daha önce hiç bakmadığım bir yere bakarak, çalışma odasında, büyük ayakkabı koleksiyonuma ayırdığım açık dolabın en alt rafında buldum kabloyu ve hızlıca kamerayı TV’ye bağladım. Olayların başladığı yere kadar geri sarıp tekrar izlemeye başladım olan biteni. Kapıcının odama girmesinden, dolabımı karıştırmasına kadar bütün detayları izledim ve adam yatağıma oturup, altımdaki külotu penisine sarmasıyla aldığım zevk daha da arttı. Kapıcı, penisini külotuma her sürttüğünde bende aynı şekilde altımdaki aynı külotu dudaklarımın arasına sürtüyordum. Adamın yaptıklarını seyrederken bir yandan da adamın külotumdaki yarı kurumuş haldeki spermleri ile mastürbasyon yapıyordum resmen ve aldığım zevk anlatılamaz derecedeydi. Ve ilginç bir şekilde neredeyse TV’deki kapıcıyla aynı anda boşaldım. Kendimi hiç kısıtlamadan yüksek sesle inleyerek boşalmıştım ve inanılmaz zevk almıştım…
Boşalırken kapattığım gözlerimi açarken, kameranın çektiklerinin de bittiğini ve kapıcının TV karesinden çıktığını düşünmüştüm, ama gördüklerim düşündüğüm gibi değildi. Kapıcı başka bir külotumu eline almış ve dizlerini kırmış bir şekilde yatağıma oturmuştu. Tekrar ereksiyon olması için fazla zaman gerekmemişti. Bu sefere elindeki külotumu koklarken, yorganın altından çıkardığı yastığıma doğru mastürbasyon yapıyordu. Benimde elimin bacak arama gitmesi için fazla zaman gerekmemişti. Elim tekrar bacak arama giderken düşündüğüm şeyi yapmasını istiyordum içten içe. Ve düşündüğüm şeyi kısa süre içinde yapmıştı. Neredeyse aynı derecede yastığımın üstüne boşaldı. Sonrasında aceleyle elindeki külotumla yastığımın üstündekileri sildikten sonra hızlıca giyindi ve ortalığa saçtığı iç çamaşırları dolabıma tıkıştırarak kameranın görüş alanından çıktı…
Kapıcı görüntüden kaybolduğu anda kamerayı durdurdum ve hemen yatak odama gittim. Ve o anda sabah aslında yatağımı yaptığımı hatırladım. Oysa yastığım yorganın üstündeydi. Yastığı elime alarak yüzüme yaklaştırdım. Külotumdan aldığım kokuyu tekrar almam çok kolay olmuştu. Yastığı tekrar yatağıma koydum ve uzandım. Yüzümü iyice yastığımda o kokuyu aldığım kısımlara gömerken bir yandan altımdaki külotun üstünden kendimi okşuyor, bir yandan yastıktaki o katı kısımları yalıyordum. Saat kaça kadar buna devam ettiğimi hatırlamıyorum, ama o gece 4 kez daha kendimi tatmin etmiştim.
Ertesi gün karmakarışık bir kafayla uyandım. Aklımdan bir sürü şey geçiyordu. Bir ara kilitleri değiştirip, yeni anahtarı kapıcının eşine vermemeyi bile düşündüm, ama bu çok çabuk gelip giden bir düşünce olmuştu. Ve sonunda devam etmeye karar verdim. Bu durum üç hafta daha aynı şekilde devam etti. Her akşam büyük bir heyecanla eve geliyor ve kapıcının boşaldığı külotlarımı bulup giyerek mastürbasyon yapıyordum. Ve artık adamı arzuluyordum resmen. Yaptığım mastürbasyonlar sırasında kapıcının beni becerdiğini hayal ediyordum ve aldığım zevk inanılmaz derecedeydi. Fakat bu kadarı elbette benim gibi bir Nemfoman için yeterli değildi…
Oynadığım oyunlar çok basit bir şekilde başladı; akşamları kapıcının boşaldığı külotları altıma giyip, üstüme kısa bir tişört veya askılı giyerek, altımda sadece o malum külotla kapıcının çöpü almak için gelmesini bekliyordum. Ve adama o halde kapıyı açıyordum. Bunu ilk yaptığım gün adam öyle bir renk değiştirmişti ki, kalp krizi geçirecek sanmıştım. Ne de olsa; hangisine yakın olduğunu söylemek güç olsa da, 40’la 50 yaş arası, hafif göbekli, bıyıklı ve pis sakallı, biraz kelleşmiş, çok klişe bir kapıcıydı. Kapıya geldiği zamanlarda gittikçe daha cüretkar ve kışkırtıcı açmaya başlamıştım kapıyı. Ve açık seçik o gün içine boşaldığı külotu giydiğimi gösteriyordum adama. Apartmandan çıkarken de merdivenlerin altında eteğimi uygun bir açıdan görmek için hazır oluyordu. Ben de ona daha fazlasını göstermek için bacaklarımı iyice açarak iniyordum. Hatta son zamanlara doğru altıma iç çamaşırı giymeden ultra mini eteklerle şov yapmaya başlamıştım adama. Kapalı garaja girdiğimde de fırsatı kaçırmamaya çalışıyordu. Bazen elim kolum dolu geldiğimde, yardım etme yalanı altında vücuduma dokunuyor, hatta bazen elimdekilerin düşmesini sanki engellemeye çalışıyormuş gibi arkamdan kalçalarıma yaslanıyordu.
Bu şekilde bir sene geçtikten sonra bir gün, yöneticiden apartman görevlisinin bir hafta içerisinde işten ayrılacağını ve köyüne döneceğini öğrendim. Beni gün içinde heyecanlandıran oyunlarımı kaybedecektim ve buna üzülmüştüm gerçekten. Oyuncağı elinden alınan çocuk gibi hissediyordum kendimi. Ve o anda; kapıcı gitmeden kendimi ona becertmek istediğime karar verdim. Nasıl olsa köyüne dönüyordu artık ve sonrasında istese de rahatsız edemezdi beni. Ben de, bir sene boyunca dolaylı yoldan da olsa beni inanılmaz tatmin eden bu adamı gerçekten içimde hissedecektim. Yalnız bir sorun vardı; kapıcı, kendi konumu nedeniyle adım atamazdı bunun için. Adımı benim atmam lazımdı ve basit ama etkili bir senaryo hazırladım. Eve yardım etmesi için çağıracaktım. Bazı lambaları değiştirmeme yardım etmesi için.
Cumartesi günü, kapıcıyı çağırmadan önce duş yapıp en çekici kokuları olan vücut losyonlarımı sürdüm. aÜstüme, göbeğimin baya üstünde biten bol bir askılı giydikten sonra altıma ultra mini pileli eteklerimden birini giydim. Külot giymemiştim, adamın açık mesajı anlamaması riskini almak istemiyordum. O zaman kullandığım en sexy kokuyu da sürdükten sonra diafona basarak kapıcıyı çağırdım. Gelmesi sadece 5 dakika sürmüştü. Kapıyı açtığımda soluk soluğaydı. İçeri çağırıp bazı ampülleri değiştirirken yardım etmesini istediğimi söyledim. Tasarladığım senaryo basitti. Ben sandalyenin üstüne çıkıp, sözde ampulü sökerken, o alttan her şeyi zaten görecekti ve gerisi çok kolay bir şekilde gelecekti.
Ve tasarladığım şekilde de oldu. Daha ilk ampul değiştirme sırasında eteğimin altından bütün bacak aramı gören kapıcı, beni tutma bahanesiyle ellerini dizlerimin üstüne koydu. Benden ses gelmediğini görünce de kısa sürede elleri yukarı çıkmaya başladı. Ben daha ampulü söktüğüm sırada elleri zaten neredeyse dış dudaklarımın kenarındaydı. Gözlerimi indirip onun bakışlarını yakaladığımda daha da ileri giderek bir parmağı ile dudaklarımın arasına girdi. Benden gelen zevk inlemesini duyduğunda artık hiçbir çekincesi kalmamıştı. Beni oradan kucağına alıp yatak odama götürdü ve başka hiçbir şey yapmaya gerek duymadan pantolonunu indirdi ve çoktan kabarmış olan erkekliğini içime soktu. Bacaklarımı beline dolayarak iyice kasıklarıma bastırdım adamı ve çok kısa bir sürede bütün spermlerini içime boşalttı. Orgazm’a bir adım bile yaklaşamamıştım, ama aldığım zevk inanılmaz boyutlardaydı. Bu alt sınıf adamın altında inlemek başka türlü bir tatmindi benim için. Sadece bedenimi değil, bütün benliğimi beceriyordu kapıcı. Sınıf ve kültür farkımızı, beni becererek ortadan kaldırıyordu sanki…
Bir süre içimde kalarak soluk soluğa üstüme yığıldı. Ben de bir yandan, altında kalçalarımı oynatarak içimdeki penisten zevk almaya çalışıyordum. Nefesini bir düzene soktuğunda, içimden çıkarak uzandı ve beni saçlarımdan çekerek dudaklarımı penisine bastırdı. Hareketleri çok sertti ve ara sıra hakaret ediyordu ve bu beni feci şekilde tahrik ediyordu. Kısa bir oral seks sonrası erkekliği tekrar kabardığında, beni yüz üstü çevirerek bu sefer arkamdan zorlamaya başladı beni. Arkamdan becerilmeye pek alışık değildim, özellikle böylesine kalın bir penis tarafından. Ne kadar zorlasa da ancak başı biraz içime giriyordu ve ben de çığlık atmamak için yastığa yüzümü gömmüş haldeydim. Bir ara geri çekildiğinde, nefes nefese, “Çekmecede krem var!” diyebildim, yatağın yanındaki komidini işaret ederek. Normal şartlarda bu kadar kalın bir penisle anal seksi düşünmezdim bile, ama bu adamın beni olabilecek her şekilde becermesini, bana sahip olmasını istiyordum.
Uzanarak kremi aldı ve hızlıca açarak, kaba hareketlerle arka deliğime sürmeye başladı. Yeteri kadar krem sürdüğünü düşündüğünde penisini arka deliğime dayayarak tekrar yüklenmeye başladı. Bu şekilde bile içime girmesi zor oldu. Milim milim içime doğru ilerlerken canım inanılmaz bir şekilde acıyordu ve avaz avaz bağırmamak için dudağımı ısırıyordum. Tamamı içime girdiğinde bir süre o halde durdu ve bu durumda bile zar zor nefes alıyordum. Yavaşça hareket etmeye başladığında, penisini her içime doğru ittiğinde nefesim kesiliyor, gözlerim kararıyordu. Alışmam uzun süre aldı, fakat alışmam kapıcının umurunda değildi zaten. Kısa sürede temposunu arttırarak daha da hızlandı. Her yüklenişinde gözlerimde şimşekler çakıyordu sanki. Bir kez boşaldığından bu sefer uzun sürmüştü. Sonunda boşaldığında arkamdaki acı inanılmazdı. Kapıcı, ter içinde yatağıma sırt üstü devrildiğinde, ben bir süre aynı pozisyonda kaldım. Gözlerimden yaşlar geliyordu.
Kendimi zorlayarak kalktım ve bacaklarımın titremesine hakim olmaya çalışarak güçlükle banyoya gittim. Kendimi sıcak suyun altına atarak bir süre hareketsiz kaldım. Bir süre sonra suyu soğuğa çevirerek, buz gibi suyun beni canlandırmasını bekledim. Kendime biraz geldiğimde hızlıca temizlendim ve duştan çıkarak kurulandım. Yatak odama geri döndüğümde kapıcı halen oradaydı. Çoktan gitmiş olduğunu düşünüyordum, ama benimle işinin daha yeni başladığı ortadaydı. Kabaca, “Nerede kaldın orospu?” diyerek karşılamıştı beni. Bu tavrı; içimdeki Nemfomanın uyanarak, olabilecek en istekli şekilde cevap vermesi için yeterli oldu. aÜstümdeki bornozu bir kenara atarak, yatağa, yanına gittim. Bütün geceyi birlikte geçirdik. Sabaha kadar içimden çıkmamıştı. Buna sevişmek denemezdi. Yaptığımız düz bir seksti ve olabildiğince sertti. Kapıcı sabah giderken her yerim mosmor olmuştu ve iki deliğimde biriken spermler artık çarşafıma sızıyordu. Kendime gelebilmek için ertesi güne kadar uyumam gerekti. Kapıcının vücudumda bıraktığı morlukların ve bacak aramdaki zedelenmenin iyileşmesi için çok daha fazla zaman gerekmişti.
İki gün sonra; okuldan eve geldiğimde, binanın girişinde yığılı eşyalar gördüm. Kapıcı, eşi ve çocukları; tahminimce gelecek olan kamyonu bekliyorlardı. Yanlarından geçip, apartmana girerken göz göze gelmemeye çalışsam da; kapıcının yüzündeki alaylı gülümsemeyi ve eşinin gözlerindeki nefreti gayet rahat hissetmiştim.