Articles by "Otelde"
Otelde etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

 

Merhaba ben Arzu 29 yaşında sexy bir kadınım. Her zaman erkeklerden ilgi gördüm. Annem ve babam çok özgür insanlardı ve beni de özgür yetiştirdiler. Özellikle annemle iki arkadaş gibiydik (halen de öyleyiz), her şeyi çok rahat konuşuruz. 31 Seks Hikayeleri sitesinde çok güzel seks hikayeleri okudum ve ben de katkıda bulunmak için, 18 yaşımdayken ilk kez sikiştiğim geceyi anlatmak istedim. Benim için çok özel ve güzel bir geceydi. Paylaşmak istedim.
Maddi durumumuz hep iyiydi. Yazları ailece uzun tatiller yapardık. 18 yaşındaydım, 1998 yazında Antalyada’ki 5 yıldızlı tatil köylerinden birine gittik. Daha o yaşta 1.77 boyum, 85 göğüslerim, 57 incecik belim ve 93 yuvarlak dolgun kalçalarımla gösterişli bir kızdım. Tesise akşam üzeri giriş yaptık. Kendi arabamızla gelmiştik. Uzun yol hepimizi yormuştu. Akşam yemeğini yeyip, erkenden yattık. Tabii annemle babamın sevişme sesleri epey bir süre uyumamı engellemişti. Bizde seks asla utanılacak bir şey olmadı. Annem babam önümde sikişmezlerdi tabii, ama odalarında da, (Aay bizi biri duyar!) diye de kendilerini kasmazlardı. Çok küçük yaşlardan beri onların sikişme seslerini birçok defa duymuştum. İlk duyduğumda anneme sormuştum. O da yaşıma göre birşeyler söyleyerek, seviştiklerini anlatmıştı. Yaşım ilerledikçede daha rahat konuşup anlaşmıştık.
Ben sabah denizini çok severim. Deniz çarşaf gibidir ve elle tutulacak gibi bir sessizlik vardır. Attığınız kulacın sesini duyarsınız. İyi de bir yüzücüyüm. İlkokulda okul takımında bile yüzdüm. Ama sonra yarışmak bana anlamsız geldi ve bıraktım. İyi yüzmek bana kar kaldı. Neyse, sabah annem babam yol ve sevişme yorguluğu ile uyurken, ben bikinimi giyip soluğu sahilde aldım. Hep küçük üçgenlerden oluşan ipli bikiniler giyerdim. Halen de onlardan vaz geçemiyorum. Bir şezlong seçip, plaj çantamı ve havlumu bırakıp, uçuk sarı tül elbisemi çıkarıp hazırlanıyordum ki, ‘O’ da sahile geldi. ‘O’ 1.90 boylarında, kumral, antik Helen heykellerine benzeyen biriydi. Bana gülümsedi ve benim dibim düştü. Çok sıcak ve içten bir gülümsemesi vardı. İngilizce, “Good Morning!” dedi. Ben de inadına Türkçe, “Günaydın!” dedim. ‘O’ yine gülümsedi ve günaydın dedi. Sesindeki aksanı hemen fark ettim, büyük ihtimalle yabancıydı.
Tişörtünü çıkardı ve kasları ortaya çıktı. Gram yağ yoktu, belli ki spor yapıyordu. Ben (Şimdi bana asılır!) diye beklerken, ‘O’ yürüdü denize girdi. İyi yüzüyordu. Sakin ve kararlı kulaçlarda açıldı gitti. Ben de bir an önce kendimi serin sulara bırakmak istiyordum. Ben de denize atladım. Suyla buluşan bedenim ve hissettiğim rahatlama aklımı ondan uzaklaştırdı. Kendimi denizin kollarına bıraktım. Bir saat kadar yüzdüm. Kıyıya çıkıp şezlonguma yöneldiğimde iki yanımdaki şezlonga yerleştiğini gördüm. Havlumu alıp duşa gittim. Annemin nasihatını tutup, ıslak bikini ile oturmadım. Kurulanıp kırmızı bikinimi giydim. Geldiğimde gitmişti. Şans dedim. Yağlanıp kendimi bu sefer yavaş yavaş kızdıran güneşe bıraktım. Onu hayal ederek uyumuşum. Başıma dikilen annemin, “Hadi kahvaltıya!” sesi ile uyandım. Gün içinde onu hiç göremedim. Akşam da ortalarda yoktu.
Ama sabah erken sahile indiğimde oradaydı. Bu sefer ben gülümseyip, “Günaydın!” dedim. Tanrım, yine o altımı ıslatan gülümseme. Sırf bu gülümseme için bile buna verilir diye düşündüm. O da, “Günaydın!” dedi ve yine dönüp denize yöneldi. Hey Tanrım, koca sahilde bir ikimiz vardık. İnsan hiç olmazsa asılmaya yeltenir. Baktım bundan ses çıkmayacak, “Beraber yüzebilirmiyiz?” dedim. Yine gülümsedi, “Zevkle!” dedi. Ben yine ıslandım. O sabah beraber yüzdük. Tanıştık, sohbet ettik. Adı Tony idi. İtalyandı. İTÜ’de mühendislik okuyordu. Son sınıftaydı. Türkçe’yi epey sökmüştü, ama aksanı belli oluyordu. Bu aksan ona ayrı bir sevimlilik katıyordu. Zaman nasıl geçti anlamadım. 1,5 saat yüzmüşüz. Yorulduğumu hissedince uzun zamandır denizde olduğumuzu anladım. “Çıkalım mı?” dediğimde, “Hiç sormayacaksın sandım. Erkeklik gururuna yediremiyorum ama, yoruldum!” dedi. Gülüştük.
Sabah yüzmelerimiz devam ederken, artık öğleden sonraları da arada plajda görüşüp sohbet ediyorduk. Babamın kartal gözlerini hep sırtımda hissediyordum. Ama biliyordum ki, annemin gözleri babamı hep yatıştırırdı. 4. sabah da yine sahilde buluştuk, merhabalaştık ve kendimizi sakin denize bıraktık. Güle oynaya sahilden epey uzaklaşmışız. Birden, “Bir şey için iznini rica ediyorum. Ben aslında sabahları açılıp çıplak yüzerim. Ama sen varsın diye kaç sabahtır yapmıyorum. İzin verirsen şortumu çıkaracağım, rahatsız olacaksan uzaklaşabililirim. Ne de olsa sen daha küçük bir kızsın!” dedi. Böylece de fitili ateşledi. Ben istediği gibi yüzebileceğini, daha önce de çıplak erkek gördüğümü (ki gizlice araklayp seyrettiğim annemlerin pørnø filmlerini saymazsak bu koca bir yalandı) ve hiçte küçük bir kız olmadığımı söyledim. O yine güldü, biraz uzaklaştı ve şortunu çıkarıp bileğine sardı. Biraz uzağımda yüzüp dalıp çıktı.
Ben nekadar daha böyle yüzeceğini sorma gafletinde bulundum. O da, “Küçük kız rahatsız olduysa giyinebilirim!” dedi. Küçük kız sinirlendi ve küçük kız olmadığını göstermek istedi. Bikinisinin üstünü çözdü ve bir bileğine iplerinden doladı. Tony güldü, “Zaten üstsüz güneşleniyorsun, bu birşeyi ispatlamaz!” dedi. Bu sefer haklıydı. Gerçekten birşeyler ispatlamak istiyorsam daha cesur olmalıydım. Altımın iplerini de çözdüm, onu da diğer bileğime doladım. Sonra derin bir nefes alıp ona doğru bir takla attım. Bu sefer gülmedi, kahkaha attı, “Tamam, sana bir daha küçük kız demiyeceğim, dersimi aldım!” dedi. O kahkaha tüm tedirginliğimi aldı. Beraber yüzmeye devam ettik. İlk kez çıplak yüzüyordum ve o günden bu güne beni daha özgür hissettiren bir deneyim yaşamadım. Gerçekten çok keyifliydi. Yarım saat kadar öyle yüzdük. Ama sadece yüzdük. Ne taciz edici bir söz, ne bir hareket yaptı. Mayolu nasıl yüzüyorsak öyle. Sonra ben bikinimi tekrar bağladım. O da şortunu giydi, kıyıya yüzdük. O gün gün işaretleşip kıkırdadım. Ertesi sabahı iple çektim.
Sabah buluşup hemen denize atladık. Hızla yüzüp açıldım ve bu sefer o birşey demeden bikinimi çözüp iki bileğime dolamıştım. Sonraki iki günü hep beraber geçirdik. Derken Cumartesi geldi çattı. Sabah yine çıplak yüzmüştük ve günü beraber geçiriyorduk. Akşam benimle çıkmak istediğini söyledi. Cumartesi akşamları otelde gösteriler oluyordu. Ayrıca otelin Discosunun da çok hareketli olduğunu söyledi. Ona, onun babamdan izin almayı başarabilirse onunla çıkabileceğimi söyledim. Babam son derece sert görünüşlü, ama altın kalpli bir adamdı. Ama tabii bunu ona söylemedim. İzin işi onu biraz germişti. Yabancılara göre birşey değil. Ama el mecbur. Ben annemle babamın yanına gittim. O da 10-15 dakika sonra geldi. Daha önce annemle tanıştırmıştım. Ama babamla hiç konuşmamışlardı. Babamla tanıştırdım. Babam anneme baktı ve onlar gözleri ile anlaştılar. Tony zar zor izin istedi. Babam sert bakışlarını hiç yumuşatmadan onu süzüyordu. Anneme, “Sen nedersin hanım?” dedi. Annem, “Çocukları rahat bırak!” dedi. Babam aynı sert ses tonu ile, “Tamam, ama otelden çıkmak yok. 10’da da odandasın!” dedi. Anneme baktım, göz kırptı. Bu serbestsin demekti. Tony babama, “Tabii efendim!” dedi. Bana da, “7’de gelip alsam iyi mi?” dedi. Ben, “8 olsun!” dedim. “Tamam!” dedi gülümsedi ve uçtu.
Akşam erkenden doğru odaya çıktım. Duş alıp kuaföre damladım. Saçlarıma fön çektirdim. Odaya çıktım ve en büyük dert başladı: Ne giysem? Derken kurtarıcı meleğim geldi. Annem, “Ne o? Heyecanlısın!” dedi. Anne ilk defa bir adamın gülümsemesi bile beni benden alıyor. Ne yapacağım bilmiyorum!” dedim. Annem sarıldı, “İçindeki kızı dinle, o sana doğru yolu gösterir!” dedi. Ne istiyorsam yaşayabileceğimi, ama seks hakkındaki önceki konuşmalarımızı unutmamamı söyledi. “İstemediğin hiç bir şeyi yapmasına izin verme. Gerçi öyle birine benzemiyor, ama istemediğin birşeyi yapmaya kalkışırsa, çekinme bizi ara!” dedi. Sonra dolabından beyaz bir elbise çıkardı, “Bence bunu giy!” dedi. Elbise önden ve arkadan V kesim, kabarık etekli, derin dekolteli bir elbiseydi ve annem onu çok severdi. Abartmadan çok hafif te bir makyaj yapmamı söyledi. O babamla ilgilenmeye gitti. Ben beyaz dantelli bir külot sütyen seçtim. Kırmızı topuklu ayakkabılarımı ve kırmızı çantamı çıkardım. Kırmızı tül şalımla takımı tammaladım. İç çamaşırımı giydiğimde annem geldi, “Tam tahmin ettiğim gibi!” dedi. Kopçayı çözüp, sütyenimi çıkardı, “Bu elbise ile sütyen giyilmez. Beni hiç bu elbiseyle sütyenli gördün mü?” dedi. Sonra meme uçlarımı sıktı, “Ampüller şimdiden yanmış!” deyip beni birde utandırıp gitti.
Elbiseyi giydim, bronz tenimde hakikatten çok güzel durmuştu. Aksesuarlarımı tamamlayıp, rujumu sürdüğümde kapı çaldı. Açtım, karşımda yine o gülümseme ve ben şimdiden ıslandım. Bakışlarındaki parıltıda kendi kadınlığımı gördüm. Beyaz keten bir pantolon ve uçuk sarı bir tişört giymişti. Üstünde beyaz keten bir ceket, kollarını dirseklere doğru sıvamıştı. Off Tanrım, bu adamla bu gece mutlaka yatmalıydım. Koluna girdim, bakışlar üzermizde yemek salonuna girdik. Sahneye yakın iki kişilik bir masa, kırmız şarap ve güller. Dekor tamdı, ilk 10 puanı aldı benden. Güzel bir yemek ve uslu bir dans. Uzak köşede babamın endişeli bakışları ve annemin onun kulağına fısıldamaları. Tony’ye, “Hadi Disco’ya!” dedim. Disconun kapısında bizi sarıp sarmalayan coşkulu müzik ve kaynamaya başlayan kan. İçeride kendimi müziğin ritmine bıraktım. Hoplayıp zıplayıp, şampanyaları yudumladım. Sonra bir an yine yavaşlayan müzik, sarılan bedenlerimiz. Ve günlerdir inik gördüğüm siki, ilk defa sert olarak hissetmek…
Arkamdan sarıldı, kucağındaydım ve siki tüm sertliğiyle tam kalçalarımın arasındaydı. Başımı arkaya döndürdüm, gözlerindeki ihtirası gördüm. O benim gözlerimde ne gördü bilmiyorum ama, dudaklarımız buluştu. İlk öpüşmemiz. İlk yangın. Elleri dekolteden süzüldü ve göğüslerime sütyen oldu. Ben kendimden geçtim. Güçlü eller körpe göğüslerimi sıktı. Ampüller yüz mumluk oldu. Sol eli göğsümü serbest bıraktı ve eteğimin altını keşfe çıktı. Parmakları hazineme değidiğinde içimde bir volkan canladı. Dönüp ona sarıldım ve dudaklarımı ona sundum. Ellerini eteğimin altından çıkarıp kalçamın üstüne koydum. Kendimi artık pantolonunu zorlayan sikine bastırdım. Yine müzüğin ritmi yükseldi. Bu defa kucağında kıvranarak dans etmeye başladım. İçimdeki kadın uyanmış ve azmıştı, seks istiyordu. Bakire olduğumu biliyordu, onu cesaretlendirmeliyim diye düşündüm. “Bu gece senin olmak istiyorum, götür beni burdan!” deyiverdim. Gözlerindeki parıltı şimşeklere dönüştü, dudaklarımız bir daha kenetlendi. Sarmaş dolaş Disco’dan çıktık. Öpüşe koklaşa odasına doğru yollandık.
Odasının kapısına geldiğimizde içimde bir ses dur dedi. Kapıyı açıp bana dönünce sarıldım öptüm, “Özür dilerim!” dedim arkamı dönüp koşarak uzaklaştım. Odama girdiğimde kalbim çıkacakmış gibi çarpıyordu, nefes nefeseydim. Bir an sırtımı duvara dayayıp soluklandım, her yanımdan ter fışkırıyordu. O anda yanda silüetimi gördüm, aynadan vahşi bir kaplan bana bakıyordu. Gözlerimden ateş fışkırıyor, tenim terden parlıyordu. Göz bebeklerim kocamandı. Bu kız bu gece sikilmezse uyuyamaz dedim. Altımda hissettiğim ıslaklık elimi külotuma götürdü. Külotum sırılsıklamdı. Çıkarıp attım. Ayakkabıları çantayı ve şalı yatağa fırlattım. Anahtarı alıp odadan çıktım. Kendimi onun kapısında buldum…
Odanın kapısında bir an durdum, derin bir nefes aldım, kapıyı çaldım. İçeride olması için dua ediyordum. Kapı açılana kadar sanki bir asır geçti. Kapı açıldı. Belinde bir havlu, duşa girmek üzereydi sanırım. Gülmsedi, “Gelmeyceksin diye çok korktum!” dedi. Başka birşey demesi gerekmedi, kucağına zıpladım. Dudaklarımız birleşti, içeri girdik. Öpüşerek kucağında içeri taşıdı beni. Güçlü kolarında tüy gibiydim. Elleri eteğimin altından çıplak kalçalarımı kavradı. Aşağı doğru kayan kalçalarım sikini hissettiğinde artık havlunun olmadığını anladım. Eteğimin kenarlarından tutup beni yatağa doğru bıraktı. Elbise vücudumdan sıyrıldı ve yatağa çıplak düştüm. Yatak beyaz gül yaprakları ile doluydu. Beyaz gülü çok sevdiğimi unutmamış. İkinci 10 puanı aldı benden…
Gül bahçesinde uzanırken, o da üzerime uzandı. Dudaklarıma ateş dudakları değdi. Ordan boynuma, ordan göğüslerime. Gonca güllerim ilk defa bir erkeğin hoyratlığını tattı. Göğüslerim emilip ısırldıkça güzelleşti. İçimdeki volkan kaynamaya başladı. Dili göğüslerimin arasından kayıp göbek deliğimi buldu. Orda fazla oyalanmayıp, aşk üçgenime indi. Hiç koklanmamış amıma inip, dilini içime soktuğunda ben boşalmaya başladım. O aşk sularımı içip, klitorisimi emmeye devam etti. Başını amıma bastırdım, oradan hiç ayrılmasın istedim. Kasılmalarım sona erdiğinde, “Sıra bende!” dedim. Onu uzatıp üstüne çıktım. Çoktan kazık olmuş sikini yakalayıp emmeye başladım. Oldukça heybetli, kalın ve damarlıydı. 1.90 boya yakışacak bir sikti. İzlediğim pørnø filmler işe yaramaya başlamıştı. Sokabildiğim kadar ağzıma sokup yalamaya başladım. Güçlü kolları kalçalarımı kavrayıp bir anda beni 69 pozisyonuna getirdi. Ben onun sikini emerken, o da körpe amıma yumuldu tekrar. Bu sefer dili amımla beraber götümü de yoklamaya, iki deliğimi birden yalamaya başladı. İçimdeki volkan tekrar canlanmaya başladı. Artık onu istiyordum…
Beni yine gül yapraklarının arasına uzattı. Terlemiş vücuduma yapraklar yapışmıştı. Bacaklarımı araladı. Sikinin kafasını amımın deliğine dayadı, fırçalamaya başladı. Kudurmuştum. Artık o sertliği içimde istiyordum. “Hazırmısın?” dedi. “Çoktan!” dedim. Sikinin kafasını bir iki defa sokup çıkardı. Sırılsıklamdım. Sonra birden bastırdı. İçime girişini hisettim. Su gibi akan sıvılarım sayesinde siki bir anda kayıp dibimi buldu, kasıklarımız kavuştu. “Yanıyorsun, bu nekadar sıcak bir am!” dedi. Ben bir acı bekliyordum, ama hiç canım yanmadı. İçimde hareketlenmeye başladı. Önce küçük küçük hareketler, alıştıkça daha büyük git geller, derken piston dibimi dövmeye başladı. Artık kendimi koyverdim. İniltilerimiz odayı sardı. Bacaklarımı beline doladım ve o yüklenirken onu kendime doğru bastırdım. 15 dakika kadar beni böyle sikti. İçimdeki volkan kabardı kabardı kabardı ve patladı. Tırnaklarımı sırtına geçirip haykırarak boşaldım. Ben boşalırken o durmadı, sikmeye devam etti ve ben yıldızları saydım. Ben rahatlarken o hızlandı ve bir anda içimden çıkıp göbeğimden göğüslerime doğru fışkırmaya başladı. Doğrulup sikini ağzıma aldım, sikinde kalan döllerini emdim. Son damlaya kadar onu boşalttım. “Harikasın bebeğim!” dedi.
Siki halen kazık gibiydi, “İnmeden bir daha istiyorum!” dedim. “Derhal!” dedi ve beni yine kuş gibi havalandırıp domaltıverdi. Başımı yatağa bastırıp, götümü dikledi ve direk amıma giriverdi. Siki yine dibimi buldu ve sonra tren pistonu gibi saydırmaya başladı. Kalçalarıma ufak tokatlar atıp, hızla amımı sikmeye başladı. Biraz sonra ayağa kalkıp, ata biner gibi kalçalarıma oturdu. Yine amıma geçirip, son sürat sikmeye başladı. Altında bir kısrak gibiydim. Hiç bitmesin istiyordum. Hızlandı. Hızlandım. Hızlandık. Dörtnala koşuyor gibiydim. Kalçalarıma vuran kasıklarının sesleri ve benim iniltilerim odayı doldurdu. Orgazm’a ulaştığımda, o da içimden çıktı ve sırtıma boşaldı. Döllerini krem gibi sırtıma sürüp tenime yedirdi…
Yan yana yatağa uzandık. Nefeslerimiz düzelince, bana, “Bir şey soracağım, bakire olduğuna emin misin?” dedi. Bozulmuştum, “Ne demek istiyorsun? Elbette!” dedim. “Peki, fark ettiysen kanama olmadı. İlkinde de, ikincisinde de sikim içinden tertemiz çıktı. Kaldı ki, ilk sefer için oldukçada sert siktim!” dedi. Yine haklıydı. “Evet ama, gerçekten bu benim ilk seksim!” dedim. Biraz düşündü. “Ozaman muhtemelen esnek bir zarın var. Jinekoloğuna göster, o sana anlatır!” dedi. “Bir acı bekliyordum, ama olmadı. Ondan mı?” dedim. “Sanırım…” dedi. Sonra yüz üstü uzandım, gül yapraklarını kucakladım. Çok hoşuma gittiğini söyledim ve inceliği için teşekkür ettim.
O ise kalçalarımı okşamaya başladı, “Harika bir götün var. Bence o da bu gece bekaretini kaybetmeli!” dedi. “Çok mu istiyorsun?” dedim. “Evet!” dedi. “Sırf bu gül yaprakların hatırına onu da sikmene izin vereceğim, ama canımı yakma!” dedim. “Sen merak etme!” dedi ve götümü yalamaya başladı. Dili çok maharetli çalışıyor, bir amıma, bir götüme giriyor, amımın suları ile göt deliğimi ıslatıyordu. Epeyce yaladıktan sonra bir parmağını götüme soktu. O bile zor girmişti. Biraz yoklayıp deliğimi genişletmeye çalıştı. Sonra kalçalarımı havalandırıp beni domalttı. Ellerimle kalçalarımı ayırttırıp deliklerimi iyice ortaya çıkarttı. Uzanıp güneş kremini alıp götüme sürdü. Sonra sikine de sürdü. Bana iş bile düşmedi, bakire götümü sikme hevesi sikinin taş gibi olmasına yetmişti….

Sonra arkama geçti ve sikini minnacık göt deliğime dayadı. Yavaş yavaş yüklenmeye başaldı. Bu sefer acıyı hissettim, ama dur falan da demedim. Önce sikinin kafasının girdiğini hissettim. “Zor kısmı bitti bebeğim!” dedi ve yavaşa yavaş iterek götümde ilerledi. Son bir hamle ile de köküne kadar geçirip, kasıklarını kalçalarıma yasladı. Ben bir derin “Ohhhhh!” dedim. Kalçalarımda götümün yanaklarını açan ellerimi serbest bıraktı ve bir elimi amıma bastırdı. O götümü vidalarken, ben amımla oynamaya başladım. Yavaş hareketlerle başlayan sikiş, götümün alışması ile tam bir sikişe döndü. O götümü sikerken ben de amımı parmaklıyordum. Üst üste kasılmalarım başladı. Beni o pozisyonda 3 kez üst üste boşalırken, o hiç çıkmadan götümü sikti. Artık dizlerimin tutmadığını hissediyordum, “Hadi artık sen de boşal, bittim!” dedim. O da hızlanıp Orgazm oldu ve döllerini götümün içine fışkırttı. Üstüme yığılınca, ben de yatağa yapıştım. Siki inene kadar götümü sikmeye devam etti. Her tarafımız ter, döl ve benim sıvılarımla kaplanmıştı. Ama kendimi kuş gibi hafiflemiş hissediyordum.
Sonra beni yan döndürüp, kaşık pozisyonunda bana sarıldı. Elleri ile göğüslerimi kavradı ve kendimizi bir rehavetin kollarına bıraktık. Bir saat kadar uyuduk. Ama çıplak tenlerimizin ısısından ter içinde uyandık. Kalktık banyoya gittik, suyu ayarlayıp duşun altına girdik. Birbirimizi sabunlayıp yıkadık. Önce o beni sabunladı, her yerimi okşayarak yıkadı. Parmaklarnı deliklerime soktu. İçimi de sabunladı 🙂 Sonra duşun altında amımı kemirdi. Sonra ben onu sabunlayıp yıkadım ve sikini yalayıp emmeye başladım. Bir anda yine kazık gibi oldu. “Kaldırdın, indir bakalım!” dedi. “Tamam!” dedim, ellerimi duvara dayayıp, götümü geri attım, amım götüm ortaya çıktı. Arkama geçip hemen amıma geçirdi ve duşun altında sikmeye başladı. 15 dakika kadar amımı sikti beni boşalttı, ama o halen dimdikti. “İnmedi ne yapacağız?” dedi. “Bir de götü sikeceksin mecburen!” dedim. Hemen pozisyonu bozmadan götümü sabunladı, sikine de sabunu sürüp götüme geçirdi. Yavaşlanıp hızlanarak yarım saat boyunca da götümü sikti. Benim artık dizlerim tutmuyordu. Tam yeter diyecekken götümden çıktı, beni diz çöktürüp ağzıma verdi ve emerken ağzıma boşaldı. Tüm döllerini ziyan etmeden yutup, onu son damlasına kadar emdim. Sonra birer havluya sarılıp çıktık. Birbirimizi kuruladık.
Saate baktım, sabahın 6’sı olmuştu. Ve ben artık kadındım. “Ben odama gidiyorum!” dedim, elbisemi buldum giydim. Ama zor yürüyordum kapıya kadar. “Gitme, kal!” dedi. “Yok, kalırsam bu amı götü siktirmeden duramayacağım. Yeter artık, dinlenmek istiyorum!” dedim. Sürüne sürüne odama geldim. Soyundum ve kendimi temiz çarşaflara bıraktım. Hemen uyumuşum. Bir ara annem geldi, uyandırdı, kahvaltı saatinin geldiğini söylemek için. Ama ben uyumak istediğmi söyledim, gitti.
Uyandığımda akşam olmuştu, hemen giyinip otelin restoranına indim. Annemleri buldum, ama o yoktu. Annemle sonra konuşuruz deyip, odasına gittim. Odası boşaltılmış, temizleniyordu. Otelden ayrıldığını söylediler. Bir an ağlamaklı oldum. Sonra kendi kendime üzülmemeliyim, her saniyesine değecek bir ilkti dedim. Restorana döndüm, annem babamla akşam yemeğini yedik. Sonra annemle sahilde baş başa konuştuk. Annem, “Pişman mısın?” dedi. “Hayır!” dedim. “O zaman başka hiçbir şeyin önemi yok. Ama döndüğümüzde seni Jinekoloğuma götüreceğim. Artık genç bir kadın olarak onunla konuşmalısın!” dedi.
Merhaba, ismim Melis, 41 yaşındayım. Çevreme göre ideal güzellikte, esmer bir
bayanım ve İzmir’de yaşıyorum. Özel bir şirkette
tanıtım ve pazarlama departmanında çalışıyorum.
Yaklaşık 15 senedir evliyim. Ama evliliğimiz çok
monotonlaştı ve seks hayatımız da çocuklar ve
zamansızlıktan iyice azaldı. Bu durumda ister istemez her
fırsatta gözüm yakınımdaki yakışıklı
erkeklerin siklerine takılıyor ve içimden büyüklükleri konusunda
tahminler yapıyorum. Ancak hiç bir zaman harekete geçmedim ve kimsenin de bana asılmasına izin vermedim.
İşim gereği başka şirketlerle görüşüp
tanıtımlar yapıyorum. Yine bir hafta iş icabı
İstanbul’da bir şirketle görüşmem gerektiği söylendi ve
zaman kaybetmeden gitmem gerekiyordu. Eve gidip valizimi hazırlamam
lazımdı, eşimle vedalaşıp, 1 gün içerisinde yola
çıkacaktım. Eşim ise başka bir şirkette müdürlük
yapıyor. İkimizin de yoğun bir iş temposu olduğu için
birbirimize çok az zaman ayırabiliyorduk. Bu da bizi her ne kadar
rahatsız etse de, katlanıyorduk. Akşam evde valizimi
hazırladım. Yaklaşık 3-4 gün kalacaktım ve eşim
bu gidişten pek huzursuzdu, ama bir şey söylemedi. Çünkü işimi
seviyordum. Ertesi akşam gece saat 23.00’e biletim
alınmıştı. Bütün gün hazırlıklarımı
tamamlamakla geçmişti. Akşam saat 21.00 gibi hazırlanıp
havalimanına yola çıktık eşimle. Orada kalacağım
otel odası görüşme günlerim hepsi ayarlanmıştı.
Eşimle birlikle havalimanına geldik. Biraz sarılıp
öpüştükten sonra ben uçağı beklemek için içeri geçmiştim.
Yaklaşık 1 saat vardı uçağın kalkış saatine. Zaman geçirmek için
kafeteryaya gidip bir çay içeyim diye düşündüm, ama kafeterya çok doluydu.
Tatil dönüşü olduğu için oturmaya yer yoktu. Ancak birden üzerimde
bakışların olduğunu fark ettim, ilerde 20-21
yaşlarında genç birisinin bana baktığını
görüyordum. Masada boş bir sandalye vardı ve alabilirsiniz gibi bir hareket yaptı.
Başka da yer yoktu zaten. Valizimle ayakta kalmıştım ve yanına
gittim. “Buyurun oturabilirsiniz!” dedi. Teşekkür ederek oturdum. Hem
çayımı içiyordum hem de biletime bakıyordum. Masasına
oturduğum genç biletimi görmüş olmalı ki, “Sizde mi
İstanbul’a gidiyorsunuz?” diye sordu. “Evet!” dedim. “Aynı
uçağı bekliyoruz öyleyse!” diyerek gülümsedi. “Öyle mi…” diyerek
geçiştirici cevap verdim. Çünkü bakışlarının sürekli üzerimde olduğunu fark ediyordum.
“Sizinki iş gezisi galiba?” diyerek tekrar
soru sordu. “Evet! Siz ne için gidiyorsunuz?” diye karşılık
verdim. Öğrenci olduğunu, Güzel sanatlar tiyatro bölümü son
sınıf okuduğunu söyledi. “Güzel bölüm!” dedim. Elini
uzatarak, “Bu arada ben Bora!” dedi. “Ben de Melis!” diyerek
tanıştık. Bora çok konuşkan birisine benziyordu, sürekli
sorular sorup, daha iyi tanışmaya çalışıyordu benimle.
Bense her ne kadar çekimser davransam da devam ediyordum. Biraz daha muhabbet
ettikten sonra, “Uçak kalkacak birazdan!” dedim ve kalktım. Bora da, “Evet!”
diyerek kalktı. Uçağa doğru gidiyorduk. Bora
Parmağımdaki yüzüğü görüp, “Evlisin galiba Melis?” diye sordu. “Evet!”
diye cevap verdim. Gülümseyerek, “Bayanlara yaş sormam, ama
yaşınız çok genç gösteriyor, kaç
yaşındasınız?” diye sordu. “36!” dedim. “Hiç göstermiyorsun!”
dedi. Teşekkür ettim ve “Sen kaç yaşındasın?” diye sordum.
Bora 19 yaşındaymış, ama yaşına göre çok olgun ve
karizmatik görünüyordu. Sportif bir fiziği vardı. Boyu da 1.80 falan
vardı. Bora çok esprili birisine benziyordu. Sürekli espriler
yapıyordu. Uçağın kalkış saati
yaklaşmıştı ve uçağa doğru yöneldim. Hostesin
gösterdiği koltuğa doğru geçtim. En arka koltuktaydım. Bora da yanıma gelince,
“Sen de mi bu sırada oturuyorsun?” diye sordum. “Hayır, ama
boşmuş galiba, senin için sakıncası yoksa oturmak isterim!”
dedi. “Tabi oturabilirsin!” dedim. Teşekkür etti ve oturdu. Bora gitgide
bana yakınlaşmaya çalışıyordu, hissediyordum. Bakışları
sürekli üzerimdeydi zaten. Oturduk koltuklarımıza ve uçağın
kalkmasını bekliyorduk, 10 dakika içerisinde kalkacaktı.
Muhabbete devam etmeye başladık tekrar. Kaç yaşında
evlendiğimi falan sordu, ben de cevapladım.
Eşimin çok şanslı olduğunu söyledi gülümseyerek. “Neden?” diye sorduğumda, “Senin gibi
güzel bir eşi olduğu için!” dedi. Gülümseyerek teşekkür ettim. Ve
hoşuma da gitmişti başka bir erkek tarafından
beğenilmek. Uçak kalkmaya başlamıştı, son anonslar
yapıldıktan sonra uçağın ışıkları
söndürüldü ve yolculuk başlamıştı. Uçağın
karanlık olmasından dolayı herkes uyumaya
hazırlanıyordu. Boraya, “Susalım artık!” dedim. Bora ise
fısıldayarak, “Ne olacak konuşuyoruz işte!” dedi. Bora
karanlıktan faydalanarak iyice samimi davranmaya
başlamıştı, şakalar yapıyordu. Aslında benim
de hoşuma gidiyordu, çünkü yakışıklı ve genç
birisiydi. Ayrıca çok da sempatikti. Boranın bakışları
heyecanlandırmaya başlamıştı beni, gözlerimin içine
bakmaları, vücudumu süzmesi. Ama belli etmemeye çalışıyordum…
Birden ayağa kalkarak, sessizce, “Geliyorum hemen!” dedi ve lavaboya doğru yöneldi. 1-2 dakika
içerisinde geldi ve yerine oturdu. Parfüm sıkmıştı belliydi,
çok değişik bir kokusu vardı. “Ne bu?” diye sorduğumda, “Hiç,
deodorant sadece!” diye geçiştirdi. Ama çok etkili bir kokusu vardı,
heyecanım daha da artmıştı. Yerimde duramıyordum,
kokuyu içime çektikçe Bora’ya yaklaşasım geliyordu. “Neden
sıktın bunu?” diye sordum kısık bir sesle. Bora sadece
gülümsedi. Ben kendimden geçmeye başlamıştım ve Bora bunu fark edince, birden yanıma
yanaşarak saçlarımı okşamaya başladı. Tepki
veremiyordum, arzu dolmuştum birden. Kulağıma yanaşarak, “Hadi
çek erkeğinin kokusunu içine!” dedi ve boynumu öpmeye başladı.
Karşılık veremiyordum, ateş gibi yanıyordum sanki,
hiçbir şey düşünemiyordum. Bora ise deliler gibi öpmeye
başlamıştı boynumu saçlarımı okşuyordu…
Biraz daha boynumu öptükten sonra elbisemin askılarını omuzlarımdan indirmeye
başladı. Çok kısık sesle, “Yapma, görürler!” diye söylemeye
çalıştım, ama dinlemiyordu ve askıları indirdi. Göğüslerimi
okşamaya başladı. Bense iyice deliye dönmüştüm. Artık
bir elini de bacak arama indirmişti. Kulağıma eğilerek, “Nasıl,
güzel mi?” diye sordu. Ben inlememek için dudaklarımı
ısırıyordum. Bir yandan göğüslerimi emmeye
başlamış ve parmağıyla amıma girip
çıkıyordu. Müthiş zevk alıyordum. Biraz daha
seviştikten sonra ellerini çekti ve “Hadi toparlan, geldik!” dedi.
Afallayarak sütyenimi düzeltip, askılarımı taktım. 5-10 dakika sonra uçak inişe geçmişti bile.
Işıkları yaktıklarında Bora gözlerimin içine bakıyordu, “Harikasın
sen!” diyerek yüzümü okşadı. Ama ben çok arzuluydum, yarım
kalmıştım, çok istekliydim. Biz uçaktan indikten sonra Bora
telefon numaramı istedi ve İzmir’e geri dönmeden beni
arayacağını söyledi. “Tamam!” dedim ve öpüşerek
ayrıldık, ayrı servislere bindik ve otelime geldim. Yaşadığım
olayın heyecanı ve yorgunluğundan direk yatağa girip uyudum.
Ertesi gün görüşmelerim vardı. İlk iki gün
işlerimi hallettim. Görüşmelerimi bitirdikten sonra, döneceğim
günden bir gün önce Bora aradı. Görüşmek istediğini söyledi,
adresini verdi ve akşam beklediğini söyledi. Otele gidip üzerimi
değişip spor bir şeyler giyindikten sonra Boran’ın
yanına doğru gitmek için yola çıktım. İstanbul’u pek
bilmiyordum, ama evi bulmakta zorlanmadım. Ev müstakil bir öğrenci
evine benziyordu. Akşam saat 20.30 gibi kapıyı çaldım ve
Bora kapıyı açtı. Üzerinde sadece kısa bir şort
vardı, “Hoş geldin bebeğim!” dedi, öpüştük ve beni içeri
aldı. Bora’yı sadece şortla görünce şaşırdım,
çok kaslı bir vücudu ve birçok dövmesi vardı. Odasına geçtik. Öğrenci
evi olduğu belliydi. Biraz oturduk, biraz muhabbet ettik. “Nasıldı
o gün?” diye sordu. Ben de yarı utangaç biçimde, “Güzeldi!” dedim. Gülümseyerek,
“Bu gece daha güzel olacak! Bir şeyler içer misin hayatım?” diye
sordu. “Yok ben içmeyeceğim canım!” dedim. “Ben biraz içeyim o zaman,
havaya gireyim, müsaade edersen hayatım?” diyerek mutfağa gitti.
Birkaç dakika sonra elinde viski bardağıyla geldi. Bana bakarak, “Hadi çıkart üzerini
bebeğim, ne duruyorsun, güzel vücudunu görmek için
sabırsızlanıyorum kaç gündür!” dedi. “Tamam!” diyerek ayağa
kalktım ve önce bodyimi çıkarttım. Taytımı da çıkarttıktan
sonra iç çamaşırlarımla kalmıştım Boranın karşısında.
Siyah iç çamaşırlarım vardı. Bora kalçalarıma bakarak,
“Süpersin fıstık sen yaa!” dedi. Utanmaya
başlamıştım, ilk defa aldatıyordum eşimi, hem de
kendimden yaşça ufak birisiyle. Bora ayağa kalkarak yanıma geldi
ve vücudumu okşamaya başladı. Bora benden uzun boylu ve çok da
kalıplı olduğundan rahatlıkla kavrayabilmişti belimi.
Sırtıma doğru ellerini kaldırıp sütyenimin
kopçalarını açarak çıkarttı. Şimdi sadece tangam vardı pembe renk.
Bora halen şortuylaydı, ama önü hafiften kabarmaya başlamıştı. “Hadi çıkart
tanganı hayatım!” dedi eğilerek. Ben de çıkarttım. Artık
tamamen çırılçıplaktım karşısında. Bora
vücuduma bakarak, “Hazır mısın aşkım?” dedi. “Evet!”
dedim. “Hadi yatağımıza gidelim!” dedi ve kucağına
aldı beni. Götürürken göğüslerimi öpüyordu. Yatak odasında beni
yatağa bıraktıktan sonra şortunu çıkarttı. Yarağı
karşımdaydı, çok büyük ve iriydi, böylesini hiç görmemiştim,
neredeyse bileğim kadardı. “Nasıl, beğendin mi?” dedi
gülümseyerek. “Çok büyük ama!” dedim. “Senin için sabırsızlanıyor ve merak etme alıştırarak girecek amına!” dedi, yanıma geldi dudağımdan öpmeye
başladı, kalçalarımı da okşuyordu, deliler gibi
öpüşüyorduk. Biraz öpüştükten sonra göğüslerimi öpmeye
başladı, dikleşen uçlarını ısırmaya
başladı. Çok güzel yapıyordu bunu, zevkten delirecek gibiydim…
Her tarafımı öptükten sonra iri yarağını yüzüme uzatarak ağzıma almamı
söyledi. “Bunu yapmak istemiyorum!” dedim. Saçlarımdan çekerek, “Hadi! Yapacaksın!”
dedi. Mecbur kaldım, o kalın yarağını yalamaya
başladım. Biraz yaladıktan sonra tamamen dikleşmişti.
Çok büyüktü yarağı. Yatağa uzandı, “Hadi gel bebeğim
kucağıma!” dedi. Kucağına doğru çıktım, yarağının
üzerine oturtuyordu yavaş yavaş, belimden de sımsıkı
tutarak. Yarağı ıslanan amıma girdikçe canım
yanıyordu. Birden dibine kadar amıma gömdü ve hızla sokup
çıkarmaya başladı. Çok canım yanıyordu, çok sert
yapıyordu, hızlı hızlı yapıyordu. “Artık
benim kadınımsın sen!” diye söyleniyordu. Bense acı ve zevk
bir arada, inlemekten başka bir şey yapamıyordum…
Bu şekilde bir süre daha sikip
beni Orgazm ettikten sonra üzerinden kaldırıp yatağa
yatırdı beni, “Çok mu canın yandı aşkım?” diye
sordu. “Evet!” dedim. “Alışacaksın bebeğim, amın da
alışacak!” dedi ve bacaklarımı ayırıp bacak arama
yumuldu ve amımı emmeye, amımın sularını yalamaya
başladı. Arada dilini klitorisime değdirip çekiyordu,
müthiş zevk alıyordum. Sonra ayağa kalkıp, domalmamı
istedi. Niyetini anlamıştım, götümden sikmek istiyordu. “Bunu
yapamam, canım çok yanar!” dedim. “Merak etme, acıtmam!” dedi. “Hayır,
lütfen yapma!” dediğimde, saçlarımdan çekerek, tekrardan
domalmamı istedi. “Bu göt sikilmeden bırakılmaz! Senin
değerini bilememişler güzelim!” diyerek beni tuttuğu gibi yüzüstü
çevirdi, kasıklarımın altına yastık koyarak kalçalarımı
yükseltti, götümün yanaklarını araladı. Son kez, “Yapma lütfen!” dedim, ama dinlemedi…
Götümün deliğine tükürüp, yavaşça yarağının ucunu sokmaya başladı. Canım çok
yanıyordu, öyle ki, ucu girdiğinde acıdan dudaklarımı
ısırmıştım. Sonra birden yüklenip tamamını götüme
sokunca, avazım çıktığı kadar çığlık
atmaya başladım. Gözlerimden yaşlar akıyor, “Ne olur
çıkar!” diye yalvarıyordum, ama dinlemiyordu, aksine sanki
taşaklarını da götüme sokmak istercesine yükleniyordu. Belimi de
iki eliyle sımsıkı tutmuştu, kendimi çekemiyordum. Derken hızlı
hızlı girip çıkmaya başladı götüme. Acıdan resmen ağlıyordum. Bana asırlarca gelen birkaç dakika götümü siktikten sonra, büyük bir hışımla götüme boşaldı. Bense acıdan halen ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım. Götümün içinde kısa bir süre daha kaldıktan sonra, götümden çıkarıp hemen amıma soktu yarağını ve sert sert sikmeye başladı amımı. Amımı sşkerken klitorisimle de oynayınca ben de birkez daha titreyerek Orgazm olup boşaldım. O yorgunlukla, banyo yapmadan uykuya dalmışız.
Ertesi gün uyandığımda öğlen olmuştu. Bora uyuyordu halen. Direk banyoya girip duş aldım çıktım. Üzerimi giyinip hazırlandım ve Bora’yı uyandırıp, “Ben gidiyorum!” dedim. Bora hemen yalvarmaya başladı, “Gitme, son birkez daha sikişelim öyle gidersin!” diye. Ama ben, “Gitmem lazım!” diyerek vedalaşıp çıktım evden. Taksiye atladığım gibi otele varıp valizimi aldım ve ordan da havaalanına gittim.
Eşime birşey belli etmedim ama, 4 gün boyunca götüm müthiş derecede acıdı. Bir daha da böyle bir şey yapmayı düşünmüyorum.
Adım Mine, 38 yaşındayım, 1.68 boyunda, 76 kiloda, balık etli ve 13 yıldır da evliyim. Kocamla aramız iyidir, bu evlilikten birde oğlumuz var. Ben ev
hanımıyım, kocam kamuda memur. Kocamla monoton bir sex
hayatımız var, bunda benim de etkim büyük, ama onda da erken boşalma
var. 13 yılda zevk aldığım ilişki sayısı 10’u
geçmez diyebilirim. Ama durum böyle olmasına rağmen kocamı (geçen
yıla kadar) aldatmadım. Kocamla ilişkilerimizde fazla fantazilerimiz
olmaz. Kocamla sikişirken tam zevk almaya başladığım
zaman, hızlıca gidip gelmeye başlar başlamaz hemen
boşalır ve genelde yüzde doksan ilişkilerimiz bu şekilde sonuçlanır. Hemen ardından banyo yaparız, o arkasını döner uyur, bense saatlerce uykuyu beklerim. Birkaç kez onu altadabilirmiyim diye çok düşündüm ama yapamadım.
Sizinle paylaşacağım olay geçen senenin Eylül ayında
yaşandı. Kocam kamuda çalıştığından
yılda bir defa izin kullanır. Geçen yıl Eylül ayında sezon
sonuna doğru, ‘All-inclusive’ yani fiyata ‘Herşey dahil’ tatil
yapacağımız bir otele rezervasyon yaptırıp gittik.
Çocuğu annemlere bıraktık, bu tatili bir nevi ikinci balayı
olarak düşünmüştük. Otel Marmaris’te güzel bir yerde idi. İlk
günümüz oteli tanımakla ve katılışla geçti, zaten o gece
her ikimiz de yorgun olduğumuzdan sevişmedik bile. Ertesi gün sabah
spor ve fitnes olduğunu öğrendim ve kilolu olduğumdan bu
fırsatları değerlendireceğimi ve katılacağımı söyledim. Kocam, “Tamam, sabahları beni kaldırma da ne istersen yap!” dedi. O gün deniz, güneş, havuz derken
akşam oldu, yemek yedik. Tabi paralı olmayınca bolca doldurduk
mideleri, tüm Türkler gibi fazla kaçırdık biraz. Gece 23:00 gibi bara
takıldık. Kocam bedava olunca içkiyi kaçırıyor tabi. Ben de
biraz kırmızı şarap içtim. Eğlendik, canlı müzik
derken, saat 03:00 gibi odamıza çekildik. Kafalarımız oldukça iyi
idi, kapıyı bile zor açtık diyebilirim.

Kapıdan girdikten sonra kocam hemen icraata koyuldu. Yatağa beraber atladık. Ben sevindim tabi, bu akşam sikişeceğiz diye. Neyse, bir yandan deli gibi öpüşüp, biryandan da elleşiyoruz. Bu arada kocaman göğüslerim vardır, 105 numara sutyen giyerim, popom da oldukça
iridir. Fazla değil 10 dakikada çırılçıplak kaldık. Kocam
amımı yalamaya başladığında çok
şaşırdım, çünkü kocamla ilk defa sarhoşken
sevişiyorduk ve uzun zamandır amımı yalamıyordu.
Balık etli olduğumdan, amım oldukça kalın dudaklı ve
kabarıktır. Kocam yaladıkça amım sulandı ve ben
dayanamadım. Aslında ben de onun yarağını emmek
istiyordum, ama patlar diye de çok korkuyorum, bu yüzden onu içimde istedim. Kocamı altıma yatırıp üzerine çıktım. Yavaş yavaş gidip gelmeye başladım. Hızlanmıyordum, çünkü bu durumun saatlerce sürmesini istiyordum. Biraz gidip geldim öylece, sonra en
sevdiğim pozisyonu istedim. Yatakta bulunan tüm yastıkları
altıma alıp, üzerine yattım ve ayaklarımı açıp, “Gir!”
dedim. Girdi, gidip geliyordu. “Hızlı sok canım!” dedim ve olan
oldu, 2 kere soktu hızlıca, sonra çıkarıp üzerime
boşaldı. Ben 1 defa bile orgazm olamadan o bitti, hem de bitmesini
hiç istemediğim bir zamanda. Bitmesini bırakın, birde
yığıldığı gibi sızdı kaldı, horlamaya
bile başladı. Ben de duşa gidip küveti doldurdum ve sabunu resmen amıma sokarak mastürbasyon yaptım, orgazm oldum. Yatağa döndüm, saati kurup uyudum.

Sabah erken kalkıp hemen fitnes için hazırlandım, altıma külot, tanga vs. giymeden, pembe
bir tayt giydim ince, üstüme ise dar bir bluz giydim ve spor
ayakkabılarımı giyerek doğruca çıktım. Hatta bir
ara asansörde kendime aynadan baktım, taytın üzerinden
amımın etli dudakları belli oluyordu, biraz da içine
girmişti. Popom zaten tüm hatlarıyla meydandaydı. Göğüslerimi
giydiğim sutyen iyice dikleştirmişti. Lobiden spor alanına
giderken tüm erkeklerin bana arkadan baktığını hissettim. Spor
alanına biraz geç kalmış olmalıydım ki, hoca, “Hanfendi
buraya gelin lütfen!” deyip, beni en öne aldı ve başladık spora.
Etrafıma bakındım, genelde 50 ve üzeri bayan ve baydan
oluşan gurup ve 2 de zayıf bayan turist vardı. Hocamız iri
kaslı, 30-35 yaşlarında, çok fazla yakışıklı
olmayan, ama vücudu güçlü bir beydi. En öne beni ve genç turistleri
almıştı. Spor esnasında bana değil, amıma
baktığını hissettim, arada gözü kayıyor ama tekrar gözlerini kaçırıyordu. Sık sık arkaya döndürüp, ellerimizle ayak parmaklarımızı tutturuyordu. Bu pozisyonda amımın çanak gibi çıktığını ben bile hissediyordum.

Spor bitti ve hocamız isimlerimizi yazdırıp, ertesi gün için
uyandırma servisinin spor için uyandırabileceğini söyledi, “Böylece
kimse geç de kalmaz!” dedi bana bakarak. Bunun bir davet
olacağını düşünerek özür diledim ve ilk günümüz
olduğunu, bir daha olmayacağını söyledim. Önemli
olmadığını söyledi, “Yarın sizi bekliyorum, mutlaka
gelin, burada size gidene kadar 5 kilo verdireceğim!” dedi. “Çok isterim
hocam!” dedim. Oldukça terlemiştim, hemen odaya gittim. Kocam halen uyuyordu.
Saat 10:00 olmuştu, duşumu aldım, Brunch’a katıldım. Kocam
o gün saat 13:00 gibi kalktı, o da benim zorumla uyandı. Duş
alıp, yemeğe, denize falan girdik. Akşam yine aynı içki
falan derken, yatağa girdik tekrar, sevişmeye başladık. Ama
beni hızla sikmesini istemeye fırsat bile kalmadan, 2-3 gidip gelmede
boşaldı yine. Ben, “Tekrar yapalım!” dedim, ama kocam olmaz dedi. “Ben
istiyorum!” dedim. Kocam, “Ben yorgunum, olmaz!” dedi. “Ne yaptın da
yoruldun?” dedim. “Yüzdüm!” dedi. Kızdım, “Ben de yüzdüm, ama yorgun değilim!” dedim ve böylelikle tartışmaya başladık. Kocam baktı olmayacak, “Kaldırırsan belki yaparız!” dedi. Yarağını elledim okşadım, kaldıramadım. Kocam yine sızdı uyudu, ben uyuz oldum yine tabi.

Sabah telefon ile uyandırdılar. Dünkü gibi giyinip koştum spora, ama içimdeki
istek bitmemişti. Altıma yine tayt giymiştim, ama beyazdı
bu sefer. Beyaz olduğundan amımın dudakları daha da belli
oluyordu. Hatta amımın üzerinde kılları üçgen şekilde
bırakırım, onlar bile belli oluyordu. Hoca tekrar öne aldı
beni. Ekip aynıydı. Yine çok defa arkamıza çevirip domalttı
bizi. Ama ben de döndüğümüzde hocanın şortuna baktım, önü kabarık duruyordu. Spor bitti, hemen odaya gidip duş aldım.

Duştan sonra aldığım bikiniyi giydim. Hayatımda ilk defa bikini giydim. Kocam bile görmedi bu durumu. Kocam yine leş gibi uyuyordu. Havuza gitmek için odadan çıktım.
Havuza vardığımda, kadın olarak sadece ben vardım. Havuz
kenarında 4-5 erkek vardı ve havuzun içinde de 2-3 erkek. Ben gelince,
hepsinin aç kurtlar gibi bana baktıklarını ve gözleriyle soyduklarını
hissettim. Havuza yaklaşınca, fitnes hocamın da havuzda
olduğunu fark ettim. Hemen üzerimdeki tülü çıkarıp, bikini ile
havuza daldım. Tabi erkekler de arkamdan suya girdiler. Hocam yüzerek
yanıma geldi ve “Mine hanım, size uyguladığım Kür’ün içinde yüzme de var, size 5 kilo verdireceğim ben!” dedi. Ben de, “Hocam çok iyi olacak, bunu çok istiyorum!” dedim. Hocayla konuştuğumuzu gören erkekler yavaş yavaş kayboldu tabi.

“Bu Kür’de başka neler var hocam?” dedim. “Neler yok ki!” dedi. İyice meraklandım, “Neler var?”
dedim. Gülümsedi ve “Sırası gelince görürsün, acele etme!” dedi. Ben hocanın
evli olup olmadığını öğrenmek için, “Sizin eşiniz
bekler…” dedim. “Eşim hamile ve memlekette, ben mesleğim
icabı buradayım!” dedi. İçimden, (Eyvah, bu da benim gibi
kuduruyor!) diye geçirdim. O anda, bir şekilde bununla sikişir tatmin
olurum, burada bizi kimsede tanımıyor nasıl olsa diye
düşünceler geldi, onun da beni sikmek isteyeceğinden emindim. “Hocam
ben çok mu kiloluyum?” dedim. “Hayır, tam bir Türk kadınısın, ama çok sexi giyinmeyi bilen bir Türk kadını!” dedi. Ben mahçup olmuş gibi, “Niye böyle söylüyorsunuz
hocam?” dedim. “Baksanıza hiçbir eksiğiniz olmadığı
gibi, beni 2 gündür delirtmeyi başardınız Mine hanım!”
dedi. Ben bu sinyalden bana ilgi duyduğunu anladım ve “Hocam nerede
kalıyorsunuz?” dedim. “Burda, otelde, 309 nolu odada!” dedi. “Ben gelip
sizden Kür’ü öğrenmek isterim!” dediğimde, hocanın gözleri parladı.
“Mine hanım, her zaman beklerim! Hatta ben şimdi odama gidiyorum,
dilerseniz siz de gelin, Kür’ümüze devam edelim!” dediğinde, heyecandan
ölüyorum sandım. “Tabi hocam!” dediğimde sesim bile titremişti. Hoca, “Unutma 309!” diye fısıldayıp gitti.

Ben biraz daha takıldım havuzda, etraftan anlamasınlar diye. Sonra çıkıp
havluya sarıldım ve odama gittim. Bizim herifi kontrol ettim, halen horlaya
horlaya uyuyordu. Hemen duşa girip, güzelce yıkandım, parfümümü
sürdüm ve çıktım. Kocam halen uyuyor mu diye kontrol ettikten sonra, sessizce
odadan çıktım ve asansöre binip 3. kata çıktım. Hocanın odası koridorun en sonundaymış.

Kapıyı tıklatır tıklatmaz açıldı, “Buyrun Mine hanım!” dedi. İçeri girer
girmez dudaklarıma yapıştı, duvara
sıkıştırdı beni. Çok iştahlıydı. “Hocam…”
dememe kalmadı, “Bırak şimdi hocayı, Murat de bana, sevgilim
de bana!” dedi ve boynumu yalamaya başladı. Bir eliyle kocaman
göğüslerimi sıkıyor, diğeri ile ise kalçalarımı
sıkıştırıyordu. Kapının arkasında 5 dakika
kadar yiyiştikten sonra, resmen muz soyar gibi soydu beni. Ben de onu tabi!
Altımda sadece dantelli tanga külodum kaldı, onda da önü kabarık
mayosu. Korkudan ve heyecandan elim yarağına bile gitmiyordu. Elimi
tutup yarağının üzerine götürdü. Kocamınkinden sonra ilk
defa bir başka erkeğin yarağına dokunuyordum, ama çok
hoş bir duyguydu. Onun yardımıyla elimi mayosunun için soktum ve
yarağını dışarı çıkarttım. Yarağı
çok fazla kalın değildi, ama uzundu. Yarağı
kalkmış, ama tam sertleşmemişti. Ben de onun elini
alıp kabaran ve ıslanan amımın üzerine koydum. “Offf, 2
gündür bu amı hayal ediyorum ve dün gece arka arkaya 2 defa 31 çektim bu
amı düşünerek!” dedi. “İnanmam!” dedim. “İnandırırız!” dedi ve beni kucaklayıp yatağa görürdü…

Beni sırtüstü yatırıp, ayak parmak uçlarımdan yalamaya başladı, baldırlarıma
geldi. Halen külodumu çıkarmamıştı, külodun üzerinden
amımı kokluyor, öpüyor ve yalıyordu. O şekilde bile zevk
alıyordum. Sonra çıkardı külodumu ve diliyle daldı, amımı
yalamaya başladı. Zevkten kuduracak gibi oldum. Beni yalayarak
bir kez boşalttıktan sonra doğruldu ve yarağını yalamam için ağzıma dayadı. O anda yarağı kocaman olmuştu. Ben pek beceremem, ama yine de yalamaya
ve sıvazlamaya başladım. O da döndü üzerime ve 69 olduk, o beni
ben, onu yalamaya devam ettik. Ama ben öyle bir oldum ki, artık
yalvarıyordum adama, “Hadi sik beni aşkım!” diye. Birden doğruldu
ve bacak arama girerek, yarağını yavaş yavaş amıma
sokmaya başladı. Taşaklarını kasıklarımda
hissettiğimde, ucunun amımın karşı duvarına
değdiğini hissettim. Ve sakince gidip gelmeye başladı. Sertçe
sikmesi için kendime çekiyordum. Bu arada amım iyice şişmiş
ve sulanmıştı. “Hızla gir sevgilim, sert sik beni!” deyince
hızlandı. Amıma ardı ardına soktukça ‘Şlak, şlak, şlak’ sesler çıkıyordu. Bu hızla 10 dakika kadar sikti. Ben bu sürede kaç defa orgazm oldum bilemiyorum. Sonunda o da gelmek üzereydi. Yarağını hızla çıkarıp göbegime fışkırdı, çağlayan gibi aktı spermleri…

Ben, Murat da kocam gibi bitti diye düşünürken, ucundan halen 1-2 damla döl çıkmakta olan yarağını ağzıma dayadı ve “Em!” dedi. Hiç bu şekilde yarak
emmemiştim, ağzıma aldım yalamaya başladım. Ama
inanamadım, yumuşamaya yüz tutan yarak anında tekrar kocaman
oldu. “Şimdi Kür’ümüze geçelim canım! Ayağa kalk!” dedi, göbeğimdeki
spermleri çarşafa topladı sildi ve bana göstererek, “İstermisin?”
dedi. “Hayır, kusarım!” dedim. “O zaman şimdi bana arkanı
dön ve eğilerek ayaklarını tut, seni bu şekilde çıplak
hayal edip 31 çektim hep!” dedi. Ben kocaman kalçalarımı ona dönerek
parmaklarıma eğildim. Arkamda yatakta oturmuş, yarağını
sıvazlayarak, “Bitiyorum bu senin götüne!” dedi. Yanaşarak, kılsız
amımdan başlayarak götümün deliğine kadar yalayıp, dil
darbeleri atmaya başladı. Bu şekilde fazla duramadım, çünkü
ayaklarım titremeye başladı, orgazm oluyordum. Durumumu anlamış olacak ki, beni yatağa doğru çevirdi, ellerimi yatak başına koydu, belimi aşağı doğru bastırdı ve “Burada 1 kg vereceksin şimdi!” dedi.

Arkama geçti ve zaten ıslak olan amıma yrağını sertçe soktu
ve ben hızlan dememe gerek kalmadan hızlandı. Yine ‘Şlak
şlak şlak’ sesler çıkıyordu. Ben zevkten ölüyordum,
amımın sularının yere damladığını bile
gördüm. Bir elini amıma sürüp ıslattıktan sonra, parmağıyla
göt deliğimi sevmeye başladı. Ben kontrolu kaybetmiştim
zaten. Sonra parmağını göt deliğime sokup sokup
çıkarmaya başladı. Ama müthiş zevk aldım ve ben bile
şaşırdım bu duruma. İki deliğim ilk defa doluydu. Kocam bana bunu yapmıyordu, zaten yapsada ben istemezdim.

Bu şekilde amımı bir süre siktikten sonra, yarağını amımdan çıkarıp
götüme dayadı. Hiçbir şey diyemedim, ilk olduğundan merak
ediyordum aslında. Ve götüme yavaş yavaş girmeye
başladı. Parmağıyla alıştırdığı
için fazla acımadı. Yavaş ve ustaca köküne kadar girdi. Biraz
bekleyip yavaş yavaş ve ustaca hızlandı. Taşakları
amıma vuruyor ve müthiş zevk veriyordu. Ben rüyadaydım sanki,
ilk defa bu kadar uzun sikildim ve o gün hayatımın ilklerini
yaşadım. Götümü 20 dakika kadar siktikten sonra götümün içine
boşaldı ve yığıldı üstüme. Ben de öylece biraz
durdum. Arkamı dönüp saate baktım, 12:00’yi az geçmişti. Kocam
saat 13:00 gibi uyanabilirdi. “Gitmem lazım!” dedim. “Tamam
aşkım!” diyerek götümün içinde yumuşamış
yarağını öıkardı. Ben hemen banyoya koşup her
yerimi temizledim. Murat’ı öpüp çıktım, hızla odama gittim.
Odaya girince kocam uyandı ve “Nerden geliyorsun?” dedi. “Fitnes ve sabah sporundan, sonra havuza girdim yüzdüm biraz, duş alıp yatacağım, hoca bugün bizi çok yordu!” dedim. Duşa
girdim, ama ayaklarım ve kasıklarım resmen sızlıyordu. Duştan sonra hemen yattım, uyumuşum. Kocam beni saat 17:30’ da zorla uyandırdı.

Tatil boyunca, her gece kocama 4-5 dakika sikilip, her sabah da spordan sonra hocama 1,5 – 2 saat siktirdim. Tatil
bitti, döndük. Ve ben hem yarağa doydum, hem de 6 kilo zayıfladım. Hayatımın en güzel tatili oldu. O zamandan beri (kocamdan başka) kimseyle sikişmedim. Ama aklım götümü
siktirmekte kaldı. Kocama halen götten vermedim, çünkü verirsem benden şüpheleneceğini biliyorum. Şimdiki hedefim belli, kocamın çalıştığı işyerine yeni atanan Hakan bey var. Onun da bende gözü olduğunu biliyorum, çünkü evimize geldiklerinde, ogün tayt giymiştim ve Hakan beyin gözlerini kaçırdığını fark ettim.

Şimdilik hoşçakalın ve kendinize iyi bakın. Bayanlar, tayt çok sihirli bir giysi, hele ki külotsuz giydiğinizde, sizi sikmek istemeyecek erkek yok! Bunu sakın unutmayın :))