Articles by "Otelde Siktim"
Otelde Siktim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Merhaba ben İstanbuldan Berk. Yaşım 26. Hikayem yaz tatilinde, Antalya’ya bağlı güzel bir tatil beldesinde gerçekleşti. Eşim, ben ve evli baldızım birlikte tatile gittik. Benim bacanak işlerinin yoğunluğundan ötürü tatile gelemeyince, tatil yapabilmesi için eşini bizimle birlikte gönderdi. İki hafta sürecek tatilimize başlarken böyle birşey yaşayacağım aklımın ucundan dahi geçmiyordu. Baldız daha ilk gün giyidiği bikini ile inanılmaz seksi olmuştu, benimde içimde ister istemez baldıza karşı kıpırdamalar başladı. Tatilin ikinci gününde eşimin adet görmesi ikimizi de olumsuz etkiledi, heleki beni çıldırtmıştı bu durum. Eşim ve baldızım saat gece 12-01 olunca uyumak için odaya çıkıyorlardı. Ben de otelin Diskosunda yabancı hatunlara takılmaya çalıştım, ancak dil bilmediğimden ötürü hiç bir sonuç elde edemiyordum.
Tatilimizin 4 üncü gününde aklıma tehlikeli bir fikir geldi. Barda çalışanlar, bayanları azdıran bir damladan bahsediyorlardı. Denemeliydim, hemde baldızım üzerinde. Hemen Antalya merkeze gidip böyle şeyler satan bir dükkandan (utana sıkıla) azdırıcı damla aldım. Akşam yemek yerken içecekleri ben getirdim, baldızımın içeceğine, damlayı satın aldığım adamın tarif ettiği ölçüde damlattım. Evet oyun başlamıştı, baldızım meyva suyunu içiyordu. Yemekten sonra eşim, ben ve baldızım, otelin programlarını izlemeye başladık. Benim aklım baldıza neler olacağındaydı. Arada bir baldıza bakıyor ve durumunu anlamaya çalışıyordum. 1 saat sonra birer içecek daha getirdim ve ona da damla koydum. Saat artık gece 12’ye geliyordu, eşim yine “Uykum geldi, ben yatmaya gidecem…” demeye başladı. Baldızımın ise gözleri faltaşı gibiydi, hiç yatacak gibi durmuyordu. Hatta bir ara (Eyvah, baldızı azdırdık, ya bana bakmazsa, kendini otelde birine siktirirse?) diye içimden geçiridm.
Saat 12 buçuk gibi eşim odamıza çıktı, uyumaya gitti. Baldızla başbaşa kalmıştık. Baldızın yanına oturdum ve sohbet etmeye başladık. Sohbet koyulaştıkça koyulaştı. Ama inanın baldızın hareketleri değişmeye başlamıştı. Baldızım azmıştı, her halinden belli oluyordu. Kendini kontrol etmeye çalışıyordu, ancak yapamıyordu. “Baldız hadi kalkalım, biraz sahilde yürüyelim…” dedim. Baldız, “Tamam.” dedi. Aslında baldız çok nadiren alkol kullanır, ama o an bira içmek istediğini söyledi. Hemen birer bira aldım ve sahile doğru yürümeye başladık. Baldız artık biranın da verdiği hoşlukla daha rahat hareket ediyordu. Elini omuzuma koydu, biraz öyle yürüdük ve sonra koluma girdi. Baldızın göğüsleri koluma değiyordu. Sürttükçe inanılmaz zevk alıyordum ve yarağım kalkmaya başlamıştı. Baldızın da hoşuna gidiyordu, biliyordum. Baldız (Omuzlarının ağrıdığını, gece klimadan ötürü kulunç girdiğini söyledi ve benden omuzlarını ovalamamı) istedi. Kendi kendime (Tamam, olay bitti, baldızı bugece sikecem!) dedim. Çünkü gün boyu hiç böyle bir durumdan bahsetmemişti.
“Şurdaki şezlongta oturalım da omuzalarını ovayım.” dedim. Ancak baldız, “Hayır, benim odama çıkalım enişte, orada ov!” dedi. Baldızın odası bizim odanın tam bir alt katındaydı. Odasına girdik. Baldız üzerindeki badyi çıkarttı, üst kısmında sadece südyeni kalmıştı. Dedim ya baldız azdı artık, normalde benim yanımda mümkün mü bu kadar rahat davransın. “Hadi enişte, banyoda Jansın Bebe yağı var, onu sür ve ovala!” dedi. Banyodan bebe yağını aldım ve yüz üstü yatan baldızın omuzlarına, sırtına dökmeye başladım. Südyenin kopçalarını da açtım, ovalamaya başladım. Biraz üste, biraz alta, derken hafiften yanlardan baldızın göğüslerine dokunuyordum. Benim yarak tamamen kalkmıştı. Baldız, “Tamam enişte, bu kadar yeter, dönmek istiyorum…” deyince, kendi kendime (Şimdi filim kopacak!) dedim, baldız benim yarağı öyle kalkık görünce ya beni odadan kovacak, yada baldızı sikecektim…
Baldız döner dönmez elleriyle südyenini tutyordu ve benim yarağı öyle görünce ellerini bıraktı ve südyen göğüslerinden düştü. “Enişte!!!” dedi ve benim şortumdan çekti, hemen şortumu indirdi, yarağımı öyle bir ağzına aldı ki, inanılmazdı. Baldız öyle bir sakso çekiyordu ki, yarağımı parçalarcasına emiyor, sanki elinden alacaklarmış gibi saldıryordu. Hemen baldızı kaldırdım, dudaklarına yapıştım ve doğru banyoya götürdüm, duşa soktum. Kendimi ve baldızı kendi ellerimle bir güzel yıkadıktan sonra çıktık. Yatağa uzandık ve baldızın amını yalamaya başladım. Baldız hayatında hiç amını yalatmamış, zevkten uçuyordu, eliyle kafamı amına bastırıyordu. Hemen 69 pozisyonuna geçtik, ben baldızın amını yalarken, baldız da benim yarağı ağzına alıyordu. Biraz sonra dayanamyıp baldızın ağzına boşaldım. Baldız, “Mmhhh… mmhhh…” diye diye döllerimi yaladı, yuttu. Baldız hayatında ilk kez yarak yaladığını söyledi. Zaten yarağı öyle kaybedecekmiş gibi emmesinden belliydi.
Baldız yarağımın inmesine dahi izin vermeden yalamaya devam etti. Benim yarrak yeniden kazık gibi olmuştu. Artık baldızın amına girmeye hazırdım. Ters çevirip baldızı domalttım. Arkadan o sıcacık, dap-darcık, sulanmış amına öyle bir girdim ki, deli gibi sikiyordum baldızın amını. Amına sert sert gidip geldikçe, baldızın o kocaman göğüsleri biryandan, koca götü biryandan, ‘Jöleli Pudding’ gibi sallanıyordu. Sonra pozisyon değiştirdik ve ben sırt üstü uzandım. Baldızı üzerime çekip, alttan yarağımın başını amına denk getirdim ve oturtum. Alttan alttan baldızın amına kökleyince, baldız çığlıklar atarak orgazm oluyordu. İnlemeleri bağırmalara dönüştü resmen. “Baldız ne yapıyorsun? Sessiz ol, oteldekiler duyacak!” dedim. “Olsun, duysunlar! Sik beni erkeğim! Kimin duyduğu umurumda değil, ablam bile duysa farketmez, sen sikmene devam et enişte! Sik beni!” diye inliyordu. Çok geçmeden baldız sikimin üzerinde zıplaya zıplaya boşaldı ve ben de içine boşaldım…
Baldız süper çıktı, 14 günlük tatil boyunca hergün siktim baldızı. Şimdi halen fırsat buldukça sikiyorum baldızı ve ikimiz de çok memnuz bu ilişkiden…
Hoşçakalın!
Ümit’le çocukluğumuz beraber geçti. Ne zaman arkadaş olduğumuzu bile hatırlamıyorum. O benden 2 sene önce mezun olup iş hayatına atılmıştı. Yalova da bir iş bulmuştu. Hafta sonları İstanbul a geldiğinde görüşebiliyorduk. Yıllar evvel Yalova’lı biri ile evlenmiş olan teyzesi de oraya yerleşmişti. Burcu adında bir kızları olan bu ailenin evlilikleri uzun sürmemiş, Burcu 8-10 yaşlarındayken ayrılmışlardı. Ümit’in teyzesi de evlendikten sonra Yalova’da işe girip çalışmaya başladığından dolayı İstanbul’a dönmemiş, nafaka yerine kocasından aldığı evde yaşamlarına devam etmişlerdi. Ümit’le teyzesinin arası gerçekten iyiydi. Yıllarca birbirlerinden uzak yaşamalarına rağmen bağları hiç kopmamıştı. Kısacası anne yarısı olmanın hakkını vermişti teyzesi.
Ümit Yalova’da iş imkanı bulunca, teyzesi kabul etmesini telkin etmişti. Ümit’in kafasındaki plan, işin ilk aylarında teyzesi ile beraber yaşamak daha sonra kendi evine çıkmaktı. Bu planı hiç gerçekleştiremedi. Ümit benden iki yaş büyük, Burcu ise benden iki yaş küçüktü. Ümit mümkün olan her hafta sonu İstanbul’a ailesinin yanına gelirdi. Eğer uygunsa teyzesi ile kuzenini de beraberinde getirirdi. Bazı hafta sonları teyzesi çalışıyorsa Burcu’yla gelirlerdi. Bende Burcu’yla böyle bir hafta sonu buluşmasında tanıştım. Teni benimkinden esmer, yeşil gözlü, memleketimizin kızlarına göre uzun sayılacak 1.70 cm civarında boyu ve kumral saçlarıyla güzel bir kızdı. Vücudu zayıf ya da balık etli değildi. Tam olması gerektiği gibi vücut hatlarına sahipti. Liseden sonra açık öğretime girmiş, birkaç dönem kalsa da açık öğretim son sınıfa ulaşmıştı. Okuduğu sürece düzenli bir işe girmemiş, annesinin çalıştığı şirkette belirli dönemlerde stajyer gibi çalışmıştı.
İlk buluşmamızda Beşiktaş’ta bir puba gittik. Ümit, Burcu ve ben gecenin geç saatlerine kadar içtik. Burcu pek muhabbete katılmasa da, ben sorular sorarak konu ile ilgilenmesini sağlıyordum. Alkolünde etkisiyle gecenin sonunda tavır ve hareketleri aşırı çekici gelmeye başladı. Sabah için Karaköy’de kahvaltı planı yaptık. Ümit’in üniversiteden beri yazıldığı ama bir türlü birlikte olamadığı, platonik aşkı olan Seda’yı da çağırdık. Kahvaltıdan sonra sahilden Beşiktaş’a doğru yürüdük. Yolda Ümit’le Seda önümüzden yürüyor biz Burcu’yla arkalarından takip ediyorduk. Seda’ya hayatıyla ilgili sorular soruyordum. Dün akşamki durgun kız, düşündüğü, yaşadığı, yaşamak istediği ne varsa anlatmaya başladı. Bende ilgili sorularla onu teşvik ediyordum.
Önümüzde yürüyen Ümit, bir ara elini Seda’nın beline attı. Bunu zaman zaman yaparlardı. Ümit için çok anlam ifade etse de Seda arkadaşız modundaydı. Bu hareketten sonra Burcu’ya Ümit’in Seda’ya ilgisi olduğunu ama bir türlü kabul ettiremediğini anlattım. Konu onların ilişkisinden bizim ilişkilerimize kadar geldi. Öğrenmek istediğim ilişkisi olup olmadığıydı ve en son geçen sene biriyle çıktığını anlattı. Burcu Yalova’da yaşamak istemiyordu. Mezun olunca İstanbul’da iş arayacağını söylüyordu. İş için yardımcı olabileceğimi söyledim. Telefon numaralarımızı aldık.
Akşam son Yalova feribotuyla Ümit’le Burcu gideceklerdi. Seda’yla onları feribota bırakıp evlerimize dağıldık. İlk iş facebookta onu aradım. Etiketlendiği birkaç fotoğraf dışında bir şey görünmüyordu, bende ekledim. Ertesi gün kabul etti. Facebook üzerinden bir süre yazıştık. Fotoğraf altı yorum yazmasam da sohbet sırasında güzel çıktığı fotoğrafları övüyordum. Artık facebookta karşılaştıkça kısa ama güzel sohbetler ediyorduk. Bir sonraki hafta Ümit yalnız geldi İstanbul’a. Ben önümüzdeki ay birkaç gün iznim olduğunu, birkaç günde o izin alırsa kısa bir tatile gitmek istediğimi söyledim. Aklımda Avşa adası vardı. Bu bir aylık sürede Burcu’yla sürekli telefonda ve facebookta konuşuyorduk. İkimizinde itiraf etmediği bir ilişki yaşıyorduk. Gece boyu telefon konuşmaları, gündüz mesajlaşmalar. Öpüşmekten, yan yana uyumaktan bahsediyorduk.
Ben izini ayarlayıp Ümit’e haber verdim. Ümit Cuma izin alayım, Cuma-Cumartesi-Pazar Çınarcık’a gidelim dedi. Bir de Seda’nın gelme ihtimali çıkınca bu planı kesin uygulamaya karar verdik. Hafta sonuna doğru Seda’nın gelmesi de kesinleşti. Perşembe akşamı şirketten aracı alıp, yoldan Seda’yı aldım. Körfezi dolaşıp Yalova’ya geçtik. Yolda Seda ile Ümit’i konuşurken, aralarında iyi bir arkadaşlık olduğunu bunu bozmaktan korktuğunu söyledi. Ümit’in bunu bozmayacağına emin olduğumu eğer o da bozmazsa birlikteliklerinin ikisine de mutluluk getireceğini anlattım. Tabi Yalova’ya varınca Ümit’e durumu anlatıp, kızda istiyor bilgisini verdim.
Yalova’dan Burcu ile Ümit’i alıp Çınarcık’ta bir pansiyona yerleştik. Kızlar bir odada biz bir odada kalacaktık. Akşam çıkıp sahilde biraz yürüdükten sonra bir mekana girip rakı balık yapalım dedik. Bir büyük bir ufağı kızlarla beraber içtik. Birkaç bira alıp denize karşı oturabileceğimiz sakin bir yere geçtik. Ümit ile Seda çimlere uzanıp sarılmışlardı. Bende Burcu’nun omuzuna elimi atmış muhabbet ediyorduk. Bir ara Ümit’le Seda öpüşmeye başladılar. Ben Burcu’yu elimle dürtüp onları işaret ettim. Kafası onlara dönükken kafamı boynuna yaklaştırdım. Kafasını bana doğru çevirince burun buruna geldik. Ben dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum. Sonra bir iki öpücük daha derken dilimi diline değdirdim. Birkaç saniye öpüşüp bıraktık.
Ertesi gün sahildeki beach clublardan birine gittik. Akşamdan kalma olduğumdan o kadar sesin içinde iki buçuk saat uyudum. Uyandığımda Ümit’le Seda denizde yüzüyor. Burcu yanımda kitap okuyordu. “Denize girmek ister misin?” diye sordum. Birlikte denize girdik. Su hakikaten çok soğuktu. Dişleri birbirine çarpıyordu. Isıtma bahanesiyle sarıldım. Sonra sırtıma sarılmasını, öyle açılmayı teklif ettim. Suyun çenemize geldiği yere kadar açıldım. Su onun boyunu geçiyordu ve hala çok soğuktu. Bir iki sağa sola yüzdükten sonra yüz yüze bakarken ayağını alıp belime doladım. Diğer ayağını kendiliğinden o sardı. Elimi beline doladım. Amı tam sikimin başına denk gelecek şekilde sarıldık. Sikim hareketlenmişti. Daha derin yere doğru ilerledim. Fazla yüzmeyi bilmediği için çırpındı. O esnada elimi kalçasına attım. İki parmağım bikinisinin içinde fakat deliklerine yakın değildi. Göğüsleri kocaman değildi fakat 85-90 civarı bir ölçüsü vardı. Tam çenemin altında duruyorlardı. Ayağının değdiği yere kadar kucağımda götürüp bıraktım. Suyun altından gıdıklama bahanesiyle ona dokunuyordum. Aynısını o da yapıyordu. Çırpınırken ayağı sikime çarptı. Pek bir şey hissetmedim ama refleks olarak reaksiyon gösterdim. O ciddi bir şey oldu sandı, bende bozuntuya vermedim. Elini karnıma koydu, benim elim penisimin üzerindeydi. Bir şey olduğunu düşünüp çıkalım dedi. Karnımı tutuyordu. Karnımda bir şey yok, daha aşağıda darbe alan yer dedim. Elini, sikimin üzerinde bulunan elimin, üzerine koydu. Elimi çekip , onun elini taşaklarımın üzerine koydum. Biraz sıktı, sonra bıraktı.

– “Bir şey yok işte bir de korkutuyorsun insanı” dedi.
– “Şimdilik bir şey yok kullanacağım zaman çalışmazsa ne olacak” dedim.
– “Ne zaman kullanacaksın ki” diye sordu.
– “Hemen şimdi kullanmam lazım” deyip beline sarıldım. Kendime doğru çektim. Sırtını kendime doğru çevirip arkasından sarıldım. Çırpındı ama ciddi şekilde değil. Ben arkasından sarılıp sikimi götüne dayadım. Birkaç saniye sonra bıraktım.
– “Millet bize bakıyo, yapma” dedi.
Gerçekten de yaşlı bir çift bize doğru bakıyordu, bıraktım. Birlikte sahile çıktık.
Çınarcık’ta Kale Club diye bir disco-bar var, bilenler bilir. O akşam Demet Akalın gelecekmiş. Kızlar gitmek istedi. Bizde tamam dedik. Yemekten sonra arabayla oraya geçtik. Kişi başı 40 TL’yi ödeyip girdik. Birkaç içki aldık. Kadın on bir gibi çıktı. Bunun çıkışıyla kızlar delirdi. Özellikle Burcu kafayı buldu, bana sürtüne sürtüne dans ediyordu. Abartı olmasın ama bir elini boynuma sarmış, bacağımı bacaklarının arasına almış, cowgirl dansı yapıyordu. Kadın bir saat sarkı söyleyip indi, sonra rutin dj parçalarıyla biraz daha dans ettik. Saat iki gibi bardan çıkıp, bira aldık. Dün akşamki tepeye çıktık. Ümit’le Seda çimlere yattı, biz arabanın içinde içmeye başladık, tabi bir süre sonra öpüşmeye de. Koltukta bağdaş kurmuştu. Elimi bacaklarında gezdiriyordum. Sahilde ayakları çok dikkatimi çekmişti. Siyah ojeli çok düzgün parmaklar, pedikürlü tırnakları vardı. Elimle parmaklarını okşuyor, bir yandan göğüslerini öpüyordum. O, Ümit dışarda olduğundan biraz çekiniyordu.
Arabadan çıkıp kaportaya yaslandık. O kaportanın üzerine çıkıp yine bağdaş kurdu. Bira şişesini bacaklarının arasına sıkıştırdı, açıkçası amını soğutuyor gibime geliyordu. Sikim kazık gibi oldu. Bacaklarının altından görünen ayakları beni çıldırtıyordu. Elimi ayaklarına attım, yine okşuyordum.
– “Ayaklarımda ne var” diye sordu.
– “Nasıl ne var” dedim.
– “Neden elliyosun” dedi.
– “Çok güzeller” dedim.

Ayak fetişi olmayan birinin anlaması güçtü. Anlatamayacağım için uğraşmadım da. Ama o geceye kadar güzel vücutlu güzel yüzlü sevişmek isteyeceğim bir kızdı benim için. Ama ayaklarını gördükten sonra ona doğru bakınca bile için bir garip oluyordu. Ayaklarını sikimin üzerinde hayal ediyordum. Sikime dokunmadan boşalacak gibi oluyordu.
Ümit’le Seda yanımıza geldi. Uykularının geldiği gideceklerini söylediler. Açıkçası hiç birlikte gidelim falan da demediler. Ben mevzuyu anladım. Ümit işi bağlamıştı.
– “Gelmek zorunda değilsiniz” dedi Ümit. “Biz yürüyerek gideriz” diye ekledi.
Burcu olayı anlamadığı için nasıl yürüyeceksiniz o kadar yolu falan dedi. O kadar da uzak değildik pansiyondan. On beş-yirmi dakika yürüseler rahat ulaşırlardı. Ben üstelemedim.
– “Bir iki bira daha alayım öyle geliriz biz, siz gidin” dedim.
Ümit Burcu’dan çekindiği için, ponsiyondaki oda boşken işini halletmek istiyordu. Onlarla ana yola kadar yürüdüm. Yolda onlar için sevindiğimi, bunca yıllık arkadaşlığın, şahane bir aşka dönüşebileceğini falan anlattım. Büfeden iki bira alıp Burcu’nun yanına döndüm. Arabayı bırakıp sahile inelim dedim.
Saat 4’e geliyordu. Sahil, özellikle bizim bulunduğumuz yer bomboştu. Kuma oturup sırtımı kayaya yasladım. Kolumu boynuna dolayıp göğsüme yatmasını sağladım. Bir yandan konuşuyor, bir yandan bira içiyorduk. Elimi göğsüne koydum, sütyenin üzerinden okşuyordum. Sonra dudaklarına yumuldum. Elini alıp sikime götürdüm. Şortumun önünü patates gibi şişirmişti. Elini tutup nasıl okşaması gerektiği göstermeye çalışıyordum. Aslına bakarsanız gerekte yoktu, işi az çok biliyordu. Sikimi çıkarmasını söyledim. Düğmeyle uğraşırken elimi artıp fermuarı açtım. Boxerı indirip başını çıkardım. Burcu nun başını sikime doğru bastırdım. Sikimin başını ağzına aldı. Hem emiyor, hem başını sokup çıkartıyordu. Elimi götüne attım. O beni yalarken şortumun düğmesini açıp sikimin tamamını çıkardım. Alabildiği kadar ağzına alırken, bende onun sortunun içine elimi sokmuş götünü yoğuruyordum.
Sol kolunun üzerine kumlara yatırdım. Şortunun düğmelerini açıp sıyırdım. Tazecik ve pürüzsüz götüne sikimi dayayıp sarıldım. Sokmadan git-gel yapıyordum. Bir yandan boynunu emiyordum. Sikimi tutup deliğini aramaya başladım. Bacaklarını sıkıca kapatmış, amcığı bacaklarının arasında kalmıştı. Sikim göt deliğini üzerine yerleşiyordu. Amcığının ıslaklığından kayıyor, bacaklarının arasına giriyordu. Şortundan bir bacağını çıkardım. Götünü tutup sikime doğru çektim. Götünün sağ tarafını tutup araladım. Sikimin patlayacak kadar şişen başını amcığına dayadım. Gecenin başından beri bacağıma, sikime sürtünmekten sırılsıklam olan amcığı, olgun şeftali gibi yumuşacık ve şişkindi. Birkaç denemeden sonra sikim amcığının alt kısmına yerleşti. Başının girebileceği kadar ittirdim ama deliği henüz açılmamış, deliğinin girişi esniyordu.
O dakikaya kadar bakire olma ihtimalini düşünmemiştim. Tavır ve hareketleri işi bildiğini gösteriyordu. Başımı boynundan kaldırdım, kulağına doğru eğilip,
– “Bakire misin” dedim.
– “Bilmiyorum” dedi.

İçindeki Kezban çıkıverdi. “Bilmiyorum” ne demekti. Açıkça bakire değilim ama sen hele bir sok ben duruma göre bir yalan uyduracağım diyordu. Bakire olması işime gelmezdi. Ümit benim en eski arkadaşımdı. Bakire kuzenini sikip ortada bırakamazdım. Burcu’nun havası bozulmuştu. O koynumda kurbanlık koyun gibi uzanmış, sikilmeyi bekleyen kız gitmişti. Bozuntuya vermeden sikimi zorlamaya başladım. Sikimin ucu bir yere takılıyordu. Daha sonra odada yaptığımız sekste amını yalarken farkettiğim bir kuytuluk vardı deliğinin hemen üzerinde. Sikimin başı sonunda oradan kurtulup deliğine yerleşti. Yavaş yavaş içine doğru ittirdim. Acıyla sessiz bir çığlık attı. Duracak durumda değildim. Amcığının duvarlarını yara yara sikimi kökledim. Sikimin tamamı girene kadar inledi. Birkaç git-gel yaptıktan sonra amcığı sikime alıştı. Öylesine yumuşak ve kaygan bir deliği vardı ki kendimden geçtim. Elimi sütyeninin içine sokup göğüslerini ve küçücük göğüs başlarını mıncıklamaya başladım. Pozisyon gereği çok hızlı pompalayamıyordum ama yine de hızlı hızlı gidip geliyordum. Yaklaşık on dakika sonra kendini sikime doğru itmeye başladı. O da gelmek üzereydi. Ben onu pompalıyor, o kendini sikime itiyordu. İlk gelişinde bende gelmek üzereydim. Nefes alışı inanılmaz derecede hızlanmıştı, çığlık atamadığı için kendini sıkıyor, daha bir hızlı kendini bana itiyordu. Boşalması biterken elini arkasına uzatıp belimi tuttu. Beni bitiren hareket o oldu.
Hayatımda biri Azeri, biri Ukraynalı olmak üzere iki kere hayat kadınlarıyla birlikte oldum. Onlar dışında hiç prezervatif kullanmadım. Partnerimin ağzına ya da göğüslerine boşalmak benim olayım. Tam boşalacağım anda kendimi hep çekebildim. Ama o gece, Burcu’nun aşkla belime tutunması kontrolümü kaybettirdi. Geldiğimi hissettim ama içinden çıkamadım. Elini belime koymasıyla daha da hızlandım. Kalça kemiğim kuma sürtünmekten acıyordu. Burcu’ya boşalacağım dedim ama ne dediğini bile hatırlamıyorum. Gırtlağımdan hırıltılar çıkararak döllerimi amcığının derinliklerine boşaltmaya başladım. Burcu ritmimden ve hırlamalarımdan daha da azdı. İkinci kez geliyordu. Kumun üzerinde yeni kopmuş kertenkele kuyruğu gibi bir dakika kadar olabilecek en yüzsek hızla debelenerek orgazmın doruklarında gezdik. İçinden çıktığımda sikim yarıya kadar inmişti. Beş dakika kadar hareketsiz yatmış olmalıydık.

– “İçine boşaldım. Ertesi gün hapı al” dedim.
Daha önce de şüphelendiğim durumlarda birkaç kadına bunu söylemiştim. Hepsi de bozulmuştu. Burcu’da da öyle oldu. Benden gayrı meşru bir çocuk istemediğini biliyordum ama kadınların hamile kalıp evlenmek gibi bir fantezilerinin olduğunu da düşünmüyor değilim. Kalkıp topalandık. Pansiyona geçtiğimizde Ümit le Seda ayrı odalarda uyumuşlardı. Sabah kahvaltıda Ümit Seda ile aynı odada uyumak istediklerini söyledi. Tatilin geri kalanında dünyadaki cenneti bulmuştum.
Kalan iki gecede de Burcu’yla sabah kadar uyumadık.