Articles by "Kendimi Siktirdim"
Kendimi Siktirdim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


 Almanyadan Merhabalar, ismim Serpil, 39 yaşındayım ve evliyim. Samimi olduğumuz, aile dostumuz, Oktay abimiz bir akşam bize yemeğe gelmişti. Karısı ve çocukları Türkiyeye izine erken gittiğinden, Oktay abi yalnız kalmış, 2 hafta sonra o da peşlerinden gidecekti. Oktay abileri ailece çok severdik, onlar da bizlerden memnun olduklarından, genellikle boş zamanlarımızı beraber değerlendirirdik. O akşam havadan sudan sohbetlerle yemeğimizi yedik, ardından erkekler bira aldılar, ben de onlara 1-2 bardakla eşlik ettim. Ama dikkatimi çekti, kocamın tavırları biraz değişikti bu akşam, taa ilk başından pek anlam veremedim.


İlerleyen saatte, TV'den gelen müziğe eşlik etmek için, kocam beni dansa kaldırdı. Daha sonra lavaboya gitme bahanesiyle Oktay abiye yerini bıraktı. Böylelikle şimdi Oktay abinin kollarındaydım ve (uygun bir şekilde) dans ediyorduk. Az sonra kocam gelip, birden arkamdan bana sarılıp, sonra da Oktay abiyi bana doğru belinden çekti. Şimdi ikisinin arasına Preslenmiş kalmıştım. "Napıyorsun aşkım?" diyerek tepkimi gösterdim. Oktay abi de gerilmişti, fakat kocam ikimizi de adeta kelepçelemiş, pis pis sırıtıyordu. Bunla da kalmamış, birde kulağımın altından boynumu öperek yalıyordu. Şimdi Oktay abinin de tavrı değişmiş, pantolonunun önü kabarmaya başlamıştı, bacak arama yapışık olduğundan bunu hissediyordum. Artık o da pişkince davranıp, diğer taraftan boynumu öpüyordu...

Tuhaf tuhaf hisler içindeydim, sıcak beynime vurmuştu, kocam kıçıma yapışmış, Oktay abi de kabarmış sikiyle yukarı aşağı sürtünerek, pantolon üzeri amıma masaj yapıyordu. 10 dakika kadar böyle devam ettik, artık ben de tüm çekingenliğimi atmış, kendimi olanlara bırakmıştım. Oktay abi arasıra boynumdan yukarı çıkıp dudaklarıma yakın öpüp, hatta bazen dudaklarıma dudağıyla dokunuyordu. Kocamın ne yapmaya niyeti olduğunu anlamasam da, galiba amacına ulaşmıştı ki, Oktay abiye, "Karım sana emanet Oktay!" deyip masaya döndü. Oktay abi de beni elimden tutup yatakodamıza götürdü. Beynim tilt olmuştu, itiraz bile etmeden kuzu kuzu gitmiştim.

Odaya girince kapıyı kapatıp, yine dans eder gibi birbirimize sarıldık, ama busefer dudaklarımız kenetlenmiş, ağzımız açılmış, dillerimiz karşılıklı dans edip yalaşıyorlardı. Oktay abinin elleri tişörtümün içine dalmış, memelerimi südyenimin üstünden mıncıklıyordu. Oktay abi her hareketi bilinçli hatta ustaca olarak tişörtümü başımdan sıyırıp, südyenimin kopçasını çözüp, iki eliyle dolgun memelerimi avuçlamış, uçlarını emiyordu. Ben de onun gömleğinin düğmelerini çözmüş, vücudunu okşamaktaydım. Ardından taytımı aşağı sıyırdı, sadece külotumla kalmıştım. Beni yatağa yatırdı, kendisi de soyunup üstüme çıktı. Dudaklarımız tekrar buluşmuş, zevkle öpüşüyorduk...

Dudaklarımı bırakıp boynuma indi, buharlı nefesini tenimde hissediyordum. Dudaklarını çok ustaca kullanırken, tenime baskısı ne çok, ne az, tam orta kıvamdaydı. Ordan omuzuma geçti. Kollarımı yukarı kaldırıp koltuk altımı emerken, balık etli olduğumu, tenimi emmekten çok zevk aldığını söylüyordu. Ben artık tüm kadınlığımla teslim olmuştum Oktay abiye, daha önce hiç yaşamadığım zevklerle tanışıyordum. Koltuk altımdan bukadar zevk alacağımı hiç düşünmemiştim. Dudakları ordan tekrar memelerimle buluşup, memelerimi yalayıp okşadıktan sonra aşağıya yöneldi. Külotumu ağzıyla kapıp aşağıya çekerken, ben de kalçamı kaldırmış külotsuz kalmama yardımcı oluyordum. Tamamen savunmasız kalmıştım...

Külotumu çıkarıp kenara bıraktıktan sonra, ayaklarımdan öperek yukarıya doğru çıktı. Diz kapağımın içine gelmiş, lop etli yerlerini ağzında vakumluyordu. Bacaklarımın iç kısmından yukarı doğru gelip amıma kavuştu dudakları. Amımın sağ kanadıyla bacak arasına yapışmış, sülük gibi emiyordu. Bitmek üzereydim, yatakta kıvranıyordum. Bir kadına ancak bukadarı yaşatılır diye düşünürken, Oktay abi ordan sağa kayıp, amımın dudaklarının çevresinde diliyle daireler çizerek beni uçuruyordu. Dilini mükemmel kullanıyordu, içime dalıp dalıp, çıkarıp, ardından amımı tamamen ağzına alıp, sularımı içine çekiyordu. Ard arda Orgazmlar yaşıyor ve artık içimde istiyordum, kadının zevki için çok uğraşan bu adamı...

Yavaş yavaş üstüme çıkıp, bacak arama yerleşti. Kulak mememi öperek kulağıma, "Serpil sikimi tut amına yerleştir!" dedi. Kalın sikini kavrayıp, amımın ortasına yerleştirdim, mantar gibi başını içime almış, gerisini istekle bekliyordum. "Serpil, kadınım olmaya hazırmısın?" diye sordu. "Hazırım Oktay abi, herşeyimle al beni, senin olmak istiyorum!" diye cevapladığımda, sikini girebildiği kadar amcığıma kökledi. Offff neydi bu, nebiçim bir zevkti bu? Beynimde şimşekler çaktı. İçimde bir müddet böyle kaldıktan sonra, tamamen dışarı çıkmadan tekrar çekip, amıma yeniden gömdü. Yavaş yavaş gidip, sert hamlelerle geri geliyordu. Ben de ritmine uyup, o çekerken kalçamı gerileyip, o basarken ben de kalçamı ileri sürüp, gümleyerek buluşmamıza yardımcı oluyordum...

Böylesini ilk kez yaşıyordum, içimde değişik ritimde gelip gitmesi mi, yoksa kulağıma, "Hadi kadınım, bırak kendini, zevkin doruğuna çıkalım, patlat Orgazmını, sana zevk verdiğimi duymak istiyorum!" gibi cümlelerı fısıldaması mı daha çok tahrik ediyordu emin değildim. Herşeyi unutmuş, Dünyada sadece Oktay abiyle ben ve çılgın sevişmemiz vardı sanki. Defalarca üst üste boşalıyordum. Kendisi de artık gelmek üzereydi, iki eliyle alttan kalçalarımı sıkıca avuçlamış, nefes alışverişi hızlanmış, alnında ter boncukları birikmiş, içimde daha hızlı gidip geliyordu. "Hadi erkeğim sen de patlat içime, yıkıl kal üstüme!" dediğimde, "Oohhhhh!" diyerek, sıcak spermlerinin içime boşaldığını son uzun bir titremeyle hissetmiştim. Bana muhteşem seksi yaşatan Oktay abi, üstümde 1-2 dakika yığılıp kaldı. Sonra yanıma uzanıp beni kendine çekti. Başımı göğsüne koyup sarıldım. Bitkin, ama çok mutlu bir şekilde, 15-20 dakika dalmışım...

Oktay abinin kıpırdamasıyla uyandığımda, "Ben artık gideyim, bu geceyi asla unutamayacağım, çok mutlu ettiniz beni!" deyip, giyindi ve beni öperek odadan ayrıldı. Yorganı üstüme çekip doğruldum. Dış kapı kapandıktan sonra kocam içeri girip yanıma oturdu. Yüzüne bakamıyordum, "Neden yaptın bunu?" diye sorduğumda, "Sevgili karıcığım seni çok seviyorum, sensiz bir hayat düşünemiyorum, ameliyatımdan sonra sana yatak odamızda hiç yeterli olamıyordum, senin de seksi zevkle yaşadığını biliyorum, başka birine yenik düşmendense, güvendiğim Oktay abimize seni teslim etmek benim için daha cazip geldi!" dediğinde, gözyaşlarımı tutamayarak, beni bukadar çok seven kocama sarıldım :)

 

1994 yılının Ağustosunda kendi evime taşındıktan sonra kısa sürede okul telaşına düşmüştüm. İlk birkaç ay, tanıdık çok olsa da üniversite hayatına ve yalnız yaşamaya alışmakla geçmişti. Çevre edinmekte hiçbir zaman sıkıntım olmamıştı ve zaten liseden bir arkadaşım benimle aynı okuldaydı. Kısa sürede samimi olduğumuz 5 kişi daha eklendiğinde grubumuza, aslında daha sonra gelecek zamanlarda neler yaşayabileceğimiz baştan belliydi. Ben zaten zırdelinin tekiydim! Liseden arkadaşım Aslı da benden pek farklı değildi. Onunla birlikte daha lise zamanlarımızda yaptıklarımız sayesinde, yaşıtlarımız arasında pekte iyi olmayan kendimizce bir ün edinmiştik bütün Ankara’da. Ama diğerlerinin de eklenmesiyle zıvanadan çıkacağımız günler başlamıştı. Benim ve Aslı’nın üstüne; Fatoş, Pelin, Funda, Burçin ve Ebru da eklenmişti. Her biri birbirinden deli, hatta bir araya geldiğinde birbirini daha beter yoldan çıkaran 7 kız! Ve o dönem tam Club zamanlarıydı. Kısacık, hatta kalça hizasında giyilen etekler, transparan elbiseler, uçuk makyajlar, saçma sapan tavırlar zamanı…
Kısa sürede lisede edindiğimiz ünün üstüne, yeni eklenenler ile birlikte daha da beter bir ün edinmiştik. Fakat yaşadığım ilk saçmalık onlardan bağımsız, hatta okulla bile alakası olmayan, evimde yaşadığım bir olaydı. Geçen birkaç ay sonunda, evime gelip ortalığı toparlamaktan sıkılan annem; apartman görevlisin eşinin evlere temizliğe gittiğini öğrenmişti. Evim, genelde bütün toplanmaların ve partilerin merkezi olduğundan, ortalık inanılmaz derecede dağılıyordu ve annemin geldiği günler onun hoşuna gitmeyecek şeyleri baştan biraz toparlasam bile, genelde annemin, (Kızım bu ne hal!) tarzında kınayan bakışlarıyla karşılaşıyordum. Böylece kadının, haftanın 2 hatta bazı zamanlar 3 günü evime temizliğe gelmesine karar verdi annem. Ve kısa sürede, benim sorumsuzluklarımdan dolayı kadına evin bir anahtarının verilmesi kararlaştırıldı!
Bu kararın üstünden çok uzun bir süre geçmeden saçmalıklar başladı zaten. İlginç ve anlam veremediğim bir durumu fark etmem çok zaman almadı; hem temiz hem kirli iç çamaşırlarımda zaman zaman bir nem veya kaskatı kesilmiş bazı kısımlar oluyordu, çoğunlukla da tam vajinamın denk geldiği bölgede. İlk zamanlar pek umursamadım. Nemin; kirlidekilerdeki külotlarımda benden kalan, temizler içinde de yıkamadan kalan bir şey olduğunu düşündüm safça. Külotlarımdaki katılığı ise; kirlilerde yine kendi akıntılarımdan kaynaklanan bir şey diye açıklasam da, temizlerde ne olabileceğini tahmin edemiyordum hiç bir şekilde. Hemen hemen bütün iç çamaşırlarım bu halde olduğundan, kendimce yaptığım bu saf açıklamaları gerçek varsayarak kullanıyordum yinede.
Fakat bu durum neredeyse 1 ay kadar devam edince ciddi anlamda meraklanmaya başladım ve aklımdan bir sürü olmadık senaryo geçmeye başladı. Aklımdan geçen bir senaryonun, o anda olasılığı en düşük olduğunu düşünsem de, aslında doğru olduğunu uzun ve zahmetli bir yoldan öğrendim. Mesele basitti aslında; birinin iç çamaşırlarımla haşır neşir olduğu hemen hemen şüphe götürmeyecek bir gerçekti ve külotlarımdaki nemin ve katılığın, aslında ‘Sperm!’ olduğu konusunda neredeyse emindim. Fakat ilk zamanlarda şüphelendiğim isimler; evime gelen arkadaşlarımdı. Durumun aslında ne kadar farklı olduğunu, kurduğum bir sistem sayesinde anladım…
O zamanlar, şimdiki gibi Hardiskli kameralar yoktu ve küçük kasetlere çekim yapılıyordu. Bende de bu basit kameralardan birisi vardı ve bunu, evde verdiğim birkaç parti sırasında odama kurmuştum. Fakat kasetli sistem olduğundan en fazla 2 saatlik çekim yapabiliyordu bu kameralar. Yinede, bu partiler sırasında kimseyi yakalayamamıştım. Fikrimi değiştirip; kamerayı, okula gitmeden önce kurmaya başladım bende. Yinede bu şekilde bile, aslında gerçekten ne olduğunu görmem yaklaşık 2 hafta almıştı kameranın yetersiz çekim süresi yüzünden.
Okuldan eve döndüğüm bir gün, o sıralar rutin olarak yaptığım şekilde; kırmızı şarabımı açıp, başka hiç bir şeyle ilgilenmeden kasedi başa sarıp izlemeye başladım. Boş odamı izlemeye alıştığımdan hızlı bir şekilde ileri sararak seyrediyordum. Kameranın zamanı, hemen hemen bir saati gösterdiği sırada hızlı sarmada gördüğüm şey, yudumladığım şarabı, eve taşınırken aldığım koko halıma saçmama neden oldu neredeyse. Eve temizliğe gelen kadının kocası, yani apartman görevlisi, yani daha da kaba bir tabirle kapıcı, odama girmişti! Kamera ekranından seyrettiğim siyah beyaz görüntülerde adam odama girdikten sonra gayet rahat hareketlerle dolabımı açıyor, sonrasında yurtdışından özenerek aldığım bazı özel iç çamaşırlarımla birlikte yatağıma geçip pantolonunu ve külotunu çıkarıyor, sonrasında iç çamaşırlarımı değiştirerek; birini koklarken, diğerini eliyle penisine sürterek mastürbasyon yapıyordu!
Şok olmuş durumdaydım. Gördüklerime kesinlikle inanamıyordum. Fakat içimdeki o Nemfoman anında tepki vermişti. Kameradaki görüntüler daha sona gelmeden durdurdum ve adamın elinde tanıdığım, Paris’ten aldığım; kenarları beyaz dantelli, tamamı tül transparan olan siyah tangamı bulmak için odama gittim. Çekmeceleri biraz karıştırdığımda külotumu, arkalara tıkıştırılmış halde buldum. Ve tam olması gereken yerde, yani vajinamın denk geldiği yerde, nemden biraz daha fazlası vardı. Saydam bir şekilde adamın spermlerini görebiliyordum. Sanırım artık ne olduklarını, şüphem kalmadığı için daha rahat tanıyordum. Önce yavaşça parmağımla dokusunu hissettikten sonra yaklaşarak keskin kokusunu içime çektim. İtiraf etmeliyim ki baştan çıkarıcıydı. Daha fazlası için cesaret ederek dilimin ucuyla tadına baktım. İlk algıladığım; tuzlu ve ekşi tadıydı. Bu, anında bacak aramın karıncalanmasına neden oldu. Neredeyse günlük ped kullanmamı gerektirecek kadar ıslandığım sırada, hızlı bir kararla altımdaki külotumu çıkarıp elimdekini geçirdim altıma ve iyice vajina dudaklarımın arasına çektim. Zevkten neredeyse başım dönerken içeri geçerek, şarabımı bir dikişte bitirdim ve kadehimi neredeyse görgüsüzlük sayılabilecek kadar tekrar doldururken kameradaki donmuş görüntüyü tekrar başlattım…
Tahmin ettiğim gibi kapıcı şu anda altımda olan külotuma titreyerek boşalıyordu. Adam boşalırken, ben de elimi bacak arama götürerek külotumdaki ıslaklığı iyice içime bastırdım ve aldığım zevk gözlerimi kapatmama neden oldu. Bu iğrenç adam külotlarımı kullanarak bana sahip oluyordu aslında! Benim bilgim ve isteğim dışımda dolaylı yolla olsa da benimle birlikte oluyor, aslında bir nevi tecavüz ediyordu bana haftalardır. Bunun düşüncesi daha da ıslanmama neden oldu ve daha sert bir içkiye ihtiyacım olduğuna karar verdim. Bir elim hala külotumdaki ıslaklığı içime doğru bastırırken kamerayı yine durdurdum ve açık mutfağın, solana bakan tarafındaki tezgahın üzerinde dizilmiş olan içki şişeleri içinden Tekila’yı bulup çıkardım. Yanında küçük bir shot bardağı da alıp hemen kameranın karşısına geçtim yine…
Ama yeterli değildi. Olanları daha büyük görmek istiyordum ve hiç üşenmeden tekrar yerimden kalkarak, uzun zamandan beri arayıpta bulamadığım kameranın TV ara kablosunu aramaya başladım. Şanslı bir şekilde daha önce hiç bakmadığım bir yere bakarak, çalışma odasında, büyük ayakkabı koleksiyonuma ayırdığım açık dolabın en alt rafında buldum kabloyu ve hızlıca kamerayı TV’ye bağladım. Olayların başladığı yere kadar geri sarıp tekrar izlemeye başladım olan biteni. Kapıcının odama girmesinden, dolabımı karıştırmasına kadar bütün detayları izledim ve adam yatağıma oturup, altımdaki külotu penisine sarmasıyla aldığım zevk daha da arttı. Kapıcı, penisini külotuma her sürttüğünde bende aynı şekilde altımdaki aynı külotu dudaklarımın arasına sürtüyordum. Adamın yaptıklarını seyrederken bir yandan da adamın külotumdaki yarı kurumuş haldeki spermleri ile mastürbasyon yapıyordum resmen ve aldığım zevk anlatılamaz derecedeydi. Ve ilginç bir şekilde neredeyse TV’deki kapıcıyla aynı anda boşaldım. Kendimi hiç kısıtlamadan yüksek sesle inleyerek boşalmıştım ve inanılmaz zevk almıştım…
Boşalırken kapattığım gözlerimi açarken, kameranın çektiklerinin de bittiğini ve kapıcının TV karesinden çıktığını düşünmüştüm, ama gördüklerim düşündüğüm gibi değildi. Kapıcı başka bir külotumu eline almış ve dizlerini kırmış bir şekilde yatağıma oturmuştu. Tekrar ereksiyon olması için fazla zaman gerekmemişti. Bu sefere elindeki külotumu koklarken, yorganın altından çıkardığı yastığıma doğru mastürbasyon yapıyordu. Benimde elimin bacak arama gitmesi için fazla zaman gerekmemişti. Elim tekrar bacak arama giderken düşündüğüm şeyi yapmasını istiyordum içten içe. Ve düşündüğüm şeyi kısa süre içinde yapmıştı. Neredeyse aynı derecede yastığımın üstüne boşaldı. Sonrasında aceleyle elindeki külotumla yastığımın üstündekileri sildikten sonra hızlıca giyindi ve ortalığa saçtığı iç çamaşırları dolabıma tıkıştırarak kameranın görüş alanından çıktı…
Kapıcı görüntüden kaybolduğu anda kamerayı durdurdum ve hemen yatak odama gittim. Ve o anda sabah aslında yatağımı yaptığımı hatırladım. Oysa yastığım yorganın üstündeydi. Yastığı elime alarak yüzüme yaklaştırdım. Külotumdan aldığım kokuyu tekrar almam çok kolay olmuştu. Yastığı tekrar yatağıma koydum ve uzandım. Yüzümü iyice yastığımda o kokuyu aldığım kısımlara gömerken bir yandan altımdaki külotun üstünden kendimi okşuyor, bir yandan yastıktaki o katı kısımları yalıyordum. Saat kaça kadar buna devam ettiğimi hatırlamıyorum, ama o gece 4 kez daha kendimi tatmin etmiştim.
Ertesi gün karmakarışık bir kafayla uyandım. Aklımdan bir sürü şey geçiyordu. Bir ara kilitleri değiştirip, yeni anahtarı kapıcının eşine vermemeyi bile düşündüm, ama bu çok çabuk gelip giden bir düşünce olmuştu. Ve sonunda devam etmeye karar verdim. Bu durum üç hafta daha aynı şekilde devam etti. Her akşam büyük bir heyecanla eve geliyor ve kapıcının boşaldığı külotlarımı bulup giyerek mastürbasyon yapıyordum. Ve artık adamı arzuluyordum resmen. Yaptığım mastürbasyonlar sırasında kapıcının beni becerdiğini hayal ediyordum ve aldığım zevk inanılmaz derecedeydi. Fakat bu kadarı elbette benim gibi bir Nemfoman için yeterli değildi…
Oynadığım oyunlar çok basit bir şekilde başladı; akşamları kapıcının boşaldığı külotları altıma giyip, üstüme kısa bir tişört veya askılı giyerek, altımda sadece o malum külotla kapıcının çöpü almak için gelmesini bekliyordum. Ve adama o halde kapıyı açıyordum. Bunu ilk yaptığım gün adam öyle bir renk değiştirmişti ki, kalp krizi geçirecek sanmıştım. Ne de olsa; hangisine yakın olduğunu söylemek güç olsa da, 40’la 50 yaş arası, hafif göbekli, bıyıklı ve pis sakallı, biraz kelleşmiş, çok klişe bir kapıcıydı. Kapıya geldiği zamanlarda gittikçe daha cüretkar ve kışkırtıcı açmaya başlamıştım kapıyı. Ve açık seçik o gün içine boşaldığı külotu giydiğimi gösteriyordum adama. Apartmandan çıkarken de merdivenlerin altında eteğimi uygun bir açıdan görmek için hazır oluyordu. Ben de ona daha fazlasını göstermek için bacaklarımı iyice açarak iniyordum. Hatta son zamanlara doğru altıma iç çamaşırı giymeden ultra mini eteklerle şov yapmaya başlamıştım adama. Kapalı garaja girdiğimde de fırsatı kaçırmamaya çalışıyordu. Bazen elim kolum dolu geldiğimde, yardım etme yalanı altında vücuduma dokunuyor, hatta bazen elimdekilerin düşmesini sanki engellemeye çalışıyormuş gibi arkamdan kalçalarıma yaslanıyordu.
Bu şekilde bir sene geçtikten sonra bir gün, yöneticiden apartman görevlisinin bir hafta içerisinde işten ayrılacağını ve köyüne döneceğini öğrendim. Beni gün içinde heyecanlandıran oyunlarımı kaybedecektim ve buna üzülmüştüm gerçekten. Oyuncağı elinden alınan çocuk gibi hissediyordum kendimi. Ve o anda; kapıcı gitmeden kendimi ona becertmek istediğime karar verdim. Nasıl olsa köyüne dönüyordu artık ve sonrasında istese de rahatsız edemezdi beni. Ben de, bir sene boyunca dolaylı yoldan da olsa beni inanılmaz tatmin eden bu adamı gerçekten içimde hissedecektim. Yalnız bir sorun vardı; kapıcı, kendi konumu nedeniyle adım atamazdı bunun için. Adımı benim atmam lazımdı ve basit ama etkili bir senaryo hazırladım. Eve yardım etmesi için çağıracaktım. Bazı lambaları değiştirmeme yardım etmesi için.
Cumartesi günü, kapıcıyı çağırmadan önce duş yapıp en çekici kokuları olan vücut losyonlarımı sürdüm. aÜstüme, göbeğimin baya üstünde biten bol bir askılı giydikten sonra altıma ultra mini pileli eteklerimden birini giydim. Külot giymemiştim, adamın açık mesajı anlamaması riskini almak istemiyordum. O zaman kullandığım en sexy kokuyu da sürdükten sonra diafona basarak kapıcıyı çağırdım. Gelmesi sadece 5 dakika sürmüştü. Kapıyı açtığımda soluk soluğaydı. İçeri çağırıp bazı ampülleri değiştirirken yardım etmesini istediğimi söyledim. Tasarladığım senaryo basitti. Ben sandalyenin üstüne çıkıp, sözde ampulü sökerken, o alttan her şeyi zaten görecekti ve gerisi çok kolay bir şekilde gelecekti.
Ve tasarladığım şekilde de oldu. Daha ilk ampul değiştirme sırasında eteğimin altından bütün bacak aramı gören kapıcı, beni tutma bahanesiyle ellerini dizlerimin üstüne koydu. Benden ses gelmediğini görünce de kısa sürede elleri yukarı çıkmaya başladı. Ben daha ampulü söktüğüm sırada elleri zaten neredeyse dış dudaklarımın kenarındaydı. Gözlerimi indirip onun bakışlarını yakaladığımda daha da ileri giderek bir parmağı ile dudaklarımın arasına girdi. Benden gelen zevk inlemesini duyduğunda artık hiçbir çekincesi kalmamıştı. Beni oradan kucağına alıp yatak odama götürdü ve başka hiçbir şey yapmaya gerek duymadan pantolonunu indirdi ve çoktan kabarmış olan erkekliğini içime soktu. Bacaklarımı beline dolayarak iyice kasıklarıma bastırdım adamı ve çok kısa bir sürede bütün spermlerini içime boşalttı. Orgazm’a bir adım bile yaklaşamamıştım, ama aldığım zevk inanılmaz boyutlardaydı. Bu alt sınıf adamın altında inlemek başka türlü bir tatmindi benim için. Sadece bedenimi değil, bütün benliğimi beceriyordu kapıcı. Sınıf ve kültür farkımızı, beni becererek ortadan kaldırıyordu sanki…
Bir süre içimde kalarak soluk soluğa üstüme yığıldı. Ben de bir yandan, altında kalçalarımı oynatarak içimdeki penisten zevk almaya çalışıyordum. Nefesini bir düzene soktuğunda, içimden çıkarak uzandı ve beni saçlarımdan çekerek dudaklarımı penisine bastırdı. Hareketleri çok sertti ve ara sıra hakaret ediyordu ve bu beni feci şekilde tahrik ediyordu. Kısa bir oral seks sonrası erkekliği tekrar kabardığında, beni yüz üstü çevirerek bu sefer arkamdan zorlamaya başladı beni. Arkamdan becerilmeye pek alışık değildim, özellikle böylesine kalın bir penis tarafından. Ne kadar zorlasa da ancak başı biraz içime giriyordu ve ben de çığlık atmamak için yastığa yüzümü gömmüş haldeydim. Bir ara geri çekildiğinde, nefes nefese, “Çekmecede krem var!” diyebildim, yatağın yanındaki komidini işaret ederek. Normal şartlarda bu kadar kalın bir penisle anal seksi düşünmezdim bile, ama bu adamın beni olabilecek her şekilde becermesini, bana sahip olmasını istiyordum.
Uzanarak kremi aldı ve hızlıca açarak, kaba hareketlerle arka deliğime sürmeye başladı. Yeteri kadar krem sürdüğünü düşündüğünde penisini arka deliğime dayayarak tekrar yüklenmeye başladı. Bu şekilde bile içime girmesi zor oldu. Milim milim içime doğru ilerlerken canım inanılmaz bir şekilde acıyordu ve avaz avaz bağırmamak için dudağımı ısırıyordum. Tamamı içime girdiğinde bir süre o halde durdu ve bu durumda bile zar zor nefes alıyordum. Yavaşça hareket etmeye başladığında, penisini her içime doğru ittiğinde nefesim kesiliyor, gözlerim kararıyordu. Alışmam uzun süre aldı, fakat alışmam kapıcının umurunda değildi zaten. Kısa sürede temposunu arttırarak daha da hızlandı. Her yüklenişinde gözlerimde şimşekler çakıyordu sanki. Bir kez boşaldığından bu sefer uzun sürmüştü. Sonunda boşaldığında arkamdaki acı inanılmazdı. Kapıcı, ter içinde yatağıma sırt üstü devrildiğinde, ben bir süre aynı pozisyonda kaldım. Gözlerimden yaşlar geliyordu.
Kendimi zorlayarak kalktım ve bacaklarımın titremesine hakim olmaya çalışarak güçlükle banyoya gittim. Kendimi sıcak suyun altına atarak bir süre hareketsiz kaldım. Bir süre sonra suyu soğuğa çevirerek, buz gibi suyun beni canlandırmasını bekledim. Kendime biraz geldiğimde hızlıca temizlendim ve duştan çıkarak kurulandım. Yatak odama geri döndüğümde kapıcı halen oradaydı. Çoktan gitmiş olduğunu düşünüyordum, ama benimle işinin daha yeni başladığı ortadaydı. Kabaca, “Nerede kaldın orospu?” diyerek karşılamıştı beni. Bu tavrı; içimdeki Nemfomanın uyanarak, olabilecek en istekli şekilde cevap vermesi için yeterli oldu. aÜstümdeki bornozu bir kenara atarak, yatağa, yanına gittim. Bütün geceyi birlikte geçirdik. Sabaha kadar içimden çıkmamıştı. Buna sevişmek denemezdi. Yaptığımız düz bir seksti ve olabildiğince sertti. Kapıcı sabah giderken her yerim mosmor olmuştu ve iki deliğimde biriken spermler artık çarşafıma sızıyordu. Kendime gelebilmek için ertesi güne kadar uyumam gerekti. Kapıcının vücudumda bıraktığı morlukların ve bacak aramdaki zedelenmenin iyileşmesi için çok daha fazla zaman gerekmişti.
İki gün sonra; okuldan eve geldiğimde, binanın girişinde yığılı eşyalar gördüm. Kapıcı, eşi ve çocukları; tahminimce gelecek olan kamyonu bekliyorlardı. Yanlarından geçip, apartmana girerken göz göze gelmemeye çalışsam da; kapıcının yüzündeki alaylı gülümsemeyi ve eşinin gözlerindeki nefreti gayet rahat hissetmiştim.

 

Merhaba ben Arzu 29 yaşında sexy bir kadınım. Her zaman erkeklerden ilgi gördüm. Annem ve babam çok özgür insanlardı ve beni de özgür yetiştirdiler. Özellikle annemle iki arkadaş gibiydik (halen de öyleyiz), her şeyi çok rahat konuşuruz. 31 Seks Hikayeleri sitesinde çok güzel seks hikayeleri okudum ve ben de katkıda bulunmak için, 18 yaşımdayken ilk kez sikiştiğim geceyi anlatmak istedim. Benim için çok özel ve güzel bir geceydi. Paylaşmak istedim.
Maddi durumumuz hep iyiydi. Yazları ailece uzun tatiller yapardık. 18 yaşındaydım, 1998 yazında Antalyada’ki 5 yıldızlı tatil köylerinden birine gittik. Daha o yaşta 1.77 boyum, 85 göğüslerim, 57 incecik belim ve 93 yuvarlak dolgun kalçalarımla gösterişli bir kızdım. Tesise akşam üzeri giriş yaptık. Kendi arabamızla gelmiştik. Uzun yol hepimizi yormuştu. Akşam yemeğini yeyip, erkenden yattık. Tabii annemle babamın sevişme sesleri epey bir süre uyumamı engellemişti. Bizde seks asla utanılacak bir şey olmadı. Annem babam önümde sikişmezlerdi tabii, ama odalarında da, (Aay bizi biri duyar!) diye de kendilerini kasmazlardı. Çok küçük yaşlardan beri onların sikişme seslerini birçok defa duymuştum. İlk duyduğumda anneme sormuştum. O da yaşıma göre birşeyler söyleyerek, seviştiklerini anlatmıştı. Yaşım ilerledikçede daha rahat konuşup anlaşmıştık.
Ben sabah denizini çok severim. Deniz çarşaf gibidir ve elle tutulacak gibi bir sessizlik vardır. Attığınız kulacın sesini duyarsınız. İyi de bir yüzücüyüm. İlkokulda okul takımında bile yüzdüm. Ama sonra yarışmak bana anlamsız geldi ve bıraktım. İyi yüzmek bana kar kaldı. Neyse, sabah annem babam yol ve sevişme yorguluğu ile uyurken, ben bikinimi giyip soluğu sahilde aldım. Hep küçük üçgenlerden oluşan ipli bikiniler giyerdim. Halen de onlardan vaz geçemiyorum. Bir şezlong seçip, plaj çantamı ve havlumu bırakıp, uçuk sarı tül elbisemi çıkarıp hazırlanıyordum ki, ‘O’ da sahile geldi. ‘O’ 1.90 boylarında, kumral, antik Helen heykellerine benzeyen biriydi. Bana gülümsedi ve benim dibim düştü. Çok sıcak ve içten bir gülümsemesi vardı. İngilizce, “Good Morning!” dedi. Ben de inadına Türkçe, “Günaydın!” dedim. ‘O’ yine gülümsedi ve günaydın dedi. Sesindeki aksanı hemen fark ettim, büyük ihtimalle yabancıydı.
Tişörtünü çıkardı ve kasları ortaya çıktı. Gram yağ yoktu, belli ki spor yapıyordu. Ben (Şimdi bana asılır!) diye beklerken, ‘O’ yürüdü denize girdi. İyi yüzüyordu. Sakin ve kararlı kulaçlarda açıldı gitti. Ben de bir an önce kendimi serin sulara bırakmak istiyordum. Ben de denize atladım. Suyla buluşan bedenim ve hissettiğim rahatlama aklımı ondan uzaklaştırdı. Kendimi denizin kollarına bıraktım. Bir saat kadar yüzdüm. Kıyıya çıkıp şezlonguma yöneldiğimde iki yanımdaki şezlonga yerleştiğini gördüm. Havlumu alıp duşa gittim. Annemin nasihatını tutup, ıslak bikini ile oturmadım. Kurulanıp kırmızı bikinimi giydim. Geldiğimde gitmişti. Şans dedim. Yağlanıp kendimi bu sefer yavaş yavaş kızdıran güneşe bıraktım. Onu hayal ederek uyumuşum. Başıma dikilen annemin, “Hadi kahvaltıya!” sesi ile uyandım. Gün içinde onu hiç göremedim. Akşam da ortalarda yoktu.
Ama sabah erken sahile indiğimde oradaydı. Bu sefer ben gülümseyip, “Günaydın!” dedim. Tanrım, yine o altımı ıslatan gülümseme. Sırf bu gülümseme için bile buna verilir diye düşündüm. O da, “Günaydın!” dedi ve yine dönüp denize yöneldi. Hey Tanrım, koca sahilde bir ikimiz vardık. İnsan hiç olmazsa asılmaya yeltenir. Baktım bundan ses çıkmayacak, “Beraber yüzebilirmiyiz?” dedim. Yine gülümsedi, “Zevkle!” dedi. Ben yine ıslandım. O sabah beraber yüzdük. Tanıştık, sohbet ettik. Adı Tony idi. İtalyandı. İTÜ’de mühendislik okuyordu. Son sınıftaydı. Türkçe’yi epey sökmüştü, ama aksanı belli oluyordu. Bu aksan ona ayrı bir sevimlilik katıyordu. Zaman nasıl geçti anlamadım. 1,5 saat yüzmüşüz. Yorulduğumu hissedince uzun zamandır denizde olduğumuzu anladım. “Çıkalım mı?” dediğimde, “Hiç sormayacaksın sandım. Erkeklik gururuna yediremiyorum ama, yoruldum!” dedi. Gülüştük.
Sabah yüzmelerimiz devam ederken, artık öğleden sonraları da arada plajda görüşüp sohbet ediyorduk. Babamın kartal gözlerini hep sırtımda hissediyordum. Ama biliyordum ki, annemin gözleri babamı hep yatıştırırdı. 4. sabah da yine sahilde buluştuk, merhabalaştık ve kendimizi sakin denize bıraktık. Güle oynaya sahilden epey uzaklaşmışız. Birden, “Bir şey için iznini rica ediyorum. Ben aslında sabahları açılıp çıplak yüzerim. Ama sen varsın diye kaç sabahtır yapmıyorum. İzin verirsen şortumu çıkaracağım, rahatsız olacaksan uzaklaşabililirim. Ne de olsa sen daha küçük bir kızsın!” dedi. Böylece de fitili ateşledi. Ben istediği gibi yüzebileceğini, daha önce de çıplak erkek gördüğümü (ki gizlice araklayp seyrettiğim annemlerin pørnø filmlerini saymazsak bu koca bir yalandı) ve hiçte küçük bir kız olmadığımı söyledim. O yine güldü, biraz uzaklaştı ve şortunu çıkarıp bileğine sardı. Biraz uzağımda yüzüp dalıp çıktı.
Ben nekadar daha böyle yüzeceğini sorma gafletinde bulundum. O da, “Küçük kız rahatsız olduysa giyinebilirim!” dedi. Küçük kız sinirlendi ve küçük kız olmadığını göstermek istedi. Bikinisinin üstünü çözdü ve bir bileğine iplerinden doladı. Tony güldü, “Zaten üstsüz güneşleniyorsun, bu birşeyi ispatlamaz!” dedi. Bu sefer haklıydı. Gerçekten birşeyler ispatlamak istiyorsam daha cesur olmalıydım. Altımın iplerini de çözdüm, onu da diğer bileğime doladım. Sonra derin bir nefes alıp ona doğru bir takla attım. Bu sefer gülmedi, kahkaha attı, “Tamam, sana bir daha küçük kız demiyeceğim, dersimi aldım!” dedi. O kahkaha tüm tedirginliğimi aldı. Beraber yüzmeye devam ettik. İlk kez çıplak yüzüyordum ve o günden bu güne beni daha özgür hissettiren bir deneyim yaşamadım. Gerçekten çok keyifliydi. Yarım saat kadar öyle yüzdük. Ama sadece yüzdük. Ne taciz edici bir söz, ne bir hareket yaptı. Mayolu nasıl yüzüyorsak öyle. Sonra ben bikinimi tekrar bağladım. O da şortunu giydi, kıyıya yüzdük. O gün gün işaretleşip kıkırdadım. Ertesi sabahı iple çektim.
Sabah buluşup hemen denize atladık. Hızla yüzüp açıldım ve bu sefer o birşey demeden bikinimi çözüp iki bileğime dolamıştım. Sonraki iki günü hep beraber geçirdik. Derken Cumartesi geldi çattı. Sabah yine çıplak yüzmüştük ve günü beraber geçiriyorduk. Akşam benimle çıkmak istediğini söyledi. Cumartesi akşamları otelde gösteriler oluyordu. Ayrıca otelin Discosunun da çok hareketli olduğunu söyledi. Ona, onun babamdan izin almayı başarabilirse onunla çıkabileceğimi söyledim. Babam son derece sert görünüşlü, ama altın kalpli bir adamdı. Ama tabii bunu ona söylemedim. İzin işi onu biraz germişti. Yabancılara göre birşey değil. Ama el mecbur. Ben annemle babamın yanına gittim. O da 10-15 dakika sonra geldi. Daha önce annemle tanıştırmıştım. Ama babamla hiç konuşmamışlardı. Babamla tanıştırdım. Babam anneme baktı ve onlar gözleri ile anlaştılar. Tony zar zor izin istedi. Babam sert bakışlarını hiç yumuşatmadan onu süzüyordu. Anneme, “Sen nedersin hanım?” dedi. Annem, “Çocukları rahat bırak!” dedi. Babam aynı sert ses tonu ile, “Tamam, ama otelden çıkmak yok. 10’da da odandasın!” dedi. Anneme baktım, göz kırptı. Bu serbestsin demekti. Tony babama, “Tabii efendim!” dedi. Bana da, “7’de gelip alsam iyi mi?” dedi. Ben, “8 olsun!” dedim. “Tamam!” dedi gülümsedi ve uçtu.
Akşam erkenden doğru odaya çıktım. Duş alıp kuaföre damladım. Saçlarıma fön çektirdim. Odaya çıktım ve en büyük dert başladı: Ne giysem? Derken kurtarıcı meleğim geldi. Annem, “Ne o? Heyecanlısın!” dedi. Anne ilk defa bir adamın gülümsemesi bile beni benden alıyor. Ne yapacağım bilmiyorum!” dedim. Annem sarıldı, “İçindeki kızı dinle, o sana doğru yolu gösterir!” dedi. Ne istiyorsam yaşayabileceğimi, ama seks hakkındaki önceki konuşmalarımızı unutmamamı söyledi. “İstemediğin hiç bir şeyi yapmasına izin verme. Gerçi öyle birine benzemiyor, ama istemediğin birşeyi yapmaya kalkışırsa, çekinme bizi ara!” dedi. Sonra dolabından beyaz bir elbise çıkardı, “Bence bunu giy!” dedi. Elbise önden ve arkadan V kesim, kabarık etekli, derin dekolteli bir elbiseydi ve annem onu çok severdi. Abartmadan çok hafif te bir makyaj yapmamı söyledi. O babamla ilgilenmeye gitti. Ben beyaz dantelli bir külot sütyen seçtim. Kırmızı topuklu ayakkabılarımı ve kırmızı çantamı çıkardım. Kırmızı tül şalımla takımı tammaladım. İç çamaşırımı giydiğimde annem geldi, “Tam tahmin ettiğim gibi!” dedi. Kopçayı çözüp, sütyenimi çıkardı, “Bu elbise ile sütyen giyilmez. Beni hiç bu elbiseyle sütyenli gördün mü?” dedi. Sonra meme uçlarımı sıktı, “Ampüller şimdiden yanmış!” deyip beni birde utandırıp gitti.
Elbiseyi giydim, bronz tenimde hakikatten çok güzel durmuştu. Aksesuarlarımı tamamlayıp, rujumu sürdüğümde kapı çaldı. Açtım, karşımda yine o gülümseme ve ben şimdiden ıslandım. Bakışlarındaki parıltıda kendi kadınlığımı gördüm. Beyaz keten bir pantolon ve uçuk sarı bir tişört giymişti. Üstünde beyaz keten bir ceket, kollarını dirseklere doğru sıvamıştı. Off Tanrım, bu adamla bu gece mutlaka yatmalıydım. Koluna girdim, bakışlar üzermizde yemek salonuna girdik. Sahneye yakın iki kişilik bir masa, kırmız şarap ve güller. Dekor tamdı, ilk 10 puanı aldı benden. Güzel bir yemek ve uslu bir dans. Uzak köşede babamın endişeli bakışları ve annemin onun kulağına fısıldamaları. Tony’ye, “Hadi Disco’ya!” dedim. Disconun kapısında bizi sarıp sarmalayan coşkulu müzik ve kaynamaya başlayan kan. İçeride kendimi müziğin ritmine bıraktım. Hoplayıp zıplayıp, şampanyaları yudumladım. Sonra bir an yine yavaşlayan müzik, sarılan bedenlerimiz. Ve günlerdir inik gördüğüm siki, ilk defa sert olarak hissetmek…
Arkamdan sarıldı, kucağındaydım ve siki tüm sertliğiyle tam kalçalarımın arasındaydı. Başımı arkaya döndürdüm, gözlerindeki ihtirası gördüm. O benim gözlerimde ne gördü bilmiyorum ama, dudaklarımız buluştu. İlk öpüşmemiz. İlk yangın. Elleri dekolteden süzüldü ve göğüslerime sütyen oldu. Ben kendimden geçtim. Güçlü eller körpe göğüslerimi sıktı. Ampüller yüz mumluk oldu. Sol eli göğsümü serbest bıraktı ve eteğimin altını keşfe çıktı. Parmakları hazineme değidiğinde içimde bir volkan canladı. Dönüp ona sarıldım ve dudaklarımı ona sundum. Ellerini eteğimin altından çıkarıp kalçamın üstüne koydum. Kendimi artık pantolonunu zorlayan sikine bastırdım. Yine müzüğin ritmi yükseldi. Bu defa kucağında kıvranarak dans etmeye başladım. İçimdeki kadın uyanmış ve azmıştı, seks istiyordu. Bakire olduğumu biliyordu, onu cesaretlendirmeliyim diye düşündüm. “Bu gece senin olmak istiyorum, götür beni burdan!” deyiverdim. Gözlerindeki parıltı şimşeklere dönüştü, dudaklarımız bir daha kenetlendi. Sarmaş dolaş Disco’dan çıktık. Öpüşe koklaşa odasına doğru yollandık.
Odasının kapısına geldiğimizde içimde bir ses dur dedi. Kapıyı açıp bana dönünce sarıldım öptüm, “Özür dilerim!” dedim arkamı dönüp koşarak uzaklaştım. Odama girdiğimde kalbim çıkacakmış gibi çarpıyordu, nefes nefeseydim. Bir an sırtımı duvara dayayıp soluklandım, her yanımdan ter fışkırıyordu. O anda yanda silüetimi gördüm, aynadan vahşi bir kaplan bana bakıyordu. Gözlerimden ateş fışkırıyor, tenim terden parlıyordu. Göz bebeklerim kocamandı. Bu kız bu gece sikilmezse uyuyamaz dedim. Altımda hissettiğim ıslaklık elimi külotuma götürdü. Külotum sırılsıklamdı. Çıkarıp attım. Ayakkabıları çantayı ve şalı yatağa fırlattım. Anahtarı alıp odadan çıktım. Kendimi onun kapısında buldum…
Odanın kapısında bir an durdum, derin bir nefes aldım, kapıyı çaldım. İçeride olması için dua ediyordum. Kapı açılana kadar sanki bir asır geçti. Kapı açıldı. Belinde bir havlu, duşa girmek üzereydi sanırım. Gülmsedi, “Gelmeyceksin diye çok korktum!” dedi. Başka birşey demesi gerekmedi, kucağına zıpladım. Dudaklarımız birleşti, içeri girdik. Öpüşerek kucağında içeri taşıdı beni. Güçlü kolarında tüy gibiydim. Elleri eteğimin altından çıplak kalçalarımı kavradı. Aşağı doğru kayan kalçalarım sikini hissettiğinde artık havlunun olmadığını anladım. Eteğimin kenarlarından tutup beni yatağa doğru bıraktı. Elbise vücudumdan sıyrıldı ve yatağa çıplak düştüm. Yatak beyaz gül yaprakları ile doluydu. Beyaz gülü çok sevdiğimi unutmamış. İkinci 10 puanı aldı benden…
Gül bahçesinde uzanırken, o da üzerime uzandı. Dudaklarıma ateş dudakları değdi. Ordan boynuma, ordan göğüslerime. Gonca güllerim ilk defa bir erkeğin hoyratlığını tattı. Göğüslerim emilip ısırldıkça güzelleşti. İçimdeki volkan kaynamaya başladı. Dili göğüslerimin arasından kayıp göbek deliğimi buldu. Orda fazla oyalanmayıp, aşk üçgenime indi. Hiç koklanmamış amıma inip, dilini içime soktuğunda ben boşalmaya başladım. O aşk sularımı içip, klitorisimi emmeye devam etti. Başını amıma bastırdım, oradan hiç ayrılmasın istedim. Kasılmalarım sona erdiğinde, “Sıra bende!” dedim. Onu uzatıp üstüne çıktım. Çoktan kazık olmuş sikini yakalayıp emmeye başladım. Oldukça heybetli, kalın ve damarlıydı. 1.90 boya yakışacak bir sikti. İzlediğim pørnø filmler işe yaramaya başlamıştı. Sokabildiğim kadar ağzıma sokup yalamaya başladım. Güçlü kolları kalçalarımı kavrayıp bir anda beni 69 pozisyonuna getirdi. Ben onun sikini emerken, o da körpe amıma yumuldu tekrar. Bu sefer dili amımla beraber götümü de yoklamaya, iki deliğimi birden yalamaya başladı. İçimdeki volkan tekrar canlanmaya başladı. Artık onu istiyordum…
Beni yine gül yapraklarının arasına uzattı. Terlemiş vücuduma yapraklar yapışmıştı. Bacaklarımı araladı. Sikinin kafasını amımın deliğine dayadı, fırçalamaya başladı. Kudurmuştum. Artık o sertliği içimde istiyordum. “Hazırmısın?” dedi. “Çoktan!” dedim. Sikinin kafasını bir iki defa sokup çıkardı. Sırılsıklamdım. Sonra birden bastırdı. İçime girişini hisettim. Su gibi akan sıvılarım sayesinde siki bir anda kayıp dibimi buldu, kasıklarımız kavuştu. “Yanıyorsun, bu nekadar sıcak bir am!” dedi. Ben bir acı bekliyordum, ama hiç canım yanmadı. İçimde hareketlenmeye başladı. Önce küçük küçük hareketler, alıştıkça daha büyük git geller, derken piston dibimi dövmeye başladı. Artık kendimi koyverdim. İniltilerimiz odayı sardı. Bacaklarımı beline doladım ve o yüklenirken onu kendime doğru bastırdım. 15 dakika kadar beni böyle sikti. İçimdeki volkan kabardı kabardı kabardı ve patladı. Tırnaklarımı sırtına geçirip haykırarak boşaldım. Ben boşalırken o durmadı, sikmeye devam etti ve ben yıldızları saydım. Ben rahatlarken o hızlandı ve bir anda içimden çıkıp göbeğimden göğüslerime doğru fışkırmaya başladı. Doğrulup sikini ağzıma aldım, sikinde kalan döllerini emdim. Son damlaya kadar onu boşalttım. “Harikasın bebeğim!” dedi.
Siki halen kazık gibiydi, “İnmeden bir daha istiyorum!” dedim. “Derhal!” dedi ve beni yine kuş gibi havalandırıp domaltıverdi. Başımı yatağa bastırıp, götümü dikledi ve direk amıma giriverdi. Siki yine dibimi buldu ve sonra tren pistonu gibi saydırmaya başladı. Kalçalarıma ufak tokatlar atıp, hızla amımı sikmeye başladı. Biraz sonra ayağa kalkıp, ata biner gibi kalçalarıma oturdu. Yine amıma geçirip, son sürat sikmeye başladı. Altında bir kısrak gibiydim. Hiç bitmesin istiyordum. Hızlandı. Hızlandım. Hızlandık. Dörtnala koşuyor gibiydim. Kalçalarıma vuran kasıklarının sesleri ve benim iniltilerim odayı doldurdu. Orgazm’a ulaştığımda, o da içimden çıktı ve sırtıma boşaldı. Döllerini krem gibi sırtıma sürüp tenime yedirdi…
Yan yana yatağa uzandık. Nefeslerimiz düzelince, bana, “Bir şey soracağım, bakire olduğuna emin misin?” dedi. Bozulmuştum, “Ne demek istiyorsun? Elbette!” dedim. “Peki, fark ettiysen kanama olmadı. İlkinde de, ikincisinde de sikim içinden tertemiz çıktı. Kaldı ki, ilk sefer için oldukçada sert siktim!” dedi. Yine haklıydı. “Evet ama, gerçekten bu benim ilk seksim!” dedim. Biraz düşündü. “Ozaman muhtemelen esnek bir zarın var. Jinekoloğuna göster, o sana anlatır!” dedi. “Bir acı bekliyordum, ama olmadı. Ondan mı?” dedim. “Sanırım…” dedi. Sonra yüz üstü uzandım, gül yapraklarını kucakladım. Çok hoşuma gittiğini söyledim ve inceliği için teşekkür ettim.
O ise kalçalarımı okşamaya başladı, “Harika bir götün var. Bence o da bu gece bekaretini kaybetmeli!” dedi. “Çok mu istiyorsun?” dedim. “Evet!” dedi. “Sırf bu gül yaprakların hatırına onu da sikmene izin vereceğim, ama canımı yakma!” dedim. “Sen merak etme!” dedi ve götümü yalamaya başladı. Dili çok maharetli çalışıyor, bir amıma, bir götüme giriyor, amımın suları ile göt deliğimi ıslatıyordu. Epeyce yaladıktan sonra bir parmağını götüme soktu. O bile zor girmişti. Biraz yoklayıp deliğimi genişletmeye çalıştı. Sonra kalçalarımı havalandırıp beni domalttı. Ellerimle kalçalarımı ayırttırıp deliklerimi iyice ortaya çıkarttı. Uzanıp güneş kremini alıp götüme sürdü. Sonra sikine de sürdü. Bana iş bile düşmedi, bakire götümü sikme hevesi sikinin taş gibi olmasına yetmişti….

Sonra arkama geçti ve sikini minnacık göt deliğime dayadı. Yavaş yavaş yüklenmeye başaldı. Bu sefer acıyı hissettim, ama dur falan da demedim. Önce sikinin kafasının girdiğini hissettim. “Zor kısmı bitti bebeğim!” dedi ve yavaşa yavaş iterek götümde ilerledi. Son bir hamle ile de köküne kadar geçirip, kasıklarını kalçalarıma yasladı. Ben bir derin “Ohhhhh!” dedim. Kalçalarımda götümün yanaklarını açan ellerimi serbest bıraktı ve bir elimi amıma bastırdı. O götümü vidalarken, ben amımla oynamaya başladım. Yavaş hareketlerle başlayan sikiş, götümün alışması ile tam bir sikişe döndü. O götümü sikerken ben de amımı parmaklıyordum. Üst üste kasılmalarım başladı. Beni o pozisyonda 3 kez üst üste boşalırken, o hiç çıkmadan götümü sikti. Artık dizlerimin tutmadığını hissediyordum, “Hadi artık sen de boşal, bittim!” dedim. O da hızlanıp Orgazm oldu ve döllerini götümün içine fışkırttı. Üstüme yığılınca, ben de yatağa yapıştım. Siki inene kadar götümü sikmeye devam etti. Her tarafımız ter, döl ve benim sıvılarımla kaplanmıştı. Ama kendimi kuş gibi hafiflemiş hissediyordum.
Sonra beni yan döndürüp, kaşık pozisyonunda bana sarıldı. Elleri ile göğüslerimi kavradı ve kendimizi bir rehavetin kollarına bıraktık. Bir saat kadar uyuduk. Ama çıplak tenlerimizin ısısından ter içinde uyandık. Kalktık banyoya gittik, suyu ayarlayıp duşun altına girdik. Birbirimizi sabunlayıp yıkadık. Önce o beni sabunladı, her yerimi okşayarak yıkadı. Parmaklarnı deliklerime soktu. İçimi de sabunladı 🙂 Sonra duşun altında amımı kemirdi. Sonra ben onu sabunlayıp yıkadım ve sikini yalayıp emmeye başladım. Bir anda yine kazık gibi oldu. “Kaldırdın, indir bakalım!” dedi. “Tamam!” dedim, ellerimi duvara dayayıp, götümü geri attım, amım götüm ortaya çıktı. Arkama geçip hemen amıma geçirdi ve duşun altında sikmeye başladı. 15 dakika kadar amımı sikti beni boşalttı, ama o halen dimdikti. “İnmedi ne yapacağız?” dedi. “Bir de götü sikeceksin mecburen!” dedim. Hemen pozisyonu bozmadan götümü sabunladı, sikine de sabunu sürüp götüme geçirdi. Yavaşlanıp hızlanarak yarım saat boyunca da götümü sikti. Benim artık dizlerim tutmuyordu. Tam yeter diyecekken götümden çıktı, beni diz çöktürüp ağzıma verdi ve emerken ağzıma boşaldı. Tüm döllerini ziyan etmeden yutup, onu son damlasına kadar emdim. Sonra birer havluya sarılıp çıktık. Birbirimizi kuruladık.
Saate baktım, sabahın 6’sı olmuştu. Ve ben artık kadındım. “Ben odama gidiyorum!” dedim, elbisemi buldum giydim. Ama zor yürüyordum kapıya kadar. “Gitme, kal!” dedi. “Yok, kalırsam bu amı götü siktirmeden duramayacağım. Yeter artık, dinlenmek istiyorum!” dedim. Sürüne sürüne odama geldim. Soyundum ve kendimi temiz çarşaflara bıraktım. Hemen uyumuşum. Bir ara annem geldi, uyandırdı, kahvaltı saatinin geldiğini söylemek için. Ama ben uyumak istediğmi söyledim, gitti.
Uyandığımda akşam olmuştu, hemen giyinip otelin restoranına indim. Annemleri buldum, ama o yoktu. Annemle sonra konuşuruz deyip, odasına gittim. Odası boşaltılmış, temizleniyordu. Otelden ayrıldığını söylediler. Bir an ağlamaklı oldum. Sonra kendi kendime üzülmemeliyim, her saniyesine değecek bir ilkti dedim. Restorana döndüm, annem babamla akşam yemeğini yedik. Sonra annemle sahilde baş başa konuştuk. Annem, “Pişman mısın?” dedi. “Hayır!” dedim. “O zaman başka hiçbir şeyin önemi yok. Ama döndüğümüzde seni Jinekoloğuma götüreceğim. Artık genç bir kadın olarak onunla konuşmalısın!” dedi.

 

Slm herkese. Adım Ebru. Konyada Üniversitede okuyan, 19 yaşında, 1.65 boyunda, ince yapılı, her erkeğin beraber olmak istediği, güzel vücudu olan, mavi gözlü, sarışın bir kızım. Masum bir görünüşüm, pürüzsüz bir cildim ve dolgun dudaklarım var. Ayrıca her erkeğin zevkle okşayıp sevebileceği dolgun ve dik memelere sahibim. Şimdi sizinle, eniştemin o kocaman yarağı ile beni nasıl inlete inlete siktiğini paylaşmak istiyorum.
Ablam benden bir yaş büyük, kendisi bir şirkette çalışıyor. Eniştem ise bir kamu kuruluşunda çalışıyor. Ablamın boyu ile benimki aşağı yukarı aynı, fizik olarak benim gibi, birbirimize çok benzeriz, çok güzel bir bayan. Ablamla eniştem evleneli dört ay oldu. Bende Konya’yı kazandığım için ablamla durmak zorunda kaldım, aksi taktirde ailem beni okutmayacaktı. Eniştem çok iyi bir insan, üstelik çokta yakışıklı ve çekici biri, ama aslında ablama göre biraz iri yarı birisi. Enişteminkini hep merak ederdim, 46 numara ayakkabı giyerdi. Ayağı büyük olanların yarağının da çok büyük olduğunu duymuşumdur hep. Ablamla geçen ilk günleri nasıldı bilemem, ama şimdi ablamlarda kaldığım ve yatak odalarımız yan yana olduğu için, her gece eniştem ablamı inlete inlete nasıl sikiyor, ablam nasıl inliyor, devamlı duyuyorum. Tabi yan odada ablam inlerken, bende kendi kendime amımla oynuyor ve mastürbasyon yapıyorum, ama kız olduğum için amıma birşeyler sokup o zevki yaşayamıyorum.
Yine bir gece, vakit epeyce ilerlemişti, beni uyuyor sanıp sikişmeye başladılar. Ablam yine inliyordu ve enişteme sürekli birşeyler söylüyordu. Neler söylediğini duymak için odamdan sessizce çıktım ve onların yatak odasının kapısına yaklaştım. Ablam enişteme “Nolur tamamını sokma! Çok acıtıyorsun! Ayyy alamıyorum! Nolur çek! Çek nolur az! Çek yaa alamıyorum! Çok kalın…” diye yalvarıp inilerken, ben zaten bitmiş ve boşalmıştım. Amım vıcık vıcık olmuş, am suyum bacaklarıma aşağı akmaya başlamıştı. Ya eniştemin yarağı çok büyüktü, ya ablamın amı çok dar, veya eniştem ablamı götten sikiyordu! Mutlaka bunlardan biri olmalıydı. Bu düşünceler beni müthiş tahrik etmişti ve kendimi tutamıyordum. İşte o anda kararımı verdim. Bana neye mal olursa olsun, ablamın alamadığı eniştemin o yarağını ben almak istiyordum, hemde ablam gibi nazlanarak değil. Dibine kadar almak ve ablamdan alamadığı zevki enişteme ben tattırmak istiyordum. Hemen odama gidip yatağa yattım, eniştemin beni sikmesi için nasıl teslim olabileceğimi, amıma yarağını sokarken neler diyebileceğimi, eniştemi nasıl azdıracağımı falan düşündüm. Gözlerimi kaptıp, eniştemin kocaman yarağını bakire amıma köklediğini hayal ederek, bir elimle amımın dudaklarını bir elimlede memelerimi okşuyordum. Bir ara heyecandan kalbim duracak sandım. Sabahı nasıl ettiğimi bilemedim…
Bir kaç gün sonra ablam sevinçle eve geldi, ‘bir ay izin aldığını, İzmire annemin yanına gideceğini’ söyledi. Eniştemde “Tamam git karıcığım.” dedi. O akşam ablamı uçakla yolladık. Eniştemle eve dönerken benim kalp atışlarım öyle sıklaştı ki, birazdan kocaman yaraklı eniştemle, ablamı bağırta bağırta siken eniştemle evde baş başa kalacaktım. Bana ne olduğunu ben bile anlayamıyordum, neredeyse takside enişteme yapışıp, yarağına oturmak için can atıyordum. Eve varana kadar zor tuttum kendimi. Evde eniştem, “Baldızım ben üstümü değişeyim, sende yemekleri hazırla.” dedi. “Tamam enişteciğim, ben şimdi ne istersen hazırlarım.” dedim. Çabucak mutfağa gidip ablamın pişirdiği yemekleri getirip masaya yerleştirdim. Ardından bende odama gidip, eniştemin iştahını açacak şekilde giyindim. Sütyen ve külot giymeden, kısa bir etek, üstüne de açık yakalı, göğüslerimi ortaya çıkartacak, vücudumu saran incecik bir blüz giydim. Eniştemin yanına geldiğimde bana öyle bir baktı ki, kesin içinden (Vay orospu vay! Baldızım olmasaydın eğer, seni şimdi şuracıkta nebiçim sikerdim!) diye geçirmiştir. Tabi bende içimden (Ah ne güçlü bir erkek, kimbilir beni inlete inlete nasılda siker!) diye düşündüm.
Mutlaka bir bahaneyle eniştemi kendime çekmeliydim. Yemekte “Enişte, ablamla aranızdaki sorun ne?” dedim. Eniştem önce “Ablanla aramızda sorun falan yok…” dedi. Fakat ben ısrar edince, “Hiç sorma baldız…, ama sana anlatamam.” dedi. “Hadi enşte, ben senin baldızın değilmyim, bana anlatmayacan da kime ablatacan, hadi anlat nolur!” dedim. Eniştem “Ablanla sorunumuz cinsellikle ilgili, sana anlatmam doğru olmaz!” dedi. Ben şiddetle ısrara devam edince, “Ama anlatırsam bana kızmayacan.” dedi. “Yok enişte kızarmıyım.” dedim. Eniştem başladı anlatmaya. O anlatırken ben ona iyice yaklaştım. “Evlendik evleneli, ablanı bir kere istediğim gibi götten sikemedim, hep yarım kaldı. Yarağım oldukca iri ve kalın, bu benim suçum değilki, sadece başını alıyor içine, hemen tamam yeter çek diyor!” dedi. Ben birden “Enişte ablamın alamadığını ben alır seni rahatlatırım!” deyiverdim. Bunu nasıl dediğimi bende anlamadım, ama demiştim bir kere. Eniştem duydukları karşısında biran şok geçirdi, sonra gözleri ışıldadı. Hemen enişteme sarıldım ve dudaklarımı ağzına verdim. Eniştem harika emiyordu dudaklarımı. Ara sıra eniştemin sıcak nefesini içimde hissediyor, neredeyse aldığım zevkten bayılacak gibi oluyordum. Eniştem saçlarımdan tuttuğu gibi, başımı geri çekerek boynumu ve kulaklarımı yalamaya başladı…
Eniştem sonra üstümde ne varsa parçaladı attı. Bende elimi pijamasının içine sokarak eniştemin yarağını sıvazlamaya başladım. Dudaklarımı ağzına tekrar verdim. Öperek yavaş yavaş aşağılara inmeye başladı. Memelerimi adeta bir bebek gibi emiyordu. Bir erkeğin memelerimi yalamasını hep hayal etmişimdir, tahminimden daha çok zevkli oluyormuş. Bütün vücudumu santim santim yalayarak taa aşağıya, amıma indi. Amımın dudaklarını ağzına alıp, diliyle amımın yarığının tamamını yalıyor, sonrada bacaklarımı yalıyor, diliyle yalamadık yerimi bırakmıyordu. Aldığım zevkten baygınlık geçiriyorum sandım. Eniştem beni bulutların üzerinde uçuruyordu. Bir ara eniştemde soyundu ve beni koltuğa oturtup bacaklarımı kaldırdı. Bacaklarım iki yana ayrılmış, amım kabak gibi açılmıştı. Eniştem amımı biraz daha yaladıktan sonra, ben kendimi tutamamış, eniştemin ağzına boşalmıştım. Eniştem amımın sularını, yalaktan su içen köpekler gibi yalıyordu. Sonra bacaklarımı biraz daha yukarı kaldırıp, götümün deliğini yalamaya başladı. “Ben senin götünün deliğine kurban olurum Baldızzzzzzz…” diyerek, dilini sokuyordu götüme.
Eniştem biraz da götümü parmakladıktan sonra, bacaklarımı indirdi ve “Al, götüne girecek yarağı önce bir yala bakalım, orospu baldızım!” diyerek ağzıma verdi. Eniştemin yarağını bukadar yakından görünce, büyüklüğünden harbiden korktum biraz, ama kararlıydım, vazgeçmeyecektim. Eniştemin yarağını ağzıma alıp yalamaya başladım. Emiyordum iyice, iliğini kurutmak istercesine. Eniştem yarağını zorla kurtardı ağzımdam, “Bu kadar yeter, dön bakalım arkanı baldız!” diyerek beni koltuğa domalttı. Götümün yanaklarını elleriyle ayırarak, ağzını amıma dayadı. Sırılsıklam olmuş amımın sularını emerek ağzına aldı ve tükürüğü ile karışık götümün deliğine bıraktı. Sonra “Ölürüm bu göte, ölürüm!” diyerek, yarağını götümün deliğine dayadı ve zorlamaya başladı. Yarrağının kafası götüme girdiğinde, ben acıdan bağırmamak için koltuğun minderini ısırıyordum. Eniştem bir an durakladı ve “Hah işte, ablan bu kadarını alınca dünyayı başıma yıkıyor, yeter çek diye bağırıyor, daha fazla sokturmuyor!” dedi. Eniştemi mutlu etmek istiyordum, “Ben alırım enişte, sok hepsini, kökle!” diye inledim…
Eniştem götümün yanaklarını biraz daha ayırarak, yarağını götüme öyle bir geçirdi ki, acıdan “Enişte yırttın götümüüüüüüü…” diye bağırdım. Eniştem de “Dayan baldızım, seni çok seviyorum!” diyerek, o kalın yarağının tamamını kanırta kanırta, taa taşaklarına kadar götüme soktu. Üstüme abanarak ensemi, omuzlarımı ve sırtımı öpmeye ve ısırmaya başladı. İki eliyle belimden tutarak, o koca yarağını götümün içinde hafif hafif oynatmaya başladı. Acı bir yana, fakat insanın götünde kımıldayan bir yarağın verdiği zevk hiç bir şeyde yoktur sanırım. Eniştem acı vermemek için hareket etmeye korkuyordu, yarağını yavaş yavaş oynatıyordu götümde. Oysa acıya rağmen ben daha sert sikilmek istiyordum, başladım götümü ileri geri hareket ettirmeye. Biraz öne çekilip, sonra götümü tekrar eniştemin kasıklarına vuruyordum. Eniştem de hareketlerini yavaş yavaş hızlandırmaya başladı. Hala acı duyuyordum, fakat aldığım zevk daha çoktu, “Sik orospu baldızının götünü enişte! Kökle! Daha sert, daha hızlı sik götümü enişte!” diye bağrıyordum.
Eniştem artık kendini kaybetmiş gibi sikiyordu götümü, deli gibi gidip geliyordu. Ben ‘Ahhh Uhhhh’ diye inlerken, eniştem de ‘Ohhhh Ohhhh’ diye inliyordu. Birden iyice hızlandı ve titremeye başladı, sonra da durakladı. O sırada götümün içine sıcak sıcak akan eniştemin döllerini hissedebiliyordum. Eniştemin boşalması bir iki dakika kadar sürdü, yarağını götümden çıkarmadan üzerime yattı. Eniştemin yarağı götümde küçülüp kendiliğinden çıkana kadar öyle kaldık bir süre. Bu arada benim kalp atışlarım normale dönmüş, fakat hala burnumdan solumaya devam ediyordum. Eniştem mutluluktan beni çevirip, ağzımı, dudaklarımı, boynumu ve kulaklarımı öpüp yalarken, bende eniştemin arzusunu yerine getirmenin ve ablamın alamadığı yarağı almanın mutluluğuyla mest oluyordum. O gün eniştem beni sabaha kadar uyutmadı, götümü sikti.
Ablamın İzmirde kaldığı bu bir ay zarfında, enişteme hergün götten verdim, mutlu ettim eniştemi. Bu sürede eniştemin karısı gibi olmuştum. Eniştem ben bakireyim diye amıma ellemiyordu, ama götümü harika sikiyordu. Şimdi ablamın gelmesini bekliyoruz, geldiğinde tepkisi ne olur bilmiyoruz ama, sikiştiğimizi ablama anlatmayı düşünüyoruz. Aslında fazla da seçenek yok. Ya ablam eniştemi boşayacak (eniştem bana kalacak), yada olayı kabullenecek ve ablam eniştem ben, üçümüz de aynı yatakta, her gece birlikte yatıp, birlikte sikişeceğiz… Ama birşey var, eniştem götümü sikmekten asla vazgeçmeyecek…

 

Üniversitede okurken, kankam Meral ile çıkmasına rağmen, Emre benim hoşuma çok giden birisiydi. Meral kısa boyluydu, Emre ise çok uzundu, yakışmıyorlar diye düşünüyordum ve bu beni çok mutlu ediyordu. Meral Emre’yle çıkmaya başladıktan sonra, bana çok gıcık verici davranıyordu, onların ayrılması için dua eder olmuştum. Bunu neden istediğimi bilmiyordum, Emre’de bir çekicilik vardı. Ve çıkmaları pek uzun sürmedi, ayrıldılar. Tabi ayrıldıklarına en çok ben sevinmiştim…
Okuldan arkadaşlarla bir gün dışarda akşam yemeği düzenledik. Emre yanıma oturmuştu, bana samimi davranıyordu. Tabiki ben de onu kendime bağlamak için elimden gelen herşeyi yapıyordum, elini masa altından tutup, kimseyle ilgilenmemesini, sadece bana bakmasını sağlıyordum. Çünkü tam karşımda, Canan isminde başka bir kankam vardı ve o da Emre’ye felaket tutulmuştu (Bunu bana Canan kendisi itiraf etti.) Ne yapsam bilmiyordum, Emre’yi bir şekilde kendime bağlamalıydım. Yemekler yendi, çaylar kahveler içildi, hesaplar ödendi, evlere doğru yola koyulduk. Emre yanıma geldi ve belime sarıldı, “Boyun da iyi uzunmuş!” dedi. Ben de, “Gerçekten iyi mi?” deyip trip yapmak istedim ve yanından uzaklaştım 🙂 O da bir centilmen erkek gibi yanıma geldi ve yanağımdan öptü. İşte aşk ateşim ona karşı burda başladı. Sanki 40 yıllık erkeğimmiş gibi beline sarıldım, o da boynuma sarıldı. Usulca ona fısıldayarak, “Sen çok tatlısın!” dedim ve bu bizim aşk ve sex maratonumuzun başlamasına sebep oldu 🙂 Aradan aylar geçti ve Emre’yle ilk öpüşmelerimizi yaşadık. Bu arada Emre 1.94 boyunda, 80 kilo civarında, iri yapılı, normal derecede kaslı birisiydi. Ben ise 1.80 boyunda, 58 kiloda, ince sayılabilecek bir bayanım. Kalçam biraz çıkık ve göğüslerim 85 B ölçülerinde.
Lise bitti, benim kazandığım üniversite Emre’ninkinden başka şehirde olduğu için, gizli saklı oraya benimle beraber gelmek zorunda kaldı. Üniversiteden kızlarla ev tutmuştuk. Bir seferinde Emre yine benim yanıma geldiğinde, o gece evde diğer kız arkadaşlarım olmadığı için çok mutluydum. Emreyle birşeyler yaşayabileceğimi düşündüm. Ona çok güveniyordum, çok efendi, çok düzgün bir insandı çünkü. Ona arkadaşımın yatağını verdim. Yataklar karşılıklıydı. Emre uyumuyordu, sigara içiyordu. “Aşkım uyumuyor musun daha?” dedim. “Yolculuk fazla yordu, 1 sigara daha içip yatacağım!” dedi. “Aşkım lütfen uyu artık!” dedim ve arkamı döndüm. Sigarası bitince kalkıp yanıma geldi, “Kızdın mı?” dedi. “Hayır.” dedim. “Ben de gelip yanına yatmayı düşünüyordum!” dedi. İlk defa bir erkeği yatağıma alacaktım. Tamam, sevgilimdi, beni ilk öpen de oydu (Bilmem inanırmısınız, ama ondan önce hiç öpüşmedim, ilk onunla öpüştüm!). Almalımıydım yatağıma diye çok düşündüm ve sonunda, “Gel hadi!” dedim…
Girdi yanıma ve bana sıkıca sarıldı, öpmeye başladı. Ben de onu öpüyordum. Tanrım bu nasıl bir duyguydu, resmen ıslanmaya başladım. İşin daha ileriye gitmesini engellemek için, nazlanarak, “Yeter bu kadar! Uyu hadi!” deyip arkamı döndüm. Bu sefer arkamdan sarıldı. Siki kalkmıştı, kalçamda hissettim, resmen zorluyordu. Heycandan nefes alışverişim değişti ve kendimden geçtim. Ben de kendimi ona doğru iyice bastırıp uyumaya karar verdim. Ve öyle de oldu, sarılıp uyumuşuz. Sabah uyandığımda Emre arkası dönük yatıyordu. Uykusunun çok derin olduğunu biliyordum, çünkü ne zaman sabahları telefonla arasam asla uyanmazdı. Şeytan dürttü sikine bakmak aklıma geldi. Elimi pijamasından içeriye doğru yavaşça soktum. Sikini avucumun içinde hissetmek güzeldi. Emre’nin birden kımıldamasıyla hemen elimi çektim. Emre uyanır gibi oldu ve “Aşkım noldu?” dedi. “Birşey yok aşkım, sadece sarılıyordum!” dedim. “Hıı, tamam…” dedi ve tekrar uykuya daldı. Doğrusu çok korkmuştum acaba farketti mi diye…
1 saat kadar sonra kahvaltıyı hazırlayıp onu kaldırdım ve beraber mutfağa geçtik. Kahvaltımızı yaparken, kafamda hep (Gece acaba neden ileri gitmedi?) sorusu vardı. Ona beni çekici bulup bulmadığını sordum. O da, “Aşkım benim için çok çekicisin, ama ben sen istemediğin müddetçe sana birşey yapmayı düşünemem. Yani bunu ne manada sordun bilmiyorum, ama ben seks delisi bir insan değilim, yalnızca zamanını beklerim, bazı şeylerin iki tarafın isteği ile olması önemli…” dedi. Bu benim için yeterli bir cevap olmuştu.
Kahvaltıdan sonra ikili koltuğa uzandı, ayaklar dışarda. Ben de çapraz girdim koltukla arasına, TV izledik. Sevişme sahnesi bol dizilerden izliyorduk. Etkilendim ve onu öpmek istedim. Keşke istemeseydim, olan oldu ve uyuyan Emre’yi uyandırdım sanırım. Sevişirken göğüslerimi ilk kez elledi ve çok etkilendim. Sonra elini aşağılara götürdü. Ben bunun olmasını istemiyordum, çünkü daha bakireydim. Elini amıma götürdü ve külodumun üstünden ellemeye başladı. Zevkten başım dönüyor, kendime hakim olamıyordum. O amımla oynadıkça, içim alev alev yanıyordu. Sonra elini külodumun çine soktu ve biranda çıkarttı, “Bu ne lan?” diye pedimi almış, bana gösterdi. Elinden pedi aldım hemen kültablasına attım. Çok utanmıştım, ama Emre gülüyordu. Çok şakacı ve haylaz bir karakteri vardı. Ona sarıldım, “Aşkım ne olur gülme!” dedim. Bana, ilk kez denk geldiğini söyledi. Şüphelendim, acaba başka kadınlarla da yattı mı diye.
O gün dışarı çıktık, akşam yemeğini dışarda yedik, gece geç saatlere kadar gezdik dolaştık ve eve geldik. Saat gece yarısını biraz geçmişti, uyumak istediğini ve salondaki yatağa yatmak istediğini belirtti. Oysa ben bu gece de benim yanımda yatar düşüncesine girmiştim. Ama bozuntuya vermedim, “Tamam!” dedim. İçerden 2 yastık ve büyük bir battaniye getirdim. Elimde 2 yastık görünce, “Aşkım sen de mi yatacaksın?” dedi. “Evet aşkım!” dedim ve ışığı söndürüp yanına yattım. Uzun uzun öpüşüp sevişmeye başladık. Yarım saat sonra battaniyenin altında ikimiz de çırılçıplak olmuştuk ve artık sikine dokunma fırsatım kolaylaşmıştı, aldım elime, dokundum. Elledikçe elimde büyüyen bu şey bana okadar büyük gelmeye başladı ki anlatamam! Sikine dokunmamdan çok zevk alıyor olmalıydı ki, bana:
– Aşkım biraz oyna, yukarı aşağı yap!
– Aşkım yaparım da, çok büyüdü bu!
– Korkmana gerek yok, sana zarar vermem!
– Bundan eminim de, kaç cm bu? (Lisede kızlar anlatırdı, işte 15-17 cm büyük sayılır diye.)
– 19 cm! dediğinde çekinmiştim.
…….
– Ne oldu? Sustun?
– Şaşırdım, ilk kez elliyorum da!
– Neden kaç cm diye sordun ki?
– Amaan aşkım, Lise muhabbetleri işte, bilmiyor musun?
– Hımm… dedi sinsice.
Acaba beni yanlış mı algıladı diye düşündüm. Neyse, ben sikiyle biraz daha oynadım. Sonra bana, “Üstüne çıkabilirmiyim?” dedi. İzin verdim, bacak arama girdi ve “Sikimin sadece başını amının ağzına koyacam, korkma tamam mı?” dedi. “Tamam!” dedim ve o iri şeyin başını amıma yasladı. Birden kendimi geri çektim, sokmasından korkmuştum. “Sakin ol aşkım, sokmayacağım!” dedi. Sikinin başıyla amımın dudakları arasında yukarı aşağı oynuyordu. Sonra sikinin başını amımın deliğine biraz soktu ve “Tamamdır, daha fazla sokmayacağım!” dedi ve üstüme yatıp öpüşüp sevişti benimle. Daha fazla sokmadığı için çok mutlu olmuştum, ne diyeceğimi şaşırdım, ama çok zevk alıyordum…
Sonrasında bana, “Aşkım canım çok istedi, kendini hazır hissedersen yapabiliriz!” dedi. “Biraz acele ediyorsun!” dedim. “Hayır, arkadan da olur…” dedi. Lisede birkaç kız arkadaşım arkadan yaptıklarını ve canlarının çok yandığını söylemişlerdi. Ama ozaman Liseydi, ben şimdi Üniversitedeyim ve beni ilk öpen, beni kendine bu denli aşık eden bu adama nasıl arkadan vermeyeyim diye düşünüyordum. “Tamam yap! Ama acımaz dimi?” dedim. “Merak etme!” dedi ve yataktan kalkıp çantasını aldı, içinden prezervatif çıkarttı. Bilmezmiş gibi, “O ne aşkım?” dedim. “Aşkım temizlik ve korunmak herzaman için önemlidir!” dedi. “Hımm…” dedim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ve merakla olacakları bekliyordum. “Vazelinin var mı?” dedi. “Var!” dedim, odadan gidip aldım geldim. Bu arada evin içinde çıplak dolaşma keyfi bambaşkaymış :))
Vazelini verdim, beni yüzüstü yatırdı ve götüme sürmeye başladı. Değişik bir duyguydu. Parmağını büzüğümden içeri sokmaya çalışıyordu. Ben de biraz sıktım sanırım. “Sıkma kendini!” dedi ve saldım. Parmağı girmişti. Parmağı girdiyse, siki de girer diye düşündüm. Az sonra 2 parmağını soktuğunu söyledi, sonra da 3 parmağını. İlk başta götümün parmaklanması biraz tuhaf geldi, fakat sonradan zevk almaya başladım. Üstelik hiç acı duymadım. Çok profesyonel olmalıydı. Mutlaka benden önce başkalarını da sikmişti. Dayanamadım sordum:
– Aşkım daha önce başkalarını da yaptın mı?
– Evet aşkım yaptım!
– Onları da mı arkadan yaptın?
– Hayır!
– Peki beni neden beni arkadan yapıyorsun?
– Sen bakiresin de ondan!
– Aşkım yetmez mi bu akşamlık?
– Aşkım yapmadım ki daha!
– Arkam zonklamaya başladı aşkım!
– Merak etme birazdan geçer!
Işığı yakmamı istedi. Ben ışığı yakınca işte o bilek gibi sikini nihayet görebilme şansım oldu. Karanlıkta ve battaniyenin altında elimdeyken boyutunu farkedememiştim, ama şuan çok korkmaya başladım. Tedirgin bir şekilde yanına geldim. Çıkarttı prezervatifi bana verdi ve takmamı söyledi. “Nasıl takacağımı bilmiyorum!” dedim. Bana takma şeklini gösterdi. Ucunu sıktım ve aşağı doğru zorla sürükledim. Siki çok ihtişamlı görünüyordu. Prezervatifi taktıktan sonra ağzıma almamı istedi. Dilimi değdirdim, muz tadı vardı, şaşırdım, “Aşkım muz kokuyor bu, tadı da muz gibi!” dedim. “Sen yala, bak çok hoşuna gidecek!” dedi. Yaladım. Gerçekten muz yalar gibi oluyordu :))
Az sonra, “Tamam yeter bu kadar!” dedi ve beni yüzükoyun yatırdı yine ve canımın yanacağını söyledi ve kendimi sıkmamam için de defalarca tembihledi ve ikna etti. Çünkü canımın yanmasından çok korkuyordum. Sikinin başını götümün ağzına yasladığında çok korkmaya başladım ve bir ara bunu yapmamam gerektiğini düşünmeye başladım, çünkü o koca şey nasıl girecek diye hesaplıyordum. Ama ona güvenim de sonsuzdu. Götüme biraz zorladıktan sonra sikini amıma bastırdı, biraz amımın ağzında oynattıktan sonra tekrar götüme bastırdı. Göt deliğim ile amımın deliği arasında gitgel yapıyordu. Ben amıma girmez herhalde diye düşünüyordum, fakat her seferinde biraz biraz sokuyordu ve ben bunu hissediyordum. “Aşkım amıma sokma!” dedim. “Sokmuyorum aşkım, sularını alıyorum, kaysın diye!” dedi. Bunu tecrübesiz olduğum için anlamamıştım, ama ilerleyen dönemlerde anlayacaktım…
“Artık vakti geldi sanırım!” diye mırıldandı ve sikinin başını götüme iyice bastırdı. Canım çok yanmaya başlamıştı, resmen o koca kafalı şeyi zorlayarak götüme sokmaya sığdırmaya çalısıyordu. “Aşkım yavaşşşş!” dedim. “Sakin ol! Sıkma kendini!” dedi ve itekledi ve girdiğinde, “Oohhh!” dedi. Bitti sanıp ben de bir oh çektim. Kımıldamadan durdu ve “Aşkım tamam bak bu kadardı!” dedi. Ben de bütün sıkıntı bu muydu diye düşündüm. Fakat sonra bir anda sertçe yüklendi ve daha da girmeye başladı. Santim santim ilerliyordu. Sanki bağırsaklarımı yarıyordu o koca şey. O an zevkle karışık hissettiğim o acıyı tarif edemem (Yaşayanlar bilir, iri bir aletin götü parçalamasını!). “Aşkım yeter, sokma daha fazla!” dedim ve kafamı öevirip arkaya baktım, fakat daha neredeyse yarısı duruyordu. Ağlamaya başladım, belki acır da yapmaz diye. O ise, “Aşkım dur, az kaldı!” dedi ve çıkarttı, tekrardan yüklendi…
Canım çok yanıyordu, çığlık atmaya başladım acıdan. “Tamam bu kadardı, sonuna kadar girdi!” dedi. Resmen midemde hissediyordum sikinin nabız gibi atışlarını. Ensemi, boynumu ve omuzbaşlarımı öpmeye başladı. Acım yavaşça geçmeye başlamıştı. “Aşkım senin göt te çok darmış ama haa!” dedi sinsice gülerek. Bu hoşuma gitmişti. Sonra birden çekti tamamen çıkarttı sikini. Resmen hava girdi götümden içeriye. Ben daha kendime gelemeden tekrar kökledi. Nasıl bağırdım ama, yastığı sıkmaya başladım. O ise hızlı hızlı sokup çıkartıyordu. Birkaç dakika çok canım yandı, ama sonrasında inanın aldığım zevk bambaşkaydı. O iri şey nasıl da rahatça kayıyordu götüme ve beni uçuruyordu…
Yaklaşık 20-25 dakika boyunca amımı okşayarak sikti götümü ve ben o sırada 2 sefer şiddetlice boşaldım. Sonunda o da gelmek üzereydi, “Aşkım ağzına mı boşalayım, yoksa içine mi?” dedi. Ağzıma almak istemediğim için, “İçime boşal!” dedim. O da, “Geliyorum!” dedi ve kökleyip sarıldı bana. Prezertaviften de olsa, içimde sıcacık birşeyler hissettim. Boşaldıktan sonra içimde öyle kalması beni resmen çok mutlu etmişti. Az sonra tam çıkartmaya kalktığında, “Aşkım çıkartma, içimde kalsın!” dedim. O da, “Olmaz aşkım, prezervatif çıkar, döller dışarı akar!” dedi ve sikini çıkarttı götümden. Döndüm baktım, prezervatif kan içindeydi. Elimi götüme attım, resmen çay bardağının ağzı gibi açılmıştı ve büzüğüm kapanmıyordu. “Aşkım ne yaptın böyle yaa?” diye ağlamaya başladım. O da, “Aşkım normal!” dedi. “Böyle mi kalacak bu?” dedim. “Hayır, kapanır!” dedi. “Kanıyor!” dedim. “Normaldir, birşey olmaz, alışır!” dedi ve mutfaktan bir bardak su getirdi, içip sakinleşmem için. Sonra banyoya gitti…
Geldiğinde temizlenmişti. Prezervatifin dışını yıkamış, ağzını da bağlamış, “Hiç sperm gördün mü?” diye bana gösteriyordu. Resmen yarısına kadar dolu bir balon parçası gibi duruyordu ve iğrenç görünüyordu. Fakat onu mutlu ettiğim için kendimle gurur duydum…
“Hadi banyoya!” diyerek beni kaldırdı ve kucağına aldı. Götüm çok yanmaya başlamıştı. Banyoya geldiğimizde küvetin yarısı dolmuştu ve halen dolmaya devam ediyordu. Beni klozete oturup, “Yıka arkanı!” dedi. Yıkadım. Ellerimi de yıkattırdı ve sıcak küvete beni yatırdı. Götüm resmen çayır çayır yandı acıdan. Kendisi de yavaşca yanıma geldi ve amımı ellemeye başladı. Öyle narin seviyordu ki beni, bu duyguyu ona yaşattığım için teşekkür ediyordu. Sonra beni güzelce sabunlu lifle yıkadı. Sonra küvetin suyunu boşaltıp beraber duş aldık çıktık. Banyodan çıkarken tekledim. Beni tuttu ve “Ne oldu aşkım?” dedi. “Yürüyemiyorum, çok acıyor!” dedim. Aklıma Lisede kızların anlattıkları geldi o anda. Söyledikleri doruydu, fakt sanırım benim için bu ağrı bayağı büyük olacaktı. Emre beni kucakladığı gibi yatağa kadar götürdü ve üzerine bıraktı. Emre’mle çırılçıplak yattık…
Tabiki hikayem burada bitmiyor, ilerleyen haftalarda ve aylarda bunun gibi 15-20 sefer götümü kanata kanata sikti. Her seferinde de götümün çok dar olduğunu, başka biri olsa bu kadar kanamayacağını söyledi. Emre’yle evlenmeyi düşünüyordum, fakat ailem Emre’yi istemedi ve ayrıldık. Ama onun bana bıraktığı bir hatıra var: Büzüğümü tam kapatamıyorum ve osuruğumu tutamıyorum. Ömür boyu da çekecem bunun sıkıntısını galiba. (Benim gibi götü çok dar olan kızlara kesinlikle anal ilişkiyi önermiyorum! Hele hele yarağı çok büyük birine asla götten siktirmeyin!). Tabi Emre’nin bana bıraktığı bir de vazgeçilmez bir istek var: Götten sikişmeye acayip alıştım, önüme gelen her erkekle yatma ve götümü siktirme isteği duyuyorum. Fakat Emre’den sonra kimseyle sikişmedim. Ailem beni yakında evlendirmek istiyor, köyden birisi varmış. Ozamana kadar da pørnølarla ve seks hikayeleri ile idare ediyorum ve götüme değişik cisimler sokarak kendimi tatmin ediyorum.
Bu hikayemi yazarken bile götüm çok kaşındı. Offf off! Neredesin Emre???

Merhaba ben Sibel. 40 yaşında, 1.70 boyunda, 73 kilo ağırlığında, beyaz tenli, dolgun ve diri vücutlu bir bayanım. Evliyim. Ben de bir Lisede öğretmenlik yapıyorum (Kusura bakmayın hangi Lisede öğretmenlik yaptığımı yazmıyorum, ayrıca isimleri de değiştirdim!). Kocam ise uluslarası TIR şöförlüğü yapıyor. Kocamı çok seviyorum, ama cinsel hayatımız nasıl olur bu durumda, siz düşünün. Bu anlatacağım olayı yaşadığımda, kocam yurtdışına gideli 15 gün kadar olmuştu. O gün okuldan çıktım, eve gidecektim. Otobüste bir yer buldum ve oturdum. Otobüste, bizim okuldan birçok öğrenci vardı. Yanımda ise Emre adındaki öğrencim dikiliyordu. Emre aynı zamanda karşı komşumun oğluydu. 16 yaşında, ama biraz utangaç birisiydi, yani pek arkadaşlarıyla takılmazdı, ama yakışıklı sayılırdı.
Neyse, otobüs duraklardan yolcu aldıkça kalabalıklaşmaya başladı. Yanıma yaşlı bir teyze geldi, ben de kalkıp yerimi ona verdim. Ama arkamı Emreye dönüp tutununca, Emre de ister istemez arkama dayandı. Ben ne olduğunu anlamak için sağıma soluma bakarken hak verdim çocuğa, çünkü kimse kıpırdayamıyordu. Emreye, “Oğlum geri gitsene biraz!” dedim. O da, “Öğretmenim kıpırdayamıyorum!” dedi. Biraz yan dönmeye çalıştım, ama nafile. Bir müddet sonra arkamda bir sertlik hissetmeye başladım, Emrenin yarrağı kalkmaya başlamıştı. Dönüp baktığımda Emrenin yüzü kıpkırmızı olmuştu. Resmen öğrencim tarafından otobüste taciz ediliyordum. İçim bir tuhaf olmuştu, 15 gündür de yarrak yüzü görmediğim için, amım sulanmaya başlamış, ne yapacağımı bilemez haldeydim. İşin ilginç yanı, giderek te zevk almaya başlamıştım ve arkamdaki sertlik te iyicene büyümüştü. Ben zevk aleminde gezerken, Emrenin, “Öğretmenim siz inmiyormusunuz?” demesiyle irkildim. İneceğimiz durağa gelmiştik, ama ben halen orda öylece duruyordum. Hemen kalabalığın arasından sıyrılıp indik ve yürümeye başladık…

Emreye, “Otobüste ne yaptığının farkındamısın sen?” dedim. Emre de, “Yemin ederim öğretmenim, istemeyerek oldu!” dedi. “Tamam, ama bir daha böyle birşey istemiyorum!” dedim. Aslında istiyordum da, ama öğrencim olduğu için böyle demek zorunda kaldım. Apartmana girdiğimizde Emrenin yüzü halen kıpkırmızıydı. Bir an (Şuna kendimi siktireyim!) diye düşündüm, ama hemen vazgeçtim. Eve girdiğimde amım cayır cayır yanıyordu, hemen odama gidip, kocam olmadığı zaman bana kocalık yapan Vibratörü aldım çekmeceden, pantolonumu ve külodumu çıkardım, yatağa yatıp bacaklarımı araladım, hiç ıslatmaya gerek duymadan Vibratörü amıma soktum, çünkü amım sırılsıklamdı. Vibratörü amıma sokup çıkartırken Emreyi düşünmeye başladım, sanki Emre beni sikiyordu. Gitgide hızlandım, sonra öyle bir boşaldım ki, ben bile şaşırdım. O zevkle, amımda Vibratörle, iki yana elimi koydum ve uyuyup kalmışım…

Uyandığımda amımda Vibratör halen duruyordu, amımdan çıkarıp kalktım. Kendime inanamıyordum, öğrencimle sikiştiğimi düşünüp boşalmıştım. Banyoya girdim, duş alıp çıktım. Telefon çaldı. Kocam, “Yarın ordayım karıcığım!” dedi. Ben de onu çok özlediğimi söyledim. Ertesi günü okula giderken yine Emreyle aynı otobüs durağında beklemeye başladık. Emreyi yanıma çağırıp ona gülümseyerek, “Tamam, dün bilmeyerek birşeyler oldu, ama bugün otobüste arkama geçme!” dedim. O da, “Tamam öğretmenim!” dedi, ama yine kızarmıştı. Neyse, akşam okuldan sonra eve geldiğimde kocam evdeydi. Hemen sarıldım kocama ve öpüşmeye başladık. Beni yatak odasına götürdü, hemen soyunduk ve ufak bir ön sevişmeden sonra beni sikmeye başladı. Bacaklarım omzundaydı, beni öyle bir sikiyordu ki, anlatamam. Kocamın yüzüne baktığımda Emreyi görüyordum, kendime inanamıyordum, kocamla sikişirken Emreyi düşünüyordum. Kocamla bir güzel sikişmiştik, ama beni kocam mı sikti, Emre mi sikti anlayamamıştım.

Sikiştikten sonra kocam yanıma yattı ve bana, “Sen bir başkasın karıcığım!” dedi. Ne demek istemişti? Demek ki kocam dışarıda başkalarıyla da sikişiyordu. Bir an kızmıştım, ama daha sonra hak verdim, ben nasıl Vibratörle falan kendimi rahatlatıyorsam, kocamın da rahatlamaya ihtiyacı vardı. Kalkıp bir duş aldım. Daha sonra yiyecek birşeyler hazırladım. Yemeğimizi yedikten sonra, 3 sefer daha sikiştik. Ertesi günü Cumartesi olduğu için geç kalktık. Kahvaltıda kocam, “Yarın yine gidiyorum!” dedi. Ben de, “Daha yeni geldin?” dedim. Acele gitmesi gereken yük olduğunu falan anlattı. “Tamam…” dedim. O da bana, “Üzülme canım, napalım ekmek parası…” falan dedi. O gün kocam beni kaç kere sikti hatırlamıyorum, ama her sikişinde Emreyi düşündüm. Ertesi günü kocam gitmişti…

Aradan yarraksız 5 gün daha geçmişti. Günlerden Cuma akşamıydı, kapı çaldı, Emrenin annesiydi. “Biz köye gidiyoruz, bizim oğlana bakar ol hoca hanım!” dedi. Ben de, “Tabi, ben de yalnızım zaten, yemeğini falan veririm, merak etmeyin!” dedim. Teşekkür etti ve gitti. Ben kapıyı kapatır kapatmaz kendi kendime (Sibel aradığın fırsat bu, siktir şu çocuğa kendini!) dedim ve hemen bir plan yaptım. Ertesi günü öğleye doğru kapıyı çaldım, Emre açtı kapıyı. Benim üzerimde uzun bir tişört, altımda da bir şort vardı. İçimde sütyenim olmadığı için göğüslerimin uçları belli oluyordu. Emrenin de yataktan yeni kalktığı belli oluyordu, uykulu gözlerle bana bakıyordu. “Hadi elini yüzünü yıka kahvaltıya gel!” dedim. Ama o beni süzmekten cevap verememişti. Ben de, “Ne bakıp duruyorsun, hadi!” dedim. Toparlanıp, “Tamam öğretmenim!” dedi.

Ben gittim kahvaltıyı hazırladım. 5-10 dakika sonra da Emre geldi. Ona gülerek, “Gel bakalım Emre, öğretmenliğini yapıyoruz, bakıcılığını da yapalım!” dedim. Ama içimden (Senin seks öğretmenliğini de yapacağım!) diyordum. Kahvaltımızı yaptık, Emre kaçamak gözlerle bana bakıyor, ben ona baktığımda hemen kafasını çeviriyordu. Kahvaltıdan bir müddet sonra evlerine gitti. Akşam üstü yine kapısını çaldım. Ama bu sefer altımda şort yoktu, üzerimde sadece tişört vardı, o da kalçalarımı anca kapatıyordu. “Hadi gel yemek hazır!” dedim. Ama o, “Ben birşeyler atıştırdım, sağol öğretmenim.” dedi. “Uzatma, hadi gel, yemek yiyeceğiz!” dedim. “Tamam öğretmenim!” dedi, birlikte benim eve geldik. Yemeğimizi yedikten sonra, salona geçtik…

Kocamın Avrupadan getirdiği viskiler geldi aklıma, Emreye, “Hiç içki içtin mi?” dedim. Ama Emre beni duymuyor, bacaklarıma bakıyordu. Emreye, “Sana diyorum?” dedim. “Efendim öğretmenim?” diyerek irkildi. Tekrar, “Hiç içki içtin mi sen?” diye sordum. “Hayır!” dedi. Kalkıp bir viski açtım, “İstermisin?” dedim. “Hayır!” dedi. Ben de, “Bak bu cesaret getirir insana!” dedim. “Tamam, içeyim…” dedi. Birer duble doldurdum, içtik. İkinci dubleyi içerken, “Emre kız arkadaşın var mı?” diye sordum. “Hayır yok öğretmenim, kızlarla aram pek iyi değildir.” dedi. “Niye?” dedim. “Ne bileyim, utanıyorum onlarla konuşurken!” dedi. “Niye utanıyorsun? Bak benle nasıl konuşuyorsun!” dedim. “Bilmiyorum…” dedi. “O gün benim arkama dayadığında hiç utanmamıştın, şimdi de bacaklarıma bakarken hiç utanmıyorsun!” dedim. Yerinden kalktı ve “Ben gideyim artık…” dedi. Ben de hemen kalkıp, “Nereye gidiyorsun? Beni o günden beri azdırdın, beni siktiğini düşündürüp duruyorsun, şimdi nereye gideceksin?” dedim ve dudaklarına yapıştım…

Öyle bir öpüşmeye başlamıştık ki, artık iş çığrından çıkmıştı. Elimi yarrağının üstüne attım, yarı kalkık yarrağı gitgide büyüyordu. Hemen üzerimdeki tişörtü çıkardım, göğüslerim gözlerinin önündeydi, öylece bakıyordu. “Ne bakıyorsun, em yala onları!” dedim ve başını tutup göğüslerime yapıştırdım. Emmeye yalamaya başlamıştı. Ben zevkten ne yapacağımı şaşırmıştım, ayrılıp altımdaki külodu da çıkardım. Ona da, “Soyun!” dedim. Üstündekileri çıkardığında yarrağı kazık gibi olmuştu, kocamın yarrağından büyüktü. Hemen yarrağına yapıştım ve ağzıma aldım. Yaladıkça dahada büyüyordu sanki. Taşaklarını falan yaladım, ağzıma tekrar aldım. Emre de saçlarımdan tutmuş ağzıma sokup çıkarıyordu. Birden titremeye başladı. Boşalacağını anladım, ama emmeye devam ettim. Birden döllerini ağzıma fışkırtmaya başladı. Ben emdikçe o boşalıyordu. Bütün döllerini yutmuştum…

Ayakta durmakta zorlanıyordu ve koltuğa oturdu. Yarrağı elimdeydi, önünde diz çökmüş vaziyette, “Nasıl, hoşuna gitti mi?” dedim. “Evet!” dedi. Ben de başımı yarrağına gömdüm ve eski halini alana kadar yaladım ve kalktım, elinden tutarak yatak odasına götürdüm. Yatağa yattım, bacaklarımı iki yana açtım ve “Hadi, yala amımı!” dedim. Emre üzerime uzandı, önce dudaklarıma yapıştı, bir müddet öpüştükten sonra aşağılara göğüslerime geçti. Ordan amıma doğru yol aldı. Amımı yalamaya başladığında, ben artık zevkten kıvranıyordum. Zaten bir dakika sonra inleye inleye boşaldım. Emre yalamaya devam etti 5 dakika kadar. Ben artık onu içimde hissetmek istiyordum, saçlarından tutup çektim ve “Sik beni!” diye bağırdım. Emre de beni kırmayıp yarrağını amıma yerleştirdi ve yüklendi, köküne kadar sokup beni sikmeye başladı. Ben altında zevkten dört köşe olmuş kıvranıyor, o da bana köküne kadar sokup çıkarıyordu…

Ben, “Aşkım, canım benim, sik beni kocacığım, doyur beni yarrağa, öğretmenin sana kurban olsun!” diye inliyordum. Emre üzerimde birden kasılmaya başladı. Boşalıyordu. Amımın içine akan sıcacık döllerini hissedebiliyordum. Tabi aynı anda ben de boşaldım. Emre üzerime yığıldı. Bir müddet sonra yanıma uzandı. Bana, “Teşekkür ederim öğretmenim!” dedi. “Asıl ben teşekkür ederim!” dedim ve dudaklarına yapıştım. Ordan göğüslerine, ordan da yarrağını ağzıma aldım. Yarrağını kaldırdıktan sonra üzerine çıktım ve zıplamaya başladım. 5 dakika kadar zıpladıktan sonra önünde domaldım ve beni öyle de siktikten sonra, içime bütün döllerini boşalttı, yanıma uzandı, bana tekrar teşekkür etti. Ben artık zevkten yerimden kalkamıyordum, öylece uyuyup kalmışız.

Sabah uyandığımda Emre yoktu. Amıma baktım, döller akıyordu, doğruca banyoya koştum. Kapıyı açtığımda Emre duş alıyordu, hemen yanına gittim ve beraber duş aldık, tabi önce beni duşta bir posta daha siktikten sonra! Bir hafta boyunca, okuldan çıkışta eve gelip sikişiyorduk. Ama haftasonu kocam gelmişti ve 15 gün gitmeyecekti. Emrenin ailesi de dönmüştü. Ama kocam beni siktikçe, ben Emreyi düşünüyor boşalıyordum. Emreyle sikişmek için fırsat kolluyordum, ama 10 gün kadar geçmiş, Emreyle bir türlü fırsatını bulup sikişememiştim.

O gün benim son dersim boştu ve gitmeye hazırlanıyordum. Koridorda Emreyle karşılaştık. Emreyle iki aşık nasıl birbirine bakıyorsa, öyle bakışıyorduk. Emre de kitaplarını almış çıkıyordu. “Nereye Emre?” dedim. Son derslerinin boş olduğunu söyledi. Ders zili çalmış herkes sınıflara girmişti, koridorda sadece ikimiz vardık. Emrenin elinden tutup çektim. Emre şaşırmış, “Öğretmenim okuldayız, napıyorsunuz?” falan diyordu. “Sus yürü!” dedim ve harita odasına girdik. Hemen arkadan kapıyı kilitledim ve “Seni çok özledim aşkım!” diyerek dudaklarına yapıştım. Emreyle sanki senelerdir görüşmüyor gibi öpüşüyorduk. Biryandan da gömleğinin düğmelerini çözüyordum. Atletini yukarı sıyırıp göğüslerini öpmeye, yalamaya başladım. Ordan aşağılara indim, kemerini çözdüm, pontolonunu indirirken içimi bir heyecan, bir mutluluk kaplamıştı. Çünkü 10 gündür kocam siktiği halde, beni bu yarrak sikiyormuş gibi hissediyordum. Ama beni şimdi gerçekten sikecekti…

Baksırını da indirdiğimde, işte genç sikicimin yarrağı karşımdaydı. Hemen ağzıma aldım ve yalamaya başladım. Emre de saçlarımdan tutmuş, ağzımın içinde gidip geliyordu. Zamanımız kısıtlı olduğu için hemen doğruldum ve Emrenin dudaklarına yapıştım. Emre de gömleğimin düğmelerini çözdü, sütyenimi çıkardı ve göğüslerimi yalamaya başladı. Ben zevkten dört köşe olmuştum ama inleyemediğimden dudaklarımı ısırıyordum. Bu arada Emre altımdaki kumaş pantolonun kemerini çözdü, fermuarımı indirdi, pantolonumla beraber külodumu da dizlerime kadar sıyırıp, masanın üzerine beni domalttı ve arkamda diz çöküp, zaten sırılsıklam olan amımı yalamaya başladı. Ben de zevkten ne yapacağımı şaşırmıştım. Ben zevk denizinde yüzerken, işte o an gelmişti, yarrağını amımda hissetmiştim. Emreye sadece, “Sik beni!” dedim…

Ama Emrenin acelesi yok gibi, yarrağını amımın dudaklarında gezdiriyor, beni daha çok çıldırtıyordu. “Hadi sok!” diye bağırdım ve Emre yarrağını amıma sokmaya başladı. Köküne kadar sokunca, taşaklarını amımın dudaklarında hissetmiştim ve benim ağzımdan bir, “Oohhhhhh!” çıkmıştı. Emre içimde gidip geldikçe çıldıracak gibi oluyordum, tırnaklarımı masaya geçirmeye çalışıyordum. Bir müddet sonra Emre yarrağını amımdan çıkardı. “Ne oldu?” diye döndüğümde, bana, “Sırt üstü yat öğretmenim!” dedi, ben de yattım. Bacaklarımı omzuna alıp amıma kökledi. Pantolonum ve külodum halen dizlerime kadar inikti. Yarrağı ateş gibi içimi dağlıyordu sanki. Emre şak şak sesleriyle beni sikerken, ben kaçıncıya boşalıyordum bilmiyorum. Ama artık o da gelmek üzereydi ve sarsılmalarla amıma döllerini boşaltmaya başlamıştı. O içime boşaldıkça, ben sanki göklerde uçuyordum. Ve ikimiz de bitmiştik. Amımdan çıkıp yanıma dikildi. Ona, “Seni seviyorum aşkım!” diyerek dudaklarına yapıştım. Tam o sırada zil çaldı, hemen aceleyle toparlanıp, ayrı ayrı harita odasından çıkıp öğrenci kalabalığına karıştık…

Otobüse binip eve doğru giderken arkama biri dayandı, dönüp baktığımda Emreydi. Gülümseyerek yola devam ettik. Otobüsten indikten sonra eve kadar beraber yürüdük. Asansöre bindiğimizde, “Öğretmenim sütyeniniz bende kalmış!” dedi ve çantasından çıkardı. İkimiz de gülümsedik ve tekrar dudaklarımız birleşti. Asansör durmuş, biz hala öpüşüyorduk. Bunun farkına vardığımızda başka bir kattan asansörü çağırdılar. Hemen durdurma düğmesine bastık ve asansörden indik. Vedalaşıp eve girdiğimde kocam yoktu. Hemen banyoya girdim ve duşumu aldım. Kocam geldiğinde bana müjdeyi verdi, yola gidiyordu ve en az 20 gün yoktu. Tabi üzülmüş gibi yaptım, ama bu benim için bir müjdeydi. Artık ikinci kocam, öğrencim Emreyle 20 gün rahat rahat sikişecektim…

Öyle de oldu. Ama sırf 20 gün değil, kocam her gittiğinde gelip beni sikip gidiyordu. Emre de iyice sikişmeye alışmıştı, okulun bütün kaşar kızlarını sikiyor ve akşam gelip bir de beni sikiyordu. Şimdi üniversitede okuyor, ama her geldiğinde beni sikmeyi ihmal etmiyor :))