Articles by "Bakire Hikayeleri"
Bakire Hikayeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ben Sedat. 46 yaşındayım. Kumral, uzun boylu ve yakışıklı biriyim. Eşimse 42 yaşında, bembeyaz tenli, harika vücutlu biri. İyi bir işim var, gelir düzeyim de oldukça yüksek. Oğlumuz ilköğretimi bitirince onu yurtdışında okutmaya karar verdik. Uzun arayışlardan sonra İngilterede bir okula yerleştirdik. Eşimle hiçbir sorunumuz yok. Birbirimizi de deliler gibi seviyoruz. Yatakta da sınır tanımayız. Her şeyi deneyebiliyoruz. Oğlum yurtdışına gittikten sonra evde yalnız olduğumuz için cinsel hayatımız daha da renklendi. Fakat eşimin çocukluk arkadaşı Sibelin tayini İstanbula çıkıp gelince hayatımız biraz değişti. Sibel kısa boylu, minyon tipli, çok hoş bir kız. Mimar olarak çalışıyor. Ona bize yakın bir ev tuttuk. Evini taşıdı, oldukça sempatik bir ev olmuştu. Eşimle de çok iyi anlaşıyorlardı. Sık sık bize geliyor, biz de ona gidiyorduk. Oldukça güzel bir kız olmasına rağmen daha evlenmemişti. Konuşmalarımızda hep ona evlenmesini falan tavsiye ediyorduk. O da, "Buldukta mı evlenmedik?" diye geçiştiriyordu. Aramızda teklif yoktu. Ama ben ona cinsel açıdan hiç bakmıyordum. Aslında buna da ihtiyacım yoktu. Çünkü harika bir karım vardı ve her türlü ilişkiyi deniyorduk.
Bir gece eşimle birlikte dışarıda yemekteydik. Ama eşim o gece çok farklıydı. Sanki vücudu elbisesinin dokunuşundan bile tahrik oluyordu. "Geç kalmayalım, eve gitmek istiyorum!" dedi. Saat 23 gibi kalktık. Daha yolda sarkmaya başlamıştı. Eve zor girdik, antrede öpüşmeye başladık, yatakta devam ettik. Harika olmuştu her zamanki gibi. Göğsümde yatarken konuşmaya başladık. İlk geceyi, gerdek gecemizi unutamadığını söyledi. Karım benimle evlenmeden önce hiç erkek arkadaşı olmamış, eline erkek eli değmemişti. Cinsel bilgisi sadece arkadaşlarının anlattığı kadarmış, düğün günü yaklaştıkça içindeki korku büyüyormuş. Düğün gecesinin heyecanı ve korku hepsi birbirine karışmış, ben hiç hissetmemiştim. Ama benim anlayışımla eşimin ilk gece korkularını yenmiş ve düşündüğünün aksine sexten zevk almış, nasıl girecek, nasıl patlayacak korkusunu atmıştı üzerinden.
Eşim gerçektende o gece çok heyecanlıydı. Düğün gecesi balayı otelimizdeki süitte ben sanki o gece gerdek gecesi değil de özel bir buluşmaymış gibi davranmıştım. Eşimi sikmek isteğimi belli etmemiştim. Konuştuk gülüştük, sonra yatağa girdik sarıldık, sabaha kadar öyle devam etti. Ertesi gün öğleden sonra bozmuştum eşimin kızlığını. O da kendi isteğiyle olmuştu ve bir nevi ben onu değilde, kendi bozmuştu kendini. Ben sırt üstü yatmıştım, o da üzerime oturup amını sikime sürtüyordu. Daha sonra sikimin başını amına yerleştirdi ve çok zevklendiği bir anda kendini bıraktı. Sikim önce kızlığına dayandı. Bir hamle daha yaparak tamamını içine aldı. Sikimin kenarından ince bir kan sızıntısı oldu. Ve sonrasında ilk orgazmını yaşadı.
Yıllar sonra bunun için tekrar teşekkür etti bana, ama benden o geceyi bir kez daha yaşatmamı istiyordu. Ben de, "Nasıl olacak?" dedim. "Ben planlarım, sen kendini bana bırak!" dedi. Yeniden sevişmeye başladık, ikimiz de daha coşkulu orgazm olduk. Ertesi gün eşim bir otelin balayı suitini tutmuş hafta sonu için. Anlatmaya başladı: "Çarşambadan itibaren bana dokunmayacaksın. Cumartesi günü ikimiz ayrı ayrı otele gideceğiz. Birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi davranacağız. Ben odaya yerleşeceğim. Seninle havuzda karşılaşacağız, orada tanışacağız. Daha sonra neler olacağını sen halledeceksin. Beni ilk kez tanıştığın biriymiş gibi tavlayıp sevişmeye ikna edeceksin!" dedi. "Tamam!" dedim, ama Çarşambadan Cumartesiye dokunmamak hoşuma gitmemişti. Ne yapalım katlanacaktık. Salı gecesi harika bir seks yaşadık ve perhize başladık. Gerçekten Cuma gününe kadar gerekli olmadıkça konuşmadı benimle ve ayrı yattık.
Cuma günü işime gittim. Saat 13 gibi telefonum çaldı, arayan eşimdi. Annesi hastalanmış, gitmesi gerekiyormuş. Üzüldüm, ama bütün plan da bozulmuştu. Ve ben 3-4 gün daha perhize devam edecektim. Uçak biletini almış, Otelin rezervasyonunu gelecek haftaya ertelemiş. Uçağı saat 18 de kalkacakmış. Ne yapalım, tüm düşüncelerimiz haftaya kalmıştı. Saat 16 gibi işten çıktım, evden eşimi alıp hava alanına götürdüm. Yolcu ettim ve hava alanından çıktım. Evde yemek yoktu, dışarıda yemek yiyip eve gidip dinlenmek istedim. Yoldayken telefonum çaldı. Arayan Sibeldi. Eşimin ona telefonda annesinin hastalandığını söylediğini, geçmiş olsun dileklerini iletti. "Evde yemek yoktur şimdi, istersen bana gel, yemeğim var birlikte yeriz!" dedi. Ben de olur dedim. Evinin önüne gelinceye kadar saat 20 olmuştu. Güzel bir sofra hazırlamış, balık yapmış. Yemeğe başladık. "Balık Rakısız olmaz!" dedi, hadi Rakı ile devam ettik. Çok güzel geçiyordu...
Eşim aradı. Ulaşmış, annesinin ciddi bir şeyi yokmuş, ama yine de gittiği iyi olmuş. Ne yediğimi sordu. Ben de, "Sibelde Balık Rakı yapıyoruz!" dedim. "Sibeli verir misin?" dedi. Sibel telefonumun hoparlörünü açtı. Eşim, "Kız kocama iyi bak, aç bırakma, sana emanet, sakın çapkınlık falan yapmaya kalkmasın!" dedi, gülüştük. Telefonu kapattık. Yemek faslı bitince Sibel, "Ben sofrayı toplayayım!" dedi. Birlikte topladık. Masayı temizledik. Meyve getirdi, koltuklara geçtik. Birer duble daha Rakı koydu. Onu da bitirdik. Yeniden tazeledik. Çakır keyf olmuştuk ikimiz de. Bir ara mutfağa gitti, dönerken bileği burkuldu ve elindeki çerez tabağı yere düşüp kırıldı. Dizlerinin üzerine kapaklandı. Hemen fırladım kaldırdım, kanepeye yatırdım. Ayak bileğini ovuyordu. Sanırım zedelenmişti. Tabağı, dökülenleri topladım. "Hadi seni yatağına götüreyim!" dedim. Kolunu boynuma doladı belinden tutup götürdüm. Yatağa uzattım. Bileğine baktım, bir şeyi yok gibiydi, ama yine de ağrıdığını söyledi...
Ben biraz ovaladım iyi gelmişti. Banyoda ağrı kesici merhem olduğunu, onunla ovmamı istedi. "Tamam, ama geceliğini giy, taytla olmaz." dedim. "Tamam." dedi. Banyoya gittim Pomatı aldım biraz oyalandım, döndüğümde kapıyı tıklattım, "Giyindin mi?" dedim. "Evet, gelebilirisin!" dedi. Kapıyı açtım, aman Tanrım, kısacık bir gecelik ve içinde birşey yok, heryeri görünüyor, ama memeleri harika. Yinede aklıma kötü birşey getirmedim, çünkü onu yazlıkta da bikiniyle ve bir seferinde duşta çıplak görmüştüm. Yatağın kenarına oturdum ayağını avuçlarıma aldım, biraz okşadım. Tam elime Pomat sürecekken doğruldu, iki elimi tuttu, "Ayağımda birşey yok..." dedi ve ağlamaya başladı. Sonra da, "Sedat abi senle konuşmak istiyorum!" dedi. Şaşırmıştım, "Dinliyorum?" dedim. "Ben bu güne kadar evlenmedim ve elime erkek eli değmedi. Çıkan taliplerimi de bir erkeğin bana dokunmasından, kızlığımın bozulmasından korktuğum için reddettim. Şimdi bir erkek arkadaşım var ve benimle evlenmek istiyor. Ama ben korkudan yine red edeceğim. Kızlığımı değer verdiğim, güvendiğim birinin bozması ve bu korkumu yenmemi sağlamasını istiyorum. Bunu da ancak sen yaparsın, çünkü sana güveniyorum!" dediğinde daha da şaşırmıştım...
"Bak Sibel... Kızlığını sevdiğin adama vermelisin, bunda korkulacak birşey yok. Ayrıca sen eşimin arkadaşısın, bunu benimle yapman doğru değil. Ben eşime ihanet etmek istemiyorum." dedim. "Hayır... hayır yapamıyorum. Bir erkeğin bana dokunması çıldırtıyor beni. Bunu ancak sen yapabilirsin. Bunu ihanet olarak görme lütfen, ben de arkadaşımın kocasını ayartan biri değilim. Bu işi sadece tıbbi bir işlem olarak yerine getir. Çünkü senden başka bir erkeğin bana dokunmasına dayanamıyorum!" dedi. Şok olmuştum. Kafam karmakarışıktı. Salona geçtim bir duble Rakı koydum kendime. Karanlıkta oturuyordum. Düşünüyordum. Nasıl yapardım böyle birşeyi, nasıl ihanet ederdim eşime, hem de en samimi arkadaşıyla. Yapmamalıydım, ama Sibel de zor durumdaydı. En iyisi burdan gitmek diye düşünürken Sibel geldi salona, kanepeye yanıma oturdu. Ağlıyordu. "Yapmak istemiyorsan yapma!" dedi ve bundan kesinlikle eşime bahsetmememi istedi. Bana yakındı, kolumu boynuna doladım, başını göğsüme koydu, titriyordu...
Parmağımın ucuyla kolunu okşamaya başladım, kasıldı. "Dur, sakin ol, bu sorununu çözelim birlikte." dedim. Işığı yakmadan güzel bir müzik hazırladım ve onu dansa kaldırdım. Sarıldı boynuma dans ediyorduk. Sırtını okşamaya başladım, irkildi. Ben de 3 gündür sikişmemiştim ve kollarımın arasında dipdiri bir vücut vardı. İncecik geceliğin üzerine giydiği incecik sabahlık bir yerini örtmüyordu aslında, memelerinin ucunun sertleştiğini hissediyordum. Uzun süre dans ettik. Bir an sırtındaki sabahlığı çıkardım, önce direndi ama sonra vazgeçti. Sikim kalkmıştı. Göbeğine değiyordu. Geceliğini de sıyırdım. Şimdi kollarımda çırıl çıplaktı. Titriyordu kollarımda. Kulağına eğildim minicik bir öpücük kondurdum, "Hiç sik elledin mi?" dedim. Kalbi hızlı hızlı çarpıyordu, "Hayır, korkuyorum! Sadece bir kere seni yazlıkta duşta gördüm. Kocamandı." dedi.
"Gel o zaman!" dedim. Yatak odasına götürdüm onu. Gardrobundan iki ipek fular çıkardım, biriyle gözlerini bağladım. Yatağa sırt üstü yatırdım. Ben de soyundum, sikim taş gibi oluş, şaha kalkmıştı. Ama ne yazık ki bizim ürkek ceylanı sikmek kolay olmayacaktı. Beyaz ipek fuları alnında gözlerinde gezdiriyordum irkiliyordu. Yavaşça boynuna indim, kıpırdamaya başladı. Memelerinin etrafında dolaşmaya başladım, inliyordu. Sol ayağını sağ ayağının üzerine koydu ve amını bacak arasında sıkmaya başladı. Bir hayli gezdirdim fuları vücudunda. Derken göbeğine doğru indim, daha çok kasılmaya başladı, inliyordu. Kasıklarına indim. Külot çizgisinde dolaşıyordum. Bacaklarını sıkıyor, kalçalarını kaldırıp indiriyordu. Birden ağlamaya başladı. Kasılıyordu. Kalçalarını vurmaya başladı yatağa, hıçkıra hıçkıra orgazm oluyordu. Memeleri daha dikilmiş, harika görünüyor, bacaklarını sıkıp bıraktıkça amından sular akıyordu. Titreyerek sarsılarak boşaldı.
Ben bir sigara yaktım. Sırt üstü yattım. Hep bu şekilde bacaklarını sıkarak masturbasyon yaptığını, bacağını açtığında kesinlikle boşalamadığını söyledi. Gözleri kapalıydı. "Şimdi sıra sende. Sen de benim vücudumu tanıyacaksın!" dedim. "İmkansız, dokunamam!" dedi. "Dene bir kere!" dedim. El yordamıyla fuları aramaya başladı. "Hayır, sen parmak uçlarınla gezeceksin!" dedim. Parmak uçlarını dudaklarıma götürdü, burnuma, kaşlarıma. Sadece yüzümde geziyordu. Nefes alışları sıklaşmıştı. Hiç müdahale etmiyordum. Yüzümde oldukça oyalandı, nihayet boynuma indi, göğsümde geziyordu şimdi. Bir an bacağı sikime değdi, titredi, kasıldı. Devam etti, göbeğime geldi. Şimdi kolu sikime değiyordu, taş gibi dikilmişti sikim. Aşağı indi. Sikimin etrafında dolaştı uzun müddet. Bir türlü cesaret edip dokunamıyordu. Hiç acele etmiyordum, mutlaka merakı galip gelecekti. Yaklaşmaya başladı, artık sikime kaçamak dokunuyordu. Harika oluyordu, içim geçiyor, sikim hiç olmadığı kadar sertleşiyordu...
Bir an tamamını tuttu. Bir anda bırakıp gözlerini açmak istedi. Engelledim. "Hayır gözlerini açma, istemiyorsan dokunma!" dedim. "Çok büyük, korkuyorum!" dedi. Serbest bıraktım, ürkek ceylan yine çekingen, sikimin etrafında dolaşmaya başladı. Ama biraz daha cesaretliydi, parmağının birini sikimin ucunda dolaştırıyordu şimdi. Memelerinin ucu sertleşmiş, kasıklarıma değiyordu. Bir anda tüm eliyle kavradı, geri çekti elini, tekrar kavradı. Alışmıştı. Okşamaya başladı. Harikaydı, boşalmamak için zor tutuyordum kendimi. Sikimin ucuna bir minik öpücük kondurdu, açılmıştı artık. Biraz sonra ürkek öpücük yerini müthiş bir oral sexe bırakmıştı. Harika emiyor, sıvazlıyordu. Uffff nefisti... Artık zor tutuyordum kendimi, ama ağzına da boşalmak istemiyordum doğrusu. Kıpırdadım yerimden. Durdu. Onu sırt üstü yatırdım. Boynundan kulak memelerinden öpmeye başladım yeniden kıvranmaya başladı. Yavaşçacık dudaklara geldim, önce kaçırdı dudaklarını, sonra teslim etti. Hiç öpüşmemişti bu güne kadar, acemice öpüyordu. Sonra kendini bana bıraktı. Dudaklarını araladım. Dilim diliyle dans etmeye başladı. Artık ustalaşıyordu.
Yavaş yavaş boynundan aşağıya doğru indim. Kıvranıyordu. Memelere gelince yine kasıldı. Ama dilim memelerinin etrafında dolaştıkça aldığı zevk arttı. Meme uçlarına dil attım, üzüm gibi şişmişti. Yavaş yavaş göbeğine doğru indim, ayaklarını yine üst üste koydu amını sıkmaya başladı. Aşağı indim, bacaklarını hafifçe aralamak istedim. Kastı kendini. Anlaşılan açmayacaktı. Başka formül bulmalıydım. Yüzü koyun çevirdim. Ensesinden öpmeye başladım. Aşağıya doğru indikçe ürperiyor, kıvranıyordu. Bel çukurunda dilimle daireler çizdim. Kalçalarını kaldırmaya başladı, bacakları hala sımsıkı kapalıydı, sıkıp gevşetiyordu. Belinin iki yanından tutarak kalçalarını kaldırdım, başını yastığa gömdü, ama bacakları yine bitişikti. Arkadan harika görünüyordu. Amına dilimi gömdüm, emmeye başladım. Kalçaları daha çok dikildi. Emdikçe suları akıyordu. Dilimi sokup çıkarıyordum derinliklerine. Uzun süre devam ettim böyle. Sonra sikimi elime alıp amında gezdirmeye başladım. Fark etmemişti. Dilliyorum sanıyordu, ama bacaklarını da açmıyordu.
Bacaklarını bacaklarımın arasına aldım. Sikimi dayadım, kıvranıyor, memelerini yastığa sürtüyor, inliyordu şimdi. Hala dayadığım sikimi farketmemişti, dilliyorum sanıyordu. Biraz bastırdı kendini, başı girmişti. Kızlığına dayanmıştı. İnliyordu. Hafif hafif girip çıkıyordum, sel gibi suları akıyordu. Bir anda kalçalarını geriye verdi, sikim önce kızlığına takıldı sonra yağ gibi girdi yarıya kadar, iniltisi odayı dolduruyordu. Kıpırdamadım ben, kendisini ileri geri oynatarak gidip geliyordu. Biraz sonra birden bastırdım, şimdi köküne kadar içindeydi. "Ahhhh!" diye bir ses çıktı. Sikimin kenarından kan sızıyordu. Biraz durdu, ileri geri oynatmaya başladı. Artık kendimi tutamıyordum. Fışkırmalıydım amına... Bir anda patladım. Şaşırmıştı. Kasıldı. "Çok güzel emiyorsun, içime sıcak birşeyler akıyorrrr, harikaaaa!" diye hızlandı. O hala sikimin farkında değildi. Hızlandı, hızlandı ve kasılmaya başladı. Titreyerek boşaldı, yığıldı yatağa, ben de üzerine yığıldım...
İpek beyaz fularla sızan kanı sildim. Görmeyeceği yere koydum. Yana devrildim. İkimiz de soluk soluğaydık. Birer sigara yaktık. Çarşafı göğüslerine çekti. Çok farklı şeyler hissettiğni söyledi, "Çok güzel emdin beni, ama içime fışkıran o sıcak şey neydi?" dedi. Anlaşılan sikildiğinin, o çok korktuğu kızlığının bozulduğunun farkında değildi. Güldüm, dudaklarına bir öpücük kondurdum. Fuları aldım elime, "Artık sen kadınsın!" dedim. Şaşırdı. Gözlerinden iki damla yaş süzüldü, "Ne yani, oldu mu şimdi?" dedi. "Evet... Bak bu kan senin kadınlığa geçişini simgeliyor!" dedim. Öptüm, kokladım, "Hadi şimdi banyoya gir!" dedim. Kalktı yataktan, müthiş vücuduyla banyonun yolunu tuttu. Ben de yatağa uzandım bir sigara yaktım. Hiç düşünmediğim şeyler yaşamıştım. Eşim bilse ayrılmaya bile kalkardı...
Biraz sonra banyodan bornozla geldi, yanakları pembe pembe idi. Yaramıştı ona. Kafam karmakarışıktı. Yataktan kalktım banyoya gittim. Sıcak su iyi gelmişti. Biraz kafamı toplamıştım. Niyetim duşumu alıp giyinip evimin yolunu tutmaktı. Banyodan çıktım, yatak odasına geldim, külodum pantolonum toplanmış asılmıştı. Ama Sibel yoktu. Gecenin saat 3'ü olmuştu. Seslendim. "Salondayım..." dedi. Belimde havluyla oraya yürüdüm. Siyah bir gecelik giymiş ve ortadaki sehpanın üzerini boşaltmış, üzerine çikolata meyve çerez tabaklarını yerleştirmiş, kristal bir kasenin içine kızlık kanını sildiğim bembeyaz ipek fuları yerleştirmiş ve buz kovasının için de bir şampanya şişesi. "Hayrola?" dedim. "Bunu kutlamalıyız!" dedi. "Tamam, giyinip geleyim." dedim. "Yok... Giyinmene gerek yok, öyle gelebilirsin!" dedi. "Olmaz!" dedim. "O zaman sadece külodunu giy!" dedi. Giyip geldim. Beni oturttu. Şampanya şişesini aldı. Patlattı. İyiki fazla ses çıkmamıştı, yoksa apartmandakiler ayaklanabilirdi. Kadehlerimizi doldurdu. Yanağıma minicik bir öpücük kondurdu, "Teşekkür ederim! Beni büyük bir sorundan kurtardın!" dedi.
Ben de, "Bu işi arkadaşınla yapmalıydın!" dedim. "Yapamadım. Olmadı. Olamıyor. Hem arkadaşıma bakire olmadığımı söylemiştim!" dedi. Şampanyalarımızı yudumlamaya başladık. Yanıma oturdu. Sırtını kanepenin yanına dayadı. Ayaklarını kucağıma uzattı. Şeffaf geceliğin altında külot yoktu. Pırıl pırıl amı kadınlığının gururuyla gülümsüyordu sanki. Neden böyle bir korkusu olduğunu sordum. Ailesinin tek kızıymış. Çok iyi bir yaşantıları ve çok güzel bir annesi varmış. Küçükken annesinin odasından sesler geldiğini, annesinin inlemelerini, Ahhh ve Offf'larını duydukça, başını yastığın altına sokup ağladığını, babasının annesine işkence yaptığını sandığını anlattı. Sibel biraz daha büyüdüğünde, bir gece sesler o kadar artmış ki, kalkıp mutfaktan bir bıçak almış, annesinin yatak odasının kapısına gelmiş, içeri dalmayı ve annesini kurtarmayı düşünmüş. Fakat bir anda aklına kapının anahtar deliğinden içeriye bakmak gelmiş. Eğilmiş bakmış...
Babası sırt üstü yatmış, annesini üzerine oturtmuş. Annesi de, "Ohhh, sik hadi, kökle!" diye zevkten ve mutluluktan kıvranıp duruyormuş. Sibel tabii şaşırmış. Bakmış ki annesi hiçte işkence görüyor gibi değil, geri odasının yolunu tutmuş. Biraz sonra annesi banyoya gitmiş. Banyodan çıktığında Sibel annesini kapıda karşılamış. Annesi, yüzünde güller açmış bir halde, Sibelin yanağını sıkmış, "Noldu kızım uyuyamadın mı? Hadi yat uyu!" demiş ve gülümsemiş, yatak odasına gitmiş. O geceden sonra Sibel babasının annesine yaptığı şeyin kötü birşey olmadığını düşünmüş ve onların her sevişmelerinde seslerini dinleyerek masturbasyon yapmış. Üniversiteyi kazandıktan sonra da birçok erkek arkadaşı olmuş, ama iş ilerleyince içindeki korku büyümüş. Dokundurtmamış kimseyi kendine. Birçok talibini de reddetmiş. Şimdi biriyle arkadaşmış. Onu da bu korkusundan dolayı reddetmek üzereyken aklına ben gelmişim. Bana karşı, diğer erkeklere duyduğu gibi korku duymadığını, beni yazlıkta duşta çıplak gördüğünde anlamış. Orada ilk kez bir erkeğin sikini okşamak istediğini düşünmüş. Ve benden yardım istemeye karar vermiş...
Şampanyalarımız bitmişti. Kalkıp yeniden doldurdu kadehlerimizi. Ayağını yeniden kucağıma uzattı. Etkilenmiştim. Ayak bileklerini okşamaya başladım. Ürperdi. Dizlerine kadar çıktım. Bu arada sikim de yeniden taş gibi olmuştu. Ayağının birini kaldırıp kanepenin sırtına koydum. Amı yine sulanmıştı. Yavaş yavaş yukarıya doğru hareketlendim. Açıldı iyice, parmağımı amının etrafında gezdirmeye başladım. İnliyordu, gözleri kapalıydı. Parmağımla klitorisine baskı yapmaya başladım. İyice ıslandı. Memelerini geceliğinin üzerinden sıkmaya başladım. Bir çırpıda geceliğini çıkardı, pırıl pırıl pürüzsüz tüysüz vücudu karşımdaydı. Gömdüm ağzımı amına, içime çeke çeke emmeye başladım. Çıldırmıştı. İnlemeye başlamıştı. Kaldırdım, sırtımı kanepeye yasladım, ata biner gibi üzerime aldım. Sikim tam amının ağzındaydı. Başını sürtüyordum şimdi. Suları akıyordu. Azıcık eğildi, memelerini dudaklarıma verdi. Sonra da bir anda kendini sikimin üzerine bıraktı. Köküne kadar içindeydi şimdi. Ağzından bir, "Ahhh!" döküldü. Komşular duymadıysa iyi... Zıplamaya başladı üzerimde. Çığlık çığlığa boşalıyordu. Bende zor tutuyordum kendimi. Bir anda fışkırtmaya başladım. Kasıldı, o da geliyordu. Çılgın gibi inip kalkıyordu. Daha sonra üzerime yığılıp kaldı.
Kalktık yeniden duşa girdik birlikte, birbirimizi yıkadık, sonra yatak odasına geçip sarıldık birbirimize. Zaten gün ağarmış, sabah olmuştu. Sarıldık öylece uyuduk. Derin uyurken bir elin sikimle oynadığını hissettim uyandım, saat 11'i geçiyordu. Bizim ürkek ceylan sikimle oynuyordu, "Hayrola?" dedim. "Uyanmalı artık!" dedi, emmeye başladı. Amı sıcak ve ıslaktı yine. Sikim yine taş gibiydi, bu sefer ben de azmıştım. Birden döndürüp sırt üstü yatırdım, bacaklarını omzuma aldım, kökledim, gerçek sikilmeyi görmeliydi. Çıldırmıştı yine, kökledikçe inliyor, bağırıyordu. Kalçalarına vura vura siktim, yine biraz sonra çılgın gibi içine fışkırtım. O da boşalıyordu. Harikaydı. Bittik ikimiz de. Yığıldım kaldım üzerine. Kalktık banyoya girdik. Ben banyodan çıkıncaya kadar kahvaltıyı hazırlamıştı. Birlikte kahvaltı yaptık. Giyindim evden çıktım. En yakın eczaneye uğrayıp 'Ertesi Günü' haplarından aldım. Geri döndüm, ürkek ceylanıma içirdim. Ne olduğunu sordu. Söyledim, "Seni kocana açık göndereceğim, ama hamile göndermek istemem!" dedim, gülüştük. Dudaklarımdan öperek uğurladı.
Evime gittim. Yatağı yatılmış gibi bozdum. Akşam eşim gelecekti. Hava alanından alacaktım onu. Sanki kahvaltı yapmışım gibi çay demledim. Kahvaltı sofrası hazırladım. Her şey eşimin şüphelenmeyeceği şekildeydi artık. Biraz uzanıp dinlendim. Ve akşam 19 da hava alanının yolunu tuttum. Gelmişti fıstığım. Eve geldik, yemek hazırladık, birlikte yedik. Biraz sonra Sibel telefon açtı, "Hoş geldin!" dedi. Eşim de, "Kız kocama iyi baktın mı? Aç falan bırakmadın değil mi?" dedi. Sibel de, "Yok yok, çok iyi baktım. Balık Rakının üzerine kaymaklı kadayıf ta yedirdim!" :) dedi. Gülüştüler. Ben birşey anlamamıştım, ama meğerse iş başkaymış!

Küçük bir atölyede ustayım ve işlerimiz yoğundu. Bir bayan isçi lazımdı. Her yere haber verdik ama nafile. Sonunda annem bir tanıdığının kızını bulmuştu. Kız daha yeni 18 yaşında idi.

Ailesi bana emanet etmişti ve atölyeye hergün beraber gidip geliyorduk. Bir müddet sonra samimiyet başladı. Kızda bir tuhaflik vardı, yani yaşca benden küçük olmasına rağmen, benimle müstechen ve küfürlü konuşuyordu. Onu defalarca uyarmama rağmen değişen bir şey olmamıştı. Zamanla, istemeye istemeye, ben de onunla öyle müstechen ve küfürlü konuşmaya başladım…
Daha sonra dikkatimi çekti, benim başka kadınlarla konuşmama sinirleniyordu, ama emin olun aklımdan kötü bir şey geçmiyordu. Gel zaman git zaman, derken iyice sırnaşır oldu. Ve bir gün “Sen nasıl bir erkeksin, senden erkek mi olur?” deyince, benim sigorta attı “Senin amına bir koyarsam, nasıl erkek olduğumu ozaman görürsün!” dedim.
“Hah işte, benimle böyle konuş!” deyince, sanki yere çakılıp, heykel gibi dondum kaldım öylece ve ne diyeceğimi, ne düşüneceğimi bilemedim. Birkaç saniye sonra kendime geldiğimde, biraz evvelki telaffuz edilen cümleleri, hiç telaffuz edilmemiş gibi kabul edip, işimle ugraşmaya devam ettim…
Yine bir gün buna iş tarif ederken, kaza ile olmuş gibi yapıp, domaldı ve arkasını önüme sürttü. Ben tam “Ya sabır…” çekmeye başlamıştım, bu döndü ve yüzüme bakıp güldü. Artık ipler kopmuştu. Kazandı, yani beni çileden çıkardı. Ve ilk defa o an, ne kadar çekici bir götü olduğunu farkettim ve içimde değişik duygular uyanmaya başladı…
Kendi kendime “Bu kesin sikilmek istiyor! Bu daha bakire’dir, bunu götten bir siksem, aklı başına gelir…” diye düşünmeye başladım. Aklımdan işte tam bunlar geçerken, o akşam fazla çalışmamız gerekti. Mesai bitimi herkes çıkarken, atölyede sadece ikimiz kalmıştık. Son çalışmamı bitirp ayağa kalktığımda, aklım başıma geldi.
Tam fırsatı idi. Bir bahane ile ona yaklaştım, sarılıp onu öpecektim. Ama “Yapma!” dedi, çok korkmuştu. Sanki birden karşımdaki o müstechen ve küfür eden kız kayboldu, bam başkası oluverdi. Hemen toparlandım, çıktık. Yolda nerdeyse ağlayacaktı. Defalarca özür diledim… Kendimden de tiksindim bu arada, ben böyle bir insan değildim…
Aradan bir hafta geçmişti. Yine bir mesai çıkışı onunla yalnızdık. Yanıma geldi ve “Bana o akşam ne yapacaktın?” diye sordu. Ona baktığımda yüzü kıpkırmızı idi. Bu bakışı iyi tanıyordum, canı sikilmek istiyordu! “Gerçekten merak ediyormusun?” dedim. “Evet!” dedi. Elimi körpe götüne koyup okşamaya başladım. Bu arada sikim iyice sertleşmişti. Gittim, kapıyı kapatıp, kilitledim.
Geri dönüp dudaklarına yapıştım, vücudunun her yerini okşayıp avuçluyordum. Heyecandan kalbi bir kuş gibi atıyordu. Sikimi çıkarıp eline verdiğimde, şaşkın gözlerle bakakalmıştı. Sonra eteğini sıyırdım, “Dur, ne yapıyorsun?” dedi. “Sus! Benimle sürekli oynaşıp duruyorsun, artık geri dönüş yok, bugün burda sikecem seni!” dedim.
Bana karşı koyuyordu, beni itmeye çalışıyordu. Amına yapışıp yalamaya başlayınca, kaçışı olmadığını o da anladı. Korku ve heyecanla karışık, amının yalanmasından zevk almaya da başlamıştı. Bunu yere, halının üzerine yatırdım. Kendini kasıp duruyordu. Sikimi tükürükledim ve bacak arasına yöneldim. “Ne oluyor, ne yapacaksın? Ben daha bakireyim, yapma!” dedi.
“Sus ve kendini rahat bırak, korkma kızlığına dokunmayacam, rahat ol…” dedim ve sikimi götünün deliğine dayadım. Kurtulmasın diye de iyice tuttum. “Ne olur gidelim!” diyordu. Sikimin başını dayadıkça kaçmaya çalışıyordu, çaresizce korkudan titreyip duruyordu. Sonunda başını zar-zor da olsa soktum. Bağırmadı ama dudaklarını kanatırcasına ısırıyordu.
Bir süre sikimin başı götünün deliğinde, hiç hareket etmeden bekledim. Sonra çok yavaş git-gel’lere başladım. O hala alışmamıştı, ama onu düşünecek durumda da değildim o an. Git – gel’lerim hızlanmıştı. Acı, korku, çaresizlik ve zevkin bir arada olduğu anı yaşıyordu. Sonra tamamıyla kendini serbest bıraktı. Ben se müthiş bir hırs ve zevkle, hiç bitmesin diye boşalmayı iyice uzatıyordum.
Kız bitmişti iyice, fazla dayanacak gücü kalmamıştı. Bana dediği o “Sen nasil bir erkeksin, senden erkek mi olur?” lafını hatırlatarak, götüne bütün gücümle son bir kez abandım ve müthiş bir şekilde boşaldım. Ayağa kalktım, kolundan tutup onu da kaldırdım. Ama ne ayakta durabiliyor, ne yürüyebiliyor nede oturabiliyordu. Yarım saat sonra yavaş yavaş kendine geldi ve toparlandı. Ardından evin yolunu tuttuk…
Daha sonrası olmadı. Ama gerçekten kendisi kaşınmıştı. Bu itirafimi okuyunca belki bana kızanlar olacak, peki benim yerimde siz olsaydınız ne yapardınız?

 Adım Aslı , 19 yaşında , bir . 65 boyunda , 49 kiloda , kara saçlı , poposu ve göğüsleri epeyce kışkırtıcı , ama kapalı bir kızım . Üniversite imtihanında başarısız olunca bir kuru yemiş cide iş buldum ve çalışmaya başladım . Patronum İsmail amca 52 yaşında , babacan , güler yüzlü bir adamdı . İş müracaatında bulunduğum zaman bir sürü güzel giyinmiştim . Başörtü taktığımdan , üzerime bir bady , altımda vücuduma oturan kara dar uzunca bir etek vardı , pardesümü de giyip öyle çıkmıştım çarşıya . Kuruyemiş ciden içeri girdiğimde İsmail amca ( sonra tanıştık ) , ” Emret kızım! ” diye hitap etmişti bana . Ben de iş aradığımı , üniversite sınavlarına hazırlanacağımı , paraya ihtiyacım meydana geldiğini söyledim . Bana , ” Kapalı bir kızın kuruyemiş cide çalışması kolay değil olacak , sigara ve içki almaya daima erkekler ciro , bazen haneye geç gidebilirsin kızım . ” diye konuştu . Ben ısrarla bu işe ihtiyacım meydana geldiğini söyleyince , ” Tamam , anında başla bakalım! ” diye konuştu .

Pardesümü çıkardım ve tezgahın arkasına geçip çalışmaya başladım . İsmail amca , kalçalarıma kaçamak bakışlar atıyo , ben eğilip kalktıkça bakışlarıyla öyle ki beni yiyordu . Bulunduğu sandalyeden pantolonun önünün kabardığı belli oluyordu. Önündeki kabarıklığa bakarken benim bakışımı yakaladı. ben utancımdan kızardım , ama o konuyu değiştirdi . İlk günümdü , heyacanlıydım , tezgah dar olduğundan sık arkamdan geçip bir şeyler düzeltiyordu . Tekrardan tezgahtaki şeyleri düzeltmek amaçlı tam arkamda durdu, önünü tam kalçalarımın arasına dayamıştı . Herhangi Bir şey diyemedim, kıpırdamadan onu dinliyordum. Arada sırada öne eğilip baskısını arttırıyordu. Yanaklarım al al olmuştu. Bu bu biçimde 15 – 20 dk sürdü . Resmen aletiyle kalçama masaj yapıyordu. Alıcı gelince anında mahaline geçti.

Akşam olmuştu . ” Kızım arkadaki depoda düzeltilecek mallar var, gitmeden bana destek et, yarına hazırlıklı olsunlar! ” diye konuştu . Ben de, ” Tamam İsmail amca . ” dedim. Saat 18:00 benzeri dükkanın kapısını kilitledi . Ben, ” Niçin kapıyı kilitlediniz? ” diye meselece, ” Depodayken hırsız falan ciro, duyamayız. ” diye yanıt verdi . Gündüz yaşadıklarımdan endişeli olsam da , benden 30 – 35 yaş büyük birisinden kayıp gelmeyeceğini, tutumlarından belki benim hata mana çıkarttığımı düşündüm . Depoya indik . Depo gerçektende bir sürü anlaşılmaz bir yerdi. Merdiveni getirdi , ” Sen şu raftaki kutuları download , ben senden alırım! ” diye konuştu . Dar etekle merdivene çıkmak kolay değil olsada çıktım . bu sırada düşmemem amaçlı beni baldırlarımdan tuttu, bırakmıyordu. ” Korkma kızım seni tutuyorum! ” diye konuştu . Esasında düşeceğim de yoktu . Neyse, ben raftaki kutuları düzenlerken eli kalçalarıma geldi. Resmen kalçalarımı okşuyordu . Tedirgindim, ama hoşuma da gitmeye başlamıştı. Ses çıkartmadığım amaçlı okşamaları sertleşmiş, çoğalış parmağıyla arka deliğime ve amıma stress yapar olmuştu . . .

Ben bir 10 dk sonra, ” Yoruldum! ” dedim. ” İn , belli bir süre otur dinlen! ” diyerek, bana inmem içerisinde destek etti, ama resmen beni önüne dayayarak yere indirdi. Sessizdik . 1/2 dk ben önde yarı domalmış biçimde, o da arkamda aletini dayamış takdirde kaldık. ileri ki zamanlarda oradaki kanepeye oturduk. Önüne baktığımda , cihazı pantolonunu delecek gibiydi . Sağdan soldan söyleşi ederken , konu cinselliğe geldi. Erkek dostum olup olmadığını sordu ve ” Çekinmene sebep yok , bana her şeyi anlatabilirsin , kızım yaşındasın! ” diye konuştu. Bir arkadaşımın meydana geldiğini , ancak beni ayrıldığını söyledim . Nedenini sordu. Söylemedim . Israr etti, ” Ben senin yalnızca patronun değil , hem bir de da sırdaşınım, bana söylediklerin burada kalır! ” diye konuştu. Ben de saf saf , çıktığım oğlanla öpüştüğümü, birbirimizle seviştiğimizi, ancak arkadan ilişkiye girmeyi red ettiğim amaçlı beni ayrıldığını, ağlayarak anlattım.

İsmail amca da bana karısının 10 yıl öncelikle can verdiğini, yalnızlığın kolay değil meydana geldiğini söylerken , beni kendine çekti. Ağlayarak, İsmail amcanın kucağına başımı koydum. Ama koyar koymaz dimdik sikini yanağımda hissetim. Bir taraftan benimle konuşuyor , bir taraftan da, ” Ağlama kızım, üzülmeye değmez! ” diyerek saçımı okşuyordu. İçim bir garip olmuştu.

Sonra elimi tutup yanağımın altına koydu, çoğalış siki elimin altındaydı. Eğilip yanağımı öpünce, ” Ne oluyor? ” diye ona döndüm. Döner dönmez dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. ” Hayır , amca yapma! ” dediysemde bırakmadı. Bir hamlede pantolonunu indirdi , ” Seni deli benzeri talep ediyorum tatlım! Lütfen beni kırma , istemediğin hiçbir şey olmayacak! ” diye konuştu. Beni doğrulttu ve elimi alarak külotunun üstünden aletini okşamamı talep etti . Ben ağır ağır sikini okşarken, o da badimi sıyırdı , sütyenimi yukarı kaldırıp, göğüslerimi emmeye başladı . Hem Bir tedirgindim, hem bir istemiyordum, hemde bir sürü zevk alıyordum. İsmail amca ihtiyar falandı, ama bir sürü tecrübeliydi. Bir elini eteğimin altına attı , külotumun üstünden amımı ellemeye başladı. Sonra külodumu kenara çekip amımı yalamaya başladı. Ne müthiş bir zevkti bu Bir kızın amının yalanması civarı güzel herhangi bir şey olamazdı herhalde. Resmen amımın suları akıyor ve orgazm oluyordum.

Bir ara bizzat külotunu indirdi. Siki epeyce büyüktü, özelikle sikinin başı kola kutusu civarı vardı. Bana sikini emmemi ifade etti . Harika bir siki vardı . İsmail amcanın sikini görünce erkek arkadaşımın sikinin epeyce minik meydana geldiğini anladım! ileri ki zamanlarda beni tamamıyla soydu , bizzat de soyundu . Kanepede 69 olduk. Onun başı benim bacak aramda amımı yalarken, siki de benim ağızımdaydı . 10 dk civarı birbirimizi eğlenerek emdik. Ben , ” Ohhh İsmail amca harikasın! ” diye inledikçe, erkek amımı daha bir iştahla yalıyordu. Ben elbette orgazmdan orgazma uçuyordum.

Sikini ağzımdan alıp bacak bulma yanaştı ve sikini amımın dudakları arasına sürtmeye, ortalama kaydırarak amımın dudakları içinde gidip gelmeye başladı. Bakire olduğum amaçlı korkuyordum, nedeni ise nerede duracak bilmiyordum. ” Bakireyim lütfen içime girme İsmail amca! ” diye zorlukla, inleyerek kendisine rica ettim. ” Korkma küçüğüm, kızlığına dokunmayacağım, huzurlu ol! ” diye konuştu. Kanepenin arkasındaki rafların birindeki kutulardan Nivea krem aldı, parmaklarını kremledi . Ben ne inşa ediyor diye düşünürken, kalın parmaklarından öncelikle bir tanesini ağır ağır arka deliğimden içeri kaydırdı. O kadar farklı bir zevk alıyordum ki, hiç sesimi çıkarmıyordum. Bir zaman sonra üç parmağı da götümün içindeydi . Bir eliyle de amımı okşuyordu.

Bir zaman götümü parmakladıktan sonra, ” Erkek arkadaşına vermemişsin, ama bu güzelliği ben alacağım! ” diye konuştu. Belli Bir Süre heyecandan, belli bir süre da götümden sikilecek olmanın merakından, ona yanıt dahi veremedim. Ama büyük sikini götüme ne türlü alacağımı da düşünmeye başladım. Bu endişemi anlamış olmalı ki, ” Kendini bana bırak tatlım, kasma kendini! ” diye konuştu. Yavaşça sikini götüme dayadı, içime girdiğini milim milim hissediyordum. Belli Bir Süre yüklenince, ” İsmail amca duuur, ahhhh, lütfen dur! ” derken çoğalış sikinin koca başı götüme girmişti. Arkam yırtılıyor zannediyordum. ” Şşşt , geçti bebeğim, tamam bak oldu! ” diye diye, ağır ağır götüme o koca sikin hepsini soktu. ” Ohhh bebeğim, canım, ne kadar dar ve güzel götün var! Muhteşem! Harika! ” diyerek, tam 1/2 saat götümü sikti. Sikinin damarlarını dahi büzüğümde hissediyordum. Büyük bir hırıltıyla götüme boşalırken, amımı da okşadığından, ben de geldim. Tarifi olası olmayacak civarı güzeldi .

Bu arada saat 20:00 olmuştu . Kağıt havluyla temizlendik ve giyindik, yukarı çıktık. ” Yarın erken saat 8’de gel Aslıcığım, tamam mı? ” diyerek bana 100 TL avans verdi . Parayı aldım , dudağından öptüm ve 1Tamam yarın görüşürüz! ” dedim, dükkandan çıktım. Arkam acıyordu, yürümekte zorlanıyordum. Haneye geldim, iş bulduğumu kısacası bizimkilere anlattım. Babam da, ” Yorulmuş benim güzel kızım, bir sürü çalışmış! ” diye konuştu. Yiyecek yemeden yatağıma gittim, karnım toktu, İsmail Amcanın büyük siki beni doyurmuştu.

Yazacaklarım ne başka bi siteden kes kopyaladır, nede hayal ürünü… başımdan geçen bi hikayemi paylaşıyorum sizlerle.. Evliliğimin 2. yılıydı, evlendiğimizde karım bakire değildi. benden önce kendini bi piçe siktirmiş. bir kez yaşadığı bu deneyimin sonucunda bana karşı hep bi mahcubiyet içerisinde olmuştur… bense işim gereği bi çok farklı milletten karı kız siktiğim için çok üzerinde durmuyordum bunun. ama hayatımda hiç bakire bi kızı sikip bozmamıştım.. açıkçası hiç sikim dede olmadı bu durum….

karım çok sikişken çıtır bi hatun. her fırsatta deliler gibi sikişiyoruz, ilk evlendiğimizde bunun zamanla normale gireceğini düşünüyorduk ama pek öyle olmadı, aradan yıllar geçti ama biz köpek gibi sikişiyoruz hala…

Karımın üniversite okuduğu yıllardan bi ev arkadaşı vardı Nesrin isminde. karımla son derece samimiler birbirlerinin herşeylerini bilir anlatır paylaşırlar. Nesrin evli değildi, üniversitenin son yıllarında bi gönül ilişkisi olmuştu kısa süreliğine, aniden delice aşık olmuştu, ama çocuk birden eski sevgilisi ile barıştı bizimkini terk etti, ayrıldılar falan filan. Nesrin yıllarca bu aşkın ümidi hasreti ile kimseyle bişey yaşayamadı.. çok güzel alımlı bi kız olmasına rağmen çevresinde ayağına kadar gelen kısmetleri kaçırdı hep…

Farklı şehirlerde olduğumuz için nesrin hep karımla dertleşir, uzun uzun telefonla konuşurlardı..
Bi gün bende sordum karıma nasıl ne yapıyo nesrin diye, bizimki başladı anlatmaya; nesrin artık o aşkın yaralarını sardı bir aşk, bir ilişki yaşamak istiyor, yaşı 30’a yaklaşmaya başladı hala bakire. bişeyler yaşamak istiyor ama yine bi darbe yemekten çok korkuyor, ilişki yaşayacağı kişinin yanında rahat edebilecek onu stresse sokmayacak biri olması gerekli diyordu karım. bende ‘burda olsa ayarlarızda, ben orda nerden sikici bulayım ona’ dedim. karım ‘bende öyle düşündüm diyerek sırıttı. anladım o anda..

Aradan bir ay 45 gün falan geçti heralde, bi gün karım;
– bu hafta sonu nesrin bize gelicek
dedi gayet sevinçli bi şekilde, tamam ne güzel olur dedim bende.. karım üniversite okurken bi çok kez onların evinde kalmıştım, nesrinde evdeyken karımla bi çok kez sikişmiştik yatak odasında.. Nesrin’in karıma, nasıl sikiyo, iyi mi yatakta, siki ne kadar büyük, güzel mi falan gibi sorular sorduğunu, bunlar hakkında bilgi sahibi olduğunu biliyordum. hatta karımla ikisinin porno izlediklerini, şakayla karışık birbirleriyle oynaşmalarını, duşa girdiklerini vs. biliyordum.. o yüzden Nesrin’i hiç yabancı bilmiyor, gayet yakın görüyordum.

neyse cuma akşam üzeri nesrin ‘gelmek üzereyim gelin alın beni otobüsten’ diye aradı, arabamıza atlayıp gittik aldık misafirimizi, sohbet muhabbet eve dönüyoruz, ben bi ara ‘akşama maç var bira çips falan alıcam gelin sizde bakın bişeyler alalım’ falan dedim markete gidik, alış veriş yapıp dödük eve.. herşey gayet normal ilerliyordu. ben maçımı izliyor kızlar içerde fısır fısır konuşuyordu.. neyse maç bitti ben tam yatarız diye düşünüyordum.. kızlar yanıma geldi eski defterler açıldı muhabbet fenalaşmaya başladı, nesrin ben aşk acısı çekerken sen çatır çatır sikiyordun bunu dedi karıma bakarak, karımda deme öyle ben hep yanındaydım senin bi vermediğim kaldı sana dedi. bu sefer nesrinde evet evet bana vermediklerinin hepsini verdin bu adama diyodu sırıta sırıta,, inlemelerin çığlıkların hep kulağımda dedi sonra. bi gülüşme oldu o anda, muhabbet bu şek**e giderken karım;

-aşkım madem kızlığımı sana veremedim, o zaman kankamı siktiricem sana dedi, nesrin zevkten dört köşe bi halde sırıtıyordu. afalladım, nasıl yani ? dedim.

karım son derece kıskanç biridir, böyle bişeyi nasıl kabul eder diye düşündüm bi an. o an bana zarf mı atıyor diye düşündüm ama eşim bunu ‘kabul’ değil ‘teklif’ ediyordu.. derin bi nefes aldım ilk kez karımın yanında başka birini sikecek, hatta kızlığını bozacaktım. karım kalktı nesrini soymaya başladı, sonra benim üstümdeki tişörtü çıkarttı, kendide sadece kilotla kalana değin soyundu.. Nesrin’nin önünde diz çöküp nesrinin kilodunu çıkarttı, nesrin o ana kadar cesaretli ve istekli gibiydi, orda bi işin ciddiyetine varmış, tedirgin ve ürkek olduğunu hissettim. ben artık sadece sikimi nesrinin amcığına geçirmeye odaklanmıştım, en kayifli olan karım gibiydi. bana olan bekaret borcunu en yakın arkadaşının bekareti ile ödemek üzereydi.. karım üzreinde son kalan kilodunu çıkartıp benim üzerimdeki şort ve boxeri çıkarttı ve üçümüzde çırılçıplak kaldık.. sikim çoktan havalardaydı zaten, karım hemen onu avuçlayıp nesrine,
– gel kız orospu, hep merak ediyordun nasıl siki diye, gelde gör nasılmış dedi.

nesrin önüme diz çöktü, sikimi eline aldı, ben karımla öpüşmeye başladım nesrinde elini aşağı yukarı kaydırarak sikimde gezdiriyordu… sonra karımda önüme diz çöktü sikimi yalamaya başladı, nesrinin cesaretlendiğini görebiliyordum. karım biraz daha devam ettikten sonra nesrinin başını sikime doğru bastırdı, nesrin artık okun yaydan çıktığının farkındaydı, ürkek bi şekilde sikimi ağzına aldı, çok fena değildi yalayışı, bende farklı duygular içindeydim. uzun yıllar sonra ilk defa başka bi kadının ağzını sikmekteydim. üstelik karım yanımdaydı… nesrin dilini yarrağımın başında gezdiriyor, ara sıra ufak ufak darbeler vuruyordu. karıma baktım bi an, o da nesrinin amını kurcalamakla meşguldü, yeni traşlandığı bes belli amcığı vıcık vıcık yapmıştı, haydi bakalım vakti geldi dedi sonra nesrinle birbirimize baktık, anladım çok istiyordu bunu. karım bir refakatçi gibi kankası nesrini yatağa yatırdı, bacaklarını ayırdı, bekaretinini bozmam için arkadaşını bana hazırladı, nesrin hazırdı sadece sikimin kızlığını yırtmasını bekliyordu. karım bu anı ölümsüzleştirmek için cep telefonun kamerasını hazırladı, önce sikimi bir iki yalayıp vıcık vıcık olmuş amcığa girişimin videosunu çekmek için yatağın yanına geçti..
şimdi yatakta sadece nesrin ve ben vardım, nesrin bacaklarını araladı olabildiğince ve kollarını enseme doladı. derin bi nefes alıp kendini bana bıraktı, elimde sikimi hafifçe amına sürttün yavaşça içeri girdim, nesrin deli gibi boynuma sardığı kollarıyla sıkıyordu beni, kızlık zarı yırtılmıştı artık karım sessizce video çekiyordu. nesrin kendinden geçti yılların orospusu gibi ohhh geçir ne güzelmiş, sik beni, kanka söyle kocana sert siksin diye bağırıyordu.. bende hiç acımadım nesrine makine gibi gidip geliyordum, zevkten nesrinin gözleri dolmuştu. dakikalarca gidip geldikten sonra nesrinin göğüslerine fışkırttım döllerimi.. nesrin aldığı zevkin etkisiyle kaskatı kasıldı kaldı. hepimiz birer sigara yaktık, karım nesrini banyoya götürdü, bende yatakta olan biteni düşünüyordum, şaşkındım askımda karım en yakın dostunu koynuma sokmuştu. seks üzerine olan sohbet muhabbet ve eylemlerini biliyordum bunu sikiş boyutuna getirecekleri hiç aklıma gelmemiş. kafamda bi dünya sorular cevaplar düşünceler uçuşurken hatunlar geldi, ikiside gayet keyifliydi..
nesrin havalarda uçuyordu, iki kadın hemen üzerime yumuldu, karım dokunulmasından ve emilmesinden çılgına döndüğü memelerini yalatmaya başladı bana, nesrinde sikimi ve taşaklarımı yalıyor, bu sefer yarrağın gerçek sahibi olan karım için hazırlamaya çalışıyordu. iri yarrağımın bi kafasını bi gövdesini bi taşaklarımı yalıyordu. biraz sonra yer değiştirdiler nesrin o mükemmel amcığını ağzıma dayadı hemen yalamaya dillemeye başladım. karımda nesrinin hazırladığı sikimin üzerinde zıplıyordu. nesrinin amı gerçekten çok güzeldi, dolgun etli iç dudakları dışarda ve yumuşacıktı. bi an saçlarıma yapıştı, kafamı amına sokmaya çalışırcasına bastırıyordu, karıma dönerek kalk o yarrağın üstünden, bırak beni siksin, yatağınızın orospusu yapsın beni diye yalvarıyordu. karımında hoşuna gitti bu, ‘lan sen sikişken çıktın kız orospu nasıl dayandın bunca sene?’ dedi karım.. nesrinin hiç cevap verecek hali yoktu çok sikimi içine almıştı. doggy pozisyonunda sikiyordum nesrini, karımda ayağa kalkıp amını nesrinin ağzına dayadı, nesrin dilini karımın amcığında gezdiriyordu.. bu görüntü beni iyice çıldırttı. biraz daha gidip geldikten sonra nesrinin göt deliğine ve kalçalarına boşaldım.
o gece sabaha kadar devam etti sikişmelerimiz.. inanılmaz geçmişti hafta sonu iki gün boyunca iki kadını evirip çevirip siktim..

Nesrin evine döndüğünde yaşananların gayet planlı olduğunu karımın herşeyi nesrinle konuşup ayarladıklarını, nesrinin sadece kendini siktirip kızlığını bozdurmak için geldiğini öğrendim karımdan. ikisinide tebrik ve teşekkür ettim 🙂 tabi ki nesrin her bize geldiğinde altıma girip karılık vazifesini yapıyor bana karşı. karımda çok mutlu bu durumdan…

ileri doğru belki diğer bombalarıda yazarım.
bu ilk grup sikişimizdi ama son olmadı 
Küçük bir atölyede ustayım ve işlerimiz yoğundu. Bir bayan isçi lazımdı. Her yere haber verdik ama nafile. Sonunda annem bir tanıdığının kızını bulmuştu. Kız daha yeni 18 yaşında idi.
Ailesi bana emanet etmişti ve atölyeye hergün beraber gidip geliyorduk. Bir müddet sonra samimiyet başladı. Kızda bir tuhaflik vardı, yani yaşca benden küçük olmasına rağmen, benimle müstechen ve küfürlü konuşuyordu. Onu defalarca uyarmama rağmen değişen bir şey olmamıştı. Zamanla, istemeye istemeye, ben de onunla öyle müstechen ve küfürlü konuşmaya başladım…
Daha sonra dikkatimi çekti, benim başka kadınlarla konuşmama sinirleniyordu, ama emin olun aklımdan kötü bir şey geçmiyordu. Gel zaman git zaman, derken iyice sırnaşır oldu. Ve bir gün “Sen nasıl bir erkeksin, senden erkek mi olur?” deyince, benim sigorta attı “Senin amına bir koyarsam, nasıl erkek olduğumu ozaman görürsün!” dedim.
“Hah işte, benimle böyle konuş!” deyince, sanki yere çakılıp, heykel gibi dondum kaldım öylece ve ne diyeceğimi, ne düşüneceğimi bilemedim. Birkaç saniye sonra kendime geldiğimde, biraz evvelki telaffuz edilen cümleleri, hiç telaffuz edilmemiş gibi kabul edip, işimle ugraşmaya devam ettim…
Yine bir gün buna iş tarif ederken, kaza ile olmuş gibi yapıp, domaldı ve arkasını önüme sürttü. Ben tam “Ya sabır…” çekmeye başlamıştım, bu döndü ve yüzüme bakıp güldü. Artık ipler kopmuştu. Kazandı, yani beni çileden çıkardı. Ve ilk defa o an, ne kadar çekici bir götü olduğunu farkettim ve içimde değişik duygular uyanmaya başladı…
Kendi kendime “Bu kesin sikilmek istiyor! Bu daha bakire’dir, bunu götten bir siksem, aklı başına gelir…” diye düşünmeye başladım. Aklımdan işte tam bunlar geçerken, o akşam fazla çalışmamız gerekti. Mesai bitimi herkes çıkarken, atölyede sadece ikimiz kalmıştık. Son çalışmamı bitirp ayağa kalktığımda, aklım başıma geldi.
Tam fırsatı idi. Bir bahane ile ona yaklaştım, sarılıp onu öpecektim. Ama “Yapma!” dedi, çok korkmuştu. Sanki birden karşımdaki o müstechen ve küfür eden kız kayboldu, bam başkası oluverdi. Hemen toparlandım, çıktık. Yolda nerdeyse ağlayacaktı. Defalarca özür diledim… Kendimden de tiksindim bu arada, ben böyle bir insan değildim…
Aradan bir hafta geçmişti. Yine bir mesai çıkışı onunla yalnızdık. Yanıma geldi ve “Bana o akşam ne yapacaktın?” diye sordu. Ona baktığımda yüzü kıpkırmızı idi. Bu bakışı iyi tanıyordum, canı sikilmek istiyordu! “Gerçekten merak ediyormusun?” dedim. “Evet!” dedi. Elimi körpe götüne koyup okşamaya başladım. Bu arada sikim iyice sertleşmişti. Gittim, kapıyı kapatıp, kilitledim.
Geri dönüp dudaklarına yapıştım, vücudunun her yerini okşayıp avuçluyordum. Heyecandan kalbi bir kuş gibi atıyordu. Sikimi çıkarıp eline verdiğimde, şaşkın gözlerle bakakalmıştı. Sonra eteğini sıyırdım, “Dur, ne yapıyorsun?” dedi. “Sus! Benimle sürekli oynaşıp duruyorsun, artık geri dönüş yok, bugün burda sikecem seni!” dedim.
Bana karşı koyuyordu, beni itmeye çalışıyordu. Amına yapışıp yalamaya başlayınca, kaçışı olmadığını o da anladı. Korku ve heyecanla karışık, amının yalanmasından zevk almaya da başlamıştı. Bunu yere, halının üzerine yatırdım. Kendini kasıp duruyordu. Sikimi tükürükledim ve bacak arasına yöneldim. “Ne oluyor, ne yapacaksın? Ben daha bakireyim, yapma!” dedi.
“Sus ve kendini rahat bırak, korkma kızlığına dokunmayacam, rahat ol…” dedim ve sikimi götünün deliğine dayadım. Kurtulmasın diye de iyice tuttum. “Ne olur gidelim!” diyordu. Sikimin başını dayadıkça kaçmaya çalışıyordu, çaresizce korkudan titreyip duruyordu. Sonunda başını zar-zor da olsa soktum. Bağırmadı ama dudaklarını kanatırcasına ısırıyordu.
Bir süre sikimin başı götünün deliğinde, hiç hareket etmeden bekledim. Sonra çok yavaş git-gel’lere başladım. O hala alışmamıştı, ama onu düşünecek durumda da değildim o an. Git – gel’lerim hızlanmıştı. Acı, korku, çaresizlik ve zevkin bir arada olduğu anı yaşıyordu. Sonra tamamıyla kendini serbest bıraktı. Ben se müthiş bir hırs ve zevkle, hiç bitmesin diye boşalmayı iyice uzatıyordum.
Kız bitmişti iyice, fazla dayanacak gücü kalmamıştı. Bana dediği o “Sen nasil bir erkeksin, senden erkek mi olur?” lafını hatırlatarak, götüne bütün gücümle son bir kez abandım ve müthiş bir şekilde boşaldım. Ayağa kalktım, kolundan tutup onu da kaldırdım. Ama ne ayakta durabiliyor, ne yürüyebiliyor nede oturabiliyordu. Yarım saat sonra yavaş yavaş kendine geldi ve toparlandı. Ardından evin yolunu tuttuk…
Daha sonrası olmadı. Ama gerçekten kendisi kaşınmıştı. Bu itirafimi okuyunca belki bana kızanlar olacak, peki benim yerimde siz olsaydınız ne yapardınız?
Selam arkadaşlar! Fırsat buldukça Kaymak Gibi Sikilen Amlar sitesini gezer hikayeleri okurum. Benim de yakın bir zamanda yaşadığım bir hikayem var… 17 yıllık evliliği olan biriyim. Geçen yıl yan komşumuz, yeni evlenecek bir çifte evini kiraya vermişti. Ancak acilen memlekete gitmesi gerektiği için, anahtarı bize bırakıp, “Evi yeni evlenecek bir çifte kiraladım. Adam evi gördü ama karısı da görmeye gelecek. Bir zahmet geldikleri zaman evi göster…” diye ricada bulunmuştu. Ben de kırmadım anahtarı alıp karıma verdim.
Cumartesi günü idi balkonda oturuyordum. Kiralanacak evin önüne bir araba geldi. Arabadan genç bir bayan indi ki, sanırsınız Tanrı onu yaratmak için tüm zamanını harcamış! Bir kadın bu kadar mı güzel ve alımlı olur! Bir anda çarpıldım. Sülün gibi, boy pos onda, endam onda, güzellik derseniz onda! Rahat bir elbise giymiş olmasına rağmen tüm vücut hatları belli oluyordu. Derken şöför koltuğundan bir adam indi. Sallapati, kılıksız bir adam. Meğerse damat adayı o imiş. Bir adama baktım, bir de gelin adayına baktım, (Bu nasıl bir adalet, bu nasıl bir dünya? Adam gelin adayına hiç yakışmıyor, çirkin, kılıksız, kaba saba bir adam. Nasıl olur da böylesine güzel bir kadın, böyle bir Hanzo ile evlenir?) diye düşünmeye başlamıştım ki, seslenmeleri ile kendime geldim.
Gelin adayı bana sesleniyordu, kadife gibi bir sesi vardı, “Afedersiniz bu evi kiralamıştık, ama sanırım ev sahibi evde yok. Yardımcı olurmusunuz?” dedi. Erkek duruyor yanındaki bayan benimle konuşuyordu. Ben de “Anahtarı bize bıraktı. Sanırım yeni evlenecek çift sizsiniz?” dedim. Onaylarcasına başını salladı. Anahtarı aldım ve aşağı indim, kiralanacak evin kapısını açmak için yanlarına gittim. Müthiş bir parfüm kokusu. Yakından bakınca pürüzsüz bir cilt. Harika bir çift yemyeşil göz. Dolgun etli dudaklar. Tabiri caiz ise, bir içim su! Kapıyı açtım, evi gezmeye başladılar. Ben bu arada kaçamak gözlerle onu süzüyordum. Kendisini süzdüğümün farkına vardı ve “Ev küçük gelir, ama iyi bir komşumuz olacağı kesin. Küçük gelmesine rağmen tutacağız.” dedi. Ben de “Hayırlı olsun. Buyrun bir kahvemizi için.” diyerek yukarı davet ettim. Benim hatuna seslendim, birer kahve yaptı.
Kahvelerimizi içerken de, “Düğün ne zaman olacak?” diye sordum. Gelin adayı isteksiz isteksiz “Yakında olacak… Aslında hiç olmasa daha iyi, ama bir defa evet dedik, geri dönüşü yok. Mecburen olacak artık…” dedi. Ama bunu söylerken de adama sert sert baktı. Adam tam bir öküz! Ne konuşuyor ne karşısındakine bakıyor, hep susuyor. Kahveleri içtik, tuvaleti sordu. Benim hatun gösterdi, tuvalete girdi çıktı. Müsade istediler ve gittiler…
Ertesi günü gelin adayı (Hatice) tekrar geldi. Benim hatun pazara gitmişti, içeri buyur ettim, gelme nedenini sordum. Eve bir kez daha bakmak istediğini söyledi. Ben de anahtarı alıp tekrar kapıyı açtım ve evi gezdirdim. Kendisine evi gezdidirken, neden gönülsüz bir şekilde evlilik yapmak istediğini sordum. O da, aslında başka birini sevdiğini, ama ailesinin vermek istemediğini, bu adamla da aile zoru ile evlenmek zorunda kaldığını ve bu adamın karısından ayrıldığını ve 3 çocuğu olduğunu, zorla verdiklerini falan anlattı.
Biraz kendisini teselli edici sözler söyledim, yakınlık gösterdim. Gözlerinin içi parlamıştı. Zamanı varsa birlikte oturup konuşabileceğimizi söyledim. O da, zamanının bol olduğunu, çünkü nikahlarının kıyıldığını, artık o adamın nikahlı karısı olduğunu, ailesinin birşey demediğini söyledi. Ben de kendisine, “Seni buradan alırsam dikkat çeker, istersen caddede bekle, arabayla gelir seni alırım.” dedim, kabul etti ve ağır ağır caddeye doğru yürüdü. Ben de hemen eve çıkıp üzerimi değiştim ve arabaya binip caddeye çıktım. Hatice yavaş yavaş yürüyordu, arabaya aldım kendisini, baraj gölünün kenarına götürdüm. Yol boyunca hiç konuşmadık, ıssız bir yere gelince arabayı park ettim.
Sağdan soldan konuşmaya başladık. Yavaş yavaş elimi eteğinin altına doğru, bacaklarında gezdirmeye başladım. Hatice önceleri biraz çekinir gibi oldu, ama sonrasında sesini çıkarmayınca, ben daha da ileri gittim. Elimi amına doğru götürdüm, parmaklarım artık amını örten külodunun üzerinde geziyordu. Elimi yavaş yavaş külodunun altına, amına doğru sokmaya başladım. Amının etrafında parmaklarımı gezdirmeye başladım. Amı yanmaya, suyu akmaya, Hatice de inlemeye başlamıştı. Dudaklarına doğru uzandım, alev alevdi dudakları. Dudaklarımız kenetlenmişti, artık dönüşü yoktu! Yavaş yavaş dilimi ağzının içinde dans ettiriyordum, yanıyordu. Dillerimiz, tıpkı dişi kobra ile erkek kobra yılanının dansları gibi, birbirleriyle dans ediyordu.
Elimi elbisesinin altına sokup, göğüslerine doğru uzanmaya başladım. Dudaklarını kurtarıp, “Arka koltuğa geçelim!” dedi ve geçtik. Sol yanımda oturuyordu. Tekrar başladık öpüşmeye. Bir yandan öpüşüyoruz, bir yandan da birbirimizin elbiselerini çıkarıyorduk. Ben bir külotla, Hatice ise sütyen ve külotla kalmıştı. Elini külotumun üzerinden sikime attı. Yavaş yavaş okşuyordu ve “Hayatımda ilk kez bir erkekle bu kadar yakınım ve ilk kez bir erkek siki göreceğim!” dedi. Benim ufaklık 20 cm uzunluğunda ve bir çay bardağından kalın. Elini külotumun içine sokup sikimi avuçlamaya basladı. Ben de sütyenini kopçalarından kurtarıp göğüslerini ortaya çıkardım. Dipdiri göğüsler, uçları fındık iriliğine ulaşmıştı, etrafı pespembe idi. O kadar güzel bir görünümleri vardı ki, ikizlerin başlarına hafif hafif ısırıklar atıyor, dilimle ıslak ıslak yalıyor, mıncıklıyor, avuçluyordum. Hatice’nin iniltileri artık doruğa çıkmıştı…
Boynunu, göğüslerini ve göbek deligini yalayarak, amına doğru indim. Bacaklarını araladım, koltuğa sırt üstü yatırıp, kafamı bacaklarının arasına gömdüm. Amının etrafında dilimi gezdiriyor, bızır’ına hafif ısırıklar atıyor, dudaklarımla da amının dudaklarını ısırıyordum. Hatice ise başımı bastırıp, dilimi amının içine sokmamı istiyordu. Dilimi artık amının içine sokup çıkartmaya başlamıştım, bir yandan da orta parmağımla o hiç ellenmemiş göt deliğini zorluyordum. Dilim amının içindeyken, orta parmağımı da tırnak boğumuna kadar götünün içine sokmuştum. “Beni sikecekse adam gibi bir adam siksin! Beni sen sik, parçala ama o öküz beni bozmasın! Sen boz bekaretimi, amımı parçala, bu am sana feda olsun!” diyor, başını sağa sola çeviriyor, elini ısırıyor, “Sikini sok artık, dayanamıyorum!” diyordu. Yukarı doğru çıkmaya başladım dudaklarımız tekrar kenetlenmişti.
Bir anda elini sikime götürüp, sikimi gövdesinden kavradığı gibi amına sürtmeye başladı. Acele etmemesini söyledim, “Yalamak istermisin?” dedim. “Daha önce hiç yalamadım ki!” dedi. “Dondurma yediğini düşün, tıpkı dondurma yalar gibi yalayacaksın.” dedim. Hatice ürkek ürkek doğruldu, ben koltuğa oturdum, o kucağıma dogru uzandı ve sikime baktı, “Bu ağzıma sığmaz.” dedi. “Sığdırmak istersen sığdırabilirsin.” dedim. Dilini yavaş yavaş sikimin başında gezdirmeye başladı. Dili yanıyordu, dilinin sıcaklığını sikimin başında hissetmiştim. Artık yavaş yavaş ağzına almaya başladı. Sikim yarısına kadar ağzındaydı ve sikimin küçük diline değdiğini hissetmeye başladım. Boşalmam an meselesiydi! “Ağzına boşalabilirim, istermisin?” dedim. Sikim ağzındayken kafasını ‘Evet’ derscesine salladığı anda, bir volkan gibi ağzına patlamıştım. Görmeliydiniz, öyle bir emişi vardı ki, vantuz gibi emiyordu. Son damlasına kadar yuttu, sikimi yalayarak temizledi.
Gözlerini gözlerime dikti gülümsedi, “Sikinin çok güzel bir tadı varmış, artık vazgeçmem!” dedi ve tekrar yalamaya başladı. Sikim yine kazık gibi olmuştu. Artık amının içine girmek istediğimi, dayanamadığımı söylediğimde, “Durduğun hata! Sok! Ne olursa olsun, bu amı sen boz! Sen parçala! Yeterki beni sen sik!” dedi. Yavaş yavaş amına doğru yüklenmeye başladım. Amının suları koltuğa akmış, bacaklarından aşağı süzülmüş, göt deliğine doğru akıyordu. Yavaş yavaş başını soktum. Biraz yüklenince bir çığlık attı ve “Ne olur sokma! Canım yandı!” dedi. Kendisini serbest bırakmasını söyledim. “Canım yanıyor, ne olur ileri gitme!” dedi. Ama dinleyen kim, bir anda yüklendim, yarısından fazlasını sokmuştum. Sikimi geri çektiğimde kıpkırmızı kan olmuştu. Bekareti gitmişti! Tekrar kökledim. Bana öyle bir sarılıp, sırtıma tırnaklarını geçirerek, “Erkeğim! Artık kocam sensin. Bu amı hep sen sikeceksin. Gerdek gecemde de sen olacaksın, gerdeğimi de senle yaşayacağım. Sok! Köküne kadar sok!” diye arabanın içinde inlemeye başlamıştı.
Artık rahat rahat içine girip çıkıyordum, ikinciye boşalmam 15 dakika kadar sürmüştü, ama değmişti. Ben bir kez orgazm olup içine boşaldım, ama o sayısız kez orgazm olmuştu. Her orgazm oluşunda sarsıla sarsıla boşalıyordu. Sevişmenin verdiği heyecanla, gögüslerini ve göbeğinin etrafını morartmisim. Bundan dolayı tedirgin olmuştu, çünkü 4 gün sonra düğünü olacaktı. O gün arabanın içinde 3 saat seviştik ve onu 2 kez amından, 1 kez de ağzından sikmiştim. Artık ne o, ne de ben, birbirimizden ayrılacak halde değildik. Hatice’ye, isterse ev açabileceğimi söyledim. Kocasından ayrılması gerektiğini, ama bunun hemen olmayacağını, ama artık o adamın koynuna girmeyeceğini, ona karılık yapmayacağını, kendisinden uzaklaştıracağını, belki o zaman olabileceğini söyledi. Vay be… Olaya Bak! Bir kez ev görmeye geldi çarpıldım, ikinci gelişinde ise altıma almıştım! Gerçi o bunu, kocası olacak adama inat uğruna yapmıştı, ama o inatla başladığı ilişkiden memnun kalmış ve bana ‘Gerdek gecesi’ sözünü vererek ayrılmıştı benden. Ama nasıl olacaktı, gerdek gecesi beni nasıl koynuna alacaktı?
Kendi eliyle düğün davetiyesini getirmişti iki gün sonra. Yine benim hatun evde yoktu, içeri girdi, gözlerinin içi gülüyordu. Kapıyı kapattım ve hemen Hatice’yi duvara yaslayıp dudaklarına yapıştım. Karşı koymaya çalıştı ama bir kere ok yaydan çıkmıştı. Eteğini yukarı doğru sıyırdığımda, “Ne olur yapma. Bırak gideyim. Sana söz veriyorum gerdek gecemde yine senin olacağım, ama bugün yapma!” diye yalvarmaya başladı. “Peki, 2 gün sonra düğünün olacak, o zaman gerdekte nasıl beraber olacağız?” dedim. “Gerdeğimiz düğün günü olmayacak, düğünden sonra olacak, çünkü düğünden sonra ben babamın evinde kalacağım, 3 gün sonra buraya geleceğim.” deyince, ben de, “Seni sikmeden bırakmam Hatice. O günden beri aklımdan hiç çıkmıyorsun! Bu gün seni sikecem!” dedim.
“Ama kesinlikle amıma girme, adetim başladı! Ağzıma alayım, arkadan vereyim, ama amıma girme!” dedi. “Tamam.” dedim, duvara yönünü çevirdim, ellerini duvara dayadım. Hiç sevişme falan yapmadan, kazık gibi olmuş sikimi göt deliğine dayadım! “Ne olur krem falan sür, bir şeyler yap, canım yanıyor!” diyor başka bir şey demiyordu. “Hayır, seni böyle sikeceğim!” dedim. Sikimin başını biraz tükürükledim. Parmaklarımı da tükrüküleyip göt deliğine doğru sürdüm. Zorlaya zorlaya başını soktum. Elimle de ağzını kapattım ki kimse çığlığını duymasın diye. Ve öyle bir yüklendim ki, yarısından fazlasını soktum götüne. Hatice bir anda yere yığılacak gibi oldu, sesi kesildi. Duyduğu acıdan dolayı kendinden geçmisti. Ellerimle kasıklarından tutarak kendime doğru çektim, sesi çıkmıyordu. Koltuğa doğru, sikim götünde, sürükleyerek götürdüm ve koltuğun kenarına başı gelecek şekilde bıraktım. Sikimi çektiğimde, sikim kan içindeydi. Götü kanıyordu…
Hemen banyoya girdim, sikimi yıkadım geldim. Hatice’nin götünden epeyce kan akmıştı. Kanayan yeri sildim, koltuğa uzattım. Göt deliğine epey bir parça pamuğu parmaklarımla soktum. Biraz sonra kendine gelmeye başlamıştı. Sesi çıkmıyor ve kızgın kızgın bana bakıyordu. Sadece, “Bunu yapmamalıydın. Sana güvenmiş bekaretimi vermiştim, oysa sen beni mahvettin!” dedi. Gitmek için ayağa kalktı, ama yürüyemiyordu. Biraz daha oturdu ve dinlendi. Sonra kalkıp, bitkin bir vaziyette, götünü tutarak gitti…
Düğününe gittiğimde gördüm, ayakta zor duruyordu. Büyük hasar vermiştim ona.
HATİCE BENİ AFFET!
Slm arkadaşlar ben Adanadan Kenan. sex hikaye sitesinde, Eniştesiyle sikişen Baldız hikayelerini okuyunca, ben de baldızımı nasıl siktim, onu yazmaya karar verdim. Ben ailenin tek okuyanıyım. Gençliğimde çok çapkındım. Çok am siktim. Övünmek gibi olmasın ama benim yarak oldukça büyüktür. Köyde benim yarağı yiyen bir daha vazgeçemiyordu. Eşim ve baldızımla aynı köyde büyüdük. İşimiz sebze meyve yetiştirmek olduğundan, gençliğim de hep köyde tarlada geçti. 32 yaşımda evlendim. Baldızım 24 yaşında, esmer, kısa saçlı, beyaz tenli, 1.70 boyunda, kahve gözlü, oldukça küçük göğüslü, seksi bir kız. Baldız Adanaya geldikçe bana hep asılır, her fırsatta vücudunu sergilerdi. Gezmeyi ve içki içmeyi çok severdi.
Bir haftasonu köye gittik, kaynanamda kalıyorduk. Kaynanam biraz rahatsız olduğundan eşim çocuğumuzla birlikte annesiyle evde kaldı, ben baldız ve yeğenlerle gezmeye çıktık. Nehir kenarında gezerken, baldız ve yeğenleri, “Suya girelim.” dediler. Hiçbirimizde mayo yoktu. Ben de kilotla suya girince herşey ortaya çıkar, benim malafat belli olur, yeğenlere ayıp olur düşüncesiyle, “Girmeyelim.” dedim. Oturduk piknik yaptık, top oynuyorduk. Baldız topu yanlışlıkla nehire atınca, ben de soyunup, sadece kilotla suya girdim ve topu tuttum. Baldız bana, “Bak suya girdin bile enişte.” diyerek, çocuklara da, “Haydi biz de girelim.” dedi. Yeğenler kilotla, baldız altında şalvar ve üstünde beyaz atletle girdi suya. Suda oynamaya başladık. Aman Tanrım, baldızın içinde sütyen yok, göğüsler taş gibi, fındık gibi memeuçları atletin altında dimdik belli oluyordu. Benim yarak anında kazık gibi olmuştu. Fırsat bu fırsat dedim kendi kendim, suda oynarken fırsat buldukça çaktırmadan baldızın göğüslerine ve amına elbisesinin üstünden el attım. Baldız olayın farkındaydı ve halinden memnundu, zevk alıyordu. Biraz daha suda kaldıktan sonra çıkmaya karar verdik. Tabi en son ben çıktım sudan, benim yarağı zorla indirebildim. Sudan çıktım. Ben giyinirken baldız hep benim yarrağı seyrediyordu…
Tatil bitmek üzereydi, kaynanam hasta olduğundan eşim bir süre daha annesinde kalacaktı. Baldız, “Enişte Adanada bana bir iş ayarla, çalışmak istiyorum.” dedi. Ablası ve annesi onay vermişti. “Hemen mi?” dedim. Baldız, “Olursa hemen…” dedi. O anda aklıma ilk gelen şey, baldız içmeyi gezmeyi çok sevdiğinden, mutlaka kendini birilerine siktirmiştir diye düşünmek oldu, baldızı Adanaya götürüp ben de sikecektim. Hemen Adanaya arkadaşlarıma telefon açtım, “Baldızıma uygun bir iş varsa bana dönün, ama mutlaka çaktırmadan dönün.” dedim. Öğleden sonra döndüler, tabi iş yoktu. Ama ben, “Var.” deyip, öğleden sonra hazırlanıp, baldızla çıktık yola.
Baldızım yine çok seksi giyinmişti. Arabada baldızla sohbete başladık. Aramızda sohbette sınır yoktu, seksi konular, seksi fıkralar anlatarak geliyorduk. Yolda baldıza, “Bira içermisin Baldız?” diye sordum. Baldız, “Tuborg alkollü olursa içerim…” dedi. Başka içmezdi. Bir benzinlikte durdum, ikişer tane aldım, içerek yola devam ettik. Adanaya geldik. Baldız bana, “Enişte ilk defa seninle baş başa kaldık, kafaları çekelim, felekten bir gün çalalım.” dedi. Akşama doğru köyü aradık, “Sağ salim geldik, merak etmeyin.” diye. Sonra oturduk bir kafeye, içmeye başladık. Kafede biraz daha oturup içitikten sonra eve gitmek için kalktık. Baldız, “Yanımıza kola, çerez ve çikilota alalım enişte, evde Viski içeriz…” dedi. Bizim evde sürekli Viski bulunurdu, Baldız bunu biliyordu.
Eve vardık, balkona oturduk. Balkonda baldızla hem Viski içiyor, hem Tavla oynuyorduk. Birbirimize seksi fıkralar anlatırken, ben sürekli baldızımı seyrediyor, göğüslerine ve bacaklarına bakıyordum. Baldız bakışlarımı farketmiş olmalı ki, “Üstüme rahat bir şey giyip geleyim enişte…” dedi. İçeri gitti, kısa bir şort, üstüne bir atlet giymiş (Sütyen yok!) geldi. Tavla oynarken o küçücük göğüsleri tam gözüküyor, beni deli ediyordu. Baldız göğüslerine bakışlarımın farkındaydı, ama umursamazmış gibi duruyor, beni tahrik ediyordu. “Baldız, hiç erkek arkadaşın var mı?” dedim. “Yok… Biz senin gibi çapkın değiliz enişte, daha kızım.” dedi. Viskileri de içmişiz, kafalarımız çakır olmuştu. Balkondan kalktık, içeri geçtik. Baldız Çekyata uzandı, “Perdeleri çek enişte…” dedi. Perdeleri çektim, “Ben de üstümü değişeyim…” dedim, içeri geçtim. Şortu kilotsuz giydim, üstüme bir şey giymedim, içeri geçtim oturdum. Baldızımı seyrederken benim yarak kazık gibi oldu. Baldız farkındaydı, “Şöyle yanıma otur da, birer sigara yakalım enişte…” dedi. Sigaralarımızı içerken, baldızın memeuçlarının sertleşmiş olduğunu görünce çıldırdım. Dayanamadım, “Bakıyorum da baldız, Tanrının verdiği güzelliği cömertçe sergiliyorsun!” dedim. Baldız da, “Nihayet farkına vardın enişte, teşekkür ederim…” deyip yanağıma bir öpücük kondurdu…
Ben kendime hakim olamadım ve baldızın kaymak gibi bacaklarını okşamaya başladım. Baldızım çok rahattı. Elimi tuttu amının üzerine götürdü, amını okşamamı istiyordu. Şortunun üzerinden amını biraz okşayınca, amının ıslandığını hissedebiliyordum. Hemen baldızın göğüslerine ve dudaklarına sırayla yumuldum. Baldızım, “Bir itirafta bulunacam enişte, ablamla sikişmelerinizin tüm detaylarını biliyorum, ablam hep anlatır bana, ablamın amını çok güzel yalarmışsın, benim amımı da yala enişte…” dedi. Ben artık dururmuyum, hemen baldızı muz soyar gibi soydum, çok muhteşem vücudu vardı baldızın, erkek eli değmemiş, gün yüzü görmemiş. Deliler gibi sevişmeye başladık, baldız korkunç ateşli sevişiyordu. Baldızı 69 pozisyonuna getirdim ve o küçük amını yalamaya başladım, benim yarağı da ağzına verdim. Delirmiştik. Baldızın amını yalarken kalçası açılıp kapanıyordu. Heyecandan dayanamaz olmuştum, baldızı sırtüstü yatırdım göğüslerine yumuldum. Bir taraftan da yarağımı baldızın amına sürtüyordum. Baldız beni kendine çekiyor, “Hadi artık gir amıma, senin olmak istiyorum enişte!” demeye başladı. Çekyat berbat olacaktı, baldız ‘Daha kızım’ demişti. Baldızı kucaklayıp yatak odasına götürdüm, yatağa attım ve tekrar yumuldum. Baldız amına yarağımı sürtmekten delirmiş, “Amıma sok yarağını enişte!” diye inliyordu. “Baldız bak bakiresin, sonra pişman olma!” dedim. “Enişte ben bunu 3 yıldır istiyorum!” dedi…
“Benden günah gitti…” deyip, baldızın amını biraz daha yaladım. Baldızın bakire amı sırılsıklam olmuş, tam kıvamındaydı. Baldızın bacaklarını aralayıp, yarağımın kafasını amının ağzına yerleştirdim. Son bir kez sordum baldıza, “Eminmisin?” diye. Baldız, “Offf be enişte, delirtcen mi beni, sok artık!” deyince, buna bir kökledim ki, yarısı girdi. Baldız, “Yandım Anammmm…” diye bağırarak sırtıma tırnaklarını geçirdi. Artık geri dönmek olmazdı, tamamını kökledim baldızın amına. Baldız kendinden geçti, bayıldı. Amından kanlar akıyordu, bozmuştum kızlığını. Kalktım kolonya getirdim, kolonya ile baldızı ayılttım. Baldız kendine gelip oturunca, boynuma sarıldı, “Enişte bundan sonra benim de kocamsın…” diye öpüyordu. Baldızı kucakladım doğru banyoya götürdüm, amındaki ve bacaklarındaki kanları yıkamak için. Banyoda baldız “Canım biraz yanıyor, ama bir şey anlamadım enişte.” diyerek benim malafata sarılıyordu. Baldızı banyoda sikmek istedim, ama baldız “Birazdan yatakta tadına vara vara yemek, zevkle sikişmek istiyorum enişte.” dedi…
Yıkandık, kuruladık salona geçtik, birer sigara yaktık, birer duble Viski doldurduk ve içmeye başladık. “Enişte canım çok yandı, çok bağırdım mı?” diye sordu. Ben de, “Eh işte, olur okadar…” dedim. Sigaralarımızı içince tekrar yatakodasına geçtik, yatağa uzandık. Baldız hemen benim yarağa sarıldı yalamaya başladı, korkunç emiyordu. Ben de baldızın amını yalayarak bunu sikişe hazırladım. Yarağımı amına yavaşça sokup, baldızı sikmeye başladım. Aradan 5-6 dakika geçmeden baldız zevkten inlemeye, tıslamaya başladı. Baldızın amına gidip gelirken deliriyordu. Ben amına biraz hızlı sokup çıkarınca, baldız dayanamadı ve bağırarak boşaldı. Baldızı ters çevirip domalttım, niyetim daracık götünü de sikmekti. Ama baldızım, “Arkamdan başka sefer yap enişte, aynı gün hem önden hem arkadan almaya dayanamam…” dedi. Ben de, “Tamam!” deyip, arkadan baldızın kutu gibi amını sikmeye devam ettim. Omuzlarından tutup, amına köküne kadar basıyor, gidip geliyordum. Baldız birkez daha boşaldı. Tedbir almamıştık, boşalacaktım, hemen yarağımı amından çektim ağzına verdim. Ağzına boşalınca baldızın midesi bulandı, ama buna da alışacaktı, hepsini yutturdum…
Salona geçtik, birer ‘Orgazm sonrası sigarası’ yaktık. “Baldız sen biriyle evlenirsen eğer, benimkinden büyük bir yarak bulman lazım, değilse zevk almazsın!” dedim. Baldız da, “Seninkinden büyük yarak nerden bulacam, canım yarak istedikçe seninkini yerim, artık benimde kocamsın…” dedi. Sonra tekrar banyo yapıp yatak odasına geçtik. Sabaha kadar korkunç seviştik, sabaha kadar baldızı her pozisyonda siktim. Bende de, onda da hal kalmamıştı. Karı koca gibi birbirimize sarılarak yattık, uyuduk…
Ertesi günü kalktığımızda, baldıza, “İş meselesini hiç sormuyorsun?” deyince, baldız gülerek, “Ne işi enişte? Sen birşeyler ayarlarsın…” dedi. Baldızın iş meselesi, kendini bana siktirmekmiş. “Enişte köyde dayanamıyordum artık, eğer beni Adanaya getirip sikmeseydin, evden kaçıp ilk bulduğum birine siktirecektim kendimi!” dedi. Kahvaltıdan sonra hemen gidip nöbetçi eczaneden ‘Doğum Kontrol Hapı’ aldım geldim, dışarı boşalmak bana zevk vermiyor. Baldız annesine telefon açıp, “İş arıyoruz…” diyerek bir hafta daha kaldı. Bu kaldığı sürede baldızla hergün ateşli sikişmelerimiz oldu. Baldızı o daracık götünden de siktim. Ablası köyden gelince baldızı yolladık köye annesinin yanına. Altı ay sonra kaynanam ölünce, baldız hepten bizde kalmaya başladı. Baldızı kendi çalıştığım işyerine aldırdım, artık baldızla sabah akşam birlikte oluyorduk. İşyerinde öğlen yemek arasında, arabaya atlıyor, yemeği deniz kenarında arabada yeyip, bir posta da sikişip, öyle dönüyoruz işyerine. Baldızımı hergün sikiyorum artık…