Articles by "Kaynıma Kendimi Siktirdim"
Kaynıma Kendimi Siktirdim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Slm. ben Selma, 24 yaşında, bakımlı, oldukça güzel sayılan, evli bir kadınım. Türkiyede kocamla görücü usulu ile evlendik ve Almanyaya gelin geldim. Şu anda 2 yaşında bir çocuğumuz var. Kocam 35 yaşında ve kendine ait işyeri var, kardeşiyle beraber çalışıyorlar. Önceleri kocamla sex hayatımız muhteşemdi. Söylemesi ayıp, her akşam yatmadan önce sikişirdik ve sabah kalktığımızda sikişmeden işine gitmezdi. O beni, ben onu doyururdum. Son bir senedir kocam bana karşı çok soğuk davranmaya başladı, artık benden zevk almıyor gibi geliyordu bana. Ne zaman sikişmek istesem, şuram ağrıyor, buram ağrıyor gibi bir bahane uyduruyor, beni ihmal ediyordu. Çoğu zaman kendi kendimi tatmin ediyordum, ama bu bana yetmiyordu. İçimde kocamın sikini hissetmeye alışmıştım.
Son bir senedir, işlerinden dolayı devamlı seyhat etmeye başlamıştı kocam. En azından ben öyle zannediyordum. Taki yanında çalışan, bebek yüzlü, taş gibi sekreter kızı görünceye kadar. Kocam beni sekreteriyle aldatıyor diye şüphelenmeye başladım. Fakat yüzde yüz emin değildim, işin gerçeğini kocamın kardeşinden, yani kaynımdan öğrenmeye karar verdim. Kaynım daha bekar, 18 yaşında ve gerçekten yakışıklı bir delikanlı. Yine haftasonu, yine kocam evde yok, tabiki işi gereği seyahatte. Sekreteriyle kimbilir nasıl sikişiyorlardır şimdi, nasıl yalıyordur bebek gibi sekreterinin taze amını. “Oğlum ateşlendi, doktora götürelim.” diye kaynıma telefon ettim ve gelmesini söyledim. Kaynım da “Hemen geliyorum yenge.” deyip kapadı telefonu.
Kayınım 5 dakika geçmeden geldi, ama içkili idi. “Ne oldu yenge?” deyince “Çocuğun ateşi vardı, korktum doktora gideriz diye aradım.” dedim. “Tamam yenge, hemen.” dedi. O sırada oğlum uyuyordu, ateşine baktım, “Uyumuş, biraz bekleyelim, ateşi de hafif düşmüş gibi.” dedim. “Tamam yenge.” dedi geçti koltuğa oturdu. Konuşmaya başlamıştık, ben direk konuya girdim, “Abin beni aldatıyor!” dedim. Kaynım “Olur mu yenge, hayır yok öyle birşey.” falan dediyse de, ben zarf attım, her şeyi bildiğimi söyledim. Biraz daha üsteleyince kayınım ağzından baklayı çıkardı, “Valla anlamıyorum abimi yenge, evde mis gibi karısı varken, yapmaması lazım ama yapıyor işte…” dedi. “Ne zamandır aldatıyor abin beni?” dedim, “O kızı sekreter olarak işe aldığından beri…” dedi.
“Peki ben ne olacam? Ben de kadınım, benim de isteklerim var. Valla birini bulup, ben de abini aldatacam.” dedim. Kayınım şok olmuştu, “Sen ne diyorsun yenge? Kendinde misin?” deyince, ben de, “Evet, gayet kendimdeyim. Benim neyim eksik? Abin sekreteriyle gününü gün ederken, ben nolucam? Biliyormusun, abin bana yaklaşmayalı dört ay oldu. Yani tam dört aydır sikmedi beni!” dedim. Kayınım ben öyle açık konuşunca biraz utandı ve başını önüne eğdi, “Yenge valla kafam almıyor, harika bir kadınsın, hiç bir erkek sana hayır diyemez, neden abim böyle ben de bilmiyorum.” dedi. Ben ağlamaya başladım. Kayınım yanıma geldi oturdu, “Yenge ağlama.” deyip başımı omzuna dayadı, saçlarımı okşamaya başladı. Vücudunun sıcaklığını almıştım, mis gibi parfüm ve erkek kokusu beni delirtiyodu.
Bir an gözüm kaynımın pantolonuna takıldı, siki kalkıyordu. Dayanılmaz bi şekilde tahrik olmuştum, amımın suyu nerdeyse dışarı akcaktı. Kaynımla birden göz göze geldik ve ardından dudaklarına yapıştım. Kaynıma, “Beni eller sikeceğine senin sikmeni istiyorum!” dedim. Kaynım titriyor, kekeleyerek, “Yenge… Abime karşı ayıp olur…” diyordu sadece. Kayınımın konuşmasına fırsat vermeden, “Sus ne olur, amcığım yanıyor zaten. Hadi yengenin ateşini söndür!” diyerekten deli gibi öpüyordum kaynımı. Kayınım iyice mayışmıştı. Elimi fermuarına atıp pantolonundan sikini çıkardım ve hemen ağzıma aldım. Kaynımın yarağı yaladıkça büyüyordu. Deli gibi yalıyordum. Kaynım artık bırakmıştı kendini, elini memelerime attı ve “Biliyormusun yenge, seni sikmeyi nezamandan beri istiyordum, gözüm hep sende olurdu. Abim seni nasıl sikiyor diye düşünürdüm hep.” dedi. Ben de, “Yengen kurban olsun sana, al işte düşünme, sik beni, seninim, koçum benim…” diye kaynımı kendime çektim.
Kaynım eşofmanımı yırtarcasına çıkardı. Külodum amcığımın sularından iyice ıslanmıştı. Külodumu da çıkardı ve dilini gömdü alev gibi yanan amcığıma. Delice yalıyordu amcığımı. Ben de kayınımın saçlarını okşuyordum. Kayınım diliyle harikalar yaratıyor, inletiyordu beni. Çocuk inlemelerimi duyabilir ve uyanabilirdi. Kaynımın dilini amcığımdan zor ayırabildim, bırakmak istemiyordu yalamayı. “Hadi canım, yatak odasına geçelim.” dedim. Beni kucakladığı gibi yatak odasına götürdü. Yatağa uzatmıştı beni ve kendisi soyunuyordu karşımda. Güçlü omuzları, atletik yapısı vardı kaynımın. Soyunup yanıma gelince, ben hemen sikini kaptığım gibi emmeye, yalamaya başladım. Kayınım iyice kendinden geçmiş, gözlerini kapatarak, “Yenge sen bir harikasın… Yengem benim, seni seviyorum. Ohhhhh…” diye sesler çıkarıyordu.
Kaynımın siki iyice kıvama gelince önüne domaldım. Ben gözlerim kapalı, kaynım sikini sokacak amcığıma diye beklerken, kaynım yine ağzını gömmüştü amcığıma. Harika birşeydi bu, fakat daha fazla dayanamıyordum, “Sok canım, lütfen sikini sok artık, yengen yanıyor, sokta bitsin bu işkence!” dedim. Kaynım arkamda yerini aldı, sikini amcığıma yavaşca itekledi. Sikinin başı amcığıma girince, elimde olmadan, “Ohhhh…” demişim. Sikilmeyi özlemişti amcığım. Çok mutluydum. Kaynım yüklenmeye başlayınca iyice çıldırıyordum artık. Kaynım deli gibi sikiyordu beni. Kaynım amcığımı siktikçe, benim inlemelerim ve kalçama değen taşşak sesleri yatak odasında yankılanıyordu. Amımın suları akıyor, peş peşe orgazm oluyordum. Kaynım iyice hızlanmıştı, “Yenge geliyorum…” deyince, “Boşal koçum, sırtıma boşal!” dedim. Kaynım sikini amcığımdan çıkarmasıyla, kalçama, belime ve sırtıma fışkırttırması bir oldu. Bacakları titriyodu, boşalması bir iki dakika kadar sürdü.
Ben hemen duşa koştum, temizlenip geldim, kayınımın yanına uzandım. Kaynım sigara yakmıştı, sigarası elinde, tavana bakıyordu. Kaynımı dudaklarından öptüm ve “Hoşuna gitti mi? Beğendin mi?” dedim. “Beğenmek ne kelime yenge, bayıldım. Çok tatlı amcığın var, yalamaya doyamadım yenge.” diyerek öpüyordu beni. Sigarası bittikten sonra kaynımın baş ucuna geçtim, yüzüne çömelerek am ve göt ağzına gelecek şekilde verdim. Kaynım deliriyor, amcığımı ve göt deliğimi kemiriyordu. O gece sabaha kadar deli gibi sikiştik kaynımla.
Artık kocam beni aldatıyor diye hiç üzülmüyorum. Kocam nezaman sekreteriyle seyhate gitse, hemen kaynımı çağırıyorum ve sabahlara kadar çılgınlar gibi sikişiyorum. Kocam da sekreteriyle ne hali varsa görsün, genç kaynımla sikişmek fazlasıyla yetiyor bana.

Selamlar, adım Tuğba. 19 yaşında, 1.63 boyunda, 48 kiloda, sarışın, mavi gözlü, fındık burunlu, kalın dudaklı, alımlı bir kadınım. Bundan 1 yıl önce görücü usulüyle, benimle bir boyda, 39 yaşında, şişman, kel, kaba saba ve çirkin bir adamla, sırf çok zengin olduğu için evlendirildim ve Bursa’ya gelin gittim. Kocam, cinsel anlamda tam bir felaketti. Sadece onun işi görülene kadar yataktaydık. 

Zaten siki de küçüktü (olsa olsa 10-12 cm kadar anca var). Evlendikten sonra orgazm nedir hiç bilemedim. 

Genç kızken, kızarkadaşlarımızla birbirimize, fantazilerimizi yaşamış gibi anlatır, neşelenirdik. Evlendikten sonra o günleri düşünür, arkadaşlarımın anlattıkları hikayeleri hatırlamaya çalışır ve elim amımda kendimi tatmin etmeye uğraşırdım. Ancak kocamın kıl yumağı gibi vücudu aklıma gelir ve herşey berbat olurdu. Evlilik yıldönümümüzde en seksi kıyafetlerimi giymiş ve kocamın işten gelmesini beklemeye başlamıştım. Kararlıydım, kocamı azdırıp beni sikmesini sağlayacak, en azından bu gece ben de tatmin olacaktım. Ancak kocam telefonla aradı ve gelemeyeceğini, işleri için 2 günlüğüne İzmir’de olacağını haber verdi, kaynım Serhat’ı da bana gözkulak olsun diye eve yolladığını söyleyip kapadı telefonu. Evlilik yıldönümümüzü bile unutmuştu öküz! Sağlık olsun dedim kendi kendime. 

Kocam telefonu kapadıktan yarım saat kadar sonra Serhat geldi. Ben buarada üzerimi değişmiş, tekrar günlük kıyafetlerimi giymiştim. Serhat’a kapıyı açtım ve toklaştık. “Merhaba yenge, naaber?” dedi. “İyiyim yengeciğim, sen nasılsın? Hoşgeldin!” diyerek karşıladım kaynımı. Serhat, 1.80 boylarında, body sporu yapan, 25 yaşında, bekar bir gençti. Kocam İzmir’den dönene kadar, ben yalnız kalmayım diye bizde kalacaktı. 

Saat gece 21:00 civarı Serhat’ın odasını hazırladım ve “Serhat odan hazır, istediğin zaman yatabilirsin, ben 10 dakikalığına bir komşuya uğrayacağım!” diye seslendim. Serhat kocamın bilgisayar odasındaydı. Ses gelmeyince yanına gittim. Kulağında kulaklık, bigisayardan müzik dinliyordu. Kulaklığı çıkardım ve tekrar odasının hazır olduğunu, komşuya gidip geleceğimi söyledim. “Tamam yenge, sağol!” diyerek bana göz kırptı ve gülümsedi, kulaklıkları yine taktı. Ben de komşuya gittim. 10 dakikalığına diye çıkmıştım evden, ama 2 saat kadar oturmuşum Hayriye hanımla. Saat 23:00 gibi tekrar eve geldiğimde Serhat yatmıştı. Ben de odama çekilip uyudum. 

Bir ara uyandım, saate baktım, gecenin 02:30’unu gösteriyordu. Açlıktan midem kıyılmıştı, mutfağa iki lokma birşeyler atıştırayım diye odamdan çıktım. Kocamın çalışma odasının kapısına yaklaştığımda bilgisayarın monitoründen ışık vuruyordu koridora. Kapıya biraz daha yaklaştım, tahmin ettiğim gibi Serhat bilgisayar başındaydı. Yarı çıplaktı, boxerla oturuyordu ve sırtı kapıya dönüktü. Hafifçe kafamı kapıya doğru uzattığımda, bilgisayarda porno izlediğini farkettim. Kulaklıkları yine takmıştı ve benim geldiğimin ve onu izlediğimin farkına bile varmamıştı. Koridorda, bilgisayara sadece 1,5 metre uzaktan, ben de onun izlediklerini izlemeye başladım. Gördüklerim beni fena etkilemişti, amım birden sırılsıklam olmuştu. Elim bacaklarımın arasında, koridor duvarına dayanmış halde amımı okşuyordum. Bir süre sonra sırtım duvara dayalı, yere oturacakmışım gibi bir vaziyette aşağı kayarak gözlerim kapandı ve titreyerek orgazm oldum... 

Ama tam o sırada Serhat kulaklığı çıkarmış ve orgazm olurken çıkardığım iniltileri duymuş, kapının ağzında dikilmiş, beni izliyormuş. Gözlerimi açıp Serhat’ı farkettiğimde hemen toparlandım, “Ben... ben mutfağa gidiyordum... birşeyler atıştıracağım, sen de istermisin Serhat?” diyebildim kekeleyerek. Başını hafifçe salladı, yüzünde hin bir tebessüm vardı. Mutfağa girdiğimde (Ne yapacağım ben şimdi?) diye düşünüyor, bir yandan da telaşla birşeyler hazırlamaya çalışıyordum. Ama inanın ne hazırladığımı ben de bilmiyordum. Serhat sessizce gelip arkamdan sarılınca, elimdekiler fırladı elimden ve bir çığlık attım. Serhat belimden sımsıkı tutmuştu. Kulağıma eğilip, “Korkma yenge, benim!” diye fısıldadı. “Serhat ne yapıyorsun sen? Kendine gel!” diyerek itmeye kalksam da, mümkün değildi, çok güçlüydü... 

Boynumu öpmeye başladığında, kalçalarım arasındaki sertliği farkettim. Çok korkuyordum, “Serhat lütfen yapma, ne yaptığını bilmiyorsun sen!” desem de faydası yoktu. “Abim seni tatmin etmiyor mu da, mastürbasyon yapıyorsun yenge?” dedi bana. Korkuyla birlikte müthiş bir heyecan dalgası kaplamıştı içimi, çünkü arkamdaki sertliğin çok büyük olduğunu hissedebiliyordum. “Beni mi sikeceksin Serhat? İstediğin bu mu?” dedim. Cevap bile vermeden beni kucakladığı gibi yatak odasına götürdü. Sırtüstü yatağa yatırdı, geceliğimin eteklerini yukarı sıyırdı, bir çırpıda külodumu çekip çıkararak, ağzını amıma gömdü. Artık itiraz edemiyor, sadece o anın tadını çıkarıyordum. Dudaklarını amımın dudaklarıyla birleştirmiş, deli gibi emiyordu. Sadece amımı yalayıp emerken 2 kez boşalmıştım. O arada geceliğimi de fora etmiştim. İlk kez kocamdan başka bir erkeğin karşısında çırılçıplaktım... 

Kafasını amımdan kaldırdığında, ağzı yüzü amımın sularıyla sırılsıklamdı. Bana, “Olduğun gibi kal!” diyerek yatakodamdaki banyoda ağzını yüzünü yıkayıp geldi. Ancak boxerini henüz çıkarmamıştı. “Hadi çıkar şunu!” dedim gözümle boxerini işaret ederek. Kolumdan tutup ayağa kaldırdı beni, dudaklarıma yumuldu. Harika öpüyordu. Ateş yine basmıştı vücudumu. Bana, “Sen çıkaracaksın onu!” diyerek omuzlarımdan bastırdı. Sikini ağzıma almamı istiyordu besbelli. Bunu kocam da çok isterdi, ama ben kocama bunu yapmayı sevmiyordum. Serhat'in göğsünü öpüp yalamaya başladım, ordan da aşağıya, beline kadar indim. Yarağı boxeri yırtıpta çıkacak kadar zorluyordu. Boxeri aşağı sıyırdığımda, kocaman birşey yüzüme çarpmıştı. Gözlerim yuvalarından çıkacaktı. Belki vücuduna oranla sikinin boyu çok büyük değildi, ama ben böyle birşeyi daha önce canlı canlı hiç görmemiştim... 

Serhat kafamı sikine doğru bastırdı, “Ağzına al yenge!” dedi. Ağzımı açabildiğim kadar açtım, ama yarısı ancak girmişti ağzıma, onu aldığımda da öğürmeye başlamıştım. Ağzımdan çıkarıp, “Serhat bu çok büyük, alamıyorum!” dediğimde, “Alırsın yenge, alırsın!” diyerek tekrar başımı sikine doğru bastırdı. Alabildiğim kadarını ağzıma almış, biraz da alıştıktan sonra emmeye başlamıştım. Hiç sesi soluğu çıkmadan ağzımdayken boşaldı hınzır. Ben kalkıp banyoya fırladım ve kusmaya başladım. Serhat ise beni izliyor ve kahkahalarla gülüyordu. Geri döndüm, “Serhat, bak bu yaptıklarımız ilk ve sondu! Sakın bir yerlerde anlatma, rezil oluruz valla!” dedim ve giymek için külodumu aldım yerden. Ama Serhat külodumu elimden alıp kenara fırlattı ve “Daha işimiz bitmedi yenge! Abimle evlendiğinizden beri onun seni doyuramadığını biliyorum. Seni abimin hiç sikmediği gibi sikeceğim!” deyip beni kendine çekti, dudaklarıma yumuldu... 

Dudaklarımı koparacakmış gibi öperken nefesimi kesmişti. Bir eliyle belimden çekerek beni kendine yapıştırmış, diğer eli de götümün yanaklarını avuçluyor, yoğuruyordu. Artık ben kendimi salmıştım ve karşılık veriyordum. Ayakta çılgınca öpüşmeye başladık. Serhat'ın güçlü kollarında sıcakta eriyen tereyağı gibiydim. Vücutlarımız ter içinde kalana dek öpüşüp seviştik. Bu arada tüm korkularımı ve kaygılarımı unutmuş, açılmaya başlamıştım yavaş yavaş. Yatağa uzandım ve “Hadi aslanım, söndür yengenin ateşini, yanıyorum!” dedim, iniltilerle Serhat’ı kolundan tutarak yatağa çektim... 

Serhat yine dudaklarıma yapıştı. Kalın etli dudaklarım onu çok çekiyordu. “Dudaklarına dünyaları veririm yenge!” diye mırıldandı. Sonra boynuma, ordan da göbeğime indi. Bu arada elleri boş durmuyor, kocamın nerdeyse hiç dokunmadığı göğüslerimi mıncıklıyordu. Avuçlarında kaybolup gidiyordu göğüslerim. Amıma indiğinde, ben bir kez boşalmıştım bile. Diliyle amımı sırılsıklam edene dek yaladı ve amımı emmeye başladı. Bir ara dudaklarını amıma dayadı, resmen amımla öpüşüyordu. Müthiş zevk alıyor ve inim inim inliyordum. Doğrulup bacaklarımı iki yana araladı. Bu defa yarağını ağzıma hiç almamıştım, ama yarağından zevk suları gelmeye başlamıştı. Yarağının başını amıma dayadığında sanki amımda bir yumruk var gibi geldi. Ben daha, “Lütfen yavaş sok Serhat, abinin siki bamya kadar bile değil...” diyene kadar, amıma soktu yarağını. İlk girdiğinde sadece, “Iıııhhh!” diye bir ses çıktı benden. Her yanım uyuşmuştu. Bu da yetmezmiş gibi, hemen gidip gelmeye başlamıştı... 

Ben, "Yavaş hayvan!" diye bağırdıkça, Serhat pis pis sırıtarak ve hiç istifini bozmadan köklüyordu amıma. Acı ve zevk karışıp gitti birbirine. Kısık kısık çığlıklar atıyordum. Taşakları o kadar büyüktü ki, götüme vurduğunu, o kadar büyük bir yarağa rağmen hissedebiliyordum. “Yavaş sik orospu çocuğu, amımı dağıttın, senin gibi bir piç daha varmı bu dünyada!” diye yırtınıyordum altında. Bir süre beni bu pozisyonda sikti. Amım yarağının kalınlığına alışmıştı, ama uzunluğu başıma dertti. Her köklediğinde geri kaçmaya çalışıyordum. 

Derken mım çıktı ve “Domal bakalım yenge!” diye emretti adeta. Ben önünde domaldım ve omuzlarımı çökerttim. Amım kabak gibi karşısındaydı. Kalçalarımdan kavradı ve yarağını tekrar amıma soktu. Kasıklarını kalçalarımda hissettiğimde ölüyorum sandım. Demek ki bu pozisyonda yarağı daha derine iniyordu. Benim acı içinde inlemem ve bağırmam delirtmişti onu, sert sert köklerken, “Bağır orospu, bağır! Senden ala orospu çocuğu mu olur lan, baksana kaynına veriyorsun!” diye söyleniyordu. Ben sadece, “Aaaayy, aman, off!” diye inleyebiliyordum. Canım gerçekten çok yanıyordu. 

Çok geçmeden bu pozisyona da alışmıştım. Bu defa tatlı tatlı inlemeye başladım, “Serhat’ım, sik beni erkeğim, sikin ne kadar tatlı, ne kadar güzel sikiyorsun yengeni!” dedikçe, Serhat’ın hırıltıları daha da yükseliyor, ama bir türlü boşalmıyordu. Birden içimden çıktı ve yine sırtüstü yatırdı beni. Aslında bu pozisyonu çok seviyordum. Şimdiye kadar, şişko, kel ve şekilsiz, öküz kocamın yüzüne tahammül etmiştim. Oysa Serhat oldukça yakışıklıydı ve boğum boğum kasları olan bir erkeğin beni eze eze sikmesi müthiş bir zevkti. Bacaklarımı omuzuna aldı ve eliyle yarağından tutarak amıma dayadı. Yine birden bire köküne kadar sokmuştu. “Aayyyy!” diye çığlık attım yine. En derine girmişti yarağı. “Lan piç, her seferinde bağırtma beni, tatlı tatlı sikeceksen sik işte!” diye söylenirken, Serhat amıma kocaman yarağını pompalamaya devam ediyordu... 

Bir elini yatağa dayamış, diğer eliyle boynumdan yakaladığı gibi üzerime abandı ve dudaklarımı öpmeye başladı. Anestezi etkisi yapmıştı bu ateşli öpücük. Çok geçmeden Serhat adeta yaralı bir hayvan gibi böğürerek, içimde volkan gibi patlamıştı. “Eyvaah, Serhat naaptın sen yaa? Korunmuyorum!” diye hayıflanarak söylenmeye başladım. O ise yüzünde mutluluktan uçar bir tebessümle, “Abimle bu aralar bir sikişsen hiç fena olmaz yenge!” diyerek üzerimden kalktı. Kocaman yarağının ucundan dölleri sarkıyordu. Yarağını ağzıma dayadı. Ben de yine alabildiğim kadarını ağzıma alarak, yarağında kalan tüm dölleri emdim. Sonra birlikte duş aldık, tekrar yatağa girdik, sabaha kadar sevişip sikiştik ve birbirimize sarılarak uyuduk. 

Sabah kahvaltıdan sonra Serhat, “Yenge ben çıkıyorum, akşama istediğin birşey varmı?” diye seslendi. Akşama geç kalmamasını rica ettim ve uğurladım. Akşam saat 20:00 sularında Serhat geldiğinde, ben henüz dinlenememiştim. “Ne o yenge, çok bitkin görünüyorsun?” deyince, “O yarağı sen yesen, sen de bitkin görünürdün!” diye cevap verdim. Akşam yemeğine oturduğumuzda, yemeğini çabuk çabuk yemeye başladı. "Yavaş yesene, acelen ne?" dedim. Serhat yine pis pis sırıtarak, "Yemekten sonra tatlı olarak seni istiyorum yenge!" dedi. “Aaaa, hayır Serhat yaaa, lütfen ama, bana da acı, ben de insanım, sabaha kadar siktiğin yetmedi mi?” dedim. Ama o sırada bacaklarımın arasında birşey hissettim. Eğilip baktığımda, ayağıyla amımı okşamaya çalıştığını gördüm. “Deli oğlan!” diyerek gülümsedim ve ekledim, “Ama bu akşam hiç heveslenme, amım dağıldı, sikişemeyiz!” dedim. Serhat yemeği bırakıp, ayağa kalktığı gibi beni kucakladı ve yine yatak odasına götürdü... 

Ona yalvarırcasına, “Nolur bu akşam sikme, sonra yine sikersin, çok yorgunum!” dedikçe, o başını hayır der gibi iki yana sallıyordu. Yatağa yatırdı ve “Merak etme yenge, çok uzun sürmeyecek!” dedi. Çırılçıplak kalana dek soyundu. Yarağı henüz kalkmamıştı, ama bu haliyle bile kocamım sikinden çok büyüktü. Ben yarağına bakarken, “Soyunsana amına koduğum orospusu!” diyerek yüzüme hafif bir tokat attı. Sanki robot gibiydim, tokadı yer yemez soyunmaya başladım ve bir çırpıda çırılçıplak kaldım. Bir an önce ne olacaksa olsun istiyordum. Ağzıma almamı istediği yarağını bu haliyle zorda olsa hepsini ağzıma almış, emmeye başlamıştım. Birkaç saniyede yine o ihtişamına kavuşmuştu. 

Domalmamı istedi, ben de domaldım. Götüme parmağını soktuğunda canım çok yandı. “Aaaaahhh! Naapıyorsun lan?” diye bağırdım ve arkama dönüp baktığımda parmağını götümden çıkardı. “Bana zorluk çıkarırsan canın çok yanar yenge, madem amın dağıldı, bu gece de götünü sikeceğim!” deyince, ben ayağa kalkmaya çalıştım, ama Serhat'a gücümün yetmesi mümkün değildi. Çaresiz olacakları beklemeye başladım. Götümün deliğini sırılsıklam yapana kadar yaladı ve tükürükledi. Ben az önce parmağının verdiği acıyla yarağının götüme nasıl gireceğini düşünürken, o yarağının kafasını götüme dayamıştı bile. “Bağırma sakın!” dedi ve birden yüklendi. Beynim karıncalanmış, gözlerimde şimşekler çaktı. “Ooouufff!” diye bir ses çıktı benden, ardından, “Orospu çocuğu yırttın götümü!” diye bağırdım. Serhat kaçamayım diye kasıklarımdan tutmuş, kıpırdamadan bekliyordu. 

Ben götten sikilmek çok ta kötü değilmiş diye düşünürken, içimi adeta parçalarcasına sokmaya devam etti. Meğer daha yarısı girmemiş. “Serhat noolur yapmaaa, çok canım acıyoor!” diye ağlamaya başladım. “Sus amına koduğumun orospusu, sidikli kızlar gibi ağlamyı kes!” diye azarladı ve götüme pompalamaya başladı. Benden çıkan acı dolu sesler onu çıldırtmıştı adeta, daha hızlı gidip geliyor, götüm cayır cayır yanıyordu. Çok geçmeden boşaldı götümün içine. Halen iki gözüm iki çeşme ağlıyordum. Yarağını götümden çıkardığında, gazoz şişeleriyle parmağımızla oynarken çıkan sese benzer bir ses çıktı. Göt deliğimin kapanmadığını hissediyordum. Yanıma uzandı ve “Bebişiim, tatlı yengem benim, hadi ağlama artık, bak bitti işte! Bundan sonra seni yaraksız bırakmayacağım!” diye teselli ediyor, nazikçe dudaklarımı öpüyor, göğüslerimi okşuyordu. Yarım saat kadar yattıktan sonra kalktık ve duş alıp, kalan yemeğimize devam ettik. 

Ertesi gün öküz kocam İzmir'den döndü. Ama Serhat'la sikişmelerimiz her fırsatta devam ediyor :) 

[Tuğba] 
Merhabalar. Ben Adanadan Naciye, 32 yaşındayım, 14 yıllık evliyim. İstanbulda teyzesinin yanında okuyan bir oğlumuz var. Kocam 45 yaşında, bir fabrikanın bekçiliğini yapıyor. Günlerimiz herzamanki gibi geçerken, köyden kayınım geldi. Kayınım 20 yaşında, askerliğini yapmış, köyde birkaç ay takıldıktan sonra, Adanaya iş bulup çalışmaya gelmiş. Bizden başka kalacak yeri olmadığından da, iş ayarlayıp ev tutana kadar, bizde kalmaya başladı. Kaynım çok sevimli bir genç, çok ta yakışıklıdır kerata. Bana da saygıda sevgide kusur etmez, ben de onu çok severim.
Birgün öğleden sonra kocamı işe yolladıktan sonra komşulara oturmaya gitmiştim. Akşama doğru herkes dağılınca, ben de eve döndüm. Kapıyı açtığımda, yatakodamdan sesler geliyordu. Bunlar bir kadının ahlamaları, inlemeleriydi. Yalan yok, hemen aklıma kocam geldi, kocam ben evden çıktıktan sonra geri gelmiş, eve karı atmış, sikiyor diye düşündüm. Çünkü bu kayınım olamazdı, tüm gün iş aramaya gidiyor ve geç geliyordu. Yavaşça yatakodama doğru ilerledim. Yok yanılmıyordum, içerden karı sesi geliyordu. Binbir öfkeyle yatakodasının kapısını açıp, o kızgınlıkla içeri dalmam bir oldu. Yatağımdaki manzarayı görünce dondum kaldım. Amanıınnnn! Benim yatağımda, ucuz bir sokak orospusu ve kayınım sikişiyorlar. Her ikisi de anadan doğma çıplak, kayınım orospuyu domaltmış sikiyor. Nasıl öfkelendiysem o anda, söyleyecek laf bulamadım, elim ayağım titredi, gözlerimin önü karardı ve “Yetişin kalbim duracak…” diye bağırarak, düşüp bayılacak gibi oldum…
Kayınım hemen, “Yenge, iyimisin? Birşeyin yok ya?” diyerek, dal taşak yataktan fırladığı gibi yanıma koştu, beni tutup kaldırdı ve mutfağa su içirmeye götürdü beni. Kayınım beni mutfaktaki sandalyeye oturttuğu ve bana su verdiği sırada, o siktiği orospu da apar topar evimi terkediyordu. Suyu içtim ve ayağa kalktım, “Gitti mi o orospu?” diye koridora bakmak için. Kayınım da dal taşak, kalkık sikiyle arkamdan geldi. Orospunun gittiğinden emin olduktan sonra kayınıma fırça atmaya başladım, “Tüh sana rezil! Hadi orospu sikmene birşey demiyorum, ama niye eve getiriyorsun? Niye benim yatağımda sikiyorsun?” dedim. Kayınım da, “Yenge, hata yaptım biliyorum, ama otele verecek param yoktu, çok büyük eşeklik yaptım, seni üzmek istemedim, nolur abime söyleme…” falan diye elime ayağıma yapışıyor, özür diliyordu…
Sinirim daha yatışmamıştı, “Defol git, gözüm görmesin seni, siktiğin karı da karıya benzese ya…” dedim ve yatakodamı toparlamaya gittim. Kayınım yine geldi arkamdan, kendini affettirmek ve yeniden gönlümü almak için çabalıyordu. Arkamdan sarıldı bana, “Birtanecik yengeciğim benim, dünyanın en iyi, en anlayışlı, en güzel yengesi…” gibi laflar etti. Bu laflar karşısında biraz yumuşar gibi oldum, ama bu sefer de başka bir konudan dolayı kafam karıştı. Kaynımın siki halen kazık gibiydi ve bana sarıldıkça siki resmen götüme dayanıyordu. “Aslan yengem benim, affettin mi beni, abime söylemeyeceksin değil mi?” diye arkamdan bana sarıldıkça, sikiyle de götüme sürtünüyordu. O anda bana ne olduysa duygularım karmakarışık oldu, ve amımın sulanmaya başladığını hissettim. Kayınım acaba bilerek mi, yoksa kazara mı sürtünüyordu götüme? Bundan emin olmak için, “Tamam, affettim… Hadi bırak ta çarşafı değiştireyim, sen de üstünü başını giyin…” dedim.
Ama kayınım arkama sülük gibi yapışmış, “Birtanecik yengem benim, anlayışlı yengem benim…” diyerek, götüme sürtünmeye devam ediyor, resmen kerkiniyordu. Bir an kendi kendime (Kaynıma haksızlık ettim galiba, aslan gibi delikanlı, askerden yeni geldi, canı tabi ki sikişmek isteyecek, garibin işi de yok, parası da yok, olan parasını da orospuya verdi ve tam sikemedi de…) diye düşündüm ve üzüldüm. Ve ayrıca ben de kadındım, benim de cinsel ihtiyaçlarım vardı, kocamla en son nezaman sikiştim hatırlamıyordum bile. Kafamda bu düşünceler ve amımın iyice ıslanması neticesinde, döndüm ve kayınımın dudaklarına yapıştım, deli gibi öpmeye başladım. Bu sefer şok olma sırası kayınımdaydı. Yaptığım bu hareket karşısında resmen heykel gibi donmuştu. Kayınıma, “Hadi çabucak git banyoya, duş al gel, az önce bir orospunun amına giren yarağın benim amıma girmesini istemiyorum!” dedim. Kayınımın şaşkınlığı daha da artmıştı, “Tamam yenge…” diyerek, koşarak gitti banyoya…
Ben de o arada (ucuz ve kalitesiz orospu parfümü kokan) çarşafı ve yastıkların yüzünü değiştirdim. Dantelli iççamaşırlarımı giydim, üstüme de geceliğimi giyerek yatağa uzandım, kaynımı bekliyorum. Kaynım çabucak duşunu aldı, çırılçıplak geldi ve yatağa, yanıma uzandı. Siki halen kazık gibiydi. Hemen öpüşmeye başladık. Geceliğimi çıkardı, öyle bir saldırıyor ki, dudaklarımı, boynumu, gerdanımı morartacak nerdeyse. “Yavaş ol biraz, elinden alan yok, oramı buramı morartma…” deyince, “Yenge iki senedir kadın yüzü mü gördüm sanki…” dedi ve daha dikkatli öpmeye, yalamaya devam etti. Ama südyenimi ve kilodumu yırtarcasına çıkardı. Memelerimi aç kalmış bir çocuk gibi emiyordu. Sürekli, “Şşşşt yavaş, kaçmıyorum, burdayım, seninim…” demek zorunda kalıyordum. Hele amıma yumulduğunda, nefessiz kalacaktı nerdeyse, yarım saate yakın yaladı amımı. Bu yarım saatte en az üç sefer boşaldım ağzına. Amımın sularını köpek gibi yalayıp yutuyor, inim inim inletiyordu beni…
Benim halimin de kayınımdan kalır yanı yoktu, bir an önce sikilmek istiyordum. Doğruldum, kaynımı altıma aldım. Önce yarağını ağzıma aldım, yaladım emdim biraz. Sonra da amımın dudaklarını ayırıp, yarağın üstüne oturdum. Ohhhhhh! Dünya varmış! Nezamandır amıma yarak girmiyordu. Kaynımın yarağı üstünde ufak ufak hareket etmeye başladım, yukarı aşağı, ileri geri. O kadar çok zevk alıyordum ki, o anda odaya kocam değil, anam babam bile gelse bırakamazdım. Az sonra kayınım da alttan alttan köklemeye başlayınca, ben yarağın üzerinde daha da hızlandım. İkimizin de dayanacak mecali kalmamış, aynı anda orgazm olup boşalmıştık. Bir ara kaynımın boşalması hiç bitmeyecek sandım, tam bitti sandığım anda yeniden akıyordu dölleri amıma. Kayınımın dölleri amımın içinde am sularımla karışmış, amımı dolduran yarağından boşluk kalmadığı için dışarı süzülecek yol arıyordu. Tam biraz dinlenmeyi düşünürken, kayınım yarağını amımdan çıkarmadan, yeniden hareketlendi ve alttan alttan sokup çıkarmaya başladı. “Aşkım ben yoruldum, dinlenelim biraz…” deyince, kaynım, “Sen dinlen…” diyerek beni üstünden indirdi ve yatağa ölmüş kurbağa gibi, yüzükoyun yatırdı…
Ben dinleneceğimi sanıyordum, ama rahat bırakmadı, baldırlarıma oturdu ve yaba gibi elleriyle götümün kaba etlerini yoğurmaya başladı. Arada bir başparmağıyla büzüğümü okşuyordu. Sonra kaba etlerimi yanlara ayırdı ve büzüğümü yalamaya, götümün deliğine dilini sokmaya başladı. Kaynım niyeti bozmuş, götümü sikmeye hazırlanıyordu. 12 yıllık evliliğimden beri, götten sikilmenin nasıl bir duygu olduğunu merak edip dururdum zaten, o yüzden nihayet götüm sikilecek diye seviniyordum bile. Kaynımın işini kolaylaştırmak için, yastığın birini aldım, altıma yerleştirdim, götümü biraz kaldırdım. Kayınım parmaklarıyla amımdan aldığı sıvıları büzüğüme dolduruyordu. Sonra baldırlarımdan biraz daha yukarı kaydı ve kaba etlerimin yakınına oturdu, yarağının başını götümün deliğine yerleştirip içeriye itmeye başladı. Ben götümü biraz daha kaldırınca, kaynım yarağının hepsini, götümü yara yara, dibine kadar geçirdi. Çok acıyordu ama sıktım dişlerimi ve bu zevkli acıya dayandım…
Az sonra kaynım üzerime uzandı ve köklemeye başladı. Kaynımın vücudu benim sırtıma iyice yapışmış, sadece Poposu kalkıp kalkıp iniyor, yarağı götüme girip girip çıkıyordu. Götüm biraz alıştıktan sonra, altımdaki yastığı çektim ve kaynımın önüne götümü domalttım, ben de götümü ileri geri hareket ettirmeye başladım. Kaynım yaklaşık yarım saate yakın sikti götümü ve ardından götümün içini de doldurdu dölleriyle. Kayınım da yorulmuştu, dizleri titriyordu. Birlikte duş aldık, yeniden girdik yatağa. Ve sabah kocam fabrikadan dönene kadar çıkmadık yataktan. İkimizde sikişmeye doyamıyorduk, dinlene dinlene, sevişe sevişe, sabaha kadar sikiştik kaynımla. Kaynım sabaha doğru gitti kendi odasına bir-iki saat uyumaya, ben de kendi yatağımda kocamla birlikte uyudum. Kocam tüm gece boyunca uyumadığı ve çalıştığı için hemen sızdı ve öğleden sonra 4’e kadar uyudu tabii. Ben öğlen 2’ de kalktım, kaynımı da kaldırdım, birlikte kahvaltı yaptık. Kahvaltıda gece yaşadıklarımız hakkında konuştuk ve sabırsızlıkla kocamın işe gideceği saati ve tekrar sikişeceğimiz anı bekledik…
Hepinize güzel sikişler diliyorum…
Slm. ben Selma, 24 yaşında, bakımlı, oldukça güzel sayılan, evli bir kadınım. Türkiyede kocamla görücü usulu ile evlendik ve Almanyaya gelin geldim. Şu anda 2 yaşında bir çocuğumuz var. Kocam 35 yaşında ve kendine ait işyeri var, kardeşiyle beraber çalışıyorlar. Önceleri kocamla sex hayatımız muhteşemdi. Söylemesi ayıp, her akşam yatmadan önce sikişirdik ve sabah kalktığımızda sikişmeden işine gitmezdi. O beni, ben onu doyururdum. Son bir senedir kocam bana karşı çok soğuk davranmaya başladı, artık benden zevk almıyor gibi geliyordu bana. Ne zaman sikişmek istesem, şuram ağrıyor, buram ağrıyor gibi bir bahane uyduruyor, beni ihmal ediyordu. Çoğu zaman kendi kendimi tatmin ediyordum, ama bu bana yetmiyordu. İçimde kocamın sikini hissetmeye alışmıştım.
Son bir senedir, işlerinden dolayı devamlı seyhat etmeye başlamıştı kocam. En azından ben öyle zannediyordum. Taki yanında çalışan, bebek yüzlü, taş gibi sekreter kızı görünceye kadar. Kocam beni sekreteriyle aldatıyor diye şüphelenmeye başladım. Fakat yüzde yüz emin değildim, işin gerçeğini kocamın kardeşinden, yani kaynımdan öğrenmeye karar verdim. Kaynım daha bekar, 18 yaşında ve gerçekten yakışıklı bir delikanlı. Yine haftasonu, yine kocam evde yok, tabiki işi gereği seyahatte. Sekreteriyle kimbilir nasıl sikişiyorlardır şimdi, nasıl yalıyordur bebek gibi sekreterinin taze amını. “Oğlum ateşlendi, doktora götürelim.” diye kaynıma telefon ettim ve gelmesini söyledim. Kaynım da “Hemen geliyorum yenge.” deyip kapadı telefonu.
Kayınım 5 dakika geçmeden geldi, ama içkili idi. “Ne oldu yenge?” deyince “Çocuğun ateşi vardı, korktum doktora gideriz diye aradım.” dedim. “Tamam yenge, hemen.” dedi. O sırada oğlum uyuyordu, ateşine baktım, “Uyumuş, biraz bekleyelim, ateşi de hafif düşmüş gibi.” dedim. “Tamam yenge.” dedi geçti koltuğa oturdu. Konuşmaya başlamıştık, ben direk konuya girdim, “Abin beni aldatıyor!” dedim. Kaynım “Olur mu yenge, hayır yok öyle birşey.” falan dediyse de, ben zarf attım, her şeyi bildiğimi söyledim. Biraz daha üsteleyince kayınım ağzından baklayı çıkardı, “Valla anlamıyorum abimi yenge, evde mis gibi karısı varken, yapmaması lazım ama yapıyor işte…” dedi. “Ne zamandır aldatıyor abin beni?” dedim, “O kızı sekreter olarak işe aldığından beri…” dedi.
“Peki ben ne olacam? Ben de kadınım, benim de isteklerim var. Valla birini bulup, ben de abini aldatacam.” dedim. Kayınım şok olmuştu, “Sen ne diyorsun yenge? Kendinde misin?” deyince, ben de, “Evet, gayet kendimdeyim. Benim neyim eksik? Abin sekreteriyle gününü gün ederken, ben nolucam? Biliyormusun, abin bana yaklaşmayalı dört ay oldu. Yani tam dört aydır sikmedi beni!” dedim. Kayınım ben öyle açık konuşunca biraz utandı ve başını önüne eğdi, “Yenge valla kafam almıyor, harika bir kadınsın, hiç bir erkek sana hayır diyemez, neden abim böyle ben de bilmiyorum.” dedi. Ben ağlamaya başladım. Kayınım yanıma geldi oturdu, “Yenge ağlama.” deyip başımı omzuna dayadı, saçlarımı okşamaya başladı. Vücudunun sıcaklığını almıştım, mis gibi parfüm ve erkek kokusu beni delirtiyodu.
Bir an gözüm kaynımın pantolonuna takıldı, siki kalkıyordu. Dayanılmaz bi şekilde tahrik olmuştum, amımın suyu nerdeyse dışarı akcaktı. Kaynımla birden göz göze geldik ve ardından dudaklarına yapıştım. Kaynıma, “Beni eller sikeceğine senin sikmeni istiyorum!” dedim. Kaynım titriyor, kekeleyerek, “Yenge… Abime karşı ayıp olur…” diyordu sadece. Kayınımın konuşmasına fırsat vermeden, “Sus ne olur, amcığım yanıyor zaten. Hadi yengenin ateşini söndür!” diyerekten deli gibi öpüyordum kaynımı. Kayınım iyice mayışmıştı. Elimi fermuarına atıp pantolonundan sikini çıkardım ve hemen ağzıma aldım. Kaynımın yarağı yaladıkça büyüyordu. Deli gibi yalıyordum. Kaynım artık bırakmıştı kendini, elini memelerime attı ve “Biliyormusun yenge, seni sikmeyi nezamandan beri istiyordum, gözüm hep sende olurdu. Abim seni nasıl sikiyor diye düşünürdüm hep.” dedi. Ben de, “Yengen kurban olsun sana, al işte düşünme, sik beni, seninim, koçum benim…” diye kaynımı kendime çektim.
Kaynım eşofmanımı yırtarcasına çıkardı. Külodum amcığımın sularından iyice ıslanmıştı. Külodumu da çıkardı ve dilini gömdü alev gibi yanan amcığıma. Delice yalıyordu amcığımı. Ben de kayınımın saçlarını okşuyordum. Kayınım diliyle harikalar yaratıyor, inletiyordu beni. Çocuk inlemelerimi duyabilir ve uyanabilirdi. Kaynımın dilini amcığımdan zor ayırabildim, bırakmak istemiyordu yalamayı. “Hadi canım, yatak odasına geçelim.” dedim. Beni kucakladığı gibi yatak odasına götürdü. Yatağa uzatmıştı beni ve kendisi soyunuyordu karşımda. Güçlü omuzları, atletik yapısı vardı kaynımın. Soyunup yanıma gelince, ben hemen sikini kaptığım gibi emmeye, yalamaya başladım. Kayınım iyice kendinden geçmiş, gözlerini kapatarak, “Yenge sen bir harikasın… Yengem benim, seni seviyorum. Ohhhhh…” diye sesler çıkarıyordu.
Kaynımın siki iyice kıvama gelince önüne domaldım. Ben gözlerim kapalı, kaynım sikini sokacak amcığıma diye beklerken, kaynım yine ağzını gömmüştü amcığıma. Harika birşeydi bu, fakat daha fazla dayanamıyordum, “Sok canım, lütfen sikini sok artık, yengen yanıyor, sokta bitsin bu işkence!” dedim. Kaynım arkamda yerini aldı, sikini amcığıma yavaşca itekledi. Sikinin başı amcığıma girince, elimde olmadan, “Ohhhh…” demişim. Sikilmeyi özlemişti amcığım. Çok mutluydum. Kaynım yüklenmeye başlayınca iyice çıldırıyordum artık. Kaynım deli gibi sikiyordu beni. Kaynım amcığımı siktikçe, benim inlemelerim ve kalçama değen taşşak sesleri yatak odasında yankılanıyordu. Amımın suları akıyor, peş peşe orgazm oluyordum. Kaynım iyice hızlanmıştı, “Yenge geliyorum…” deyince, “Boşal koçum, sırtıma boşal!” dedim. Kaynım sikini amcığımdan çıkarmasıyla, kalçama, belime ve sırtıma fışkırttırması bir oldu. Bacakları titriyodu, boşalması bir iki dakika kadar sürdü.
Ben hemen duşa koştum, temizlenip geldim, kayınımın yanına uzandım. Kaynım sigara yakmıştı, sigarası elinde, tavana bakıyordu. Kaynımı dudaklarından öptüm ve “Hoşuna gitti mi? Beğendin mi?” dedim. “Beğenmek ne kelime yenge, bayıldım. Çok tatlı amcığın var, yalamaya doyamadım yenge.” diyerek öpüyordu beni. Sigarası bittikten sonra kaynımın baş ucuna geçtim, yüzüne çömelerek am ve göt ağzına gelecek şekilde verdim. Kaynım deliriyor, amcığımı ve göt deliğimi kemiriyordu. O gece sabaha kadar deli gibi sikiştik kaynımla.
Artık kocam beni aldatıyor diye hiç üzülmüyorum. Kocam nezaman sekreteriyle seyhate gitse, hemen kaynımı çağırıyorum ve sabahlara kadar çılgınlar gibi sikişiyorum. Kocam da sekreteriyle ne hali varsa görsün, genç kaynımla sikişmek fazlasıyla yetiyor bana.
Slm, ben Sinem. 6 yıllık evliyim, 27 yaşındayım, 1.72 boyunda, esmer ve balık etli biriyim. Zihinsel özürlü kaynımla aramda geçen bir seks hikayemi paylaşmak istiyorum, çünkü kimseye anlatamıyorum ve içimde de tutmak ağır geliyor bana. Hikayem bundan 2 sene önce Mayıs ayında geçiyor. Kocamla beraber memleketlerine (Anadolu’nun şirin bir köyüne) tatile gittik. Köyde yaşayaşan kaynanam, kayınbabam ve kocamdan küçük olan zihinsel özürlü kaynım (İlhan), geleceğimizden haberleri olduğu için baya hazırlık yapmışlar, bizi bekliyorlardı. Gittiğimizde yoğun bir ilgi, bir alaka, utandırmışlardı beni. Hele kaynım, “Yengem geldi, yengem geldi!” diye diye ortalığı velveleye vermişti. Doğrusu bu ilgi çok hoşuma gitmişti. Yemekler yenildi, çaylar kahveler içildi, sohbetler edildi. Derken, kocamla ben yorgunluktan mahf olmuştuk, yatmak için izin isteyip, odamıza gittik, yattık uyuduk.
Sabah temiz havanın etkisiyle erkenden uyandım. Pencereden baktığımda kayınım İlhan hayvanları dere kenarına götürüyordu. Ben de üstümü giyinip dışarı çıktım. Kaynanam inekleri sağmış, sütü kaynatmak için ateşe koymuştu. Beni görünce gülerek, “Güzel gelinim uyandın mı, günaydın!” dedi. “Günaydın anneciğim!” deyip, ateşin önünde muhabette koyulduk. Kaynanam, maddi manevi bazı sıkıntılarının olduğunu anlatıyordu. Ben de, “Maddi sıkıntılar halledilir de, manevi sıkıntı nedir anneciğim?” dedim. Başladı anlatmaya, “Biz yaşlandık, kızlar uğramaz oldu, siz İstanbul’da, biz burda kala kaldık öyle. İlhanın durumunu biliyorsun, gitmediğimiz doktor kalmadı, ama hiçbir faydası yok. Geçim kaynağımız hayvanlar, onlar da bakım ister, yaşlandık artık bakamıyoruz, İlhan da anlamıyor, hayvanları suya götürürüyor hepsi o kadar!” dedi, sonra, “Neyse… Hadi gel bir çay koyalım, kahvaltı yaparız!” dedi ve kalktık hazırlık yapmaya başladık. Kocam da uyanmış elini yüzünü yıkadıktan sonra sofraya geldi. Kahvaltıdan sonra kocama, “Biraz gezelim tarlalarda falan…” dedim. Kabul etti ve bahçeye indik. Dalından domates salatalık yemek kadar lezettli bir şey daha yoktu. Çok hoşuma gitmişti…
Akşam olmuştu, ama benim içim de kaynıyordu, temiz hava ve organik yiyecekler bende adeta Afrodizyak etkisi yapmıştı ve canım öylesine sex istiyordu ki, anlatamam. Yatağa girer girmez, ben hemen yapıştım kocamın dudaklarına ve sevişmeye başladık. İkimizin de Orgazm olduğu güzel bir sikişmeden sonra, gayet huzurlu bir şekilde yattık, uyuduk.
Sabah yine erkenden uyandım. Yıkanmak için banyoya girdim. Kimse uyanmadan yıkanmalıydım, çünkü köy hali, derme çarpma bir banyoları vardı. Eskiden orası mutfakmış, ama sonra etrafını hasırlarla kapatarak banyo yapmışlar. İşin açıkcası insanı bu tedirgin ediyordu. İyi ki ani su ısıtıcıları vardı, su ısıtmak zorunda kalmamıştım. Hemen aceleyle soyunup suyun altına girdim. 2 dakika sonra sanki bir gölge görmüş gibi oldum, sağa sola baktım, birşey göremedim. Kim ola bu saate deyip devam ettim, banyomu yapıp, hızlıca giyinip yattığımız odaya gittim. Ama banyonun ordan bir takım sesler duydum. Merak ettim, pencereden baktım. Bir de ne göreyim, kaynım İlhan banyo yaptığım yerin arka tarafından çıkıyor. Birden afalladım, ne yapacağımı şaşırdım kaldım. Beni mi röntgenlemişti? Nasıl olurdu böyle birşey? Öğleden sonra banyo yaptığım yerin arka tarafına gidip baktım. Gerçekten oraya konulan buğday torbalarının hemen yanında, bir parmak genişliğinde bir aralık vardı. Artık hiç şüphem kalmamıştı, kaynım beni dikizlemişti. Utana sıkıla geri geldim. Herkes dışardaydı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Kaynıma da kızamıyordum, 24 yaşında genç bir erkekti, belki zihinsel olarak eksikti, ama o da bir erkekti, onun da cinsel ihtiyaçları vardı. Onun için kızmadım ve kimseye de birşey söylemedim.
Aradan birkaç gün geçmişti ve İlhan’ın bana bakışları çok değişmişti. Bunun farkındaydım, ama ne yapabilirdim ki? Ne diyebilirdim ki? Daha doğrusu sonuçta deliydi. Gece olmuş ve herkes uyuyordu, benim ise uykum kaçmıştı. Uyumaya çalışıyordum, ama uyuyamıyordum. Kocam horlamaya başlamıştı bile. Birden dış kapının gıcırdamasını duydum, doğrulup ön cepheye baktığımda, İlhan’ı banyonun arkasına giderken gördüm. Ne yapıyor bu deli bu saate orda? diye bakmaya devam ettim. Merak işte, yatıp uyusana, sana ne? Ama dedim ya merak işte, beni rahat bırakmadı, peşinden yavaşça dışarı çıkıp, çitlerin aralıklarından baktığımda, adeta şok olmuştum. İlhan donunu indirmiş 31 çekiyordu. Hemen ordan ayrılmak istedim, hatta iki adım geri attım, ama yine vaz geçtim, biraz daha seyretmek için geri döndüm, daha dikatli bakmaya başladım. İlhan tam karşımda yan durmuş, hızlı hızlı 31 çekiyordu. Biraz daha bekledim ve İlhan kasıla kasıla boşalmaya başladı. Ama asıl şoku işte ondan sonra yaşadım, sikindeki kalan dölleri temizlemek için döndüğünde, avlunun ışığı yarağını tam aydınlattı ve ben hayatımda gördüğüm en büyük ve kalın yarağı gördüm. Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı ve gözlerimi yarağından ayıramıyordum, dehşet bir şeydi, gerçekten inanılmazdı. İnternette çok yarak gördüm, ama böylesini hiçbir yerde görmedim. İlhan donunu çekerken ben de hemen geri içeriye girdim. Odaya geldiğimde kocam halen horluyordu. Hemen sırtımı ona dönüp uyumaya çalıştım, ama İlhan’ın yarağı bir türlü aklımdan çıkmıyordu.
İlerleyen günlerde İlhan’ın yarağı adeta beynimde saplantı haline gelmişti. Tanrım, nasıl bir şeydi o yarak öyle? Bir kadın nasıl içine alabilir onu? diye her düşündüğümde sırılsıklam oluyordum. Ama kocama birşey belli etmiyordum, sadece hemen odama girip kapıyı kilitleyip, İlhanın yarağını düşünerek masturbasyon yapıyordum.
Günlerden Çarşambaydı, akşam üstüydü, evin telefonu çaldı. Telefonu kocam açtı. Tedirgin bir sesle, “Ne zaman oldu, nasıl oldu? Yaşıyorlar mı?” diye konuşunca, herkes, “Kine ne oldu?” diye ayağa fırladı. Kocam, “Tamam geliyoruz!” deyip telefonu kapattı. Hepimiz merakla ne olduğunu beklerken kocam anlattı: Amcaları tarladan gelirken traktörün romorkü devrilmiş ve amcaları altında kalmış. Durumu çok ağırmış, kan da lazımmış. Kocam, “Hemen hazırlanıp çıkalım!” dedi. Ben de hazırlanmak istedim tabi, ama kocam, “Senin ve İlhan’ın gelmesine gerek yok, biz gideriz! Duruma göre sana haber veririm!” dedi. “Hayır, ben de geleceğim!” dedim, “Olmaz!” deyip kestirip attı. Kocama gizlice, “Kendine gel, ben burada yalnız kalamam, korkarım!” dedim. Kocam da, “Korkma, birşey olmaz. Hem İlhan burda ya!” dedi ve aceleyle çıktılar. Gidecekleri köy traktörle yarım saat sürüyordu, binip gittiler…
Gece saat 23:00’e geliyordu, daha haber almamıştım. Patlamak üzereydim ki, evin telefonu çaldı. Hemen fırladım açtım. Arayan kocamdı, “Bu gece gelemiyoruz, durumu çok ağır, tıp fakültesine havale ettiler ve oraya gidiyoruz!” dedi. “Peki ne zaman geleceksiniz?” dedim. “Bilmiyorum, belli değil!” dedi. “Bari annem gelsin!” dedim. “Annem de yengemlerde, gelen giden çok, yengem ilgilenecek durumda değil!” dedi. “Tamam!” deyip kapattım telefonu. İlhan yere uzanmış Televizyon seyrediyordu, dünyadan haberi yoktu. Bana dönüp, “Annemler gelmiyorlar mı?” dedi. “Hayır!” dedim. Hiç konuşmadan tekrar filmi seyretmeye devam etti. Ben divanda oturdum, düşünüyordum. Saat baya geç olmuştu, “İlhan yatağına geçip yat istersen!” dedim. Hiç konuşmadan kalktı ve yerine geçti, gömleğini ve kot pantolonu çıkararak, sadece donuyla ve atletiyle yatağa uzandı, üstünü örtmeden. Ve o dev yarak donunun içinde, karşımda öylece duruyordu. İnik hali bile çok büyüktü…
Ben de orda divanda uzandım, ama uykum gelmiyordu, gözüm hep ondaydı. İçimi karışık duygular kaplamıştı, amım ıslanmış ve istemsiz hareketler yapıyordum, elim çoktan pijamamın içinde amıma varmıştı bile. İki parmağımı amımın içine sokup çıkarıyordum. Birden İlhan’ın bana baktığını gördüm, kaşıyormuş gibi yapıp elimi çektim hemen. İlhana baktım, bu sefer o sokmuştu elini donuna ve gözlerimin içine bakarak yarağıyla oynuyordu. “Napıyorsun İlhan, çek elini ordan!” diye bağırmışım. Hemen elini çekip bakışlarını kaçırdı. Sonradan üzüldüm çocuğa bağırdım diye ve telafi etmek için onunla konuşmaya başladım. Kısa cevplar veriyor, gözünü benden kaçırıyordu…
“İlhan seninle bir şey konuşamam lazım!” dedim. “Nedir yenge?” dedi ve bana baktı. “İlhan sen neden evlenmiyorsun?” dedim. “Babam erken diyor!” dedi. “Erken değil, tam evlenecek yaşta bir erkeksin ve evlenmem lazım!” dedim. “Babam kimse seni almaz diyor!” dedi. “O yüzden mi 31 çekiyorsun?” dedim. Bakışlarını kaçırdı ve cevap vermedi. “Ben seni geçen gün gördüm, banyonun arkasında 31 çekerken!” deyince, “Yalan söylüyorsun!” deyip, birden doğrulup oturdu. Ödüm koptu biran, birşey yapacak diye. “Hayır, yalan söylemiyorum gördüm, 31 çekiyordun!” diye tekrarlayınca, “Babama söyleyecekmisin?” dedi. “Söyleyim mi?” dedim. “Hayır söyleme, babam beni dövüyor!” dedi. “Daha önce dövdü mü?” dedim. “Evet, bir kere tarlada yakaladı ve çok dövdü!” dedi.
Bunları konuşurken amım nasıl karıncalanıyordu anlatamam. Şeytan dürtüyordu, işte sana fırsat, değerlendir diyordu. “Peki söylemeyeceğim, ama karşılığında senden bir şey isteyecegim, sen de onu yaparsan kimseye söylemem, yoksa abine de, babana da söylerim!” dedim, ama yüreğim kalbimden çıkacak gibiydi, nefes alamıyordum, boğazım düğümleniyordu, daha şimdiden içimi suçluluk duygusu kaplamıştı. İlhan, “Nedir yenge?” deyip kalktı, pantolonunu giymeye çalıştı. “Hayır giyinme, banyo yapmanı istiyorum, çok kötü kokuyorsun. Ama önce içerden sana temiz iç çamaşır alalım!” deyip dolaba yöneldim, ona bir külot ve atlet çıkardım, “Hadi bakalım, şimdi doğru banyoya!” dedim. “Yıkanınca babama demiyecek misin?” dedi. “Önce seni bir yıkayalım, sonra konuşuruz!” dedim ve banyoya girdik.
Atletini çıkartıp attı oraya, suyu kıvamına getirip donla altına girdi. Ben ona bakıyorum. Tamamen ıslanınca yarağı olduğu gibi yapıştı dona, bütün hatlarıyla görünüyordu. “Donunu da çıkar, seni lifleyeceğim!” dedim. Hiç itiraz etmeden çıkardı. Aman Tanrım, bu ne ya? dedim kendi kendime. Yarağı kıllı, kirli, ama kocaman bir şeydi! İlhanı lifleyip iyicene yıkadım. Arada elim kazayla değiyor gibisinden yarağına elliyorum. Ve yarak kısa sürede kalkmaya, uzamaya ve kalınlaşmaya başladı…
Kendime inanmıyordum, hayatımda hiç kocamı aldatmamıştım, fakat şimdi öz kardeşiyle aldatmanın planlarını yapıyordum. Yarağını tutup, “İlhan bu neden böyle oldu?” diye sert çıkmaya başladım. “Bilmiyorum yenge, annem yıkayınca da oluyor!” demez mi! “Nasıl bilmiyorsun?” dedim. “Bilmiyorum işte, sorma bana!” dedi. “Peki 31 çekmesini nasıl öğrendin?” diye sordum. “Asım öğretti!” dedi. Asım komuşlarıymış, ama evleri biraz uzaktaymış. “Peki, hiç bir kadınla yaptın mı o işi?” dedim. “Hayır yapmadım!” dedi. “Nasıl yapılacağını biliyormusun?” dedim. “Bilmiyorum!” dedi. “Peki ben sana öğretsem, kimseye söylermisin?” dedim. “Hayır söylemem!” dedi. “Bak ama, eğer söylersen, ben de senin 31 çektiğini babana söylerim. Askerlere de söylerim, seni ceza evine atarlar!” dedim. “Yok valla söylemem!” dedi. “Peki!” dedim. İlhanı kurulayıp çıktık. Dış kapıyı kilitleyip, yattığım odaya geçtik…
Ben de soyunup, yatağa sırtüstü yattım ve “Bak İlhan, bir kadın yapmak için, öncelikle onu yalaman gerekiyor!” dedim. Geldi elimi kolumu yalamaya başladı. “Oraları değil, burayı yalayacaksın!” diyerek amımı gösterdim ve “Aynı köpeğin su içtiği gibi, dilini amımın içinde gezdirmen lazım!” dedim. Hiç beklemeden yumuldu amıma ve yalamaya başladı. Ben zevkten uçmak üzereydim. Başından tutup amıma bastırdım, “Daha hızlı yala! Daha hızlı!” diye diye şidetli bir şekilde orgazm olup boşaldım. Ama ne boşalma, anlatılamaz! İlhan halen yalamaya devam ediyordu. “Yeter bukadar! Şimdi de senin sırtüstü yatman lazım!” dedim. Dediğimi yaptı. Yarağını elime alıp sıvazlamaya başladım. Ama avucuma sığmıyordu ki, içime nasıl girecekti? Nasıl alabilirdim içime onu? Hem almak için sabırsızlanıyordum, hemde bana bir şey olur diye çok korkuyordum. Bütün cesaretimi toplayıp, ata biner gibi üstüne diz çöktüm. O sadece olacakları bekliyordu. Elimi bolca tükürükleyip yarağının başını iyice ıslattım. Benimki zaten ıslak olduğu için, yarağının gövdesinden kavrayıp yavaşca amıma sürtmeye başladım. Yok böyle bir delilik ya, kendime inanamıyorum, zevkten uçuyordum adeta.
Biraz zorladıktan sonra yavaş yavaş amımın dudaklarını gerildiğini hissettim. Ve biraz sonra daha şidettli bir acı ile durdum, kafası içimdeydi. Ama içimden çıkarmak istemiyordum, hepsini almayada korkuyordum. O an aklıma çantadamki nemlendirici krem geldi ve “Sen kıpırdama!” dedim, gidip getirdim ve yarağına baştan aşağıya iyice sürmeye başladım. Sonra yine yarağını amıma almayı denedim. Bu defa biraz daha rahat oluyordu galiba. Biraz daha, biraz daha derken içimde yer kalmadığını anladım, inanılmaz zorluyordu rahmimi. Ama daha hepsi girmemişti, elimi attığımda daha 3 parmak kadarı dışarda duruyordu. Ben ise kıpırdamaya korkuyordum. Biraz o şekilde git gelden sonra inanılmaz bir orgazm daha yaşadım. Yarağına da alışmaya başlamıştım, artık yavaş yavaşta olsa oturup kalkabliyorum. Benim sıvımın ve kreminde etkisiyle, yarak içimde kayıyordu adeta. Sonra hızlanmaya başladım. Yarak beni zorluyordu, ama istiyordum da…
Bir süre sonra ayağa kalkıp, “İlhan, sen hiç sikişen eşek gördün mü?” diye sordum. “Gördüm!” dedi. “Beni o eşek gibi sik! Yarağına bolca tükür ama!” dedim ve ellerimle duvara dayanıp domaldım. İlhan yarağını tükürükleyip arkadan amıma girmeye çalışıyordu. Ve işte kafası içimdeydi, ama birden öyle bir abandı ki, gözlerim karardı ve istemeden de olsa bastım çığlığı. İlhan sesimden korkup durdu. Kendime geldiğimde, “Tamam devam et, ama yavaş yavaş!” dedim. Dediğim gibi yavaşça gidip geliyordu, ama ben zor duruyordum ve tutunduğum duvardaki beyaz alçıyı söküyordum. Kendimi geriye ittirerek, tamamını içime almak istiyordum. Sonunda taşaklarının kalçalarıma çarptığını hissedince daha çok hızlandım. O da aynı anda hızlanmaya başlamıştı…
Korunmuyordum ve içime boşalmaması gerekliydi. Ama iş işten geçmişti, son darbelerdi, ben kopmuştum, hiçbir şey umrumda değildi ve aynı anda boşaldık. Duvara tutunmaktan kollarımda derman kalmamıştı, aşağıya kayarak dizlerimin üzerine çöktüm, İlhan da yarağını çıkarmadan benimle birlikte kaydı ve üstüme yığıldı kaldı. İçime öyle bir boşalmıştı ki, yarağı içimde olduğu halde etrafından dölleri süzülüyordu. Yarağı kendiliğinden küçülüp amımdan çıkınca, İlhan ayaga kalktı ve “Bu 31 çekmekten daha güzeldi, bundan sonra bana hep sen öğret yenge!” dedi. “Peki, ama kimsenin bilmemesi lazım, yoksa abin seni öldürür!” dedim. “Ben kimseye söylemem, ama sen de söyleme!” dedi. “Tamam! Hadi gel yanıma uzan!” dedim. Gelip yanıma uzandı. Hiç kıpırdamadan ytaıyordu. Elimi inmiş yarağına atıp biraz okşayıp sevdikten sonra, yarağı yine kazık gibi oldu. “İlhan bir daha sikmek istermisin?” dedim. “Evet yenge, hadi yapalım!” dedi. O gece sabaha kadar 4 kere siktirdim kendimi İlhana.
Ertesi gün telefonun sesiyle uyandığımda, saat ögleden sonra 16:00’yı geçiyordu. Hemen fırladım telefonu açtım. Kocam arıyordu, “Niye açmıyorsun telefonu, nerdesin, 1 saaten fazladır arayıp duruyorum!” dedi. Ben de, “Bütün gece uyuyamadım, sabah ta erken kalktım, uykusuz olduğum için divanda uyuya kalmışım!” demek zorunda kaldım. “İlhan napıyor, orda mı?” dedi. “Nerde bilmiyorum, sabah hayvanları saldı sonrada eve gelmedi, ben de kapıyı kilitleyip uyudum. Amcanın durumu nasıl?” dedim. “Bilmiyoruz, daha bir gelişme yok, yoğun bakımda olduğu için içeriye almıyorlar, sadece yaşadıgını biliyoruz!” dedi. “Ee, gelmeyecekmisin?” diye sordugumda, “Sanırım gelemiyoruz!” dedi. Üzülmüş gibi yapıp (içimden baya sevinmiştim), geçmiş olsun dileyip telefonu kapatım. Sonra dışarıya çıkıp İlhana seslendim, ama ses yoktu, nerde olduğunu da bilmiyordum.
Banyoya gidip duş alıp pencerenin karşısına oturdum ve İlhanın gelmesini bekledim. Saat 19:00 olmuştu, ben yemekle uğraşırken kapının zorlandığını duydum. “Kim o?” diye sorduğumda, İlhan, “Ben geldim yenge, kapıyı aç.” dedi. Açtım ve “Nerdesin sen?” diye kızdım. Hiç konuşmadan içeriye girdi, “Ben acıktım!” dedi. Dünden beri hiçbir yememişti garibim. “Nerdeydin?” dedim, “Hayvanlarla beraberdim, onları otlattım, şimdi hepsini götürüp ahıra soktum!” dedi. Ben de gülerek, “31 de çektin mi?” dedim. “Hayır artık yapmıyacağım onu, seninle daha güzel oluyor!” dedi. Gülerek, “Bak seeen, neden daha güzel? dedim. “İşte sen çok güzel kokuyorsun!” dedi. Yemeğini koydum, yemek yedikten sonra çay içtik, “Hadi yatalım!” dedim. “Tamam!” dedi ve yatağına doğru gitti. Onu bu gece de istiyordum, hemde daha çok. “İlhan, yine yanımda yatmak istermisin?” dedim. Kafasını sallayarak, “Evet yenge!” dedi. İçimi yine bir heycan sarmıştı. “Tamam, o zaman benim odaya gidelim!” dedim.
İkimiz de çırıl çıplak soyunarak yorganın altına girdik. Elimi yarağına attım ve okşamaya başladım. Yarağı hareketlenmeye başlamıştı. Ağzıma almak istiyordum, ama hayatımda hiç yapmadığım için tiksiniyordum. İnternette hep görüyordum, hep ağızlarına alıyorlardı, ama cesaret edemedim, biliyorum midem kaldıramzdı. Okşamaya devam ettim, taş gibi olmuştu elimde. Bu sefer ben sırtüstü yatarak bacaklarımı iki yana actım ve üstüme çıkmasını söyledim. Bacaklarımın arasında yerini almıştı, fakat bir şey yapamıyordu. Yine ben yarağını kavrayarak amıma sürtmeye başladım. Sırıl sıklam olmuştum ve zevk sularımla yarağını ıslatıyordum. Öyle içime girmeyeceğini bilgidiğim için yine avucuma tükürükleyip onun yarağını iyicene ıslattım ve yavaşca içime girmesini söyledim, “Sakın zorlama, ben dur deyince de dur!” dedim. “Tamam yenge!” dedi. Eliyle yarağını tutarak içime sokmaya çalışıyordu, ama başaramıyordu. Ona yardım edip bacaklarımı iyicene açıp havaya kaldırdım ve elimi yandan uzatıp yarağını tutup amımın hızasına getirip, tam deliğime denkledim, “Şimdi yavaşça gir!” dedim…
Dediğimi yaptı. Yarağının başı içimdeydi ve dün geceki kadar canım yanmamıştı. Biraz daha girdi, “Dur!” dedim. İçim yanmaya başlamıştı ve amımın duvarını zorluyordu yine. Biraz bekledikten sonra ellerimi kalçasına atıp sıkıca tutarak kendi kalçalarımı oynatmaya ve yarağını içime almaya çalışıyordum. Çoğunu almıştım. Zaten ıslanmıştım onun da etkisiyle daha da kayıyordu içime ve sonuda nihayet yine kasıklarımız birleşmişti. Tamamı içimdeydi ve benim gözlerim kapanmış, nerdeyse dudaklarımı koparıyorudum ısırmaktan. Onu serbest bıraktım ve “Şimdi istedigin gibi yapabilirisin!” dedim. İçime sokup çıkarmaya başladı. Kafasına kadar çıkarıp, dibine kadar sokuyordu. Her girdiğinde ben yine uçuyordum. Tamemen içime girmesi için bacaklarımı iyicene havaya kaldırıp yanlara doğru açtım. İlhan kudurmuştu, deli gibi girip çıkıyordu. Ben kaç kere boşaldım bilmiyorum. Nefes alışları hızlanmıştı. Onun boşalmasını istemiyordum, daha da hızlanmasıyla onu içimden çıkardım…
Zavallı yüzüme öyle mazlum mazlum bakıyordu ki, sanki ‘Neden?’ diye sorar gibiydi. “Çok yoruldum, biraz bekle!” dedim. Yarağı dimdik duruyordu, inmesin diye biraz okşadım. Yine onu içimde istiyordum, ama domalacaktım, o şekilde daha iyi sikiyordu. Önünde domaldım ve arkama geçmesini istedim. Diz çöküp tekrar sikini tükürükleyip içime öyle bir girdi ki, gerçekten bayılacağım sandım. Hem acı, hem zevk ikisi biraradaydı. Bu sefer bütün kontrol ondaydı ve istedigi gibi sikecekti. İlhan sanki az önce onu yarı yolda bıraktığım için intikam alır gibi, beni sıkıca belimden kavrayıp sert ve hızlı bir şekilde sikmeye başladı. Ben yine doruktaydım. İlhanın nefes alışları hızlanmıştı ve son hamlesini yaptığında, içimde bir yerlerin yırtıldığını hisettim, ama aldığım o zevk bana hiçbir şeyi umursatmıyordu. Dölleriyle yine içimi doldurmuştu. Ben uzanınca, yarağı içimdeyken o da üstüme yığıldı kaldı. Biraz dinlendikten sonra hemen banyoya gittim. İçimdeki dölleri çıkarmak için çömeldiğimde, döllerle karışık biraz da kan aktığını gördüm. Elimi amıma attığımda, amımın kıç tarafına yakın yerinde çok kötü yanan bir bölge hissetim. Amımı yırtmıştı, ama beni de dünyanın en mutlu kadını yapmıştı.
Ertesi gün kaynanam eve gelmişti. Ondan sonraki gün de, amcalarının komadan çıktığını ve hayati tehlikeyi atlatığını ögrendik. Çok sevinmiştik. Kocam da eve gelmişti. O gece kocam benimle sikişmek istiyordu, ama amımın genişliğini hisetmesinden korktuğum için yalan söyledim, “Sen gittiğin gün adet oldum, daha iki gün yok sana birşey!” dedim. İki gün geçmişti ve amım normalleşir gibi olmuştu ve kocamla sikişebilirdim artık. Kocam, “Bu gece çok ateşlisin! O kadar sulandın ki, içine girip çıkarken hissetmiyorum bile!” dedi. Kocamın üzerine çıkıp, onu kudurttum. “İn, boşalıyorum!” demesine rağmen daha çok hızlanıp, kocamın içimde boşalmasını sağlamıştım. Artık her şey tamamdı, İlhandan hamile kalsam da, kocam kendisinden olduğunu sanacaktı. 3 gün sonra İstanbul’a döndük.
Şimdi nur topu gibi bir oğlum var :))