Articles by "Kocam işe Gidince"
Kocam işe Gidince etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Slm arkadaşlar. Ben Nihal, şimdiye kadar, sex hikaye sitesinin, pasif okuyucularından birisi idim, ta ki Rabia isimli arkadaşın kayınbabası ile yaşadıklarının hikayesini okuyana kadar. Bu, benim de herkesten gizlediğim ve halen devam eden, kayınbabamla ilişkimi anlatmama vesile oldu.
Aslen Zonguldaklıyım. 22 yaşımda evlendirildim ve Almanyaya gönderildim. Benim isteğimi soran olmadı. Zonguldakta maddi durumu iyi olmayan bir ailemiz vardı. Babam da beni şu anki kocama verdi, 2 sene önce Zonguldakta düğün yaptık. Ben 1,69 boyunda, kumral ve fiziği düzgün bir bayanım. Aslında fena da sayılmam, çok çekici göğüslerim, kalça ve dudaklarım var. Gerdek gecesine kadar hiç arkadaşım olmadı, babam ve abim çok üzerime düşer ve öyle şeylere izin vermezlerdi. Gerdek gecesi baştan sona bir travma idi. Düğün bitti odamıza çekildik, ne bir nazik hareket, ne bir romantik davranış, kocam olacak odun resmen Tecavüz eder gibi sahip oldu bana. Herşey 10 dakika sürmedi. Gerdekten sonra da birşey değişmedi. Canı çekti mi, hiç bana istiyormuyum diye sormadan yatırır beni, yine 10 dakika sürmez işini bitirir, hiç benim zevkimi düşünmezdi. Bir sene hep böyle gitti. Kocam şu anda Taxi şöförü ve geceleri vardiyeye çıkar. Evde birde bizimle yaşayan Kaynanam ve Kayınbabam var. Kaynanam suratsız ve geçimsiz bir kadın, bana ve evde yaşayan herkese zulüm eder.
Kaynanam, emeklilik işlerini halletmek için Türkiyeye gitmiş, kayınbabam burda kalmıştı. Geceleri sürekli oturup sohbet ederdik kayınbabamla. Kendisi çok yakışıkı, karizmatik ve kadın ruhundan anlayan bir insan. Yaşını hiç belli etmez, sürekli spor yapar ve kendisine çok iyi bakar. Yani anlayacağınız oğlu ile tam ters. Bir gece yine kocam geldi ve acil odaya çağırdı beni. İsviçreye çok paralı bir yolcusu varmış, acil gitmesi gerekiyormuş ve 3 gece kalacakmış. Benden, hemen soyunup altına yatmamı istedi. Ben de canıma tak ettiği için yapmadım. Çok sinirlendi, bana tokat attı ve anama küfür ederek gitti. Ben ağlarken, kayınbabam, “Vay hayvan herif vay!” diyerek odama geldi ve beni teselli etmeye çalıştı. Sonra, “Kızım üzülme, kalk bu gece seninle gezmeye çıkalım, biraz ruhun açılsın, neşen yerine gelsin.” dedi. Kocam olacak odun beni daha bir gece bile eğlenceye götürmemişti, evde hapis gibiydim. Kendimi toparladım, giyindim, makyajimi yaptım ve kayınbabamla dışarı attık kendimizi. Beni Dortmund’ta Türklere ait müzikli güzel bir Gece kulübüne, yani Türkü Bar gibi bir yere götürdü.
Gece kulübünün sahibi bizi kapıda karşıladı ve kayınbabamla sohbet ettiler. Bize oturmamız için yer gösterdikten 10 dakika sonra, inanın masamızda bir tek kuş sütü eksikti. Kayınbabamla sohbete başladık, o kaynanamı bense kocamı şikayet ettim. Kayınbabam Wiski içiyordu, bir duble de bana verdi. Gece ilerledikçe açıldık ve birazda olsa içkinin verdiği rahatlıkla, konu döndü dolaştı Seks’e geldi. Meğersem kaynanam da aynı kocam gibi ruhsuzun teki imiş. Slow parçalar çalmaya başlayınca, kayınbabam beni dansa kaldırdı. Biraz başım dönüyordu ama gecenin bitmesini hiç istemiyordum. Dans ederken sağ eli kalçamın biraz üstünde, ama vücutlarımız birbirine temas eder halde idi. Kayınbabamın parfümü bile beni etkilemiş, içimde tanımadığım duygular ortaya çıkarmıştı. Bacak aramın biraz üstüne dokunan bir sertlik hissetmeye başladım. Gittikçe sertleşen ve büyüyen bu şey kayınbabamın yarağından başka birşey olamazdı. Ve çok büyük bir yarak olması lazımdı bu. Heyecandan bacaklarım titremeye başladı. Ben de kendimi kayınbabama bastırmaya başladım, hem göğüslerimi, hem bacak aramı. Kayınbabam da anlamış olmalı ki, kalçamın üzerinde duran sağ elinin parmakları ile kalçamı okşamaya başladı. Müthiş tahrik oluyordum.
Gece ilerlemişti iyice, son sanatçı da sahneyi terkedince, kayınbabam hesabı ödedi ve bir Taxi çağırttı. Taxide ikimiz de arkaya oturduk. Kayınbabam elini omzuma koydu, ben de ona yaslandım, eve kadar böyle sanki rüyalar alemindeymişiz gibi gittik. Eve varınca, gerçekler sanki bizi geri uyandırdı. Nedense eve girince, evde yalnız olmamıza rağmen biraz çekindik birbirimizden. Birbirimize iyi geceler diledikten sonra, ben odama geçtim kayınbabam da kendi odasına.
Aradan bir saat gibi geçmişti ki, kayınbabam bana seslendi ve beni odasına çağırdı. “Kızım ben uyuyamıyorum, senin de uykun yoksa birer kahve yap getir de içelim.” dedi. Kahveyi öyle acele yaptım ki anlatamam. Kayınbabam yatağında uzanarak, ben de yatağın ayakucuna oturarak kahvelerimizi içtik. Kayınbabam bir ara, “Kızım gel sen de yanıma uzan, sabaha kadar sohbet edelim.” dedi. Üzerimde ince bir gecelik, kayınbabamın üstünde ise kısa bir şort ve atlet vardı. Biraz çekinerek de olsa, kayınbabamın yanına uzandım. Teni ve kokusu beni resmen kudurtuyordu. Sohbet ilerledikçe, kayınbabamın göğsüne yattım. Kayınbabam konuşurken biryandan da saçlarımı okşuyordu. Ben de konuşmasını dinlerken başka başka dünyalara gidiyordum. Kayınbabamın önüne baktığımda, yarağı öyle bir kalkmıştı ki, şortunu zorluyordu.
Dayanamadım elime aşağı doğru, şortuna uzattım. Şortunun üzerinden kayınbabamın yarağını yavaş yavaş okşarken, kayınbabam aniden doğruldu ve beni bir çırpıda çırılçıplak soyuverdi. Beni yatağa sırtüstü yatırıp, iki bacağımın arasına yerleşti ve göğüslerimi yalayarak aşağı indi. Ve amımı yalamaya başladı. Kocam hiç yapmadığından çok şaşırdım, bir tuhaf oldum. İki dakika yalamadan titreye titreye kayınbabamın ağzına boşaldım. Kayınbabam damla bırakmadı yuttu sularımı. Zevkten nasıl inliyorum ama! Yarım saate yakın daha yaladı amımı. Tanrım, ne muhteşem bir şeymiş insanın amının yalanması! Sonra, “Şimdi sıra sende…” dediğinde, kayınbabamın suratına saf saf baktım. Kayınbabam gülümsedi ve, “Anladım bizim oğlan da salakmış. İn, sen de benimkini yala…” diyerek, nazik ama ne istediğini bilir hareketlerle kafamı aşağı, yarağına bastırdı. Kayınbabamın şortunu çıkarıp, yarağını görünce ben iyice şoke oldum. Büyük olduğunu tahmin ediyordum, ama bu kadar büyük beklemiyordum. Keser sapı gibi upuzun bir yarak, üstelik çok ta kalındı. Başını ağzıma almaya çalıştım, ama sığmadı. Dilimle sağını solunu yaladım elimden geldiği kadar.
Yarağını 10 dakika kadar yaladıktan sonra, kayınbabam gülümseyerek, “Nihal kızım gel bakalım, benim salak oğlanın kızlığını bozmasından birşey anlamamışsın, şu kızlığını adam akıllı bir bozalım!” dedi. Ben yalvarmaya başladım, “Ne olur birden sokma baba!” diye. Oğlunun yaptığı gibi yapsa resmen amımı yırtar diye korkuyordum. “Korkma kızım, sen kendini bana bırak!” dedi. Yarağının kafasını amımın ağzına dayadığında korkudan nerdeyse kalbim duracaktı, ama amımın suları da resmen akıyordu. Kayınbabam bir yandan dudaklarımı ve dilimi öperken, öbür yandan o keser sapı gibi hayvansı yarağını yavaş yavaş amıma ittiriyordu. Başı zor bela girdi, ama ben de o esnada duyduğum acıyla kayınbabamın sırtına tırnaklarımı geçirmiş, yırtmış, kanatmıştım. En sonunda köküne kadar sokunca, yarağı sanki mideme kadar girdi sandım…
Amım kayınbabamın yarağının çapına alışıp, duyduğum acı azaldıkça, ben de kendimden geçiyor, boşaldıkça boşalıyordum. Kayınbabam da bana kökledikçe köklüyordu. ‘Şak Şak Şak’ sesleri resmen odayı inletiyor, kayınbabam bana orgazm üzerine orgazm yaşatıyordu. İnanın bir saate yakın beni siktikten sonra, “Gelinim, ben dayanamıyorum artık, geliyorum!” demesi ile patladı. Ama ne patlama! İçim dışım döl oldu. Kayınbabamın dölleri amımakayı öyle sıcak sıcak aktıkça, ben bir kez daha geldim. O gece kayınbabam beni sabaha kadar kaç kez sikti bilmiyorum, ama sabah uyandığımda yatak göle dönmüştü. Diğer iki gün de, kocam dönene kadar, evden çıkmadık ve kayınbabamla sikiştik!
Kaynanam da Türkiyeden dönünce artık kayınbabamla sikişmek için çok fazla fırsatımız olmuyor, çok nadiren sikişiyoruz. Şimdilerde kayınbabam tutturdu, “Gelinim, bir defa da götünden sikeyim!” diye yalvarıyor bana, ama ben çok korkuyorum. Kayınbabamı çok seviyorum, ve o koca yarağı olmadan yaşayamıyacağıma göre, zannedersem eninde sonunda benim göte kayınbabamın keser sapı gibi yarağı girecek, bunun çıkar yolu yok gibi görünüyor…

Slm, ben Sinem. 6 yıllık evliyim, 27 yaşındayım, 1.72 boyunda, esmer ve balık etli biriyim. Zihinsel özürlü kaynımla aramda geçen bir seks hikayemi paylaşmak istiyorum, çünkü kimseye anlatamıyorum ve içimde de tutmak ağır geliyor bana. Hikayem bundan 2 sene önce Mayıs ayında geçiyor. Kocamla beraber memleketlerine (Anadolu’nun şirin bir köyüne) tatile gittik. Köyde yaşayaşan kaynanam, kayınbabam ve kocamdan küçük olan zihinsel özürlü kaynım (İlhan), geleceğimizden haberleri olduğu için baya hazırlık yapmışlar, bizi bekliyorlardı. Gittiğimizde yoğun bir ilgi, bir alaka, utandırmışlardı beni. Hele kaynım, “Yengem geldi, yengem geldi!” diye diye ortalığı velveleye vermişti. Doğrusu bu ilgi çok hoşuma gitmişti. Yemekler yenildi, çaylar kahveler içildi, sohbetler edildi. Derken, kocamla ben yorgunluktan mahf olmuştuk, yatmak için izin isteyip, odamıza gittik, yattık uyuduk.
Sabah temiz havanın etkisiyle erkenden uyandım. Pencereden baktığımda kayınım İlhan hayvanları dere kenarına götürüyordu. Ben de üstümü giyinip dışarı çıktım. Kaynanam inekleri sağmış, sütü kaynatmak için ateşe koymuştu. Beni görünce gülerek, “Güzel gelinim uyandın mı, günaydın!” dedi. “Günaydın anneciğim!” deyip, ateşin önünde muhabette koyulduk. Kaynanam, maddi manevi bazı sıkıntılarının olduğunu anlatıyordu. Ben de, “Maddi sıkıntılar halledilir de, manevi sıkıntı nedir anneciğim?” dedim. Başladı anlatmaya, “Biz yaşlandık, kızlar uğramaz oldu, siz İstanbul’da, biz burda kala kaldık öyle. İlhanın durumunu biliyorsun, gitmediğimiz doktor kalmadı, ama hiçbir faydası yok. Geçim kaynağımız hayvanlar, onlar da bakım ister, yaşlandık artık bakamıyoruz, İlhan da anlamıyor, hayvanları suya götürürüyor hepsi o kadar!” dedi, sonra, “Neyse… Hadi gel bir çay koyalım, kahvaltı yaparız!” dedi ve kalktık hazırlık yapmaya başladık. Kocam da uyanmış elini yüzünü yıkadıktan sonra sofraya geldi. Kahvaltıdan sonra kocama, “Biraz gezelim tarlalarda falan…” dedim. Kabul etti ve bahçeye indik. Dalından domates salatalık yemek kadar lezettli bir şey daha yoktu. Çok hoşuma gitmişti…
Akşam olmuştu, ama benim içim de kaynıyordu, temiz hava ve organik yiyecekler bende adeta Afrodizyak etkisi yapmıştı ve canım öylesine sex istiyordu ki, anlatamam. Yatağa girer girmez, ben hemen yapıştım kocamın dudaklarına ve sevişmeye başladık. İkimizin de Orgazm olduğu güzel bir sikişmeden sonra, gayet huzurlu bir şekilde yattık, uyuduk.
Sabah yine erkenden uyandım. Yıkanmak için banyoya girdim. Kimse uyanmadan yıkanmalıydım, çünkü köy hali, derme çarpma bir banyoları vardı. Eskiden orası mutfakmış, ama sonra etrafını hasırlarla kapatarak banyo yapmışlar. İşin açıkcası insanı bu tedirgin ediyordu. İyi ki ani su ısıtıcıları vardı, su ısıtmak zorunda kalmamıştım. Hemen aceleyle soyunup suyun altına girdim. 2 dakika sonra sanki bir gölge görmüş gibi oldum, sağa sola baktım, birşey göremedim. Kim ola bu saate deyip devam ettim, banyomu yapıp, hızlıca giyinip yattığımız odaya gittim. Ama banyonun ordan bir takım sesler duydum. Merak ettim, pencereden baktım. Bir de ne göreyim, kaynım İlhan banyo yaptığım yerin arka tarafından çıkıyor. Birden afalladım, ne yapacağımı şaşırdım kaldım. Beni mi röntgenlemişti? Nasıl olurdu böyle birşey? Öğleden sonra banyo yaptığım yerin arka tarafına gidip baktım. Gerçekten oraya konulan buğday torbalarının hemen yanında, bir parmak genişliğinde bir aralık vardı. Artık hiç şüphem kalmamıştı, kaynım beni dikizlemişti. Utana sıkıla geri geldim. Herkes dışardaydı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Kaynıma da kızamıyordum, 24 yaşında genç bir erkekti, belki zihinsel olarak eksikti, ama o da bir erkekti, onun da cinsel ihtiyaçları vardı. Onun için kızmadım ve kimseye de birşey söylemedim.
Aradan birkaç gün geçmişti ve İlhan’ın bana bakışları çok değişmişti. Bunun farkındaydım, ama ne yapabilirdim ki? Ne diyebilirdim ki? Daha doğrusu sonuçta deliydi. Gece olmuş ve herkes uyuyordu, benim ise uykum kaçmıştı. Uyumaya çalışıyordum, ama uyuyamıyordum. Kocam horlamaya başlamıştı bile. Birden dış kapının gıcırdamasını duydum, doğrulup ön cepheye baktığımda, İlhan’ı banyonun arkasına giderken gördüm. Ne yapıyor bu deli bu saate orda? diye bakmaya devam ettim. Merak işte, yatıp uyusana, sana ne? Ama dedim ya merak işte, beni rahat bırakmadı, peşinden yavaşça dışarı çıkıp, çitlerin aralıklarından baktığımda, adeta şok olmuştum. İlhan donunu indirmiş 31 çekiyordu. Hemen ordan ayrılmak istedim, hatta iki adım geri attım, ama yine vaz geçtim, biraz daha seyretmek için geri döndüm, daha dikatli bakmaya başladım. İlhan tam karşımda yan durmuş, hızlı hızlı 31 çekiyordu. Biraz daha bekledim ve İlhan kasıla kasıla boşalmaya başladı. Ama asıl şoku işte ondan sonra yaşadım, sikindeki kalan dölleri temizlemek için döndüğünde, avlunun ışığı yarağını tam aydınlattı ve ben hayatımda gördüğüm en büyük ve kalın yarağı gördüm. Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı ve gözlerimi yarağından ayıramıyordum, dehşet bir şeydi, gerçekten inanılmazdı. İnternette çok yarak gördüm, ama böylesini hiçbir yerde görmedim. İlhan donunu çekerken ben de hemen geri içeriye girdim. Odaya geldiğimde kocam halen horluyordu. Hemen sırtımı ona dönüp uyumaya çalıştım, ama İlhan’ın yarağı bir türlü aklımdan çıkmıyordu.
İlerleyen günlerde İlhan’ın yarağı adeta beynimde saplantı haline gelmişti. Tanrım, nasıl bir şeydi o yarak öyle? Bir kadın nasıl içine alabilir onu? diye her düşündüğümde sırılsıklam oluyordum. Ama kocama birşey belli etmiyordum, sadece hemen odama girip kapıyı kilitleyip, İlhanın yarağını düşünerek masturbasyon yapıyordum.
Günlerden Çarşambaydı, akşam üstüydü, evin telefonu çaldı. Telefonu kocam açtı. Tedirgin bir sesle, “Ne zaman oldu, nasıl oldu? Yaşıyorlar mı?” diye konuşunca, herkes, “Kine ne oldu?” diye ayağa fırladı. Kocam, “Tamam geliyoruz!” deyip telefonu kapattı. Hepimiz merakla ne olduğunu beklerken kocam anlattı: Amcaları tarladan gelirken traktörün romorkü devrilmiş ve amcaları altında kalmış. Durumu çok ağırmış, kan da lazımmış. Kocam, “Hemen hazırlanıp çıkalım!” dedi. Ben de hazırlanmak istedim tabi, ama kocam, “Senin ve İlhan’ın gelmesine gerek yok, biz gideriz! Duruma göre sana haber veririm!” dedi. “Hayır, ben de geleceğim!” dedim, “Olmaz!” deyip kestirip attı. Kocama gizlice, “Kendine gel, ben burada yalnız kalamam, korkarım!” dedim. Kocam da, “Korkma, birşey olmaz. Hem İlhan burda ya!” dedi ve aceleyle çıktılar. Gidecekleri köy traktörle yarım saat sürüyordu, binip gittiler…
Gece saat 23:00’e geliyordu, daha haber almamıştım. Patlamak üzereydim ki, evin telefonu çaldı. Hemen fırladım açtım. Arayan kocamdı, “Bu gece gelemiyoruz, durumu çok ağır, tıp fakültesine havale ettiler ve oraya gidiyoruz!” dedi. “Peki ne zaman geleceksiniz?” dedim. “Bilmiyorum, belli değil!” dedi. “Bari annem gelsin!” dedim. “Annem de yengemlerde, gelen giden çok, yengem ilgilenecek durumda değil!” dedi. “Tamam!” deyip kapattım telefonu. İlhan yere uzanmış Televizyon seyrediyordu, dünyadan haberi yoktu. Bana dönüp, “Annemler gelmiyorlar mı?” dedi. “Hayır!” dedim. Hiç konuşmadan tekrar filmi seyretmeye devam etti. Ben divanda oturdum, düşünüyordum. Saat baya geç olmuştu, “İlhan yatağına geçip yat istersen!” dedim. Hiç konuşmadan kalktı ve yerine geçti, gömleğini ve kot pantolonu çıkararak, sadece donuyla ve atletiyle yatağa uzandı, üstünü örtmeden. Ve o dev yarak donunun içinde, karşımda öylece duruyordu. İnik hali bile çok büyüktü…
Ben de orda divanda uzandım, ama uykum gelmiyordu, gözüm hep ondaydı. İçimi karışık duygular kaplamıştı, amım ıslanmış ve istemsiz hareketler yapıyordum, elim çoktan pijamamın içinde amıma varmıştı bile. İki parmağımı amımın içine sokup çıkarıyordum. Birden İlhan’ın bana baktığını gördüm, kaşıyormuş gibi yapıp elimi çektim hemen. İlhana baktım, bu sefer o sokmuştu elini donuna ve gözlerimin içine bakarak yarağıyla oynuyordu. “Napıyorsun İlhan, çek elini ordan!” diye bağırmışım. Hemen elini çekip bakışlarını kaçırdı. Sonradan üzüldüm çocuğa bağırdım diye ve telafi etmek için onunla konuşmaya başladım. Kısa cevplar veriyor, gözünü benden kaçırıyordu…
“İlhan seninle bir şey konuşamam lazım!” dedim. “Nedir yenge?” dedi ve bana baktı. “İlhan sen neden evlenmiyorsun?” dedim. “Babam erken diyor!” dedi. “Erken değil, tam evlenecek yaşta bir erkeksin ve evlenmem lazım!” dedim. “Babam kimse seni almaz diyor!” dedi. “O yüzden mi 31 çekiyorsun?” dedim. Bakışlarını kaçırdı ve cevap vermedi. “Ben seni geçen gün gördüm, banyonun arkasında 31 çekerken!” deyince, “Yalan söylüyorsun!” deyip, birden doğrulup oturdu. Ödüm koptu biran, birşey yapacak diye. “Hayır, yalan söylemiyorum gördüm, 31 çekiyordun!” diye tekrarlayınca, “Babama söyleyecekmisin?” dedi. “Söyleyim mi?” dedim. “Hayır söyleme, babam beni dövüyor!” dedi. “Daha önce dövdü mü?” dedim. “Evet, bir kere tarlada yakaladı ve çok dövdü!” dedi.
Bunları konuşurken amım nasıl karıncalanıyordu anlatamam. Şeytan dürtüyordu, işte sana fırsat, değerlendir diyordu. “Peki söylemeyeceğim, ama karşılığında senden bir şey isteyecegim, sen de onu yaparsan kimseye söylemem, yoksa abine de, babana da söylerim!” dedim, ama yüreğim kalbimden çıkacak gibiydi, nefes alamıyordum, boğazım düğümleniyordu, daha şimdiden içimi suçluluk duygusu kaplamıştı. İlhan, “Nedir yenge?” deyip kalktı, pantolonunu giymeye çalıştı. “Hayır giyinme, banyo yapmanı istiyorum, çok kötü kokuyorsun. Ama önce içerden sana temiz iç çamaşır alalım!” deyip dolaba yöneldim, ona bir külot ve atlet çıkardım, “Hadi bakalım, şimdi doğru banyoya!” dedim. “Yıkanınca babama demiyecek misin?” dedi. “Önce seni bir yıkayalım, sonra konuşuruz!” dedim ve banyoya girdik.
Atletini çıkartıp attı oraya, suyu kıvamına getirip donla altına girdi. Ben ona bakıyorum. Tamamen ıslanınca yarağı olduğu gibi yapıştı dona, bütün hatlarıyla görünüyordu. “Donunu da çıkar, seni lifleyeceğim!” dedim. Hiç itiraz etmeden çıkardı. Aman Tanrım, bu ne ya? dedim kendi kendime. Yarağı kıllı, kirli, ama kocaman bir şeydi! İlhanı lifleyip iyicene yıkadım. Arada elim kazayla değiyor gibisinden yarağına elliyorum. Ve yarak kısa sürede kalkmaya, uzamaya ve kalınlaşmaya başladı…
Kendime inanmıyordum, hayatımda hiç kocamı aldatmamıştım, fakat şimdi öz kardeşiyle aldatmanın planlarını yapıyordum. Yarağını tutup, “İlhan bu neden böyle oldu?” diye sert çıkmaya başladım. “Bilmiyorum yenge, annem yıkayınca da oluyor!” demez mi! “Nasıl bilmiyorsun?” dedim. “Bilmiyorum işte, sorma bana!” dedi. “Peki 31 çekmesini nasıl öğrendin?” diye sordum. “Asım öğretti!” dedi. Asım komuşlarıymış, ama evleri biraz uzaktaymış. “Peki, hiç bir kadınla yaptın mı o işi?” dedim. “Hayır yapmadım!” dedi. “Nasıl yapılacağını biliyormusun?” dedim. “Bilmiyorum!” dedi. “Peki ben sana öğretsem, kimseye söylermisin?” dedim. “Hayır söylemem!” dedi. “Bak ama, eğer söylersen, ben de senin 31 çektiğini babana söylerim. Askerlere de söylerim, seni ceza evine atarlar!” dedim. “Yok valla söylemem!” dedi. “Peki!” dedim. İlhanı kurulayıp çıktık. Dış kapıyı kilitleyip, yattığım odaya geçtik…
Ben de soyunup, yatağa sırtüstü yattım ve “Bak İlhan, bir kadın yapmak için, öncelikle onu yalaman gerekiyor!” dedim. Geldi elimi kolumu yalamaya başladı. “Oraları değil, burayı yalayacaksın!” diyerek amımı gösterdim ve “Aynı köpeğin su içtiği gibi, dilini amımın içinde gezdirmen lazım!” dedim. Hiç beklemeden yumuldu amıma ve yalamaya başladı. Ben zevkten uçmak üzereydim. Başından tutup amıma bastırdım, “Daha hızlı yala! Daha hızlı!” diye diye şidetli bir şekilde orgazm olup boşaldım. Ama ne boşalma, anlatılamaz! İlhan halen yalamaya devam ediyordu. “Yeter bukadar! Şimdi de senin sırtüstü yatman lazım!” dedim. Dediğimi yaptı. Yarağını elime alıp sıvazlamaya başladım. Ama avucuma sığmıyordu ki, içime nasıl girecekti? Nasıl alabilirdim içime onu? Hem almak için sabırsızlanıyordum, hemde bana bir şey olur diye çok korkuyordum. Bütün cesaretimi toplayıp, ata biner gibi üstüne diz çöktüm. O sadece olacakları bekliyordu. Elimi bolca tükürükleyip yarağının başını iyice ıslattım. Benimki zaten ıslak olduğu için, yarağının gövdesinden kavrayıp yavaşca amıma sürtmeye başladım. Yok böyle bir delilik ya, kendime inanamıyorum, zevkten uçuyordum adeta.
Biraz zorladıktan sonra yavaş yavaş amımın dudaklarını gerildiğini hissettim. Ve biraz sonra daha şidettli bir acı ile durdum, kafası içimdeydi. Ama içimden çıkarmak istemiyordum, hepsini almayada korkuyordum. O an aklıma çantadamki nemlendirici krem geldi ve “Sen kıpırdama!” dedim, gidip getirdim ve yarağına baştan aşağıya iyice sürmeye başladım. Sonra yine yarağını amıma almayı denedim. Bu defa biraz daha rahat oluyordu galiba. Biraz daha, biraz daha derken içimde yer kalmadığını anladım, inanılmaz zorluyordu rahmimi. Ama daha hepsi girmemişti, elimi attığımda daha 3 parmak kadarı dışarda duruyordu. Ben ise kıpırdamaya korkuyordum. Biraz o şekilde git gelden sonra inanılmaz bir orgazm daha yaşadım. Yarağına da alışmaya başlamıştım, artık yavaş yavaşta olsa oturup kalkabliyorum. Benim sıvımın ve kreminde etkisiyle, yarak içimde kayıyordu adeta. Sonra hızlanmaya başladım. Yarak beni zorluyordu, ama istiyordum da…
Bir süre sonra ayağa kalkıp, “İlhan, sen hiç sikişen eşek gördün mü?” diye sordum. “Gördüm!” dedi. “Beni o eşek gibi sik! Yarağına bolca tükür ama!” dedim ve ellerimle duvara dayanıp domaldım. İlhan yarağını tükürükleyip arkadan amıma girmeye çalışıyordu. Ve işte kafası içimdeydi, ama birden öyle bir abandı ki, gözlerim karardı ve istemeden de olsa bastım çığlığı. İlhan sesimden korkup durdu. Kendime geldiğimde, “Tamam devam et, ama yavaş yavaş!” dedim. Dediğim gibi yavaşça gidip geliyordu, ama ben zor duruyordum ve tutunduğum duvardaki beyaz alçıyı söküyordum. Kendimi geriye ittirerek, tamamını içime almak istiyordum. Sonunda taşaklarının kalçalarıma çarptığını hissedince daha çok hızlandım. O da aynı anda hızlanmaya başlamıştı…
Korunmuyordum ve içime boşalmaması gerekliydi. Ama iş işten geçmişti, son darbelerdi, ben kopmuştum, hiçbir şey umrumda değildi ve aynı anda boşaldık. Duvara tutunmaktan kollarımda derman kalmamıştı, aşağıya kayarak dizlerimin üzerine çöktüm, İlhan da yarağını çıkarmadan benimle birlikte kaydı ve üstüme yığıldı kaldı. İçime öyle bir boşalmıştı ki, yarağı içimde olduğu halde etrafından dölleri süzülüyordu. Yarağı kendiliğinden küçülüp amımdan çıkınca, İlhan ayaga kalktı ve “Bu 31 çekmekten daha güzeldi, bundan sonra bana hep sen öğret yenge!” dedi. “Peki, ama kimsenin bilmemesi lazım, yoksa abin seni öldürür!” dedim. “Ben kimseye söylemem, ama sen de söyleme!” dedi. “Tamam! Hadi gel yanıma uzan!” dedim. Gelip yanıma uzandı. Hiç kıpırdamadan ytaıyordu. Elimi inmiş yarağına atıp biraz okşayıp sevdikten sonra, yarağı yine kazık gibi oldu. “İlhan bir daha sikmek istermisin?” dedim. “Evet yenge, hadi yapalım!” dedi. O gece sabaha kadar 4 kere siktirdim kendimi İlhana.
Ertesi gün telefonun sesiyle uyandığımda, saat ögleden sonra 16:00’yı geçiyordu. Hemen fırladım telefonu açtım. Kocam arıyordu, “Niye açmıyorsun telefonu, nerdesin, 1 saaten fazladır arayıp duruyorum!” dedi. Ben de, “Bütün gece uyuyamadım, sabah ta erken kalktım, uykusuz olduğum için divanda uyuya kalmışım!” demek zorunda kaldım. “İlhan napıyor, orda mı?” dedi. “Nerde bilmiyorum, sabah hayvanları saldı sonrada eve gelmedi, ben de kapıyı kilitleyip uyudum. Amcanın durumu nasıl?” dedim. “Bilmiyoruz, daha bir gelişme yok, yoğun bakımda olduğu için içeriye almıyorlar, sadece yaşadıgını biliyoruz!” dedi. “Ee, gelmeyecekmisin?” diye sordugumda, “Sanırım gelemiyoruz!” dedi. Üzülmüş gibi yapıp (içimden baya sevinmiştim), geçmiş olsun dileyip telefonu kapatım. Sonra dışarıya çıkıp İlhana seslendim, ama ses yoktu, nerde olduğunu da bilmiyordum.
Banyoya gidip duş alıp pencerenin karşısına oturdum ve İlhanın gelmesini bekledim. Saat 19:00 olmuştu, ben yemekle uğraşırken kapının zorlandığını duydum. “Kim o?” diye sorduğumda, İlhan, “Ben geldim yenge, kapıyı aç.” dedi. Açtım ve “Nerdesin sen?” diye kızdım. Hiç konuşmadan içeriye girdi, “Ben acıktım!” dedi. Dünden beri hiçbir yememişti garibim. “Nerdeydin?” dedim, “Hayvanlarla beraberdim, onları otlattım, şimdi hepsini götürüp ahıra soktum!” dedi. Ben de gülerek, “31 de çektin mi?” dedim. “Hayır artık yapmıyacağım onu, seninle daha güzel oluyor!” dedi. Gülerek, “Bak seeen, neden daha güzel? dedim. “İşte sen çok güzel kokuyorsun!” dedi. Yemeğini koydum, yemek yedikten sonra çay içtik, “Hadi yatalım!” dedim. “Tamam!” dedi ve yatağına doğru gitti. Onu bu gece de istiyordum, hemde daha çok. “İlhan, yine yanımda yatmak istermisin?” dedim. Kafasını sallayarak, “Evet yenge!” dedi. İçimi yine bir heycan sarmıştı. “Tamam, o zaman benim odaya gidelim!” dedim.
İkimiz de çırıl çıplak soyunarak yorganın altına girdik. Elimi yarağına attım ve okşamaya başladım. Yarağı hareketlenmeye başlamıştı. Ağzıma almak istiyordum, ama hayatımda hiç yapmadığım için tiksiniyordum. İnternette hep görüyordum, hep ağızlarına alıyorlardı, ama cesaret edemedim, biliyorum midem kaldıramzdı. Okşamaya devam ettim, taş gibi olmuştu elimde. Bu sefer ben sırtüstü yatarak bacaklarımı iki yana actım ve üstüme çıkmasını söyledim. Bacaklarımın arasında yerini almıştı, fakat bir şey yapamıyordu. Yine ben yarağını kavrayarak amıma sürtmeye başladım. Sırıl sıklam olmuştum ve zevk sularımla yarağını ıslatıyordum. Öyle içime girmeyeceğini bilgidiğim için yine avucuma tükürükleyip onun yarağını iyicene ıslattım ve yavaşca içime girmesini söyledim, “Sakın zorlama, ben dur deyince de dur!” dedim. “Tamam yenge!” dedi. Eliyle yarağını tutarak içime sokmaya çalışıyordu, ama başaramıyordu. Ona yardım edip bacaklarımı iyicene açıp havaya kaldırdım ve elimi yandan uzatıp yarağını tutup amımın hızasına getirip, tam deliğime denkledim, “Şimdi yavaşça gir!” dedim…
Dediğimi yaptı. Yarağının başı içimdeydi ve dün geceki kadar canım yanmamıştı. Biraz daha girdi, “Dur!” dedim. İçim yanmaya başlamıştı ve amımın duvarını zorluyordu yine. Biraz bekledikten sonra ellerimi kalçasına atıp sıkıca tutarak kendi kalçalarımı oynatmaya ve yarağını içime almaya çalışıyordum. Çoğunu almıştım. Zaten ıslanmıştım onun da etkisiyle daha da kayıyordu içime ve sonuda nihayet yine kasıklarımız birleşmişti. Tamamı içimdeydi ve benim gözlerim kapanmış, nerdeyse dudaklarımı koparıyorudum ısırmaktan. Onu serbest bıraktım ve “Şimdi istedigin gibi yapabilirisin!” dedim. İçime sokup çıkarmaya başladı. Kafasına kadar çıkarıp, dibine kadar sokuyordu. Her girdiğinde ben yine uçuyordum. Tamemen içime girmesi için bacaklarımı iyicene havaya kaldırıp yanlara doğru açtım. İlhan kudurmuştu, deli gibi girip çıkıyordu. Ben kaç kere boşaldım bilmiyorum. Nefes alışları hızlanmıştı. Onun boşalmasını istemiyordum, daha da hızlanmasıyla onu içimden çıkardım…
Zavallı yüzüme öyle mazlum mazlum bakıyordu ki, sanki ‘Neden?’ diye sorar gibiydi. “Çok yoruldum, biraz bekle!” dedim. Yarağı dimdik duruyordu, inmesin diye biraz okşadım. Yine onu içimde istiyordum, ama domalacaktım, o şekilde daha iyi sikiyordu. Önünde domaldım ve arkama geçmesini istedim. Diz çöküp tekrar sikini tükürükleyip içime öyle bir girdi ki, gerçekten bayılacağım sandım. Hem acı, hem zevk ikisi biraradaydı. Bu sefer bütün kontrol ondaydı ve istedigi gibi sikecekti. İlhan sanki az önce onu yarı yolda bıraktığım için intikam alır gibi, beni sıkıca belimden kavrayıp sert ve hızlı bir şekilde sikmeye başladı. Ben yine doruktaydım. İlhanın nefes alışları hızlanmıştı ve son hamlesini yaptığında, içimde bir yerlerin yırtıldığını hisettim, ama aldığım o zevk bana hiçbir şeyi umursatmıyordu. Dölleriyle yine içimi doldurmuştu. Ben uzanınca, yarağı içimdeyken o da üstüme yığıldı kaldı. Biraz dinlendikten sonra hemen banyoya gittim. İçimdeki dölleri çıkarmak için çömeldiğimde, döllerle karışık biraz da kan aktığını gördüm. Elimi amıma attığımda, amımın kıç tarafına yakın yerinde çok kötü yanan bir bölge hissetim. Amımı yırtmıştı, ama beni de dünyanın en mutlu kadını yapmıştı.
Ertesi gün kaynanam eve gelmişti. Ondan sonraki gün de, amcalarının komadan çıktığını ve hayati tehlikeyi atlatığını ögrendik. Çok sevinmiştik. Kocam da eve gelmişti. O gece kocam benimle sikişmek istiyordu, ama amımın genişliğini hisetmesinden korktuğum için yalan söyledim, “Sen gittiğin gün adet oldum, daha iki gün yok sana birşey!” dedim. İki gün geçmişti ve amım normalleşir gibi olmuştu ve kocamla sikişebilirdim artık. Kocam, “Bu gece çok ateşlisin! O kadar sulandın ki, içine girip çıkarken hissetmiyorum bile!” dedi. Kocamın üzerine çıkıp, onu kudurttum. “İn, boşalıyorum!” demesine rağmen daha çok hızlanıp, kocamın içimde boşalmasını sağlamıştım. Artık her şey tamamdı, İlhandan hamile kalsam da, kocam kendisinden olduğunu sanacaktı. 3 gün sonra İstanbul’a döndük.
Şimdi nur topu gibi bir oğlum var :))

 

Kocam rahatsız olduğu için tatile gelememişti. Yazlıkta, kocası askerde olan (komşum ve arkadaşım olan) Nurgül, ben ve kayınbabam birlikte kalıyorduk. Bir akşam kayınbabam içkiyi fazla kaçırıp, erken yattı. Biz arkadaşımla içmeye devam ettik. Fazla içmiş olmalıyız ki, biz de bayağı hoş olduk. Aklıma kayınbabamın sex kasetleri geldi. Kocamla yalnız geldiğimizde seyreder, uçardık. Seyretmeye başladık, sırılsıklam olduk, hoşumuza gitti. Birden Nurgül, “Ben kayınbabanın yanına gidiyorum, sen gelme!” dedi. “Deli misin? Olmaz!” dedim. “Ne olur gideyim, biliyorsun aylardır erkeksizim, canıma tak etti, bir de bunları görünce, artık dayanamıyorum. Mutlaka kendimi siktirmem lazım. Sen de istersen bizi gizlice seyredersin. Kayınbaban olgun bir kişi, sır tutar.” dedi. Heyecanlandım, ben de ıslandım. İster istemez razı oldum.
Arkadaşım kayınbabamın odasına gitti, ben de kapı aralığından gizlice seyrediyorum. Kayınbabamda yalnız şort vardı. Arkadaşım kayınbabamın sikini okşamaya başladı, siki kalkmıştı ki birden uyandı, arkadaşıma baktı, sesini çıkarmadı. Arkadaşım kayınbabamın şortundan sikini çıkardı, kocaman birşeydi, yalamaya başladı. Kayınbabam da eliyle arkadaşımın saçlarını okşamaya başlayınca, arkadaşım rahatladı ve badisini çıkardı. Sütyen yoktu, memeleri ufacıktı, kayınbabamın ağzına layıktı. Kayın babam arkadaşımın memelerini emmeye başladı. Yalaya yalaya aşağılara indi. İzerken ben kuduruyordum. Kayın babam arkadaşımın ayağından şortunu ve külotunu çıkardı, tüysüz, kaymak gibi amını yalamaya başladı. Kayınbabam arkadaşımın amını yaladıkça arkadaşım yerinde duramıyor, kayın babamın başını sıkıyor, kalçalarını sürekli bir oraya bir buraya sallıyordu zevkten. İniltilerini duyacaklar diye korkuyordum, ama onlar durumlarından memnun, kendilerinden geçmişti.
Nurgül birden inleyerek titremeye başladı ve az sonra kendini iyice salıverdi. Amından sular akıyordu. Bir de beni görecektiniz, benim amım da sular içindeydi. Kayınbabam da şortunu çıkardı, soyundu. Benim seyrettiğimi görmüş olmalı ki, “Kızım ordan gizlice seyretme, sen de gel!” dedi, utandım kaçtım. Kayın babam sikini sallaya sallaya yanıma geldi, beni kucakladı, arkadaşımın yanına getirdi ve yatırdı. Önce dudaklarımdan öptü, utanıyordum, karşılık veremedim, ama istiyordum. Sonra boynumu öpmeye, yalamaya başladı. İçim birhoş oluyordu. Üstümden badimi çıkardı, boynuma ve memelerime dil atıp, emmeye başladı. Benim de ufacık olan memelerim kayın babamın ağzındaydı. Her tarafım diken diken olmaya başladı ve ben de kayın babamın sırtlarını okşamaya başladım.
Kayınbabam göbeğime ve aşağılara doğru yalaya yalaya indi, ayağımdan şortumu ve arkadaşım gibi külotumu çıkardı. Amımı, amımın sarı sarı tüylerini yalamaya başladı. Arkadaşım kendine geldi, kayın babam ona da sikini uzatıp, yalamasını söyledi. Arkadaşım da ikiletmeden kayın babamın sikini yalamaya başladı. Kayınbabamın dili amıma girdikçe kalçalarımla kayın babamın kafasını sıkıyor, anlatılmayacak kadar zevk alıyordum. Utanmayı unuttuk, kendimizden geçmiştik. Kayınbabam amımı yaladıkça ben çıldırıyordum. O an gelmişti ki, ayaklarım tir tir titremeye başladı, amımın içine sımsıcak bir akıntı oldu, o zevki anlatamam. Kocamda bile görmediğim, ilk defa bu zevki ve seksi bana ve arkadaşıma kayınbabam tattırdı. Daha sora arkadaşımı yanıma yatırdı, sikini okşaya okşaya, sıvazlaya sıvazlaya döllerini memelerimize ve yüzümüze akıttı. Yetmedi, döllerini parmaklayıp, bir benim ağzıma, bir arkadaşımın ağzına sürüyor ve yalatıyordu.
Daha sonra birlikte duş alıp, kayınbabam ortamızda, yatakta anadan doğma yattık. Kayınbabam aramızda yatarken memelerimizin uçlarını okşuyor ve ovalıyordu. Tekrar içimde kıpırtılar başladı, başımı kaldırdığımda kayınbabamın siki tekrar dimdik dikilmişti. Hemen eğilip yalamaya başladım. Ağzıma sokarken kayın babam da zevk alıyordu ki, kıçını kaldırdığında siki tamamen ağzıma, gırtlağıma kadar giriyor, boğulacak gibi oluyordum. Arkadaşım da amını kayınbabamın ağzına vermiş yalatıyordu. Canım birden kayınbabamın sikinin amımda olmasını istedi, kayın babamın sikini avuçladım ve sikinin üstüne oturur gibi yapıp, sikini amıma sürtmeye başladım. O kadar kocamandı ki kafası, amımın deliğinden bile büyüktü, o kadar zevk alıyordum. Amım su gibi oldu.
Kayın babamın siki tam amımın deliğine gelince, kayın babam da zevkten yükleniyordu. Siki amımdan kayıp, amımın dudaklarına sertçe sürterken zevkten çıldırıyordum. Amım iyice kaşınmaya, daha fazla zevk almaya başlamıştım. Kayınbabamın sikiyle amıma sertçe badana fırça yaparken, kayganlaşan amıma kayınbabamın sikinin kafası az da olsa girince, sanki daha önce hiç sikilmemiş, yarak yememiş gibi oldum, kendimi tutamadım, ayaklarım hareketsiz ve halsiz kaldı ve babamın siki sert şekilde amıma gömüldü. Önce feci şekilde canım yandı, kayınbabam daha da alttan darbelerle sikini amıma gömdükçe gömdü. Beni iyice kendine çekip, dudaklarımı vantuz gibi emmeye başladı. Emiyor, emiyordu. Sanki bir zevk denizinde boğulur gibiydim, sarsıla sarsıla, inleye inleye kayınbabamın üstüne yığıldım kaldım. Kayınbabam sikini amımdan hiç çıkarmamış, harika ritmik hareketlerle, o kadar tatlı zevk veren pompalamalarla beni tekrar uyardı.
İnanılmazdı, tekrar tekrar canım sevişmek, sikilmek istiyordu. Deli gibi sevişmeye devam ettik. Kayınbabamın sikinin üzerinde hop hop inip kalkarken, kayın babamın siki amımın kenarlarını sanki yırtarak, sürterek amıma girip çıkıyordu. Bu da beni deli ediyordu. Kısa süre sonra kayınbabamın amıma girip çıkması hızlandı, ben de kayın babamın sikinin üzerine daha hızlı oturup kalkmaya başladım. Kayın babamın siki amımın deriliklerinde kayboluyordu. Ben daha derine girmesini sağlamak için kayınbabamın sikinin üstüne oturdukça, babamın omuzlarımdan sıkması ve alttan amımı delercesine darbeleri de artmıştı. Bir anda nefesi değişti ve sırt üstü hareketsiz kaldı. Ben kayınbabamın sikinin üstüne oturup kalkmaya devam ediyordum. Bombardıman başladı, amımın içi sımsıcak döllerle doldu, kayınbabam amımım içine boşalmıştı. Amımdaki kayınbabamın sikinin sıvısı ve sıcaklığı beni daha da ateşledi, sikini daha hızlı amıma sokup çıkarmaya başladım, ayaklarım titremeye bütün vücudum sarsılmaya başladı ve benim de amımım suyu kayınbabamın sımsıcak dölleriyle karıştı. Üstüne yattım ve öylece kaldım.
Kayınbabam beni kaldırdı ve banyoya götürürken baktım yataktaki çarşaf kayınbabamın dölleri ve benim amımım sularıyla sırılsıklam batmıştı. Arkadaşım, kayınbabam ve ben birlikte duş aldık ve tekrar odaya geldik. Çarşafı değiştirdik. Kayınbabam çekmecesinden bir hap çıkardı yuttu. “Nedir o? Viag.. mı?” dedim. “Tam da öyle benim güzel gelinim, sizin bu amınıza götünüze ancak böyle yetişebilirim, kaç posta oldu biliyor musun?” dedi. Arkadaşıma yöneldi, “Seni unuttum sanma güzelim…” dedi, arkadaşımın kulaklarından, boynundan, memelerinden, göbekdeliğinden yalaya yalaya amına geldi. Arkadaşım kayınbabamın dil darbeleri karşısında yerinde duramıyor, kalçalarını bir sağa bir sola kıvırıp çalkalıyordu. Bir süre sonra arkadaşım kayınbabamın kafasını sıkmaya, amını kayınbabamın ağzının içine kadar sokarcasına bastırmaya başladı. Kayınbabam arkadaşımın amını yaladıkça arkadaşımın amından sular taşmaya başladı…
Kayınbabamın da siki tekrar doğruldu ve sikini arkadaşımın amının kenarlarında dolaştırmaya, sürtmeye, fırçalamaya başladı. Kayınbabam sikini amının kenarında dolaştırdıkça arkadaşım amını babamın kafasına doğru itiyor illaki amına almak istiyordu. “Hadi, ne olur amca, ben de istiyorum!” diye soluk soluğa inliyordu. Arkadaşımın amı benim amımdan büyük ve genişti. Kayın babam sikini arkadaşımın amının suyuyla ıslattıktan sonra, amının içine hafifçe değdirip sallarken arkadaşım artık dayanamadı, alttan bir hareketle kayınbabamın sikinin kafasını amının içine alıverdi. Önce az da olsa bir Ahhh sesi geldi. Kayınbabam hemen arkadaşımın dudaklarına yapıştı ve sikini amına yavaş yavaş sokmaya başladı. Arkadaşım kayınbabamın altında biraz kıvrandı, sonra kayınbabamın siki arkadaşımın amına anında gömüldü. Arkadaşım alttan, kayın babam üstten birbirlerine yardımcı olarak, kayın babamın siki arkadaşımın amının içinde bir kayboluyor bir çıkıyordu. İkisinin de nefesleri hızlandı, hareketleri değişti, kendilerini kaybettiler…
Birlikte o kadar güzel hareket ediyorlardı ki, arkadaşım inleyerek hızlandı, kayınbabam da hızlanmaya başladı. Ve ikisi de birbirlerinin saçlarına koparırcasına asılarak, birdenbire hareketsiz yattılar. Arkadaşım kasıldı kaldı ve birdenbire sarsıla sarsıla boşaldı. Arkadaşıma, “Kız canın yanmadı mı? Hiç sesin çıkmadı!” dedim. “Çok az acıdı ama hemen unuttum, çok harika!” dedi. İkimiz de kayınbabamın dudaklarından aşkla şevkle ve zevkle öptük. Kayınbabamı bir ben, bir arkadaşım, yataktan kaldırmadan öpe öpe neredeyse yiyip bitirecektik. Artık çarşafın sularımızla ıslanıp battığına aldırdığımız falan yoktu. Üçümüz sarılarak zevkle seviştik. Kayınbabama “Sikin ne kadar kocaman!” dedim. Kayın babam da, “Bu sik değil, sik diye ufakken denir, bu yarak, ikiniz de evlisiniz güya ama, halen sikle yarağın ne olduğunu bilmiyorsunuz. Sayemde yarağı da tanıdınız, yarağı da yediniz. Elbette bu aramızda kalacak, istediğiniz zaman beraber oluruz!” dedi. Kayınbabamın o kocaman yarağını yalayıp yutup kaldırarak, sabaha kadar sikiştik.
Ertesi gün öğleye kadar yatmışız. Öğlen denize bile gitmedik. Tatilimiz bitene kadar arkadaşım, ben ve kayınbabam her gün sikiştik. Kayınbabam bizim artık ikinci kocamız oldu. Hele hem arkadaşımın hem benim götten öyle bir sikilişimiz var ki, anlatılmaz güzel. Arkadaşım da ben de o güne kadar hiç götten sikilmemişiz, sikişmemişiz. İlginçtir, kocalarımız da hiç götten sikmek istemedi. Aptallar diyoruz biz onlara.
Tatilden sonra İstanbula döndük, ama kayın babamla sikişmelerimiz devam etti. Kocam zaten haftanın birkaç günü ya hiç gelmez, iş gezisine gider, ya da çok geç gelip, genellikle de içkili olup, sızar kalır. Kayınbabamla her fırsatta sikişiyoruz. Üstelik, arkadaşım da çoğunlukla bize katılıyor, tam bir seks fırtınası içindeyiz. Öyle harika oluyor ki, ne dedikodu ne korku, rahat rahat kayınbabama kendimizi siktiriyoruz, amımızdan, götümüzden zevkimizi alıyoruz. Kayınbabamdan daha güvenilir, usta ve becerikli bir başka sikici, aşık, sevgili nerede bulacağız ki ?!?
Kocam her zaman muhteşem bir aşık olmuştur. Ben de her zaman beğenilen bir kadın oldum. Bulunduğum ortamda erkeklerin dikkatini çekerim. Mavi gözlerim, uzun, örülü saçlarım vardır. Sedat bu halimle liseli kızlara benzediğimi düşünür.
Ben 21 yaşındaydım, kocam Sedat ise 25 yaşındaydı. Sedat’ın babası Faruk benim gözümde çekici bir erkekti. Sportmen, olgun, oğlundan daha yakışıklı bir erkek… Nikah töreninden çıkarken davetliler bizi kutluyorlardı. Faruk, beni kutlamak için öperken, eliyle hafifçe göğüslerime dokunmuştu.
Sadece bu kadar değildi onun bana karşı yaklaşımı… Hep bana hayran bakışlar… Minik dokunuşlar… Flörtümsü iltifatlar… Ama hoş gördüm hep, bunlardan hiç kocama bahsetmedim.

Evlendikten sonra evimizin işleri bitene kadar yaklaşık bir kaç haftalık bir zaman için Sedat’ın ailesinin evinde kaldık. Bu zoraki misafirlik süresince her gece çılgınlar gibi sabahlara kadar seviştik. Yeni evli bir çiftten beklendiği, olması gerektiği gibi, belki biraz daha fazla…
Sedat’ın anne ve babası yan odada kalıyorlardı ve mutlaka bizim çıkardığımız sesleri duyuyorlardı. Birbirimizi o kadar uyarmamıza rağmen, zevkin doruklarına çıktığımızda kendimizi kaybediyorduk. Hele ben, orgazm olurken kendimi tutamıyor, deliriyordum.
Evleneli uzun zaman geçmemişti ve henüz kendi evimizi hazırlayamadığımız için Sedat’ın ailesi ile birlikte yaşıyorduk. Sedat’ın annesi Leman kütüphanede çalışıyordu. Ben akşama kadar evde yalnız kalıyordum.
Bir gün evde yine yalnızdım ve banyoda çamaşır yıkıyordum. Kimsenin gelmeyeceğini, evde yalnız olduğumu düşünerek, günlük giysilerimi de çıkarmış diğer çamaşırlarla birlikte makineye atmıştım. Çamaşır makinesinin kapağını kapatıyordum.

Üzerimde sadece bir külot, bir sütyen vardı. Tüm dikkatimi makineyi programlamaya vermiştim. Birden bire banyonun kapısı açılıverdi. Faruk,
“Oh… Pardon Gül, burada olduğunu bilmiyordum” dediğinde korkuyla irkildim.
Her zaman sabah işe gidip akşam gelen Faruk, bugün öğle yemeği için eve gelmiş. Elinde anahtar olduğundan geldiğinin farkında olmamıştım. Hemen doğruldum ve utancından kızarmış yüzümle omuzumun üzerinden ona baktım.
Münasebetsiz bir durumdaydım. Banyoda yarı çıplak bir vaziyetteydim ve benim aksime, pek utanmış görünmeyen kayınpederimin hayran bakışları benim çıplak vücudumda dolaşıyordu. Konuşmaya başladığımda, kekeleyerek,
“Makineye çamaşırları atıyordum… Ben… Ben.. Evde… Kimse yok diye…” diyebildim. Kayınpederim,
“Şey… Öğle yemeği için gelmiştim. Ben de kimse yok zannettim… Seni böyle…” diyerek sustu, bana baktı ve aniden “Gül, biliyor musun, çok harika kalçaların var” deyiverdi.
Bu komplimanı çok hoşuma gitmişti. Fakat bu komplimanı yapanın kayınpederim olması kendimi suçlu hissetmeme neden olmuştu. Hiçbir şey diyemeden öyle kalmıştım. Önce aramızda bir sessizlik oldu. Sırtım ona dönük, heyecan içindeydim, konuşamıyordum. Sessizliği yine Faruk bozdu,
“Bana dönsene Gül… Yüzünün güzelliğini görmek istiyorum” dedi.
Önce biraz tereddüt ettim, ama sesi emreder gibiydi, ben de emre uydum. Yavaşça döndüm ve sırtımı makineye dayayarak durdum. Faruk gülümseyerek derin bir nefes aldı. Gözlerini memelerime dikmiş bakıyordu. Pantolonunun önündeki kabarıklığın büyüdüğü açık bir şekilde görünüyordu.

Faruk gözleriyle sutyenimi delecek gibi, memelerimi okşar gibi bakıyordu. Ardından bakışları aşağıya, külotuma, külodumun beyaz tül kumaşının arasından görünen amcığımın simsiyah kıllarına yöneldi. Sonra soluğu daha da hızlanarak,
“Ohh… Gül… Kahretsin… Öyle güzelsin, öyle hoşsun ki, aklımı başımdan alıyorsun yavrum…” Eliyle pantolonunun önündeki kabarıklığı avuçlayarak, “Sen de görüyorsun ya… Uzun, çok uzun zamandan beri aletim bu kadar sertleşmemişti…” dedi. Utangaç bir gülümsemeyle,
“Sağol, baba… Ben… Şey… Üzerime bir şeyler giysem iyi olur…” diyerek kapıya yöneldim.
Fakat çıkamadım. Faruk benim yolumu keserek durdurdu. Banyonun ortasında durup gözlerimi ona diktim. Sessizce baktım ve yol vermesi için bekledim.
“Lütfen sutyenini çıkar ve bana bu güzel memelerini göster, lütfen Gül…” dedi.
“Bence iyi fikir değil bu baba… Bak, sana baba diyorum. Sence bu durum normal mi? Hadi, bırak geçeyim.” Bana gülümseyerek,
“Ben erkeğim Gül, sen de çok güzel, seksi, güzel bir kadınsın. Bana baba diyorsun ama bizim aramızda kan bağı yok.. Bence gayet normal bir cinsel çekim yaşıyoruz. Benim seni istediğim kadar sen de beni istiyorsun. İnkar etme… O kadar zarf attım, hiç itiraz etmedin. İstiyorsun sen de… Ancak dediğimi yaparsan geçmene izin veririm… Hadi canım… Sütyenini çıkar ve memelerini bana göster…” dedi.

O kenara çekilmeden dışarıya çıkmam mümkün değildi. Çaresiz çamaşır makinesinin yanına geri döndüm. Kayınpederimin gözlerine baktım. Gözünü kırpmadan arzuyla, bana duyduğu şehvetin bürüdüğü gözlerle bana bakıyordu. Onun istekli bakışlarıyla kıvrandım, içimden bir şeyler aktı sanki…
Bir yandan da düşünüyordum. Adamın dediğini yapmaktan başka çarem yoktu. Ne çıkar diye düşündüm. Alt tarafı göğüslerimi görecekti. Ellerimi arkaya uzatarak, sütyenimin kopçasını çözdüm. Askılarını omuzumdan aşağı sıyırınca, sütyenim serbest kaldı, sıyrılıp yere düşmesine izin verdim ve memelerim ortaya çıktı.
Faruk pantolonunun önündeki sertliğe elleriyle bastırıyordu. Önünde hafif bir ıslaklık meydana gelmişti. Ben de gittikçe heyecanlanıyor, ateşleniyordum. Her saniye hararetim artıyordu. Ağzı sulanan kayınpederimin karşısında üzerimde sadece şeffaf bir külot, göğüslerim çıplak bir vaziyette dururken, amımın iyice ıslanmaya başladığını hissediyordum.
Gözlerini memelerime dikip bakarken,
“Ohhh… Yavrum, ne kadar güzel memelerin var… Öyle büyük, öyle biçimli ve pürüzsüz ki… Hayatımda böyle güzel meme uçları görmedim… Ne harika şeyler bunlar, pespembe…” dedi. Gülerek,
“Teşekkür ederim iltifatlarına…. İşte isteğini yerine getirdim babacım…” dedim. “Hadi şimdi izin ver de gideyim…” Faruk doğrudan gözlerime bakmaksızın memelerimde sabitlenen bakışlarıyla,
“Şimdi sıra külotunda Gül… Hadi onu da çıkar… İçindekini çok merak ediyorum… Hadi şu tazecik amcığını göster bana kızım…” dedi.
Amcık? Ohh… Nasıl konuşuyordu bu adam benimle böyle…? Deli mi ne? Ahlaksız… Ne yapmak istiyordu bu adam…? Sütyen dedi, sütyeni çıkardım, şimdi külot diye tutturdu… Nereye kadar gidecek bu işin sonu bilemiyordum.

Kayınpederimin benim için kabaran önündeki sertlik, çıplaklığımı yudum yudum içen şehvetli bakışları, ahlaksızca konuşması karşısında gittikçe heyecanım artıyor, daha da ıslanıyordum.
Artık dediğini yapar, amımı da gösterirsem eğer, bu noktadan sonra geriye dönüş olmayacaktı. Biliyordum bunu… Ve kahretsin, dediğini yapmayı da çok istiyordum. Sonunda kasıklarımdan tüm vücuduma yayılan ateş bana kararımı verdirdi. Olabildiğince seksi bir tavır takınarak kayınpederimin gözlerinin içine baktım,
“Amımı da görmek istiyorsun ha? Peki, tamam Faruk bey… Madem çok istiyorsun… Sana onu da göstereceğim.” dedim.
Külodumun bel bandından tutup, amımın kıllarını açığa çıkaracak şekilde sıyırdım. Büyülenmiş gibiydi, pür dikkat beni izliyordu… Külotumu çekiştirip tamamen indirmeden o hizada oyalandım. İşkence çektiriyordum adeta… Kayınpederim sabırsızca inledi,
“Devam et, durma!“
Külodumu kalçalarımın altına kadar sıyırdığımda, incecik ağı, sürekli akıp duran zevk sularımdan sırılsıklam olmuş amıma yapışmış, dudakların arasında kaybolmuştu. Gözlerimi kayınpederimden ayırmadan işaret parmağımla külodun ağını ıslak, azıcık süs diye bıraktığım kıl öbeğinin dışında kaymak gibi tertemiz amımın dudaklarından kurtardım yavaş yavaş…
Faruk’un gözleri yerinden fırlayacak gibiydi. Ben önce bir bacağımı, ardından da diğerini kaldırarak külotumu çıkarmamı donmuş gibi izliyordu. Kayınpederimin önünde çırılçıplak kalmıştım. Ayağımdan çıkardığım külodumu işaret parmağıma takarak ona doğru uzatıp,
“Bak bana neler yaptın, Faruk… Senin yüzünden, amımın suyu külotumu sırılsıklam yaptı… Bak işte…” diye gösterdim.
Sonra da ıslak külotu kayınpederime doğru fırlattım. Havada yakalayıp burnuna yaklaştırdı. Hala çıplak amıma bakıyordu. Nefesi iyice sıklaşmıştı. Ayağımdan çıkardığım ıslak külodum burnunda derin derin nefes alıp koklarken,
“Dün senin kirli külotlarından birini banyoda buldum. Senin güzel amının kokusunu alıp seni siktiğimi hayal ettim…” dedi.
“Gelinin olmam, oğlunun karısı olmam senin için sorun değil sanırım… Olayı buraya taşıdığına göre…”
“Seni ilk gördüğümden beri deli oluyorum Gül… Hastayım sana… Geceleri kocanın altında sikilirken çıkardığın sesler, inlemelerin deli ediyor beni… Senin için de kayınpederin olmam sorun değil gördüğüm kadarıyla… Pek zorlamama gerek kalmadı bakıyorum.” Güldüm,
“Bence de sorun değil babacım… Ben de ilk gördüğümden beri sana hayranım… Çoğu gece senin duyman için inliyorum yüksek sesle…” dedim.
Daha fazla kendimi tutamadım ve parmağımı amımın yarığına sokarken “Hadi bakalım… Ben sana amımı gösterdim. Şimdi de senin sikini görelim Faruk… Pantolonunu çıkar benim için…” dedim.
Zaten istekli olan kayınbabam, bir anda pantolonunu ve külotunu sıyırdı. İyice sertleşmiş, irice aleti ortaya çıktı. Güzel bir şeydi. İki adım ileri atıp yanına geldim. Uzanıp yarrağını avucumun içine aldım ve
“Hımmm!! Harika bir aletin varmış” dedim. Ben yavaşça sikini okşamaya başlayınca Faruk da mırıltılar çıkarmaya başlamıştı. O da uzanıp memelerimi tuttu. Sıkıp sıkıp bırakıyor, bu hareketi düzenli ritmik bir şekilde yapıyordu.
“Memelerimden hoşlandın değil mi?” diye sordum. Evet anlamında homurdandı. “Islanmış amımı koklamak istemez misin?” diye yeniden sordum,
İnleyerek yanıtladı. Geriye doğru çekilip çamaşır makinesinin üstüne oturdum. Bacaklarımı ayırıp ayaklarımı havaya doğru kaldırdım. Faruk kalçalarımın arasına gelip, eğildi ve yüzünü sıcacık amıma gömdü. İyice ateşlenen amımı yalayıp emerken bacaklarımı onun omuzları üstüne yerleştirdim.

Faruk bir köpek yavrusu gibi koca diliyle yalarken artık daha fazla dayanamadım. Amımı iyice ağzına bastırarak çığlık çığlığa boşaldım. Memelerimden terler akıyordu. Fakat hala doymamıştım. Yakışıklı kayınpederimin bana gösterdiği kocaman, güzel aletteydi aklım… O güzelliği bir an önce içime almalıydım. Soluk soluğa,
“Oğlunun karısını, bu koca yarrağınla sikmek ister misin Faruk? “ dedim. İnleyerek
“Ohhh eveet!” dedi. Yavaşça çamaşır makinesinden aşağı kayıp arkamı kayınbabama dönüp domaldım. Arkama dönüp yalvarır gibi
“Sok içime Faruk, hadi… Sik gelinini.. Hadi Faruk!” dedim. Arkama gelip, sertleşmiş sikini amımın dudakları arasına dayadı. Aletinin kaygan amımın içine doğru girdiğini hissettiğimde,
“Eveet!… Ohhh Eveet…!! Sik beni…!! Sik beni… Şimdi…!” diye bağırmaya başladım. Belimden tutarak aletini içime, iyice derinlere doğru soktu. Şimdi beni yavaş yavaş sikiyordu. Her darbesi benim coşkumu ve şehvetimi daha da artırıyordu.
“Ohhh… Amın harika bir tanem… Tam sikilecek bir am… Daracık… Oohhhh Gül… Güzel gelinim benim… Seksi gelinim… İçine boşalıyorum… Oooh… Geliyoruuum…” diye haykırıyordu.
Ardından siki amımın içine zonklayarak boşalmaya başladı. Ben de çığlıklar atarak ikinci kez müthiş bir orgazm yaşamaya başlamıştım. Faruk, sikini, ikimizin de nefes alışları düzenli hale gelene kadar amımın içinde bırakmıştı.
Sikini içinden çıkarınca, spermler amımdan taşarak yere damlamaya başlamıştı. Amımın suyu ile spermin kokuları bütün banyoyu doldurmuştu. Faruk külotumu alıp ıslak amımı silerken ben makinenin dibine yığılıp kalmıştım. Elindeki külotu göstererek,
“Gülüm… Eğer mahsuru yoksa bunu ben almak istiyorum… Koklayıp koklayıp otuzbir çekerim…” dedi.
Kan ter içinde kalmış, darmadağın olmuş, bitap vaziyetteydim. Ömrümde böyle sikilmemiştim. Başımı kaldırıp zorlukla,
“Artık masturbasyon yapmana gerek yok babacım.” diye yanıtladım. “Artık ben varım. Gelinin var.”
Takibeden zaman içerisinde kayınpederimle haftada iki ya da üç kez sevişmelerimiz devam etti. Sonunda evimiz hazırlanınca, Sedat’la ben oraya taşındık. Faruk, Sedat evde yokken geliyor ve beni sikmeye devam ediyordu.
Bu benim çok hoşuma gidiyordu. İyice alışmıştım buna… Faruk gelmediği, ara verdiği zamanlar kendimi tatminsiz hissediyor, arzularım tavan yapmış oluyordu. Gözlerim etrafta fıldırfıldır dolaşıyor, sikilmek için aranıyordum adeta…
Selam ben Eyşan, 28 yaşındayım. Kocamla görücü usulu ile evlenip, Belçikaya gelin olarak geldim. Kısa bir süre sonra, kocam petrol arama platformunda çalışmak üzere, uzun süreliğine Bolivya’ya gitti. Ve ben dul olan kayınpederimle birlikte kalmaya başladım. Muhafazakar yetiştirilmeme rağmen bazen masturbasyon yapıyordum. Bir gece yine çok azmıştım. Yatağımın üzerinde pijamamın altını ve külotumu çıkarmış kendi kendimle oynuyordum. Tam orgazm olmak üzereyken, birden odamın kapısı açıldı ve kayınpederim aniden içeri giriverdi. Ben yarı çıplak bir vaziyette ne yapacağımı bilemez bir halde toparlanmaya çalıştım, fakat kayınpederim çoktan göreceğini görmüştü. Üstelik sadece bacaklarımı birleştirerek amımı kapatabildim. Kayınpederim yerdeki pijamamın altını ve külodumu alarak bana verdi. Niyetinin sadece (Yarın ne yiyelim?) diye sormak olduğunu ve odama habersiz girdiğinden dolayı özür diledi ve “Biraz sonra tekrar gelirim.” diyerek çıktı. Nasıl utanmıştım. Sesim soluğum çıkmamıştı. Yerin dibine girmiştim resmen!
Kayınpederim odamdan çıktıktan sonra ben hemen külodumu ve pijamamı giydim. Fakat öyle utanıyordum ki, ne yapacağımı bilmiyordum. Az sonra kayınpederim odamın kapısını çaldı ve “Müsait misin kızım, gelebilirmiyim?” diye sordu. Yutkunarak, “Gir!” diyebildim zorla. Kayınpederim, “Korkma kızım, bunda utanacak bir şey yok!” dedi ve yatağımın kenarına oturdu. “İstersen biraz konuşalım?” dedi. Ben tabii hiç konuşmuyor, halen utanıyordum. Bu eve gelin geleli henüz 3 ay kadar olmuştu. Kayınpederim yüzüme dökülen saçlarımı nazikçe geriye attıktan sonra, “Utanmana gerek yok kızım, bak bu yaşımda ben bile masturbasyon yapıyorum. Bunlar normal şeyler. Üstelik seni kendinle oynarken görmek beni çok etkiledi!” dedi. O gece kayınpederimle iki saate yakın, yalnızlıktan, erkeksizlikten, kadınsızlıktan, seksten ve kendi kendine tatmin olayından konuştuk. Aslında kayınpederim isteseydi, o gece bana istediğini yapardı, okadar azmıştım ve canım sikilmek istiyordu o gece! Ama saçlarımı okşamaktan başka bir şey yapmadı.
Kayınpederim yatmaya gittikten sonra, çok düşündüm. Kafamda hep, (keşke şöyle olsaydı, keşke böyle olsaydı, keşke şöyle yapsaydım, keşke kayınpederim böyle yapsaydı) ile başlayan düşünceler rahat bırakmadı beni ve saatlerce uyutmadı. Sürekli kayınpederimin nekadar çok anlayışlı, sıcakkanlı ve nekadar etkileyici bir erkek olduğunu düşünmekten kendimi alamıyordum. Sonunda, aslında kendimi kayınpederimin kollarına atmak ve kayınpederimle çılgınlar gibi sevişmek istediğimi, kendi kendime itiraf ettim. Kendi kendime hayret ediyordum, böyle birşeyi düşünmek bile amımın sulanmasına sebep olmuştu. Kyınpederimin benimle seviştiğini fantazileyerek, elim kendiliğinden amıma gitti ve yarım kalan masturbasyonuma devam ettim. O anda kayınpederimin altında zevkten kıvrandığım fantazisiyle, müthiş bir orgazm yaşadım ve boşaldım…
Ertesi gün uyandığımda öğlen olmuştu. Kayınpederim her sabah işe giderken beni uyandırıp gitmesine rağmen, o sabah uyandırmadan gitmişti. Önce banyoya girdim duşumu aldım. Evin günlük işlerini yaptıktan sonra, akşama kayınpederimin en çok sevdiği yemek olan Karnıyarık yapmaya karar verdim. Kayınpederim Mercimek çorbasını da çok seviyordu, Mercimek çorbası da pişirdim. Yanına da Çoban salata hazırladım. Ben içmiyordum, ama kayınpederimin arada sırada Rakı içmekten hoşlandığını bildiğim için, soğuması için buzdolabına bir küçük Rakı koydum. Masaya tabakları ve mumları koydum, sonra saçlarımı ve makyajımı yapıp, güzel bir elbise giydim ve kayınpederimin akşama dönüşünü bekledim. Beklerken de bu gecenin akışının nasıl olacağını düşünüyordum. Ne de olsa dünkü olanlar ve konuştuklarımız bizi birbirimize biraz da olsa yakınlaştırmıştı.
Kayınpederim akşam eve gelince kapıda karşıladım ve “Hoşgeldin babacığım!” diyerek yanağına bir öpücük kondurdum. Kayınpederimin bu hareketime şaşırdığını görebiliyordum, çünkü daha önce onu hiç bu şekilde karşılamamıştım. Herzaman üzerimde eşofmanlarla, sadece kuru bir “Hoşgeldin Baba!” ile karşılıyordum. Kayınpederim, “Hoşbulduk kızım! Çok güzel görünüyorsun bugün!” dedi. Gülümseyerek, “Aşk olsun babacığım, sadece bugün mü güzelim?” dedim. Kayınpederim saçlarımı okşayarak, alnıma bir öpücük kondurdu ve, “Güzel gelinim benim, herzaman güzelsin, bugün daha da güzelleşmişsin demek istedim!” dedi. Kayınpederimin yanağına bir öpücük daha kondurduktan sonra, “Canım babacığım öyle demek istediğini biliyorum! Hadi hemen duşunu al, ben yemekleri getireyim, bugün senin en çok sevdiğin yemeği yaptım!” dedim. Kayınpederim büyük bir sevinçle, “Karnıyarık mı?” diye sordu. “Evet!” dedim. Kayınpederim busefer bana sarılarak, her iki yanağımdan öptü ve “Hemen duş alıp çıkıyorum!” dedi.
Kayınpederim duşunu alana kadar ben sofraya yemekleri ve Rakısını getirdim, mumları yaktım. Duştan çıktı, masaya oturduk. Karnıyarığın yanısıra, Mercimek çorbasını, Çoban salatasını ve Rakı yı görünce çocuklar gibi sevindi. Eee boşuna dememişler, ‘Bir erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer!’ diye. Kayınpederimle mum ışığı eşliğinde akşam yemeğimize başladık. Kayınpederim, “Kızım biliyorum içmiyorsun, ama bugünlük bir duble sen de iç benimle.” dedi. Gülerek, “Peki, sarhoş olursam avutacakmısın beni?” dedim. “Güzel gelinime bak, avutmazmıyım hiç?” dedi. Gittim bir bardak ta kendime aldım geldim. Kayınpederim bardakları doldurdu, şerefe kaldırdık, tokuşturduk. Ağzıma ilk defa Rakı denen meret değiyordu. Kokusu berbat, tadı berbat birşeydi. İnsanlar bunu nasıl içebiliyorlar diye düşündüm. Fakat aradan 15-20 dakika geçtikten ve bardağım boşaldıktan sonra, kendimi hiç hissetmediğim kadar rahat hissetmeye başladım. İkinci dubleyi kendi isteğimle doldurttum kayınpederime…
Yemeğimizi yedikten ve küçük Rakıyı birlikte bitirdikten sonra, utangaçlığım biraz kaybolmuş, dilim çözülmüştü. Kayınpederime dans etmek istediğimi söyledim. Kayınpederim müziksetine romantik bir CD koydu ve beni dansa kaldırdı. Hafif hafif dönen kafam, dans ederken daha da hoş olmuştu. Ellerimi kayınpederimin boynuna halka yapmış, başımı boynuna yaslamış dans ediyordum. O da ellerini belime atmış, popomun hafif üstünde birleştirmişti. Kayınpederimin sıcak nefesini boynumda ve kulaklarımda hissediyordum. Salınırken hissettiğim başka birşey de göbeğime değen siki idi. Kayınpederimin siki göbeğime değdikçe pantolonunda büyüyor, siki büyüdükçe de, arkamdaki elleri belimden popoma doğru iniyordu. Bunun hoşuma gittiğini ve zevk aldığımı belirtmek için, ben de nefesimi kayınpederimin boynuna ve kulağına üfürmeye başladım. Az sonra kayınpederimin güçlü elleri popomu okşuyordu. Kayınpederimin kulağına, “Bu gece yalnız uyumak istemiyorum, aynı yatakta yatalım mı?” dedim. Kayınpederim boynumu öperek, “Olur kızım! Olur güzel gelinim!” dedi.
Kafam dönüyordu, sanki iki adım yürüsem düşecekmişim gibi hissediyordum kendimi, “Beni kucağında götür yatağına.” dedim. Kayınpederim beni kucakladı ve yatağına götürdü. Beni elbisemle yatağa nazikçe uzattıktan sonra, salonun lambasını ve mumları söndürmeye, müziksetini kapatmaya gitti. Geri geldiğinde ben elbisemi soyunmuş, sadece külot ve süytenimleydim. Kayınpederim de soyundu ve sadece külotu ile kaldı, lambayı söndürdü ve girdi yatağa. Öyle heyecanlıydım ki, kayınpederime arkamı döndüm yanaştım, O da beni kucakladı ve sarıldı. Kayınpederimin siki yine sertleşmişti ve arkamdan popoma değiyordu. Fakat ikimiz de nefesimizi tutmuş, hiç konuşmadan, hiç hareket etmeden yatıyorduk. Sanki ikimiz de yangın çıkması için bir kıvılcım bekliyor gibiydik. İçim içimi yiyordu, dayanamadım ilk hareketi ben yaptım, popomu yavaş yavaş oynatmaya ve kayınpederimin sikine bastırmaya başladım. Kayınpederim de sanki benden bunu bekliyormuş, o da başladı sikiyle popoma sürtünmeye…
Daha sonra boynumu öperek, kulağıma, “Külotlarımızı çıkaralım mı kızım?” diye sordu. Ben kafamı sallayarak, “Evet!” dedim. Kayınpederim hem kendi külotunu, hemde benim ıslanmış külotumu çıkardı. Ve bana yine arkadan sarıldığında, sert siki ıslanmış amıma kendiliğinden kayarak girdi. Heyecandan kalbim duracaktı nerdeyse. Ay günah da bu kadar mı zevk verirmiş insana! Daha kayınpederim sikini çekip ikinci kez amıma soktuğunda, ben orgazm olmuş, boşalmıştım bile. Bilseydim kayınpederimle bunu yaşayabileceğimi, hiç boşuna masturbasyon yapıp, kendi kendimi tatmin edermiydim? Kayınpederimin amıma giriş çıkışları hızlandıkça, Klitorisimi okşayan eli de hızlanıyor ve ben inleyerek ard arda orgazm oluyordum. Kayınpederim iyice hızlanıp, sonra da bana sıkıca kenetlenip, omuzbaşımı ısırıp, hareketsiz kalınca, spermleri de fışkırmaya ve amımı doldurmaya başladı. Kayınpederimin spermlerleri benim am sularımla birleşip amımdan dışarı aktığında, sanki altıma işemişim gibi hissetim kendimi.
Kayınpederimin siki küçülüp amımdan çıktıktan sonra, sütyenimin kopçasını açarak sütyenimi çıkardı ve beni sırtüstü çevirdi. Önce dudaklarımdan öperek, boynuma, omuzlarıma ve sonunda göğüslerime geldi ve göğüslerimi öpmeye, yalamaya, göğüsuçlarımı emmeye başladı. Kayınpederimin bunu yapmasına nekadar sevindiğimi anlatamam! Az kalsın, Göğüslerimi beğenmiyor, onları yeterince güzel bulmuyor, onlarla neden ilgilenmiyor? diye, komplekse giriyordum! Fakat kayınpederimin gerçekten tecrübeli bir erkek olduğunu birkez daha anladım. Bir kadını nasıl memnun edeceğini çok iyi biliyordu. Göğüslerimi en az yarım saat emdi yaladı ve böylelikle beni iki kez daha orgazma ulaştırdı.
İkimiz de terden yapış yapış olmuştuk. Kayınpederimle birlikte banyoya girip duş aldık, birbirimizi yıkadık. Çarşafları tazeledik ve yeniden sevişmeye başladık. Busefer ikimizde de en ufacık tutukluk ve utanmanın kırıntısı bile kalmamış, yatakta ikimiz de istediğimiz gibi doğal davranıyorduk. Sabaha kadar ben kayınpederime onun istediği her pozisyonda verdim, kayınpederim de beni, benim istediğim pozisyonlarda sikti. Birbirimize Oral yapmaktan, 69’dan tutun da, bacak omuza, Misyoner pozisyonu, Jokey pozisyonu, domaltıp Köpekleme’ye kadar, kayınpederimle her tür pozisyonda sikiştik. Çok istememe rağmen, kayınpederim beni birtek Anal sikmedi, daha önceden hiç Anal yapmadığım için ve henüz hazır değilim diye…
Fakat ertesi günü ne yapacağımı biliyordum. Kayınpederim işe gider gitmez, ben de özel olarak alışverişe gidecem. Anal kaydırıcı ve değişik Anal oyuncaklar alıp, akşama da kayınpederime Analdan verecem. Beni sabaha kadar siken ve mutlu eden kayınpederime götten de vermek, yapabileceğim en güzel Jest olur diye düşünüyorum, ne dersiniz?
Öptüm hepinizi!
Evlendiğmde 26 yaşımda idim, ayrı ev açmış, kocamla kalıyorduk. Kayınbabam ise kendi evinde kalıyordu. Kaynanam öleliden beri kayınbabam bir türlü evlenemedi. Çok istiyordu ama, her seferinde her adayla umulmadık aksilikler çıkıyordu ve olmuyordu. Kayınbabamın morali buyüzden epeyi bozulmuştu. Kocamın teklifiyle, benim de kabulümle, kayınbabamı yanımızda kalmaya ikna ettik, bizde kalmaya başladı. Doğal olarak kayınbabamla birlikte olduğumuz süre, kocamla olduğum süreden fazlaydı. Gece gündüz kayınbabamla beraberdik. Kayınbabam kahveye falan da pek gitmezdi, sevmiyordu. “Baba çık gez dolaş biraz, dışarda güzel kadınlara bakarsın için açılır.” dediğimde, “Güzelim seni seyretmekten daha güzel ne ola ki? Sen üzülme, ben memnunum, rahatım.” derdi.
Kocam haftanın birkaç günü nöbetçidir, geceleri gelmez. Zaten biraz da bu yüzden kayınbabamla iyice samimi olduk. Geceleri genelde sohbetlerimiz, kayınbabamın birtürlü uygun kadın bulamaması ve yapamadığı evliliği konusunda olurdu. Bir gece ben artık dayanamadım, “Baba yahu artık bıraksan şu evlilik, evlenmek işini? Bak ne güzel hep birlikte rahat rahat yaşıyoruz şunun şurasında, rahatını ne diye bozacaksın?” dedim.
Kayınbabam yüzüme şöyle bir bakıp, Off’la, Ohh’la karışık derin bir ‘Ahhhh…’ çekti. O an yanlış yaptığımı anladım. Kayınbabam, “Haklısın, kızım. Ben hadi şimdiden sonra evlenmeyeyim tamam da, insanın bazı ihtiyaçları var… Hadi onu da tam söyleyeyim, kimileri hayvani arzu derler, seks yapma, seksi yaşama arzuları, içgüdüleri vardır yavrum. Geceleri nasıl uyuyabildiğimi sen gel bana sor! Zor yavrum, zor! Senin için hava hoş tabii, öyle bir sorunun yok, kocan elinin altında, istediğin an emrine amade…” dedi.
Kayınbabam tam da benim yarama dokunmuştu, “Hiç alakası yok baba! Sen de onu bana sor. Bak oğlun bu akşam da yok, taa yarın gece evde olacak. Bu nöbetçi olduğu günün yorgunluğu katlanarak bütün bir hafta devam ediyor. Görüyorsun, izinli olduğu gün de uykudan başını alamıyor. Tamam, işidir, ekmeğimizin parasıdır, haklıdır, ama, burada bir de, az ya da çok sevilmek, okşanmak, sevişmek isteyen genç bir karısı da var!” dedim. Ağzımdan bu laflar nasıl çıktı bilemiyorum. Kayınbabamın, “Canım benim, gel bakayım bana.” demesiyle, kendimi kayınbabamın göğsüne kapaklanmış, hıçkıra hıçkıra ağlar buldum.
Divanda idik, kayınbabam beni teselli etmek için hafif hafif saçlarımı okşarken, küçük küçük de alnıma yanağıma öpücükler konduruyordu. Birden ne olduğunu anlamadım ama içimde birtakım kadınsı duyguların harekete geçtiğini hissettim. Kayınbabamdan anlamadığım bir şekilde etkilenmiştim. Başımı hafif çevirip kaldırdığımda kayınbabamla dudaklarımız bir anda birbirlerine kenetlendiler, dillerimiz ağızlarımızın içinde birbirine dolaşmaya başladılar. Çok uzun süre, divanda kayınbabamla birbirimize sarılmış vaziyette öpüştük.
Kayınbabam, “Canım gelinim, güzelim, kızım benim, artık evlenmek istemiyorum, seni istiyorum, seni kendime sevgili istiyorum. Benim her şeyim olurmusun? Gelinim, kızım, sevgilim, karım, orospum olurmusun?” dedi. “Olurum! Hem de nasıl babacığım!” diyerek kayınbabamla bir daha öpüşmelerimizin tadına vararak, birbirimizi okşamaya başladık. Divana sırtüstü uzandığımda, kayınbabam eteğimin altından külodumu ustaca çekip çıkardı. Eğilip sanki çölde susuz kalmışcasına, sanki çeşmeden içine su çeker gibi amımı vantuzlayarak içine çekmeye, emmeye başladı. Dayanamadım, kasıntılarla sarsıla sarsıla kayınbabamın ağzına boşaldım. Kayınbabam “Canım gelinim, güzelim, sevgilim…” diye diye, üstümde ne varsa gayet nazikçe hepsini bir bir çıkardı. “Şahanesin benim güzel gelinim!” derken, gözleri zevkle ve keyifle parıldıyordu. “Canım gelinim benim, bundan böyle gecelerimiz yalnız geçmeyecek. Sen istediğin sürece emrindeyim. Sana hiç ama hiç doymam, yeter ki sen iste güzel gelinim benim.” derken kendisi de soyundu.
Kayınbabam çırılçıplak yanımda ayakta durup beni seyrederken, hemen bir karış uzağımda olan yarağı beni yeniden azdırmaya yetmiş artmıştı bile. Kocamın sikiyle uzaktan yakından alakası yoktu, kayınbabamın yarağı hem uzun hem kalındı. Kayınbabamın yarağı neredeyse göbeğini geçecek şekilde şaha kalkmış bir at gibi yerinde duramıyor, titremeleriyle, kasıntılarıyla beni kendine çekiyordu. Başımı yaklaştırdım ve yarağını ortasından tutup, başını ağzıma almaya çalıştım. İnanılmazdı, bayağı zorlanıyordum ve bu beni ayrıca heyecanlandırıyordu. Yarağının başını boğazıma kadar aldığımda, yarağının daha yarısı avucumdaydı. Harika bir duygu yaşıyordum. Kocamla kesinlikle böyle seks yapmamıştım, yapamamıştım. Bu koca kazık gibi yarağın içimde nasıl olacağını düşündüğümde tekrar orgazm olurmuşcasına ıslandığımı farkettim.
“Hadi!” dedim kayınbabama, “Gel, gir artık, dayanamayacağım. Hadi!” diye bas bas bağırıyordum. Bu benmiydim, inanamıyordum. Kayınbabam divana oturup beni kucağına çekti, “Canım gelinim, güzelim, yavrum benim, gel sen kendin nasıl istiyorsan öyle al, kendin ayarla.” dedi. Kayınbabamın kucağına oturdum. O koca sırık gibi yarağı amımın dudakları arasından göbeğime kadar uzanarak kayınbabamla aramda sanki bir köprü gibi amımın dudaklarını ayırıyordu. Büyük ama çok büyük bir hazdı. Tekrar öpüşmeye başladık. Kayınbabam beni yavaşça kucağında kaldırarak, yarağının başını amıma denk getirdi. Ben kayınbabamı geriye iterek sırtını divana yapıştırdım, dizlerimin üzerinde doğrularak, elimle de o koca yarağı ayarlayarak amımla üzerine oturmaya başladım. Yarağının şapkası amıma girdiğinde, amım yarılıyor zannettim. Biraz durdum bekledim, sonra milim milim kaydıra kaydıra kayınbabamın yarağının yarısını içime aldığımda, kasılmalarım sarsılmalarım başladı yine. Gözüm karardı, içim geçti, uçmak, yerlerde yuvarlanmak, ve tepinmek arzusu hep birlikte yüklendiler, ben de kayınbabamın o koca yarağına yüklendim, hepsini bir anda taa köküne kadar amımın derinliklerinde hapsettim.
Ömrümde, hayatımda yapmadığım, yapamayacağım, canhıraş bağırmalar, anırmalar, evet resmen anırmalar, böğürtülerle, kayınbabamın yarağı üzerinde kalkıp kalkıp oturmaya ve kayınbabamın neresi denk gelirse ısıra ısıra emmeye, somurmaya başladım. Kayınbabam da memelerim ağzında, birini bırakıp birini yiyerek, hatta bazen her ikisini ağzına almaya çalışarak, bir elinin parmakları alttan götümde, beni habire yarağının üzerinde dans ettiriyordu. (Nasıl alırım, nasıl yerim?) diye düşündüğüm yarak amımda, kayınbabamın kucağında, yarağının üzerinde boyuna inip çıkmaktaydım. Belkide yaşayıp yaşayacağım en büyük ve erişilmez orgazmımı yaşadım. Kendime geldiğimde halen kayınbabamın kucağında idim. O şahane yarak amımın içinde, parmakları götümde, “Canım gelinim, güzelim, sevgilim, karım, orospum benim!” diyerek kayınbabam beni küçük küçük öpücüklerle yine sevmekteydi.
Kayınbabamın dudaklarına uzandım, dillerimiz yine birbirine dolaşmaya başladılar. İçimdeki yarağın daha bir şiştiğini, hatta damarlarını farkettiğimde, kayınbabam bir an durdu ve volkan gibi içime patladı. Evet sanki yanardağ faliyete geçti. Çeşme gibi akıyordu. Kayınbabamın boşalması bitince, “Harikaydın babacığım. Çok açmışsın, doydun mu?” dediğimde, “Sana doyulur mu güzel gelinim, daha yeni tadına varmaya başladım, canım benim! Sen de harikaydın, çok kadın bunun tamamını alamadı içine biliyor musun?” dedi. “Alamamaları normal babacığım, ben kendime şaşırıyorum, ben nasıl aldım diye.” dedim. “Canım gelinim, sen tam benlikmişsin. Bundan böyle hergün sevişiriz. Oğlumun bilmesine gerek yok, biz bize kaldığımız geceler bize yeter yavrum benim!” dedi. “Tamam babacığım oğlun bilmeyecek, artık asıl kocam sensin bundan böyle!” dedim ben de.
Oğlu zamanla bendeki olumlu değişimi, neşemi, mutluluğumu farketti tabii ve çok sevindi, “Ne güzel, bak babam geldi, yalnızlıktan kurtuldun, neşen yerinde. Ben de korkuyordum babamla anlaşamaz da aranıza soğukluk falan girer diye.” demez mi? Bilmiyor ki kayınbabamla hergün sikişiyorum! ilerleyen günlerde kayınbabama arkadan da verdim, götümü siktirdim. Evliliğimiz boyunca oğlunun elini bile sürmediği o bakire götümü kayınbabamın sikmesi ise benim için ayrı bir zevkti…