Articles by "Yengemle"
Yengemle etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ben Şafak, 20 yaşındayım, İstanbul’da oturuyorum. Okuduğumdan dolayı Annemlerin yanında kalıyorum. Üniversitemi yaşadığım yerde tercih yapmıştım. Amcam 3 sene önce kalp krizinden dolayı vefat ettiği için, yengem ve kızı Burcu bizim karşımızdaki dairede yaşamaya başladılar. Yengem 40 yaşında, yaşını hiç göstermeyen sarı saçlı ve beyaz tenli bir kadın. Vücudu da gayet iyidir, kilolu değildir. Ondan çok hoşlanıyordum, ama yengem olduğu için hiç açılamamıştım ona, sadece hayallerimdeydi. Aynı apartman ve aynı kattaki dairelerde olduğumuz için sık sık görüşürüz. Amcamın işleri iyi iken çok paraları vardı, ama öldükten sonra bütün varlıkları borçlara, ödemelere gittiği için, ancak bizim karşımızdaki daireyi alabilmişlerdi. Yine de durumları kötü sayılmayacak derecedeydi ve İzmir’de de bir yazlıkları vardı.
Onlar bize geldiklerinde görüşmemize rağmen, ben onlara pek gitmezdim, ayda yılda bir yani. Annem de her seferinde Burcunun beni sorduğunu ve sıkıldığını söylerdi. Yengemin kızı Burcu daha 16 yaşında, ama tam bir afet, görmelisiniz! Aslında sırf Burcu yüzünden gitmiyordum, çünkü ne zaman gitsem, Burcu yemekten sonra odasına alıyor beni ve hep erkek arkadaşlarından bahsediyor bana ve benim kız arkadaşlarımla ilgili sorular soruyor. Aslında benim kendisiyle başka türlü ilgilenmemi bekliyor, hadi desem altıma yatacak hemen. Fakat bunun yanlış olacağını düşündüğümden kıza birşey yapamıyorum. Aramızda seks olmadan da, kim olursa olsun, bir kızla geyik muhabbetinden sıkıldığımdan pek gitmek istemiyorum.
Birgün yengemle Burcu bize oturmaya geldiler. Yengem Haziranın 17’sinde yazlığa gidip, 2 ay kalacaklarını, ailecek bizim de oraya gelmemizi teklif etti. Annem ve babam çalıştıklarından ve kısıtlı izin günlerini memleketimiz Kayseriye sakladıklarından, gelemeyeceklerine söyledi. Yengem de kendinden emin bir şekilde direkt, “O zaman Şafak gelsin bizle! Başımızda bir erkek olması çok iyi olur orada!” dedi. Tüm gözler bana çevrildi…
Oysa benim başka planlarım vardı, Haziranın 20’sinde (aralarında hoşlandığım kızın da olduğu) bir grup arkadaşla, bir haftalığına Abant’a gidecektik. Biraz kem küm ettikten sonra, “Yok yenge, ben gelmeyeyim!” dedim. Yengem de, “Peki, karar senin, ama gelirsen çok iyi olur!” dedi. Burcu hemen koluma yağıştı ve, “Gel!” dedi. Babam da ısrar ederek, “Oğlum git yengenlerle, gerçi orası dağbaşı değil, adam kesmezler, ama akşamları yengenler korkabilir!” dedi. Annem de gitmem yönünde baskı yapınca, mecburen geleceğimi söyledim. Gitmemize 2-3 gün falan vardı ve ben bu sürede arkadaşlarıma durumu anlattım ve gönüllerini aldım…
17 haziran gününün sabahı erkenden kalktım. Herşeyim hazırdı, bir traş oldum, banyo yaptım ve Annemin babamın elini öperek (Sanki askere gidiyormuş gibi!), yengemin evine geçtim. Ve orada bir kahvaltı yaptıktan sonra aşağıya indik. Amcamdan kalan bir Jeep vardı, uzun şasili olandardan. Onun arkasına bavulları attıktan sonra, yengemle aynı anda Jeep’in şöför kapısına sarılmıştık. Ben Jeep’i benim kullanacağımı sanıyordum, ama yengem, “Sen geç bakiyim arkaya! Burada ben varken sana araba kullanmak düşmez!” diye şakacı bir tavırla arkaya geçirdi beni. Kendimi bildim bileli yengemi tanırım, ama böyle marifetlerinin olduğunu bilmiyordum doğrusu. Biz yazlığa giden o yolu arkada Burcuyla şakalaşarak geçirdik. Bu arada burcu esmer bir hatundur, o yüzden de benim esmerleri sevme nedenim olmuştur. En sonunda İzmire, yazlığa vardık. Yengemin İzmirde yaşadıkları dönem tanıştığı bir temizlikçi kadını aramış, kadına çok güvendiği için anahtarını bile yaptırmış ve kadına söyleyip, biz gelmeden 2 gün önce falan yazlığı temizletmiş. Biz gittiğimizde tertemiz bir yazlık bizi bekliyordu.
Amcamın zamanında durumu iyi olduğu için, yazlık büyüktü ve gerçekten çok iyi döşenmişti. Bol bol oda olduğundan, yengem bana Burcunun odasının tam arkasındaki odayı verdi. Odamda PC ve Televizyon bile vardı ve açıkcası benim İstanbuldaki odamın 2 katı falandı. Çok rahat edecektim 2 ay boyunca. İlk gün odama kapanıp çıkmamıştım akşam yemeğine kadar. Ben daha önce yengem ve Burcuyla hiç tatil yapmamıştım ve onları hiç bikinili, veya kısa etekli olarak görmedim. O hayallerle ve yol yorgunu olmamdan dolayı, uzandığım yatakta uykuya dalmışım. Burcu’nun üstüme atlayıp, “Uyansana uykucu! Yemek vakti!” diye gıdıklamasıyla uyandım. Burcu üstümde, yengem de kapıda, bana bakıp gülüyorlardı. Burcu yengeme, “Anne bu uykucunun bize bir faydası olmaz, bu böyle uyursa, hırsızlar bizi içerde kesseler haberi olmaz!” dedi. Ben birden ayaklanarak Burcu’yu kucakladım ve “Sizi kesecek hırsız önce beni geçmeli!” diyerek yere indirdim. Elimi yüzümü yıkayıp yemeğe indim. Ama ilk defa böyle görüyordum yengemi ve Burcuyu. Yengemin üstünde askılı body vardı. Burcu da aynı şekilde kolsuz bir tişört giymişti ve ikisinde de kısa şortlar vardı.
Ertesi gün denize gittiğimizde, giydikleri dar bikinilerden dolayı yine şok geçirmiştim. Tatilin ilk günleri böyle geçerken, bir akşam Burcu arkadaşlarıyla buluşacağını söyledi ve beni de davet etti. Ama ben evde dinlenmek istediğimi söyledim. Burcu gidince, yengem de bir süre yanımda oturduktan sonra esneyerek, “Ben yatmaya gidiyorum!” dedi. “İyi uykular yenge!” dedim, ama daha saat 8 bile değildi. Yengem yukarıya çıktıktan 1-2 dakika sonra bana seslendi, “Şafak bir gelsene, şu dolabın kapısını kaldırmama yardım et!” dedi. Hemen gittim yanına. Büyük dolabın sürgülü kapısı rayından çıkmış, yengem de uğraşmış fakat ağır olduğundan kaldırıp takamamış geri yerine. Ben, kapıyı kaldırıp yerine taktıktan sonra, yengem yanaklarımdan öpüp teşekkür etti ve “İşte görüyorsun erkeksizlik ne kadar zor! Her nekadar o koca Jeep’i kullansam da, bazı şeylere erkek eli değmeden olmuyor!” dedi. Yengemin söylediği laf ta laftı yani, lafı nereye çekersen oraya gidiyordu. Bu arada yengem dolaptan geceliğini aldı ve yatakodasının içinden açılan banyoya, üstünü değiştirmeye gitti. “Ben iniyorum aşağıya yenge!” dedim. Banyodan seslendi, “Dur canım gitme, iki dakika oturur konuşuruz…” dedi. “Yenge sen uyuyacaktın?” dedim. “Yok canım ya, uykum kaçtı!” dedi…
Ben odanın içinde ne yapacağımı bilmeden dikiliyordum ki, yengem gecelikle banyodan çıktı ve “Dikilme öyle, geç otur!” diyerek kolumdan tutup beni yatağa oturtturdu. Aynada saçlarını toplarken, gözümü yengemden alamıyordum, geceliğin nerdeyse her yeri açıktı. Herhalde aynadan kendisine baktığımı gördü ki, döndü ve “Sen yabancı değilsin diye yanında böyle giyiniyorum, kusura bakma!” dedi. Saçlarını topladıktan sonra, “Sen otur, ben geliyorum hemen!” dedi ve odadan çıktı. Az sonra elinde bir şişe şarap ve iki kadehle geldi ve “Kuru kuru sohbet olmaz!” diyerek, şarabı kadehlere koyduktan sonra içmeye başladık. Dolabın kapısını taktığım için bana yeniden teşekkür etti. “Yenge yaptığım şeyin lafı bile olmaz, yerimde hangi erkek olsa yapardı!” dedim. “Evet, erkek olsaydı yapardı, ama biliyorsun ki yok… Erkeksizlik çok zor be Şafak!” dedi. “Zordur tabi yenge, özellikle senin için.” dedim, ama aklımda en ufacık bir fesatlık yoktu…
Yengem de, “Doğru diyorsun, bak buraya bile rahat gelemedik, etrafta hep tanıdıklar var ama kadın başımıza koca yazlıkta rahat edemiyoruz. Akşamları Burcuyla beraber yatıyorduk, o zaman bile korkuyorduk burada! Üstelik erkeksizlik her türlü zor…” dedi, derin bir “Offf!” çekti ve, “Hadi Burcu arkadaşlarıyla takılıyor sürekli, ya ben ne yapayım? Amcan öldükten sonra elime erkek eli değmedi, yoldan çıkacağım diye korkuyorum. Burcu evlenmeme izin vermiyor, ikinci baba istemiyormuş. Ben de güvenilir birini bulsam onunla yapacağım o işi, ama burada kimse yok, İstanbulda ise nerede buluşacağız da nerede yapacağız o işi!” dedi. Ben duyduklarımdan sonra dondum kaldım resmen. Yengem kadehindeki şarabını bitirdi ve üstüme gelerek, “Bak senin hayatını bilmiyorum, ama benim gibi seks konusunda tecrübeli biriyle yatmak hem senin için güzel olur, hem de yengen yabancıya gitmemiş olur, öyle değil mi?” dedi ve birden beni yatağa yatırdı, “Yine de kabul edip etmemek sana kalmış, ne diyorsun bu teklifime?” dedi. “Tamam!” diyebildim sadece…
Yengem birden dudaklarıma yapıştı ve delice öpmeye başladı. Ama ben kilitlenmiştim sanki, sadece yatakta yatıyordum yengem yapıyordu işini. Yıllardır hayal ettiğim kadın artık benim olmak üzereydi. Ben de şoku atlatınca yengeme karşılık vermeye başladım. Yengemle deli gibi öpüşüyorduk. Yengem bir süre sonra öpüşmeyi kesti ve bana bakıp güldükten sonra biraz daha öptü ve beni tutup yatağa iyice yatırdı, şortum ile boxerımı çıkartıp, kazık gibi olmuş yarrağımı bir seferde ağzına aldı. Geçekten profesyonelce emiyordu. Ben ise o anki zevk ile yatağa iyice gömülmüş, tavanı seyrediyordum. Yengem yarağımı ağzına arada bir köküne kadar alıyor, sonra ağzından çıkarıyor yalıyor, bu arada taşaklarımla oynuyordu. Tekrar ağzına köküne kadar aldığında boşalmak üzereydim, yengemin başından tuttum ve yarrağıma bastırıp boşalmaya başladım. Yengemin nefesi kesilip öksürene kadar da bırakmadım. Döllerimin çoğu direkt midesine gitmişti, ağzında kalanları da nefes aldıktan sonra kendisi yuttu ve tekrar yarrağıma yumuldu, yalayıp temizledi…
Ben yengem bu hareketime kızmıştır diye tahmin ediyordum, ama hiç te öyle değildi, yüzündeki gülümsemeden hoşuna gittiği belli oluyordu. Ben artık tüm çekingenliğimi atıp, yengemi yatağa yatırdım ve üstündeki geceliği çıkardım. Yengemin altında sadece tangası vardı, hemen çıplak göğüslerine yumuldum. Göğüslerinin birini bir elimle evirip çeviriyor sıkıyordum, diğerini ise yalıyordum. Ben de aslında uzun süredir ilişkiye girmediğim için en az yengem kadar azgındım ve hemen ilişkiye girmek istiyordum. Yengemin göğüslerini yalarken arada dil darbesi atıyordum ve oradan öpücük kondura kondura kasıklarına indim. Nazikçe tangasını çıkarıp amını yalamaya başladım. Yeni traşlanmış amı vardı ve sulanmıştı. Yengemin amını sertçe yalıyor, arada klitorisine dil darbeleri atıyordum. Yengem ise gözlerini kapamış, deli gibi inliyordu. Yengemi yalayarak bir defa orgazm ettikten sonra, sonunda benim de dayanacak halim kalmadı ve yengemin bacaklarını iyice açarak, arasına yanaştım, yarrağımı amına bir hamlede yerleştirdim ve git gele başladım. Yengemin amı yanıyordu resmen, fazla dar olmadığı için ve yeni orgazm olduğu için de rahatça girip çıkıyordum. Yengem inleyerek, “Sik Şafak sik yengenin amını! Bu am kaç senedir yarrak görmedi!” diyordu. Ben o laflarla daha da hızlanıyor, yengemi daha sert sikiyordum…
Yengemi 10 dakika kadar öyle siktikten ve bir kez daha orgazm ettikten sonra yataktan kaldırdım ve domaltıp arkadan amına geçirdim ve öyle sikmeye devam ettim. Bu arada yengemi domaltınca o zayıf vücudundan götü harika gözüküyordu ve ben de kalçalarına tokatlar atıyordum. Yengemi birazda öyle siktikten sonra geleceğimi anladım ve amından çıkıp, götünün üstüne ve beline doğru boşaldım. Ama zevk ve heyecandan halen dizlerin titiriyordu. Yengem de nefes nefese kalmıştı. Biraz soluklanıp birer sigara yaktık ve uzanıp dinlenmeye başladık. Yengem arada sigarasından bir fırt çekiyor, üflüyor, sonra da yarrağımı biraz yalıyor, tekrar sigarasına devam ediyordu. Ben de boştaki elimle yengemin kalçalarını okşuyordum. Ama yengem daha sanki daha doymamış gibiydi…
Sigaralarımız bitince yengem yarrağımı yalayarak yeniden kaldırdı ve sırtı bana dönük olarak yarrağımın üstüne diklemesine oturdu. Yarrağımı köküne kadar amına alıyor ve her köküne kadar alışında çılgınca bağırıyordu. Her hoplamasında ise kalçaları dalga dalga oluyordu. Ben ise arada doğrulup yengemin sırtını öpüyordum, ama ozamanlar rahat hoplayamıyordu. Üçüncü postam olacağı için, busefer uzun süreceğini biliyordum. Yengem bir süre üstümde hopladıktan sonra, yengemi üzerimden indirdim ve yatağa yüzüstü yatırdım ve üstüne uzanıp amını sikmeye devam ettim. Amına sertçe her bastırışımda yengem Ahh’lıyor, yatak inip kalkıyordu. Geleceğim zaman yine çıkarıp, altımda duran kalçalarına bir posta daha boşaldım…
İkimiz de terden ve döllerden yapış yapış olmuştuk, birlikte duş yapıp yatağa attık kendimizi tekrar. Ben herhalde bugünlük bukadardı diye düşünürken, yengem rahat durmadı tabii, 69 olmuştuk busefer. Yengem azgınlıktan delice yalıyordu yarrağımı, ben de bu arada amıyla oynayarak ve yalayarak zevke getiriyordum yengemi. Amı yine sırılsıklam olmuştu ve benim de yarrağım zorlada olsa kalkmıştı. Yengemin altından sıyrılıp çıktım ve yengemi domaltıp arkasına geçtim. Bu sefer götüne girecektim. Eğilip göt deliğini yalamaya başladım. Arada amından sıvılarını alıp göt deliğine parmaklayarak sürüyordum. Yarrağım zaten yengemin ağzına girmekten sırılsıklamdı ve hemen göt deliğine dayadım. Başını, gıkını çıkarmadan rahatça aldı götüne, ama birden sonuna kadar kökleyince, feci bir şekilde bağırdı, ardından hemen sustu. Ben git gel yapmaya başladım götüne. Git gel yaparken sert sert çarparak, kalçasının dalgalanmasını izliyordum. Yengemin götünü 30 dakika kadar o pozisyonda siktim ve geleceğim zaman çıkarıp, yengemi sırtüstü yatırdım ve göğüslerine boşaldım…
Yeniden duş alacak halimiz bile kalmamıştı, sadece birer sigara yaktık. Bu arada yengeme sorum, “Sence bu yaptığımız doğrumuydu?” diye. Yengem de, “Gayet doğruydu!” dedi. “Peki, biraz da olsa doydun mu?” dedim. Yengem, “Amcan sadece 1 posta sikebiliyordu beni!” dedi ve dudağıma bir öpücük kondurdu. Yengemin söyledikleri rahatlatmıştı beni. Vakit epeyce geç olmuştu, aklıma Burcu geldi ve “Yenge bu Burcu nerede kalmıştır?” dedim. Yengem de, “Birazdan gelir, kim bilir kimin altındadır orospu!” deyince, ben yine donup kaldım. Kekeleyerek, “Yenge ne dedin sen? Burcu birileriyle ilişkiye mi giriyor?” dedim. “Ohooo, okuldan sikişmediği oğlan kalmadı orospunun!” dedi. Daha da şaşırmıştım, “Sen nerden biliyorsun yenge?” dedim. “Ders çalışacağız diye her seferinde başka bir oğlanı eve getiriyor, sonra da odasına kapanıp sikişiyorlar! Kaç kez anahtar deliğinden izledim sikişirlerken!” dedi. “Eee, madem biliyorsun da neden müdahale etmiyorsun yenge?” dedim. “Birşey desem, benle kavga edip evden kaçacağından ve başımıza daha kötü şeyler getireceğinden korkuyorum, bu şekilde en azından kiminle ne bok yediğini biliyorum orospunun!” dedi.
Ben de tabii fırsatı iyi değerlendirmek istiyordum, “Yenge, kızmazsan birşey sormak istiyorum…” dedim. “Niye kızayım, sor!” dedi. “Peki, Burcuyla ben yatsaydım, bana kızarmıydın?” diyerek yengemin ağzını aradım. Yengem gülerek, “Tabii ki kızmazdım! Emin ol, Burcu senin sikmeni çok severdi! Kaç kez izledim sikiştiği arkadaşlarını, hiçbiri de Burcuya önem vermiyor, sadece kendi zevklerine bakıyorlar, bir posta boşalan giyinip gidiyor hemen!” dedi. Öğreneceğimi öğrenmiştim, “Yenge, Burcu gelir birazdan, bizi bu halde görmesin, ben gideyim artık!” dedim. Yengem gülerek, “Git, ama bu halde göndermem!” dedi ve yarağıma sarıldı. Yengemle Burcu hakkında konuşurken yarrağım kalkmış ve kazık gibi olmuştu. Yengem son bir kez yarrağımı ağzına aldı ve yalaya yalaya ağzına boşalttıktan sonra, ben odama gittim.
Odamda hem bugün yengemle sikişmekten aldığım zevki, hem de Burcuyu düşünerek uyuya kalmışım

 

Selam. Ankarada yaşayan, 19 yaşında, yakışıklı, esmer, 1.85 boyunda bir gencim. Babam ben 10 yaşındayken öldü. Hiç kardeşim yok ve evde annemle beraber yaşarız, (annem 38 yaşında, esmer, bakımlı ve çok güzel bir kadındır). Şermin yengem de amcamdan ayrıldığı için bizde kalmaya başlayınca, böylelikle yengeme ilgim başlamış oldu. Yengem 40 yaşında, kumral, kısa boylu, bebek yüzlü, dolgun kalçalı, küçük ama diri göğüslü bir kadındır. Yengeme hayranım diyebilirim, hele yengem banyo yaparken çektiğim otuzbirlerin sayısını ben bile hatırlamıyorum. Yaz aylarıydı, ben çalıştığım işyerinde çok yoruluyordum ve eve baktığım için de iş değiştiremiyordum. Sonunda yaz tatili için zar zor izin koparmıştım. O gün eve geldim ve bunu annem ve yengeme söyledim, çok sevindiler. Ben, “Tatilde buralarda durmayalım, iki senedir kapı dışarı çıkmadık, biryerlere gidelim.” dedim. Onlar da ilk önce köyümüze, çok uzun zamandır görmediğimiz bir akrabamızın ziyaretine gitmek istediler.
Hemen ertesi gün yola çıktık. Köydeki akrabamıza vardık, ama evlerinin hali içler acısıydı, bir odası ve salonu vardı. Gerçi sadece Karı Koca idiler ve onlara yetiyordu. Birde annem telefon etmeden gittiğimiz için doğal olarak hazırlıksız yakalanmışlardı. Onları görünce hatırlamıştım, Ankaraya bizim evimize gelmişlerdi, kadının adı Gülşahtı. Bizi içeri buyur ettikten sonra hemen yemek hazırladı. Yemekler yenildi, sohbetler edildi, çaylarımızı içtik ve yol yorgunluğuyla hepimizi uyku bastı. Gülşah teyze birden, “Tüh yaa, ne yapacağız şimdi, size yatacak iki yatak var, ama siz üç kişisiniz?” dedi. Annem söze girdi, “İlahi Gülşah ne var bunda, ben Şerminle yatarım, Akın da tek yatar!” dedi. Tamam çözüm bulundu denildi, hemen salona iki döşek attılar, yerlerimizi hazırladılar. Yataklar yan yanaydı, yani birleşikti. Annem en uca yattı, yengem ortaya, ben de kendi yatağıma yatmıştım. Annem beni uyardı, “Akın bak sen çok deli yatarsın, dikkat et gece bizim tarafımıza geçme!” dedi, hep beraber gülüştük. Ama bunu deyince bende bir an acayip duygular uyandı. Sonra ışığı kapatarak uykuya geçtik…
Yataklar yan yana, yengem sırt üstü yatıyor, ben çaktırmadan yengeme doğru baktığımda, üzerindeki incecik geceliğinde havaya doğru bakan diri göğüslerini gördüm ve tahrik oldum. Ama okadar da uykum vardı ki, bir elim sikimde uyumuşum. Geceleyin uyandım, susamıştım, kalktım mutfaktan su içip uykulu bir şekilde yatağa uzandım. Sarhoş gibiydim, sağıma soluma bakmadan yatağa girdim ve elimin biryere çarptığını hissettim. Çarptığım yer yengemin bacağıydı. Hemen gözlerimi açtım ve yengemin kendi yatağı ile benim yatağımın arasında uyuduğunu gördüm. Uykum kaçmıştı. Yavaşça örtünün altına baktım, yengem arkasını bana dönmüş ve karpuz gibi götünü bana doğru kaldırmıştı. Ben de yengemin benim yatağıma geçmesini fırsat bilerek iyice yanaştım yengeme. Sikim kazık gibi olmuştu. Nede olsa yarısı benim yatağımda diyerek biraz cesaret buldum ve sonra biraz daha yanaştım. Artık sikimin kafası yengemin götüne değiyordu. Müthiş azmıştım. Yengemde bir hareket yoktu…
Artık benim yatağın yarısına gelmiş olan yengeme iyice yanaştım ve sikimi artık o kocaman götünün arasına yassı bir şekilde dayadım. Yengemin altında incecik bir gecelik vardı ve sikimi hissetmemesi olanaksızdı. Ben iyice ileri giderek yengeme yapıştım ama vücudumu pek bastırmıyordum, yengemin uyanmasını istemiyorum. Kendime hakim olamayıp tamamen yapışıp yengemle yek vücut olunca, yengem aniden bir hamle yaparak yüzünü bana döndü. Ben uyuyormuşum gibi gözlerimi kısmış, gözkapaklarım arasından yengeme bakıyordum. Yengem uyanmıştı ama benim yatağımdaydı, birşey diyemezdi, hemen toplanarak kendi yatağına geçti. Ben çaresizdim, yapacak birşey kalmamıştı, ama acayip derecede de azmıştım. 10-15 dakika hareketsiz kalarak uyuyormuşum gibi yaptıktan sonra yengemin yattığı tarafa doğru ilerledim ve az sonra tekrar arkasındaydım. Çaktırmadan bir elimi ona doğru uzattım, elim omzunun üstündeydi. Yengem uyanıktı ve kafasını kaldırmış bana bakıyordu. Ben ise bozuntuya vermedim, fakat hayret etmiştim, elim yengemin üstündeydi ve indirmemişti…
Yengem az sonra tekrar kafasını yastığa koydu ve bir hamleyle götünü kendi yatağından bana doğru uzattı. Demek ki yengem de istiyordu, veya belki de yeniden uykuya dalmıştı diye düşündüm. Kafam bu tutarsızlıkla allak bullak oldu, birşey düşünemiyordum artık. Kalkan sikim taş gibiydi ve yengem bana geldikçe geldi. Sonunda yeniden götünün arasına zorlamaya başladım. Fakat bu sefer yengem de götünü arkaya itiyor ve kendi kendini kasıp bırakıyordu. Az sonra yandan yengeme baktım, resmen yay şeklindeydi, ayakları ve kafası öne doğru, kalçası ise benim sikime yaslıydı. Bende bol bir pijama ve atlet vardı, yengemin üstünde ise diz kapağının üstünde, çiçekli, dar ve ince bir gecelik vardı. Az sonra yengem kıpırdamaya başladı. Tek eli önündeydi, sanırım amıyla oynuyor ve kendini tatmin ediyordu. İyice emin olmak için hafifçe doğrulup baktım, gözleri açıktı. Artık iyice emin olmuştum, yengem de beni istiyordu…
Kendimi tutamayıp iyice sikimi yasladım artık. Birden yengemin hareket ettiğini gördüm, geceliğini yukarıya sıyırmıştı, şimdi çıplaktı, ama ben göremiyordum bunu. Yengem elini hafifçe sikime götürdü. Sikim kazık gibiydi ve kalbim güm güm atıyordu. Yengem bana dönmeden, büyük bir ustalıkla elini pijamamın ve külodumun içine sokarak sikimi ellemeye başladı. İçimden artık bunun dönüşü yok dedim ve bende elimi yengemin poposuna götürüp okşamaya başladım. Yengem bana dönerek, “Uyumuyormusun sapık şeyy?” diye fısıldadı. Ben tebessüm edip fısıldayarak, “Yanımda böyle bir afet varken nasıl uyuyabilirim?” deyince, yengem o an dudaklarıma yapıştı. Delice öpüyordu beni. Ben de zıvanadan çıkmıştım, ben de yengemin dudaklarını emiyordum. Annemin uyanması artık umrumda bile değildi, yengemi altıma alarak sevişmeye devam ettik. Ben yengemi hem öpüyordum hem okşuyordum, tek elim yengemin amında, tek elim o çok merak ettiğim diri göğüslerindeydi…
Yengemin geceliğini boğazına kadar yukarı çektim, müthiş süt gibi bir vücudu vardı. Doyasıya emdim göğüslerini. Yengem sessizce inliyordu altımda. 69 yapmak için ben ters döndüm. Ben yengemin kılsız amını yalarken, yengem de benim kazık gibi olmuş sikimi emiyordu. Uzun uzun sakso çekti bana, ben de deli gibi yengemin amını yaladım. Amının suları gelmeye başlamıştı, benden de zevk suları geliyordu. Yengem, “Hadi artık, hadiiii!” diye yavaşca inliyordu. Yengem amcamdan ayrılalı 2 sene olmuştu, amcamdan beri yengemin eline erkek eli değmemişti. Kulağıma, “Akın sik beni, doyurr beniii!” diye inliyordu. Artık o an gelmişti, kazık gibi olan sikimi yengemin yanan amının ağzına yerleştirdim, bacaklarını omzuma alıp yavaşça yüklendim. Yengemin gözleri kaymış, kendinden geçmişti. Bir hamleyle içine girdiğimde hafif inledi. Yavaş yavaş tempo tutarak girip çıkıyordum. Müthiş zevke gelmiştim, ama boşalmamak için kendimi tutmalıydım…
Tempoyu yengem kontrol ediyordu, ben de bacaklarını ısırıyordum. Köküne kadar içindeydim. Yengem altımdan çıkıp, “Sen uzan sırtüstü!” diye fısıldadı. Uzandım, yengem üstüme çıkıp sikimi içine aldı. Şimdi deli taylar gibi zıplıyordu üstümde. Göğüsleri hop hop zıplıyordu. Bir eliyle saçlarını yukarı kaldırıyordu, diğer eliyle yarrağımın kökünden kavramıştı, “Evet, evet, evet!” diye sessizce inliyordu. Artık bende de hal kalmamıştı, boşalmak istiyordum, ama beraber boşalmalıydık. Yengemi yan yatırarak tekrar amına kökledim ve kulağına aşk sözleri fısıldıyordum. Yengem de iniltiyle karışık birşeyler geveliyordu. Kulağına, “Beraber boşalalım yenge!” dedim, yengem de olur anlamında başını sallamıştı. Dudaklarını ısırıyordu ve sarsılarak boşalmaya başladı. Yengemle birlikte ben de geldim ve amına boşaldım. Biraz içinde kalıp çıkardığımda yengem hemen sikimi ağzına alarak yalamaya başladı.
Sikimi yalayarak temizledikten sonra, kulağıma, “Eğer beni herzaman böyle sikmezsen annene söylerim!” dedi. Ben de gülerek Tamam anlamında kafamı salladım. Üstümüzü düzelttikten sonra yengem banyoya ben WC’ye gittim ve tekrar yataklarımıza döndük. Benim tek elim yengemin amındaydı oynuyordum, onun da eli benim sikimdeydi. Tekrar yapıp yapmamada kararsızdık. Sonra uykuya dalmışız. Sabah uyandığımda annem başımda dikiliyordu ve benim elim yengemin geceliğinin içindeydi, yengem ise uyuyordu. Annem bana kızgın kızgın bakarak, “Adi herif yengeni mi becerdin?” dedi. Ben hemen toparlandım, “Yok anne, saçmalama yaa, ne alakası var, uyku sersemiyle elim gitmiştir…” dedim. Annem de kızgın edasını sürdürerek, “Sanki biz salağız, bilmiyoruz!” diyerek çıktı salondan. Beynimden vurulmuşa döndüm. Annem yengemi sikerken görmüş olabilirdi. Çok utandım. Sonra yengemi uyandırıp ona anlattım olayı. Yengem de, “Merak etme, ben bir yolunu bulur hallederim!” dedi ve o da çıktı salondan…
Gülşah teyzeyle kocası galiba erkenden kalkmışlar ve hayvanları otluğa götürmüşlerdi. Annem de mutfağa gitmişti. Yengem de annemin yanına gidince mutfaktan tartışma sesleri gelmeye başladı, annem yengeme kızıyordu. Mutfağın kapısına yaklaştım ve dinlemeye başladım. Annem, “Sizi gördüm Şermin, gece seviştiniz, bunu nasıl yaparsın, benim oğlum o, madem bu kadar azdın git başkasına siktir kendini orospu!” diyordu. Şaşkındım, orda durmuş dinliyordum. Yengem kendini savunuyordu, “Ne yapayım Hülya, dayanamadım, sen de biliyorsun 2 senedir elime erkek eli değmedi, tahrik oldum bir an işte.” dedi. Annem de, “Ya benimki can değil mi, benim canım yarak istemiyor mu, ben nasıl dayanıyorum, üstelik ben 9 senedir erkeksizim, ilk önüme gelene siktireyim mi yani?” diye kızıyordu yengeme. Duyduklarıma inanamıyordum, annem erkeksizlikten dert yanıyordu…
Yengemle annemin konuşmaları gittikçe ilginçleşiyordu. Yengem kendini köşeye sıkışmış gibi hissedince, yıllardır sakladığı sırrı ağzından kaçırdı, “Tamam Hülya, canın yarak istiyorsa Ankaraya döndüğümzde ilk işim seni Necdete siktirmek olacak!” dedi. (Bu arada Necdet benim amcam ve aynı zamanda yengemin eski kocası oluyor!). Amcamın ismi geçince daha da şaşırmıştım. Herhalde annem de çok şaşırmıştı ki yengeme, “Beni Necdete mi siktireceksin?” diye sordu. Yengem de, “Evet, Necdetten boşanma sebebim zaten sensin! Onunla evliyken bana hep seni siktirmem için yalvarırdı. Ankaraya varınca telefon açarım, seni sikmeye uçarak gelir! Fakat sen de benim bundan sonra Akınla sikişmeme laf etmeyeceksin!” dedi. Epey bir tartıştıktan sonra anlaştılar ve Necdet amcamın yarağı hakkında ve nasıl siktiği hakkında konuşmaya başladılar. Ben bir yandan amcamın annemi sikecek olmasına bozulmuştum, öte yandan da artık yengemi istediğim gibi sikecek olmamdan dolayı epey rahatlamıştım. Yengemi sikme bedelimdi bu, yapacak birşey yoktu…
Köydeki ziyaretimizi bitirip Ankaraya döndük. Ve gerçekten de yengem söz verdiği gibi annemi amcama siktirdi. Amcam annemin yatakodasında annemi bağırta bağırta sikerken, ben de yengemin odasında acaip sinirlenmekle birlikte müthiş tahrik oluyorum ve hırsımı yengemi sikerek çıkarıyordum. Yengemi bir posta siktikten sonra, yengemin annem hakkında kışkırtıcı lafları sikimin anında kalkmasına sebep oluyor ve yengemi tekrar deli gibi sikiyorum. Hatta bir keresinde yengemi domaltmış amını sikiyorken, yengem yine gaz verdi bana, “Ohhhh Akınım iyi sik yengenin amını! Şu anda amcan olacak götçü pezevenk de annenin amını götünü dağıtıyor, inletiyordur altında orospu anneni!” deyince, ben artık hırstan iyice kudurdum ve sikimi yengemin amından çektiğim gibi götüne kökledim ve son sürat yengemin götüne pompalamaya başladım. Yengem olacak orospunun niyeti de buymuş zaten, yani bana götünü siktirmek. Amacına da ulaştı, yengemin götünü sike sike haşat ettim!
Amcam hemen hemen her gün annemi sikerken, biz de yan odada yengemle deli gibi sikişiyoruz. Bazen annemin inlemeleri ve bağırmaları yengeminkilerini, bazen de yengeminkileri anneminkilerini bastırıyor!
Herkese bol sikişler! Unutmayın, sex sınırsız olmaktır…

 

Ben Seray. 25 yaşında bir kızım, ama bakire değilim. Bekaretimi İstanbul’da üniversitede okurken kaybettim. Bitirdiğim bölüm Otelcilik ve Turizm olduğundan ve amcamın Alanya’da bir oteli olduğundan, iki sezondur Alanya’da yaşıyorum ve amcamın otelinde çalışıyorum.
Yengemin adı Demet, yani amcamın karısının. Ergenliğe adım attığım yaşlardan beri yengem nedense bana çok çekici gelmiştir. Aslında içimde lezbiyenlik adına hiçbir duygu yok ve yengemden başka hiçbir kadını da arzulamadım. Normal bir şekilde erkeklerden hoşlanıyorum.
Yazın sonlarına doğru, sezonun yoğun dönemleri geçmiş, işler az da olsa hafiflemişti. Yengemin otelde aktif olarak bir görevi yoktu, ama ben sıkı bir şekilde çalışıyordum. Resepsiyondan tutun da, kayıt, muhasebe ve katçı kadınların takibine kadar her işi yapıyor, haftada 7 gün otelin herşeyiyle ilgileniyordum. Yani yazın nimetlerinden faydalanamıyordum. Bir pazar günü amcam bana,
“Bugün izinlisin, hadi yengenle beraber sahile gidin.” dedi. Ben, yok falan dedimse de, yengem de,
“Hadi gidelim!” diye ısrar etti. Yengemle aramız çok sıkı fıkı değildir aslında, ama dediğim gibi ondan hoşlanıyordum.
“Tamam yenge, gidelim.” dedim ve odama çıktım hazırlanmak için...
Atletik bir vücudum vardır. Boyum 1.70 ve 59 kilodayım. Vücudumu beğenirim, sadece göğüslerimin daha büyük olmasını isterdim. Göğüslerim portakal büyüklüğündeler, ama dimdikler.
Hemen bikinimi giydim. Pembe çiçek desenli, altları yandan bağlamalı, normal bir bikini idi. Bir kaç tane çok açık olan bikinim vardı, ama onları dışarıda giyecek kadar cesur değildim açıkçası. Ama yine de çantama bir tanesini atmıştım.
Teşhiri severim. Webcamda falan takılırım bazen, o zaman giyiyorum ancak. Bikinimin üstünde beyaz pileli bir etek ve kolsuz kısa bir tişört giymiştim. Otelin lobisinde yengemle buluştuk. Alanya merkezinde bir plaja gidecektik, otelin plajını kullanmak istemedik, farklı bir yer istemiştik.
Yengemin arabasına binip Kleopatra plajına vardık. İki şezlong kiraladık, adam gelip şemsiyelerimizi dikti. Yengem de şort ve tişörtünü çıkartıp sırtüstü uzanıp güneşlenmeye başladı.
Yengemi neden arzuladığımı anlayamıyordum. Yengem kırklı yaşların ortasında, hafif kilolu, 1.60 boylarında bir kadındı. Saçları hep permalıydı, rengini değiştiriyordu hep. Teni güneşten esmerleşmişti artık. Bikinisi gayet normal bir bikini idi.
Ben de eteğim ve tişörtümü çıkarıp bir sigara yaktım ve şezlonga uzandım. Yengemle havadan sudan muhabbet ediyorduk. Sahil kalabalıktı. Sigaramı bitirdikten sonra yengemden güneş yağını istedim. Bana uzattı. Vücudumun ön tarafına sürdüm ve
“Sen de ister misin yenge?” dedim. Yengem de,
“Sen sür!” dedi. Sırt üstü yatıyordu. Göbeğinin üstüne döktüm yağı. Karnına, omuzlarına, göğsüne sürdüm. Memelerine de dokunmak isterdim, ama cesaret edemedim tabi ki. Yengemin memeleri gerçekten iriydi, benimkilerin olmasını istediğim gibi...
Oradan aşağılara, baldırlarına ve bacaklarına sürdüm. Ellerim kasıklarına yaklaştığında öyle heyecanlanıyordum ki! Yengem ise hiç bir şey yokmuş gibi yatıyordu...
Yengem sonra yüzüstü döndü. Arkasına sürerken ellerimi biraz da olsa bikinisinin alt kısmından içeri doğru sokarak kalçalarına dokunmuştum. Yengemi yağlamam bitince, yengem,
“Gel, ben de senin sırtına süreyim!” dedi.
“Tamam!” deyip yüzüstü uzandım. Sırtımdan başladı yağı sürmeye.
“Kız sen neyle temizliyorsun tüyleri?” dedi, ama ben cevap vermedim. Üniversiteye giderken lazerle temizletmiştim, sadece amımın üstündekiler duruyordu.
Yengem sırtıma sürerken bikinimin ipini çözmüştü. Sırtımdan bacaklarıma geçerken de, bikinim altını yanlardan ortaya çekip kalçalarımın arasına soktu. Ben napıyorsun gibisinden hareket edince,
“Dur kız! Senin gibi vücudum olsa altıma ufacık bir tanga giyerdim. Bırak da popon güneş görsün biraz!” dedi.
Yengem kalçalarıma dokunurken içim gidiyordu. Sonra kasıklarımı ve bacaklarımı da yağladı ve “Tamamdır!” deyip kendi şezlonguna geçti. Ben de bikinimin üstü çözülü, altı da kalçalarımın arasında, yüzüstü yatarak güneşlendim...
Onbeş dakika sonra yengem,
“Hadi önünü dön de yağ süreyim!” dedi. Ben bikinimin üstünün ipleri bağlamaya çalışırken,
“Kız bırak şunu, rahat ol biraz, taş gibi göğüslerin var!” deyip, bikinimin üstünü almaya çalıştı, ama ben tutarak,
“Utanırım ama!” dedim. Yengem,
“O zaman beraber çıkartalım!” deyip bikinisinin üstünü fora edip, bembeyaz memelerini özgürlüğe kavuşturdu. Muhteşem görünüyorlardı, meme uçları kocamandı.
Ben de bikinimi göğüslerime tutarak doğruldum. Yengem bikinimin üstünü çekerek aldı elimden ve
“Yat bakalım!” dedi. Ben biraz çekingen davranıyordum. Onca insanın içinde üstsüz kalmaktan utanmıştım. Yengem kollarımı geriye doğru ittirdi, memelerim tamamen ortaya çıkmıştı.
Yağı karnıma döktü, karnıma, göğüslerime omuzlarıma bacaklarıma sürdü. Ama ben yengemin ellerinin altında eriyordum. Bana tekrar,
“Nasıl temizliyorsun tüylerini?” diye sordu. Lazer yaptırdığımı söyledim. Bu arada bikinimin altını birden havaya kaldırıp, amımın üstüne baktı. Yukarıya doğru bir çizgi olarak bırakmıştım amımın üstündeki tüyleri.
“Bunları elletmemişsin?” dedi.
“Utanıp açamamıştım!” dedim. Yengemin bu hareketleri şaşırtmıştı beni. Aslında yengem biraz hoppa bir kadındı, ama abartmazdı.
Bütün vücudum yağ içindeydi. Yengem sürme işlemini bitirince yerine geçip ellerini arkaya attı, memeleri ortada güneşlenmeye başladı. Ben de aynı şekildeydim. Sahilde birçok erkeğin gözü üstümüzdeydi. Özellikle maganda tipli erkekler hiç çekinmeden bizi süzüyorlardı.
Nasıl süzmesinler ki, ikimizin vücudu da güneşin altında yağ içinde parlıyordu. Eminim çok seksi görünüyorduk. Biraz daha güneşlendikten sonra yengem,
“Hadi denize girelim!” deyip ayağa kalktı. Memeleri açıktaydı ve bikinisinin altı da koca kalçalarının arasında girmişti ve hiç düzeltme gereği duymamştı. Ben, bikinimin üstüne doğru hareketlenmişken, elimden tutup,
“Bırak şunu artık!” deyip, çekerek kaldırdı beni...
Denize uzaklığımız yirmi metre falan vardı. Ben de yengem gibi üstsüzdüm ve bikinimin altı aynen kalçalarımın arasındaydı. Biraz utanıyordum açıkçası. İki üstsüz kadın, el ele, denize doğru yürüyorduk. Dışarıdan ne kadar azdırıcı göründüğümüzü hayal edersiniz herhalde.
Denize girdik. Su ateş içindeki vücudumu serinletmişti. Biraz yüzdükten sonra kıyıya doğru geldik. Ayaklarımız yere bastığında dalgalarla oynamaya başlamıştık. Dalgalar üstümüze geldiğinde hopluyorduk. Memelerimiz de bizimle birlikte tabi.
Dalgalar büyük geldikçe yengem bana sarılıyordu. Yengemin çıplak vücudu benimkine değdikçe mahvoluyordum. Ama benim de utangaçlığım geçmişti, fırsatı buldukça ben de sarılıyordum yengeme, kalçalarını avuçlarımın arasına alıyordum. Göğüslerimiz birbirine değiyordu arada. Soğuk sudan sertleşmişti uçları. Göğsümün üstünde hissediyordum yengemin meme uçlarının o sertliğini...
“Hadi çıkalım.” dedi ve önden çıktı. Bikinisinin altı kalçalarının arasında kaybolmuştu artık, hiç düzeltmeden şezlonga doğru yürüyordu önümden. Ben de aynı şekilde yarı çıplak arkasındaydım.
Hiç kurulanmadan bir sigara yaktım. Zaten kalçalarımın arasına girmiş bikinim iyice yerleşmişti araya, bir de hiç düzeltmeden oturunca sıyrılıp çatalımı da ortaya çıkarmıştı.
Yengem de bir sigara istedi. Normalde içmezdi. Sohbetimiz biraz daha samimi olmaya başlamıştı. Bana halen kız olup olmadığımı sordu, kızlığımı nasıl kaybettiğimi falan anlattırdı. Etrafımızda bize bakanlardan bahsediyorduk. Yengem hoşuna giden birisi geçerken,
“Şu çocuk da süpermiş!” falan diyordu.
Bu arada bir kaç şezlong ilerimizde oturan iki kişi vardı. İkisi de şort giymişti. Biri 30, diğeri de 45 yaşlarında görünüyordu. Yaşlı olanın üstünde atleti vardı. Tam magandaydı ikisi de. Biz denizdeyken gelmişler sanırım, denizden çıktığımızdan beri de aleni olarak bizi izliyorlardı...
Genç olan kalkıp yanımıza doğru yürümeye başladı. Yengemin arkası dönüktü o tarafa. Adam yanımıza gelince gülümseyerek,
“Hello!” dedi. Yengem kıkırdamıştı hemen. Ben de,
“Hello!” dedim. Adam kötü bir İngilizceyle, çok güzel olduğumu söylemeye çalıştı. Ben de,
“Kendini yorma, Türkçe biliyoruz!” dedim. Özür diledi, arkadaşıyla birlikte bizi yazlık evlerine davet etmek istediğini söyledi,
“Birlikte yemek yeriz, özel havuzumuz var, daha rahat oluruz!” falan dedi. Ben tam, (Teşekkür ederiz, ama hayır!) diyecektim ki, yengem benden önce cevap verdi ve
“Eviniz nerede?” diye sordu. Ben yengemin bu hareketine şok olmuştum. Adamın ne kadar maganda olduğu kaba konuşmasından belliydi. Evin yerini tarif etti. Yengem,
“Tamam, gidelim! Ama saat 6 gibi bizi tekrar buraya bırakırsınız!” dedi. Adam sırıtarak,
“Tabi ki hanımefendi! Ben arkadaşıma haber vereyim!” deyip gitti... Ben hemen,
“Napıyorsun yenge? Bilmediğimiz adamların evine mi gideceğiz?” dedim.
“Aman kız, birşey olacağından değil ya, eğleniriz gariplerle biraz!” dedi. Diğer adam da atletini giymiş, yanımıza gelmişlerdi. Diğeri,
“Adım Sinan!” diyerek kendini tanıştırdı.
“Merhaba!” dedik. Genç olanın adı da Kenan’mış. Yengem kalktı, bikinisinin üstünü çantaya atıp, üstüne tişörtünü ve şortunu giydi. Ben de yengem gibi bikinimin üstünü giymeden tişörtümü ve eteğimi giydim. Yengeme kızmıştım biraz, ona inat,
“Bir dakika bekleyin, bikinimin altı ıslak!” dedim ve eteğimin altından bikinimi çıkartıp çantama attım. Bu sefer yengem şaşırmıştı. Eteğim zaten kısacık bir şeydi, hem de beyazdı ve güneş vurduğunda içi belli oluyordu...
Arabalarına doğru yürümeye başladık. Oldukça lüks bir arabaları vardı. Yaşlı olan ön kapıyı açarak yengemi davet etti. Biz de Kenan'la arkaya oturmuştuk.
Ben artık daha rahat hareket ediyordum. Eteğim zaten minicikti, oturunca iyice sıyrılmıştı. Karşıdan bakıldığında amım görülebilirdi. Araba hareket etmişti. Öndeki adam yengeme ismini sordu. Yengem de,
“Buket!” diye cevaplandırdı. Ben hemen anlamıştım ismini vermek istemediğini. Sinan sonra bana dönerek, (ki o anda bakışları bacak arama takılmıştı, ben de gayri ihtiyari bacaklarımı kapattım) adımı sordu. Ben de,
“Ece!” dedim. Adam birkaç iltifattan sonra konuşmadı. Evleri bir yamacın kenarında, sitenin içindeydi. İki katlı villalar vardı. En üstteki villaların birinin bahçesine girdik. Sinan,
“Buyurun!” diyerek arabadan indi ve koşarak yengemin kapısını açtı. Kenan da benim kapıya koştu.
Eminim bu acelesinin sebebi, ben arabadan inerken görebileceği bir şeyler olmasıydı. Eşler paylaşılmıştı anlaşılan. Kenan'ın bugün zorla da olsa amımı göreceğine emindim, ama daha erkendi, elimle önümü kapatarak arabadan indim.
Saat daha yeni 14.00 olmuştu. 18.00’de döneceğimiz için, daha bu evde dört saatimiz vardı. Karnımızın aç olup olamadığını sordular. Hayır dedik. Kenan,
“O zaman siz havuz başına geçin, ben meyve getireyim!” dedi. Yengem,
“Önce bir duş alabilir miyiz, şu kumlarımızdan kurtulalım!” dedi. Sinan,
“Tabi, buyrun, üst kattaki banyoyu kullanabilirsiniz!” dedi. Ben en önde, arkamda yengem, peşinde de Sinan merdivenlerden çıktık. Bize banyoyu gösterdi ve
“Ben aşağıya iniyorum, işiniz bitince siz gelirsiniz.” dedi ve gitti. Banyoda yengem,
“Kız merdivenleri çıkarken her yerin görünüyordu, bu kadar azdırma adamları!” dedi.
“Altımda bir şey olmadığını unutmuşum...” dedim ve önce ben girdim duşa. Çabucak temizlendikten sonra çıktım, yengem girdi.
Ben kurulanıp bikinimi giyecektim ki, aklıma çantamdaki diğer bikinim geldi. Plajda giydiğim bikinimi kenara bıraktım ve açık olan bikinimi giydim. Üstümde varlığıyla yokluğu belli olmuyordu. Üstelik rengi de beyazdı.
Üstü sadece meme uçlarımı kapatıyordu, altı ise G-String’ti. Arkası incecik bir ip, önü de ufacık bir üçgendi. O kadar küçüktü ki, hareket ettiğimde önündeki üçgenden, amımdan yukarı doğru ince çizgi halinde uzanan tüylerim bile görünüyordu. Havluma sarınıp,
“Ben iniyorum!” dedim. Yengem peşimden seslenip,
“Kız bikinin burada, bir şey giymeden mi çıktın sen?” dedi.
“Başka bikini vardı yanımda!” dedim ve havuz başına indim.
Sinan ve Kenan birkaç meyve getirmişler ve bira içiyorlardı. Ben yanlarına yaklaşınca Kenan ayağa kalkıp, bana şezlongda yer verdi ve
“Bira ister misin Ece’ciğim?” diye sordu. Gayet cesurlardı.
“Evet!” dedim. Bir bira açarak verdi. Büyük bir yudum aldım ve bir sigara yakacaktım, Kenan hemen kendi sigarasından uzatarak, benimkini de yaktı.
Az sonra yengem de kapıda göründü. Çılgın kadın, benim o pembe çiçekli bikinimi giymişti. Yengemin boyu benden kısaydı, ama göğüsleri de, kalçaları da benimkilerden iriydi.
Kıvırtarak yanımıza geldi. Sinan hemen kalkarak yanında yer açtı. Bikinin altı yengemin iri kalçalarının arasında adeta kaybolmuştu. Memeleri de bikininin üstünden ve altından taşıyordu. Sinan iltifatlara başlamıştı hemen.
Ben halen havluma sarılı oturuyordum. Az önce her yerimi görmüşlerdi, ama şimdi nedense utanmıştım. Bikinim gerçekten çok ufaktı çünkü...
Yengem bira içmek istemedi. Sohbete başladık adamlarla. Yengem beni üniversite öğrencisi, kendini de genç yaşta dul kalmış ev sahibem olarak tanıttı. Artık yengem ‘Buket!’, ben de ‘Ece!’ olmuştum.
Yengem gayet rahat ve doğal davranıyordu. Bense biraz cesaretlenmek için biramı hızlıca içiyordum. Sinan'la Kenan da İstanbul’da ticaretle uğraşan iki esnaf komşuymuş. Karılarını İstanbul’da bırakıp, bir haftalığına kaçamak yapmaya gelmişler. Muhabbet sürüyordu. Sinan yengeme,
“Buket hanım, güzel cildiniz zarar görmesin, güneş yağı süreyim mi?” diye sordu. Yengem,
“Tabi!” dedi, şezlongda oturuyordu, arkasını Sinan'a döndü. Sinan eline yağı döküp, yengemin omuzlarını ve sırtını adeta okşamaya başladı. Yengem de arada başını geriye atarak hoşuna gittiğini belli ediyordu.
Sinan ellerini yengemin önüne dolayarak, karnını yağlıyor, bu arada bikiniden taşan memeleri eline değiyordu. Gördüğüm kadarıyla Sinan çadırı kurmuştu. Kenan da bana teklif etti yağ sürmeyi, ama ben,
“Daha sonra... Şimdi biraz havuza girmek istiyorum!” dedim. Kenan da,
“Tamam, havuza girelim!” dedi.
Kenan’ın vücudu fena değildi, iri yarı bir tipti, ben yanında ufak tefek kalıyordum. İkisi de oldukça kıllıydı. Ayağa kalktım, arkam onlara dönükken havlumu yere bıraktım. Geri döndüğümde üçünün de gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Yengemle göz göze gelmemeye çalıştım. Sinan dayanamayıp,
“Bikinin harikaymış Ece!” dedi.
“Teşekkür ederim!” deyip havuza atladım.
Hareket ettikçe bikinimin altı da, üstü de kapattığı yerleri kapatamaz oluyordu. Zaten astarsızdı ve ıslakken ne var ne yok ortadaydı. Kenan da benim peşimden havuza daldı ve benimle oynamaya başladı, beni kucaklayıp havaya atıp duruyordu. Her atmasında memelerim bikiniden kurtuluyordu. Ben de şaşırmış gibi yapıp tekrar kapatıyordum.
Az sonra yengem de geldi yanımıza ve Sinan'ı da davet etti. Sinan yok falan dedi. Yengem bikinisinin üstünü çıkarıp Sinan'a fırlattı. Havuzda hopladıkça yengemin memeleri, şap şap suya vuruyordu. Sinan dayanamadı tabi o muhteşem memelere, o da daldı havuza. Yengem,
“Tut beni!” deyip Sinan'a sarılıyor, o da yengemin memelerini eziyordu kıllı göğsüyle. Yengemle Sinan alenen dokunuyorlardı birbirlerine...
Biraz havuzda eğlendikten sonra hepsi çıkıp oturdular, en son ben çıktım. Bikinim ıslanınca tamamen şeffaf olmuştu, tekrar bana baka kaldılar. Yengem üstsüzdü, ama ben tamamen çıplak gibiydim. Amımın üstündeki tüyler bile belli oluyordu bikinimin altından. Hiç oralı olmadan havlumu alıp kurulandım ve Kenana,
“Şimdi yağlar mısın beni?” dedim. Önünde ayakta duruyordum. Kenan eline yağ dökerek bacaklarımdan başladı yağı sürmeye. İri elleri vücudumda okşar gibi dolaşıyordu. Kalçalarıma geldiğinde daha hoyrat davranıyordu.
Yağlama işi bitince arkam Kenan'a dönükken dizlerimi hiç kırmadan popomu dışarı çıkartarak öne doğru eğildim ve ayak parmağımdaki yüzük çıkmış gibi tekrar yerine yerleştirmek için oyalandım eğilmiş vaziyette.
Kalçam dışa doğru çıkmıştı, bikinimin kalçalarımın arasına giren ipi o kadar inceydi ki, o anda Kenan'ın benim arka deliğimi o incecik ipin altından gördüğüne emindim. Bu tahminim doğruymuş ki, döndüğümde Kenan da eliyle kurduğu çadırı kapatmaya çalışıyordu. Ama çadırın direği sağlama benziyordu :))
Sinan yengemin, Kenan da benim yanımda şezlonglara oturmuştuk. Ortamızda bir plastik sehpa vardı. Kenan bana bir bira daha açıp sehpaya koymuştu.
Kenan'la Sinanın üstünde şortları, benim üstümde halen ıslak ve şeffaf olan bikinim, yengemde ise sadece bikinisinin alt kısmı vardı. Muhteşem göğüsleri ortadaydı ve halen çok rahat görünüyordu yengem. Sinan,
“Bir oyun oynayalım mı?” dedi. Yengem,
“Evet!” diye atladı hemen. Sinan eve girip elinde iskambil kağıtlarıyla geri döndü,
“Papaz Kaçtı’yı herkes biliyordur herhalde?” dedi.
“Evet!” dedik. Kenan,
“Peki neyine oynayacağız Sinan abi?” dedi. Sinan,
“Kaybeden bir parça giysisini çıkartsın!” dedi. Yengem kahkahayı bastı. Kenan da,
“Zaten birer parça var üstümüzde!” dedi.
“En şanslımız Ece o zaman...” diye cevap verdi Sinan ve ekledi,
“Onda iki parça var!” dedi. Yengem,
“Olsun, hadi başlayalım!” deyince ben yine şaşırmıştım. Yengem, “Oyundan ilk çıkan, papaz elinde kalanın üstündekini çıkartsın!” diye kural bile koymuştu.
Sinan kağıtları karıştırmaya başlamıştı hemen. Ben nedense çok çekiniyordum, duygularım an be an değişiyordu, bazen çok rahat ve seksi hissediyordum kendimi, bazen de utanıyordum.
İçlerinde en çıplak olan bendim zaten. Bikinim hem ufacık, hem de şeffaf haldeydi halen ve vücudumun bütün ayrıntıları ortadaydı.
Kağıtlar dağılmaya başlamıştı. Oyunu bilenler anlar, ilk başta elindeki çiftleri ayırıyosun ya, bende sadece 2 tane çift vardı. Ben yengemden, Kenan benden, Sinan Kenandan, yengem de Sinandan çekiyordu.
En hızlı giden Sinandı. En sona tabii ki yengemle ben kalmıştım. Bikinimin üstünün halen üstümde olmasına sevinmiştim. Cesaret toplamak için biramdan hızla içiyordum. Sıra bendeydi. Papaz yengemdeydi ve ben çekiyordum.
Yengem de çok heyecanlıydı. Papaz onda kalırsa bikinisinin altını çıkartmak zorunda kalacaktı. Heyecandan kıpır kıpırdı. Tabii ki göğüsleri de kıpır kıpırdı ve benim aklımı alıyordu. En sonunda çektim bir kartı, ama papazdı bana gelen.
Ve yengemin geri çektiği papaz değildi. Papaz bende kalmıştı. İlk kurban ben olmuştum. Oyundan ilk çıkan Sinan olduğundan, o çıkartacaktı üstümden bir parça...
Ayağa kalktım, Sinan'ın önüne gelip arkamı döndüm. Sinan ellerini birbirine vurarak,
“Başlıyorum!” dedi ve bikinimin alt tarafından tuttu. Ben hemen,
“Dur, napıyorsun? Üstümü çıkarsana!” dedim.
“İstediğimi çıkartma hakkım var kurallara göre, ama seni kırmayayım Ece’ciğim!” dedi, ayağa kalktı ve bikinimin ipini arkadan çözmeye başladı.
Bense 40 yaşlarında maganda bir adamın bikinimin ipini çözmesini bekliyordum. Nedense bu iki adamın yanında gayet uysaldım. Kırk yıl uğraşsalar, birlikte olamayacakları bir kızdım, ama şimdi kendim teslim oluyordum. Hem de yengemin sayesinde.
Sinan bikinimin iplerini birbirinden ayırınca zaten göğüslerime sıkıca oturan bikinim, memelerimden yukarı doğru lastik gibi fırladı. Yengem beni alkışlayarak gülüyordu.
Sinan bikinim üstünü eline alarak göğüslerimi tamamen ortada bıraktı. Ben tintin yerime dönüp, Kenan'ın yanına oturdum. Sinan elinde kalan bikinimin parçasını yanına koydu. Artık hepimiz tek parça kalmıştık. Oyun tekrar dönmeye başlamıştı...
Sona Kenan'la ben kalmıştık. Ben şansıma küfrediyordum. Bu sefer ilk çıkan yengem olmuştu. Yani sona kalanın üstündekini yengem çıkartacaktı. Papaz benim elimdeydi ve Kenan çekecekti. Hiç kağıtlara bakmıyordu, gözleri gözlerimdeydi, sırıtarak bana bakıyordu. Bense adeta korkuyla titriyordum. Yengem,
“Hadi acele edin ama, sabırsızlanıyorum!” dedi.
Yengemin bu hareketleri beni şaşırtıyordu, neredeyse beni Kenan'ın yada Sinan'ın kucağına elleriyle oturtacaktı. Kenan hızla elimdeki kağıtlardan bir tanesini çekti ve kahkaha atmaya başladı. Papaz yine elimde kalmıştı. Yengem,
“Gel kız buraya!” dedi. Zaten hemen karşımdaydı. Ben,
“Yapmasak olmaz mı?” falan dedimse de, dinlemediler tabii ki.
Çok utanıyordum. Bikinim her nekadar bir yerimi kapatmasa da, tenimde o kumaşı hissetmek bambaşkaymış. Şimdi hiç tanımadığım iki adamın yazlığının bahçesinde ve de yengemin önünde çırılçıplak kalacaktım...
Ayağa kalkıp yengeme doğru adım attım. Önüm yengeme dönüktü. Yengem bikinim kenarlarından tuttu, ben de elimle amımı kapatmaya çalışıyordum. Sinan,
“Ama yapma Ece’ciğim, çek ellerini!” dedi. Yengem de,
“Evet Ece, mızıkçılık yapma!” diyerek destekledi.
Yapacak bir şey yoktu, ellerimi çekip belime koydum. Yengem bikinimi çok yavaş bir şekilde aşağıya doğru kaydırıyordu. Yengemin yanında Sinan bana doğru eğilmiş, gözleri aşağı kayan bikinimin üstündeydi.
Bikinim aşağı doğru inerken ilk önce amımın üstünden yukarı çizgi halinde uzanan tüylerim ortaya çıkmaya başladı, sonra kalçalarımın arasına sıkışan bikinim birden kurtuluverdi ve amımın dudakları Sinan gözlerinin önüne serildi.
Kenan ise şimdilik arkamda kaldığı için göremiyordu. Yengem bikinimin altını dizlerimin altına çekerek, bacaklarımdan kurtarıp arkasına attı. Sinan'ın ağzından,
“Çok güzelll!” sözcükleri döküldü. Yerime geçmek için dönünce Kenan da her şeyi gördü ve
“Gerçekten mükemmelsin Ece!” dedi. Yerime oturdum. Ben oyundan çıkmıştım artık, diğerleri devam ediyordu...
Elime biraz güneş yağı alıp, göğüslerime sürmeye başladım. Yengem,
“Bana da sürer misin canım? Az önce Sinan göğüslerime sürmemişti...” dedi ve omuzlarını geriye atarak göğüslerini ileri çıkarttı.
Karşıdan eğilip, ellerimle memelerinin ikisini altından başlayarak okşamaya başlamıştım. Çok güzellerdi. Böyle bir yumuşaklığı hissetmek beni azdırıyordu. Kendi göğüslerimi de beğenirim, portakal büyüklüğünde ve diktirler ve 1 cm sarkma yok. Ama yengemin memelerinin yumuşaklığı bambaşkaydı. Kendimi kaptırmışım ki, yengem,
“Sağol güzelim, bu kadar yeterli.” dedi. Ben de artık işi kötü kızlığa vurup (çünkü yengemin memelerine dokununca azmıştım, hatta amımın dudaklarının kendini bıraktığı alenen belli oluyordu),
“Benim için bir zevkti Buket abla!” dedim, bacaklarımı iki yana açıp, elimde kalan yağı da baldırlarıma, bacak arama ve amıma sürdüm.
Sonra da ellerimi geriye atıp, bacaklarım iki yanda oturmaya başladım. Amım yengemin tam karşısındaydı şimdi...
Oynadıkları oyundan bu sefer de yengem ilk olarak çıkmış ve papaz Sinan'ın elinde kalmıştı. Sinan hiç laf etmeden kalktı ve yengeme doğru döndü. Şortu tam yengemin başı hizasındaydı. Ben de yandan görebiliyordum. Yengem,
“Başlıyorum!” dedi. Sinan çok rahat görünüyordu.
Yengem şortunun kenarlarından tutup aşağıya sıyırmaya başladı. Sinan'ın göğsündeki kıllar, göbeğinden şortunun içine doğru iniyordu. Yengem şortu sıyırmaya devam ettikçe kılların devam ettiğini görüyorduk.
Sonunda aletinin dibi görünmüştü. Aleti şortunun içinde aşağı doğru eğilmişti. Yengem şortu aşağı çektikçe, şort Sinan'ın aletinin üstünden aşağı doğru kayıyordu. Gerçekten çok kalındı, benim avucuma ancak sığabilirdi.
Yengem şortu Sinan'ın aletinin gövdesi boyunca indiriyordu, ancak bir türlü başına ulaşamıyordu. Yengemin de benim de gözlerimiz faltaşı gibi açılmıştı. Şortu neredeyse dizine gelecekti. Sonunda Sinan'ın aleti şortundan kurtuldu...
Sinan pis pis sırıtıyordu. Gerçekten gurur duyulacak bir aleti vardı. Aslında buna alet demek yanlış olur, gerçek bir yarraktı Sinan'ınki. Kılların arasından heykel gibi çıkıyor ve aşağı doğru sarkıyordu. Kalkmamış hali sanırım 20 cm’e yakındı ve de kalın. Gövdesinin kalınlığı başından daha fazlaydı.
Hayatımda canlı olarak gördüğüm en büyük yaraktı bu. Yengem kim bilir nasıl seviniyordu böyle bir yarağı alacağı için. Neredeyse bacağına değecekti. Yengem,
“Çok büyükmüş gerçekten!” dedi.
Sinan gülümseyerek yerine oturdu. Benim amımı sergilememe inat, o da bacaklarını açmıştı. Yarağı aşağı doğru sarkmış, şezlongun üzerindeydi...
Sıra son oyundaydı. Ya yengem, ya da Kenan soyunacaktı. Sinan,
“Ece’ciğim gel istersen biz havuza girelim!” dedi. O kıllı ve göbekli adamla havuza girmek için can atıyordum, ama yine de,
“Oyunu izleyelim, hep beraber gireriz!” dedim.
Son oyun hızlı başladı ve yengem yine kazandı. Şimdi sıra Kenan'ın şortundaydı. Bakalım benim şansıma ne çıkacaktı. Çünkü söylenmemiş olsa bile, eşler paylaşılmıştı ve yine söylenmemiş olsa bile, bu magandaların bizi bugün burda çatır çatır sikecekleri ortadaydı.
Ben hazır bir şekilde bekliyordum, zaten çırılçıplaktım. Kenan kalkıp yengemin önüne doğru geldi. Yengem,
“Dön bakalım arkanı!” dedi. Anlamıştım ki şortunu indirdiğinde Kenan'ın aleti bana doğru çıkacaktı. Yengem,
“Ece’ciğim gel beraber çıkartalım, senin öcünü alalım!” dedi. Ben de,
“Olur!” dedim, ben şortun önünden, yengem de arkasından tuttu. Kenan'ın vücudu fena değil demiştim, iri yarıydı.
Yengem arkadan Kenan'ın kalçalarını okşayarak yavaşça indirmeye başladı, ama bunu aleni olarak yapmıyordu. Ben de şezlongta öne doğru eğilip şorta uzanmıştım, ben de aynı hızda sıyırıyordum...
Eğildiğim için Kenan'a çok yaklaşmıştım. Onun aleti de şortun içinde aşağı doğru uzuyordu, ama biraz sertleşmişti. Şort gövdesi boyunca sıyrıldı, ama kafasına takıldı.
Kenan'ın aleti de gayet kalın ve uzundu, ama Sinan'ınki kadar muhteşem değildi. Sinan'ınki kusursuzdu. Ama Kenan aletini kıllardan arındırmıştı. Şortu kendime doğru çekince Kenan'ın aletinin kafası da şorttan kurtulup dışarı attı kendini.
Biraz sertleşmişti, dışarı fırlayınca az daha yüzüme çarpacaktı. Kenan'ın gözlerine bakarak gülümsedim. Yengem Kenan'ın kalçasına bir şaplak patlatıp,
“Dön bir bakalım!” dedi. Kenan'ın yarı kalkmış aletini görünce,
“Ne oldu buna böyle?” dedi. Kenan da,
“Sizin gibi güzel bayanları görünce dayanamadı!” diye cevap verdi. Yengem,
“Hadi havuza!” deyince, hepimiz çırılçıplak havuza daldık. Bir tek yengemin bikinisinin altı duruyordu...
Havuzda yengemle Sinan sarmaş dolaş şakalaşıyorlardı, yengem hiç ayrılmıyordu Sinan'ın yanından. Sinan da boş durmuyor, yengeme değdiriyordu sürekli. Eminim o muhteşem yarrağı teninde hissetmek yengemin hoşuna gidiyordu. Ben de onları izliyordum, havuzun kenarına gelmiştim. Kenan da yanıma geldi, arkamdan yaklaştı. Siki halen sertti, kalçalarımın üstünde hissediyordum.
“Ece, güzelliğin aklımı başımdan aldı, senden çok hoşlandım!” deyip, boynuma bir öpücük kondurdu.
Bu arada Sinan da yengemi havuzun köşesine getirmiş ve dudaklarını somurmaya başlamıştı. Yengemin bir eli suyun içinde hareket ediyor, Sinan'ın yarrağını sıvazlıyordu. Sinan da yengemin dudaklarını ve boynunu öpüyor, memelerini okşuyordu. Yengemin gözleri kapanmıştı. Onlar kopmuştu artık...
Biz Kenan'la havuzdan çıktık. Kenan'ın siki direk gibi olmuştu, kafası şişmiş ve acaip bir şekilde büyümüştü, adeta mantar gibi. Aslında her ikisinin de yarakları birbirinden güzeldi.
Kenan'la şezlonga yan yana oturduk. Ama daha yakındık, temas vardı aramızda. Kenan bir bira açıp yudumladı. Ben şişeyi elinden alıp büyük bir yudum aldım. Ben içerken, Kenan,
“Ben artık dayanamıyorum!” dedi, şişeyi ağzımdan çeker çekmez dudaklarıma yapıştı. İri elleri kalçalarımda, amımda ve göğüslerimde dolanıyordu ve beni kıvrandırıyordu. Ben de Kenan'ın kıllı göğsünü, koca kafalı sikini okşuyordum. Kenan'ın taşakları da çok büyüktü, avucuma ancak sığıyordu...
Sinan da yengemi havuzun kenarına oturtmuş ve bikinisinin altını da çıkartmıştı. Sinan havuzun içindeydi. Yengem bacaklarını iki yana açtı. Sinan bacaklarından tutup kendine doğru çekti ve yengemin amına yapıştırdı dudaklarını.
Yengem başını geriye doğru atmış inliyordu. Ben de kopmuştum iyice, Kenan'ı şezlonga yatırdım ve ağzına oturdum. 69 olmuştuk. Benim yüzüm havuza doğru dönüktü. Ağzımda kafası zorla ağzıma sığan Kenan'ın siki varken, bir yandan da yengemleri izliyordum.
Kenan'ın da dudakları ve dili arkamda iyi çalışıyordu. Daha önce hiç anal yapmamıştım, ama Kenan'ın arka deliğimin üstünde dolaşan parmağı hoşuma gitmişti. Götümün deliği sanki kaşınıyordu ve Kenan da kaşıyordu...
Az sonra Sinan havuzdan çıkıyordu. O neydi öyle, yarrağı öylesine büyümüş ve kemik gibi sertleşmişti ki… Havuzdan çıkıp yerde oturan yengemin ağzına verdi. Ama yengem zorlanıyordu tabi ağzına almakta, sadece başı giriyor, yengem ağzından çıkarıp diliyle boylu boyunca yalıyordu yarrağı.
Ben de iyice dolmuştum artık, Kenan diliyle mahvediyordu beni. Onun da ağzımdaki sikinin damarları atmaya başlamıştı, hissediyordum. Sinan yengemi kaldırıp hemen yanımızdaki şezlonga yatırdı.
Onlarla aramızda yarım metre yoktu. Yengemin bacaklarını omzuna aldı, koca yarrağını dibinden tutup, şap şap vurdu yengemin amının üstüne. Yengem birazdan o muhteşem yarrağı yiyeceği için kasılıp duruyordu. Ben ağzımda Kenan'ın siki, onları izliyordum.
Yengemin amı sırılsıklamdı, am dudakları şişmiş, kendini bırakmıştı. Amından süzülen zevk suları kalçalarına doğru akıyordu. Yengemle yan yana iki şezlongda, bir an önce sikilmek için yanıyorduk şimdi...
Yengem kollarının üstünde kalkarak Sinanı kendine doğru çekti ve
“Sik artık beni!” dedi. Yengem sanki yanında ben yokmuşum gibi rahattı. Hadi Kenandan çekinmiyordu, ama beni de yok sayıyordu. Sinan da yengeme,
“Şimdi sikecem seni karıcığım!” deyince, yengem tekrar uzandı arkasına.
Sinan kalkmış sikini tutup yengemin amına nişanladı, yavaşça ittirmeye başladı. O koca yarak yengemin amının dudaklarını arasından süzülerek içeri kayıyordu. Yarak içine kaydıkça yengemin nefesi kesiliyordu.
Bir seferde gittiği yere kadar soktu yengemin amına. Sanırım rahmine dayanmıştı ki, daha ilerlemedi ve yarağın bir kaç santimi dışarıda kalmıştı. Sinan yavaş yavaş gidip gelmeye başlamıştı yengemin amında...
Ben de Kenan'ın üstünde ters dönüp, koca kafalı sikini tuttum ve amımın deliğine yerleştirip üstüne oturdum. Kafası gerçekten o kadar büyüktü ki, canımı yakmıştı girerken. Ama dibine kadar almıştım.
Kenan belimden tutuyordu ve birden hızlanmıştı içimde, makine gibi seri olarak çalışıyordu. Hoplatıyordu beni kucağında, resmen çatır çatır sikiyordu. Ve çok iyiydi bu konuda.
Benim de nefesim kesilmişti, ağzımı açıyordum, ama bağıramıyordum sanki. Kenan sikinin koca kafası içimi dövüyordu adeta. Bana keza yengem hiç durmadan inliyordu. İkimiz de gayet güzel sikiliyorduk. Biz kaşınmıştık, onlar da kaşıyordu...
Kenan beni kucağından kaldırarak şezlonga yüzüstü yatırdı. Kalın kollarıyla ve iri elleriyle bana şekil veriyordu. Belimden tutup kaldırdı ve domalttı beni önünde. Sikini kalçalarımın arasına sürtüyordu.
Ben arka deliğime girmek isteyeceğinden korkuyordum, çünkü kafasını alırken canımın yanacağına emindim. Fakat sürtmesi de hoşuma gidiyordu. Sonra birden amıma flop diye geçirdi sikini.
Gözlerim açılmıştı. İki eliyle kalçalarımı iki yana ayırmıştı ve hızlı bir şekilde pompalıyordu amıma. Çok kötü olmuştum, dayanamadım ve hırlayarak boşalmaya başladım, bacaklarım titriyordu.
Kenan halen amıma gidip geliyordu. Amımın suları sezlonga damlamaya başlayınca Kenan üstümde eğilip boynumu öptü ve
“Hoşuna gitti mi?” diye sordu. Ben sadece gülümseyebildim...
Bu arada Sinan şezlonga yattı ve yengemi kucağına oturtup alttan amına pompalamaya başladı. Yengemin memelerini de yüzüne bastırmış, adeta ısırıyordu. Amına yarak girip çıkarken yengemin kalçaları o kadar davetkar duruyordu ki, dayanamadım ve Kenan'ın önünden çekilip kalktım, Kenan'ı tutup Sinan'ların olduğu şezlonga götürdüm.
Onlar sikişmeye devam ederken, şezlongun yanına oturdum ve yengemin kalçalarını okşamaya başladım. Yengem hoplamaya devam ediyordu. Yengemin koca kalçalarını iki yana ayırdığımda, göt deliği pempe bir güle benziyordu ve çok sıkıydı, daha önce hiç anal seks yapmamıştı sanırım.
Tam göt deliğinin üstüne tükürdüm, sağ elimin işaret parmağıyla tükürüğü yaydım deliğinin üstüne, sonra parmağımı yavaşça kaydırdım deliğinin içine. Kolayca girmişti, ama yengem birden sıktı kendini, parmağım içeride kilitlenmişti. Sonra gevşetti ve ben parmağımı sokup çıkartmaya başladım.
Ben yengemin götünü parmaklarken, yengem de zevk aldığını belirtmek istercesine inliyordu. Deliği parmağıma alışmıştı ki, orta parmağımı da soktum götüne. Artık iki parmağımla sikiyordum yengemin götünü...
Kenan da bu manzara karşısında iyice azmıştı ve yarağını okşayarak yengemin arkasına yanaştı. Belli ki yengemin götüne sokmak için sabırsızlanıyordu. Parmaklarımı çektiğimde açılmış delik yavaşça kapandı tekrar.
Yengemin kalçalarını yanlara doğru gererek, deliğinin tam üstüne bir daha tükürdüm. Sonra Kenan'ın sikine de tükürerek ıslattım ve Kenan'a,
“Hadi!” dedim. O sırada Sinan yengemin amını öyle güzel sikiyordu ki, yengemin hiç bir şeye itiraz edecek ya da konuşacak durumu yoktu, kendinden geçmişti adeta. Kenanın sikini tutarak yengemin göt deliğine dayadım, Kenan da iki eliyle yengemin belinden tutarak bastırdı.
Sinan da hareketlerini durdurmuştu. Kenan'ın koca yarrağının kafası zor da olsa girivermişti yengemin götünden içeri. Zaten gerisi de çabucak kayıverdi içine. Ama yengem de çığlığı bastı o anda.
Başlarda biraz böğürse de, hemen alıştı götündeki yarağa da. Şimdi resmen tost olmuştu yengem. Öyle bir ritm tutturdular ki, yengem oturunca Sinan'ın muhteşem yarağı amına, kalkınca da Kenan'ın koca kafalı siki götüne giriyordu. İkisi senkronize bir şekilde sikiyorlardı yengemi...
Yengem kopmuştu artık, zevkten gözleri kaymış, ağzını bile kapalı tutamıyordu. Ben de Kenana arkadan sarılmış, iri taşaklarını okşuyordum. Daha beş dakika olmadan Kenan kasılmaya başlamıştı,
“Geliyorum!” dedi ve taşakları elimde, yengemin götünün içine boşalmaya başladı. Titriyordu. Sikinin üstündeki damarları görebiliyordum. Öyle dolu dolu boşalmıştı ki, siki halen yengemin götünün içindeydi, ama dölleri delikten dışarı taşıyordu. Sikini yengemin götünden çıkartınca bir avuç döl fışkırdı dışarıya.
Kenan boşalmış ve işi bitmişti, ama ben azmıştım tekrar, amım vıcık vıcıktı. Yengem de götünün içinde hissettiği döllerin sıcaklıkğından olsa gerek anormal sesler çıkartmaya başladı. Sinan amına pompalamaya devam ederken yengem de titreyerek kasılmalarla boşalmaya başladı ve yığılıp kaldı Sinan'ın üstüne...
Yengem Sinanın üstünden kalkmayı başardığında, amından çıkan yarrak halen direk gibiydi. Sinan da ayağa kalktı ve bana,
“Ece’ciğim beraber devam edelim mi?” diyerek elini uzattı.
Ben de uslu bir kız gibi elinden tuttum. Beni şezlonga sırtüstü uzatarak bacaklarımı iki yana ayırdı ve koca yarağıyla amımı fırçalamaya başladı. Amımın dudakları bırakmıştı kendini. Yarağını aşağıya doğru kaydırarak kabak gibi açılmış olan göt deliğime dayadı ve
“Denemek ister misin bir tanem?” dedi.
“Çok isterim, ama alamam canım! Amımı sik!” deyiverdim terbiyesiz bir şekilde.
45 yaşındaki kuduruk adam 25’lik taş gibi kızın bu lafını duyunca durur mu, pat diye geçiriverdi yarrağını tazecik amcığıma.
Ama ben yengem kadar bile alamamıştım, üstelik canım da yanmıştı. Sokabildiği kadarını amıma sokup, içimde bekledi gözlerim küçülene kadar. Sonra yavaşça geri çekip, nazikçe sikmeye başladı beni.
İri yarağı girip çıkarken amımın içinde her yere dokunuyor ve beni boşalmaya doğru götürüyordu. Yengem de yanımda diz çökmüş, saçlarımı okşuyor, arada göğüslerimle oynuyordu...
Sinan birkaç kez pompaladıktan sonra,
“Amın daracık aşkım, mahvettin beni, gelmek üzereyim!” dedi.
Sinan'ın bu lafını duyunca anladım ki maceranın sonuna yaklaşıyorduk. Fırsat bu fırsat diye düşünerek, her zaman yapmak istediğim şeyi yapmaya karar verdim ve yengemi saçlarından tuttum ve dudaklarından öpmeye başladım.
Yengem ters bir tepki verir diye de içimde bir korku vardı, ama öyle olmadı. Yengem de karşılık verince dillerimiz birbirine dolandı. Ben de gelmek üzereydim ve Sinan son defa içime öyle bir ittirdi ki yarrağını, girerken de çıkarken de yarağını boylu boyunca klitorisime sürttü ve ben boşalmaya başladım. Sinan hırıldamaya başlayınca, yengem,
“Kızın içine boşalma!” dedi ve yanımdan elini uzatarak Sinan'ın yarrağını amımdan çıkardı, avuçlayarak sıvazlamaya başladı.
Sinan bacaklarımın arasında başını geriye doğru attı ve yengemin elindeki yarağından döller fışkırmaya başladı. Yengem halen sıvazlıyordu yarağı. Sinan'ın yarağıyla göz gözeydik adeta.
Öyle bir fışkırdı ki, ilk çıkan döller yüzüme gelmişti. İkinci parti gelenler de boynuma. Yengem elindeki yarağı sanki sağıyordu ve Sinan'ın dölleri de ardı arkası kesilmeden gelmeye devam ediyordu. Memelerim ve karnım Sinan'ın dölleriyle kaplandı...
Yengem Sinanı öperek,
“Hadi canım, bizi bırakın artık plaja!” dedi. Sinan da,
“Olur aşkım!” diyerek kalktı.
Havuza atlayıp temizlendik. Yengemin çıkarttığı bikinileri giydim ve yukarıya çıkıp diğer elbiselerimi de alıp geldim. Yengem de hazırlanmıştı.
Sinan gelmedi bizimle, Kenan bizi aldıkları plaja kadar bıraktı. Ama arabada hiç kimse ağzını açmamıştı. Biz yengemle işten gelmiş iki orospu gibi arabadan indik ve kendi arabamıza binip otelimize doğru yola çıktık. Yengem bana sadece,
“Bütün bunlardan amcanın haberi olmayacak, tamam mı?” dedi.
Ben de başımı salladım ve onayladım. Bacaklarım halen titriyordu...
Garibime giden şey, ayrılırken ne onlar bizden, ne de biz onlardan telefon numarası falan almadık. Sanırım hepimizin çekindiği bir şeyler vardı.
Ama hayatımın en güzel seksini yaşamıştım, hemde hayalim olan kadınla birlikte. Sanırım yengem için de en iyisi bugün yaşadıklarıydı.
Hiç tanımadığımız ve bizim gibisini parayla bile bulamayacak iki magandaya kendi ayaklarımızla gidip siktirmiştik kendimizi.
Ve onlar da gayet güzel becermişti bu işi