Haziran 2020
Ben Fulya, 27 yaşında, evli bir bayanım. Herşey eşimle sevişirken eşimin kurduğu fantazilerden sonra oldu. Eşim sevişirken hep (bir Masörün benim çıplak vücuduma masaj yaparak beni okşadığını ve sonra da siktiğini) hayal ettiğini söylerdi. Eşimin fantazisini denemek için yanıp tutuşuyordum.
Birgün tanınmış bir otelin saunasına gittim. Giysilerimi çıkartıp üzerime bir havlu alıp, masaj odasına girdim. İçerdeki masör yatağı gösterdi ve ben yüzüstü uzandım. Üzerimde sadece kalçalarımı örten bir havlu vardı ve ben ilk kez bir erkeğe masaj yaptıracağım için heyecanlıydım. Masör yavaş yavaş omuzlarımdan başlayıp aşağılara doğru inmeye başladı. Elleri vücudumda dolaştıkça ben ıslanıyordum. Sonra, “Müsadenizle…” diyerek havluyu kaldırdı. Erkekleri baştan çıkaran geniş ve çıkık kalçalarım tamamıyle meydandaydı. O an masörün yüzünü görmeyi çok istiyordum ama dönüp bakamadım.
Genç masör sırtımı ve bacaklarımı ovdukça ben eriyordum. Öylesine tahrik olmuştum ki amımın suları yatağı ıslatmıştı. Kalçalarımı hafifçe yukarı kaldırarak bacaklarımı biraz araladım. Biliyordum ki şimdi bacak aramdan amımı rahatca görebiliyordu. Elleri bacaklarımı ovarken arada bir parmağı amıma değiyordu. Çıldıracaktım… Beni sikmesini çok istiyordum ama kafamdaki baskı beni engelliyordu.
Masajdan sonra kremleme faslına geçti. Sırtımı ve bacaklarımı güzelce kremledi. Kremi vücuduma yayarken yandan göğüslerime dokunuyor, bacak aramdan amımı parmaklıyordu. Bir ara, biraz elimde olmadan biraz da bilinçli bir, “Ohhhhh!” çektim. Masör, “Memnun musunuz?” diye sordu. “Harika!” dedim. “Hoşunuza gidiyor mu?” dediğinde, “Evet, durma!” dedim. “Dilerseniz dönün, vücudunuzun önünü de kremleyeyim!” dedi. Artık ne baskı ne de başka birşey umurumda değildi. Döndüm, sırtüstü uzandım. Şimdi tertemiz amım ve göğüslerim gözlerinin önündeydi. Üzerime atlamamak için nasıl sabrettiğine şaşıyordum. Ama yarağının patlamak üzere olduğu shortundan açıkça belli oluyordu…
Omuzlarımdan başlayarak aşağılara inmeye başladı. Sanki masajın bir parçasıymış gibi göğüslerimi ovalıyor beni çıldırtıyordu. Amıma yaklaştığında bacaklarımı iki yana ayırdı. Bir an üzerime uzanıp beni sikeceğini düşündüm. Ama genç masör ustalıkla işine devam ediyor ve bacaklarıma krem sürmeye devam ediyordu. Elleri apışaramda dolaşırken amımdan akan sular dikkatinden kaçmadı ve “Çok güzel bir teniniz ve vücudunuz var.” demekten kendini alamadı. İçimden (Salak oğlan, elinin altındayım siksene beni!) diyordum. Apış aramdaki parmaklar amımı yoklayıp dururken “Şimdi duşa geçebilirsiniz.” dedi…
Delirmiştim adeta ve sikilme hayalim suya düşmüştü. Üzerime havluyu almadan, çırılçıplak bir şekilde masadan kalktım ve müthiş kalçalarımı sallayarak duşa yürüdüm. Kendimi ılık suyun altına bıraktığımda su adeta ateşle buluşuyordu. Elim amıma gitti, yanıyordum. Birden duşun kapısı açıldı. Genç masör çırılçıplak kapıdaydı. Demek ki beni aşırı dercede azdırmakmış amacı. Yeni görüyormuş gibi vücudumu süzüyordu. Kapıda beni süzerken gözlerim patlayacakmış gibi duran muhteşem yarağına ilişti. Gerçekten çok güzel biçimli bir yarağı vardı ve bu yarak içime girmeliydi.
Usulca yaklaştı ve vücudumu okşamaya başladı. Dayanamadım ve dudaklarına yapıştım. Kırk yıllık sevgilimle öpüşüyor gibiydik. Öpüşürken elleri vücudumun her yerini okşuyor, yarağı amıma çarpıp duruyordu. Birden arkamı çevirdi ve beni domalttı. Yarağını göt deliğime dayayarak usulca içeri itti. Koca yarak götümün derinliklerinde kaybolmuştu. Ritimle pompalıyordu götümü ve tahmin edemiyeceğim kadar zevk alıyordum. Çok geçmeden götümün derinliklerine fışkırdı. Demek ki çok doluydu. İçimden çıktı, yarağını yıkadı ve beni elimden tutarak dışarı çıkardı. Menileri götümden çıkyor ve bacaklarımdan süzülüyordu.
Beni kibarca az önceki masaj masasına yatırdı, bacaklarımı açtı ve başını bacak arama sokarak amımı yalamaya başladı. Aman tanrım olamazdı böyle zevk. Şiir gibiydi adeta. Dilini amımın içine sokuyor, klitorisimi hafifce dişliyor ve bir eliyle de göğüslerimi okşuyordu. “Yarağını yalamak istiyorum.” dedim. Sırt üstü uzanarak beni ters şekilde üzerine aldı, 69 olduk. Domalmış kalçalarımın arasından şişmiş amımı emip yalarken, o muhteşem yarağı da ağzımı doldurmuştu. Yarağını o kadar iştahla emip yalıyordum ki, arada bir inlemeleri geliyordu kulağıma. Benim yakışıklı genç masörüm amımı diliyle sikerken iki kez boşaldım…
Şimdi artık bu harika yarağı amıma almak istiyordum. Kalktım ve yarağı şefkatle okşayarak amıma yerleştirip kendimi üzerine bıraktım. Ohhh… İnanılmazdı ve ben adeta uçuyordum. Harika yarak amımı pompalarken üzerine eğildim ve dudaklarına yapıştım. Hem dudaklarımı harika öpüyor, hem de amımı harika sikiyordu. Yarağı amımın içindeyken iki kez daha boşaldım. Artık elimi oynatacak halim kalmamıştı… Duşumu aldım, o sevgili dudaklarına öpücük kondurarak teşekkür ettim ve havluya sarılarak giyinmek üzere soyunma odasına geçtim.
Sevgili kocama beni bu mükemmel şeye fantazileriyle ittiği için içimden teşekkürler ediyordum. Sexi çok seviyordum ve artık tabularımdan, zihnimdeki baskılardan kurtulmuştum. Cinsel özgürlük beni bambaşka yapmıştı. Çok sık olmasa da daha sonra farklı kişilerle farklı ilişkiler de yaşadım. İnanırmısınız, bu ilşkiler sonrası kocamla seks ilişkim bile daha güzelleşti. Yaşasın özgürlük, yaşasın cinsel arzular!
Küçük bir atölyede ustayım ve işlerimiz yoğundu. Bir bayan isçi lazımdı. Her yere haber verdik ama nafile. Sonunda annem bir tanıdığının kızını bulmuştu. Kız daha yeni 18 yaşında idi.
Ailesi bana emanet etmişti ve atölyeye hergün beraber gidip geliyorduk. Bir müddet sonra samimiyet başladı. Kızda bir tuhaflik vardı, yani yaşca benden küçük olmasına rağmen, benimle müstechen ve küfürlü konuşuyordu. Onu defalarca uyarmama rağmen değişen bir şey olmamıştı. Zamanla, istemeye istemeye, ben de onunla öyle müstechen ve küfürlü konuşmaya başladım…
Daha sonra dikkatimi çekti, benim başka kadınlarla konuşmama sinirleniyordu, ama emin olun aklımdan kötü bir şey geçmiyordu. Gel zaman git zaman, derken iyice sırnaşır oldu. Ve bir gün “Sen nasıl bir erkeksin, senden erkek mi olur?” deyince, benim sigorta attı “Senin amına bir koyarsam, nasıl erkek olduğumu ozaman görürsün!” dedim.
“Hah işte, benimle böyle konuş!” deyince, sanki yere çakılıp, heykel gibi dondum kaldım öylece ve ne diyeceğimi, ne düşüneceğimi bilemedim. Birkaç saniye sonra kendime geldiğimde, biraz evvelki telaffuz edilen cümleleri, hiç telaffuz edilmemiş gibi kabul edip, işimle ugraşmaya devam ettim…
Yine bir gün buna iş tarif ederken, kaza ile olmuş gibi yapıp, domaldı ve arkasını önüme sürttü. Ben tam “Ya sabır…” çekmeye başlamıştım, bu döndü ve yüzüme bakıp güldü. Artık ipler kopmuştu. Kazandı, yani beni çileden çıkardı. Ve ilk defa o an, ne kadar çekici bir götü olduğunu farkettim ve içimde değişik duygular uyanmaya başladı…
Kendi kendime “Bu kesin sikilmek istiyor! Bu daha bakire’dir, bunu götten bir siksem, aklı başına gelir…” diye düşünmeye başladım. Aklımdan işte tam bunlar geçerken, o akşam fazla çalışmamız gerekti. Mesai bitimi herkes çıkarken, atölyede sadece ikimiz kalmıştık. Son çalışmamı bitirp ayağa kalktığımda, aklım başıma geldi.
Tam fırsatı idi. Bir bahane ile ona yaklaştım, sarılıp onu öpecektim. Ama “Yapma!” dedi, çok korkmuştu. Sanki birden karşımdaki o müstechen ve küfür eden kız kayboldu, bam başkası oluverdi. Hemen toparlandım, çıktık. Yolda nerdeyse ağlayacaktı. Defalarca özür diledim… Kendimden de tiksindim bu arada, ben böyle bir insan değildim…
Aradan bir hafta geçmişti. Yine bir mesai çıkışı onunla yalnızdık. Yanıma geldi ve “Bana o akşam ne yapacaktın?” diye sordu. Ona baktığımda yüzü kıpkırmızı idi. Bu bakışı iyi tanıyordum, canı sikilmek istiyordu! “Gerçekten merak ediyormusun?” dedim. “Evet!” dedi. Elimi körpe götüne koyup okşamaya başladım. Bu arada sikim iyice sertleşmişti. Gittim, kapıyı kapatıp, kilitledim.
Geri dönüp dudaklarına yapıştım, vücudunun her yerini okşayıp avuçluyordum. Heyecandan kalbi bir kuş gibi atıyordu. Sikimi çıkarıp eline verdiğimde, şaşkın gözlerle bakakalmıştı. Sonra eteğini sıyırdım, “Dur, ne yapıyorsun?” dedi. “Sus! Benimle sürekli oynaşıp duruyorsun, artık geri dönüş yok, bugün burda sikecem seni!” dedim.
Bana karşı koyuyordu, beni itmeye çalışıyordu. Amına yapışıp yalamaya başlayınca, kaçışı olmadığını o da anladı. Korku ve heyecanla karışık, amının yalanmasından zevk almaya da başlamıştı. Bunu yere, halının üzerine yatırdım. Kendini kasıp duruyordu. Sikimi tükürükledim ve bacak arasına yöneldim. “Ne oluyor, ne yapacaksın? Ben daha bakireyim, yapma!” dedi.
“Sus ve kendini rahat bırak, korkma kızlığına dokunmayacam, rahat ol…” dedim ve sikimi götünün deliğine dayadım. Kurtulmasın diye de iyice tuttum. “Ne olur gidelim!” diyordu. Sikimin başını dayadıkça kaçmaya çalışıyordu, çaresizce korkudan titreyip duruyordu. Sonunda başını zar-zor da olsa soktum. Bağırmadı ama dudaklarını kanatırcasına ısırıyordu.
Bir süre sikimin başı götünün deliğinde, hiç hareket etmeden bekledim. Sonra çok yavaş git-gel’lere başladım. O hala alışmamıştı, ama onu düşünecek durumda da değildim o an. Git – gel’lerim hızlanmıştı. Acı, korku, çaresizlik ve zevkin bir arada olduğu anı yaşıyordu. Sonra tamamıyla kendini serbest bıraktı. Ben se müthiş bir hırs ve zevkle, hiç bitmesin diye boşalmayı iyice uzatıyordum.
Kız bitmişti iyice, fazla dayanacak gücü kalmamıştı. Bana dediği o “Sen nasil bir erkeksin, senden erkek mi olur?” lafını hatırlatarak, götüne bütün gücümle son bir kez abandım ve müthiş bir şekilde boşaldım. Ayağa kalktım, kolundan tutup onu da kaldırdım. Ama ne ayakta durabiliyor, ne yürüyebiliyor nede oturabiliyordu. Yarım saat sonra yavaş yavaş kendine geldi ve toparlandı. Ardından evin yolunu tuttuk…
Daha sonrası olmadı. Ama gerçekten kendisi kaşınmıştı. Bu itirafimi okuyunca belki bana kızanlar olacak, peki benim yerimde siz olsaydınız ne yapardınız?
Çok sevdiğim saydığım can dostum bir arkadaşım vardı, ama yıllardır görüşemiyorduk. Bir gün çıkıp geldi, evlenmiş bir çocuğu varmış. Onunla çok iyi anlaşırdık, birbirimizin herşeyini paylaşırdık. Bana adresini verip davet etti, “Beklerim, mutlaka gel!” dedi. Haftasonu yolum düştü uğradım. Zayıf bir karısı var, kendi de küçük yapılı zaten. Sohbet muhabbet falan derken akşam oldu. Vakit ilerleyince, “Bana müsade, ben artık gideyim.” dedim. “Olmaz, asla bırakmam! Zaten senelerdir görüşemiyoruz…” dedi. Eee, ben de kendisini kıramadım ve birkaç saat daha kalmaya karar verdim.
Karısı yatakodasına çekildi, biz sohbete devam… Daha sonra geçmiş konular bitince, “Neler yapıyorsun, eskisi gibi karı-kız hastasımısın?” diye sordu. Ben de evliyim ama tam dediği gibi karı-kız hastasıyım. “Değişen birşey yok, durumlar aynı.” dedim ve onun evlilik durumunu, evliliğinden memun olup olmadığını sordum.”Halimden memmunum ama karımın bir sorunu var…” diye cevap verdi. “Nedir?” diye sorduğumda, “Karım orgazm olamıyor…” dedi ve benden tavsiyelerde bulunmamı istedi. Ben de, “Karınla uzun ilişkide kal ve sikmeden önce onu iyice hazırla.” dedim. “Deniyorum ama başarılı olamıyorum, gün geçtikçe de kötü oluyor…” dedi. “Pornofilm filan seyrettir değişiklik olsun.” dedim. “Yok, onu da denedim, olmuyor.” dedi. “O zaman bir doktora gidin.” dedim, sustu.
Sonra, “Sen nasıl yapıyorsun?” dedi. Ben de, “Dediğim gibi, önce iyice hazırlıyorum sonra gerisi kendiliğinden geliyor.” dedim. Yine biraz sustu, sonra devam etti ve sonunda baklayı çıkardı ağzından… “Nasıl söylesem bilmiyorum ama, aslında senden bir ricam var. Hiç soru sormadan beni dinlemeni istiyorum.” dedi. Sonra da, “Sen gelmeden, biz karımla herşeyi konuştuk, eğer tabi ki kabul edersen, biz bunu üçümüz yapmayı düşündük. Eğer buna rağmen değişen bir şey olmazsa, yani karım yine orgazm olamazsa, ozaman doktora gidicez.” deyince, resmen dona kaldım! Bir iki saniye sonra kendime gelince, “Anlamıyorum, doktora gitmeye çekinen bir insan, nasıl bu dediğini yapar?” dedim. “Biliyorum biraz tuhaf bir durum, ama artık bu bir saplantı oldu. Teklifime ne diyorsun?” dedi. “Tamam yapalım, ama karın açısından bir sorun olmaz mı?” dedim. “Asla olmaz! Hemen geliyorum…” dedi ve kalktı, yatakodasına gitti.
Dört beş dakika sonra geldi ve “Hadi gel…” dedi, yatakodasına geçtik. Karısı yatakta soyunuk bir vaziyette, yüzüme bakmadan yan yatıyordu. Biz de soyunduk. Hiç birimizden ses soluk çıkmıyordu. Yatağa girdik. Ben arka tarafında, kocası ön tarafta, karısını okşamaya başladık… Karısı çok gergindi, yalamaya başladım biraz gevşedi. Kocası da göğüslerini yalıyordu, biraz rahatlamıştı. Sonra kocası karısının ağzına verdi. Ben de arka taraftan amına doğru yavaşça sokunca, kocasının sikini daha hızlı yalamaya başladı. Biraz sonra karısını domalttım. Arkadan yine amına sokmaya devam ettim, o da kocasınınkini yalıyordu. Az sonra arkadaşım kasılarak karısının yüzüne boşaldı ve kalktı.
Karısı gerçekten hazır hale gelmişti. Bunu hissedince, kolay boşalsın diye, alta geçip uzandım. Karısını da sikimin üstüne oturttum ve alttan amını sikmeye başladım. Arada bir de götünü parmaklıyordum. Ve beklenen an geldi, arkadaşımın karısı sarsılarak orgazm oluyordu. Orgazm olurken de kasıldıkça, amından akan sıvılar taşşaklarıma doğru inmeye başladı. Bir kaç saniye durduktan sonra, arkadaşımın karısını üstümden kaldırdım ve sikimi eline verdim. Sonra da göğüslerine doğru boşaldım…
Arkadaşımla salona geçip birer sigara yaktık, hiç konuşmadan içtik. Sonra sırayla banyoya girdik. Duş alıp çıktıktan sonra, “Ben artık gideyim, istersen?” dedim. “Yok, otur biraz daha…” dedi. Daha sonra biz tekrar sohbet ederken karısı da duş alıp geldi ve yanımıza oturdu. Onlara sordum, “Pişmanmısınız?” diye. “Hayır, pişman değiliz… çünkü her türlü sonuca hazırdık.” dediler. “Peki, memnun kaldınız mı?” dedim. Arkadaşım, “Sen karımı sikerken bu kadar zevk alacağımı hiç tahmin etmezdim, karımın kasılarak orgazm olması ve boşalması çok zevk verici idi.” dedi. O ana kadar hiç konuşmayan karısı da kocasına, “Madem çok zevk aldın bir daha yapalım mı?” diye sordu. Bana baktılar, “Olur.” dedim. Arkadaşım, “Siz başlayın, ben birazdan size katılırım.” dedi…
Arkadaşımın karısıyla yatakodasının yolunu tuttuk. Karısına bu sefer önce oral yaptım, epeyce bir süre amını yaladım. Daha sonra karısı da bana yaptı, sikimi ağzına aldı ve bir güzel yaladı. Karısı yine kıvama gelince, bacaklarının arasına girdim ve amına soktum. Git gel yaparken, kapıdaki sese döndük, arkadaşım bizim sikişmemizi seyrederek 31 çekiyordu. Karısı yine boşaldıktan sonra, arkdaşımı yanımıza çağırdım ve ikimiz de karısının yüzüne siklerimizi doğrulttuk, 31 çekerek ağzına ve yüzüne boşaldık…
Nihayetinde iş bitti ve ben evin yolunu tuttum. Arada bir uğrarım, sadece seks için değil. Ha, bazen oluyor… Yine de evlilik kutsaldır…
Selam arkadaşlar, ben Selin. 24 yaşındayım. Esmerim, 90-60-90 ölçülerine sahibim, boyum 1.75, kilom 55, upuzun saçlarım, dolgun dudaklarım var. Babam bizi iki sene önce terkedip gitti. Kiralık bir daire’de annemle birlikte yaşıyoruz. Geçen ay annem kendisine, Hakan isminde, bir tane genç sevgili buldu. Hakan benim yaşımda ve o kadar yakışıklı ki, resmen kuduruyorum onu görünce.
Gelelim asıl itiraf etmek istediğim konuya… Annem çok paragöz bir kadın, parayı çok sever ve para için yapmayacağı şey yok… Buna, beni erkeklere pazarlamak ta dahil! Evet doğru okudunuz, beni para için tanımadığım erkeklere pazarlıyor! Yani ben, orospuluk yapıyorum…
Birgün 45 yaşlarında adamın birisi, beni daha önce siken müşterilerden birinin tavsiyesiyle, gelip benle yatmak istediğini söyledi “Ama fazla param yok…” dedi ve çıkardı anneme 25,- YTL para uzattı. Annem de “Sen bu parayla, kızımı sikmeyi bir kenara bırak, ancak kızımın amını yalarsın!” dedi. Annem tabi doğru söyledi, çünkü gerçekten çok güzel bir kızım! Neyse, adam kabul etti ve benim amımı yalamak için kudurduğunu söyledi. Annem de “Bugün olmaz işimiz var, yarın akşam gelirsen yalarsın!” dedi.
Ertesi gün akşam olmuştu. Annem sevgilisi Hakan’la buluşmaya gitmişti. Ben evde yalnızdım, üzerimde minicik bir gecelik vardı ve altımda iç çamasırı yoktu. Canım meyva istemişti, mutfakta kendime meyva hazırladım. O esnada kapı çalındı, açtım. Dünkü adam gelmişti. “Ne var?” dedim adama. O da “Dün annenle konuştum, senin amını yalamak için geldim.” dedi. “Tamam, geç…” dedim, içeri geçtik.
Adama “Sen iki saniye otur bekle, ben hemen geliyorum.” dedim ve mutfaktan meyva tabağını alıp geldim. Koltuga geçtim oturdum ve bacaklarımı açıp adama “Gel yala!” dedim. Adam tazecik ve kaymak gibi amımı gördüğünde iyice kudurdu. Adama “Bak, sokmak sikmek yok! Sadece amımı yalayacaksın!” dedim. Adam “Tamam.” dedi, parayı verdi ve hemen amıma daldı ve yalamaya başladı. Adam tam bir Hanzo ama öyle güzel yalıyordu ki, kuduruyordum…
Ben kucağımda tabak, meyva yiyordum, adam önümde diz çökmüş amımı yalayıp bitiriyordu…
Tam o sırada kapı açıldı. Annem ve sevgilisi Hakan geldiler. Adam halen amımı yalıyordu. Adamın ağzına defalarca boşalmıştım. Annemin sevgilisi Hakan beni öyle görünce gözleri parladı ve resmen karşımdaki koltuğa geçti oturdu ve bizi seyretmeye başladı. Hakan, annemin “Hadi sevgilim biz benim odama gidelim.” demesini bile duymuyordu.
Adam bir saattir, hiç bıkmadan ve ara vermeden amımı yalıyordu. Hakan’ın yarağı pantolandan fırlayacakmış gibiydi, bu beni daha da heyecanlandırdı ve bir kez daha adamın ağzına boşaldım. Sonra adama “Yeter artık bu kadar!” dedim, ama adam bir türlü amımı yalamayı bırakmıyordu. Annem duruma müdahele etti ve gelip adamı gönderdi…
Evde annem, Hakan ve ben kaldık. Hakan çıldırmıştı, beni sikmek istiyordu, ama annem vardı. Annem Hakan’ın elinden tutup, “Hadi biz odamıza gidelim.” deyip kalktığında, Hakan da bir anda kalkıp benim yanıma geldi ve dudaklarıma yapıştı. Annem bunu gördü ve Hakan’a, “Sen ne yapıyorsun!” diye bağırdı. Tabi annem beni koruduğundan değil, Hakan’ı kıskandığı için bağırdı. Hakan da anneme, “Ya Selin’i sikerim, ya da beni kaybedersin!” diye tehdit etti. Annem de sike sike kabul etti…
Hakan bir saniye kaybetmedi ve üzerimdeki geceliği parçalayarak çıkarttı. Göğüslerimi ısırıyor, kulak memelerimi yalıyordu, çıldırmıştım. Amıma indi, dilini amıma sokup çıkartıyordu. Ben zevkten kuduruyordum. Sonra o kocaman ve iri yarağını ağzıma verdiğinde, öyle yalıyordum ki, sanki hayatımda hiç yarak görmemiş gibiydim.
Hakan sonra sikini ağzımdan çıkartıp amıma soktu. Beni, annemin gözü önünde, resmen azgın bir hayvan gibi sikiyordu ve benim çığlıklarım binayı inletiyordu…. Bir süre sonra amımdan çıkartıp beni domalttı, o kocaman yarağını göt deliğime dayadı ve hiç ıslatmadan, hepsini bir seferde göt deliğime soktu. Götümü parçalarcasına sikti ve döllerini göt deliğime bıraktı…
Annem bizi seyretmeye daha fazla dayanamadı ve odasına gitti. Sonra ben Hakan’ı altıma aldım ve yarağını yalayarak tekrar kaldırdım, ata biner gibi üstüne oturdum ve zıplayarak boşaldım… Ooohhhh! Hakan beni o gün sabaha kadar sikti tabi. Ama bu daha bir başlangıçtı…
Hakan sana doyamıyorum ve seni çok seviyorum!
Selam arkadaşlar! Fırsat buldukça Kaymak Gibi Sikilen Amlar sitesini gezer hikayeleri okurum. Benim de yakın bir zamanda yaşadığım bir hikayem var… 17 yıllık evliliği olan biriyim. Geçen yıl yan komşumuz, yeni evlenecek bir çifte evini kiraya vermişti. Ancak acilen memlekete gitmesi gerektiği için, anahtarı bize bırakıp, “Evi yeni evlenecek bir çifte kiraladım. Adam evi gördü ama karısı da görmeye gelecek. Bir zahmet geldikleri zaman evi göster…” diye ricada bulunmuştu. Ben de kırmadım anahtarı alıp karıma verdim.
Cumartesi günü idi balkonda oturuyordum. Kiralanacak evin önüne bir araba geldi. Arabadan genç bir bayan indi ki, sanırsınız Tanrı onu yaratmak için tüm zamanını harcamış! Bir kadın bu kadar mı güzel ve alımlı olur! Bir anda çarpıldım. Sülün gibi, boy pos onda, endam onda, güzellik derseniz onda! Rahat bir elbise giymiş olmasına rağmen tüm vücut hatları belli oluyordu. Derken şöför koltuğundan bir adam indi. Sallapati, kılıksız bir adam. Meğerse damat adayı o imiş. Bir adama baktım, bir de gelin adayına baktım, (Bu nasıl bir adalet, bu nasıl bir dünya? Adam gelin adayına hiç yakışmıyor, çirkin, kılıksız, kaba saba bir adam. Nasıl olur da böylesine güzel bir kadın, böyle bir Hanzo ile evlenir?) diye düşünmeye başlamıştım ki, seslenmeleri ile kendime geldim.
Gelin adayı bana sesleniyordu, kadife gibi bir sesi vardı, “Afedersiniz bu evi kiralamıştık, ama sanırım ev sahibi evde yok. Yardımcı olurmusunuz?” dedi. Erkek duruyor yanındaki bayan benimle konuşuyordu. Ben de “Anahtarı bize bıraktı. Sanırım yeni evlenecek çift sizsiniz?” dedim. Onaylarcasına başını salladı. Anahtarı aldım ve aşağı indim, kiralanacak evin kapısını açmak için yanlarına gittim. Müthiş bir parfüm kokusu. Yakından bakınca pürüzsüz bir cilt. Harika bir çift yemyeşil göz. Dolgun etli dudaklar. Tabiri caiz ise, bir içim su! Kapıyı açtım, evi gezmeye başladılar. Ben bu arada kaçamak gözlerle onu süzüyordum. Kendisini süzdüğümün farkına vardı ve “Ev küçük gelir, ama iyi bir komşumuz olacağı kesin. Küçük gelmesine rağmen tutacağız.” dedi. Ben de “Hayırlı olsun. Buyrun bir kahvemizi için.” diyerek yukarı davet ettim. Benim hatuna seslendim, birer kahve yaptı.
Kahvelerimizi içerken de, “Düğün ne zaman olacak?” diye sordum. Gelin adayı isteksiz isteksiz “Yakında olacak… Aslında hiç olmasa daha iyi, ama bir defa evet dedik, geri dönüşü yok. Mecburen olacak artık…” dedi. Ama bunu söylerken de adama sert sert baktı. Adam tam bir öküz! Ne konuşuyor ne karşısındakine bakıyor, hep susuyor. Kahveleri içtik, tuvaleti sordu. Benim hatun gösterdi, tuvalete girdi çıktı. Müsade istediler ve gittiler…
Ertesi günü gelin adayı (Hatice) tekrar geldi. Benim hatun pazara gitmişti, içeri buyur ettim, gelme nedenini sordum. Eve bir kez daha bakmak istediğini söyledi. Ben de anahtarı alıp tekrar kapıyı açtım ve evi gezdirdim. Kendisine evi gezdidirken, neden gönülsüz bir şekilde evlilik yapmak istediğini sordum. O da, aslında başka birini sevdiğini, ama ailesinin vermek istemediğini, bu adamla da aile zoru ile evlenmek zorunda kaldığını ve bu adamın karısından ayrıldığını ve 3 çocuğu olduğunu, zorla verdiklerini falan anlattı.
Biraz kendisini teselli edici sözler söyledim, yakınlık gösterdim. Gözlerinin içi parlamıştı. Zamanı varsa birlikte oturup konuşabileceğimizi söyledim. O da, zamanının bol olduğunu, çünkü nikahlarının kıyıldığını, artık o adamın nikahlı karısı olduğunu, ailesinin birşey demediğini söyledi. Ben de kendisine, “Seni buradan alırsam dikkat çeker, istersen caddede bekle, arabayla gelir seni alırım.” dedim, kabul etti ve ağır ağır caddeye doğru yürüdü. Ben de hemen eve çıkıp üzerimi değiştim ve arabaya binip caddeye çıktım. Hatice yavaş yavaş yürüyordu, arabaya aldım kendisini, baraj gölünün kenarına götürdüm. Yol boyunca hiç konuşmadık, ıssız bir yere gelince arabayı park ettim.
Sağdan soldan konuşmaya başladık. Yavaş yavaş elimi eteğinin altına doğru, bacaklarında gezdirmeye başladım. Hatice önceleri biraz çekinir gibi oldu, ama sonrasında sesini çıkarmayınca, ben daha da ileri gittim. Elimi amına doğru götürdüm, parmaklarım artık amını örten külodunun üzerinde geziyordu. Elimi yavaş yavaş külodunun altına, amına doğru sokmaya başladım. Amının etrafında parmaklarımı gezdirmeye başladım. Amı yanmaya, suyu akmaya, Hatice de inlemeye başlamıştı. Dudaklarına doğru uzandım, alev alevdi dudakları. Dudaklarımız kenetlenmişti, artık dönüşü yoktu! Yavaş yavaş dilimi ağzının içinde dans ettiriyordum, yanıyordu. Dillerimiz, tıpkı dişi kobra ile erkek kobra yılanının dansları gibi, birbirleriyle dans ediyordu.
Elimi elbisesinin altına sokup, göğüslerine doğru uzanmaya başladım. Dudaklarını kurtarıp, “Arka koltuğa geçelim!” dedi ve geçtik. Sol yanımda oturuyordu. Tekrar başladık öpüşmeye. Bir yandan öpüşüyoruz, bir yandan da birbirimizin elbiselerini çıkarıyorduk. Ben bir külotla, Hatice ise sütyen ve külotla kalmıştı. Elini külotumun üzerinden sikime attı. Yavaş yavaş okşuyordu ve “Hayatımda ilk kez bir erkekle bu kadar yakınım ve ilk kez bir erkek siki göreceğim!” dedi. Benim ufaklık 20 cm uzunluğunda ve bir çay bardağından kalın. Elini külotumun içine sokup sikimi avuçlamaya basladı. Ben de sütyenini kopçalarından kurtarıp göğüslerini ortaya çıkardım. Dipdiri göğüsler, uçları fındık iriliğine ulaşmıştı, etrafı pespembe idi. O kadar güzel bir görünümleri vardı ki, ikizlerin başlarına hafif hafif ısırıklar atıyor, dilimle ıslak ıslak yalıyor, mıncıklıyor, avuçluyordum. Hatice’nin iniltileri artık doruğa çıkmıştı…
Boynunu, göğüslerini ve göbek deligini yalayarak, amına doğru indim. Bacaklarını araladım, koltuğa sırt üstü yatırıp, kafamı bacaklarının arasına gömdüm. Amının etrafında dilimi gezdiriyor, bızır’ına hafif ısırıklar atıyor, dudaklarımla da amının dudaklarını ısırıyordum. Hatice ise başımı bastırıp, dilimi amının içine sokmamı istiyordu. Dilimi artık amının içine sokup çıkartmaya başlamıştım, bir yandan da orta parmağımla o hiç ellenmemiş göt deliğini zorluyordum. Dilim amının içindeyken, orta parmağımı da tırnak boğumuna kadar götünün içine sokmuştum. “Beni sikecekse adam gibi bir adam siksin! Beni sen sik, parçala ama o öküz beni bozmasın! Sen boz bekaretimi, amımı parçala, bu am sana feda olsun!” diyor, başını sağa sola çeviriyor, elini ısırıyor, “Sikini sok artık, dayanamıyorum!” diyordu. Yukarı doğru çıkmaya başladım dudaklarımız tekrar kenetlenmişti.
Bir anda elini sikime götürüp, sikimi gövdesinden kavradığı gibi amına sürtmeye başladı. Acele etmemesini söyledim, “Yalamak istermisin?” dedim. “Daha önce hiç yalamadım ki!” dedi. “Dondurma yediğini düşün, tıpkı dondurma yalar gibi yalayacaksın.” dedim. Hatice ürkek ürkek doğruldu, ben koltuğa oturdum, o kucağıma dogru uzandı ve sikime baktı, “Bu ağzıma sığmaz.” dedi. “Sığdırmak istersen sığdırabilirsin.” dedim. Dilini yavaş yavaş sikimin başında gezdirmeye başladı. Dili yanıyordu, dilinin sıcaklığını sikimin başında hissetmiştim. Artık yavaş yavaş ağzına almaya başladı. Sikim yarısına kadar ağzındaydı ve sikimin küçük diline değdiğini hissetmeye başladım. Boşalmam an meselesiydi! “Ağzına boşalabilirim, istermisin?” dedim. Sikim ağzındayken kafasını ‘Evet’ derscesine salladığı anda, bir volkan gibi ağzına patlamıştım. Görmeliydiniz, öyle bir emişi vardı ki, vantuz gibi emiyordu. Son damlasına kadar yuttu, sikimi yalayarak temizledi.
Gözlerini gözlerime dikti gülümsedi, “Sikinin çok güzel bir tadı varmış, artık vazgeçmem!” dedi ve tekrar yalamaya başladı. Sikim yine kazık gibi olmuştu. Artık amının içine girmek istediğimi, dayanamadığımı söylediğimde, “Durduğun hata! Sok! Ne olursa olsun, bu amı sen boz! Sen parçala! Yeterki beni sen sik!” dedi. Yavaş yavaş amına doğru yüklenmeye başladım. Amının suları koltuğa akmış, bacaklarından aşağı süzülmüş, göt deliğine doğru akıyordu. Yavaş yavaş başını soktum. Biraz yüklenince bir çığlık attı ve “Ne olur sokma! Canım yandı!” dedi. Kendisini serbest bırakmasını söyledim. “Canım yanıyor, ne olur ileri gitme!” dedi. Ama dinleyen kim, bir anda yüklendim, yarısından fazlasını sokmuştum. Sikimi geri çektiğimde kıpkırmızı kan olmuştu. Bekareti gitmişti! Tekrar kökledim. Bana öyle bir sarılıp, sırtıma tırnaklarını geçirerek, “Erkeğim! Artık kocam sensin. Bu amı hep sen sikeceksin. Gerdek gecemde de sen olacaksın, gerdeğimi de senle yaşayacağım. Sok! Köküne kadar sok!” diye arabanın içinde inlemeye başlamıştı.
Artık rahat rahat içine girip çıkıyordum, ikinciye boşalmam 15 dakika kadar sürmüştü, ama değmişti. Ben bir kez orgazm olup içine boşaldım, ama o sayısız kez orgazm olmuştu. Her orgazm oluşunda sarsıla sarsıla boşalıyordu. Sevişmenin verdiği heyecanla, gögüslerini ve göbeğinin etrafını morartmisim. Bundan dolayı tedirgin olmuştu, çünkü 4 gün sonra düğünü olacaktı. O gün arabanın içinde 3 saat seviştik ve onu 2 kez amından, 1 kez de ağzından sikmiştim. Artık ne o, ne de ben, birbirimizden ayrılacak halde değildik. Hatice’ye, isterse ev açabileceğimi söyledim. Kocasından ayrılması gerektiğini, ama bunun hemen olmayacağını, ama artık o adamın koynuna girmeyeceğini, ona karılık yapmayacağını, kendisinden uzaklaştıracağını, belki o zaman olabileceğini söyledi. Vay be… Olaya Bak! Bir kez ev görmeye geldi çarpıldım, ikinci gelişinde ise altıma almıştım! Gerçi o bunu, kocası olacak adama inat uğruna yapmıştı, ama o inatla başladığı ilişkiden memnun kalmış ve bana ‘Gerdek gecesi’ sözünü vererek ayrılmıştı benden. Ama nasıl olacaktı, gerdek gecesi beni nasıl koynuna alacaktı?
Kendi eliyle düğün davetiyesini getirmişti iki gün sonra. Yine benim hatun evde yoktu, içeri girdi, gözlerinin içi gülüyordu. Kapıyı kapattım ve hemen Hatice’yi duvara yaslayıp dudaklarına yapıştım. Karşı koymaya çalıştı ama bir kere ok yaydan çıkmıştı. Eteğini yukarı doğru sıyırdığımda, “Ne olur yapma. Bırak gideyim. Sana söz veriyorum gerdek gecemde yine senin olacağım, ama bugün yapma!” diye yalvarmaya başladı. “Peki, 2 gün sonra düğünün olacak, o zaman gerdekte nasıl beraber olacağız?” dedim. “Gerdeğimiz düğün günü olmayacak, düğünden sonra olacak, çünkü düğünden sonra ben babamın evinde kalacağım, 3 gün sonra buraya geleceğim.” deyince, ben de, “Seni sikmeden bırakmam Hatice. O günden beri aklımdan hiç çıkmıyorsun! Bu gün seni sikecem!” dedim.
“Ama kesinlikle amıma girme, adetim başladı! Ağzıma alayım, arkadan vereyim, ama amıma girme!” dedi. “Tamam.” dedim, duvara yönünü çevirdim, ellerini duvara dayadım. Hiç sevişme falan yapmadan, kazık gibi olmuş sikimi göt deliğine dayadım! “Ne olur krem falan sür, bir şeyler yap, canım yanıyor!” diyor başka bir şey demiyordu. “Hayır, seni böyle sikeceğim!” dedim. Sikimin başını biraz tükürükledim. Parmaklarımı da tükrüküleyip göt deliğine doğru sürdüm. Zorlaya zorlaya başını soktum. Elimle de ağzını kapattım ki kimse çığlığını duymasın diye. Ve öyle bir yüklendim ki, yarısından fazlasını soktum götüne. Hatice bir anda yere yığılacak gibi oldu, sesi kesildi. Duyduğu acıdan dolayı kendinden geçmisti. Ellerimle kasıklarından tutarak kendime doğru çektim, sesi çıkmıyordu. Koltuğa doğru, sikim götünde, sürükleyerek götürdüm ve koltuğun kenarına başı gelecek şekilde bıraktım. Sikimi çektiğimde, sikim kan içindeydi. Götü kanıyordu…
Hemen banyoya girdim, sikimi yıkadım geldim. Hatice’nin götünden epeyce kan akmıştı. Kanayan yeri sildim, koltuğa uzattım. Göt deliğine epey bir parça pamuğu parmaklarımla soktum. Biraz sonra kendine gelmeye başlamıştı. Sesi çıkmıyor ve kızgın kızgın bana bakıyordu. Sadece, “Bunu yapmamalıydın. Sana güvenmiş bekaretimi vermiştim, oysa sen beni mahvettin!” dedi. Gitmek için ayağa kalktı, ama yürüyemiyordu. Biraz daha oturdu ve dinlendi. Sonra kalkıp, bitkin bir vaziyette, götünü tutarak gitti…
Düğününe gittiğimde gördüm, ayakta zor duruyordu. Büyük hasar vermiştim ona.
HATİCE BENİ AFFET!
Merhabalar. Ben karımla erken yaşlarda evlendim. Seks hayatımız çok güzel gitti hep. Ancak 30’umuzu geçtikten sonra, ikimiz de seks sırasında fantazilerimizi anlatma rahatlığına kavuştuk. Karım bir fantazisinde, benim başka bir kadınla sevişmemi seyretmek istiyordu. Ben de bir sevişme sırasında karıma, iki erkekle sevişmenin ona zevk verip vermeyeceğini sordum. Bu fantaziyi hiç konuşmamıştık daha önceleri. “Sahi istermisin, kıskanmazmısın?” dedi. Ben de, “Hayır, kıskanmam.” deyince, bu fantazi bizim en büyük fantazimiz oldu.
Benimle sevişirken karım, “Nolur yapma, ben evliyim, kocama ne derim…” diye kıvranıyordu altımda. Ben de “Olsun, bir kereden birşey olmaz…” diye sikmeye çalışıyordum onu. O da kıvranıyor ve sokturmamak için rol yapıyordu. Amının içine girince de, “Nolur birdaha yapma, kocam duyarsa mahvolurum…” diye kıvranıyordu altımda. Felaket boşalıyorduk birlikte.
Bu fantaziler devam ederken, yurtdışında yaşayan bir arkadaşım geldi Istanbul’a, bir ara beraber ticaret yapmıştık. Karım da çok iyi tanıyordu onu. Akşam yemeğine davet ettik. Otelden arabayla aldım onu, akşam beraber yemek yedik, eskilerden konuştuk falan. Yemekten sonra içki bizi iyice rahatlatmıştı, çok geç saatlere kadar içtik ve konuştuk. Saat 03:00 gibi, aldığı alkolün de etkisiyle, arkadaşımın başı koltukta öne düştü, sızmak üzereydi. “Ya istersen burda kal bu gece.” dedim, “Gideyim, rahatsız etmeyeyim.” dedi. “Olur mu, müsait oda var.” dedim. Karım da hemen yatağı hazırladı yatması için. O odaya girdi, biz de odamıza geçtik karımla…
Karımla yatağa girince, karımın vücudunu okşamaya başladım, kıvranıyordu. Karım da elini uzatıp sikimi okşamaya başladı. Sikim acayip kalkmıştı, arkadaşımın varlığı beni tahrik etmişti. Karımı da tahrik etmiş olacak ki, “Arkadaşın, umarım rahat eder…” dedi. Ben de “Bak bir istersen, sor bakalım rahat mı.” dedim. “Kızmazmısın?” dedi, ama can attığı belliydi. Yine de, “Olmaz, sonra rezil oluruz…” dedi. Ben de, “Gel birlikte gidip bakalım….” dedim. O anda ikimiz de sadece külotlaydık ve ben içkinin tesiriyle cesaretli hareket ediyordum. Yoksa çok istesek de, asla böyle birşeye cesaret edemezdik ikimiz de.
Koridorun lambasını yakıp, arkadaşımın yattığı odanın kapısını hafifçe tıkladık, ses çıkmadı. Kapıyı açtık ve baktık, çok derin uykuya dalmıştı, iyice sızmıştı. Karımla içeri girdik, ama ne yapacağımızı bilmiyorduk. Karım da yanımda, yatağın yanında ayaktaydık. Sonra ben, arkadaşımın üzerine örttüğü pikeyi bacaklarına kadar çektim. Arkadaşım, yaz olduğundan dolayı sadece slip giymişti ve siki bayağı kabarık duruyordu…
Karımın gözleri arkadaşımın kabarık sikindeydi hep. Karıma, “Kuru kuru bakmakla olmaz, ellesene…” dedim. “Ya uyanırsa napariz?” dedi. Hem alkol, hem de o acayip heyecanın ve zevkin etkisiyle, “Birşey olmaz, uyanmaz…” dedim. Karımla yatağın yanında çömeldik. Karım elini hafif hafif gezdiriyordu arkadaşımın donunun üzerinde. Karıma, “Korkma, çekinme, ne istersen yap!” dedim…
“Ya sonra pişman olursak?” dedi, ama bu arada kıpkırmızı olmuştu karımın o güzel yüzü. Sarışın ve beyaz tenli olduğundan iyice belli oluyordu bu kırmızılık. Karıma izin verdiğim halde, yine de çekingen davranıyordu. Dayanamadım ve ben arkadaşımın külodunu hafiften aşağı çektim. Biraz siki çıktı ortaya. Karım eliyle tutup oynamaya başladı. Arkadaşımda hareket yoktu, çok derin uykudaydı. Karım, arkadaşımın hem ilk defa gördüğü sikine dikkatlice bakıyor, hem de eliyle oynuyordu. Benim yüzüme bakamıyordu ama. Karımın başını bana doğru çevirdim elimle, ama hemen gözlerini kaçırdı. “Nasıl? Zevk alıyormusun?” dedim karıma. “Heyecandan öldüm ben…” dedi, ama karım benim de bakmamdan rahat edemiyordu, hissettim bunu.
“Ben tuvalete gidiyorum.” dedim, koridora çıktım, ama gitmedim. Sessizce oda kapısına geri gelip seyrettim. Karımın arkası bana dönüktü, hissetmedi beni. Arkadaşımın siki daha tam kalkmamıştı. Karım, arkadaşımın sikini eliyle tutup baş kısmını ağzına almıştı, emiyordu. Arkadaşımda uyanma belirtisi yoktu, ama acayip bir ses çıkarıyordu, inleme sesi gibi. Yavaşca ve sessizce içeri gelip, karımın arkasına hafifçe dayandım. Karım beni arkasında hissedince, hemen arkadaşımın sikini ağzından çekti. “Devam et, çok zevk alıyorum!” dedim. Sikimi arkadan karımın amına dayayıp yavaş yavaş sokmak istediğimde, karımın amı çeşme gibi akmıştı. Sikimin başını sokup, hafifçe itince hepsi kayıverdi amının içine. Karımın amının böylesine ıslandığını daha önce hiç görmemiştim…
Sikimin tamamı birden amına girince, karım, “Ohhhhh…” diye inledi. Artık iş çığrından çıkmıştı. Ben karımı belinden tutup, arkadan pompalarken, karımın da ağzından şapırtı sesleri geliyordu, acayip emiyordu arkadaşımın sikini. Tam kalkmadığı için de hepsi girmişti ağzına. Arkadaşım birden kasıldı ve inleye inleye karımın ağzına geldi… Ardından bir kez daha… Ve biraz sonra bir kez daha! Bu arada ben de karımın amına, iki kere, en dibine boşaldım. Karım spiral taktırdığı için rahattık. Karımı sikerken, ben konuşmuyorum, karım inliyor, arkadaşımdan da kısık kısık hırıltılar geliyordu…
Sikişmemiz bitince, karım arkadaşımın külodunu çekti ve pikeyi örttü, odamıza geçtik. Bir kere de yatakta siktim karımı. Karım bana, “Canım, teşekkür ederim, mahvoldum ben…” diyerek, inleye inleye boşaldı birdaha. Saymadım bilmiyorum ama, 4 mü 5 mi oldu boşalması. Ben de 3 kere geldim. Sonra bitkin bir vaziyette uykuya daldık.
Sabah uyandığımızda korku duyduk biraz. Karım bana, “Arkadaşın anlamamıştır degil mi? Anladıysa rezil olduk…” dedi. Odadan hakikaten çekinerek çıktık, çekinerek salona yöneldik. Salondan TV’nin sesi geliyordu, çekinerek salona girdik. Gülerek günaydınlaştık. Karım arkadaşıma, “Umarım yatakta rahat etmişindir…” dedi. Arkadaşım da, “Hemde nasıl rahattım, yatar yatmaz uyumuşum, biraz önce uyandım.” deyip, karıma teşekkür etti. Sonra birlikte güzel bir kahvaltı ettik ve arkadaşım gitti.
Merhaba ben Gökhan, eşimin adı ise Serpil, belki beni çok yadırgayacaksınız ama eşimle birbirimizi severek evlendik. Önceleri çok, ama çok mutluyduk. Birbirimizi deliler gibi seviyor, her konuda, ama her konuda çok iyi anlaşıyorduk. Taki o talihsiz kazayı geçirene kadar…
Bir erkeğin başına gelebilecek en kötü hadiseyi yaşamak beni hayattan tamamen kopartmıştı. Yemeden içmeden kesilmştim. Hiç konuşmuyordum, hep bir boşluğa bakıyor, böyle kadere lanet ediyordum. Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen hayat devam edecekti. Ve ben bunu bir türlü kabullenemiyordum. Bir gün tüm gücümü toplayarak çok ama çok sevdiğim eşim Serpil’i karşıma aldım ve beni dinlemesini söyledim. “Henüz 24 yaşında olduğunu, benim gibi sakat vede en önemlisi cinsel gücünü kaybeden bir erkekle beraberliği istemeye hakkım olmadığını” söylediğim anda başladı ağlamaya…
Aynı şeylerin kendisinin de başına gelebileceğini, yaşamın ortak olduğunu ve bu kavgayı sonuna kadar birlikte yürütmek istediğini söylemesi beni hem onurlandırdı, hemde ona karşı olan sevgim bir kat daha arttı. O kötü olayın ikinci yılını yaşıyoruz. Söylediği gibi hep yanımda oldu.
Bu yaz birlikte tatile gittik, herkes deniz kenarını tercih ederken, biz yayla turizminin yapıldığı, Trabzonu tercih ettik. Gittiğimiz mesire yerinde küçücük villa tipi bir eve yerleştik. Bol oksijen, buz gibi pınar suyu, alabalık ve kuzu eti mis gibiydi. Bir gün öğle yemeğinden sonra kaldığımız yerden 1 km. falan uzaklaştık. Her taraf çam ormanı ve mis gibi kokuyordu. Ben sakat arabamda oturuyordum, karım Serpil ise çimenlere uzanmıştı.
Bir çıtırtı duyduk, arkamızda iri yarı, sakallı ve gür bıyıklı biri belirdi. Önce selam verdi, bana “Geçmiş olsun kardeş.” dedi. Kendisini tanıttı, adı Metin idi. Ben de, “Ben Gökhan, bu da eşim Serpil.” dedim. Memnun olduğunu belirtti ve geçirdiğim kazayı sordu. Ben de anlattım ve tam iki yıldır bu halde olduğumu belirttim. Şaşırdı, “Bu kadar güzel bir kadına halen sahipsin ya, sen dünyanın şanslı insanlarından birisin.” dedi.
Metin’in bu kadar içten hareket etmesi, bir an için beynimi kurcaladı. Haklıydı, güzel karım Serpil’in cinsel ihtiyaçlarını hepten unutmuştum ve onu da kendim gibi cinsel açlığa mahkum etmiştim. Buna hakkım yoktu. Ama eşim boşanmayı da kabul etmiyordu. O zaman fedakarlık yapma sırası ve zamanı bana gelmişti.
Eşimin ihtiyacı olan cinselliği bu adamla, hiç vakit kaybetmeden yaşamasını istiyordum. Bunu hiç çekinmeden bir çırpıda söyleyiverdim. Hem eşim, hemde Metin şaşırmışlardı. Ama ben ısrar edince, Metin’in canına minnetti. Metin’e, eşimin cinsel ihtiyaçlarını gözlerimin önünde hemen gidermesini söyledim.
Metin yerinden kalkarak eşime yaklaştı ve sarılarak birden dudaklarına yumuldu. Eşim kaçmak istedi ama Metin çok güçlüydü, eşim de çaresiz bir şekilde gözlerini kapatarak kendini Metin’in kollarına bıraktı. Metin deliler gibi karımın dudaklarını emiyor, bir taraftan da eteğinin altından bacaklarını okşuyordu…
Az sonra Metin kendi gömleğini ve pontolunu çıkardı, yalnızca külodu ile kalmıştı. Siki sanki külodunu yırtacakmış gibi, kazık gibi duruyordu. Karım birden dizlerinin üstüne çökerek Metin’in külodunu aşağıya çekti, ve sikini ağzına alıp deliler gibi yalamaya başladı.
Bir anda ikisi de karşımda çırılçıplaktı. Metin çimenlere sırtüstü uzanmış ve karım Metin’in üzerine oturmuş, sikini çoktan amının derinliklerine almış, çılgınlar gibi üzerinde oturup kalkıyordu. Metin işini çok iyi biliyordu, karımı ritmik bir şekilde sikerek, karımın ard arda üç kez boşalmasını sağladı.
Daha sonra karım Metin’in önüne domalarak, Metin’e götünü de siktirmek istediğini belirtti. Ve hemen Metin’in sikini götüne sokmasını istedi. Acı falan umurunda değildi. Metin öyle bir abandı ki zavallı karım acıdan kıvranıyor, götü kanıyordu. Metin’de artık hiç insaf kalmamıştı. Bu iş tam üç saat falan sürdü.
Her ikisi de perişan bir haldeydiler. Villaya döndük, onlar banyoya gidip birlikte yıkandılar. Sonra hep birlikte yemek yedik. Beni yatağıma yatırdılar ve gözlerimin önünde tekrar sekse başladılar… Metin tam bir hafta boyunca bizimle villada kaldı, ve karımı sürekli amından ve götünden sikti.
Şimdi hayatımız üç kişilik, Metin de ailemize katıldı, üçümüz birlikte yaşıyoruz ve çok mutluyuz. Ve ben ikisini de çok seviyorum. Çünkü karımın genç yaşta sexsiz yaşaması çok acımasız olacaktı. Ve en güzeli de, tüm sikişlerini benim yanımda yapıyorlar, bu da beni çok mutlu ediyor.
Ben Nermin. 20
yaşında, 1.72 boyunda, 50 kiloda, esmer güzeli bir kızım.
Üniversite için geldiğim İstanbul’da yurtta kalmak istemediğim
için ailem daire tutmuştu. Güzelliğim konusunda herzaman kendime
güvenirdim. Üniversitenin ilk yılında Emre isminde bir çocukla
çıkmaya başlamıştık. Onunla tanışma
partilerinden birinde tanışmış ve sürekli birlikte vakit
geçirirken kendimizi sevgili olmuş halde bulmuştuk.
Evde tek kaldığım
için Emre bazen bende kalıyor ve birlikte uyuyorduk. Birlikte
uyumanın getirdiği sonuçlar, sabahları elini ya mememde ya da
amımda bularak uyanmam oluyordu. Önce hiçbirşey olmamış
gibi davrandım, uyku hali diye ses etmedim, ama ilerleyen günlerde, Emre’nin
eli amımı okşamaya, külotumdan içeriye girmeye
başladı. Ben pijamayla uyumayı sevmediğim için külotla
yatardım sadece ve ona tek engel olan ince külodumdu ve bu da onu
durdurmuyordu. Elleri daha cüretkar bir hal alınca, ağzımdan
çıkan iniltiye engel olamadım. Bir anda beni sırtüstü
yatırıp üzerime çıktı ve deli gibi öpmeye
başladı. Ona aynı şekilde karşılık
verdiğimde, Emre aldığı cesaretle, askılı
tişörtümü sıyırıp memelerimi emmeye, ısırmaya
başladı. Bir eli de amımı kurcalamaya devam ediyordu.
Bakire olduğum için tereddütte kalıyordum yine de. Bekaretimi
bozmasından korkuyordum. Bunu ona söylediğimde bekaretimi
bozmayacağına söz verdi. Rahatlamıştım.
Daha önce Emre’yle
hep öpüşür, sürekli birbirimizi ellerdik, ama hiç
çırılçıplak kalıpta yapmamıştık. Beni
çırıl çıplak soydu (ki bunun için tişörtümü ve külotumu
çıkarması yeterli olmuştu) ve dudakları yavaş
yavaş aşağıya doğru ilerleyip adresine
ulaştı. Amıma yumulduğunda yaşadığım
zevki şuan yazarken bile hissediyorum. Amımı öyle bir
yalıyordu ki, iniltilerime engel olamıyordum. “Bal gibisin
aşkım, yerim amcığını!” deyip daha çok emmeye
başlıyordu. Dili deliğimden içeriye kaydığında
şaşkınlıkla çığlık attım. Resmen
diliyle sikiyordu beni. O kadar heyecanlanmıştım ki, o an sikse
beni umrumda olmazdı. Bekaret korkum uçup gitmişti. Ama bir kere
demiştim bozma beni diye. İnatla beni çıldırtacak
hareketler yapıyor, ama yarak diye yanan amıma sikini sokmuyordu.
Daha önce kimseyle
sikişmemiştim, ama bu konu da cahil de değildim. Sürekli porno
filmler seyreder, seks hikayeleri okurdum. Emre 69 yapmamızı istediğinde
bu yüzden tedirgin olmadım. Nasılsa bekaretim sağlama
alınmıştı. O günden sonra hep aynı rutini tekrarlar
olmuştuk, ama ben artık daha fazlasını istiyordum. Ama Emre
ısrarla beklememiz gerektiğini, beni acele ettirmek istemediğini
söylüyordu. Aradan geçen aylar beni daha da azgın birine
dönüştürmüştü. Artık sikilmek istiyordum. Gözümü karartmıştım
bir kere.
Emre ile ilişkimiz
bu şekilde devam ederken, bu arada karşı komşum Levent
Bey de iyice aklımı çelmeye başlamıştı. Adam
45’indeydi, ama oldukça dinç ve yakışıklıydı. Uzun
boylu, küt saçlı, mavi gözlü, kısacası bir kadının onun
kollarına atlamaması için hiçbir sebep yoktu ve zaten sürekli
yanında kadınlar olurdu. Sevgilimle harika vakit geçiriyorduk, ama
ben hep fantazilerimde kendimden büyük biriyle sikiştiğimi hayal
ederdim ve Levent Bey’i düşünüyordum artık o hayallerde.
Emre sömestir tatilinde
ailesinin yanına gidince ben tek kalmıştım. Bir ay daha
gelmeyecekti ve bana yeterli gelmeyen o yüzeysel sevişmelerden bile mahrum
kalmıştım. Bir gün yine tek başıma televizyon
seyrederken elektrikler kesildi ve ben karanlıktan çok korkardım.
Emre’yi aradım ve telefonda ağlayarak konuşmaya
başladım. Korktuğumu ve onun burda olmamasına
ettiğim lanetleri o kadar sesli söylüyordum ki, dışardan duyulacağını
hiç düşünmemiştim bile. Sinirle telefonu kapadığımda
çok geçmeden kapıda bir ses duydum. Birisi kapıya vuruyordu. Elimdeki
telefonun ışığıyla kapıya gidip açtım ve
Levent Bey’i görünce hissettiğim rahatlama duygusuyla boynuna atladım.
Ama ne atlama! Resmen vücudum vücuduna yapışmış, tek beden
olmuştuk. Geri çekildiğimde adamın
şaşırdığı belli oluyordu, çünkü tepkisiz
kalmıştı.
“Şey özür dilerim… Karanlıktan nefret ederim ve sizi de görünce çok
sevindim!” dedim. O da, sesleri duyduğunu ve iyi olup
olmadığımdan emin olmak için geldiğini söyledi. Yalnız
kalmak istemediğimi söyleyip, içeri davet ettim. Beni kırmadı.
Kanepeme oturduğunda hemen yanına oturdum ben de. Ne de olsa
korktuğumu bahane edebilirdim. Havadan sudan konuştuktan sonra konuyu
nasıl değiştireceğimi düşünürken, bir an bir şey
alma bahanesiyle ayağa kalktım ve tökezliyormuş gibi yapıp
kucağına düştüm. Ellerimi boynuna dolamıştım.
Nefes alışlarının hızlandığını
duyabiliyordum. O da beni istiyordu, belliydi. Çünkü ne zaman beni görse
beğeniyle süzdüğünü farkederdim. Anlaşılan ilk
adımı atmakta tereddüt ediyordu.
İçimdeki ateşli Nermin uyanmıştı bir kere.
Dudaklarına yapıştım. Beni geri itip, “Ne yapıyorsun
sen?” diye sordu. Hemen ayağa kalkmıştı. Gideceğini
anladığım için panik yaptım.
“Sen de beni istiyorsun biliyorum. Uzun zamandır beni siktiğini hayal
ediyordum. O evine getirdiğin orospulardan neyim eksik? Niye esirgiyorsun
yarağını benden?” dedim ve ağlamaya başladım. Gözlerimiz
karanlığa alıştığı için yüzünü
seçebiliyordum. Odayı aydınlatan mum da işe yarıyordu. Bana
bakışlarından anlaşılıyordu beni ne kadar sikmek
istediği.
“Güzelim benim!”
diyerek kolları arasına aldı beni ve sıkıca
sarıldı. Nefesi boynumu okşuyordu. “O zibidiyi yanında
gördüğüm her gün nasıl uykunun bana haram olduğunu bilmiyorsun
sen! Ben seni sikmek isterken o sikiyordu. O tatlı
amcığının hayaliyle ya 31 çekiyordum, ya da o
karıları sikiyordum. Şimdi seni sikmemi istediğini
söylediğinde sana olan duygularımı anlayıp, alay ettin
sandım!” dedi. Halen sarılı bir şekildeydik ve
sertleşen sikini hissedebiliyordum.
O an o kadar mutlu
olmuştum ki, geri çekilip yüzünü ellerimin arasına aldım, “ Sik
beni Levent! Sike doyur! Sadece sen doyur aşkım. Emre’ye siktirmedim
kendimi, bu am senin yarağını istiyor. Orospun yap beni.
Amım yanıyor!” dediğimde, hızla öpmeye başladı.
Artık aramızda sınır kalmamıştı.
Öpüşleri o kadar ateşliydi ki, amım sırılsıklam
olmuştu. Tecrübeli olduğu çok belliydi ve beni feci
ateşlemişti. Hızla bluzumu çıkarıp memelerime yumuldu.
Sütyen takmayı sevmemem işime yaramıştı. Memelerimi
emiyor, dilliyor, dişleri arasına alıp
sıkıştırıp beni zevkten uçuruyordu.
Sonra beni
kucağına aldı ve kanepeye yatırdı. Kendisi de
hızla soyunup yanıma geldi. Üzerinde boxer vardı sadece.
Külodumu da çıkardığında bakire amım onun
insafına kalmıştı. Hiç vakit kaybetmeden yalamaya, emmeye
başladı. Ama ne yalama! Resmen yutuyordu amımı.
İştahla emiyor, beni zevkten uçuruyordu. Emre de amımı
yalardı, ama şimdi aldığım zevkle
kıyaslanamazdı onun yaptıkları. Başını
ellerimle daha çok amıma bastırıyordum. O da bundan memnun,
diliyle sikiyordu beni.
Ne kadar devam
etti bilmiyorum, ama feci orgazm olmuştum ve o bana insaf etmiyor, devam
ediyordu. “Hadi sik artık beni!” diye yalvarmaya
başlamıştım. “Hemen olmaz, iyice bir tatmam lazım
seni. Hep bu anı bekledim. Artık o pezevengi umursamadan sikecektim
seni zaten. Şimdi sen de istiyorken bunun iyice bir tadını
çıkarmam lazım!” dedi. O an çok
şaşırmıştım, ben istemesemde sikecekti beni yani.
Bunu duyunca daha da isteklendim, “Ben istemesemde sikecektin yani beni?” dedim
nefes nefese. “Kaçarı yoktu. Bu yarak senin amına eninde sonunda
girecekti!” dedi. Bu sefer bir parağını amıma sokmuştu
ve yalamaya öyle devam ediyordu.
Sonra ayağa kalkıp boxerını da çıkardı. Gördüğüm
şey karşısında korktum. Yarağı o kadar büyüktü ki,
20 santimden büyük olurdu da küçük olmazdı. O kocaman şey nasıl
amıma girecekti benim.
Korktuğumu anlamış olacak ki, hemen yanıma gelip
dudaklarımdan öpmeye başladı. Hemen ona karşılık
verdim. Bacaklarımı beline doladığımda siki amıma
sürtünüyordu. “Korkma aşkım. İlk seferde biraz acıyacak,
ama sonra benim sikimden başka bir şey düşünemeyeceksin. Sadece
benim sikim dolduracak o güzel amcığını!” diyordu.
Zaten acıyı göze almıştım, “Hadi sik artık beni!”
dedim. Bacaklarımı açıp, sikinin başını sokmaya
başladı. Biraz zor oluyordu, ama sesimi çıkarmadım.
Yavaş yavaş sokmaya başlarken ne olacağını
sabırsızca bekliyordum. Birkaç girişimden sonra
tamamını soktuğunda, acıyla çığlık
attım. “Tamam aşkım geçecek birazdan. Tamamını da
aldın. Bundan sonrası zevkli geçecek. Bu am sikimin müptelası
olacak. Hep sikilmek isteyecek. Seni sadece ben sikeceğim. Bu am
artık benim!” dedi.
Gerçekten acı geçtiğinde, bu sefer de arzudan acı çekiyordum.
Kalçamı kaldırıp oynatmaya başladım. İşareti
alan Levent de içimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı
beline doladım. Onu daha çok hissetmek istiyordum içimde. “Daha
hızlı sik beni aşkım, sikine doyur. Daha hızlı,
daha hızlı! Bu am senin yarağın için
çıldırıyor!” diye onu ateşliyordum. O da daha
hızlı git gel yapmaya başladı. “Ahh, ohh!”
sesleri odada yankılanıyordu. Her git gelde sikini tamamen içime
gömüyordu. Başta o koca sik nasıl amıma girecek diye
düşünmüştüm ama alıştıktan sonra
aldığım zevk o kadar büyüktü ki, yaşadığım o
kısa süren korku şimdi çok saçma geliyordu. Ben bu arada orgazm
üstüne orgazm yaşıyordum.
Sonunda o da boşalacağını
söyleyip içimden çıkmaya çalışınca, bacaklarımla
sımsıkı sardım onu. Tehlikeli dönemde değildim ve o
muhteşem sıcaklığının içime
boşalmasını istiyordum. “İçime boşal aşkım. Sakın
çıkma. Orası artık senin yerin!” dedim. Haykırarak içime
boşalırken, sanki tazyikli su
fışkırtıyorlardı içime. Boşalması çok uzun
sürmüştü. Daha sonra üzerime yığıldı, ama
ağırlığı çok hoşuma gidiyordu. Siki halen
amımla anahtar kilit pozisyonundaydı. Ona, “Harikaydın
aşkım. Bundan sonra sadece beni sik. O yarağın tadına
sadece ben bakacağım!” dedim.
Benimle birlikte
yan döndü. O sırada elektrikler de gelmişti. Ben bir an utanır
gibi oldum, ama bana sıkıca sarıldı. Bir eli kalçamı
okşuyordu. “Utanma aşkım. Hem tabi ki bundan sonra seni
sikeceğim. Böyle taze am bulmuşum bırakırmıyım.
Uzun zaman geçse de doymam ben bu tatlı amına. Ben seni daha çok
sikeceğim. Bu amı yiyip bitireceğim!” dedi. Nazlanır gibi
yaptım, “Öyle mi? Ama senin sikin de Emre’ninkine kıyasla oldukça
heybetli. İyiki ona siktirmemişim kendimi. Senin sikin varken onu
daha istemem zaten!” dedim.
Bu söylediklerim onun sikinin tekrar canlanmasını sağladı.
“Yine mi? Daha yeni siktin beni!” dedim şaşkınlıkla. Yan
döndüğümüzde siki içimden çıkmıştı. Bir eliyle
amımı okşamaya başladı. “Bu taze am varken benim sikim
hiç inmez ki!” dedi ve beni kucağına alarak banyoya götürdü. Benim
amım ve onun siki kan içindeydi. Beni bir güzel yıkarken, elleriyle
de vücudumu okşayarak ikinci sefer için hazır hale getiriyordu beni.
Yıkanma
faslı bittiğinde hızla dudaklarına yapıştım.
Çılgınca öpüşüyorduk, dillerimiz dans ediyordu sanki. Bir
bacağımı beline doladım ve omuzlarına tutunup
sıçrayarak ikincisini de doladım. Şimdi tek iş sikinin
amıma girmesiydi ve çok geçmeden de adresine giriş yaptı.
Artık kendimde değildim, bambaşka birine dönüşmüştüm.
Çılgın gibi kucağında zıplıyor ve en derinlerime
kadar sikini alıyordum. Beni kucağında çamaşır makinesinin
üzerine oturttu ve sikmeye öyle devam etti. Arada da meme ucumu
ağzına alıyor, dişleri arasında
kıstırıp, çekiştiriyordu. Git gelleri daha da
hızlanmıştı ve sonunda aynı anda geldik.
Boynuna sarılıp, “Harikasın aşkım. Tükettin beni!”
dedim. “Daha bu ne ki?” diye güldü. “Nasıl yani?” dedim. “Bu amın
tadını almışım, iki sefer bana yeter mi? Daha sabaha
kadar sikecem seni. Başka yolu yok!” dedi. Şok oldum. Gerçekten
yorulmuştum ve Levent’teki enerji beni
şaşırtmıştı. Ama bir yandan da mutlu
olmuştum. Gerçek bir kadın yapmıştı Levent beni ve
dediği gibi sikinin müptelası olmuştum. Ama, “Önce biraz
uyuyalım aşkım. Sonra yine sikersin beni. Azcık dinleneyim!”
dedim. Beni kırmadı ve yatak odama gidip, sarmaş dolaş
yattık.
Ne kadar uyudum bilmiyorum, ama amımda hissettiğim
ıslaklıkla uyandım. Kafamı kaldırıp
baktığımda Levent’in amımı yalamaya
başladığını gördüm. Şaşkınlıkla, “Ne
arsız şeysin sen!” diye güldüm. Yorgun olmama rağmen vücudum
istekli ve hazırdı. “Bu amı bırakmak kolay mı orospu?
Sikim tadını aldığından beri inmek bilmedi. Bu gece
sabaha kadar uyku yok. Bu sik bu amdan çıkmayacak!” dedi. Kaba
konuşmaları tuhaf bir şekilde hoşuma gitmişti. Hemen
havaya girdim. Onu kollarımın arasına çekerek, “Sik beni
aşkım. Orospun yap. Parçalama amımı. Amım senindir
artık. Terkedeceğim o Emre’yi de. Senin sikini yemişim, bakar
mıyım başkasına. Tek sikicim sensin!” dedim.
Tek hamlede içime girdi. Hırslanmıştı sanki. Hızla
gidip geliyordu. Bir yandan da, “Bu ama benimkinden başka sik girmeyecek
orospu, duydun mu beni fahişe? Başkası sikerse onu da sikerim,
bu am sadece benim!” diyordu. “Bu am senin yarağını yemiş,
başkasını ister mi hiç? Sen ne zaman istersen bu am senindir.
İstediğin kadar sik beni. Sikine doyur!” diyordum ben de nefes
nefese.
Bu sefer boşalması epey uzun sürmüştü. Bacaklarım beline
dolanmış halde kaldık yatakta. İkimiz de tükenmiştik.
Yana kayacağı zaman bacaklarımı daha sıkı
doladım, onunla tamamlanmış hissediyordum kendimi. “Vay orospu
vay! Demek içinden çıkmamı istemiyorsun?” dedi gülerek. “Napayım,
sende bu sik varken ben senden nasıl ayrı kalayım? Amım
seni istiyor. Böyle uyuyalım!” dedim. Sabaha kadar içimden
çıkmadı.
İlk ben
uyandım. Onu uyandırmadan yan döndüm. Üzerindeki örtüyü çekip, sikine
daha yakından baktım. Hep o yalamıştı beni. Ben
yalamamıştım. Bir tek Emre’nin sikini yalamıştım,
çünkü onunla sikişmiyorduk. Beni kadın yapan Levent’i
ödüllendirmeliyim diye düşündüm ve yarağını
ağzıma aldım. İştahla yalıyor, alabildiğim
kadar ağzıma alıyordum. Levent hemen uyanmıştı, “Vay
orospu, azgın şıllık. Bitirdin beni, harikasın!” diyordu.
Yarağı çok geçmeden dimdik olmuştu. Sonra da beni altına
aldı ve yarağını tek hamlede içime soktu. “Dölleyeceğim
seni orospu, içine akıtacağım. Bitirdin beni. Amcığının
delisi oldum!” diyerek daha da sert sikiyordu beni.
Dünden beri
tahriş olan amım acıyordu, ama umrumda değildi, zevk daha
fazlaydı. “Dölle beni. Daha sert sik. Sikicim. Erkeğim.
Aşkım!” diye inliyordum. İnlemelerimizi duymayan
kalmamıştı kesin, ama umursamıyorduk. Daha sonra beni
domalttı ve arkama geçti. Götümü sikecek diye korkup itiraz edecektim ki,
“Korkma aşkım, bu seferlik götünü sikmeyeceğim, ama götün de
benim, kimselere vermem!” dedi ve domalmış halimle amımdan
sikmeye başladı. Sonuna kadar köklüyordu. İnanılmaz zevk
alıyordum. Bir süre daha bu pozisyonda devam ettik. Sonra kendisi yatağa
uzanıp, beni de kucağına çekti, “Şimdi biraz da sen sür
beni, kontrol sende!” dedi. Heyecanlanmıştım. Sikinde
kalkıp oturmaya başladım. Sonuna kadar içime alıyor,
hızla inip kalkıyordum. İkimiz de aynı anda
boşaldık ve üzerine yığılıp kaldım.
Emre geldiğinde ondan ayrıldım. Artık Levent’le her
fırsat bulduğumuz an sikişiyoruz. Bazen ben okulu asıyorum
ve bütün gün yataktan çıkmıyoruz. Sikinin müptelası oldum ve o
da amımın delisi!
Merhaba, ismim Can. 2 yıllık evliyim. Henüz nişanlı iken, ben ayda bir haftasonu İzmir’e gidip, onlarda kalıyordum. Ozamanlar baldızım da nişanlıydı, ama bacanak orada kalmıyordu. Gece olunca ben tek başıma bir odada yatıyordum, nişanlım ve baldız beraber bir odada yatıyorlardı. Herkes uyuduktan sonra nişanlım benim odama gelir sevişirdik. Nişanlım, “Ben senle evlenince gerdeğe girmek istiyorum!” derdi ve kesinlikle siktirmezdi, ama sikişme haricinde hertürlü sevişir ve birbirimizi rahatlatırdık.
Yine böyle bir gece nişanlımla sevişirken, yazın İzmir çok sıcak olduğu için, odanın penceresi açık bir şekilde sevişiyorduk. Evleri müstakil ve tek katlı, güzel bir bahçe içindeydi. Nişanlımla sevişmeye başlayalı yaklaşık yarım saat geçmişti, nişanlım beni yatağa yatırmış ve güzel dudaklarıyla beni benden alıyordu resmen. Bir ara ben pencerenin dışında bir karaltı gördüm. Dikkatlice baktığımda, baldız bizi izliyordu. Bir elinin iki parmığı ağızında emiyor, bir eli küçük göğüslerindeydi. Küçük göğüsleri diyorum, baldızım karımdan yaşı 6-7 yaş büyüktü, ama göğüsleri ve götü oldukça küçüktü.
Nişanlımın 15 dakikadır yaladığı sikim ay ışığının pencereden içeri vurmasıyla daha bir parlak ve daha iç açıcı duruyordu. Ben baldızın bizi izlediğini görünce nişanlımın ağzını resmen sikmeye başladım. Baldız da daha çok çoştu tabii. Hemen nişanlımı alta alıp, baldızı göremeyeceği şekilde yatırıp zevkten sulanan amını yalamaya başladım. Her zamankinden daha güzel ve iştahlı yalıyordum, baldız bizi izliyor diye. Uzun bir yalamadan sonra nişanlımın bacak arasında yerimi aldım ve başladım sikimi nişanlımın amına sürtmeye. Siktirmediği için hep böyle sürterek tatmin oluyorduk.
Herhalde baldızım, benim kardeşinin içine girdiğiğimi zannetti ve ağzındaki eli kayboldu, sanırım alt tarafını okşuyordu. Ben de nişanlıma değişik pozisyonlarda sürtmeye devam ettim. Arada bir sikimi baldıza doğru çevirip, elimle bir iki okşayıp tekrar nişanlıma sürtmeye devam ediyordum. En sonunda nişanlımı domaltıp, baldızın tam göreceği bir pozisyonda nişanlımın beline ve sırtına doğru oluk oluk boşaldım ve elimle baldıza gitmesini işaret ettim. Baldız başta çok şaşırdı, benim kendisini gördüğümü bilmiyordu sanırım, ama hemen gitti, çünkü nişanlım 2 dakika sonra yanına yatmaya gidecekti. Ve gitti de.
Sabah kalktığımızda herşey normaldi, baldız kahvaltı hazırılıyordu. Ailecek güzel bir kahvaltı yaptık. O gün baldız bana daha çok ilgi gösteriyordu. Kaynanam, baldızım ve nişanlımın ısrarlarıyla o gece de orada kalmaya karar verdim. Akşama bacanak ta geldi, güzel bir sofra kurup içmeye başladık. Kaynanam içmezdi, sadece sohbete katılıyordu. Saat ilerleyince bacanak gitmek istedi. Ben hariç, herkes kalması için ısrar etti, ama o kalmadı ve gitti. Daha sonra muhabbet cinsel içerikli olmaya başladı, alkolün etkisiyle tabi. Kaynanam, “Siz kafayı bulmaya başladınız, bu sohbet yeter, ya kapatın ya ben gider yatarım!” dedi. Ben ve nişanlım, “Kapatalım!” dedik, ama baldız, “Ne var anne ya, Can yabancı mı? Senin oğlun sayılır!” dedi ve cinsellikten konuşmaya devam etti. Kaynanam da kızdı ve gitti yatmaya.
Kaynanam gidince, baldız daha rahat konuşmaya başladı ve sonunda konuyu insanların evlenmeden nişanlılarıyla ve sevgilileriyle ilişkiye girmesine getirdi ve nişanlıma sordu, “Ters bir olay mı?” diye. Nişanlım da, “Ben karşıyım!” dedi. Baldız ise, “Benim nişanlım benden öyle birşey istese, onu elimden kaçırmamak için yaparım!” dedi. Biz hemen ona döndük. O da, “Yoooo yooo, valla Eray’la bir şey yapmadık!” dedi. Biz çok ısrar ettik, “Hadi hadi yeme bizi, yaptın mı?” diye, ama baldız yemin ederek yapmadığını söyledi. Sonra da, “Asıl siz yapmış olmayın?” deyince, ben akşam gördüklerini anlatacak sandım, ama anlatmadı. Nişanlım hemen, “Sen beni bilirsin abla, ben öyle şeylere karşıyım!” dedi. Baldız da, “Yapsanız ne olacak ki, yakında evleneceksiniz zaten!” dedi. Sonra da, “Sizin konuşacaklarınız vardır, ben zaten kötü oldum, iyice kafam dönmeye başladı. Bu sohbetin sonu boka sarmadan gidip yatayım ben!” dedi ve gitti.
Baldız gidince, nişanlım, “Ben de çok sarhoşum, yatmaya gidiyorum!” dedi. Ama ben sevişelim diye ısrar ettim, kıramadı beni ve benim odama gidip başladık sevişmeye. İçkinin de etkisiyle nişanlım, çok sıcakladığını, pencerden gelen havanın yetmediğini ve sessiz olursam, cereyan yapsın diye odanın kapısını da açık bırakacağını söyledi. Kabul ettim, kapıyı da açıp sevişmeye devam ettik. Kapı açık olduğu için, baldız bu gece dışardan değil de kapının önünden bizi izlemeye başlamıştı bile. Ben ne türlü pozisyon olursa olsun nişanlımın yüzününü kapıya döndürmemem lazımdı. Hemen nişanlımı 69 pozisyonuna getirdim ve yalaşmaya başladık. Çok güzel yalıyordum nişanlımın amını. Baldız beni yalarken görüyor, ama benim sikimi göremiyordu.
İlk defa nişanlımın götünü de yalamaya başladım. Çok zevk aldığı belli oluyordu. Arada baldıza bakıyordum, göğüsleri fora etmiş kendini okşuyordu. Nişanlımı altıma alıp, kulak memelerini emerken, kulağına fısıldayarak götten yapmak için yalvardım. Nişanlım da, “Yalarken çok güzeldi, yine aynı zevki verirsen kabul!” dedi. Sikimi iyice tükürükle ıslatıp, nişanlımın bacaklarını omzuma aldım ve götten girmeye başladım. Amına sürterken bu kadar zevk almıyordu, inleye inleye, “Daha sert sik götümü!” diye sayıklıyordu. 15 dakika sürmeden böğüre böğüre boşaldım götünün içine. O sırada baldız kapıdan kayboldu ve herkes yatıp uyudu…
Bu olaydan kısa bir zaman sonra baldız evlendi. Onlardan 1 yıl sonra da biz evlendik. Baldızın bir çocuğu oldu. Arada bir kocasıyla bize kalmaya gelirler. Onlar geldi mi her gece içer, kafaları biraz kırar öyle yatarız. Onlar bizdeyken karımı daha sert siker uçururum. Karım da, “Ablamlar buradayken daha iştahlı oluyorsun sen, ne iş?” diye sorar hep, ben ise geçiştiririm. Ama bizim evde karımla sikişirken baldızın bizi izlediğine hiç şahit olmadım.
Birgün yine bize geldiler. O akşam yine içtik. Yalnız bir tuhaflık vardı, baldız az içiyor, ama sarhoş gibi davranıyordu, bize durmadan kadeh kaldırıyordu. Ben bu durumu farkedince ağırdan içmeye başladım. İçkiler bittiğinde, bacanak ve karım tam kelle olmuştu. Herkes odasına çekildi. Ben yine karımı altıma aldım ve sertçe sikmeye başladım. Karım sarhoş haliyle nerdeyse sikişirken altımda uyumak üzereydi. İçine boşalıp amından çıktığımda sızdı kaldı. Birkaç kere dürttüm, “Kalk bir duş al öyle yat!” diye, ama horlama sesinden başka tepki gelmeyince, ben banyoya duş almaya gittim. Bir ara banyonun kapısı hafif aralandı, biri bakıyordu, bu kesin baldızımdı. Göreceği şekilde sikimi sabunlayıp okşamaya başladım. Ama baldız umduğum gibi banyoya girmedi, kapıyı kapatıp gitti.
Duşumu alıp bornozla banyodan çıktığımda, bizim kullanmadığımız eşyaları koyduğumuz küçük odadan birtakım sesler geldiğini duydum. Başta korktum eve hırsız falan girdi diye, ama odaya gidip baktığımda, baldız yarı soyunmuş halde, eski kanepeye uzanmış kendini okşuyordu. Beni görünce hiç toparlanmadı ve “Gelmeyeceksin sandım!” dedi. Ama ben hemen üzerine atlamadım. “Ne bekliyorsun?” dedi. “Kardeşin uyuyormu bir bakayım!” dedim. “Ben baktım da geldim, uyuyor, gel artık, seni çok istiyorum!” dedi. Vakit kaybetmeden sevişmeye başladık. Baldızın küçük memeleri beni hep delirtiyordu zaten. Göğüs uçları çok güzeldi, onları doyasıya yaladım, emdim. Oradan amına indim yavaşça. Amı da güzeldi, ama doğum yaptığı için biraz deforme olmuştu. Amıyla beraber beni hep hasta eden o küçük götünü de yalıyordum. Götünün en güzel ve beni mest eden tarafı, iki yanak arası oldukça ayrıktı, tam götten sikmelikti yani.
69 olduk, şimdi baldız da benim sikimi yalıyor, “Mmmhhh, yarağını yalamayı çok hayal ettim!” diyordu. “Zevkini sür ozaman, iyi yala!” dedim. Ben baldızın götünü yalarken birşey dikkatimi çekti, göt deliği epey genişti. Baldıza, “Kaç kere siktirdin götten?” deyince, baldız, “Aslında bekarken götten sikişmeye karşıydım, ama seni kardeşimi götten sikerken görünce, her gece kocama yalvardım beni götten sikmesi için. Başta istemedi, ama ben zorla siktirdim götümü ona. Şimdi her gece götümü sikiyor, amımı ise haftada bir!” dedi.
Baldızı altıma alıp, amına daldırdım sikimi. 15 dakika amını siktikten sonra, baldız beni yatırdı ve götüne soktu sikimi. Hiç zorlanmadan alıyordu hepsini. Belli ki götten sikilme delisiydi. Arada bir sikimi götünden çıkarıp amına sokuyor, ama bir iki dakika sonra tekrar inleye inleye götüne sokuyordu. Amına soktuğu zamanlar vıcık vıcık oluyordu amı hep. Sanırım 2-3 defa boşalmıştı. Pozisyon değiştirip domalttım ve götten sikmeye devam ettim. O da boş durmuyor, 3-4 parmağını amına sokuyordu. Ben de artık boşalmak üzereydim, elini amından çıkarıp, sikimi amına sokup sikmeye başladım. Çok geçmeden ikimiz de aynı anda boşaldık. Sonra baldız banyoya gitti, ben de bornozu giyip karımın yanına gittim, yattım uyudum.
Baldız şimdi ikinci çocuğa hamile ve artık eskisi kadar sık gelmiyor. Ama gelince de götünü siktirmeden gitmiyor!